25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26HAZİRAN1992 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 SababatHn Kudret Aksal tastanede • Kültür Servis- Şair, öykü ve oyun yazan Sabahattin Kudret Aksal, bir süre önce geçirdiği bir rahatsızlıktan dolayı Çapa Tıp Fakültesi Nöroloji kliniğmde tedavi altına aiındı. Byron'ın saçı saüldı •Kültür Servisi - On dokuzuncu yûzyıl İngiliz Romantik şairi Lord Byron' ın bir tutam saçı, Londra'da düzenlenen açık arttırmada aha buldu. Lord Byron'ın saçının yaklaşık 8500 dolara satıldığı belirtıldi. Byron'ın küçük bir kutu içindeki açık kahverengi saçını, bir İngjliz kolleksiyoncunun, Cambridge Üniversitesi'nde okuyan oğlu için saün aldığı öğrenildi. Timur Selçuk'un 25. yılı • Kültür Servisi- Timur Selçuk'un mûzikte 25'inci yıhnda yeni disk ve kaseti yayımlandı Sanatçının son çahşmalanndan oluşan kaset ve dısk, "müzikte yaşanan 25 uzun yıla" ithaf edilmış. İstanbul Oda Orkestrasınca seslendınlen parçalann tümü Timur Selçuk tarafından dûzenlenmiş ve yönetilmiş. Sanatçının çeyrek yüzyıllık birikimiyle oluşturulan kaset ve dıskte, Cahit Sıtkı Tarancı. Umit Yasar Oğuzcan, Faruk Nafiz Çamlıbel, Ümil Yaşar Oğuzcan, Oktay Arayıcı ve Behçet Kemal Çağlar'ın eserlerini seslendiren sanatçıya Çağdaş Müzik Koro'su da eşlik ediyor. S İ N E M A A T İ I LA DORSAY Borular Dizzy için öttü • Kültür Servisi - ABD'de düzenlenen JVC Caz Festivali'nde ünlü trompetci Dizzy GUIespie için bir saygı konseri gercekkştınldı. 'Trocnpeüer Dizzy İçin Çalsm' adlı konserde hepsı de 74 yaşındaki Gillespie'den genç olan trompet ustalan çaldı. Geçirdiği bir ameliyattan sonra evinde dınlenmekte olan Dizzy Gillespie için verilen konsere, 25 temmuzda 20. Uluslararası İstanbul Festivali'nde de çalacak olan Wynton Marsalis de katıldı. Bilindıği gibı, bu yıl Uluslararası İstanbul Fesüvali'nin yüdızlan arasında olacağı açıklanan Gillespie, daha sonra rahatsızlığı yûzûnden İstanbul'a gelemeyeceğini bildirmişti. Ünlü şef Groves öldü • Kültür Servisi - Ünlü İngıliz orkestra şefı Charies Groves 75 yaşında öldü. Sir Charles Groves, özellikle yaşayan bestecilerin yapıtlannı seşlendirmesiyle, yirmjnci yüzyıl İngiliz müzigine büyük önem vermesiyle, Alman klasik ve romantik bestecilerin yapıtlannı yorumlamadaki ustalığıyla tanınıyordu. Groves, uzun yıllar BBC Kuzey Orkestrası'nı, Bournemouth Senfoni Orkestrası'ıu, Liverpool Kraliyet Filarmoni Orkestrası'nı, Londra Kraliyet Filarmoni Orkestrası'nı, Galler ve İngiliz Ulusal Operalannı, Guildford Filarmoni Orkestrası'nı yönetmişti. Ünlü İngiliz şef, son olarak, 1988 yılmdan bu yana Leeds Filarmoni Derneği'nin müzik direktörlüğünü yapıyordu. Hemingway'den mektup vap •Kültür Servisi - Amerikalı yazar Emest Hemingway'in 1948-1958 yıllan arasında yazdığı otuz beş mektubun 93 bin dolara aha bulması beklenıyor. Sotheby's müzayede şirketi tarafindan yayımlanan müzayede kataloğunda Hemingvvay'in, Avusturyalı yazar Pieter Viertel'e yazdığj mektuplardan kısa ahntılara yer verildi. Mektuplardan binnde Hemingway kadınlarla ilgili düşüncelerini de dile getiriyor: 'Kadınlar konusunda asla tasalanma. Yalnızca onlara karşı iyi ve nazik olmaya çalış, onlann kafaanın nasıl çalıştığını kavra ve onlan mutlu et. Çok cadılık ederlerse vurursun kıçlanna tekmeyi. Ama unutma ki, kadmlann çoğu cadı değildir, onlan cadılaştıran erkeklerdir.' Geçen sinema mevsimine bakış 1 Aıııerikaıı güldürüsü başı çektiOldukça görkemli bir mevsım yaşadık. Baü başkenüeriyle kıyaslanınca, kuşkusuz yine "sönük" kalacak, ancak bizim sine- macılığımız için küçümsenmemesi gereken sayıda ve kalitede fılm gösterime çıktı. 1991-1992 sinema mevsimi içinde... 10 ha- ziran tarihini "bitiş taribi" olarak aldığımız bu bir yılda ülkemizde gösterilen 200'e yakın yabancı film içinde, adı sanı belirsiz karate, vurkır ve erotizm filmlerini bir yana bırakırsak, 140 kadar adı anılma- ya değer fılm gösterildi. Bunlara, her yıl yaptığımız gıbi topluca göz atalım. Genç seyirciye Geçen yılın en büyük toplamı oluşturan filmleri, Amerikan sınemasından gelen güldürülerdı. İnsanlann zamanımızda en çok gülerek rahatlamaya gereksinme duy- duğuna inanmış gözüken Hollywood, kar- şımıza sayısız gûldürû filmı getirdi. Çoğu çok genç bir kitleye seslenen önemsiz film- lerdi bunlar. Stan Dragoti'nin "Kızım Elden Gidi- yor- She's Out of Control", Dennis Du- gan'ın "Problem Çocuk- Problem Child" ve Brian Levant'in "Problem Çocuk 2", David S. VVard'ın "Kral Ralph- King Ralph", Stephen Herek'in "Evde 5 Başı- na-Don't Tell Mom the Babysitter's Dead", William Dear'in "Liseli Ajan- Teen Agent", John Hughes'un "Küçük Dalavereci-Çurly Sue", Hovvard Zieffin "Kız Arkadaşım-My Girl", Gregg Cham- pion'un "Zoraki Kahraman-Short Time" filmlerini, asıl amaçladıklan çocuk-genç seyircilere bırakarak aradan çekilmek, ga- liba en iyisiydi. Olanaksız ikililer Güldürüde daha "iddialı" fılmler de vardı. Richard Benjamin'in "Deniz Kız Jan-Mermaids",ÇhrisColombus'un"Be- kann Derdi-Only the Lonely", John Lan- dis'in "Kızıma Dokunma-Oscar", kuşak farklılıklanna dokunan sevimli komedi- lerdi. • 200'e yakın yabana film içinde, anılmaya değer 140 film vardı. Hollywood karşımıza çoğu genç- lere seslenen sayısız güldürü getir- di. 'Manyaklar' oldukça gözdey- di bu yıl. Perdede olmacuk işler yapıp bize dehşet saldılar. Kadın-erkek beraberüğinm olanaksızh- ğj, eski Hollywood güldürülerine gönder- melerde bulunan kimi filmlerde dite geli- yordu: Paul Mazursky'nin "Alış-Veriş Manzaralan-Scenes from a Mall", Jerry Rees'in "Bir Aşk, Dört Nikah-The Marr- ying Kind", Wood Allen'in kuşkusuz Holjyvvood kalıplanna sığmayacak özgün ve kişisel fılmi "Alice". Zıt kişiükli erkek kahramanlann öykü- sünü anlatan tipik Amerikan güldürüler de vardı: Frank Oz'un "Peki, Ya Bob - VVhat About Bob?", Maurice Phillips'in "Sen Başkasısın-Another You". Norman Jewı- son'un "Başkalannın Parası-Other Pe- ople's Money", Peter Faiman'ın "Benı Deli Etme-Diving me Crazy", Nadıa Tass'ın "KörTalih - Pure Luck", Ron Un- denvood'un "Şehirli Züppeler-City Slic- kers", Malcolm Mowbray'ın "Ona Ben Olduğumu Söyleme - Don't Tell Her ıt's Me", Michael Lehman'ın "Hudson Haw" vb. Güldûrünün çılgını Güldürüye sınırsız bir özgürlük ve bir nebze "çılgmlık" getirmeyi deneyen filmler de oldu. David Zucker'in "Çıplak Silah 2.5 - The Naked Gun 2.5", Jim Abrahams'ın ekibin birlikte yapüklan filmlerin başansı- na erişmeyen "balon" fılmi "Hot Shots", Barry Sonnenfeld'in resimli roman esteti- ğini sinemada kurmayı deneyen ilginç ka- ra-mizah denemesi "Addams Ailesi" veya aynı şeyi daha çocuksu düzeyde deneyen Michael Pressman'ın "Ninja Kaplum- bağalar 2"si gjbi... Mel Brooks'un kendine özgü duygusal ve keskin taşlaması "Kokuş- muş Hayat-Life Stinks" ve Jonathan Lynn'in Amerikan adalet sistemini taşla- yan filmi "Kuzenim Vinny", bu tabloyu tamamüyorlardı. Serûven ve polisiye Gülmekten yorulanlar için, yıne Ameri- kan sineması, sayısız serüven fılmi sundu. Her türde, her konuda, son derece farkh kahramanlarla... Mevsim başının gözde 1. Steven Spielberg'in çok seyirci çeken "Hook'unda Robin VVilliams başroldeydi. 2. Cher'in oynadığı "Deniz Kızlan" iddialı bir gulduriiydü. 3."Billy Bathgate"te Bruce Willis bir gangsteri canlandırıyordu. 4. "Hırsızlar Prensi'nde Kevin Costner, Robin Hood rolündeydi. 5. Anjelica Huston'ın oynadığı "Addams Ailesi", bir kara mizah denemesiydi. kahramanı, tarihsel İngiliz haydudu Ro- bin Hood'du. 2 fılmle karşımıza geldi. John İrvin'in "Robin Hood" ve asıl par- sayı toplayan Kevin Reynolds'un Kevin Costner'li "Hırsızlar Prensi Robin Hood'- 'u. Tarihten gelen kahramanlan anlatan diğer bir fılm, Avustralyah Bruce Beres- ford'un Kanada Kızılderililerinin öyküsü- nü anlatan ilginç yapımı "Kara Cübbe- The Black Robe" oldu. Sayısı bu yıl oldukça fazla olan polisiye filmlerin kimileri. Amerikan yakın tarihi- nin ünlü gangsterlerine eğildiler. Robert Benton'un "Billy Bathgate", Barry Levin- son'un "Bugsy" filmleri gibi. Bu türdeki diğer fılmler arasında, Roman PolanskT- nın "Çılgın-Frantic", Peter Hyams'in "Do- ruktaki Kadm-The Narrow Margin", Clint Eastwood'un "Çaylak-Rookie" filmleri de vardı. "Manyaklar" oldukça gözdeydı bu yıl... Perdede olmadık ışler yapıp bızlere dehşet saldılar. James Dear- den'in "Ölüm Öpücüğü- A Kiss before Dying", John Schlesinger'in "Pasifik Te- peleri-Pasifıc Heights", Curtis Hanson'un "Psikopat-Bad Infiuence", Michael Cimi- no'nun "Tehlikeli Saatler-Desperate Ho- urs" gibıfilmleri,karşımıza korkunç katil- ler getirdiler. Martin Scorsese'nin "Korku Burnu-Cape Fear"filmindeRobert de Ni- ro'nun kişiliği de böyleydi. Ancak Jonat- han Demme'in psikolojik polisiyesi "Ku- zulann Sessizliği-Silence of the Lambs"i, kanlı sahneler içermediği halde, tüm bu filmlerin arasında en ürküncü olarak kaldı. Ve Anthony Hopkins'in "yamyam- katili", sinemasal anüanmız arasına iyice yerleşti. 'Siyah sinema' Polisiye fılmler arasında, siyah yönetmen- lerin yönettiği siyah fılmler de ilgi çekti. Mario Van Peebles'in "Zehirli Sokaklar- New Jack City", John Singleton'un 'Aruk Çocuk Degiller-Boyz'in the Hood'u bun- lara örnekti. Değişik türlerde ceşitli se- rüvenler de geldi karşımıza: Robert M. Young'ın "Yaşamak İçin- Tnumph of the Şpirit" ve David Seltzer'in "Karanüğın Ötesı-Shining Through" filmleri, geçen dünya savaşı üzerine öykü- ler anlatıyorlardı. Ron Howard'ın "Akv Kapanı-Backdraft" fılmi, sinemada ilk kez itfaiyeciler üzerine bir fıbndi. Wolf- gang Petersen'in "Paramparça-Shatte- red", John Frankenheimer'in "Şiddet Yıh- Year of the Gun" gibi casusluk soslu geri- lim fümlerinın yanı sıra Randal Kleiser'in "Beyaz Diş-White Fang"i bir açık hava serüveni, Hugh Hudson'un çok kötü dağıüldığ]ndankimseningöremedigi"Dev- rim-Revolution"u ise ABD tarihi üzerine bir filmdi. Erkek ve kadın Simon Wincer'in "Harley Davidson ve Marlboro Man" ve Kathryn Bigelow'un "Kınlma Noktası-Point Break" fılmkri- nin kahramanlan, "erkekçe dostluk"lar yaşadılar. Ama benzer öyküler yaşayan kadın kahramanlar da oldu. Ridley Scott'- un "Thelma ve Louise" filmi, kadınlann bu tür "erkek fılmleri"nde görüp heveslen- dıkleri her şeyi yapan 2 kadırun öyküsüyle, özellikle kadınlann gönlünü fethetti. Jeff Kanew ise "Çelik Cazibe-V.İ. Warshaws- ki"filmindeçelik gjbi bir "kadın polis" ge- tirdi ekranlara...Kenneth Branagh klasik • Polisiye filmler arasında, siyah yönetmenlerih yönettiği siyah filmler de ilgi çekti. Bilimkurgusal masallann sayısı azdı. Bu yılın, il- ginç bir yanı, kadın yönetmenle- rin de kan ve şiddet öykülerine yönelmesiydi. psikolojik polisiyeye cağdaş bir yaklaşım denemesinde bulundu: "Yeniden öbnek - Dead Again". Western türünde izlediğirniz tek film ise Geoff Murphy'nin yönettiği "Genç Silahşörler 2 - Young Guns 2" oldu. BUimkurgu ve korku Bilimkurgusal masallar bu yıl azdı. Step- hen Hopkins "Predator 2" ve James Ca- meron "Terminator 2" ile bilinen temalara pek yenilik geüremediler. Russell Mukahy ise "İskoçyah Dönüyor-Highlander 2" ile yine bir "devam fılmi" yapn. Türün büyük ustası Steven Spielberg'in "Hook" adlı gösterişli yapımı, farklı tepki- lerle karşılandı. Ve "usta"nın önceki film- leri gibi bir "Consensus" yaratamadı. Terry Gilliam'ın "Balıkçı Kral - Fisher King" yapımı ise, çağdaş kent dekoru önünde benzersiz bir fantastik yaratabilen özgün bir yapımdı. Dehşet duygusu Korku ve dehşet duygulan, bu yıl da aramızda gezindi. Ralph Singleton'un "Mezarlık Devriyesi- Graveyard Shift", Wes Craven'in "Merdiven Alündakiler - The People Under the Stairs", John Harri- son'un "Korku Günleri - Tales from the Dark Side", Brett Leonard'ın "Bahçıvan- The Lawnmower Man" gibi fürnieri, me- rakhlan için ilginçti. (Ashnda biz de "me- rakhsı" olduğumuz halde, bu yıl bu türden filmleri pek izleyemediğimızi itiraf edelim.) Rodney Mc Donald, "Gecenin Gözleri 2 - Night Eyes 2" ile ilkini göremediğimiz bir "devam filmi"yle karşımıza geldi. İşin tuhafı, bu yıl kadın yönetmenlerin de bu kan ve şiddet öykülerine merak sardırma- lanydı: Rachel Talalay ünlü bir seriyi ka- payan "Freddy'nin ölümü / Son Kabus - Freddy's Death: The Final Nightmare" ile Kristine Patterson ise "Critters-3" adlı bir diğer devam filmiyle beyazperdeye geldi- ler. Amerikan sinemasının toplumsal, duy- gusal ve siyasal alandaki örnekleriyle diğer ülke sinemalanna ve de bizim "10 filmlik listemiz"e gelecck hafta \er vşreceğiz. </> O LOU REED rr • UJ THE CURE a • JOHN LEE HOOKER * • - ROCK GARAJI N • 3 BULUTSUZLUK ÖZLEMİ S • ÜVANELİ VE KÖŞE MÜZİSYENÜĞİ ü GUNS N* ROSES V I < POSTER: JIM MORRISON Kadir Ç6pdemır - Erdal Göksoy - Burak Eldem - Orhan Kahyaoğiu Gûkalp Baykal • Barbaros Devecioğtu - Murat Beşer - Ceyftun Canbazoğtu Serdar Aleşer - Eyüp s.lblağ - AtxJûlıka - Afşin Akın - Recap Karas Osman Çakmakçı - Mert özmen - Murat Ersan - Cangız Alkan Neah Omr - Alan Hosman - Nun Kurtcebe • Ogan Gûner • Merkez Gazete Bayilerind* • Bazı Plakçılarda • Bazı KKabeviertnd* İsteme Adresi: Zeynep Sullan Camı Sok No 21 Alemdar Mafı. 34410 Cagaloglu-lslanbul Tel: 512 16 36 - 512 36 76 'Kahraman Babam' bugün 3 sinemada gösterime giriyor Depardieuyaz tatiliııeçıktı Kahraman Babam (Mon Pere, Ce Heros) / Yönetmen: Ge- rard Lauzier / Görüntü: Patrick Blossier j Müzik: François Bernheim / Oyuncular: GerardDepardieu, Marie Gillain, Pat- rick Mille, Catherine Jacob, Charlotte de Turkheim, Gerard Herold/ Fransızfilmi j 103dakika. (ŞişliKenî, BeyoğluFitaş, Kadıköy Kadıköy) Yaz mevsimine uygun, hoş ve se- vimli bir Fransız güldürüsü. Kansından aynlmış bir adam, 14 yaşındaki kızıyla birlikte, Fransız- lann yeni ve gözde tatil yen olan Af- rika kıyılanndaki Maurice adasına tatile gidiyor. Genç kız, yaşının verdi- ği tüm delişmenlikle çevrede yeni ar- kadaşhklar kurmaya girişirken, ba- basıra da yeniyetme gençleri şaşkına çevirmek için "sevgilisi" olarak tanıtı- yor. Zavallı baba, kıanın oyunlanna alet olmayı zorunlu olarak kabulle- nırken, onunla aralanndaki zor ve çetrefil ilişkileri de düze çıkarmayı de- neyecektir... Çizgi-romandan gelen ve daha önce koyu bir karamsarlığin ve ka- ranlık bir alayalığin egemen olduğu kolay enşilmez fılmler imzalamış olan Gerard Lauzier, bufilmiylegeniş ke- simlere seslenen, ticari, ama yine de kişisel bir damga taşıyan bir film yap- mak istemış. Ve büyük ölçüde de ba- şarnuş. "Kahraman Babam", sayısız ör- neklerini izlediğimiz ve Fransızlann da Amerikahlar kadar meraklı oldu- ğu "gençlik, yaz ve plaj filmleri"ni anımsatmaktan geri kalmıyor. Ancak bu filmin yine de ustalıkla oluşturul- muş, kimi zaman sürpnzler içeren bir senaryosu var. Ancak film sıradanlık çizgisini, an- cak oyunculanyla aşabiliyor denebi- lir. Genç kızı oynayan Marie Gillain. belü bir yeteneği olan genç bir oyun- cu. Ama asıl ilgi çekeni, Gerard De- pardıeu'nün bütün o zor, aynksı, ek- santrik kişilıklerden sonra. sanki bir yaz tatili geçırir gibi çektiği bu filmde baba kişıliğine getirdiği özgün nıtelık- ler. Büyük aktör, bu role de damgasmı basıyor, taşkın ve benzersiz kişıliğıyle onu da sıradanlıktan alıp bir büyük kompozisyona dönüştürüyor. Özel- likle yetişmiş veya yetişmekte olan kız sahibi babalann ve kuşkusuz kızlannın ilgisini çekebilecek tipik Fransız işi bir güldürü. 'Kahraman Babam'da Gerard Depardieu ve Marie Gillain başrollerde.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear