25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 MAYIS1992 PERŞEMBE 16 BURASITURKIYE HALUKŞAHİN Bektranik Rönesans Hayatımıza her gün yeni bir iletişim teknolojisinin girdiği bir dönemde yaşıyoruz. Radyo, televizyon, video derken şimdi fakslar, modemli bilgisayarlar, çağrı aygıtları, akıllı teletonlar, teletekstler, videotekstler... Sırada başkaları var... Demirel seçim kampanyası sırasında sık sık "Batı'nın ileri ülkelerinde ne varsa bizde de olmalı" diyordu ya... İle- tişim teknolojilerinde gerçekten öyle oluyor. Hem de ba- zen cabasıyla. Fransa'da yaşayan Profesör Altan Gökalp, Türkiye'de faks kullanımının Fransa'dan ileride olduğunu söyledi ge- çenlerde... Türkiye video kullanımında da Avrupa ölçüleri- ni göz açıp kapayıncaya kadar yakalayıvermişti. Şimdi de aynı durum araçtelefonlarındayaşanıyor. Bankacılanmız, elektronik iletişim donanımı açısından Türkiye'nin birçok Avrupa ülkesinden ileride olduğunu belirtiyorlar... Yeni iletişim teknolojilerinin Türkiye'ye girip kullanılma- ya başlaması aylar, hatta haftalar içinde gerçekleşiyor ar- tık. Oysa matbaanın Türkçe kitap basımında kullanılması için iki buçuk yüzyılm aeçmesi gerekmişti. NETAŞ tarafından İletişim Araştırmaları Derneği'nin, katkılarıyla istanbul'da düzenlenen İletişim Zirvesi'nde konuşmacılar Türkiye'nin iletişim teknolojisi kullanımında dünya ile atbaşı gittiğini vurguladılar. lşte size "CHP kurul- sun mu, yoksa kurulmasın mı"dan çok daha önemli bir soru: "Sanayi devriminde treni kaçırmış olan Türkiye, bilgi devrimi istasyonunda çağı yakalıyor mu?" İletişim teknolojileri ile kültürel yaşam arasında yakın bir ilinti bulunduğunu tarihten biliyoruz. Gütenberg'in matbaası ile Rönesans ve reform arasın- daki sıkı sebep-sonuç bağıntısı ilkokul tarih kitaplannda bile anılır. Gerçekten matbaa, bilginin yazılı biçimde dağı- lımını kolaylaştrarak çok önemli bazı kültürel süreçleri başlatmış, bazılarına da hız vermişti. Acaba yeni iletişim teknolojileri ne yapıyor ve yapacak? Düşünûn ki bu teknolojilerin sağladığı iletişim kolaylıkları matbaanın bir zamanlar sağladığından çok daha büyük ve kapsamlı. Herhalde etkileri de öyle olacak. Hemen akla bir soru geliyor. "Acaba elektronik Rönesans'a mı girdik?" Rönesans insan yaratıcılığında bir ilkbaharın yaşanaca- ğı, beğeninin ve duyarlığın sıçrama yapacağı, bilginin egemenliğini kuracağı bir "yeniden doğuş" çağı... Soru insanı heyecanlandırıyor... Ama yerkürede olupbi- tenlere şöyle bir bakınca, karşı köşeden bir kuşku kafasını uzatıyor "Elektronik Rönesans derken dünya boyu bir elektronik bir eğlence parkına, küresel Disneyland'e girmiş olmaya- lım?" Sakın yanlış anlaşılmasın. Insanların eğlenmesine bir itirazım yok. Çağımızda, medyalarla evlere kanal kanal akıtılan eğlencenin bir çeşit sakinleştirici hap işlevi gördü- ğünü biliyorum. llahi açıklamaların gücünü yitirdiği bir dünyada insanlan avutmak, hatta felsefi anlamda teselli etmek gerekiyor. Bırakınız eğlensinler! Eğlenelim. Benim korkum, elektronik iletişim teknolojilerinin sağla- dığı olanakların birtakım çevrelerin güdümünde çarçur edilmesi. Sözgelimi Louvre Müzesi'ne kimse uğramazken lunaparkların bka basa dolması. En güzel kitaplar jki bin satmazken en kötü kasetlerin iki milyona vurması... Şunu unutmayalım ki daha çok şey bilmekle daha iyi bil- mek arasında dağlar kadar fark vardtr. Şöyle bir bilgi hiye- rarşısinden söz edebiliriz: En altta "veri'ler, onun üstünde "enformasyon", onun da üstünde "bilgi" ve en üstte "bil- gelik." Bilgisayarlara nikâhlı yeni iletişim teknolojileri, veri top- lamayı ve iletmeyi çok kolaylaştırdı. Bu verilerden enfor- masyon üretmekte de çok yol alındı... Enformasyonu damıtıp bilgiye dönûştûrmek hâlâ insan beynine düşüyor. Ve orada da hızla ilerleniyor. Ya en üst düzey, orada ne oluyor? Beyin ile kalbin ortaklaşa üreteceği bilgeliğe gelince, makineler orada pek bir işe yaramıyor. Homeros'u, Yunus Emre'yi, Shakespeare'i okurken bazen yerimizde saydığı- mızı düşünüyorum. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet~ Filimcilikte muvafTakiyet 14 MAYIS 1932 •HCfirievî Son hafta zarfında Türk fılimciliği âleminde büyük bir muvafTakiyet elde edilmiştir. Şimdiye kadar memleketimizde fılim imali hususunda kâfı derecede vesait mevcut ohnaması dolayısile yapılacak herhangi bir fılim için Avrupa stüdyolannda çahşmak mecburiyeti hasıl oluyordu. Halbuki Türkiye'de Avrupa mütehassıslanna ve stüdyolanna muhtaç oimaksızın "sesli" ve "konuşan" fılimler vücude getirilip getirilemiyeceğini anlamak için yapılan tecrübeler memnuniyetbahş neticeler vermiş ve bunu müteakip "makine sayesinde" ismi muhtaç oimaksızın "sesli" ve "konuşan" birfilimçevrilmişür. Bu kordelâ bütün manasile "ilk yerli fılim" olarak vücude getirilmiştir. Rejisörü, Avrupa'da da çahşmış sinema san"atkârlanmızdan Vedat Urfi ve operatörleri de Cezmi ve Remzi Beylerdir. Sesli ve konuşan kısımlan mühendis Ragıp Bey'in vücude getirdiği mükemmel bir makine ile kaydedilmiştir. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Laos buhranı 14 MAYIS 1962 Başkan Kennedy, dün Laos'ta Komünist Pathet Lao Kuvvetleri tarafından ihlal edilen ateşkes anlaşması yüzünden dogan buhran geliştiği takdirde Güneydoğu Asya'ya hareket etmeleri için Amenkan Kara, Hava ve Deniz Kuvvetlerine "'hazır ol" emri vermiştir. İyi haber alan çevrelerin bildirdiğine göre, bu harekâta katılacak olan Amerikan kuvvetlerinin durumunun ne olacağı hâlâ bilinmemekteolup, ilgililer, değişen şartlann ışığı altında buna bir karar vereceklerdir. Amerikan Hükümeti ilk adım olarak cuma günü Güneydoğu Asya sulanna 7. Amerikan Filosuna ait içinde 2000 kişilik bir deniz piyade taburu bulunan bir uçak gemisi göndermiştir. Daha önce yapılan bir anlaşmaya göre de askerler, Tayland'da karaya çıkabileceklerdir. Laos'ta komünistlerin ilerlemeye başlaması üzerine Kennedy. dün özel müşavirleri ile iki görüşme yapmıştır. Anlaşıldığına göre, birkaç güne kadar durumda bir değışiklik olmadığı takdirde Kennedy, Asya'ya yeni takviye kuvvetleri gönderecektir. Bildirildiğinegöre, Kennedy'nin ilk tedbirlerinden olarak halen 1000 kişilik bir .Amerikan Kuvveti Tayland kuvvetleri ile birlikte komünist ve komünist eğilimli kuvveüerin Laos'tan Tayland'a sızmalannı önlemek amacıyla, iki ülke arasında sınır olan •Mekong nehrine doğru hareket ettiğini bildirmiştir. Boş saatler Frankfurt'talri Amerikan sirkinde calışan Marc David, özd zevklerine de T ("nan ayırabilen bir , kişi. Boş saatlerinde, 175 * metrelik bir binanın caüsına çıkarak kendini »yak bileginden bağlı biçimde boşluğa bırakması, vazgeçemediği bir tutku. (Fotoğraf: REUTER) Tehlikeli opııc11kler ROMA (AA) - AIDS virüsü- nün. Fransız usulü öpüşmeyle bulaşmadığı, ancak öpüşen çiftlerin ağızlannda kanayan yara varsa, buVirüsün bulaşa- bileceği bildirildi. Ualva'da kurulan resmi bir komisyonun, Sağlık Bakanı Francesco de Lorenzo tarafın- dan açıklanan raporunda, AIDS virüsünün, dudak ve dil hareketleriyle yapılan ve "Fransız usulü" olarak tanım- lanan öpüşme yoluyla bulaş- madığı belirtildi. Mafyadan depremlere kadar her konuda resmi komisyonlar oluştunılan İtalya'da, geçen mart ayında da AIDS virüsü- nün tükürük alışverişiyle bula- şıp bulaşmadığını incelemek üzere resmi bir komisyon ku- rulmuştu. Görüntü yanıltmasın Madrid'de boga güreşlerini izleyen yabancüar, genellikle boganın ^kazanmasını isterkr. Geçen hafta sonu. tnristler "Sonunda boganın yendigine tanık olacağız" diye hayü ömitlendiler. Ama soaanda, boynuz darbefcrini >. yiyen matador ayağa kalkü ve bogayı arenamo mezbahasına yolladı. Alıııan gemisi Mersin'e sokiılmadı MERSİN (AA) - Yüklediği endüstriyel aukla Mersin'e ge- len Alman bandıralı 'Felterne' adlı gemiye, Çevre Bakanhğı'- nın müdahalesi üzerine limana giriş izni verilmedi. Almanya'nın Hamburg li- manından yüklediği 3 bin 564 ton endüstriyel aükla, önceki gün öğle saatlerinde Mersin li- manı açıklanna gelen 'Felter- ne', sahıl güvenük botlannın izın vermemesi üzerine, yükünü boşaltamadan Akdeniz'e açıl- dı. Yetkililer, geminjn daha son- ra Gazi Magosa açıklannda görüldüğünü bildirdiler. HABERLERIN DEVAMI Ermeniler kimyasal silah Ermeniler Avkut'lin Vakfl İÇİn gİZİİ OtUTUm MBaştarafi lSayfada) lerleyapüanröportajlaryayım- T • 9 -•• "'• Baştarafi 1. Sayfada) çağırdı. Komutanlar, 7 mayısı 8'ine bağlayan gece Ermenile- rin havadan ve karadan saldır- dıklannı belirterek, Şuşa'da yetersiz sayıda asker olduğunu bildirdiler. Komutanlar "Er- menilerin ilk saldınsında, Şuşa'nın önemli savunma nok- talan bertaraf edildi. Çünkü asker eğitimsizdi" dediler. Va- tanın Ermeniler tarafından da- ğıtıldığını anlatan komutanlar eli silah tutan herkesi çarpışma- ya çağırdı ve "Silahı olan gelsin, silahı olmayan ise silah alsın. Biz Şuşa'yı geri alahm"dedi. Şuşa'da savaşanlann onurla dövüştüğü belirtilen konuşma- larda, şehit olanlar rahmeüe anıldı. Ermeni saldınsı sırasında, Şuşa'da Azeri askerlerin olma- dığı bildiriliyor ve "7 milyonluk Azerbaycan, günahkârdır. Çün- kü Şuşa Azerbaycan'ın elinde değildir" deniyor. Dün akşam Türkiye saatiyle saat 21.00 -22.00 arası televiz- yonda, Şuşa'da savaşan asker- BM, MBaştarafi 1. Sayfada) celeme" heyeti göndereceğmı açıkladı. Konsey'in yayımladı- ğı başkanlık bildirisinde, taraf- lann tümüne. şiddetin durması için önlem almalan çağnsında bulunulurken. bu çerçevede Avrupa Güvenlik ve İşbiriığı Konferansı'nın (AGİK) giri- şimleri de açık bir dille destek- lendi. Ankara. Konsey karannı "çabalann olumlu sonuç ver- mesi" diye değerlendirirken bu sonucun alınmasmda Türkiye ile ABD arasındaki diplomatik işbirliğinin etkili olduğu kayde- dildi. Azerbaycan topraklannın iç kesiminde bu cumhunyete bağ- lı özerk bir bölge olan Dağlık Karabağ'da Ermeni milislerin şiddet yoluyla sağladıklan ege- menlik, uluslararası zeminde en üst düzeyde "tepki" gördü. BM Güvenlik Konseyi, geçen hafta sonu Türkiye ve Azerbaycan'ın BM nezdindeki daimi temsilci- leri araahğıyla iletilen mektup- lannın değerlendirilmesi sonu- cu, dört maddelik bir başkanhk bildirisi yayımlayarak konuyla yakından ilgilendiğini gösterdi. Önceki gece yayımlanan bildi- rinin ilk maddesinde şöyle de- nildi: "Güvenlik Konseyi üyeleri, Dağlık Karabağ'da durumun kötüleşmesine ve ağırcan kaybı ile maddi hasara yol açan ateş- kes ihlallerine ilişkin son haber- ler ve bunlann bölge ülkeleri açısından yarattığı sonuçlardan derin kaygı duymaktadır." AGİK bünyesindeki Dağlık Karabağ'a ilişkin çabalann da açık biçimde desteklendiği bil- diride, BM Genel Sekreteri'nin bölgeye inceleme heyeti gön- derme karan duyuruldu. Söz konusu heyetin, AGİK bünye- sindeki çabalan destekleyecek yöntem ve araçlan araştırma- nın yanı sıra acil insani yardım sağlanması için teknik inceleme de yapacağı bildirildi. Başkan- hk bildirisinin son bölümünde. sorunlann şiddete başvurul- maksızın banşcı yoldan çözü- mü ilkesine ve Konsey Baş- kanı'nın Dağhk Karabağ'da bu ilkenin uygulanmasına ilişkin önceki acıklamalanna aüfta bulunularak şöyle denildi: "Güvenhk Konseyi üyeleri, tüm taraflan şiddetin durdurul- ması, Genel Sekreter'in heyeti- nin çalışmasının kolaylaştınl- ması ve heyet personelinin güvenliğinin sağlanması için ge- HAVA DURUMU lerle yapılan röportajlar yayım- landı. Şuşalı askerler. çatışma öncesinde kasabada propagan- da yapıldığını ve halkın korku- tulduğunu söylediler. İlk önce 20 kadar evin boşaltılmasının kentte panik yarattığını an- latan askerler 8 mayıs saat 14. 00'den sonra panikle Şuşa'nın terk edilmeye başlandığını söy- lediler. Ermeni saldınsında kimyasal silah kullaruldığını da öne süren askerler, "Saat 20. OO'ye kadar dayandık. Düşrna- nın ücüncü saldınsı başladı. Bu saldında, bizim her askerimize bir Ermeni tankı düşüyordu" dediler. Şuşa'dan en son aynlan Aze- ri Molla ise şunlan söyledi: "8 mayıs günü sabah saat 06. 00'da ineklerimi çıkardım, sal- dınyla karşılaşüm. Bir kanala saklandım. Gece saat 12.00'ye kadar orada kaldım. Ermeni- ler, Şuşa'da bütün evleri yaktı- lar. Benim evim de gözlerimin önünde yakıldı. Şahsen ben Er- menilerin yakaladıklan esirleri öldürdüklerini görmedim". rekli önlemleri almaya cağınr." BM Güvenlik Konseyi'nce yayımlanan başkanlık bildirisi, Türk hükümetini hoşnut etli. Dışişleri Bakanhğı Sözcüvekili Ferhat Atamao, gelişmeyi "Ça- balanmız olumlu sonuç verdi" sözleriyle değerlendirirken hü- kümet kaynaklan bölgeye ta- rafsız bir heyet gönderilmesi karan ile AGİK çabalanna ya- pılan açık aüflann Karabağ'da uluslararası anlaşmalardan do- ğan kanuni durumun devamı yönünde "umut" doğurduğu- nu ifade ettiler. Dışişleri Bakanhğı Müsteşa- n, Siyasi İşler Yardıması Büyü- kelçi Bilgin L'nan'ın önümüzde- ki günlerde Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye giderek son durum konusunda temas ve in- celemelerde bulunacağı açık- landı. Ankarada Şuşa kentinin Er- menilerce ele geçirilmek üzere olduğu haberlerinin alındığı ge- çen cuma gününden itibaren yaşanan diplomatik marato- nun özeti şöyle: - BM nezdindeki Türk büyü- kelçısı ile Azeri büyükelçisinin eşzamanh olarak Konsey Baş- kanı'na başvurmalan sağlandı. Azerilerin başvurusunda Tür- kiye'nin teşviki belirleyici rol oynadı. - Minsk Konferansı Başkanı İtalyan parlamenter Mario Ra- faelli ile Ankara'da yapılan üst düzeyli görüşmede, "Ermenile- rin askeri güç kullanarak ka- zandıklan avantajlann, siyasi ve hukuksal durumu etkileme- yeceğinin saptanması" konu- sunda göriiş birliği sağlandı. - Başbakan Sülevman Demi- rel, Aşkabat arvesinde Kara- bağ'daki durum konusunda İran Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani'yı uyardı ve zirve- nin bu konuda ortak bir tavır belirleyerek bunu bildiriye yan- sıtmasını sağladı. - Güvenlik Konseyi'ne yazılı başvurunun yapılması sonra- sında, 11 mayıs pazartesi günü Büyükelçı Akşin, Konsey Dö- nem Başkanı ile ikili görüşme yaptı. - Başbakan Demirel, 11 ma- yısta ABD'nin Ankara Büyü- kelçisi Ridıard Barkley ile Karabağ konusunu görüştü. - Aynı gün Başbakan Demi- rel, ABD Başkanı George Bush'a telefon ederek Karabağ konusunda ilgisini istedi. Laçin'e tüm güçleriyle saldırıyor Dış Haberler Servisi - Dağlık Karabağ'da Şuşa'yı ele geçiren Ermeniler, saldınlannı Laçin çevresinde yoğunlaştırdılar. Zırhlı araç ve toplarla Laçin seh- rine saldıran Ermenilerle Azeri birlikleri arasında kıyasıya çar- pışmalar oluyor. Sayı ve silah bakımından üstün olan, düzen- li orduya sahip Ermeniler La- çin'i almak için bütün güçleriy- le saldınyor. Savaş sürdüğü için her iki taraftan da ölen ve yara- lananlar hakkında kesin sayı bilinmiyor. Cepheden dönen Milli İstiklal Partisı Başkanı İti- bar Memetov. "Şuşa'nın Erme- nilerin elinde olduğunu, Şuşa'- nın geri alınması için bütün ulusal güçlerin bir arada top- lanması ve düzenli bir şekilde saldınlması gerektiğini belirte- rek bütün Azerbaycanlılan va- tan toprağını korumaya çağır- dı. Bakü muhabirimiz Hicran öge Goltz'un haberine göre Azerbaycan Dışişleri Bakanlı- ğı, Bakü'de bulunan çeşitli dev- letlerin büyükelçi ve temsikile- rini çağırarak Şuşa olayıru ve Ermenilerin saldırgan tutumu- nu ülkelerine bildirmeierini ve Ermenistan'ın kınanması yo- lunda çalışma yapmalan istedi. Bu arada Azerbaycan parla- mentosunun acilen 14 mayısta toplanması kararlaştınldı. Azerbaycan'da, geçen hafta Dağhk Karabağ'daki son Azeri yerleşim merkezi olan Şuşa'nın Ermenilerin eline geçmesiyle il- gili olarak soruşturma başlatıl- dığı bildirildi. Ass-Irade ajansı- nın haberine göre başsavcılık bünyesinde kurulan soruşturma grubu, Şuşa'nın neden hiç dire- niş olmadan Ermenilere bırakıl- dığıru ve kasabadaki Azeri güç- lerin neden Ermeni saldınsın- dan bir gün önce Şuşa'dan ay- nldıklannı araştıracak. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanır ANAP İs- tanbul Milletvekili İmren Ay- kut'un kurucu başkanı olduğu SSK Sağhk Hizmetlerini Güç- lendirme Vakfı (SİSATEV), TBMM KİT Komisyonu'nda tanışmalara yol açtı. Komis- yon SSK'nın 1989 hesaplânnı, açılan ya da açılaçak soruştur- malar saklı kalmak kaydıyla onayladı. SSK'nın 1989-90 hesaplannı inccleyen KİT Komisyonu'nun dünkü oturumunda ağırhkh olarak SİSATEV'in üzerinde duruldu. DYP Sakarya Millet- vekili Hamdi Üçpmarlar, "Va- tandaşa daha iyi sağlık hizmeti vermek amaayla" kurulduğu belirtilen vakfm sonraki uygu- lamalannda bu amaa gerçek- leştirmekten uzak çsîhşmalar sergilediğini belirtti. SSK hasta- nelerinde, tedavilerinde güçlük çekilenlere hizmet vermek ama- cıyla oluşturulması öngörülen özel sağlık kurumlannın. daha önce SSK Yönetim Kurulu'nca ıhale edilmesınin öngörülmesi- ne karşın, daha sonra bu ku- rumlann SİSATEV'e ihalesiz verildiğini savundu. Yürürlük- teki mevzuata göre, belirtilen sağlık kuruluşlanndan sayıl- mayan vakıf ile SSK arasında yapılan sözleşmelerde kurumu zarara uğratacak şekilde vakıf lehine düzenlemelere yer veril- diğini de savunan Üçpınarlar, SSK'nın Kızılay'daki otoparkı ile Üsküdar'daki arsasının da bu şekilde vakıf kanalıyla baş- kalanna kiraya verildiğini söy- ledi. Vakfm, yapılan araşürrna- larda kayda değer herhangi bir demirbaşına _ rastlanmadığını da belirten Üçpınarlar, vakfın tümüyle bir aracı gibi faaliyet gördüğünü öne sürdü. SSK ile vakıf arasındaki sözleşmelerle söz konusu özel tedavi kurum- lannın vakfa yap-işlet-devret metoduyla ihale edildiğini, ay- nca vakfa yapacağı ruzmetler karşılığı Avrupa para birimi (ECLJ) ile ücret ödenmeşinin öngörüldüğünü belirten Üçpı- narlar. yapılan uygulamalan "Devletin malı deniz misali bir Liselilere ders kredisi • Bastarafi 1. Sayfada) si, Türk dili ve edebiyatı, yaban- cı dil ve tarih gibi zorunlu ders- ler dışmdaki seçmeli derslerden başarısız oldukları takdirde, önümüzdeki yıl, başka bir der- si seçebilecek. Zorunlu dersten başansız olan öğrenci, bir üst sınıfa geç- mekle birlikte, önümüzdeki dönem bu dersleri tekrar ala- cak. Öğrenci, aynı dersi yine başaramazsa, bir sonraki dö- nem, başka bir ders alarak, kre- disini tamamlayacak. Öğrenci- ler. 6 dönemlik (3 yıl) okullan en çok 10 dönem, 8 dönemlik (4 > ıl) okullan en az 12 dönemde bıtirebilecek. Eğer bu süreler içinde okulu bitiremezse, öğ- renciye dışandan okul bitirme hakkı tanınıyor. Öğrencilerin >ıl sonunda ala- cağı kanıelere notlar rakamlar- la değil, harflerle yansıyacak. Buna göre, derslerdeki başan durumu karnelerde "A". "B". "C". "D" ve "E" olarak ifade ediliyor. Harflerin ifade ettigi derece ve not karşıhklan şöyle: Pekiyi-A-5, İyi-B-4, Orta- C-3. Geçer-D-2, Geçmez-E-1. Or- tak ve seçmeli derslerde başanlı olabilmek için o derse ait dö- nem notunun en az "D" olması gereki>or. Millı Eğiüm Bakan- hğı. "Sınıf Geçme ve Sınav TÜRKİYE'DE Yönetmeliği" hükümlen doğ- rultusunda lise 1. sınıfta sınıf tekrarlayan veya beklemeye kalan öğrencilere de bu yıl siste- me yeni başlayan öğrenciler gibi işlem yaptı. Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan, sistemin yeterince anla- şılamaması, öğretmen ve ders- lik yetersizliği nedeniyle karşı- laşılan güçlüklerin giderilmesi amacıyla 5 Mayıs 1992 tarihin- de bütün valiliklere bir genelge gönderdi. Genelgede, öğretmen yokluğu nedeniyle 1. dönem ve- rilemeyen zorunlu derslerin 2. dönem öğretilebileceği belirtil- di. Bu uygulama, önümüzdeki dönemde de yetkili öğretmen ve sınıf bulununcaya dek devam edecek. Genelgeye göre, dönem için- de devam edilmesi gereken sü- renin yüzde 50'si kadar devam edilmeyen dersler, okuma hak- kı kullanılmamış sayılarak de- ğerlendirmeye alınmayacak ve bu dersler için "dönem notu" \erilmeyecek. Lise 2. sınıfa geçen öğrenci- ler. önümüzdeki yıl alacağı dersleri, veli ve öğretmenleriyle birlikte yapılacak toplantılarda alacak. Ders secimi, dönem so- nu bitiminde yapılabileceği gi- bi, yeni dönemin başlamasına 10 gün kala da belirlenebilecek. DÜNYA'DA I06VKK ı: Bakanhğı Meteoroloıı Genel Mûdürlüğû'ndefl alınan bilgiye göre yurdun batı ke- simlen parcalı, yer yer çok buluttu. iç Ege, göller bölge- si, Batı ve Orta Karadeniz'in iç kesimlen ile tç AnadolıP nun kuzeybatısı sağanak ve gUoûrûrtûtü sağanak yağtşiı. ötaM yerier az bukutu ve açık geçecek. HAVA SIGAKUĞI Yurdun kuBybatı kesimlerinde bıraz azatacak. Meta yerlerde önemlı bir değışıklik olmayacak Rfegâr yurdun kuzey kesımlennde ku- zey ve doğu, gûneyınde güney ve doğu yönlerden hafii ara sıra orta kuvvette. yurdun kuzeybatı kesımlennde yer yer kuvvetlı olarak esecek. Mana Myon «jn Antora Ikntelya «ydın Bursj ÇanaUale ftyjrtakır Edime Ereurum Esk«hır Isönbul Izmr Kars Konya U Samsun Tratsm Zonguldak AmsHfdam Anvntn Una Brifcal C m n PMKtMg Lonkı Madrid Müano Mosfcna MMtı Oslo Pans Roma Vıyana Zûrtı A 30° B 23° A 35° A 17° A 22° A 27» Y 8° A 20° B 27° 28° 10° A Y A 24° A 11° B 23° 39° A 27° A 24° A 21° işlem takip edilmiştir" diye ni- teledi. Üçpınarlar, komisyonun konuyla ilgili duyarlı olması ge- rekrjğini belirterek. "Tüyü bit- rhemiş yetimlerin hakkını yi- yenlerden hesap sormak herke- sin görevidir. Kurum Genel Müdürü Yalçın Sayın'ın bir gün önce istifa etmesi bir şey ifade etmez. Hukukun içinde yakasına yapışma imkânını ya- ratmak, bizim görevimizdir" Gürkan, Teftiş Kurulu Baş- kanı'nın daha aynntıh acıkla- ma yapması gerektiğini belirte- rek, "Savcılığa gösterilen özeni bizlere de göstermek zorunda- sınız" derken, DYP Adana Milletvekili Orhan Şendağ da, "Bu raporu bizden gizlemeye ne sizin, ne de bakanınıan hak- kı yok" dedi. Komisyonda daha sonra Üç- pınarlar tarafından aktanlan, Devlet Denetleme Kurulu'nun vakıfla ilgili karannın temenni- f komisyon uyeknnm, açıklamalann gjzu bir oturum- ^ yapılması önerileri üzerine, komısyonda bu yonde oylama k k S S K ticileri hakkmdaki Teftiş Kuru- ^ssss Kurulu Başkanı'nın olayla ilgili soruşturmanın savcılıkça sür- düğünü gerekçe göstererek ay- nntıh bilgi veremeyeceğini söy- lemesi, komisyonda sert taruş- malara yol açtı. öte yandan Teftiş Kurulu Başkanı'nın Ça- hşma ve Sosyal Güvenhk Baka- nı Mehmet Moğuhay'dan da aynı yönde tahmat aldığını söy- lemesi, tartışmalan boyutlan- dırdı. SHP Ankara Milletvekili Uluç Gürkan, bu tutumu, bir suç^ve komisyonun çahşmalan- nı bağlamak olarak niteledi. Gürkan, "Kimse bizi vereceği- miz oylardan ötürü odun yeri- ne koyamaz. Bu durumun tuta- nağa geçmesini ve gerekli işle- min yapılmasını istiyorum. Bu, komisyona hakarettir" dedi. Komisyon'a başkanlık yapan SHP Hatay Milletvekili Fuat Çay'ın açıklama yapılmasını is- temesi üzerine Teftiş Kurulu Başkanı, vakıfla ilgili olarak Teftiş Kurulu'nun 12 Aralık 1991'de soruşturma başlattığı- nı, soruşturmanın sonucunda dönemin Bakanı İmren Aykut ile Genel Müdür ve Yönetim Kurulu üyelerinin sorumlu bu- lunduğunu, Aykut hakkındakı dosyanın milletvekili dokunul- mazlığı bulunması nedeniyle Başbakanlık'a yollandığını, di- ğer yöneticiler hakkındakı dos- yanın ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na ileüldiğini açık- ladı. SSK Genel Müdürü Yalçın Sayın'ın önceki gün istifa etme- si nedeniyle SSK hesaplannın denetlendiği KİT Komisyonu'- nun dünkü oturumuna Bağ- Kur Genel Müdürü Kemal Kı- lıçtaroğlu kauldı. Yalçın Sa- yın'ın bu tutumu, komisyon üyelerinin tepkilerine, yol açtı. TBMM KİT komisyonu SSK'nın hesaplanna koşullu onay verdi. Komisyon, dünkü oturumunda ıncelediğı SSK'- nın hesaplannda 1989 yılına iliş- kin hesaplan onaylarken, 1990 hesaplannı ise açılan ya da açı- lacak soruşturmalar saklı kal- mak kaydıyla onayladı. Çalış- ma ve Sosyal Güvenlik Bakan- hğı Teftiş Kurulu'nun raporu üzerine, kurucu başkanhğını es- ki bakan İmren Aykut'un yap- üğj SİSATEV'in işlem ve faali- yetlerinden ötürü, Aykut ile dönemin SSK Genel müdürü ve yönetim kurulu üyeleri hak- kında suç duyurusunda bulu- nulmuştu. Aykut hakkındaki suç duyurusu teftiş raporu ile birlikte yasama dokunulmazlı- ğının bulunması nedeniyle Baş- bakanhğa gönderilirken, SKK Genel Müdürü Yalçın Sayın ile yönetim kurulu üyeleri hakkın- dakı suç duyurusu ise Ankara Cumhunyet başsavcıhğına ya- pılmışu. Savcılık bu konudaki soruşturmasını halen sürdürü- yor. Eğitim-İş Sendikası Başkanı Niyari Altunya, ders geçme ve kredi sistemini fıziki yetersizlik- lere karşın olumlu bulduklannı söyledi. Sisteme geçmede çok acele davranıldığını behrten Al- tunya, sınıfta kalma vebütünle- melerin kaldınlmasının olumlu bir adım olduğunu söyledi. Bü- tünlemeye kalan öğrencilere aynca kurs verilmesi gibi bir külfet bulunduğunu da ıtade eden Altunya, "Bu durumda öğrenci ve öğretmen arasına para konusu giriyor. Başansız olan öğrenciye ders veriliyor. Kurs okullarda düzenlense bile veliler, "Parayı verdik sırufı geç- ti" diyorlar. Bütünlemeye kal- ma ortadan kalkınca, bu sorun da kendiliğinden çözülecek" dedi. Ders geçme ve kredi sistemi ile eğitim gören okullar, ilk me- zunlannı 1993-1994 yıhnda ve- recek. Lise 2 ve 3. sınıf öğrenci- lerine halen eski sisteme göre eğitim veriliyor. Liselerde uy- gulamaya bütünüyle 3 yıl içinde geçilmiş olacak. ilk ve ortao- kullarda ise sisteme geçiş, 8 yıl- lık temel eğitim sistemine tü- müyle geçilmesiyle başlayacak. Ozel okullara zam yağacak : aç* <Cb öu| >ltlu ' T yaOnnjrtu ka.'tı A-açık B-tmlutkı G gOneslı K karlı S sıslı Y yagmurkj Baştarafi 1. Sayfada) yacağı ama üstünde olabileceği beliniliyor. Bu okulun geçen öğretim yılı haarhk sınıfı yıllık ücreti 9 milyon 800 bin lira idi. St. Georg Avusturya Lisesi'n- de, okul ücretlerine yapılacak zam oranı yaklaşık yüzde 80. Bu okulun geçen yılki hazırlık sınıfı ücreti de 9 milyon 800 bin lira idi. Geçen öğretim yılında hazır- lık öğrencilerinden yıllık 13.5 milyon lira alan Özel Yeni yıl- dız Lisesi. bu yıl ücretlerine yüz- de 60 oranında zam yapacak. Özel Kültür Lisesi'ndeki zam oranı yüzde 70-80 arasında ola- cak. Bu okulun geçen yılki üc- reti 12 milyon lira artı KDV idi. 1991-92 öğretim yılı haarhk sınıfı ücreti 10 milyon lira olan Fransız okullan nın yöneticileri de. önümüzdeki günlerde top- lanarak. zam oranını kesinleşti- rccekler. Bir Fransız okulunun yöneticisi, bu oranın yüzde 80 cıvannda olacagını beiırtıı. İzmir'deki özel okullann 1992-93 öğretim yılında uygu- layacaklan ücretlerle ilgili zam- mın enflasyon oranını aşmaya- cağı bıldiriliyor. Anadolu Ajansı İzmir büro- sunun haberine göre. Özel Öğ- rciim Kurumları Dcrncği Baş- kanı Necdet Doğanata, "Bu yılki zam, makul çerçeve içinde kalacak ve kesinlikle enflasyo- nun altında olacak. Çünkü, Türkiye genelinde olduğu gibi, İzmir'de de özel okullann sayısı giderek artıyor. Rekabet koşul- lan. okullan makul çerçevede ücret istemeye yöneltiyor. Aksi takdirde, okullar, öğrenci bul- makta zorlanacak" diyor. Özel okul sahipleri ve yöneti- cileri. bu ay sonuna kadar belir- lemek zorunda olduklan zam oranlan konusunda kesin ka- rar almadan önce 21 Mayıs persembe günü yeniden bir ara- ya gelecekler. öğrenci kimlik kartım, pasom, ehliyetim, nüfus cuzdaaım ve YSK üye kartım kaybolmuştur. Hükümsüzdür. M.SİNAN ERZİNCANLI Marmara Üniversitesi okul kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. BELGtN SEVİLEN KİRALIK Devre-Mülk. Bodrum Torba'da 16-30 Haziran dönemi kiralıktır. 359 63 63
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear