Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS1992 PAZARTESİ
12 DIZI-YAZI
Yörükler: Kar sulanyla yüzlerini yuyanlar, öldüklerinde özgürlüğün kar doruklanna gömülenler
Dağda doğup, dağda ölenler
Kaleler (4)
Hüyük Alanı'nın girişinde yazılı bir
kaya ile karşılaşır insan. Ne ki ufak
kaya yosunlannın örltüğü yaznlann
çoğu okunmuyor. Geniş gömütlükler
görünüraynca. Hitiı. Bizans. Selçuklu
ve Osmanlı dönemlerinin izlcrini taşı-
yan o gömütlüklerin çoğu dağılmış
durumda bugün. Yer yer açığa çıkmış
insan kemikleri görünür çevrcde. Mı-
sır Valisi Kavalalı Mefamet Ali Paşa
orduiannın öncü kuvvetleri ile "Düm-
belek" boğazını tutan Osmanlı kuv-
vetlerinin çarpışmalannın tek tanığı-
dır o gömütlükler. Asker gömütlüğü
oluşlannı sıra sıra duruşlanndan anla-
mak olası.
Hıristiyaıdığa bir geçit
Bolkar boğazlan. çeşitli dönemler-
de. Hitit, Asur, Büyük İskender,
Haçlı, Selçuklu ve Osmanlı ordulannı-
nın geçışlerini görmüştür. Suriye,
Hatay. Kilikya ve Çukurova'yı İç
Anadolu"ya bağlayan ünlü Kapadok-
ya yolu, yünün. ipeğin. baharaiın.
bakınn, demirin ve gümüşün yolu ol-
duğu kadar, büyük dinsel düşüncele-
rin de seçkin yollanydı eskiden.
M.S. 45 yıllannda. sırtlannda da-
varcığa benzeyen torbalan. ellcrinde
uzun ağaçtan asalan ile yüriiye yürü-
ye. o geçitleri aşarak. ilkın Kapa-
dokya'ya. sonra da Iconıum-Konya"-
ya ulaşan iki ünlü din adamını. yıllar
sonra bütün Hıristi)anlık âlemi tanı-
yacak. adlannı sayısız kilıse ayinlerin-
de saygıyla anacak. haklannda değişik
öyküler. ayinlcr söylenip anlaiılacak.
hatta kitaplaryazılacaktır. Buiki ünlü
din adamından biri Tarsuslu Aziz
Paulus. öbürü ise Kudüs'ün ünlü Gol-
gotu tcpesinde kcndı yerine Isa'nın
çarmıha gerildiği söylenilen Barab-
bas'tır. İsvcç'in Nobel ödüllü ünlü
• yazarı Par Lagerkvist. Barabbas'ın ya-
şamını. "Barabbas ve Cücc" adlı
romanında anlalır.
Romalı komutan Pompeus, sonra
da ünlü söylevci Çiçero da ordulanyla
lconium'da bir süre ko..uKİadıktan
sonra. Bolkariann İç Anadolu'ya açı-
lan siralejık agzı Ulukuşla'da karar-
gâh kuracaklardır. Gülek Boğaa'nı
denetleyen kalcleri ellerine geçircrek
kervan ve ticaret yollannı vuran eşkı-
yalarla çarpışacaklardır sonra. Gülek
Boğazı'nı tam iki ay sürcn sav aşlardan
sonra temizleycceider, o zamanlann
büyük kültür-sanat merkezi ve limanı
olan Tarsus'a gireceklerdir.
jVLlattan sonra 45 yıllannda, sırtlannda torbalan, ellerinde
asalanyla yürüye yürüye, geçitleri aşarak, ilkin Kapadokya'ya, sonra
da Konya'ya ulaşan iki ünlü din adamını, yıllar sonra bütün
Hıristiyanlık âlemi tanıyacak, adlannı sayısız kilise ayinlerinde
saygıyla anacaktır. Bu iki ünlü din adamından biri Tarsuslu Aziz
Paulus, öbürü ise Kudüs'ün ünlü Golgota tepesinde kendi yerine
İsa'nın çarmıha gerildiği söylenilen Barabbas'tır.
T
K
Y
0
A
Ö
R
L
R
OSM A
0
1
U
N
SL
:L
KL
A
E
E
R
R
R
Ş A H I N İ
yaşantısıy la beraber olacaklar. hem de
gökyüzüne yakın olacaklardı öldükle-
rinde. Temiz göklerin altındaki ağaç-
lar, insanı kendine çeken doruklar
birer açıkhava lapınağı gibiydi bu yüz-
den.
Bolkarlar'a kadar uzanan Hüyük
Alanı. diğer adıyla. "Dümbelekdü-
zü". 2500 ile 300Ö metre yüksekliğin-
de. uçsuz bucaksız. hafif yükseltide
sırtlar ve tepelerle kaplı bir yayladır.
Her yaz sayılan yüz bine yaklaşan yö-
rük aşiretleri çıkar o yaylaya. Sankeçı-
li, Karahasanlı. Kaçarlar. Karahacılı-
lar. Boynuinceliler. Bolaealı. Kcşcfli.
Karakoyunlu ve Aslanköy Yörükleri
göçederek. Hüyük Alanfnınkoyakla-
nnı yurt yurt. koyak koyak paylaşır-
lar İnsan soyunun cn cski mesleği
olan goçebeliğı inatla sürdürürler.
Dağlann. tepelerın. koyakların y uz-
leri. taze ot peşindc koşan binlerce baş
koyun keçi sürüleri ile karanr. lozla-
nırken, çan sesleri ile şenlenir ortalık.
Çağımızın ht/la deeişen koşulları on-
yuyanlar. Öldüklerinde özgürlüğün
kar doruklanna gömülenler. Binbir
kuşun. çiçeğin. güneşin. sisin. bulutun
ve işitilmedik nice seslerin adı olanlar.
Ova "iicağında doğup büyümüş olsalar
da, her zaman Yörük ve göçebe olarak
kalanlar. Yeni doğan bebesinin luzlu
rahim sularını buzgıbı kaynak suyun-
da yıkayarak arındıran. bebesi erkck
ise kartal kanadıyla. kız ise gü\crcin
kanadı ile gözlcrine kara sürme çeke-
rek. ardından da bebcsini eteğine
sararak, ağır loğusa halıne bakmadan
yoluna devam eden genç. güçlü yörük
kadınları...
L'facık bir bulutta. nemde. yağmu-
run ncreden. nasıl tutup yağacağını
bilen. rüzgâr ve kar tulkunu insanlar.
Yiyıp içtiklcri. eşyaları, her şcylen
açıkta olan. kilidı. anahtan. sürgüyü.
kapalılığı tanımayan. Bolkarlar'ınem-
zirdığı yörüklcr...
Hıçbir y:y kalıcı değildır onlarda.
Yolcu hanlanndan farksızdır yurı \c
va\la verlcn. L'cursuz savdıklan bir
likıc. "El aklın kcsici ağzıdır" dcmiş
bilge kişi. Göç yıkıp kaldırmada. çadır
kurup ateş yakmada, Yörük insanlan-
nın clleri gibi becerikli bir ele az rastla-
nır. Her Yörük, oglunun, kızının
kendisi gibi olmasım ister ki, Yörük-
lükleri onlann gelecek yaşamlannda
da sürsün. dcvam etsin. Erkck çocuk-
lar. babalan gibi iyi birer çoban. kız
çocukları. analan gibi iyi ata binebi-
lcn. çabuk atcş yakan. hamur yoğu-
ran. yük yükleycn. süt sağan. gcrckti-
ğinde güçlü bir koçu dizinin altına
vatırarak bıçağıyla kcsen. lulum çıka-
lanır. nc de bozulur. Geceleri kıl çadır
içlerinde bile gürül gürül sobalann
yandığı Torosun ayazında sinck ol-
maz ki. kurdu olsun.
İncc çakıllı düz bir alan üstündc
günlerce horon tepilerek clde ederler
yün ve kıl karışımı kalın keçcdcn ça-
dırlannı. Yün keçcdcn çadırları hem
yumuşak olur. dcrlenip loplamaya.
bükmeye kolay gelır. hem dc. kanpuz
kabuğu gibi seri ve dayanıklıdırlar.
Kalın iplcrle dikilcrek bağlanırlar bir-
birlerine. Ve yağlı kamıştan çatmala-
nn üslüne atarak. toprağa gelen
Yörükler
Kurdurdular çadırlan çimene
Ateşdüşdüğüyeriyakar Anam.
kımc ne?
Başlan dumanlı yüksek yerler, ulu
ağaçlar. yeryüzünü gökyüzüne bağla-
yan. yakİaştıran verimliliğin bir diğer
adıydı. Yağan yağmurlan alnına ılk
alan. temiz, saf yerlerdi oralar. O denli
ki y urt yerinde unutulan bey az ıpekten
bir mendili. bir yıl sonraya tcrtemiz
bulabilir insan. Güçlü ağaçlar kökleri
ile toprağı özümserlerken, yeşil gür
yapraklan ile de gökyüzünün sonsuz
gücünü yudumlar solurlardı. Yörük
gözünde öteden beri saygı duyulan
yerlerdi oralar. Oralara özlem duyar-
İardı hep. Bu özlemleri, korunma
işgüdüleri kadar biraz da Orta Asya
şamanlığından kalma tannsal sezgile-
rinin geıirdiği bir tür inançtı. Hem
bitkilerin, hayvanlann. bol sulu gölle-
rin.nehırlerin. toprağın. ağacın büyülü
Tipik bir Yörük portresi:
Günde 50-60
kilometrelik
dağ yolunu keklik gibi
sekerek ytirümesiyle
ünlü Karabiber.
Her Yörük çoctığu, doga bılgini olduğu kadar, iyi bir çobandır da.
lann yaşamlannda donmuş kalmış
gibidir. Uygarlığın, teknolojinın pek
azından yararlanırlar; radyo. traktör.
kamyongıbi...
Ağıtlar, sevinçler
Dağlann birliğini yıllardan beri yal-
nızca onlar sağlarlar, gizlenni yalnızca
onlar bilirler. En saf. cn ak pınar göz-
lcrine yalnızca onlann ağızlan dcğcr.
Ağıtlannda ^ unus Emre ile Pir Sultan
Abdal'ı. Dadaloğlu'nu. sevınçlerindc
ise Karacaoğlan'ı söylcrlcr. Dedemkor-
kufuezbere bilirler.
Dağlarda doğup. dağlarda ölcn. yi-
yipiçtiklen yalnızca doğa olan Yörük-
ler... Rüzgâr ve kar sulanvla yüzlerini
yurda bir daha gcn dönmezlcr. Gö-
müllüklcri dc. yurt ycrlcn gibi gclip
gcçicidir. Ölülcrini yol kcnarlarına gö-
merlcr. başucuna da bir taş dikcr
gidcrlcr. Baharda kar \c yağmur sula-
nyla toprak gcvşeyip çöküncc. hccc
taşı dcvrilır. Bir yıla kalmadan da her
şey eski halinı alır. Gömiiıün ycn. yur-
dıı belirsiz olur; '"Mc/ann ıyisi çabuk
kaybolanıdır" sozünü anımsatırcası-
na.
Bir yayladan öleki yaylaya gidc gc-
lc. kazandıklan dcncyim vc bırikimlc-
rini dedcdcn oğula anlalırlar. Ellcrdc.
kafalarda. dillerdc laşman bu bccerilc-
rini anında yuşuma gcçırirlcr.
Göz kadar el dc öncmlidir göçcbc-
nrcasına dcrisını bir solukta yüzcn \e
bir baatin içınde atci} üstündc sac ka-
^unnası halinc dönüşıürcn bir bcccri-
yc özcnirlcr. Ycmeklerinin lürlcri az.
»ma bcslcyicı dcğcn y ükscktir. Sütsü/..
yoğurtsuz, pcynırsiz. etsiz bir yörük
>ofrası düşünülemez. Yoğurllannı
iüzmc kciclcrindc dondıırup kuruta-
rak \crler.
10 günde bir koç
On günde bir dc koç kcserler. Kcs-
tıklcri koçun etini çadır dircğinın ön
üst çaımuMna bacağından lakıp asa-
rak açıkta bırakırlar. Koçun cti. ycni-
lip biıinccyc kadar asılı kalır orada.
Scrin hava.da nc sınck konar. nc kuri-
uçlannı cn ufak hava girmcyccck şe-
kildc. çcpcçevrc taş ve toprakla bastı-
nrlar. Sonra da. çadınn içine yeterince
kuru çam pürü ile tazc çam sakızı-
rcçinc-dökcrek atcşc verirler. Reçıncli
çam pürü. saman alcvi gibi ağır ağır
yanarken. rcçinc kokulu yoğun birdu-
man çıkanr çadınn içinde.
Bu duman. y ün kcçcnin gözlc görü-
lcmeyccck incclıkıckı dclikçiklcrindcn
süzüîe sü/ülıidışarı çıkarken. reçincli.
siikızlı dumanlar. delikçikleri ipince
ziftlcyıp mumlarlar. Artık o yün çadı-
nn üstüne değil Toros yağmuru. şorul
şorul kaplarla su dökscniz. damlasını
gcçirmcz. almaz içine.
StRECEK
Barış adına kııllamlaıı askeri güç
Bug
ABD
0 1
Û
d
U
n
e
y
le
n
0
rde
eler
p ?
•Washington, Ermenistan'a. tanımada ve yardımda birinci öncelik verirken, silah
yöntemleri itibariyle bu devletin dış yardımlanna bağımlı Türkiye'nin etkilenmemesi
olanaksızdır. Amerika'nın Ortadoğu'daki ulusal çıkarlannın uzanüsı İsrail'e ek ola-
rak, Kafkasya'da da Ermenistarnn benzer konuma gelişi Türkiye'yi ABD'nin çıkar
alanının ortasına itmekte ve Pax Americana'da hedef durumuna getirmektedir.
ekonomik durumu için 1986 durgun- Dünya Harbi sonrası ESAP güçlcnn- sosyal ve kültürel durumu ile bu de\-
den oluşan ulusal güç birikiminı ABD:
— 2 —
SEDATÎLHAN
Soğuk harpten sonra yıpranan ekono-
mik. sosyo-kültürel %e politik (ESP)
güçlerini geliştirmekte gereksinim
duyduğu zoraki banş ortamını sağla-
mak için dünyadaki en teknik askeri
gücünü kullanmaktan çekinmeyen
ABD, hedeflerini seçerken. bundan
önceki birinci yazıda tanımlan yapılan
ulusal çıkar ve hedefıni ön planda tut-
maktadır. Bu devletin, ülke dışında
üstün askeri gücünü ve ESPgüçlerinin
bütün kurum ve kuruluşlanm bir araç
• olarak kullanarak yaratmaya çalışüğı
zoraki banş ortamı yöntemi; Roma
İmparatorluğu'nun gerileme döne-
minde, egemen olduğu topraklarda
banş ortamı sağlamak için uyguladığı
Pax Romana-Roma Banşı görüşünü
PAXAM-Pax Americana olarak can-
landırmışür. Bu yöntemi değerlendi-
rirken, bu ülkerun PAXAM araçlannı
nerede kullanacağını ulusal çıkarlan-
nın belirlediği, ne zaman ve nasıl kulla-
nılacağını ise ESAP güç öğelerinden
oluşan ulusal gücün saptadığı anlaşıl-
maktadır. Ancak, bu yöntemi yalnız
ulusal çıkarlar ve güçle değerlendir-
mek yetmemekte, uygulama derecesi
ve düzeyinin saptanmasmda etken
olan bu güç öğelerinin şimdiki durum-
lannın bilinmesi de gerekmektedir.
Ulusal gücün bir öğesi olan ABD
luğundan beri söylenen. yaalan ve
gözlenenler bir önemli gerçeği belirle-
mektedir: Ekonomik oluşumlan belir-
lemek için ileri sürülen istatiki veri,
görüş ve inceleme sonuçlan; yeterli bir
bilimsel araştırmaya dayandığı için
doğru çıkmakta ve bizlerin özlemini
duyduğumuz yönetimi yönlendirme
işlevini başanyla yerine getirmektedir.
Konuyu bu verilerin sayılannın
içinde boğmamak için ABD yetkilile-
rinin bunlara dayanarak çıkardıklan
sonuçlara özel alıntılarla değinilmeye
çahşılacaktır:
"ABD'nin bugünkü iç hastahğı. ge-
lişme yolunda karşımıza çıkan büyük
ekonomik çukurdan değil, bununla il-
gilenmeyişimiz veya önlem almayı is-
temeyişimizden kaynaklanmaktadır.
Sanki artık bizler ortak duygulanmızı
yitirdik veya güç dönemlerde sorunu
çözümleyecek uygun insanlan göreve
çağınna gibi tarihi bir olgumuz y ok ol-
du."(l)
"Ekonomi güç durumdadır. Çünkü
toplumumuz dizginlenemeyen bir spe-
külasyon vc 1980'lerin gittıkçe artan
borçlannın ağırlığını omuzlannda his-
setmektedir. Amerikalılann, bundan
önceki nesillerin yaşam düzeyine artık
kavuşamayacaklanndan duydukları
endişeçok düşündüriicüdür." (2)
Bu tür alıntılar günlük yayın organ-
lanndan daha da çok elde edilebilir.
Ancak, yukandaki iki tanesi dahi bir
gerçeği belirlemek için yeterlidir: II.
çok cömertce harcamış ve bu birikimi
sağlayan baba ve büyük babalanmn
sahip olduğu değer ölçülerini de yitir-
miştir. Toplum bugün bunun anlayışı
içindedir ve geçmişin yaşam düzeyir.e
erişemeyeceğini bilmektedir. Amen-
kan vatandaşı "Dünyada Birinci-
Number One in the NV'orld" ve şarkıla-
ra söz olan "Amerikan Malı-Made in
the USA" sözlerinı sadece özlemle
anımsamaktadır. Yalnız öldurücü as-
keri gücü ile dünyada birinci olarak
ortada kalan ABD. karşıtlan karşısın-
da gerileyerek II. Dünya Harbi"ni
1980'lerin ortasında SSCB ile beraber
yitirmiş ve süper ekonomik güç kürsü-
sünden aşağı inmiştir.
Bush doğruluyor
"Bugün; koşulların daha kötü olduğu
1982 ekonomik durgunluğunda, top-
lumda duyulan gü>enden daha az bir
güven duygu&u egemendir." Özetle be-
lirtilen bu görüşle de Başkan George
Bush, durumun kötülüğünü doğrula-
makta ve halkın genel görüşünü do-
layiı olarak paylaşmaktadır. ABD'nin
Ortadoğu'daki ulusal çıkarlan gereği
olan banş ortamını sağlamak için
Körfez'de askeri gücü ile elde ettiği ba-
şan. ekonomik eksıklikleri örtmeye
yetmemıştir. ABD'ye. başta silah yön-
temleri olmak üzere birçok yönlerden
bağımlı olan Türkiye gibi ülkelcr şu
soruya yanıt arama durumunda kal-
mışlardır: Bu karamsar ekonomik.
let, elindekı büy ük askeri gücü nerede
ve nasıl kullanacaktır?
Bugünlerde ABD'de ilgililer. sorun-
lanna yanıt arayışlannda İçedönük
Ekonomik Politika'dan (Isolationa-
lism) söz etmektedir. Diğer ülkelerle
yapılmaya çalışılan Hakça Ticaret
(Fair Trade) ve Serbest Tfcaret (Free
Trade) esaslan. Japonya ile olduğu gi-
bi sürekli olarak ABD çıkarlanna ay-
kın sonuç verince. içedönüklük tartış-
ması. bugün olduğu gibi daima günde-
me gelebılmektedir. Amerikan
ekonomi politıkacılannın korkulu rü-
yası ve bu ülkenin ulusal hedefıne ay-
kın olan bu yönlenişin izleri. 1992
başkanlık seçimleri yaklaştıkça daha
da belirginleşmektcdir. Aynı kuşkuyu
taşıyan Başkan Bush. içedönüklüğün
gün geçtıkçe kamuoyunda yeretmesi-
nı gözlemleyerek, beş büyük oto üreti-
ci de dahil 28 büyük işadamını (bu-
günkü ekonomik durumun sorumlu-
su ve milyonlarca dolar maaş alan
uygulayıcıîannı) uçağına alarak Ja-
ponya başta olmak üzere ycni Pasifik
Dışsatım Platformu oluşturan ülkclcre
iş gezisine çıkmıştır. Bu durum içedö-
nüklük görüşünün tartışmasını hız-
landırmış ve Başkan. içte geçerli bir
ekonomik çözüm planı sunamazkcn.
sonuçsuz dış gczilere çikmakla suçlan-
mıştır.
Son günlcrde Merkez Bankası'nın
(Federal Rescrvc Bdnk)faızoranlannı
indirmesi borsayı ve taşınmazların
alım ve satımını arttırmış, büyüme hı-
zının yüzdc I 5'lerde seyredeceği anla-
şılmış \e vergi indirimi öngörülmüş
olmasına karşın kamuoyundaki ka-
ramsarhk sürmüş \e nıye doğru bir
gidişi olması dahi "Bireysel İstemi (In-
dividual VV ill) canlandıramamıştır.
Hedef Türkiye
Büıün bu gelışmeler sürer vc ABD.
Ermenistan'a. tanımada ve yardımda
birinci öncelik \erirken. silah yöntem-
leri itibariyle bu devletin dış yardımla-
nna bağımlı Türkiye'nin etkilenme-
mesi olanaksızdtr. Amerika'nın
Orıadoğu'daki ulusal çıkarlannın
uzantısı İsrail'e ek olarak. Kafkasya'-
da da Ermenistan'ın benzer konuma
gelişi Türkiye'yı; ABD'nin çıkar alanı-
nın ortasına itelemekte ve PAXAM
uygulamasında hedef durumuna ge-
tirmektedir. Bu kaçınılmaz gelişme bız
Türkleri. ABD'yi daha yakından halk
düzeyinde tanımaya zorlamaktadır.
1960'li yıllarda. bu gücün askerlerini
denize atıp. büy ükelçilerinin araçlannı
yakarak gösterilen tcpkıler yerine biz-
lerin. bu gücü bütün yönleri ve sorun-
lanyle tanıyarak. PAXAM için askeri
gücünü ne maksatla. ne zaman, nere-
de vc nasıl kullanacağını saptamaya
çalışmamız ve banş için bu ıcknik tek
askeri gücün kullanılmasında hcdcf
veya zoraki katılımcı durumuna düş-
mcmemiz ıçın çaba harcamamız gc-
rekmektcdir.
(1) Business is ıhe VV'rong Formula To
Catch up Wıth Japan and Gcrmany,
Georgie Anne GEYER. Denvcr Post,
Aralık. 23.1991
(2) Quıck Fı\ VVoni Curc The Na-
üons llls. Allan GREENSPAN.Cha-
irman. Pcderal Rcscrve Baard. DP.
Aralık. 19 1991.
SCJRECEK
POUTIKAVEOTESI
MEHMED KEMAL
CenatH Hak Partisi™
Değerli gazeteci Hikmet Bilâ, bundan beş yıl önce, 'Sos-
yal Demokrat Süreç İçinde CHP ve Sonrası' diye bir kitap
yazmıştı. Kitap, o yıllarda ne kadar ilgi toplamıştı, bilmiyo-
rum. Ancak kitap, bugünlerde CHP'nin yaşamı bakımın-
dan çok günceldir. Hikmet Bilâ, "12 Eylül 1980 günü bir
düdük çaldı. CHP'nin kapısına önce bir kilit vurdu, sonra
da anahtarını suya attı. CHP kapatılmıştı" diyor.
Gerçekten, 12 Eylül generalleri bir düdük çalarak CHP'yi
kapatmışlar, kapısına bir kilit vurmuşlar miydı? Bir kilit
vurmakla tari'hsel CHP kapatılabüir miydi? Güçlü 12 Eylül
generalleri karşısında CHP güçsüz sayılabilirdi. Acaba o
gün kapatılan CHP bir başka ortamda yaşamını sürdürü-
yor muydu? Kökeni, vatan kurtarmadan, Kurtuluş Savaşı'-
na, cumhuriyete ve demokrasiye dayanan bir parti kolay
kolay kapatılabüir miydi?
Bildiğimiz kadarıyla komünist partiler de kapablır, yeral-
tına çekilir, sonra yeniden ortaya çıkmazlar mıydı? CHP,
kapatılsa, malları alınsa bile bir gün yeniden ortaya çtkar-
dı.
CHP'yi, yaşamı içinde hiçbir güç kapatmayı gözealama-
mıştı. Demokrat Parti buna çok özenmiş fakat başarama-
mıştı. Ancak mallannı alarak gücünü kırmayı denemişti.
12 Eylül generallerinden Kenan Evren, CHP'yi kapata-
bildi. CHP, Kenan Paşa'nın eliyle bir on yıl kapalı kaldı.
Ama görülüyor ki bu tümden bir kapama değil, geçici bir
kapatmadır. Şimdi yeniden açılmasına çalışılıyor.
Belli ki bir sembol olarak CHP açılacakhr. Çokpartili de-
mokrasiden yana olanlar bu açılmanın destekçisidirler.
Bir daha, bir darbeci çıkarak partileri kapatamamalıdır.
Kapatrsa bile bu partiler günü gelince açılır. Çokpartili
demokrasilerde parti kapatma geçicidir. Bunun ispatı da
CHP'nin açılması, yeniden siyaset sahnesine çıkması ola-
caktır.
Siyasal tarih içinde görülmüştür ki CHP durmus-otur-
muş bir partidir. Malları alınsa da, yan örgütleri kapatılsa
da, kapısına kilit asılsa da, günün birinde yeniden ortaya
çıkar. CHP'ye omuz verenler, uzun sürede hiçbir zaman
zararlı çıkmazlar. Geçmişteki partiler zincirine bakıldığın-
da bu açıkça görülür. Terakkiperver Fırka da, Serbest Ftr-
ka da Demokrat Parti de bu yanılgıların tanığıdır.
CHP'den her dönemde milletvekili olarak çıkmasını be-
ceren Şehmus Aslan dostumuz vardı. Seçim kampanyası-
na çıktığında CHP'yi şöyle göklere çıkarırdı:
"Cumhuriyet Halk Partisi demek, Cenabı Hak Partisi de-
mektir."
Şehmus Aslan böyle der, seçmenleri de inanırdı. Inanır-
dı ki her dönemde Şehmus Aslan'ı Ankara'ya gönderirler-
di. Kulakları çmlasın dostum Melih Kemal Küçüktepepı-
nar, Şehmus Aslan'a, her bir araya geldiğimizde sorardı:
"Şehmus Bey, Cumhuriyet Halk Partisi nedir?"
Şehmus Aslan da koltuklarını kabartarak "Cumhuriyet
Halk Partisi, Cenabı Hak Partisi'dir" derdi. Uzun yıllar CHP
limanına demir atmış olan Şehmus Aslan, bu limandan
ayrıldı. Son seçimlerde CHP de kazanamamış, seçimi yi-
tirmişti. Karşılaştığımızda, "Cumhuriyet Halk Partisi, Ce-
nabı Hak Partisi'dir" demekten vazgeçmişti. Anadolu
Kulübü'nde içkisini içer, oyununu oynarken siyasetin se-
yircisi olmuştu. Sözünü ettiğimizde:
"Bir daha Cenabı Hakk'ı siyasete karıştarmayacağım"
derdi.
Gerçekten de yaşadığı sürece karıştırmadı.
BULMACA
6
SOLDAN SAGA: 1 2 3
1/ Belli bir konu-
daki yaymlan sıra-
layan kılavuz. 2/
Çöl Arapları...
Yünden dövülersk
yapılan kalın ve
kaba kumaş. 3/
Eski Mısır'da gü-
neş tannsı... Tahtl
demetlerinin üzt-
rinden dövcn geçi-
rilerek tanelerin
başaklanndan ay-
rılması işi. 4/ Ha-
lat ucu... Nikelin
simgesi. 5/ Tarlada
suyu akıtmak için yapılan tahta
oluk... Aıgoda esrar. 6/ Her türlü
arazide kuUanUan hafıf, motorlu
tasıt... Uyanık, gözü açık. 7/ Ku-
maş üzerine yapılan bir tür işleme...
Kumar oyunlannda kâr ve zarar ol-
madıgını belirtmekte kullanüan
sözcük. 8/ Çok sayıda alıcıya kar-
şılık az sayıda satıcının bulunduğu
piyasa. 9/ Gövde yapısı.
YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Ger-
çekte olmadığı halde varmış gibi düşünülen. 2/ Fasüa... Mo-
torlu taşıtların tekerleklerini tutturmakta kullanılan somun.
3/ Iterbiyum elementirün simgesi... Daha çok Karadeniz böl-
gesinde giyilen bir tür erkek ayakkabısı. 4/ Sığır sürüsü... Din-
sel tören ve kurallan. 5/ Yurdumuzun Göller yöresinde bir
dağ... Çin ve Japonya'da oynanan bir tür satranç. 6/ Radyu-
mun simgesi... Maddenin, bir kimyasal tepkimeye girebüen en
küçuk parçası. 7/ Bir orman ağacı... Afrika'da yaşayan ba-
caklan beyaz çizgili bir hayvan. 8/ Yurdumuzda turistik bir
göl... Italya'da bir ırmak. 9/ Apansız... Armağan olarak bir
kimse ya da takıma verilen kalkan biçiminde levha.
İLANEN TEBLtGAT
Gümrüğümüzce Kazım Demircan adına tescilü 2608/8.8.1984 sa-
yı ve tanhli tahakkuk kâğıdı muhteviyatı eşyanın yapılan kıymet araş-
tırması sonucu beyan edilen kıymet ile tespit edilen kıymet arasında
fark buiunması nedeniyle 764.782.— TL gelir eksifci ikmalen tahak-
kuk ettirilerek tebliğ edilmek üzere adı geçen şahsın bilinen adresine
gönderilmiş ise de tebliğ edılememiştir. Söz konusu amrae alacağı-
nın zaman aşımına uğraulmaması bakımından 7201 sayıh tebligat ka-
nununun ilgili hükümleri uyannca ilanen tebliğine karar verilmiştir.
Basın: 27333
ANADOLU ÜNtVERSİTESİ DEVLET
KONSERVATUVARI'NDAN
SANATÇILARIMIZA ÇAĞRI
1. Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvan'nın Orkestra Enstrü-
manlan Bölümü'ne keman, viola, kontrbas, obua sanat dallannda;
piyano bölumune ise korrepetitör olarak sözleşmeü statüde çalıştı-
rılmak üzere eleman alınacaktır.
2. Kanuni şanlan taşıyan başvuracak adaylaı, 5 Haziran 1992 gü-
nüne dek, dilekçelerine 2 fotoğraf, öğrenim belgesı, onaylı nüfus cüz-
danı sureti, askerlik durumlannı gösteren belge ve özgeçmişlerini
ekleyerek 'Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü Personel Dairesi Başkan-
lığı Yunusemre Kampusu, Eskişehir' adresine gönderecekler ya da
şahsen teslim edeccklerdir. Lisans öğrenimlerinı 1991-1992 öğrenim
yılı bahar döneminde tamamlayaıak mezun olacak olanlar da baş-
vuruda bulunabileceklerdir.
3. Smav, 27 Haziran 1992 Cumartesi günü saat 9.00'da Anadolu Üni-
versitesi Devlet Konservatuvarı binasında yapılaeaktır.
4. Sınava girecek adaylar;
a) Kendi seçecekleri bir etüdü.
b) Piyano eşliğinde kendi seçecekleri bir sonat ve konçertoyu ses-
lendirecekler,
c) Sınav komisyonunun seçeceği bir eseri deşifre edeceklerdir.
Adaylar, sınava kendi enstrümanlan ile katılacaklardır.
5. Kendilerine eşlik edecek piyanist sağlayamayacak adaylar, sınav-
da piyano eşliğinde çalmak istedikleri eserlerin piyano partilerinin fo-
lokopilerini konservatuvarımıza önceden gönderdikleri takdirde,
sınavda kendilerine eslikçi sağlanabilecektir.
Basın: 27282