25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
.SAYFA CUMHURIYET ıwaPAZARTESI 8 DUNYADA GEÇEN HAFTA KraUçeElizâbethyuhalannmyıhak ettiıııi? DİLEK ZAPTCIOĞLU BERLİN - İngiltere Kralıçesı Elızabeth geçen hafta Almanya'ya resmı birziyarette bulundu. Ziyaret iki fılke arasındaki limoni ilişkileri düzeltmeye yarayacaktı. Kraliçcnin programında Bonn. Berlin ve Doğu Almanya vardı. İngjlizmonarşisi Du\ar yıkılana kadar Doğu Bloku'na adımatmayı kcsinlikle reddetmiştı: Kraliçe E'ızabcth'in Batı Berlin'i Doğu'ya bağlayan Brandenburg Kapısf ndan gcçmcsiyle bu yemin bozulacaktı. Kraliçe kendisi için küçük, ama monarşi için dev biradımia kapıdan geçti veeskı Demir Perdc'nin ötesinde buluverdi kendini. Doğu Almanya'daki yabancı sermaye yatınmlanndabaşıİngjlizfirmalan cekiyor. Bu yüzden Kraliçe"nin programında Doğu"nunekonomık merkezleri olan Dresden ve Leipzig de vardı. Saksonya eyaletinin başkenti Dresden"e ziyaret başkd açılardan da anlamlıydı. 1945"te.savaşın bitmesine üç ay kala. 13 şubatı 14 şubata bağlavan gece İngiliz ve Amerikan uçaklan Dresden'i bombalamış; y aklaşık 35 bin kişi bu bir gecelik bombardımanda ölmüş. şehir yerle bir olmuştu. Almanlar bu operasyonun savaşm gidişaiı açısından hiçbir stratejik önem laşımadığı inancında. Bombardımanın müttefiklerce sıı rintikam amacıyla düzenlendiğini düşünüyorlar. Bu yüzden bombardımana imzasını atmış olanGeneralHarris'inbuyılİngiltcre'de bir heykelinin dikılmış olmasını da hazmedemiyorlar. Ingılizlerise bombardımanın düşmanın moralıni bozmak açısından pckala :şe yaradığına inanıyorlar. Kraliçe Elizabeth'in ALMANYA Dresden'e yapacağı ziyaret işte bu nedenle merakla bekleniyordu. Alman Cumhurbaşkanı geçen İngiltere ziyaretinde 1940"da Almanlann hava akınlarıyla yerle birettiği Coventy kentine uğramış \e orada dini bir ayine katılmış. bir bakıma îngılizler'den özür dilemışü. Kraliçe ve Alman Cumhurbaşkanı bu kez Dresden"de ortak bir dini ayine katıldılar. Bu. kraliçenin Almanlara özel bir "•banşmajesti"ydi. Ama Dresdenliler. bu jesti yeterli bulmadılar. Belediye binasının balkonundan halka el sallayan yaşlı Kraliçe y uhalandı. Bir bulvar gazetesi halka küçük İngiliz bayraklan dağıtmak istemişti. bayraklargazeteninelinde kaldı. Almanlann çoğunluğu •"îngilizlerin bize yaptıklannı unutmadık"" diyordu. kraliçenin basınekibinde. llondra"da yayımlanan "Daily Telegraph""in muhabiri Mauriee VVeaverde vardı. Weaver savaşta Alman bombardımanlanndan kaçıpçocukluk günlerini. gecelenni nasıl sığınaklarda geçirdiğıni dün gıbı haıırlıyordu. "Aslında biz İngılızler. Almanlara karşı gurur duymalıyız "diyorveekliyordu:"Nede olsa savaştan sonra Almanya'nın yeniden ınşa edilmesine büyük katkıda buîunduk." Öyle bir sa\ aş ki Almanya'dan. Hitler faşizminin dünyaya egemen olma isteğinden kay naİdanmıştı. Öyle bir sav aş ki bütün düny ay ı. ama özellikle A\ rupa'yı kasıp kav urmuş. mily onlarca insanın ölümüne yol açmıştı. Yalnız Sovyetler Birliği savaşta 20 milyon insan kaybetmişti. Gaz ocaklannda milyonlarca kişi yanmış: Almanlann hava akınlanndan yüz binlerce kişi ölmüştü. Ama Dresdenliler kendi devletlerinin yol açtığı larifsiztahribaü unutup 1945'deşehre yapılan hava akınını hatırlıyorlardı sadece. Ingıltere'nin savaştan sonra diğer müttefiklcrle birliîüe Almanlara nasıl ıckrar ayağa kalkmakta yardım ettiği de unutulmuştu. Çoğu Almanın hafızasının ne kadarzayıf olduğu zaten daha savaştan hemen sonraki yıllarda ortaya çıkmıştı. 1950lerde. 60'larda Almanya'da çoğunluk. faşizm döneminde olup bitenleri hatırlamıyordu artık. Başbakanlığa kadar yükselen Kiesinger gibi politikacılar bile eskiden Hitler'e SS subayı olarak hizmet ettiklerini unutmuşlardı veancak belgeler ortayaçıkartıldıkça "ozamdnlar" ne yaptıklannı hatırhyordu. Almanya'nın zayıf hafızası birleşmeden sonra iyicesilinmeyedoğrugidiyor. Bugün iltica talebiyle gelen yoksul Rumen Çingencler'inoturduğu yurtlan ateşe verenler. 50 yıl önce bu ülkede yanm milyon Çingene'nin gaz ocaklannda yakıldığını hatırlamıyorlar. Bugün " Yabancılar dışan!'" diye haykıranlar yabanci işçilere otuz yıldır bu ülkede maden ocaklanndan çöpçülüğe kadar en pis. en zor ve en düşük ücretli işleri yaptırdıklannı unutuyorlar. Yanlışhatırlamıyorsakdiyaletikte"Bir bütün. parçalannın toplamından farklı bir şeydir" türünden bir cümle vardı. İki Alman devletinin birleşmesi de yeni bir bütün, yeni bir Almanya çıkarttı ortaya. Bu Almanya'nın zayıf hafizasına ve yoksulluk yüzünden vatanını terk edip gelen yabancılara karşı tutumuna bakınca insan kaygılanmadan edemiyor. Muhalefet ateş püskürüyor DANİMARKA FERRUH YILMAZ KOPENHAG - Danimarka Başbakanı Poul Schluter ile Dışişleri Bakanı Uffe Elleman-Jcnsen'in önceki hafta Bırmingham'da yapılan olağanüstü AT zirvesindc seslerini fazla yükseltmemeleri Danimarka'dakı muhalefeti fena kızdırdı. Muhalefel partileri gerçi Dışişleri Bakanı'nın kellesıni istemediler. ama bundan böyle Danırr.arka'yı Dışişleri Bakanının değil. Başbakan'ın temsil ctmesiniistediler. Muhalefet Danimarka Parlamentosu'nda kararlaştınlan isteklerin dığer ATülkelerineyelerincegüçlübir şckilde iletileceği konusunda her fırsatta kararlı bir Maastrichl"çi olduğunu .isiklayan Dışişleri Bakanı'nagüvenmiyor. Bu sefer muhalefeli. Birmıngham'daki zirvcdcn sonra düzenlcnen basın toplantılannda hiçbir AT lidcrinin Danimarka nın adını ağzına almaması kızdırdı. Birmingham zirvesi öncesi alclacclc toplanan parlamentonun piyasa komısyonundaki siyasi çoğunluk. zirveye katılacak Başbakan ve Dışişleri Bakanı'nın ortak vaıandaşlık. ortak savunma. polis ışbıı liği ve sosyal sistemin korunması konulannda Danimarka'ya özel statü tanınması isteğini. diğer AT ülkelerine iletmcsı kararını almışlı. Ancak Dışişleri Bakanı Ufle Ellcman-Jcnscn. Oanimarka'nın bu isteklerini yeterince güvlübirşekildcanlatmayaçalışmak yerine. zirvede liderlere bir karton kutu dolusu Ingrid-Marieelması dağıtarak konııyu sulandırmakla suçlanıyor. AT standartlanndan birkaçdcfa daha küçük olan Ingrid-Marieclmalan. buclmalann ycncbilecck clma kategorisinde satılmasını yasaklayan AT komisyonu ile Danimarka arasında sorun olmuş. sorun elmalann baska bir kalegoriye kaydınlmasıyla çözülmiiştü. Dışişleri Bakanı da bunun ü/erine sorun olmaktançıkanelmalan zirvcde diğer lıderlercdağıtmıştı. Şimdi Daniıvurkada muhalefet "Uffeeİma dağıtacağına Danimarkanm isteklerini daha guçlii bir şekilde dile getirseydi" diye aieş püskürüyor. Danimarka'yı ençok mes,gul eden şey lerden biri sık sık yayımlanan ekonomik tahmin raporlarıdır Son yayımlanan AT nıporuna görc AT ülkclerindekı ekonomik biiy ünıe tahmin edilenlcrin dc altında gerçekleşecek. Bu da tüm AT içindeki işsiz sayısının bir milyon daha arlması an lamına geliyor. İşgücünün yüzde IO"u işsiz olan ye i^si/liğin en büy ük sorun kabul cdildiğı Danimarka'da bu tiir raporlargazetelenn mansctlennde verilmcye devam ediliyor. Son rıporda nelcryapılabilcceğıncilişkin birçok tepki yaıattı. Danimarkalı ıklisatçılar. Âlmanya \e İngiltere'deki kri/in. Danimarka'da son beşyıldırzaten y ü>de 2'nin altında kalan büyüme hızını iy ice durduracağı ve işsiz sayısını rekor düzeydeartlıracağıtahminlerinde bulunuluyor. Danimarkah iktisatçılara göre krı/. Danımarka'nın son yıllardaki tek olumlu gelişmesi sayılan ve Danimarka lehinde sey reden dış ticaret dengesini de olumsuz eıkilevecek. Akihito'nun tarihi Çin gezisi Japonya İmparatoru Akihito'nun geçen cuma başladığı tarihi Çin gezisi devam ediyor. Akihito. Çin'i ziyaret edcn ilk Japon imparatoru olması nedeniyle. gezisi tüm dünyada ilgiyle izlcniyor. İmparator Akihito ile İmparatoriçe Michiko'y u korumak üzereolağanüstü güvenlık önlemlen alındığı. bu amaçla 20 binden fazla polisin göre\lendirildiği bıldiriliyor. Akihito. Pekin Halk Sarayı'nda onuruna verilen yemekte yapıığı konuşmada, 1931-45Çin-JaponSavaşısırasında "geçen acı dönem"den büyük üzüntüduyduğunu söyledi. Ancak. bu dönemde milyonlarca Çinli'nin Japon ordulannca katledilmesinden ötürü özür dilemedi. Akihito. ""Ülkemin Çin halkını derin üzüntü duyuyorum" dedi. Clinton'ın aııııesi bile seçim malzemesi FLATKOZLLKLL \VASHINGTON - Büro-mezarlıklanndan caddelere fırlamış binlerce kişinin adeia düzenli ordu yürîiyüşünde ılerleyışi sabahın ilk ışıklany la yaşanmaya başlıyor. Estetik kaygıdan uzak. ığreti görünen metro ıstasyonuna gırenlerin birbirleriy le göz göze gelmemek için dırendikleri hıssine kapılıyorum. Çoğu. gazete ve kitaba gömülmüş. Sayfalan güçlükleçcvirenlerizlenmeyedeğer. Başkan adaylannın televizyonda yüzyüzeatışmalanna dair son yorumlan okuyan adam niye burnuyla oyun içinde? Ya tımağını yolan kadın?Şu kara derilinin. kulağında "vvalkman". sonuna kadar açtığı müziğin sesiyle sallanışı da olmasa metroda kimsecikİer yok sanılır. Rap müzık bu. rap. Brookly n'in arka sokaklannda fakir. siyah tenlılenn isyanını anlatan. pop'un pabucunu dama atan. cinselliğin ağır bastığı rap. Kara derili. gri göbekh köpeSi ile vagonun en arkasında bir kadın. Yeşilimsi yağmurluğunun yan yırtık cebinden yansı yenmiş birekmek parçası çıkanyor. Küçük bir parçayı da köpeğın ağzına yerleştirmeyeçabalıyor. Cep telcvizyonluadamınarkası boşgibi. Sarkmakta fayda var. ABD'nin tümünden izlenebilen ulusal kanallann ana haberlerini kaçırmamakta fayda var. Şirin, tek kişilik bir teknoloji harikası. Adam beni fark etti. Ama son derececentilmen. Hafıf yan dönüp televizyonuna bir gözün daha misafirliğine izin veriyor. İşte yine o üçü. İlk haber onlar, sırasıy la küçük ekrandaboy gösteriyorlar. Başkan Bush. 1980'de Reagan'ın Carter'a karşı CIA ileortaklaşa yürüttüğü "Ekim Sürprizi" hakkmda birşeyleri açıklıyor. Carterın uğraşıp da beceremediği ve sonunda başını yiyen. İran'daki rehineler. Reagan'ın koltuğa oturduğu günün ertesinde serbest bırakılmışu. Meğer CI A'nın da devreye girmesiyle İran yönetimiyle "rehinelerin serbest bırakılmaması için " pazarhk yapılmış. Amaç, Carter'ın başını yemek. CIA'nın gücünü azaltmak ve yetkilenni daraltmak isteyen Demokral Başkan Carterdan CIA intikam alıyor. Bu olaydan sonra Carter seçimleri kaybediyor ve Cumhuriyetçilerin uzun başkanhklardönemi başlıyor. Budöneme Clinton'ın son vermesi bekleniyor. Metronun sesı Bush'u bastınyor. Ne olduğunu tam duyamıyorum. Vietnam'dan binlerce belge gelmiş. iki aya kadar çok önemli, yıllardır aranan dokünıanlar açıklanacakmış. Vietnam'dan dönmeyen 2265 Amerikalırun akibeti meçhuldü. Bunlann bazılannın hala Vietnam'daki toplama kamplannda yaşadığı iddia ediliyordu. Bush, güllü bahçede basına açıklama yapıyor: "Vietnam'dan binlerce doküman getirildi. Vietnam devlet başkanı bunlan bıze verdi" falan diyor. Yakında iddialar gerçek mi değil mi, ortaya cıkacak. Sonra Vietnam'da ölenler için yapılmış anıt önünde ağlaşanlann görüntüleri geliyor ekrana. Bu arada. Chnton'ın annesi ile ilgili araştırmalardan bir şey çıkmamış. Araştırma talimatını Bushvermiş. Bu sefer de Clinton'ın anasının pasaport arşivi araştınlıyordu. Ne seçim be! Önce Bill Clinton'ın özel hayatı sonra da ar-asının dosyalan deşiliyor. Onurlu ve lemiz seçim kazanmak çok zor. Hele başkan adayı zengin bir ailenin çocuğu. CIA ajanı falan değilse ve de Demokrat'sa. iş daha da güçleşiyor. Carterın akibeüni anımsayınca bunun ne demek olduğunu kestirebiliyorsunuz. Bir de Los Angeles mevzuu var. Bu kentte durum nisan ayında yaşanan olaylardan bu yana değişmemiş. Silahlı'çeielerin savaşı sürüvor. ingiltere de artık fakir EDİPEMİLÖYMEN LONDRA - İngiltere. Avrupa Topluluğu'ndan yoksulluk yardımı almaya hak kazandı. C'zerinde güneş batmayan imparatorluğun mirasçısı için zenginlik artık tarih kitaplannda kaldı. Ulusal geliri Avrupa Topluluğu ortalamasının y üzde 90 altına düştüğüiçin. İngiltere. eğer isterse "yoksulluk fonu"ndan yararlanabilecek. Böylecebeş yılda ödenmek üzere yedi milyarsterlin(yaklaşık80 lrilyonlira)gelirelde edebilecek. Ama Brüksel'den böy le bir yardım isıeyecek hcrhangi birhükümct herhalde halkın gazabından kurtulamaz ve yirmi yıl iktidara gelemez. İngiltere eğer Brükscl'e sürünüp de yüzünü kızartma pahasına yardım parası isıerse. bunun nereye ve nasıl harcanacağma da yinc Brükscl karar verecek. Yardım fonlan büyük altyapı yatınmlannda kullanılıyor. Kara ve demiryollan, çevre koruma gibi büvük masraf aerektiren İNGİLTERE işlerdc. İngiltere. yoksulluk fonunu nasıl kullanacağını da Brüksel'e sormak zorunda kalacak ki bunun kahn iktidar düşürür._ Aslında İngiltere'ninbir bölgesi, geri kalmışlığı nedeniyle AT'nin kesesine zaten bakıyor. İspanya ve Portckiz'in bazı bölgeleri. İtalya'nıngüneyi. İrlandave Yunanistan bölgesel yardım fonlanndangayetiyi yararlanan üyeler. Maastricht anlaşmasını da zaten bu yüzden hemen sessız sedasız onayladslar. Hele Yunanistan ilk AT üyesı oldu. Şimdi İngilıerede bu düzenlemeden yararlanabilecek. Yoksul AT üyelerine yardım fıkrini A\ rupa Komisyonu Başkanı Jacques Delors ortaya atmıştı.Ozaman İngiltere buna karşıydı.çünkuATbütçesinin bu yardımı yapabilmesi için genişlemesı. bunun için de varlıklı üyelerin kesenin ağzını açmalan gerekıyordu. İngiltere. y oksul üyelen zenginlerin dcsteklemesini "fazladan biryük" olarak görüp reddetmişti. Ingiltere'de Maastricht karşıtı hava. ülkenin içinedüştüğü ekonomik açmaz nedeniyle bu hafta yeniden bozacak. İktidar partisinin hatın sayılır bir kısmı Maastricht'te değişiklik istiyor. Bu konudaki tartışmalar, artık Avam Kamarası'nda değil. televiıyonun açıkoturumlannda herkesin önünde yapılıyor. Partinin sağ kanadı. son olup bitenlerden ötürü parti merkezine diş bıliyor. Önce sterlinin devalüasyonu. ardından maden işçilerinin işten atılıp sonra karardan vazgeçihnesi gibi birbirini tutmayan tutumlara seçmen de umutsuzlukla bakıyor. Partinin dümenini elinde tutan "y aylacılar" diye bilinen milletvekilleri eğer Başbakan, Maastricht anlaşmasını onaylamak üzere Avam Kamarası'na sunarsa, bunu reddeceklerini ve hükümeti düşüreceklerini belirttiler. Başbakan Major'ı güçdeğil. çok güç günler bekliyor. Konuk yazar Biislı nedenkaybediyor, Clintonnedenkazamyor? Dr.ALEVCOŞKUN Son kamuoyu yoklamalan, kasım ayı- nın ilk haftasında yapılacak ABD Başkan- lık «K^imlerinde. Bıli Clinton'ın kazanma oUşılığmı çok yüksek göstenyor. Özgeçnıişinde scnatörlük. büyükelçilik. C'.\ Başkanlığı gibi önemli görevler bulu- n;n dcncyımii Başkan Gcorge Bush nasıl olJu da Clinton gibi kendınc oranla denc- yiiisi/ birki^ıye yeniliyor' 1 Bunun sebepleri nelerdır? Sayısi7 siyasal-topkım^ıl faktörler B>h"un kaybetmesınde rol oynamakta- dr Kunımçj, asıl ağır baüin faktörlereko- ıı^niklir. Ö7ellikleson 11 yıldıruygulanan "'leaganısnı ckonoınİM" Bush'un kaybet- rvjsinde temcl ctken olmııştur. Koıuıya daha açıklık kazandırmak için iiağıdakı sonıul örnekleri \crcbiliri/. .-1 BD ekonomisindeki sıkıntılar I -\BD u/un yıllardan beri ekonomisıni >ık.-»ck dii/cydcki tukclime dayandırmış- t rükctım mallan. ucu/işgücüolaıı ülkc- Kden ıthal edilir. Bu durum ABD'dc sa- ^ ş s.iiı.ı>ııııin dışındaki fabnkalann gide- r.\ d.ıluı a/ talcp. vıtış gıbı nedcnlcrle , y\a> ya\aş kapanmalannn ve işsizliğın iimasına ncdcn olmuşlıır. mobil sanayiinde teknoloji ve kalite bakı- mından Japonya'dan geri kaldı. ABD'nin otomobıl sanayisındekı ıhracatı düşerken kendi iç pazannın da dörtte birini Japon- ya'ya kaptırdı. Geçen yıl Japonya ABD'ye 3 milyon otomobil ihraç ederek sadece bu sektör aracılığ! ile yılda 40 milyardolarci\annda ticaret açığına \ e y üzbınlerce iş kaybına ne- den oldu. Diğer sanayıler dc eklcndığındc Japony a ile dış ticaret açığı ABD aleyhinc yılda 50 milyar dolara ulaşmakıadır. 3. Amerikan ekonomısı ayda 10 milyar dolar kadar bir dış ticarcl açığı \criyor. Bu. yılda 120 milyar dolar dış tıcaıet açığı de- nıckıir. Bu da ABD ckonomismın cıddı sorunlar içcrisınde olduğunun en bclirgin göstergesıdir. 4. Ekonomik durgunluk nedeniyle bü- yük şirkellcrdc ^eri iflaslar. ıştcn çıkanna- îar başladı. Örneğııı ABD'nin en tanınmış uluslaraıası uçak -jirkcti Pan-Am. mobilya mağa/alan /ineiri Seamans illasını ılan et- uler. I 1 WJ \ılı !\ı^mda General Motors M) a yakın tahrıkasını kapalacağını vc 3 yıl için- dc 70 bın îşçınin işine son verileceğini. bü- y ük •jirkellcrden "Sca^ and Roebuck" da 1992 yılı Kindc 40 hiıı ışçıyı çıLıracağını açıkladı. \larm \enci bu ekonomik göster- gelcr yıl boyuiK.ı de\am cttı. Nıickım AHO Calıtma B.ık.ınliüi'ndan Ocak 1992 başlannda yapılan açıklamaya göre işsizlik oranı son 20 yılın en yüksek noktası olan yüzde 8'i aşmış durumdadır. Geçen ay yapılan açıklamaya göre ise işsiz- lik oranı y üzde 12"lik rckor düzeye ulaşmış bulunuyor. 5. Borçlanarak ev sahibi olan Amerikalı- lardan banka taksidıni ödeyemeyıp evını kay bedenlerın say ısı bu yıl geçen yıla oran- hı lOmisliartmıştır. t.. ABD'de perakende satış yapan küçük \c orta boy ışlctmeler yıllık satışlannın yüzde 45"lik bir bölümünü kasım-aralık aylanna rastlayan"Chnsmas" ve yeni yıl öncesi dönemde yaparlar. Bütün bu küçük işletmelcr geçen yılki dönemde yıllık salış- lannın ancak y üzde 20'sini gcrçeklcştırebıl- diler. Ekonomidc çok ciddi bir durgunluk (recession) yaşanıyor. Bu durum halkta şaşkınlık yaratmıştır. Halk alışkın olmadığı bu ekonomik buna- lımdan Başkan Bash'u sorurr.lu tutmakta- dır. ABD'nin önemli TV islasyonu CBS ile ünlü gazetesi Nevv York Times'ın yaptıkla- n ortak anket. Başkan Bush'un popülarite- sini giderck kaybettiğini göstermcktedir. Körfez bunalımı sırasında halk arasındaki desteklenmc oranı (appro\al rate) yüzde 80'lcri a>an Bush için Amerikan halkı şim- di kıskanç davranmakta \e üestekleme oranını ö/ellıkle ekonomik politikalar için \ 117de 2n"lcrc dü>ürmcktcdir. Özet olarak. Dış politikada "Başanlı bir Başkan" portresi çizen Bush'un kamuoyundaki erozyonu özellıklc ekonomi ve sosyal poli- tikalardaki başansizlıklanndan kaynakla- nıyor. Bush dönemi gelir dağılımı da yüksek noktalarda bulunan kesime yaradı. Üst ge- lir düzeyı dışındakıler ekonomik yönden süreklı kaybettiler. Aslında Bush'un kaybı. "Reaganism ekonomisı" adı verilen liberal ekonomi politikalannın da iflasını gösteri- yor. İşsizlik artıyor. son bir yılda 150 bın ış kayhedilmiş. Orta sınıfın gclırı artmıyor. devamlı geriliyor. Dış ticaret açığı büyü- yor Clinton'ın programı Amerikan toplumundaki bu hoşnutsuz- luğıı \c tcpkılerı iyı kavrayan Clinton. bu durumdan yararlanmak için sosyal adaleti gözcten bir ekonomi politikası gelıştirdi. "Değişen Amerika" imajını vurgulayan Clinton'ın ekonomi programının esaslan özetle şöyledir: -Üst diizey gclir katmanlanndan daha fazla vergı alınacak. Yabancı şirketlerin vergisi artlınlarak Amerikan şirkctlerinin ödediği verginın düzeyine çıkanlacak. -Askeri harcamalar azaltılacak. -Federal hükümetin uyguladığı bazı yüksek maliyetli programlardan vazgeçile- cek. Alınacak bu önlemlerle elde edilen kay- nak. toplumsal politikalara ağırlık veren düzenlemeler çerçevesinde kullanılacak. -Yoksul aileleri ve işsizleri destekleyecek. sosyal fonlar kurulacak. -Sağlık hizmetlerı düzeltilecek. sağlık si- gortas.ı için daha büyük kaynak aynlacak. Sağlık sigortası yaptıramayacak olan aile- lcre de\lcı destek verecek. Sağlık sigortası ^1erke^ için geçerli bir hak olacak. -Gelir düzeyı düşük olan aılelere konut. cğitım. sağlık yardımlan yapılacak. -Hcr isteyen üniversitc öğrcncisine kredi verilecek. -İşsizler devletin oluşturacağı "işsizlik si- gortası sıstemi" ile güvenceye kavuşturula- cak. -İşsizliğin önlenmesi için devlet kuruluş- lan istihdam kapasitclcrini arttıracak. -Tüketıciyi koruyacak. rüşvet ve dolan- dıncılığı cezalandıracak. istihdamı arttıra- cak her önlem ahnacak ve bu konudaki programlar uygulanacak. -Savunma harcamalan kısılarak özellik- le araştırma veeğitıme kaynak aktarılacak. Savunma sanayiinde çalışanların diğer sanayilerc ve scktörlere geçışlerıni kolay- laştına eğıtım programlan desteklenccek. Görüldüğü gibi Clinton'ın programı "li- beral ekonomiyi" savunan devlet yerine ""sosyal devleti" oluşturmayı hedefliyor. İnsana değer vermeyi ve insana yaünm ya- pılmasını öngören bir ekonomi-politika onenvor. Sosyal devletçi programlar Bu durum "Reaganism", "Thatche- rism" adı verilen ve sosyal adalet politika- lanna sırt çeviren. alabildiğine liberal poli- tikalann da iflasını gösteriyor. Halkın "Reaganism"e tepki gösterdiğini simgeli- yor. Toplumsal dengelere ağırlık veren, orta sınıfı koruyan. işsizliği önleyici önlem- lcr alan, sosyal adaletçi programlar top- lumda destek görüyor. Başkan Bush'un düşüşü ve Clinton'ın vûk- selişine asıl bu açıdan bakmak gerektiğine inanıyorum. Artık toplumsal dengelere ağırlık veren, orta sınıfı koruvan, sosyal adaletçi prog- ramlar ileri toplumlarda kabul görüyor. Clinton'ın seçilmesi kuşkusuz. 1980dar- besinden bu yana ülkemizde uygulanan "bırakınız yapsınlar", "ölen ölür kalan sağlar bizımdir". "sosyal devlet ve sosyal adalet önlemlen ölmüştür - çağ dışıdır" di- ye görüş bildirenlerin de fikirlerinın Batı dünyasında grafıkten düşüşünü göstere- cektir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear