23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 EKİM1992 PAZARTESİ EKONOMI BORSANOTLARI Lafla borsa gemisi yürümez ABDURRAHMAN YILDIRIM 1990 ağustosundan sonra düşüş trendine giren Borsa, en durgun ye en karamsar günlerini yaşıyor. Gerçi, cn- dcks 14 Ekim 1991'de 2518.27 puanla labana vurmuştu ama, son bir yılda yüzde 67.Tlik enflasyon dikkate ahnır- sa, bugünkü endeksin geçen yılki dip noktasının da altına düştüğü görülür. Bugün endeksin, geçen yıllcı düzeyini yakalaması için. 4222 puan düzeyinde olması gerekir. Halbuki endeks 35OO'lü puanlarda. Dokuz aybk bilançolann yayımlandığı ve piyasanın dönemsel olarak canlanabileceği bir zamanda bu düşüş neden? Borsada fıyatlan sıyasetten ekonomi- ye, altematif yatınm araçlanndan piya- sanın yapısına ve psikolojik faktörlere kadar sayısız etken belirliyor. Siyasi gelişmeler şu dönemde, borsayı olumsuz etkiliyor. Bir kasım yerel se- çimleri. siyaset sahnesinde değişim ya- ratacak bir potansiyel taşıyor. Ekonomi, kamu açığı krizinde. Yatı- nm yapılamıyor. Kamu açığı. iç borç- lanmayla fınanse edildiği için, Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinin faizi yükseliyor. Piyasadaki paranın daha büyük bölümü iç borçlanma senetlerine yöneliyor. Kamu açıklan faizleri yük- selterek, hem enflasyonu arünyor, hem de hisse senetlerine gidecek parayı emi- yor. Bu olumsuz koşullara bir de piyasa- nın çarpık yapısını eklemek gerekiyor. Sermaye piyasası, sağlam temeller üze- rine kurulmamış. öncelikle devletin bu piyasadan ne beklediği belirlenmemiş. Sermaye piyasası geliştırilerek özelleş- tirme mi hızlandıracak? Paranın hisse senetlerine yönelmesini sağlayarak, dö- vize gitmesi mi önlenecek? Şirketler hal- ka açılarak maliyetlerini azalıacak ve fıyatlann artışı mı yavaşlaıılacak? Ve bütün bunlarla sermaye piyasasının enflasyonu azaltıcı bir rol oynaması mı. hedeflenecek? Bunun adı konulmamış. Bu hedefın güdüldüğüne ilişkın uygula- ma örnekleri görülmüyor. Ya ne yapılmış? Devlet çok fırsatçı davranmış. Borsa- nın patlama yaptığı 1987 temmuz ve ağostos aylan ile 1990'ın ilk yansında. fıyatlar en üst noktada iken, devlet özelleştirilecek hisselen borsada saüş. Sürekli borsadan para çekmiş, ve gitmiş. Çalışanlardan zorla kestiğj trilyon- larca liralık "tasarruflan" sermaye pi- yasası yerine bir kamu bankasının kurtanlmasında kullanmış. Aynca özel sektörün halka açılmalanru bile düzen- leyememiş. Özel sektör de. bu piyasa- dan trilyonlan kaldırmış. Halka açılma, niyet öyle olmasa da. büyük öiçüde hal- kı "tokatlamaya" dönüşmüş. Bununla da yelinilmemiş. ekonomi- den sorumlu bakanlardan bin sık sık endeks tahmininde bulunmuş: "Endeks 8 bin. 10 bin olacak" diye. Başka bir ba- kan "Faiz. döviz düsecek, borsa yûksele- cek" demiş. Ama bu söylenenler hep sözde kalmış. Endeks 10 bin olacak di- yen bakan borsa için bir şey yapmamış. "Döviz düşecek. borsa yükselecek" fet- vasını çıkartan bakan da. kurlardaki hızlı artışı önlemek için piyasaya müda- hele eden Merkez Bankası yönetimine kızmış ve Amerika'dan yapıüğı açıkla- malarla eleştirmiş. Belki birinci bakana inanılmadığı için, yatınmcüar endeks tahminindcn zararlı çıkmadı; ama ya ikincisi. Bakanlık koltuğuna oturur oturmaz, daha önce sağladığı kariyerle yaptığı açıklama. yatınmcılar üzerinde etkili olmuş. Ama borsa sadece sözle yürüyemediği için bakana güvenerek hisse alanlar zarar etmiş. Kime gam! Halbuki. ekonomiden sorumlu ba- kanlann gerçekleşmeyecek. hatta tam tersi çıkacak açıklamalar yapıp, spekü- lasyonlara kanşma yerine: piyasanın kurallannı koyup. eşıtliği ve halkın ka- zanmasmı sağlayabilselerdi. en azından devletin sermaye piyasasını yanlış kul- lanmasmı önleselerdi, kurumsal yatı- nmcılan getırebilselerdi. bugünkü tablo çok daha başka olabilirdi. Hem faizler yönünden. hem enflasyon yönünden. Sağhklı ve ekonomiye katkıda bula- nacak bir borsa için önce deletin strate- jisini belirlemesi ve buna uygun politi- kalan yürütmesi gerekiyor. Bunu yapamıyorsa, hiç değilse elleri- ni piyasanın üzerinden çeksinler, yeter. Yanlış yapmak. hiçbir şey yapmamak- tan daha kötüdür. Taban fıyatı yüksek bulan tüccar 'Hükümet hepsini alsırf diyor Paııııık devletin üzerine yıkıldıİZMİR (Cumhuriyet Ege Bû- rosu) - Hükümetin pamukta dünya standartlannın çok ü*- tünde taban fiyatı belirlediğini öne süren pamuk tüccarlan, "Hükümet ürünün çoğunu, bclki de tamamını mecburen al- mak ve işlemek zorundadır" dcdilcr. Tariş Gencl Müdürü Oğuz Oyan ise taban fıyatı ile tüccann verdiğj fıyat arasında- ki farkın hükümet tarafından ödenmesinin 500 milyar liralık bir yük geüreceğini bunun da çok önemli sakıncalar taşıya- cağını söyledi. Izmir Ticaret Odası eski yö- nctim kurulu başkanı Halit Şarlak, pamukla ilgıli sorulann büyük olduğunu ve çarenin de geciktiğini söyledi. Hükümetin ilan etıiği taban fıyatlannın dünya standartlannın üstünde olduğunu belirten Şarlak, "Hü- kümet, ürünün çoğunu. belki de tamını mecburen alacak ve işleyecektir. Çünkü hükümetçe ilan edilen taban fıyat. üreticiye ödenmesi garanti edilen fıyattır vc alınmak mecburiyeti vardır. Kooperatiflerin taban fıyatlan ile alma konusunda hedef mik- tar tespit etmeleri, yetkileri dışındadır" dedi. Halit Şarlak. Tariş Genel Müdürü Oğuz Oyan'm. "tşle- ncn pamuklar preseli olarak • Tariş Genel Müdürü Oğuz Oyan taban fıyatla tüccar fıyatı arasındaki farkın devlete 500 milyarlık yük getireceğini söyledi. Pamuk taıiasuıda verilen uğraş fıyat oyunlarma feda ediliyor. devlet hesabına, maliyetlere pa- "Borsalarda böylece teşek- ralel olarak borsalarda satı- kül eden yüksek fıyatlarla pa- lacaktır" sözünü eleştirerek muk alacak iplikçilerin ve iç pi- şöyle konuştu: yasadan mamul kumaş alan konfeksiyonculann maliyetleri yükseleceğinden, ihracat yaptı- klannda devlet stoklanndan kendisine tazmin adı altında pamuk verilecektir. Buna pa- muk firesi tazmini de denebıle- cektir. Bu görüşe göre koopera- tifler ihracat yaptıklannda dev- let stoklanndan kendisine taz- min adı altında pamuk verile- cektir. Mal bedelleri, devlet tarafından zararlan devlete ait olmak üzere ödenecektir. Kooperatifler gördükleri hiz- mete karşıbk devletten yüzde üç komisyon alacaktır. Ne kadar çok mal alınır ise karlan da o nispette artacaktır." Bu tür uygulamayla pamu- ğun piyasa ekonomisinin dışına çıkartılmasının amaçlandığını öne süren Şarlak, "Kısacası, dovlete ticaret yaptırarak pa- muğu tekelleştirmekür" dedi. Oyan, taban fıyatı ile tücann ödemeyi kabul edeceği fıyat arasındaki farkın hükümet ta- rafından ödenmesi görüşünün dayanıksız olduğunu ve çok önemli sakıncalar taşıdığını öne sürdü. Oyan, Ege Bölgesi'nde tüccann piyasaya girmediği yo- lundaki haberlerin gerçek ol- madığını da belirterek. peşin ödeme yapılamadığı için baz fı- yatın altında ahmlar yapıldığını söyledi. IMKB, borsalar federasyonu üyesi İş-Ekonomi Servisi - İçeri- de sürekli puan yitiren bor- sa. yurtdışıda prestij kazan- dı. İstanbul Menkul Kıymet- ler Borsasfnın (İMKB). Lluslararası Borsalar Fede- rasyonu'na tam üyelik baş- vurusu kabul edildi. İMKBden yapılan açıkla- maya göre Uluslararası Bor- salar Federasyonu Genel Kurulu, Zürih ve Viyana Borsa başkanlannın İMKB'nin uluslararası bor- sa olma özelliklerini tamam- ladığını belirten raporu üze- rine. başvuruyu kabul etti. Buna göre İMKB, federas- yonun 36"ncı üyesi oldu. Federasyonun tam üyelik sı- fatını taşıyanlar arasında; Amsterdam. Brüksel, Ko- penhag, Viyana, Zürih, Nevv York, Tokyo. Meksika. To- ronto. Paris, Frankfurt, Londra ve Madrid borsalan da yer alıyor. Uluslararası Borsalar Federasyonu'nun aynca 10 yedek, 34 de yazış- ma üyesi va. Tokyo-Aııkara sermaye köprüsü kuruluyorANKARA (Ounhuriyet Bö- rosu) - Ankara Anakent Beledi- yesi, yürütmekte olduğu büyük yatınmlara kaynak sağlamak amacıyla 50 milyar yen tutan- nda yeni bir tahvil ihracı yapa- cak. Ankara Anakent Bekdiye Başkanı Murat Karayalçın, 28 ekimde Tokyo piyasasında ger- çekleştirilecek satışın. daha ön- cekilerdenfarklıolarak,"doğru- dan halka" yapılacağını belirt- ti. Türkiye'de ilk kez Hazine ga- rantisi olmaksızm yurtdışında lahvil satışı yaparak kaynak sağlayan Ankara Anakent Belediyesi, 1990 yıhndan bu yana yürüttüğü tahvil ihracına bir yenisini daha ekleyecek. Metro. büyük kanalizasyon projesi. içme suyu projesi gjbi yatınmlann fı- nansmanında kullanılmak üzere 50 milyar yentutanndaki (yaklaşık 3.1 tnlyon ura) tahvii,28ekim- de Japonya'nın Tokyo piya- sasında satışa sunulacak. Belediye Başkanı Kara- yaiçm. 2 yıi ka- darönce,"alter- natif kaynak sağlamak" I amaayla başla- prestij tılan çahşmalar sonucu şimdiye Karayalçın'ın. Cumhuriyefe edildiğini dile getirdi. kadar toplam 245 milyon do- yaptığı açıklamaya göre Tür- yalçın, şöyle devam etti: larlık tahvil satıldığını bildirdi. kiye"nin de risk derecelen- "Rating analizinin Murat Karayalçın •Ankara BÜVÜkşehİr Beiedıye Başkanı Mu- rat Karayalçın, 28 ekimde Tokyo'da ger- çekleşünlecek 50 mıl- ya r y e n (y^klaşik 3.1 İTÜ ü r ) t u t a n n c l a . kl tahvil SatlŞinda, ku- rumsal yatinmcilann vanı sira dopnıdan îayanı sıraaogruaan ja- pon halkinin da abci Oİacağini beliltti. dirmesini >' a ' Pa n uluslara- rası ratm 2 ku ' m l u s u S l a n . darts and Po- or's Ankara Anakent Bele- d ı y c s i -n c BBB (3B) derecesi verdı. Bu no- tun alı- nmasının son derece önemlib ı r g e ü ş m e o l ' d u ğ u n U ı ^ y . lece uluslarâ- r a s ı büyük elde Kara- bize sağlamış olduğu yararlan 28 ekim tarihinde Tokyo'da satışını gerçekleştireceğimiz son tahvillerde somut bir şekilde görüyoruz. îhraç edeceğimiz 50 milyar yenlik. yaklaşık 410 mil- yon dolar tutanndaki tahvil. gerek miktar gerekse faiz ola- rak diğer saüşlardan çok farkh. Rating sonucunda. bugüne ka- dar gerçekleştirdiğimiz tahvil satışı toplamınm iki katma yakın bir miktannı bir defada ihraç edeceğiz." Yeni tahvil satışının, Ankara Anakent Belediyesi'nin bütün projelerinin yaşama geçmesini sağlayacağmı ifade eden Kara- yalçın, "TahviUer, bu kezdiğer- İerinden farkb olarak kuru- luşlara değil, doğrudan halka satılacak" diye konuştu. Konuk Yazar Hizmet SektörüveTeknoloji Dişkisi Prof. Dr. TEVFİK DALGIÇ Devletin ekonomik hayattaki rolü ve ağırlığı. bu rolün sınırlannın çizilmesi, hangi alanlarda etkin olabileceği gıbi tartışmalar değişik akademik ve politik düzeylerde sürerken ve giderek devletin elini ekonomiden çekmesi yolundaki çabalar ve uygulamalar çeşitli ülkelerde devam ederkcn. bir yandan da hizmet sektörü diye zamanında iktisatçılar ta- rafından küçümsenen bir sektör giderek ;ekonomilerde ağırbk kazanmaya baş- ladı. Bir bakıma hizmet sektörü bugü- nün çağdaş ekonomilerinin motoru ha- line geldi. Geçmişin mal üretimine ağırlık veren kalkınma modelleri de bi- çim değiştinneye ve hizmet sektörü mal üretiminin yerini almaya yöneldi. Bugü- nün çağdaş ekonomilerinde hizmet sektörü ulusal gelirin yüzde 60-70'inden fazlasını üretirken, aynı sektör istihdam alanında da etkinliğini ortaya koydu ve çağdaş ckonomilerde ülkedeki toplam istihdamın yüzde 60-70'ten fazlasını hizmet sektörü sağlar hale geldi. Eski iktisatçılar hizmeti şöyle ta- nımlarlar. "Ticari hayatta satılan ve ayağınızın üstüne düşmeyen her şey hiz- mettir." Bugünün çağdaş işletmecileri ise hizmeti genel olarak şöyle tanımlar- lar: "Ürünü fıziksel nitelikli olmayan. üretildiği anda değişik değerler yaratan (kolaylık, eğlence, dinlenme, sağlık. ra- hatlık, zaman kazanmak vb.) ve genel olarak fıziksel mallann ölçüldüğü ölçü- lerle ölçülmeyen (yani kilo, metre. met- reküp. vb.) her türlü ekonomik uğ- raşının genel adıdır." Hizmetlerin bir başka özelliği de bun- lann depolanmasının ve envanterlerinin yapılamaması. bunlann fıziksel ürünler ve mallar gibi taşınamaması ile genel olarak hizmetin üretildiği anda hizmeti üreten ile satın alanın bir arada bulunu- yor olmasıdır. Böylece mal ve eşya nite- likli ürünler önceden üretilip depolana- bilirken. taşınabilirken ve üretici ile tü- ketici veya satın alan birbirlerinden uzak mesafelerde bulunabilirken. hiz- met sektöründe bunlar yapılamıyor. Bu özelliklerin hizmet sektöründeki önemi çok büyük. Hizmeti yapanın bunu su- nuş biçimi, deneyimi ve bilgisi ile hizmet sunum anmdaki tutumu hizmeıin ka- litesini belirliyor. Gelişmiş ekonomiler- de gözlenen bir başka gekşme de hizmet sektörünün eski iktisatçılann önceden sandıklan gibi sadece insan eli ile yürü- tülmediği. giderek teknoloji-yoğun, yani daha çok teknoloji gerektiren hiz- met alanlannın yaratılmakta oluşudur. Böylece hizmet sektörü giderek tekno- loji-yoğun veya sermaye-yoğun bir özellik de kazanıyor. Örneğin kltalara- rası iletişim, uydu yayınlar, bilgisayar- lar yoluyla ülkeler arası haberleşme, te- le-konferans sistemleri bunlann en be- hrgin örnekleri. Bugün çağdaş mal üretiminin teme- lini oluşturan bilgisayar-yardımh plan ve model çızimi, dizaynlar ve bilgisayar- yardımü üretim sistemlerinin temelini oluşturan yazılım dediğimiz bilgjsayar programlan da başka tür hizmet sektö- rü örnekleri. Uluslararası ulaşımda eri- şilen yeni boyutlar, kıtalararası ban- kacılık. borsalar. sağlık hizmetleri alanı- nda giderek teknoloji-yoğun teşhis ve iyileştirme yöntemleri de bu örnekler arasında sayılabilir. Eğitım alanındaki teknoloji-yoğun gelişmeler de giderek sayısız ufuklar açıyor ve yeni iş alanlan yaratıyor. Gerçi hamburger (köfte) de- yip geçiyoruz. ama aslında satılan ham- burger değil, onun yanı sıra hizmet te knolojisi de satılıyor. Bugün gerek Pe- kinde gerekse Moskova'da açılan Batı kökenli dükkanlar bunun örnekleri. Ül- kemizde de sanayileşme ile ilgili ko- nulan ele alırken hizmet sanayii diye- bileceğimiz bu sektöre gereken önemin verilmesi gerekiyor. Bunun en önemli ön şartlanndan birisi de eğitim ve öğ- retimde kaliteyi yükselünektir. Türkiye gjbi henüz sayılann büyüklüğü karşısı- nda ezilip temel hizmetleri yerine getirc- meyen devlet elindeki eğitim ve YÖK elindeki üniversitenin geleceğini de bu açıdan düşünmemiz gerekiyor. Bu da hizmet sektörünün kalitesini yükseltici yollar aramak ve beyinlerimizi de tekel- ci düşüncelerin etkisinden kurtarmak gerekiyor inancındayım. REKLAM DÜNYASI 'Hayali' yeniteme zorunluluğu Bir ürünün "bilinen" va da "belleklere kazınmış' hayalini yenilemek. reklam dünyasında tehlikeli sayılan bir giri- şim. Ne var kj rekabet koşullan üretici- \i satış kaybı korkusuna düşürünce. bu zorunlu bır "harekât' olarak kabul edi- liyor. Örneğin en eski markalardan öilette ile Avon da tehlikeyi göze al- mak zorunda kalanlardan. Her ikisi de 1970"lerin sonu ve 1980'lerin başında pazar paylannı rakiplenne kaptırmaya başlayan iki devden Gilette. değiştiriİe- bilir tıraş bıçaklanna: Avon ise temel ürünü kozmetiğe dönüş yapıyorlar. Gilette. geleceğinin 'değiştirileme- yen' tıraş bıçaklannda olduğunu" görüyor: Gilette Sensor... Bunun yanı sıra 13 üründen oluşan 'tuvalet malze- meleri' grubu için 75 milyon dolar (bugünkü değeriyle yaklaşık 585 mil- yar lira) araştırma ve geliştirme gideri- ni de harcamış durumda. Bu yeni ürünlerin ABD, Kanada ve İngiltere'- deki pazarlaması için de bir 75 milyon dolar (585 milyar lira) tutannda bütçe aynldı. Amenkan kozmetık devi Avon'un da benzer sorunlan var. Bun- lann başında da. sanayileşmiş toplum insanının değjşen doğası geliyor. Örne- ğin. 1970 ve 80'lerde kadınlann, ev nanımlığını bir yana itip iş hayatına atılmalan, fınna ve ürünleri için son derece ciddi bır sorun yaratu. Sırf bu yüzden. Avon'un ABD"de 1980-84 yıl- İan arasındaki pazar kaybı yüzde 10'a ulaşmıştı. Bunun sonucunda da Avon, 1982'dcn itibaren özgün kozmetikleri- ni kimyasal ürünlere ve bakım ürünle- rine yönelttı. Hem de borçlanmaktan çekinmeyerek. Öyie ki 1989'a gelindi- ğinde. 352 milyon dolar borçlanmıştı bile. Gene de reklam harcamalannın hızla artması gerekiyor. Avonun yö- neticileri, reklam harcamalannın önümüzdeki iki yıl ıçinde satışlann yüzde 2-3'üne ulaşacağını. ama gene de 'eski hayali venilemekten' vaz geçme- veceklerini' sövlüvorlar. TEKNOLOJİ VITRINI Kişiseliletişimdedevrim Bir cep telefonu ile bir PC'yi birleştir- me yanşı yıllardır sürüyor. Ancak içindc ABD kitle iletişim gruplanndan AT&T ile Japonya'nın Matsushıtası'- nın da yer aldığı uluslararası bir kon- sorsiyum. bu konuda hem yanşı kazanmaya hem de kişisel iletişim ala- nındaki devrimi gerçekleştirmeye en \akın aday. Konsorsiyum, yıl sonun- dan önce; bir telefon aygıtı, bır elektro- nik gönderim göstergesi, bir faksimil ve elyazısını kabul eden bir PC Word pro- cessorundan oluşan d.evrimciyi hayata geçirdiğini açıklama hazırlığında. Üstelik bu aygıtın, cep bilgisayarlann- dan daha pahalı oltnayacâği da kesin gibi. Yani, bin dolar (bugünkü değe- riyle yaklaşık 7 milyon 800 bin lira) gıbi bır bedel karşıhğında bu kolaylık- tan yararlanmak mümkün olacak. Konsorsiyumun pazarlama yöneticile- ri. satışlann artmasıyla. fıyatlann da çarpıcı biçımde düşeceğini söylemek- ten geri kalmıyorlar. Califomia"da faaliyet gösteren bilgisa- yar tasanmcısı EO şirketinin başkanı Âlain Rossman, yeni kişisel iletişim ay- gıtını tanımlarken "Bu buluş, 19001ü yıllann başında, telefonun hayatımıza girişiyle yaşanan kolaylığın da ötesin- dedir".demekten kendini alamıyor. ÇOCUKLARA... DEVRE 3 ve 7 Kasım ORTAOKUL ve İLKOKUL öğrencileri için ÖZEL PROGRAM • 12 kişilik sınrflarda Tamamı yabancı öğretim kadrosu ile Yetişkinlerden ayrı Sınıf, Zaman ve Saatte B ayda TEMEL İNGİÜZCE • Servis istemeyenler için ( Hatta sonu : 460.000 Hatta içi: 390.000 + servis ) MERKEZ BANKASI KURLARI 24EKİM1992 CİRS) lABDDoları 1 Alman Markı 1 Avustralya Dolan 1 AvusturyaŞüinı 1 Betçika Frangı 1 Danımarka Kronu 1 Fın Markkası 1 Franstz Frangı 1 Hollanda Florinı 11svec Kronu 11svıçre Frangı 100llalyanLıretı 1 JaponYenı 1 Kanada Dolan 1 Norvec Kronu 1 Stetiın 1S Arap'SlanRıyalı oMz 7794.38 5106.05 5605.72 72896 24768 1333.51 1619.61 1506.16 4539.27 1360 27 572906 584.72 64.07 6257.03 1258.17 12604 29 207877 SATIŞ 7810.00 5116.28 5616.95 73042 248.17 133618 1622.86 1509.18 4548.37 1363.00 5740.54 585.90 64.20 6269.57 1260.69 12629.55 2082.94 EFEKTİF w? 7786.59 510094 5521.63 72823 245.20 1320.17 160341 1504.65 4534.73 1346.67 5723.33 57887 6311 6163.17 1245.59 12591.69 2047.59, SATIŞ 7833.43 5131.63 5633.80 73261 248.92 134019 162773 1513.71 4562.02 136709 5757 76 587 65 64 39 6288.38 126447 12667.44 2089.19 CAPRAZKURLAR 1AB0MUUU 15265 ttMM 13904 HmlNftlMlH 106925 JMStrpSM 4.8125 FkmrttH 5.1750 FrmzFpaf 1.7171 NHHinirtİ 10946 blMfHPimi 57300 bnçiraı 13605 İniptFraa 133300 MffHMİ 12165 tmim 12457 ÜOfeMff 61950 IVnçlrMi 37495 urmmm* 1SMK 1.6171 U I M n 1E0T. 12883WMn Sllt: 14161MMVI SOR: 11059.44TL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear