22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 EKİM 1992 PAZARTEŞİ 12 DIZIYAZI Genç Türkler, zorekonomik koşullara karşın Belçika'da tutunmak için mücadele ediyor Jön Türklerin lıayatkavgası Her 10 babadan üçü Belçika'da ma- den veya tanm işçisi. yüzde 35'i ise kol işçist ölarak çalışmıştır. Kûçük bir oranı ise nitelikli işçi ve ticaretle uğra- şanlardan oluşmaktadır. Annelerin yüzde 60"ı ev kadınıdır. Türk anne-babalann eğitim düzeyi genel olarak çok düşüktür. Diğer gruplara oranla erkeklerin 1 /3'ü ve ka- dınlann yansı hiç eğitim görmemiştır. Türk gençlerinin yüzde 9'unun bü- yükbabası Belçika'da çalışmıştır; bu durum genel grupta dörtte birdir. Yüzde I2'si Belçika'da ev satın al- mış olan (bu oran genel grupta yüzde 38'dir) Türk anne-babalann yüzde 45'i kesin dönüş yapmayı düşünüyor. . Türk ailelerinin kalabalık olduğu iyi bilinen bir gerçcktir; araştırma sonucu da ailelerin yansının 5 veya daha fazla çocuklu olduğunu göstermektedir. Gerek Türk ailelerinin nüfus olarak yerleşimleri, gerekse yaşadıklan ülke- deki tutumlan. onlann genellikle kül- türel özelliklerini koruduklannı gös- termektedir. Yaşama koşulları Belçika'nın Fransızca konuşulan bölgesindeki Anadolulu gençlerin yüzde46sı Brüksel-başkent bölgesin- de. yüzde 21 'i Hainaut. yüzde 8'i Liege bölgesinde ve sadece yüzde 4'ü Namur bölgesinde oturmaktadır. Genel kanının tersine, Türk gençle- rinin sadece yüzde 1 l'i. göçmen oraru- nın yüksek olduğu belediyelerde (nü- fusunun yüzde 30'undan fazlası yabancı olan) ve esas olarak kendi mil- liyetinden halkın oturduğu yerlerde oturmaktadır. Türklerin yüzde 41'inin aynı belediyede oturması durumunda bile bu, Türklerin diğer yabancılarla kanşmış olduklan anlamına gelmek- tedir. Örnek olarak ele alınan genel grupta gözlendiği gibi: Türk gençleri- nin yalnızca yüzde 18'i kendi vatan- daşlannın çoğunlukta olduğu sınıflar- da eğitim görmüşlerdir. Fakat bunun yanı sıra Türk gençle- rinin yüzde 45'i kendi vatandaşlanyla arkadaşlık etmeyi seçmektedir (bu oran genel grupta yalnızca yüzde 21'- dir). Bu durumun nedeni, dil sorunla- rından kaynaklanmaktadır. T ürk gençlerininyüzde 45 Vkendi vatandaşlanyla arkadaşhk etmeyi seçmektedir. Bu durumun nedeni, dil sorunlarından kaynaklanmaktadır. Türkgençlerininyalnızca dörtte biri, bir kuruluş çevresinde düzenliolarak kültürelveya sportifbirfaaliyetyürüttüğünü belirtmiştir. Bu kuruluşlara devameden Türklergenelolarak bufaaliyetlerinidüzenli sürdürmektedirler. Türkgençlerininyüzde 45 Vdiğeryabancı gruplarınagöre daha kötü muamelegördüğüne inanmaktadır. AVRUPA'NIN BAŞKENTİNDETÜRKLER ALTAY ve URAL MANCO mada en az bir defa sınıfta kalmakta- dır. Genellikle Türk gençleri iyi Fran- sızca bilmemelerinden ve anne-baba- lannın ılgısızligı nedenıyle başansızlı- ğa uğradıklannı açıkİarnaktadırlar. Görüşülen Türk gençlerinin yansı bu düzeyde halen eğitimlerine devam et- mekteydiler ve yüzde 32'si lise diplo- ması sahibiydi. Bu oran genel grupta yüzde51'dir. Türk gençlerinin yüzde 10'u yükse- köğrenime devam ettiklerini belirtmiş- lerdir. Bu durumdaki 8 kişiden yansı üniversite diploması elde etmiştir. Yi- ne aynı şekılde son derece az sayıda Türk (6) meslek eğitimi görmektedir (FOREM - ORBEM veya meslek kurslan). İşhayatmaatılma Genç Türk işçilerinin yüzde 43ü kol ijaçisi, yüzde 14'ü ise kalifiye işçidir. örnek olarak ele alınan grubun için- deki Anadolululann yüzde 8'i memur. yüzde 5'i ise bağımsız çahşandır. Geri- ye kalan işçilerin yüzde 30'u ise çırak ve yardımcı işçilik gibi geçici konum- dadır. Genç Türk işçilerinin yüzde 18'i iş sözleşmesi olmaksızın, yuzde 16'sı geçici ve mevsimlik işçi olarak, gençle- rin yüzde 13'ü ise yalnızca sınırlı iş söz- leşmeleriyle çalışmaktadır. Görül- mektedir ki Türk işçilerinin yansı sınırsız iş sözleşmelerinden yararlan- makta, genel olarak daha az kalifiye olmalanna rağmen iş güvenceleri di- ğer genç yabancılardan daha kötü değildir. Türk işçileri hizmet, lokanta veinşa- at işkollannda oldukça fazladır. Yüz- de 70'i 50 kişiden az personel çalıştıran lemektedirler. Sendikab olma oranı Türk gençleri arasında çok düşüktür (yüzde 30). Bir o kadar genç de asıl işlerinin yanı sıra yan iş olanaklannı da değerlendirdiği- ni belirtmektedir. Bu işler bazen kaçak işler olmakta ve ortalama 5-15 bin Bel- çika Frankı gelir getirmektedir. Türk gençlerinin yüzde 10'u ailelerinden de maddi destek görmektedir. Asıl ücrel- lerine gelince, yüzde 54'lük bölümü- nün ücreti ayda 25-35 bin frank ara- sındadır. Parasal konumlan itibanyla genç Türk işçileri diğer milliyetlerden gençlerle karşılaştınlabilir. Sonuç olarak yukanda gördüğü- müz eğitim alanında karşılaştıklan güçlüklere rağmen Türk gençlerinin iş dünyasına kalıhmmın sanılandan da- ha iyimser bir görüntü verdiği söylene- bilir. Ancak Türk gençlerinin mesleki katıiımlan özel bir dunım oluştur- makta; olağandışı. geçici. raslantısal ve özel ekonomik durumlanndan ya- rarlanmaktadır. Bu durum orta vade- de iş güvenliği ve istikrar açısından bazı sorunlar yaratabilir. Uzun vade- de ise emeklilik konusunda eşitsizlik- ler doğurabilir. Kitle Hetişim organlan Türk iletişim organlannın Avrupa"- daki vatandaşlanmızın kültürel yön- lendirihnesindeki işlevleri kuşkusuz çok önemli. 70'lerin başında Batı'daki 3 milyon Türkün geniş bir tüketicı po- tansiyeli olduğu fark edildiğinden be- ri, Hürriyet. Milliyet, Tercüman. Günaydın ve Türkiye gibi günlük ga- zetelerözel Avrupa baskısı yapıyorlar. Almanya'da Türkçe basılan TV dergi- rahatlatıcı yardımlaşma ağlannın örüldüğü ve ekonomik olarak dışlan- mış yabancı işgücünün "'saman altın- dan su yürüttüğû" tek alan olarak göze çarpıyor. İstanbul asıllı sosyolog Riva Kas- toryano'nun Fransızca basılan "Fransada Türk Olmak" kitabında belirttiği gibi komşuluk ilişkileri getto- nun hem nedenlerinden biri hem de sonuçlanndan birini oluşturuyor. Aile ve hemşerilik bağlan insanlann kökle- rine 3000 km uzakta da ulaşmalannı sağlıyor. Yoksa Brüksel'in bir mahal- lesi olan Şchaerbeek'teki Türklerin neden hepsinin Emirdağlı olduğu nasıl açıklanır? Aıie içi cinsel rollerin aynı Türkiye'- deki gibi bölünmesine rağmen geıto içi sınıf katmanlan Batı kıstaslanna göre dizilmiş. Yabancı dil bilgisi, öğrenim düzeyi ve haliyle geliri yüksek olanlar toplumsal yaşamda önemli yerleri kapmışlar. Kimisi zenginliğini, oyna- dığı tercüman rolüne borçlu. Güncel tüketiminin hâlâ Türkiye'- deki gibi yapılmasına ve yıllann ritmi- nı hâlâ dini bayramlann ve Türkıye'ye dönüşlerin belirlemesine karşın, bu göçün kesin dönüşü olmadığının bilin- cindeki gençler. eğitim \e ekonomik koşullar elverdiğince Belçika toplu- munda kendılerine göre bir yer yapma çabasındalar. Cherattelı Türkler Cheratte, Liege yakınlanndaki Vıse Belediyesı'nin en çirkin mahallesidir. Yaşam koşullan. bir işçi banliyösü olan bu eski madcn sitesinde oldukça zor. Sitede yaşayan 1300 Türk, yerel pedagoji bölümünde çalışan Türk araştırmacılar ve öğrenciler kurmuş- lar. Temel eğitimin çocuklann gelcceği için önemi, genç öğrenciler için erken yatmanın ve okula dinç gelmenin öne- mi, tatile okul bitmeden çıkılmasını ve okul acılmadan dönülmesınin gerekli- liği veanne-çocuk sağhk merkezindeki bedava kontrollere düzenli gidilmesi- nin önemi gibi temel konulara velılerin dikkatinin çekilmesi ilk önlemin kap- samında. İkinci alınan önlem yöredeki eğitim ve sağlık konulanyla ilgilehen kurum- lara yönelik. Amaç; okullar, sağlık merkezi, sosyal yardım merkezi gibi kuruluşlann Türk ailelerinin gereksin- meleri doğrultusunda hizmet vermele- ri. Üniversite görevlileri, adı geçen kurumlara Türk ailelerinin yaşam ko- şullan. gelenek ve görenekleri hakkın- da gereksinim duyulan bilgileri aktar- mışlar. Belçikalı kurumlar ve Türk aileleri arasında diyalog kurulmasına ' katkıda bulunmuşlar. Karşıhklı uyumsuzluk sorununu çözmekle yükümlü bir üçüncü önlem ise Kültürlerarası Eğitim Programı adını taşıyor. Burada amaç birarada yaşayan, kültürel olarak farklı gnıpla- rın ortak noktalanm bulmak ve tüm eğitim kurumlannda, velılerin katkı- sıyla bu konulan işlemek. 1989 1990 öğretim yılında ele alınan konu; Belçi- kalı öğretmen ailelerinden Türk işçi ailelerine kadar ortak geçmişi oluştu- ran ve bugün kapanmış bulunan kö- mür madeni. Sınıflarda Türkçe ve Fransızca olarak işlenen madencilik, madencilerin geçmişi ve çalışma şart- lan üniteleri tüm yöre halkının katkı- sıyla geçen mayıs ayında açılan bir tğitimalanında karşılaştıklangüçlüklere rağmen Türkgençlerinin iş dünyasına katıkmuun sanılandan daha iyimser bir görüntü verdiği söylenebih'r. Ancak genç Türklerin iş bulmalan özelbirdurum oluşturmakta; olağandışı, geçici,raslantısalve özel ekonomik durumlanndan yararlanmaktadvr. Bu durum orta vadede işgüvenliği ve istikraraçısından bazı sorunlar yaratabilir. Uzun vadedeise emeklilik konusunda eşitsizliklerdoğurabilir. Türk gençlerinin yalnızca dörtte bi- ri. bir kuruluş çevresinde düzenli ola- rak kültürel veya sportif bir faaliyet yürüttüğünü belirtmiştir. Bu oran di- ğer yabancılarla karşılaştınldığında oldukça düşüktür. Bu kuruluşlara de- vam eden Türkler genel olarak bu faa- liyetlerini düzenli sürdürmektedirler. Türk gençlerinin yüzde 45'i diğer ya- bancı gruplanna göre kendilerinın daha kötü muamele gördüğüne inan- maktadır. Diğer yabancılann üçte biri ise tam tersine başka yabancı gruplan- na göre kendi durumlannın daha iyi olduğunu düşünmektedir. Türklerin yüzde 33'ü kendilerinin ırkçı davranış- larla karşı karşıya kaldıklanndan (da- ha çok okuldan veya eğlence yerlerin- den) yakınmaktadır. Genel grupta ise bu oran yalnızca dörtte birdir. Eğitim durumu Araştırma sonuçlan, Türk asıllı gençlerin özellikle zor bir eğitim süreci yaşadıklannı gösteriyor. Bu gençlerin 2/3'ü en az bir defa ilkokulda sınıfta kahyor (genel grupta ise bu oran yüz- de 44'tür). Belirtmek gerekir ki, Türk gençlerinin sadece yüzde 27"si yakm çevrelerinden eğitimleri için yardım görmüştür. Türk gençlerinin yüzde 79'u ortao- kula devam etmiştir. Ortaokula giden- lerin 6/10'u meslek ortaokulunda okumuştur. Bu oran genel grupta yüz- de 29"dur. örnek olarak ele alınan Türklerin yüzde 41'i en az bir öğretim yılı Jcaybetmiştir bu düzeyde. İçlerin- den yaînızca 4/10'u ortaokul diploma- sı alabilmiştir. Bu. genel grupta yüzde 78'dir. Belçika'nın Fransızca konuşulan bölgesindeki göçmen Türklerin yan- sından daha azı lise eğitimine ulaşabil- miştir. Ulaşabilenlerin de yüzde 40'ı meslek okulunda okumuştur. Eğitim alanının seçimini Türklerin yansından çoğu ya önemsiz, "Okul yakmdı", "Arİcadaşım o okula gittiğî içn" veya "Bu okul daha kolaydı" gi- bi nedenlere bağlıyor ya da zorunlu- luktan kaynaklandığını ileri sürüyor; okul veya anne-babanın bu seçime onu zorladıgını, yazılacağı bölümü onun yerine seçtiklerini belirtiyor. Türk gençlerinin yüzde 42'si bu aşa- Mart 1984'te Belçika'nın başkenti Brüksei'in 12U kilometre doğusunda, Eisden kömür madeninde mcvdana gelen parlamada ölen yedi madenciden dördü Türk \atandaşıydL Belçika'da me>dana gelen iş kazalanndan en çok etkilenen gnıbu Türkler oluşturuyor. (Fotoğraf: Associated Press) işletmelerde çalışmaktadır. Yine aynı oranda işçi haftada 31 ile 40 saat sü- reyle çalışmaktadır. Türk işçilerinin yüzde 61'inin işvere- ni Belçikalı, yüzde 26'sının işvereni ise Avrupa Topluluğu dışındandır. Bu oran, diğer işçi gruplanna göre gözle görülür bir şekilde yüksektir. Genç Türk işçilerinin yansı. mesleki konumlanna iyimserlikle bakmakta ve ilk işlerine göre şimdiki işlerinin da- ha iyi olduğunu düşünmekte (bu, ge- nel grupta yüzde 39'dur), diğer yansı ise bunun tersini düşünmektaiir. Hal- buki 10 Türk işçisinden 7'si şimdiye kadar en az bir defa işsizlik sigortasına düşmüştür. Gençler bu durumlannı. kendilerinin kalifiye olmamalanyia açıklamaktadırlar. Örnek grup üze- rindeki araştırmaya göre; kitle halinde işsizlik sigortasında görünmelerinc rağmen, Türkler hiçbir zaman uzun süre işsizlik sigortasında kalmamakta- dırlar. Genel grubun işsizlik sigorta- sında bulunan gençlerinin yüzde 40- ının bir yıl süreyle iş aramasına rağ- men. Türkler 5 aydan kısa bir süre işsizlik sigortasında kalmaktadırlar. Bu durum Türk gençlerinin kitle ha- linde geçici ve mevsimlik işlere yönel- meleriyle açıklanabilir ki bu işleri diğcr milliyetlerden gelen iyi eğitim görmüi kitle kabul etmemektedir. Genç Türk işçilerinin yüzde 26'sı İş Bulma Kurumu'na"işarayan" olarak kayıtlıdır. Ama daha çok aracı kişi ve- ya kuruluşlar geçici işlere girmeyi ycğ- leri dışında, Kadınca ve Erkekçe gibi dergilen bulmak bile olası. Türkiye'dekinin 3 katı fiyatına. Hürriyet Avrupa baskısı günde 100 bin. Tercüman'ınki ise 90 bin adet sa- tılmakta. Reklam gelirleri de Avrupa'- da Türkiye'ye göre daha yüksek ka- zanç sağlıyor. Bir Türk lobisinin oluşmasını ortak amaç edinmiş bu ya- yın organlannın bilgilendirme işlevi dışında '"Yunan dosyası", "PKK dos- yası" gibi olaylara yaklaşımlanndaki yüzeysellik, haliyle Avrupa'daki Türk kitleterinin milliyetci duygulannı kö- rüklemekte. Bu manzaraya "Türkiye'nin Sesi Radyosu" ve çanak antenle izlenebi- len TRT Televizyonu ve Türk özel radyo ve TV'lerini eklemek gerekir. Diğerleri gibi bu yayın organlan da Avrupa'daki Türklerin Batı yaşam modeline uyumunu kolaylaştıncı hiç- bir eğitim öğesi gözetmezler. Batılı radyo-televizyonlann yardım- lan ile gerçekleştirilen Türkçe prog- ramlara gelince. kimisinin yararlı içe- riğine rağmen. kısıtlı imkânlan nede- niyle yayın yelpazesinde geniş bir yer kaplamazlar. Toplumsal yaşam ve gettolar Genelde Avrupa'ya, özelde Bel- çika'ya göç etmiş Türklerin toplumsal yaşantılanndan söz •' .!. ; çin Batı'- daki Türk mahallelerini anlatmak ge- rek. Getto, öz kültürün korunabıldiğı. nüfusun yüzde 60'ını oluşturuyor ve yetişkin Türk erkeklerinin yüzde 64'ü ışsız. Avrupa Komisyonu'nun '"1990 Okuma-Yazma Seferberliği" kam- panyası çerçevesinde, Liege C'niversi- tesi Genel Pedagoji Servisi. iki yıldır Cheratte bölgesinde geniş kapsamh bir araşürma-uygulama çalışması sür- dürüyor. Bu eğitim çalışması için Che- ratte'ın seçilmesinin nedeni vöredeki sert yaşam koşullandır. Türk velilerin yüzde 72'si okuma-yazma bilmiypr veya ancak ilkokula gitmiş. Türk öğ- rencilerin yüzde 70'i en az 1 yıl gecik- me ile bitirebilıyorlar ilkokulu. Ana araştırmanın genel koordinatörü psiko-pedagog Bernadette Mouvet"- nin dediği gibi üniversitenin Cheratte'- taki Türklerin sorunlanna eğilmesin- de psikolojı bölümünde okuyan Türk öğrencilerin itici rolü büyük olmuş. AT ödeneği ile Türk vatandaşlannı il- gilendiren sorunlara saldınlması da Türkiye'yi 13'üncü ortak ülke olarak kabul eden Liege Üniversitesi'nin yak- laşımındaki dikkate değer noktalar- dan bir tanesi. Araşürma-uygulama projesinin ön- gördüğü ilk önlem, öğrencilerin yüzde 90'ının Türk olmasından dolayı o gü- ne kadar kıt olan ilkokul-aile ilişkileri- ni pekiştirmek olmuş. Bölgeye 30 yıl önce yerleşmelerine rağmen. hâlâ çev- redeki eğitim vc sağlık kurumlan ile '"eti senin. kemiğı benim" pazarlığında bulunan velilerle ilişkiyi doğal olarak sergi ile sonuçlandı. Çabşmalara böl- gedeki Türk öğretmenlerde katıldılar. Yöredeki kurumlararası işbirliğini ve Türk halkına daha iyi hizmet verme arayışını geliştirmek amaa ile araş- tırma-uygulama projesi son bir öneri daha getiriyor: Belediye nezdinde ya- bancılara yönelik eğitim ve sosyal ça- lışmalann koordinasyonu. Bölgede eğitim ve sağlık konulannda hizmet veren kurumlan bünyesinde toplayan koordinasyon çalışmalan; yeni hiz- metlerin ortaklaşa geliştirilmesi. van- lan çahşmalann bırbirini tamamlayıa bir şekilde düzenlenmesi gibi arayışlar içerisinde. Bu çabalara en güzel örnek, herhalde Türklere yönelik bırbirini ta- mamlayan Fransızca derslennin halka ortak sunuluşlan. Yerel zemin üzerine kurulan bu ortaklığın yararlannı Lie- ge Deviet Üniversitesi pedagoji profe- sörü Anne-Marie Thirion şöyle özetli- yor: "Yerel gelişme dinamikleri, hal- kın gerçek gereksinimlerine en sadık olarak ve en kestirme yoldan cevap ve- ren tek uygulama yöntemidir." Cheratte örneği doğrultusundaki eğitim deneylerini yaymak konusuna herkes aynı olumlu düşünceyi paylaşı- yor ve Brüksel'deki bakanlıklara dö- nen gözlerde hep aynı soru var' 21. yüzyılın eşiğinde Avrupa'da yaşayan tüm insanlara aynı haklan tanımanın zamanı gelmedi mi? BİTTİ POT.TTTKA VE OTESI MEHMED KEMAL Hapishaneden Sonra... "... Evli ve üç çocuk annesi. 12 Eylül sürecinde Barış Da- vası'ndan yargılandı. Metris Askeri Tutukevi'nde 38 ay hapis yattı, sonra aklandı." Reha isvan, üç yıldan fazla süren 12 Eylül macerasını "Gün Olur Devran Döner" kitabının kapağında böyleyalın bir dille anlatıyor. Daha önce de 12 Eylül macerasını anla- tan iki kitap daha yazmıştı. Bunlardan ilki "Yankılar", ikirv- cisi "Ne Söylersen Bir Eksik "ti. 12 Eylül, kimse yadsıyamaz, baştan ayağa faşizmdir. Ül- keyi bir mahpusaneye, mahpusaneleri birer mezbahaya çevirmişti. Mahpusaneye çevrilen askeri kışlalardan her- kes birer yara alarak çıkmıştır. Reha Isvan'ın aldığı yara üçtür, yani üç kitap... Her şey olduğu yerde donmuş olarak kalmaz, gün olur devran döner. Reha isvan'ın macerasını hep acı yanından almamak gerekir. 12 Eylül, biri roman olmak üzere üç kitap sahibi etmiştir. Bu açıdan teşekküre bile değer Kitap, 'Gün Olur Devran Döner' Yalova'da bir çiftliğin öyküsüdür. Bir çiftlik başından alınıyor, tarihi ile birlikte sonuna değin getiriliyor. Çiftliğin alınyazısında her olay si- yaset olarak ağır basıyor. Yazar, 12 Eylül sürecinde 38 ay hapis yatıyor. Dile kolay, 38 ay, üç yıldan çok eder. Üç çocuk annesi, üç kitap, üç yıl hapislik! Hapisliğin ne olduğunu bilirim. Eğer bir hesap- laşma olsaydı, 12 Eylül generallerinin de bu hapishaneler- de bir süre yatmalarını isterdim. Günü gelince devranın nasıl döndüğünü öğrenmiş olurlardı. Reha isvan, Çalıkuşu'ndaki Feride gibi bir İstanbul kızı- dır. 1925yılında İstanbul Şehremini'dedoğmuştur. Çocuk- luğu Konya, Manisa, Erzurum, Kırklareli'nde geçfniştir. Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'ni, Ankara'da Yüksek Z\- raat Enstitüsü'nü bitirmiştir. Ortaokul ve lise öğretmenliği yapmış, İstanbul Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı'nda bu- lunmuştur. 12 Eylül Reha Isvan'ı Barış Davası'ndan ötürü içeri al- mıştır. Bir yandan Reha isvan hapis yatarken, bir yandan da eşi Ahmet İsvan DİSK Davası'ndan ötürü işçilerle birlik- te tutuklu olarak yargılanmıştır. Bir dönemin İstanbul Bele- diye Başkanı, 12 Eylülün tutuklusudur. Ik'sinin de gönlünde bir çiftlik yatmaktadır. Adapazarı 1 - nda üç tarafından Sakarya Nehri'nin dolandığı bir çiftlik gezmişler. Bu kez görmeye gittikleri Yalova yönündedir. Tatlı tatlı muhabbet ederek gülüşüyorlar. "Yalova'dan ötesi de var." "On, on iki kilometre bir şey." "Neyle gidiliyor?" "Birtaksi varmış." "Başka vasıta yok mu?" "Yok! Avuç içi kadar zaten Yalova, yürünüyor herhalde bir yerden bir yere." Romanda Yalova'ya böyle giriliyor. Beğeniliyor, satn alınıyor. Ondan sonra çiftliğin gelmişi, geçmişi konu edili- yor. Insanlar roman kahramanı olarak canlanıyorlar, ge- rektiğinde can veriyorlar. Bölgenin tarihi de araşnrılıyor. Tarihsel olayların insanları romanda kahraman olarak be- liriyor. Romanda dikkati çeken bir anlatım da bolca şiveye yer v%rilmesidir. Ora insanlarının kişiliği ancak şive ile zen- ginleşiyor. Sözcükler şivenin ağırlığıyla kırılıp kırpılarak anlatım kazanıyor. Bir zamanlar yazınımıza giren köy ro- manları ile şive moda olmuştu. Burada şive anlatımı canlı tutuyor. Yunan yazarlarında, özellikle Kazancakis'te Yu- nancanın yanında şivcyok mudur? Kurtuluş Savaşı önce- siyle, Cumhuriyet dönemi ve sonrası olaylarına geniş yer veriliyor. Okumanızı salık veririm. BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SACA: 1/ Tüysüz şeftali de denı- len ve son yıllarda yur- dumuzda da- yetiştiril- meye başlanan, parlak kırmızı renkte bir mey- ve. 2/ Verme, ödeme... Boynuzunun biri kınk hayvan. 3/ Bankaalıkta bir hesaptan başka bir hesaba para aktanlması- na verilen ad... Bir nota. 4/ İçi çikolata ya da kre- mayla doldurulan bir çeşit pasta... tnsan ve hawanda asalak olarak yaşayan ufak bir böcek. 5/ Şarkı. türkü... Esnek ve yumuşak bir deri elde et- meye yönelik işleme banyosu. 6/ Osmanlı devletinde bazı iskeleler- den alınan bir tür vergi. 7/ Güzel sanat... Denizcilikte "temiz, sakin. derli toplu" anlamında kullanılan sözcük. 8/ Türkiye'nin de üyesi ol- duğu bir örgüt... Kınk kemikleri bir arada tutmak amacıyla kulla- nılan tahta gibi düz nesne. 9/ Ba- ğırsaklan tutan kann içzan Yl KARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Arazi üzerindeki çeşitli noktala- nn yükseltilerini belirlemek amaayla yapılan işlemlerin tümü 2/ Ahlakbilim... İncil'e göre Sam'ın oğullanndan birinin adı. 3/ Dışı hasır örgüyle kaplı içinde kar ya da buz koymak için böl- mesi bulunan ve sogutucu olarak kullanılan büyük şişe... Uzak- lık işareti. 4/ Yünü dokumacılıkta kullanılan bir koyun cinsi. 5/ Eskiden harman ürünlerinden onda bir oranmda alınan vergi... Bir nota. 6/ Evcil bir geyik... Hint müziğine özgü telli birçalgı. 7/ Vilayet... Türk müziğinde bir makam. 8/ Bir kimseye yardım eden ve onun yanında bulunan kadın arkadaş... İlave. 9/ lthal edilecek mallann çeşitlerini ve miktarlannı gösteren liste... Ka- nşık renkli. TRABZON İŞ MAHKEMESİ HÂKİMLÎĞt EsasNo: 1990/564 Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekili Av. Almıla fpek tarafından da- valılar Simtel Su Inş. Mak. ve Metin Kaya aleyhine açılan Rücuan Tazmi- nat davasınm vapüan duruşması sırasinda verilen ara karan gerefınce adresi lespıl edılemeyen davalı Metin Kaya'ya ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Ankara Sıhhıye. Hanımeli Sokak 19 '4 adresinde ikamet ettiği bildirilen ve yapılan tüm araştırmalara rağmen kendısıne tebügat yapılamayan da- valı Metin Kaya'nın tebligat verine geçerli olmak üzere duruşma günü olan 22.12.1992 günü saat 9.00'da Trabzon tş Mahkemesi duruşraa salo- nunda haar bulumnası veya kendisini biri vekille lemsıl ettirmesı gerekti- ği aksı takdirde yokluğunda karar verileceğı ilanen tebliğ olunur. Basın.50811 İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞPNDAN EsasNo: 991/793 Davacı Teknik Ortapedi Koll. Şti vekili tarafından, davalı Key Gazete- cilik-Reklamalık Bahar Sıkıcı aleyhine mahkememızde ıkame olunan davada: Mahkememizde 17.9.1991 tarihinde. davabya ödenen 3.600.000 TL. nin ticari faizi ile birlikte ıstirdatı talebi ile dava açılmış, davabya gönderi- len davetıyeler bila tebliğ iade edilmış olduğunddn, ilanen tebtığine karar venlmış olmakla. davalınm 1.12.1992 günu saat: 11 .OO'de hanr bulunmaa veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesı. aksi takdirde yokluğunda da duruşmaya devam olunarak hüküm venleceğinın daveüye yerine kajm olmak üzere ilan olunur. 16.10.1992 Basın 40625
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear