23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
(İM1992PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI NKARA(AA)-DEİK yesinde faaliyet gösteren k-Kıbnş İş Konseyi leri. Kıbns'la ücari .ileri geüşürmek amacıyla ık şırket kurmak için :bbüse geçtiler. İAD'dan yapılan klamaya göre, geçen hafta kara'da yapılan rk-Kıbns İş Konseyi .ak toplantısında alınan rar gereğj, Kıbns'UTürk ıdamlannında ortak acağı biryatınm holdıngı ırulacak. Yaklaşık 50'ye ıkınKıbns'hişadamıile . ürk işadanundan oluşan İş .onseyi üyelerininniyet ıektuplanru imzalayarak oldingin statüsünü elirlemeçalışmalanna »aşladıklan beürüldi. EKimbank kredHerî • ANKARA (AA) -Türk E\imbank. 1993 yılında Türkiye'nin ıhracatağını genişletmek ve ihracat hedefını gerçekleştirebilmek için aiağa kalktı. 1993 yılında 18 milyar dolarlık ihracat hedefini gerçekleşünnek için, Türk Eximbank'ın, ihracatçı emrine 4milyar dolarlık bir fınansman kaynağı sunacağı öğrenıldi. Metaş'ta sermaye apttırımı •tZMİR(ANKA)- Koalisyon hükümetinin 300 milyarlık desteğiyle 26 ay aradan sonra4 temmuzda yeniden üretime geçen Türkiye'nin ilk özel sektör demir-çelik işletmesi olan lzmir Metahirji Fabrikası (hvlETAŞ)26ekimpazartesi günü yapacağı olğanüstü genel kurulda kayıtlı sermayesini 480milyardan 800milyarlirayaçıkaracak. Eczacıbaşı Moskovayoteusu • İş- Ekonomi Servisi- Eczacıbaşı Holdıng'in, Moskova'daki eczaneve ecza deposu, 30ekim cuma günü açılacak. Eczacıbaşı Holding'ın Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Eezacıbaşı başkanhğmdaki heyet, 26 ekim pazanesı günü Özbekistan'ın başkenti Taşkent'egidecek. ÖzbekislanSağhk Bakanlığı yetkililen ile görüşmelerde bulunacak olan heyet üyeleri, daha sonra Kazakistan'a geçecekler. 28 ekim çarşambagünü, Eczacıbaşı Holding'in Alma-Ata'daki Krftzakistan'ın ofısinin açılışını >apacak olanheyet. daha sonra Rusya Federasyonu'nun başkenü Moskova'ya gidecek. İşgüvencesine yeniyöntem • İZMİR(AA)-İş Güvencesi Yasa TaslağTnın bugüne kadar yasallaştınlamamasını eleştiren sendikalardan bazılan. iş güvencesini sağlamak amacıyla yeni yöntem arayışlanna girdiler. lzmir'deki iki sendika, bu amaçla, yenidönem sözleşmelerinde, ilk giriş ücreünî, asgari ücretin oldukça üzerinde tutarak, işçilerinin iş güvencelerini teminat altına alma yolunda seciv orlar. İNGİLTERE'de İNGİLİZCE AÜ-PAIR'lere Ingilteıe de tam gûvence veren yıttacın Au-Paiı ftcentas: DEKİN Tel: 9-1/25*53 42-261 43 67 ILAN ÇİNE SULH HUKUK MAHKEMEStN'DEN 1992 520 Davacı Süleyman İçen vekili A\. Okan Karaköse tarafın- dan davalılar Fatma İçen, Aytan Tuial. Aysel İçen, Er- can İçen, Semra Kavak. İsma- il İçen. İbrahim Güven. Hedi- ye Dönmez \e Erdal İçen aleyhine Çine Tapusunun Yağcılar köyü 285. 294, 295, 299, 32?. 340, 443. 453, 476, 477 ve 540 parsel sayıh taşın- mazlarla ılgili mahkememize açılan ortakhğın giderilmesi davasmda davalı Aydın ili Çi- ne ilçesi Yağcılar köyünden Osman oğ. 1966 D.lu Erdan İçen"e duruşma günü ve dava dilekçisimn gazete ilan yoluy- la teblığıne karar verildigin- den Avdın ili Çine ilçesi Yağ- cılar köyünden Osman oğ. 1966 D.lu Erdan İçen'in du- ruşma günü olan 23.12.1992 günü saat 9.30"da mahkeme- dc hdzır bulunmazı veya bir vekille kendinizı temstl ettir- meniz hazır bulunmadığınız vcva bir vekille kendinizi tem- sil euirmediğiniz takdirde yokluğunuzda yargjlamanm sürdürüleceği ve hüküm kuru- lacağı ıhtaren tebliğ olunur. (HUMK.'nın 2İ3, 377 Md.si) 14.10.1992. Basın: 40617 TÜSİAD ve TOBB'dan sonra, Türkiye Vakıfiar Birliği Siyasilere vakıfbaskısı tLKtN AYDIN Özel sektör. TÜSİAD ve TOBB'dan sonra, şimdide dev- letin de desteğini sağlayarak, si- yasal iradeyi etkileme arayışı içinde. Aralannda Türk Eğiüm Vakfi, Vehbi Koç Vakfı. Hacı Ömer Sabana Vakfı, Nejat Ec- zaabaşı Vakfı, ENKA Vakfi'- rnn da yer aldığı vakıflann, bir birlik çausı altında örgütlene- rek, baskı gnıbu haline gelmesi hedeflerüyor. Kurulacak birüğin amaçlan arasında"Çoğulcu demokraük düzende, vakıflara gereken önemin verilmesi için siyasal iradeyi etkileyebilecek. biünçli ve duyarlı bir kamuoyu oluş- turmaya çalışmak" maddesi de yer alıyor. Geçen hafta ENKA Vakfı yöneticisi Zekai Baloğlu (Genç- ük ve Spor Eski Bakam) ve İstanbul Eğiüm ve .Kültür Vakfı yöneticisi Aysel Öymen'- in (Hazine Eski Genel Müdürü) girişimleri ile yapılan "Vakıfiar ktişare Toplantısı"na aralann- da Vehbi Koç . Sakıp Sabana ve Nejat Eczaabaşı'run da bu- lunduğu Vakıf kuruculan katıldı. İstişare toplantısına ge- rekçe olarak. Yeni Avrupa Konferansı'nda ele alınan Av- rupa'daki yeni yapılanma için- de kar amaa gütmeyen vakıf ve derneklerin kamu sektörü ve özel sektör yanında "üçüncü sektör" veya "bağımsız sektör'" olarak kabul edilip örgütlen- meye gitmesi gösterildi. Vakıf- iar ve derneklerin yeniden yapı- • Özel sektöriin kurduğu vakıflar, devletin de desteğiyle ,Avrupa"yı ömek göstererek Vakıfiar Birliği kuruyor. Birliğin amaçlan arasında siyasal iktidan etkileyen baskı grubu oluşturmak da yer alıyor. Koç- Vakıfçütğın öncüsü. Sabancı- Koç'u fadiyor. Doğramacı- YÖK vakıfçısı. Eczacıbaşı- Sanatta etkin. lanmada vatandaşlann gönüllü kaülımını sağlayan ve taban- dan gelişerek kamuoyu oluştu- ran ve siyasal iradeyi etkileye- bilen en güçlü demokrasi aracı olduğu belirüldi. Türkiye'nin de, kar amaa gütmeyen kamu yararlı vakıf, hayır kurumu ve dernekler için bir üçüncüsektör beyannamesi haarlaması isten- di. Organizasyon Komitesi adı- na Zekai Baloğlu tarafından Tara- Sporda yoğunlaştı. dile geürilen bu öneri, 16 vakıf temsilcisi ve TÜSİAD yöneti- cileri tarafından oybirüği ile ka- bul edildi. Katüanlann tümü danışma komitesi üyesi kabul edilerek bir çalışma grubu oluş- turuldu. Çahşma grubunun başkanhğına Aydvn Bolak, baş- kan vekilliğine de Zekai Baloğ- lu getirildi. Aralannda TÜS- İAD Başkanı Bülen\ Eczacı- başı, Vehbi Koç Vakfı yönetici- Berker- HLsar Vakfı'nı yönetiyor. lerinden İnal Ava'mn da bu- lunduğu 10 kişilik çahşma gru- bu, bir ay içinde Dtşişleri, İçişle- ri Bakanlığı temsilcileri ve Vakıfiar Genel Müdürü'nün katıhmı ile Türkiye Vakıfiar Birliği kurulması yolunda ra- por hazıriayacak. Hazırlanan rapor kamuoyuna açıklanarak 1993 haâran ayından önce bir ulusal üçüncü sektör konfe- ransı çalışmalan başlatılacak. - Are we retreating from Moscow, fflon General? - No, we are advancing on Paris, mon Idiot. Did ıhis conversatıon really take place while Napoleon v\as retreating from Moscow, thal we don'l know. However, it is obvious that. if Hved today, Napoleon would make a perfect copywriter as he seems to be an expert on expressing things that are hard to explain That is exactly how we look at any product or any service here in Yaratım as we love playing games with ideas, tumıng disadvantages into advantages. How about this one?. *H is nghı here, in th\s very house where the best macaroni in the worid is served." This is a part of the copy written by one of our copyvvriters for the macaroni he has )ust cooked for himself at home after a hard day's work aı the agency (Please try not to imagine jean Yancy's lips.) Got the message, folks? If you can't help writıng copies even for your own small endeavors and if you rnink everything you see, everything you touch and feel deserves a "copy" and if, rather than a |ob, creating ads is a way of lıfe for you, then you are the person we are lookıng for. Ask yourself the question ıf you have got the right stuff. If the answer is "Yes", and if you are an experienced, hard-working, creative, humorous... uhh, what else... huh, professıonal copywriter well aware of what "closg encounters of the advertisıng kind" is all about, please send us your detailed CV with a recent photo, no laıer than November 5,1992. Having understood this ad. we presume you have sound knowledge of the good old native language of HMQ. YARATIM/FCB REKLAM HİZMETLERİ VE TÎCAR^T A.Ş. H.MÂSKÂRGAZİ CADDESİ 198 MAYA HAN KAT 7 OSMANBEY, 80220 İSTAN'BUİ FAX 231 65 95 CITOSAN Yolsuzluk iddiasma savunma DOĞAN AKIN ANKARA - Eski ÇİTO- SAN Genel Müdürü Mehmet Gümüşburun. hakkındaki usulsüilük savlannın asılsızol- duğunu açıkladı. Gümüş- burun. Türkiye Çimento ve Toprak Sanayii T.A.Ş. Yöne- tim Kurulu üyelennden Hik- met Büyüklimanlı'nın oğlu Osman Büvüklimanlı'ya ko- misyon ödendiğjni. ancak bunda usulsüzlüğün sözkonu- su olmadığını söyledi. Gü- müşburun hakkında. müfettiş raporlan üzerine açılan kamu davası sürüyor. Usulsüz hafcama yapıkhğı belirülen temsıl ödeneğinden dönemin De\let Bakanı Ke- mal Akkaya'nın evine, "özel bir görüşme" nedeniyle yemek gönderildiğini ifade eden Gü- müşburun. yönetim kurulu üyelennden Hikmet Büyükli- manlfnın oğlu Osman Büyûk- ümanlfya. "Toyomenka" adlı Japon fırmasma yapılan saüş nedeniyle 1991 ytünda356mil- yon lira komisyon ödendiğini, ancak olayda bir usulsüzlük yapılmadığını öne sürdü. ÇİTOSAN, Japon Toyo- menka fırmasma 1990 yılında satış yaptı. Toyomenka ile gö- rüşmeler sürerken. ÇİTOSAN Yönetim Kurulu üyelennden Hikmet Büyükümanlfnm as- kerden yeni dönen oğlu Os- man Büyüklimanh, "Japon firmasının temsilcisi" olarak görüşmelere dahıl edildi. * * Sermaye Piyasası Kurulu * ALIM SAT1M JUUCUIĞI YETltl BEU*CSt 1 • • • , K S- BIB 29 03,1991 t*rın.«t«ı UitnM» "Hı» S»t-ıa kntcıl^tı* * 3u BeH* »ahjbı a-«c» K»n« ıUtU M*ın»La «rtı» oUrtk Sermaye Ptyasası Kurulu f > *TmiM BANIŞMANLICl V ETKI BtLGESt 1 ' ._ t ı .•" Sa b«lV 37*4 M>ıl! Uaus ıle <lei>»tk 24» »><il> S»r**^e ^ ^Î,«B«B( iiııııi't'w 31'ı»d Mddetı UTafiMC» v«rıl*ı*tır r '"'^"'* • 2711«e/£UÎ6İ IŞIKLAR MENKUL KIYMETLER A.Ş. IŞIKLAR MENKUL KIYMETLER A.Ş. Bronz Sokak 1 /2 Maçka/İSTANBUL Bronz Sokak 1 /2 Maçka/İSTANBUL Tel: 221 96 81 (6 hat) - Fax: 247 41 99 Tel: 221 96 81 (6 hat) - Fax: 247 41 99 ÜSKÜDAR 1. ASLtYE HUKUK HÂKÎMLtĞt'NDEN Sayv. 1992247 Davaa Fadıme L'zun vek.ili larafından davalı Yavuz Işık ate>hine ikame olundn valeyetın nez'ı davasının duruşmasında' Yukan Dudullu. Doğan Evler Mahalksı. Çiğdem Sokak öztürk Apt. No 31 Çmramye adreande ıkamet eltıği bildinlen, fakat bu adre- sinde kendisine tebligaf yapılamuyan davaiının tebligata sanh adr«ı zabıtaca da tespit edıkmedığınen ılanen teblıgat yapılmasma karar ve- nldığınden. davalı Yavuz lşjk'ın 8.12.1992 günü saaı ll.GO'de mahke- memizdc yapılacak duruşmada bızzaı haar bulımması veya kendisini bir vekille temsil euırmesi. mahkemede haar bulunmadığı veya kendı- sim bir vekille temsil ettirmedığ] takdirde tahkıkat ve vargılamaya yokluğunda devam edilip karar veritebileceğı ve HUMK'nın 213. 377) dava dılekçesı ve duruşma gûnünün davalı Yavuz lşık'a teblıği yerine kaim olmak üzere ılanen tebliğ olunur 15.10.1992 DÜOTAEKONOMÎSİNEBAKIŞ ERGİNYILDIZOĞLU ABDhalkı değişiMikKtiyop, süpeklüiğitemsil edenBush kaybediyor Geçenlerde Beyaz Saray'da yabancı diplomatlara verilen brifıngde Beyaz Saray anaüst- lerinin Bush'un seçimleri kay- bedebileceğini. dolayısıyla şu andaki yönetimın gidici oldu- ğunu hlç çekinmeden söyle- diklerine bakılırsa. James Ba- ker'ın teke tek yapılan ko- nuşmalarda yakınlanna söy- lediği gibi ABD seçimlerini şimdiden sonuçlanmış say- mak pek de \anhş olmayacak: Yeni Başkan Bill Clinton! Bush istikran ve «irekliliği sa\unuyor Bush'un seçimleri kaybet- mekte olması, kampanyasının >oguk savaşm bitmesinin, Körfez savaşının ve SSCB'nin îöküşünün etkilerinın yaraltı- ğı değişiklik ortamma ve eko- nomik krizin toplumda yarat- tığı beklentilere bir türlü uyum sağlayamamış olmasın- dan kaynaklanıyor. ABD seçmcni, ülkelerinin ve dünyanın büyük değişik- Üklerin eşiğinde olduğunu dü- şünüyor. Bush, her ne kadar bu değişiklikleri "Yeni bir dünya düzeni başhyor" diye- rek bizzat kendisi muştulamış olsa da, artık yorgun ve yön- temleri eskimiş bir politikacı olarak görülüyor. Bugün ABD ekonomisi bir durgunluk yaşadığı için dik- kaüer en çok ekonomiyi yö- netme yön- temleri üzerin- de yoğunlaştı. Bush yöneti- mi, aynı ken- disinden önce- ki Reagan yö- netimleri g devletin eko- nominin işle- yişine kanş- masının birey- sel özgürlük- leri yok etıiği inananda ol- duğu için bunu seçim kampan- yasının temel öğesi yaptı. Halbuki. eko- nomik kriz, insanlan işsiz bırakarak ve yoksullaştırarak bu söz konu- su özgûrlükleri bizzat kendisi ulaşılmaz kıUyor. hatta orta- dan kaldınyor. Böylece de kriz, piyasa ekonomisi ve bu- nun gecerti yönetim biçimleri üzerinde toplumda derin kuş- kular yaratıyor. Bireyin ken- dine olan güvenini kökün- den sarsıyor. Bu koşullarda ABD seçmeni sorunlannın çözülmesi için giderek top- lumda en güçlü irade olarak gördüğüdevletten yardım isti- yor. Bush'un seçim kampan- yası ise bu noktada secmenin genel havasına aykın düştü. Bush yönetiminin bir diğer zaafı da sosyal harcamalann kesilmesinden, "kutsal aile degerlerinin" savunulmasm- dan kürtaj hakkı konusuna kadar uzanan birçok konuda tutucu "moral çoğunluğu" temsil ediyor olmasıdır. Sen- dikal hareketin yavaş yavaş kıpırdanmaya başladığı ve yeni bir kadın hareketi dal- gasınm yavaş yavaş mayalan- maya başladığı günün ortamı ile Bush'un seçim kampanyası bu konuda da tam bir uyum- suzluk içinde. Sırf bu yüzden Cumhuriyetçi Parti yönetim kadrolanndan kadınlann dahi giderek Bush'u terk ettiği söyleniyor. Bush, Reagan'ın yerine geç- tiğinde. dünya sistemi kanşık bir dönemden geçerken. dünyanın politik \e askeri olarak en güçlü devletinin başmda güçlü ve kendine aşın güvenli bır liderin bulun- masmın tehlikelerine işaret eden bir Financial Times ma- kalesi. Bush'un böyle bir lider olmamasının olumluluklan- na değinerek işe en uygun aday olduğunu savunuyordu. Diin bır sürekliliği ve temkın- liliğj temsil ettiği için seçilen Bush, bugün sürekliliğin kesin- tiye uğradığı ve beklenülerin değiştiği bir dünyada sürekliliği savunmaya çalıştığı için Beyaz Saray'ı terk etmeye hazırlanı- yor.' PekiyaBUl? Bush'un yerine geçmeye ha- zırlanan Bill Clinton ise hem iç poliıikada hem de dış politika- da bir değişikliği, yenilenmeyı temsil ettiği iddiasmda. Sırf bu yüzden toplumun yeni ruh ha- line uygun bir aday. Bill Clin- ton'ın seçim kampanyası "Önce İnsanlar" sloganı üzeri- ne kuruldu. Clinton. kampanya boyunca, "1980'lerde zengin- lerin daha zenginleştiğini ve fa- kirlerin de daha fakirleştiğıni" anlattı ve "'Amerika'yı yeniden inşa etmek gerektiğini" vurgu- ladı. Clinton"un bu inşa süre- cinde insan malzemesinin ve altyapının gelişürilmesinin öne- mini vurgulaması ekonomik durgunluktan en fazla etkile- nen işçiler, azınlıklar, siyahlar ve orta sınıf tarafından sempa- tiyle karşılandı ve destek gördü. Clinton'ın bu sloganlanrun ekonomik politikaya tercümesi ile görevli, Oxford günlerinden eski arkadaşı ve baş ekonomik danışmam Robert Reich'e göre "Bugünün dünyasında serma- ye son derecede hareketli. smır tanımıyor. Nispeten sabit olan lint Clinton, gençliğiyk zafere daha yakın görülüyor. ise emek gücü ve altyapı. Bir ül- kenin ulusal zenginliklerini bu- gün bunlar oluşturuyor." Clin- ton Manifestosu da bu tespite uygun olarak "Özel yatınmı daha cazip ve üretken kılmak için daha iyi ulaşım ve ileüşim sistemleri kurulması ve işgücü- Bush'a'\rtık yaşlandr deniyor. nün daha iyi eğitilmesi gerekti- ğini" vurguluyor. Bu hedeflerin piyasa ekono- misi koşullan içinde gerçekleş- tirilmesi üzerine ise Reich "özel şirketleri piyasa aracılığı ile kamu amaçlanna hizmet ettir- mekten" bahsediyor. Buraya kadar Reagan. Thatcher ve Bush'un ekonomik liberalizm- den pek farklı gibi durmayan Clinton programı bu noktadan itıbaren gözle görülür bir şekil- de farklılaşmaya başhyor. Şir- ketleri kamu yaranna hizmet ettirebilmek için Reich'a göre "devletin piyasanın bağnnda rckabetin nasıl örgütlendiğini bilmesi ve sonra da oyunun ku- rallannı koyması gerekiyor." Devlet piyasa üiş,kisinde ise Re- ich, devlet "piyasanın örgütlen- me biçimlerine kendi karar- lannı empoze etmeden yapa- maz. Builişki hiçbirzaman nötr değildir" diyor. Le Monde'dan Paul Fabra*- nın dikkalleri çektiği gibi bu ekonomik poliüka yönetimi 1960 ve 1970'lerde özellikle Fransa'da uygulanan bürok- raıik planlama çabalanna teh- likeli bir şekilde benziyor. Kamu yaranna en uygun şirket ve teknolojıleri seçerken plancı- lar, bürokratlar, karar merkez- lerine en kolay ulaşma şansına sahip olan büyük sermaye gru- lannı lercih ediyorlar. Sonuçta esas faydalananlar büyük şir- ketler ve bazı bölgeler oluyor, küçük ışletmeler ve çoğu bölge- ler ise kenarda kalıyorlar. Pen- tagon kontratlanna çalışan bü- yük silah ve elektronik şirketle- rinin Clinton'm 'Sivil İleri Tek- nolojı Ajans'ı (Cıviüan Advan- ce Technology Agency" fıkrine sıcak bakuklan bildiriliyor. Kı- sacası "önce msanlar" diye baş- lamasma rağmen Ointon prog- ramının yinebüyük sennayenin eünde oyuncak olacağı söyleni- yor. Bir diğeri eleştiri ise ekono- mik hesaplanrun gerçekçi ol- madığı yönünde. Bütçe açığı en son rakamlara göre 290 milyar dolar. Clinton teknoloji, alt- yapı vb. proje- kri için yılda 50 milyar do- lar harcamayt planlıyor. Bunu esasola- rak vergileri arttırmadan yapacak, hem de bu arada bütçe açığmı azakacak Bu olacak iş değil diyor bazı ikti- satçılar. Her ne kadar Clin- ton kampın- daki iktisatçı- lar da bu ko- nuda henüz bir fıkir birte- ğine varmB- mışlarsa da görünen o ki, ilk yıl bütçe açığını azaltmayı bir kenara koyacaklar, önce birtakım temel harcamalan ya- pacaklar ve bunun sağladığı prestijle bütçe açığmı uzun va- dede kısmaya çalışacaklar. Ama o zamanda yine yeni bir seçim dönemi gelmiş çatmış olacak... Diğer iki eleştiri de şöyle: Clinton sanayi temelini geniş- letmek istiyor. Ama aslında buna ihtiyaç yok. ABD sanayii belkı 20 yıl öncesine göre daha az işçi çalıştınyor ama üretken- Uği de ona göre daha yüksek. Halbuki Clinton'un sağlık ve eğiüm vergileri yeni işçi alma konusunda özel şirketler üze- rinde caydıncı eıki yapacak. Clinton'ın öngördüğü tekno- lojik yenilenme ise neticede daha az işçi çalıştmlmasına yol açacak. İkincisi, Clinton Japon sanayii teşvik politikalannı kas- tederek "Rakiplerimizden öğ- renerek kendimizi daha re- kabetçi kümalıyız" diyor. Bu ise Wall Street Journal başma- kalesine göre (24.10.92) bazı sa- nayiciler dünyanın geri kala- nına ucuza, değerinin altında mal satsın diye ABD nüfusu- nun geri kalanının daha çok vergi verraesi anlamına geliyor. Eleşürilerin hemen hepsi haklı veya haksız olabilir. Ama bugün bunlann hiçbiri önemli gözükmüyor. ABD halkı deği- şiklik istiyor. Bush'un tutuculu- ğuna karşı bugün ellerinde bir tek araç var. bu da Bill Clinton. Belki de Billin başansı. rakiple- rinin zaaf diye gördüğü herkese her şeyi vaat etmesinde, böylece de bir değişikliğj şu veya bu şe- kilde gerçekleştirmeye tek aday ve tek ümit olarak gözükmesm- deyatıyor, karmaşık ve "entere- san" ekonomik poütika mode- linde değil. SATILIÜ FOTOĞRAF MAKtNESİ Canon New Fl+Moıor driver 10.000.000 TL NikonFi: 7.500.000 TL NikonSBnFlaş: 1.500.000 TL Nikkor 35-105 zoom: 2.000.000 TL NiVonF4S: 16.000.000 TL NikonSB24.2.400.000 TL Nikon 24 mm. f 2.8:2.000.000 TL Nikkor AF24mm.f 2.8: 3.50O.0OOTL NıkonF80l 6.000.000TL Nikkor AFSOmmJ/1.4: 2.000.000 TL Nikon F2 + Motor driver 6.000.000 TL Vivitar 24mm. f 2 8: 500.000 TL Nikomai FT3 Black bod>. 6.000 000 TL Vivılar 285 Flaş: 1.500.000 TL 5120505/437-4» Zafer Aknar-HayıcttİB S$$»aak ARSİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN EsasNo: 1990 126-169 Davaalar İl özel İdaresı ile Trabzon Belediyesi Başkanhğı vekilleri ta- rafmdan davalıldr alayhine açılan acele el koyma davasının yapılan aok yarnlaması sonunda. Dasalılardan Yusuf Bekta-Zehra Solak'a bunca aramalara ragraen teblieat yapıUmadığı anlaşıldığından 7201 sayilı tebügat kanunun 29. maddesi ssreğince adı geçen da\alılara mahkeme karannın »lanen teblıgı- ne. ilandan itibaren ilgüilere ~> gûn sonra tebliğ edılmiş sayılacağı, Karann tebliğinden sonra kanuni süre olan 15 gün içeriMnde adı geı^n davalılarca karar temviz edılemediğinde kestnteşeceği tebligal yerine ka- ım olmak ürere ılanen tebliğ olunur. ARSİN ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1990 110-162 Davaalar İl özel tdaresı ile davaa Trab2on Belediyesi Başkanhğı ve- killeri larafından davalıtar aleyhine açılan acele el koytna davasının yap«- lan açık yaralaması sonunda. Davaİılardan Yusuf Bekuş/a bunca aramalara ra|men teblığedıleme- diğj anlaşıldığından 7201 sayılı lebligat kanununun 29, maddesi geregınce adı geçen davalıya mahkeme karannın ılanen tebüğıne. ilandan itıbaren ılgiliye 7 gün son ra lebliğ edilmiş sayılacağı. Karann teblıanden sonra kanuni süre olan 15 gûn ıçensınde adı geçen ddvalıca karar temyız edilemedığınde kesınleşecegi tebbgal >enne kaım olmak \XKK il-ancn tebliğ olunur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear