22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
OCAK 1992 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7 SERGI Muhsin Kut Hobi'de • Kültür Servisi — Nişantaşı'ndaki Hobi Sanat Galerisi'nde 8 ocak günü Muhsin Kut'un çalışmalarından ol uşan yeni bir sergi açılıyor. Sanatçının çalışmalan 23 o c a k perşembe gününe dek galeride görülebilecek. Kut'un "Sütlüce", "Nargileler", "Süngerci Plajı" adlı yapıtları yeni sergide yer alacak. (Valikonağı Cad. Pasaj 73 Nişantaşı Tel: 146 72 81) Paris'te 'Mısır Çarşısı' • Kultur Servisi — Tanmmış Fransız Türkolog ve etnolog Michele Nicolas Paris'te Musee de L'Homme'da bir "Mısır Çarşısı" meydana getirmiş, orada Türk balıarat ve şifalı otlarını sergiliyor. Son yıllarda çalışmalarını daha çok etnobotanik konusunda yogunlaştıran Türkoloğun çeşitli zamanlarda Istanbul, Bursa, Ankara, Antalya gibi kentlerimizin baharatçılanndan ve köylerinden topladığı bitkiler ve baharatların halk sağlığındaki yeri de açıklanıyor. Türkiye'de çekilmiş baharatçı dükkânı fotoğraflarına da yer veren "çarşı", Paris'in bu ünlü müzesinin en çok ilgi çeken köşelerinden biri olduğu bildiriliyor. KÜLTÜR GÜNLERİ Şarkı ve şiirle Yunus Emre • Kültür Servisi — Şehir Tiyatrolan'nın Kültür Günleri kapsamında tertiplediği "Yunus Emre'ye Selam" konulu anma gününde, Ayla Algan, ünlü ozanın şiirlerini şarkılaştırarak okurken, ünlü tiyatro aktörü Toron Karacaoğlu da Emre'nin şiirlerini dramatize edilmiş bir oyun havası içinde okuyacak. Şehir Tiyatroları tarafından tertiplenen ve yarın saat 20.30'da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde ücretsiz olarak izlenebilecek gösterinin metnini Haluk Şevket yazdı, müziklerini Selim Atakan aranje etti, şürlerini Toron Karacaoğlu okuFken, Ayla Algan da şarkılannı org, flüt ve kudüm eşliğinde söyleyecek. Dramatize edilen oyunda Yunus Emre'nin çocukluğunu ise Oğuzhan Beşikçi oynayacak. KİTAP KULÜBÜ ~ Şiir dinletili açılış • Kültür Servisi — Maltepe Kitap Kulübü bugün saat 14.00'te açılıyor. Kulubün açılışında düzenlenecek şiir dinletisine Nur Bulum, Gülseli Inal, Ayten Mutlu, Serpil Tuncer, Oğuzhan Akay, Sunay Akın, Akgün Akova, Nevzat Çelik, Mehmet Çetin, Nuh Ömer Çetinay, Hamdi Gedik, Küçük İskender, Tuğrul Keskin, Önder Kızılkaya, Namık Kuyumcu, Ahmet Telli, Aydın öztürk, Emin Ali Yağan katılacak. Açılışta aynca Aşık thsani saz dinletisi ve bir gitar dinletisi yer alacak. (Yukarı Idealtepe Rıfkı Tongsir Cad. No: 77 Kuçükyalı) DERGİ Sombahar'ın 9. sayısı • Kültür Servisi — tki aylık şiir dergisi Sombahar'm 9. sayısı çıktı. Dergi Cem Taylan'ın "W. Pater ve W.B. Yeats: Estetizmden Sembolist Estetiğe Geçiş" adlı incelemesiyle başhyor. 1\ırgay Kantürk'ün, 1991 Behçet Necatigil Şiir Ödülü'nu alırken sunduğu bildiri de dergide yer ahyor. Sornbahar'da bu kez özel bölüm Hulki Aktunç'a ayrılmış. Ersin Kalkan'ın söyleşisi ve Evren Erem'in incelemesi yanında, Hulki Aktunç'un yayımlanmamış kitabından alınan parçalarla tamamlanıyor bölüm. Aynca H. Aktunç - O. Alkaya'nın yazdıklan "Otomotik Şiir"ler ilginç bir okumayı gerektiriyor. Kubilay Ünsal, "Takvim Yapraklarında Hilmi Yavuz Şiiri"; Metin Celâl, "Genç Müslüman Şiir", Cevdet Karal, "Hayal KınkOık)ları Antolojisi" başlıklı yazılarıyla bu sayıda yer alan yazarlar. Aynca Mehmet Yalçın'ın "Şiirin Boyutlan" üstbaşlıklı yazı dizisi sürüyor. Sombahar'm asıl ilgi çekici sayfalan ise Rimbaud çevirisi üzerine özdemir Ince ile Ogan Güner arasındaki tartışma... Saygun'u birinci ölümyıldönümünde eşiNilüferHanım anlatıyor 'Dostlarına açık bir insandrIstanbul Devlet Senfonî Orkestrası, Ahmed Adnan Saygun'un birinci ölüm yıldönümünde "Saygun'u Anma Konseri" düzenliyor. Konser, 7 ocak salı günü saat 19.00'daAtatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek. Bestecinin eşi Nilüfer Hanım, Evin İlyasoğlu'nun kendisi ile yaptığı söyleşide Saygun'u anlattı. EVİN tLYASOĞLU -Nasıl tanıştımz Adnan Saygun ile? -1936'da bir grup müzisyen Macar kızı bir orkestra kurmuştuk. Savaşa hazırlanan ülkemizden kaçarak Av- nıpa'da ve Türkiye'de iş imkânlan aradık. Hepimiz Peşte Müzik Akade- misi'nden, konservatuvardan mezun- duk. Klasik çalıp opera ve operetler- den seçme aryalar söylüyorduk. Ben de şantözdüm. Istanbul'da Tokatlı- yan'da Büyükada'da ve Ankara Kar- pıç'teçalıyorduk. -Siz çok doğnı ve güzel Tûrkçe konu- şuyorsunuz. -Adnan yalnız müzikte değil, her konuda çok iyi bir hocaydı. Benim iyi Türkçe öğrenmem için çok özen gös- terdi. -Nasıl evlendiniz? -1940'ta evlendik. Adnan, o sırada vekâlet emrindeydi. Anadolu'ya gidip müfettişlik yapıyordu. Bir de Halk Partisi'nin müşaviri idi. Beni bir Ma- car ailenin yanına yerleştirdi. Artık çalışmıyordum. -Neden vekâlet emrindeydi? -Biz evlenmeden biraz önce An- kara'daki konservatuvarda geçen bir hadise yüzünden. Tam 12 yıl sürdü. Amerika'dan dönünceye kadar. -Adnan Bey'in ailesini tanıdınız mı? -Annesi küçükken ölmüş. Babası aydın bir öğretmendi. İzmir Milli Kü- tüphanesi'nin kuruculanndan. Kendi imkânlan içinde çocuklarına iyi eği- tim vermiş, keman piyano çaldırtmış. 83 yaşında öldü. Ankara'da bizim ya- nımızda da çok oturdu. -Evlendikten sonra yakın çevrenizde kimler vardı? -Ankara 1940'larda küçük, ama çok güzel bir şchirdi. Aydın çevre, konser meraklılan birbirini hep tanır- dı. Bizim en yakınımız piyanist Mitfaat Fenmen, ressam Arif Kaptan, folklor araştırmacısı Halil Bedii Yönetken'di -Adnan Bey içine döniik -kentfi dfin- yasında- dışardakilerle pek alışveriş kurmayı sevmeyen bir karakter olarak tanınınnış? -Dostlanna çok açık, gerçekten sev- dikleriyle çok samimi bir insandı. Ankara'da çok sık davetler oluyordu, özellikle yabancı elçıliklerde. Benim ısranm ile bazılarına kalılırdık. Ora- larda tanıyaçağı çevre ile dış dünyaya açılma imkânlan bulacağına inanı- çok genç değıldim. Hatta neden daha genç biriyle evlenmiyorsun dedim, 'ben olgun insandan hoşlanıyorum' cevabı vermişti. Ama hiçbir zaman ya- şımı göstermedim. -Amerika'ya nasıl gittiniz? -1950 yıhnda Marshall yardımı programlan içinde gittik. önce altı ay, sonra sekiz ay kaldık. Adnan kendi kendine Ingilizce öğrendi. Zaten Fransızcayı ana dili gibi konuşurdu. New York'ta idik. Stokowski gibi bü- yük bir şefle tanıştık, sonradan Yunus Emre'yi çaldırdı. Büyük bir tarihi olaydı. -Halen Budapeşte'de ailenizden kim- Gecen yıl yitirdiğimiz besteci A. Adnan Saygun eşi Nilüfer Saygun'la birlikte. yordum. Öyle de oldu sonradan. -Çok güzel bir çiftmişsiniz, değil mi? -Yok canım, ben çok güzel değil- dim, ama hep ince ve bakımhydım. Adnan uzun boylu ve çok yakışıklıydı. Sonradan öğrendim ki, biz evlenince bütün hanım öğrencileri mateme gir- miş. Hepsi de Adnana âşıkmış. Hem de bir ecnebi ile evlenmesini bir türlü hazmedememışler. -Siz Budapeşte Müzik Akademisi mezunu olarak neden hiç çalışmadıniz. Evlendikten sonra hocalık yapabildiniz mi? -Adnan istemedi. O zamanlar şarkı söyleyen bir kadına Türkiye'de hafıf gözle bakılırmış. -Kaç yaşındasınız Nilüfer Hanım? -Tam 83. Adnan ile evlendiğimde se var mı? -Hayır. Babam tüccardı. Avukat olan ağabeyim Rusya'da savaşta kay- bolmuştu. Hiç kimse kalmadı. -Ankara'da uzun yıllar kalmışsınız. Çoksesliliğe geçişin ilk dönemini yaşa- mışsınız. O günlerin başlıca sonınları nelerdi? -Ben hep Adnan'a yapılan haksız- lıklan, kıskançlıklan hatırhyorum. Neler yaşadık, şimdi anlatmaya kalk- sam günler sürer. Mesela Bela Bartok gibi bir besteci gelip Türkiye'de kal- mak istiyor, sırf Adnan'ın arkadaşı diye engelliyorlar, sonra Hindemith'i getiriyorlar.. -"Devlet Sanatçılığı"nı da tesis edenlerden biri Adnan Bey değil mi? -Evet, Macaristan'daki örnekleri al- dı; mutlaka uluslararası başan kazan- mış sanatçılar olacaktı. Sonra kendi de pişman oldu bu işe önayak olduğu- na. -Ne zaman tstanbul'a taşındınız? -Tam otuz üç yıl Ankara'da yaşa- dık. 1973'te Istanbul'a geldik. Ad- nan'ın ideali bir etnomüzikoloji kur- maktı. 1980'li yıllarda Doğramacı bize gelip gidiyordu. 1987'de Mimar Sinan Universitesi Konservatuvan'nda kur- durdu bu bölümü. -Adnan Saygun'un filozofluğu ve şa- irliği de vardı değil mi? -Operalannın metnini, liedlerinin sözlerini yazdığı gibi aynca şiirleri de vardır. Kitaplığına bir bakın, hiç ro- mana rastlamazsınız. Hepsı felsefe. araştırma, folklor incelemesi gibi bin- lerce kitap. -Bugün Saygun ekolünü sürdüren en genç kuşak besteciler kimler? -En son öğrencileri: özkan Manav ve Hasan Lçarsu diyebilirim. -Onun ölümünden, bir yıldan bu yana eserlerinin çalınması, yeni plaklar ya- pılması, hakkında incelemeler, anma törenieri gibi etkinlikler yapılması ko- nusunda nasıl girişimler var? -Adnan'ın ölümüne duyduğum acı bir yana, dünyada kalmanın denleri bir yana. O çok onurlu bir insandı. Ben de hiç kimseye eserini çalın, plak basın, tören yapın gibi şeyleri hatırlat- mak istemiyorum. Adnan istemezdi zorlamayı diye düşünüyorum. Ama yıllık konser programlannda önceden düzenlenmiş hiçbir şey yok onun ölüm gününü anmak için. Biz 1983 yıhnda bütün varhğımızı Türk Eğitim Vakfı'- na bağışladık. Hâlâ sürekli beyanna- melerle, kırtasiye ile uğraşıyorum. Mezannın yapılması bile sorun oldu, kendi imkânlanmla uğraşıyorum. -Yayın haklannı düzenli alabiliyor musunuz? -Ne mümkün! Almanyada Peer Verlag sorumlu bu işlerden. Bugün plaklar, compact discler yapılıyor, dünyanın her yerinde çalınıyor. benim elime hiçbir şey geçmiyor. Hikmet Şimşek her yerde çaldınyor Ora- toryo'yu, plaklar yapıyor. Sorunca "Ben yayın baklanna hiç kartşmam" diyor. Herhalde Almanya'ya nota ki- rası ödeniyordur, bana düzensiz ola- rak küçük paralar gönderiyorlar. Karmakanşık. Bizim Tiyatro, Puig'in Örümcek Kadının Öpücüğü'nü sahneliyor Gerçek dayanışmanın ipuçları Bizim Tiyatro, Arjantinli yazar Manuel Puig'in Örümcek Kadının Öpücüğü adlı yapıtını sahneye getiriyor. Puig'in oyununu sahneleyen Macit Koper, "Örümcek Kadının Öpücüğü'nü seçtik, çünkü bu oyunda dostluğun, arkadaslığın, iletişimin, insani ilişkilerin boyutları değişik ama çok daha derine giden boyutlarda ele alımyor" diyor. GERÇEK DÖSTLUK— Örümcek Kadının Öpücüğü'nü Ülker İnce Türkçeye çevirdL NALAN MANYASLI Arjantinli yazar Manuel Puig'in (1932-1990) roman ve fılrn olarak sunulan yapıtı •'Örümcek Kadının Öpücü- ğü", Bizim Tiyatro'nun çalış- masıyla bu kez de oyun olarak ızleyici karşısına çıkıyor. Puig, "Örümcek Kadının Öpücüğû"nde, 1970'lerde ül- kesinde yaşanan olayUrı, 1975"in Brezilyası'nda bir hücrede karşılaşan bir dev- nmcı ve bir eşcinsel kimliğin- de simgeleyerek eleştiriyor. Terör eylemlerinden dolayı :çeride bulunan Valentin ile küçük oğlanlan baştan çıkar- mak suçundan yatan Molina aslında bilinçli bir seçimle ay- tu hücreye yerleştirilmişlerdir. Molina, yetkililerin isteği doğ- rultusunda Valentin'den bilgi almaya çalışırken. bir yandan da sevdiği bir filmi anlatır sü- rekli. Bu anlatı giderek gerek- sinime, sıgınağa, paylaşıma, dostluğa dönüşür ve... Puig'in, tiyatro metni ola- rak ikinci kez kaleme aldığı "örümcek Kadının Öpücüğü" Ülker İnce tarafından Türkçe- leştirilmiş. Macit Koper'in sahneye hazırladığı oyunun Molina'sı Mehmet Keskinoğ- lu, Valentin'i Zafer Diper. "Manuel Puig'in 'Örümcek Kadının öpücüğü'nü seçtik. Çünkü bu oyunda dostluğun, arkadaslığın, iletişimin, insani ilişkilerin boyutları, değişik, ama çok daha derine giden bo- yutlarda ele aünıyor" diyor Macit Koper."Bir devrimci ile bir eşcinsel arasında, bu her an- lamdaki yakınlaşmada hem hemcinsler arasındaki hem de ayrı cinsier arasındaki gerçek dostluk ve da\anışmanın ipuç- ları > ar. Hem de bu erdem diye- bileceğimiz özellikleri birbirle- rinden öğrenircesine ya da öğretircesine. Devrimci olan Valentin de, eşcinsel olan Mo- lina da içinde bulundukları hücreye çok başka nedenlerle de olsa, düzene aykırı düşrük- leri için tıkılmışlardır. tnsa- noğluna yakışmayan düzenle- re, herhangi bir anlamda aykırı düşenlerin, kendi bünyelerin- deki farklılıkları ne olursa ol- sun anlaşmaları, birlikte dü- şünmeye ve hareket etmeye başlamaları bizce çok güncel bir anlam taşıyor." Sanatseverlerin önce edebi- yat, sonra sinemada izledikle- ri bir yapıtm üçüncü çahşma- sına belki ilgi duymayacakla- nna söylüyorum. Macit Koper bunun tersi görüşte. "Aynı ya- pıtı üçüncü kez sunarken tiyat- ro adına vaptığımız özel bir şey yok. Çünkü biz tiyatronun ken- di büyüsüne inanıyoruz. Tiyat- ro, edebiyat ve sinemadan farklı bir sanat dalı elbette. Ti- yatro, izleyicisiyle diğer sanat yapıtlarından farklı bir iletişim kurar ya da kurmaya çalışır, diyelim. Bu fark, tiyatronun kendi özelliği olan izleyicisiyle direkt ilişki kurma yeteneğidir. Bu yetenek, bu yetenekleri kul- lanma ustalıklarına bağlı ola- rak etkinleşiyor. Aynca iki kişi arasında gelişen bu oyun, gör- sel olarak tiyatro sanatına da- ha uygun gibi geliyor bana. Kaldı ki. romanın da, filmin de ülkemizde konunun önemiyle orantılı okuyucu ve izleyici bul- duğunu sanmıyorum. Bir şey daha var. Bir konunun çeşitli sanat dallarınca ele alınması, çoğu zaman izleyicinin ilgisini kışkırtır, kışkırtmıştır" diyor. Molina rolünde Mehmet Keskl- noğlu oynuyor. Hücrede bütünüy- le içine kapanmış, politik amaç ve ideallerinden sapmamaya ka- rarlı, özdisiplinli, entelektüel karakter Valentin rolünde ise Zafer Diper'i izliyoruz. Sine- mada Raul Julia'nın oynadığı Valentin, Molina ile karşılaş- tıktan ve onunla yaşadıklann- dan sonra nasıl bir değişim / dönüşüm yaşıyor? Diper, so- ruyu şöyle yanıtlıyor: "Valen- tin, Arjanrin'de yaşanan olay- ların süreci içinde (ki yapıtta Brezilya'da anlatılıyor olay- lar) kendisi ile ilgiü olarak, kendi bilgilenimleri ve bu an- lamda yetiştirilme tarzından gelen katılık ve dogmalara sa- hip. O dönem ve o eylemselük içerisinde öyle davranması ge- reken bir kişi. İnsani ilişkilerde \ alentin'in bireysel ilişkileri yadsıması, ki bunu yaparken de belli toplumsal değerleri de belki bir anlamda yadsımasını getiriyor. Bu tartışma, bu eleş- tirel bakış, bu yeni pencerelerin açüması \lolina ile yaşadıkla- nndan doğuyor. Bir anlamda Molina'yı etkilerken kendisi de etkilenip dönüşüyor Valentin." Bizim Tiyatro "Örümcek Kadının öpücüğü"nü cumar- tesi ve pazar günleri saat 15. 30'da Dostiar Tiyatrosu'nun Baro Han'daki salonunda sahneleyecek. Zafer Diper, ye- dinci yılına giren "Yargı"yı da ayın belli günleri aynı yerde sergileyecek. Çinli koregraf • tSTANBUL (AA) — Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde ocak ayının sonlannda perde açacak "M. Butterfly" adlı oyunun. koregrafisini Çinli dans uzmanı Xing Hong yapıyor. Istanbul Büyuksehir . Belediyesi Şehir Tiyatrolan'nın konuğu olarak tstanbul'a gelen Çinli koregrafın M. Butterfly ekibine nefes aldırmadan birbirinden güzel, büyüleyici danslar öğrettiği bildirildi. Bu arada Xing'in profesyonel hayatına Beycing Song and Dance Company'de çalışarak başladığı, 13 yıl bu topluluk ile dans ettiği, 1982 yıhnda Beycing Dans Yanşması'nda ikincilik, 1987 yıhnda da Çin Seyirlik Dans Yanşması'nda birincih'k kazandığı kaydedildi. Horhor'da • Kültür Servisi — "Çağdaş Tasarımlar Geleneksel Resimler" adlı sergi 10 ocak gününden itibaren Fatih'teki Horhor Sanat Galerisi'nde görülebilir. Zeki Fındıkoğlu'nun çalışmalarından oluşan sergi, galeride S şubat gününe dek surecek. Basında Ttirkçe • Kültür Servisi — Istanbul Universitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Yazınsal Etkinlikler Gnıbu (YEG) tarafından düzenlenen "Basında Türkçe" konulu panel 6 ocak pazartesi günü yapılacak. Hürriyet'ten Leyla Ismier, Cumhuriyet'ten Ayşenur Arslan ve Konur Ertop'un katılacağı Basın Yayın Okulu öğrencisi Tijen Tanyel'in yöneteceği panel l'inci anfıde 13.00'te başlayacak. Türk müziği konseri • Kültiir Servisi — Istanbul Universitesi Devlet ; Konservatuvarı Türk Musikisi lcra Heyeti genel yönetmen Sait Tuna'nın yönetiminde yann saat 17.30'da Hasan Âli Yücel Hültür Merkezi'ode bir,., konser verecek. Kimsesiz ve öğretilebiür çocuklar yaranna düzenlenen Türk klasik ve fasü müziği konseri saat 17.30'da başlayacak. Oistrahk Izmir'de • Knltür Servisi — Dünyanın sayılı keman virtiözleri arasında yer alan Rus kemancı Igor Oistrahk, 20 ocak pazartesi akşamı Atatürk Kültür Merkezi'nde bir resital verecek. Izmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı Ue Dışbank tarafından düzenlenen resitalde Oistrahk, Bach, Paganini ve Ysaye'nin yapıtlannı seslendirecek. Uşak tarihi • Kültür Servisi — Uşak ilinini "Görülmeye değer tarihi eserlerini ve turistik değerlerini resimle tanıtmak" amacıyla İl Turizm Müdürlüğü'nce ödüllü resim yanşması açıldığı öğrenildi. Resim yanşması Useler ve ortaokullar düzeyinde düzenlendi. Yanşmaya katılacak eserlerde "Uşak'ın tabii güzelh'kleri, turistik yerleri ve tarihi eserleri (Uşak evleri, tarihi köprü, han, hamam, çeşme) konu olarak seçilecek. MÜDÖGARD'LILAR İCİN ÇOK ÖNEMLİ Mudo'iarda büyük indiriminiz başladı. Mudn'larda bu kış gördüğünüz, beğendiğiniz ama alamadığınız her şey için 3 Ocakla 8 Ocak arasındaki günleri önce size ayırdık. İndirim büytik, fivatlar indirim sonuna kadar aynı. Kartınızın indirimi tabii-ki aynca geçerli. HİU'IH.'HTl \lııılıı Colleclion NAF NAF
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear