22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/4 HABERLER 5 OCAK 1992 OZGURCE TURKER ALKAN Güneşin Battığıİmparatorluk Köşe yazısı dediğin keyifli bir şey olmalı. Hafif, okunaklı, fıkralann anlatılıp şakaların yapıldığı, insanı sıkmayan tür- den yazılar. Ciddi bir şeyler söyleyecekseniz bile, onu renklendirip sunmada yarar var. O nedenle üst üste aynı konuda yazmak pek de doğru olmuyor. Gelin görün kı, Sovyetler Biriiği'nin dramatik çöküşü gibi bir olay karşısında tek yazıyla yetinmek de mümkün de- ğil- Geçen yazılanmda, çöküşün iki boyutuna değinmiştim: SSCB'nin "emperyal" niteliği ve geiişen ulusçuluk akım- lan karşısında bu nedenle çözülmeye eğılimli oluşu. İkinci boyut, Sovyetler'in ekonomik değişmesının yarattığı so- nuçlar ve mevcut ekonomik yapının tıkanması idi. Bir bakıma, hemen her şeyi merkezden planlamayı ve yönlendirmeyi amaçlayan Sovyet "komuta ekonomisi", in- sanların ve toplumların doğasına aykırı bir sistemi oluş- turmaya çalışmanın kurbanı olmuşa benzıyor. Her şeyi planlama, denetleme ve yönlendirme hevesi, diyalektik denebilecek bir çetişki ife tam bir düzensizli- ğe, kargaşaya, plansızlığa ve israfa yol açtı. Sovyetler Bir- liği'nde üretim sorunu yoktu. Bol miktarda mal üretiliyor- du. Yalnız, yanlış mallar, yanlış miktarlarda, yanlış yerler- de ve yanlış müşteriler içın üretilıyor ve bir türlü dağıtıla- mıyordu. Fakat, sorun bu- nunla da kalmadı. Napolyon'un ve Hit- ler'in düştüğü yanlı- şa, Sovyetler Birliği de başka bir açıdan düşmekten kendisini alamadı. - Bu devasa ülkeyi tşgal etmek isteyen Napolyon ve Hitler, Moskova ve Lening- rad'la ana ikmal üsle- fi arasındaki mesafe- yi çok fazla açmanın (yani, imkânlarının ötesinde genişleme- Sovyetler, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra imparatorluk ve dünya çapında etkinlik gibi gereksiz "ikmal hattı zoriamalarını" bir kenara bıraksa acaba yaşamım sürdürebiiir ve ekonomik yapısının bozukluklarını onarabilecek imkân ve zamana sahip olabilir miydi? pin) kurbanı olmuşlardı. Sovyetler Birliği de, sınırları içindeki imparatorluğu he- nüz hazmedemeden, sınırları ötesinde yeni imparatorluk âlanları peşinde koşmanın kurbanı oldu. Ekonomik, siyasal ve diplomatık anlamdaki "ikmal hatlanm" zora soktu. Ekonomısine kaldıramayacağı yenı yükler getirdi. Afrıka'nın veya Güney Amerıka'nın kıytırık bir ülkesinde egemenlığıni kurabılmek (veya Amerikan et- kinlığıni kırabilmek) içın bütün kaynaklarını seferber ettı. Ulusal gelirinin yüzde 30'una ulaşan miktarları askeri üre- time yatırır oldu. Küba, Bulgarıstan, Vietnam gibi ülkele- rin ekonomileri Sovyetler'in cıddı katkıları ıle ayakta du- ruyordu. Sovyetler'in içine düştüğü sıkıntıların farkında olan ABD, askeri olmaktan çok ekonomik nedenlerle silahlanma ya- rışını sürdürür olmuştu. Reagan'ın ünlü "Yıldız Savaşlan" projesinin askeri değeri çok tartışma götürürdü. Asıl amaç, Sovyetler'ı, aftından kalkamayacağı yenı harcamalara yön- tendırmektı. .,,. i{-\ Sonunda Amerika'nın istediği gerçekleşti. Ekonomik ve teknolojik imkânlarının ötesinde politik amaçlar güden Sovyetler Birliği, araçları ve amaçları bağdaştıramama- nın bedelini hayatı ile ödedi. Sovyetler, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra imparator- luk ve dünya çapında etkinlik gibi gereksiz "ikmal hattı zorlamalanm" bir kenara bıraksa ve sadece kendi iç so- runları ile ilgilenseydi, acaba yaşamını sürdürebiiir ve eko- nomik yapısının bozukluklarını onarabilecek ımkân ve za- mana sahip olabilir miydi? Kim bilir, belki de. Ama bu sorunun yanıtım tam olarak hiçbir zaman bilemeyeceğiz. 30 yü sonra açdan Ingüiz Dışişleri arşivine göre, idanüam tek resmi tepki Guatemcda'dan Ingiliz belgelerînde Menderes30yıllık"gizlilik şüresi" bitince, İngiltere Dışişleri Bakanlığı arşivindeki Menderes belgeleri açıklandı. Buna göre Guatemala, idamlar öncesinde "resmi tepki" gösteren tek ülke. Öteki ülkeler ise "gizli mesajlar" göndermiş. LONDRA (AA) — Eski Baş- bakanlardan Adnan Menderes ve arkadaşlannın idam edilme- leri karanna tek resmi tepkinin Guatemala'dan geldigi ortaya çıktı. Üzerlerindeki 30 yülık gizlilik yasağı bu ay kaldınlan 1961 yı- lına ait İngiltere Dışişleri Bakan- lığı belgelerine göre zamanın Guatemala Cumhurbaşkanı M. Ydigoras, Milli Birlik Komitesi Başkanı Orgeneral Cemal Gür- sei'e gönderdiği mesajda, ülke- sinin Menderes'i kabule hazır olduğunu bildirerek infazdan vazgeçilmesi çağnsında buhın- du. Belgelere göre Adnan Mende- res'in 16 Ekim 1961 tarihinde idamından önce son anda döne- min ABD Başkanı John F. Ken- nedy, dönemin İngiltere Başba- kanı Harold Macmillan, eski İngiltere Başbakanı VVinstoa ChurchiU ve Almanya Şansölye- si Konrad Adenauer Gürsel'e gizli mesajlar göndererek infa- zın durdurulmasını istediler. Ingiliz gizli belgelerine göre Guatemala Cumhurbaşkanı Ydigoras, Gürsel'e 15 ekimde gönderdiği resmi telgrafında Fa- tin Ruştü Zoriu ve Hasan Po- latkan'ın infazını "en sert bi- çinıde protesto ettigini" bildire- rek şöyle dedi: "De Facto hükiimetiniz. an- ti komunist olduğunu beürtiyor, ancak Kafkas daglannın ötesin- de uygulanan metotlann aynısı- nı uyguluyor. Bunun, demokra- tik dıinyanın destegine sahip ol- mayan hakömetlerin siyasi suç- lar için verdikleri cezanın tama- men ve saf bir biçimde siyasi ci- nayetler oldugunu hatırlatmak isterim. Mahkûm edilen kişile- rin affedümesini düiyorum. Bu Idsileri sürgüne gondermeiisiniz. Guatemala bayragı bu kisilere sıgınmu vermeye nazırdır." öte yandan, ABD Baskanı Kennedy, 15 ekim akşamı Milli Birlik Komitesi'nin idam karar- larının infazım görüştüğü sıra- da Ankara'daki ABD Büyükel- çisi aracılığı ile Gürsel'e gönder- diği acil mesajında, Menderes'- in infazının ertelenmesinin, ak- si halde "ertesi giin başlayacak NATO tatbikatı için ABD as- kerierinin Türkiye'ye gelmesin- den ABD'nin mahçup dunıma düsecegini" büdirdi. 15 ekim gunü dönemin lngil- Burhan Apaydın Aydınlar, demokrasi sınavmı geçemedi Menderes ve Polatkan'ın siyasi yaşamdaki beraberlikleri, Yassıada mahkemelerinde de sürdü. tere Başbakanı Harold Macmil- lan da Gürsel'e gonderdiği ya- zılı mesajda, Yassıada yargıla- malan konusunda daha önce belirttiği fıkirleri yeniden hatır- latarak, infazlann Turk-tngiliz dostluğu ile Türkiye ile tüm batı ittifakı arasındaki dostluğa ve- receği zarara dikkat çekti. Eski Ingiliz Başbakanlann- dan Sir Winston Churchill de Gürsel'e 15 ekim günü iletilen mesajında şöyle dedi: "Müttefikimiz Türkiye'nin içiskrine kansmak arzusu taşı- mıyorum. Ancak son mmanifli- da verilen idam cezalannı dü- şürmenizi, tüm dünyada sizin naynnızı isteyenkr arasında do- guracagı olumlu duygularia ek- selanslannın dikkatini çekmek isterim. Setam ve saygılanmla." Ingiliz diplomatların Alman kaynaklardan aidıkları bilgiye göre Almanya şansölyesi Ade- nauer de Gürsel'e gönderdiği mesajda, idamlann "Dünya ka- muoyunda Türkiye'nin yerini zedeteyecegine" dikkat çekti. Bu arada ABD Dışişleri Ba- kanlığı Istihbarat ve Araştırma BUrosu tarafmdan kaleme alın- mış 9 Kasım 1961 tarihli, "Türkiye'de askeri yönetim; mayıs 1960 - kasım 1962" baş- hklı bir raporda şöyle denildi: Askeri darbeyi haklı çıkaracak ana bir faktör olması tasaıian- mışken Yassıada mahkemeleri rejim için bıiyük bir utanç kay- nagı oldu. İç Politi- ka Servisi — Adnan Menderes'- in avukat- larından Burhan Apaydın, Yassıada davaları- nın, Türkiye'nin karşılaştığı ilk büyük "demokratük anavı" ol- duğunu belirterek pek çok hu- kukçu ve aydının bu sınavda "kaMıgını" söyledi. Apaydın, 27 Mayıs sonrasında, Ord. Prof. Sıddık Sami Onar, Ord. Prof. Hıfa Veidet Velidedeog- lu, Prof. Hüseyin Nail Kubalı gibi ünlü hukukçulann ise de- mokrasinin yanı sıra bukuku da "çignedigini" savundu. Ingiliz belgelerinin, "30 yülık yayın yasagı kalkarak" açıklan- ması üzerine 27 Mayıs dönemi- ne ilişkin bir değerlendirme ya- pan Avukat Apaydın, şunlan anlattı: "27 Mayıs sonrasında, bu- kukçular eliyle bir hukuk katli- amı yapıldı. 28 mayıs tarihli Resmi Gazete'de 'Anayasa Ön Projesi Hazıriama Komisyonu Raponı' am albnda yayunlanan görüşler, Menderes ve arkadaş- tannın idam kararuun gerekçe- sini oluşturdu. Bir giinde haar- lanan bu raporda, TBMM'nin gayri meşnı oldugu ve anayasa suçu işledigi öne surulüyordu. Seçimle meydana getirilmiş bir Medis için aMaceie hazırianmıs bir raporia bu suçfaunayı yapao- tor da ttnlü hukukçulardı. Ko- misyonun baskanı, tstanbul Üniversitesi Rektörü Ordinar- yus Prof. Sıddık Sami Onar'dı. Üyeleri arasında da Ord. Prof. Hıfa Veidet Vefodedeoglu, ana- yasa profesoru Hüseyin Nail Kubalı, o günJerde doçent olan tsmet Giritn gibi tsiınler vardı." O günlerin en çarpıa olayla- nndan birinin de Istanbul Baro- su Yönetim Kurulu'nun "dii- şnklertn davası alınamaz" diye karar alması olduğunu söyleyen Apaydın, "Savooma hakkını ortadan kaldvan bu karara yal- nızca Orhan Apaydın ile ben karşı çıktık ve baronnn karan- na ragmen Adnan Menderes'in avukatbguu aldık" dedi. Burhan Apaydın, gazetecile- rin bile "Vatan hainlerinjn da- vasuu nasıl aldınız" diye soru yönelttiğini anlatarak Adnan Menderes ile ilk görüşmelerin- de "öpüsmelerinin" haber ko- nusu olduğunu belirtti. Burhan Apaydın şöyle dedi. "Daha sonraki yıllanfaı iasan haklarından, demokrasidea bahsedenler, o günkrde idam- lann bayraktariığını yaptı. Be- dii Faik, radyodald Yassıada Saati'ni hazırlıyordu mescla. Metin Toker, Akis'teki yazüa- nnda Menderes'in idamuu sa- vunuyordu. Prof. Hıfa Veidet Yelidedeogiu da bem idam ka- ranmn gcrekcesini otoşturan ra- porian hazutayor bem de bn ko- nuda açıkça görusier veriyordu. Ama öte yandan Menderes'e mnhalif oidugu halde bir Emil Gahp Sandala, idamlmra siddet- le karsı çıknuşb. Hatta Yassıa- da mahkemelerini izkmek uze- re gelen iki gazetedyle beni gö- rüstüren de Emil Galip Sandal- a ohanstu. Daha sonra Anaya- sa Mahkemesi Baskanhğı yapan Necdet Dancıoghı, Yassnda'da mahkeme başkan yardımcüı|ı görevini yapmışven o günkii YargıUy Başkanı Recai Seçkin, Adalet Divanı Başkarilıgı'nı reddetti, kısa sure sonra da Yar- gıtay'dan istifa etti." Silahlı Kuvvetler'den atılan subay ve astsubaylarAdalet Bakanı'na başvurdu 12 Eylülzede subaylardan dîlekçe 12 Eylül'den sonra "yasadışı görüşleri benimsedikleri" -** gerekçesiyle Silahlı Kuvvetler'den atılan subay ve "** astsubaylar adına bir grup, Adalet Bakanı'na dilekçe verdi. ANKARA (AA) — Adalet Bakanı Seyfi Oktay, "Idarenin her eylemini yargı denetimine tabi tutmak çagdaş anlayış- ür" dedi. 12 Eylül'den sonra Silahlı Kuvvetler- den atılan subay ve astsubaylar adına bir grup, Adalet Bakanı Seyfî Oktay'ı dün makamında ziyaret ederek sorunlanyla ilgiü dilekçe verdiler. Heyet adına konuşan Rahmi Yıldınm, "yasadısı görüşleri beaimsemek" suçun- dan görevlerine son verildiğini beürterek "Resmi rakamlara göre 1010 kişi bn ge- rekçeden atdmış. Ancak yapılan yargı- lamada 3 kişi mahkûm olmuştur" dedi. Ordudan atılmalanyla ügili yargı ma- kamlanna başvurulduğunu kaydeden Yıldınm, şunlan söyledi: "Bizim konumuz 1402'likkrden farkiı degil. Eğer bizimle ilgiü davalar Danış- tay'a açdabilnüş olsaydı karar emlniz ki lehimize oiacakü. Hükümetin demokra- Ükleşme paketi içerisinde 14021iklerin rjeniden görevlerine dönmesi konusunda çahşmalar başlatılmıstır. Bizim sonınu- muzun da bu çerçeve içerisine ele alın- masuu istiyonız. Konuyla ilgili çeşitli gi- rişimlerimiz var. Sonuç alamazsak Av- rnpa Insan Haklan Komisyonu'na baş- vuracagız." Adalet Bakanı Seyfi Oktay, daha çok Içişleri ve Milli Savunma Bakanlığı'nı il- gilendiren konunun bir de demokratik- leşme yanı olduğunu kaydederek şunla- n söyledi: "Yargı karan olmaksızm insanlann kamn baklanndan yoksun edilmesi de- mokratiklesme ve yargı etldnttgryle ilgj- Hdir. Saydıgınz koaulan inceteteyim. Be- nim bakanlıgmıla Dgüi olanUra demok- ratikleşme anlayışımız gerefi efüece- gim." Ordudan atılanlar arasında yasadışı örgüt üyeleriyle çatışan subayların bu- lunduğunu kaydeden Rahmi Yıldmm, gözaltına alındıkları dönemde kendile- rine çeşitli işkenceler yapıldığını da öne sürdü. Adalet Bakanı Oktay bunun üzerine, "tskencenin tarihe kanşacagı bir sistem getirecegiz. Sonınlan köktenci olarak çözmeye çalısacagız. Geçmişteki yarala- n çözmek de bizim görevlerimiz arasın- dadır" dedi. HABERLERİN DEVAMI Rekor enflasyon %71 1. Sayfada) puanın üzerinde bir tırmanış göster- mis oldu. 1988 yıhndakı yüzde 75.4'- lük yüksek artış ise, 1987'de uygulanan seçim ekonomisı- nin mirası oldu. Tıpkı geçen yılkı gibi, o günlerde de seçim- ler nedeniyle geciktırilen K.İT zamlan 1987 yılının aralık ayı- na sıkıştınlmaya çahşıldı. Yüzde U.7'lik fıyat artışı orta- ya koyan bu zamlann büyük bölümü 1987'nın enflasyon hesabı dışında kalınca, 1988 yılma devretmış oldu. Buna 1988'de de süren zamlar ekle- nınce. yıllık ortalama fîyat artışı yıl içinde >üzde 85'lerin üzerine çıktı. Ancak Özal Hü- kiimeti, petrol ve elektnk zamlannı 1988'ın son haftası- na erteleyerek o yılın enflas- yon hesabının dışında kalmasını sağladı ve böylece yıllık artış 1988'de yüzde 75.4 olarak gerçekleşmiş oldu. 1990'ın aralık ayında toptan eşya fıyatlan yüzde 2.5, tüketi- ci fiyatlan ise yüzde 1.7 oranın- da artmıştı. Buna göre geçen aralık avında sağanak halınde gelen KÎT zamlarının etkısiyle fıyatlann yüzde 4.4 artması, enflasyonun bir önceki yılın aralık ayına göre toptan fıyat- larda 1.9, tüketıci fiyatlannda da 2.7 puan yükseimesine yol açtı. Ancak son aydakı KİT zamlannın piyasalara hemen yansımaması ve hesaplama- larda tümüyle gözükmemesı, enflasyonun beklenenin altın- da gerçekleşmesıne yol açtı. Yıne de aralık aylan ıtıba- nyla ortaya çıkan yükselış, yıllık enflasyonun 10 puanın üzennde artmasında etkili ol- du. Yıllık enflasyon 1990 yılın- da toptan fiyatlar için yüzde 48.6, tüketicı fiyatlannda ise yüzde 60.4 olarak gerçekleş- mışti. Böylece enflasyon 1991'- de bir önceki yıla göre toptan eşya fıyatlannda 10.6, tüketici fiyatlannda da 10.7 puanlık artış ortaya koydu. Bu yılki enflasyon hesabına dahil ol- mayan KİT zamlannın önem- li bölümünün ise ocak ayındaki artışlan etkilemesi bekleniyor. özel sektör şampi yon 1991 yıhndakı fıyat artışla- nnda özel sektör kamuyu geride bırakırken aralık zam- lannda kamu özei sektörü solladı. DİE verijerine göre geçen yıl yüzde 59.2 olarak gerçekleşen toptan fiyatlardk- ki artışın yüzde 60.3'ü özel sektör, yüzde 56.6'sı da KİT zamlanndan kaynaklandı. Aralık ayında ise özel sektör yüzde 4.2 fıyat artışı uygular- ken KİT zamlannın hesapla- malara yansıyan bölümü yüzde 5'lik bir artışı ortaya koydu. 1991 yılı genelinde sektörler itibanyla en yüksek artış yüz- de 84.6 ile enerji sektöründe, en düşük artış ise yüzde 55.1 ile ımalat sanayıinde görüldü. Artış oranlan madencilik sek- töründe yüzde 56.3, tanmda ise yüzde 68.9 olarak gerçek- leşti. Aralık ayında ise sektö- rel bazda en yüksek fîyat artışı yüzde 4.7 ile tanm ve imalat Turizmci, THY'nin küçülmesine karşı (Bmftanfi 1. Sayfada) THY'nin önümüzdeki yıllar- da filoda bulunan DC-9 ve Boeing-727 tipi 18 uçağını sürat- le yenilemesi gerektiğini ifade eden Kozlu, THY'nin büyüme- siain tümüyle turizme bağlı ol- duğunu bildirdi. Kozlu, şöyle dedi: "1992de, turian sektörü çok cuüı bir yıl bekliyor. Gelecek yrifavda da daha büyuk bir po- tauiyel bektenyor. Dolayısıyla THY de bınu göz öaüne alarak »ij JMtıaıi pbuüamah. Kaldı ki Avrnpa'da dddi bir mücadele •ar. Buradaki raldplerin filola- ı mitik I ortalama uçak sayısı 59-300 arasudadr. Bu bagfaun- ia, THY'ye 35 uçagı fazla gör- •ek b« pryasayı pesiaen başka- lanaa tesHm etmektir. THY gtçli bir kururaştnr. 1992 de daha da güçlü olacakür. THY, 1991 yumda yeai bir borçtanma- ya gitmeden, kendi yaratûgı na- kit akışı ile tüm borçlanm öde- yebflmistir." Kozlu, THY'nin küçültülme- sinin devlete yarar sağlayama- yacağını, bunun yerine, özelleş- tirilerek süratle satılmasının da- ha doğru olacağını belirtti. TÜRSAB Baskanı Başaran Ulusoy ise THY'nin 'köçöMUmesi' önerisine şiddetle karşı çıktı. Ulusoy, böyle bir gi- rişimin Türk turizmini baltala- yacağını söyledi. THY'nin büyümesi gerektiği- ni söyleyen Ulusoy şöyle dedi: "THY'nin neyini küçiiltece- giz. Topu topu 34 ucagunız var. Bu uçak sayısı ile THY ülke ekonomisine katkıda bulunan bu- kurulustur. Türkiye'nin eko- nomik açıdan dövize olan ibti- yacı, bugün de devam etmekte- dir. Dövizin elde edilebilecegi sektörierin başında ise turizm getanektedir. Turizm sektörü için ise hava taşımacılığı temel dayaukbr. Sektörün son iki yddır karşı karşıya kaldıgı so- nulmm aaılmaya çauştıfı dö- nemde THY'nin küçültülmek istenmesinin hiçbir mantığı ve yaran olamaz. THY'nin küçül- tmlmesj tasamıf yerine, döviz kaybına, dolayısıyla savurgan- hga yol acar." "THY'nn küçültnlmesi yeri- •e daha da böyütttlerek gelişti- rfimesini tstryoruz. Ancak bizim istedigimiz büyüme, bugüne ka- dar oldugu gibi kurumun birta- kun kişilere yönetim kurulu üyefigi verilmesi ya da partizan- ca davranışlaria kadrolann şişi- rilmesi biçiminde degil, tersine THY'nin uludararası ahmda re- kabet edebilir düzeye getirilme- sidir." sanayıi sektöründe görüldü. Fiyatlar madencilik sektörün- de yüzde 2.6 oranında artar- ken enerji sektöründe aralık ayında fıyat artışı olmadı. Öte yandan ana harcama gruplan içinde ise 1991 yılı ge- nelinde en yüksek fiyat artışı yüzde 86.8 ile sağlık ve kişisel bakım harcamalannda ortaya çıktı. Fiyat artışlan, gıdada yüzde 80.4, kültür, eğitim ve eğlencede yüzde 74.8, konutta yüzde 69.4, ulaştırma ve ha- berleşmede yüzde 75.1, ev eşyasında yüzde 63.3 ve giyim- de ise yüzde 55.4 oldu. DİE tarafından yapılan he- saplamalara göre 1991 yılında en yüksek tüketici fiyat artışı yüzde 75.4 ile Konya, yüzde 75.2 ile Zonguldak ve yüzde 733 ile Ankara'da görüldü. DİE'nin seçilmiş bazı ıller ıtı- banyla belirlediği tüketici fiyatlan endeksine göre en dü- şük fiyat artışlan ise yüzde 63.9 ile Gaziantep ve yüzde 68.1 ile Bursa'da oldu. Aralık ayında ise en yüksek fiyat artı- şı yüzde 6.4 ile Malatya'da. en düşük fıyat artışı da yüzde 2.6 ile Samsun'da yaşandı. Bölge- ler ıtibanyla 1991'in en yük- sek fıyat artışı yüzde 73.2 ile İç Anadolu Bölgesi'nde yaşanır- ken geçen yıl fiyatlann en düşük artış gösterdığı bölge yüzde 69.3 ile Akdeniz Bölgesi oldu. İstanbul'da enflasyon İstanbul Tıcaret Odası'nın (İTO) 1985 bazh İstanbul Üc- retlıler Geçınme Endeksi'ne göre ise İstanbul'da peraken- Binbaşı (Baftarafi 1. Sayfada) tan Yardımcısı Binbaşı Tahsin Buyukçoban'ın, teroristlerce şe- hıt edildığini belirten Vali Izgi, bir teröristin de silahıyla birlik- te olu ele geçirildiğıni söyledi. Izgi, bolgede çatışmanırr devam ettiğini, Adıyaman, Adana ve Gaziantep'ten takviye kuvvet is- tendiğini sozlerine ekledi. de fiyatlar 1991 yılında yüzde 69.9 oranında arttı. İTO ara- lık aylan itibanyla yıllık orta- lama artışı ise yüzde 72.8 olarak hesapladı. İTO'dan ya- pılan açıklamaya göre aralık ayında İstanbul'da perakende fıyatlardaki artış ise yüzde 4.6 oranında gerçekleşti. 1985 bazlı endekste 1990 yılı aralık ayı artışı yüzde 1.5, yıllık artış ise yüzde 63.9 olarak hesap^ lanmıştı. 1963 bazh eski endekse göre ise 1991 yılında perakende fiyatlardaki yükse- İiş yüzde 67.9, toptan fiyatlar- daki yükseliş ise yüzde 52.6 oldu. Aynı endekse göre aralık ayı artışlan da toptan eşyada yüzde 4.4, tüketici fiyatlannda yüzde 4.2 olarak hesaplandı. İzmir Tıcaret Odası da İz- mır'de aralık ayında toptan fiyatlann yüzde 8.4 oranında arttığını belırledi. İzmır Tica- ret Odası'nın hesaplamalan- göre Izmır'de toptan fiyatlar 1991'in 12 ayında ise yüzde 52. 8'lik bir artış kaydetti. Enflasyon Hikâyesi... (Baftarafi 1. Sayfada) arasında bir sıçrama göstermesi bekleniyor. Gelecek aylar da çok zor. Böylesi koşullarda memurun, işçinin, emeklinin, kısacası bordro mahkûmlannın durumlanndan memnun olmaları çok güçtür. Yakınmalarında haklıdırtar. Enflasyonun yüz- de 60, yüzde 70'lerde seyrettiğı bir ekono- mik düzende maaş ve ücretler hangi oran- da zam görürse görsün, hayat pahalılığıyla boğuşmak kuşkusuz kolay değildir. Peki, bu ülkede enflasyon hikâyesi ne za- man noktalanacak? Bu soruya şimdilik lyimser bir yanıt verme olanağından ne yazık ki yoksunuz. Bunun için koalisyon hükümetinin istikrar programı- nı beklemek gerekiyor. Ama bir nokta kesin: Enflasyonu bir yaşam biçimi olmaktan çı- karabilmek için herhangı bir sihirli formül bul- mak söz konusu degil. Enflasyonu önce de- netleyıp sonra da düşürebılmek için, önce- likle devletın ayağını yorganına göre uzatma- sından başka çare yok. Bu amaçla da: Kamu finansman açığı, bütçe ve KİT açık- larını kapatabilmek... Devlet harcamalannı kısmak... KİT'leri politik etki alanı dışına çı- kartarak adam etmenin yollarını aramak ve özelleştirme konusuna çok ciddi biçimde eğilmek... Devletı akıllıca küçültmenin yolla- rını aramak... Vergıyı mutlaka düşünmek ve vergi gelirlerini kesın olarak arttırmak... Koalisyon hükümeti bu açılardan siyasal kararlılığa sahip mi? Para basmayı ne ölçü- de önleyebilecek? Bunun için gerekli mali di- siplini kurabılecek mi? Devlet harcamalan- nı denetim attına alırken, vergı gelirlerini, ön- gördüğü gibi bir yıl içinde reel olarak yüzde 20 arttırabilecek mi? Harcamayı kısıp vergi- yi yükselttiği zaman, kopacak gürültüye di- renebilecek mi? Yoksa değişik çevrelerden gelecek gümbürtü üzerine yine banknot mat- baasını çalıştırma yoluna mı sapacak? Koalisyon hükümetinin kurmaylarının üç yıla yayılan istikrar programıyla ilgili çalışma- ları sürerken, gündemlerini hiç kuşkusuz bu sorular oluşturuyor. İşleri kolay değil. Ama enflasyonun üstüne eğer yine yarım yamalak önlemlerle gidilirse, gereği yapıl- mazsa, bu kez kapımızı çalacak olan üç ha- neli hıper-enflasyondur. Bunca yıldır sürekli "acı ilaç" içirilen, ama yine de enflasyondan kurtulamayan toplum kesimleri, hiç olmazsa bu ke*z düş kırıklığı- na uğramasalar. istanbul'da patlayıcıdeposu bulundu Şişli'deki bir depoda ele geçirilen patlayıcı yapımında kullanılan maddelerin fotoğrafı gazetecilere gosterilirken, başka bir operasyonda ele geçirildikleri açıklanan iki kişi, malzemeleri gostererek "Bunlarla bizim ilgimiz yok" dediler. (Baftarafi 1. Sayfada) len kişilerin sorgulanmn ta- mamlanmasından sonra İstan- bul Devlet Güvenlik Mahkeme- si'ne (DGM) sevk edilecekleri açıklandı. İstanbul'da çeşitli operasyon- lar düzenleyen Terörle Mücade- le Şubesi ekipleri tarafından Şiş- li Fulya Mahallesi'nde bir depo- da, toplam 3 bin 200 kilo ağır- lığında patlayıcı yapımında kul- lanılan kimyasal madde ele ge- çirildi. Sol bir örgüte yöneh'k olarak sürdürulen operasyonlar sonucu bulunan bu depoda, 90 adet 11x7 ebadında bomba dışı kabı, iki kutu dumanlı ve du- mansız barut, 220 adet 7.62 mi- limetre çapında fişek, iki adet Amerikan yapımı saldın el bombası, dört adet (MKE) ya- pımı saldın el bombası, çok sa- yıda hazırianmış pankart, pan- kart hazırlamada kullanılan plastik şablonlar ele geçirildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear