18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2ZJ<YLÜL 1991 KENTYAŞAM HURİYET/17 >UGÜN • Başbakan Mesut Yılmaz, saat 10.00'da PTT Sanatoryurn ve Hastanesi'nin Geriatri Servisi'nin açıhşını yapacak. • Marmara Belediyeleri ve Boğazları Birliği'nin olağanüstü encümen toplantısı saat 14.30'da Kartal Belediyesi'nde gerçekleşecek.gerçekleşece EKTUP • Taksim La Martin Caddesi'nde 3 günden bu yana elektrik yok. llgililere 3 günden bu yana bildirmemize karşın atlatılıyoruz. Arıza var deniyor, ancak arıza bir türlü giderilemiyor. Sorunu çözümleyecek "en yetkili"yi biz bulamadık. Bir de buradan seslenelirn dedik, belki ilgilenilir. 'Yoisıcduk, rüşvet ve tecavüz' suçlaması Görmezlerden protestotstanbul Haber Servisi — Körler Federasyonu'nun bazı yöneticilerini "yolsuzluk, rüşvet ve tecmvttz" olaylanna kanş- makla suçlayan çeşitli Körler Derneği yönetici ve üyeleri dün federasyon binasına siyah çe- lenk koydu ve federasyon tüzü- ğünü yaktı. Protesto eylemi sırasında, Türkiye Görmezleri Eğitim ve Himaye Derneği, Altınokta Körler Derneği ve Izmir Çağdaş Görmeyenler Demeği adına or- tak bir açıklama yapıldı. Açık- lamada körler üzerinde 40 yıl- dan beri süren istismann fede- rasyondan kaynaklandığı iddia ediliyor. Açıklamada kızlı er- kekli görmeyenlerden oluşturu- lan konser gruplannın çeşitli ilk ve ortaokullara gönderildiği konserlerden elde edilen parala- rın ise dernek yöneticilerinin ceplerine girdiği öne sürüldü. Açıklamada, "Demek yönetici- leri ve organizatörler adı verilen patronlann denetiminde bir tut- sak gjbi çalıştınlan konser gnıp- larındaki kör kızlar sık sık cin- sel tacize muhatap olmuş, ahla- ki bozulma bu gruplann kop- maz bir parçası haline gelmiştir" denildi. Görmeyenler hakkında "utanç verid" imajlann yaygın- laşmasına neden olan okul kon- serlerinin önlenmesi için Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurul- duğu ama bir sonuç alınamadı- ğı vurgulanan açıklamada 3 der- neğin ayn bir federasyon oluş- ^ turmak için birlik oluşturdukla- î n belirtildi. Altı Nokta Körler Derneği, Türkiye Görmezleri Eğitim ve Himaye Derneği ve Çağdaş Görmeyenler Derneği'- nin oluşturduğu "Demoknıtik Kör Dernekleri Birligi"nin (DEKDEBİR) amacı şöyle açık- landı: "DEKDEBtR sırtını mafya- ya dayayan istismarcı federas- yon yöneticilerini ve Dernekler Yasası'nın antidemokratik hu- kümlerini de aşarak görmeyen- lerin hak ettikleri gerçek de- mokratik bir kör federasyonu yaratmak". TÜZÜĞÜ YAKTILAR — Körler Derneği yöneticileri, Federas- yon binasına siyah çelenk koydu ve federasyon (iiziiğünii yaktı- lar. (Fotograf: MEHMET DEMİRKAYA) Elektrik ölüme neden oldu • İSTANBUL (AA) — Güngören'de çocukların girmesini önlemek için evinin bahçesini çevreleyen tellere elektrik veren kişi, 8 yaşındaki bir çocuğun ölümüne neden oldu. Polis yetkililerinden alınan bilgiye göre Ziyapaşa Sokak 3 numaradaki gecekondunun bahçesinde meydana gelen olay şöyle gelişti: Ağn'dan kısa bir süre önce İstanbul'a taşınan Ayyıldız ailesinin ilkokul 3. sınıfta okuyan çocukları Yaşar Ayyıldız, evlerinin yakınındaki gecekondunun bahçesine oyun amacıyla girmeye çalıştığı sırada bahçeyi çevreleyen tellerdeki elektriğe kapılarak öldü. EREKLİ TELEFONLAR • f>*tt* tartat 055 ~ " ~ • ttMjr. 000 • Jartaım: 056 • Z*rta MMrttli: 527 57 00 • 1MTMHUI MMinişi: 172 13 73 -74-75 ve 088 • lad arua: 068 Mmr Adl:077 511 89 18 m * 588 48 00 T*: 534 00 00 (100 hat) T*: 340 01 00 T » n 345 46 80 ŞhlEtfal: 131 22 09 Ttfutaı kkr*ı*K 152 43 00 SSK SaMftyı: 588 44 00 SSK OtaMfilaK 121 77 77 SSK Cfatapt: 358 67 60 • TMffc Tnflk Sriw m.: 176 24 14 (Ist). 356 04 85-86 (Kadıköy) Iç tathr. 573 13 31, D* Itattar 574 73 00 (25 hat), 574 73 00, 574 82 00 (45hat) HABERLERIN DEVAMI ANAP'ta sarsmtı Yılmaz'dan 2 hedef(Baftarafı 1. Sayfada) ğını öne sürdü. ANAP listesin- den istifa eden milletvekilleri, ANAP'ın seçimlerde hezimete uğrayacağını savladılar. Listede- ki yerinden hoşnut olmayan mil- letvekillerinden bir kısmımn da bugün yapacaklan açıklamalar- la, istifalan sürdürmeleri bekle- niyor. Başbakan Mesut Yılmaz, lis- telere olan tepkiler ve istifalar nedeniyle seçim kampanyasını başlatamadı. 30 eylülde Adana1 da yapılması planlanan mitingin iptal edildiği öne sürüldü. Eski- şehir örgütü, ANAP Genel Mer- kezi'ni basarak liste sıralaması- nı protesto etti. İstifa eden milletvekilleri ANAP Genel Sekreteri Mus- Ufa Taşar'ın aday listelerini YSK'ya vermesinin hemen ar- dından milletvekilleri Mehmet BUici (Adana), Halim Aras (Ko- caeli), Sait Ekinci (Burdur) sıra- lamadaki yerlerini beğenmeye- rek istifa etmişlerdi. Dün de Yasin Bozknrt (Kars), Ülkü Söylemezoglu (K.Maraş), Metin Yaman (Erzincan), Ali Şakir Ergin (Yozgat), Nizamet- tin Özdogan (Elazığ), M-AH Ka- radeniz (Giresun), Aycan Çakı- roguUan (Denizli), Reşit Uiker (Istanbul), M.Zeki Uzun (To- kat), Mehmet Kahraman (Erzu- rum), Ahmet AlUntaş (Muğla), Ayhan Uysal (Çanakkale), Va- hap Dizdarogju (Muğla), Metin Balıbey (Afyon), Mehmet Deli- ceogiu (Adıyaman), Hamdi Öz- soy (Afyon), Hikmet Biçentürk (Içel), Ömer Faruk Macun (Zonguldak) aday listesinden çe- kildiklerini açıkladılar. Yine sıralamada alt sıralarda yer alan Onural Şeref Bozkurt (Ankara), Ercan Vuralhan (An- kara), Sezai Pekuslu (Ankara), Hazım Kutay (Ankara), Reşit ÇeMk (Van) adayhktan çekilmeyi degerlendirdiklerini bildirdiler. ANAP'ta dün aday listelerin- den çekileceklerini açıklamak amaayla yapılan basm toplan- tılannın ilİcini ANAP Grup Baş- kanvekili Yasin Bozkurt ile mil- letvekilleri Ülkü Söyiemezoglu, Zeki Yavuztürk, Metin Yaman, Ali Şakir Ergin, Nizamettin Öz- dogan, M. Ali Karadeniz dü- zenledi. TBMM Basın Bürosu'nda gerçekleştirilen top- lantıda konuşan Söylemezoglu, listelerin alt sıralarında yer alan 108 milletvekilini temsil ettikle- rini, bu milletvekillerinin bir bo- lümünün çekildiklerini, bir bö- lumünün de çekilmeye karar verdiklerini söyledi. Söyiemezoglu, Başbakan Me- sut Ydmaz'ın ülkeyi ve partiyi iyi yönetmek, ekonomik istikrar programı hazuiamak iddiasıyla işbaşına geldiğini anımsatarak "Şimdi daha yapacak çok işimiz var diye diye partiyi hezimete götüriiyorlar" dedi. Partinin "acı bir maglubiyete doğru gittigini" savunan Söyiemezog- lu, ANAP'ın yüzde 26 oya ve 125 milletvekiline razı olduğu- nu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "YSK'ya verilen aday listele- rinde partiyi yıkmak için bir adım daha atılmış. kongrenin kan davası güdülerek tasfiye ha- reketine girişflmişür. Kamuoyu yoklaması, müfettiş milletvekil- leri ve teşkilatın görüşlerine as- la itibar edilmemiş, düşmanca hareket edilmiş, milletvekilleri- ne ve kendilerine destek olma- yan il ve ilçe başkanlan küçük düşnriilmek istenmiş, alay edil- miştir, istisgal edOmiştir. Sade- ce kendilerinin milletvekili ol- ması amacı güdalmöştör. Bü- yük bir vefasızlık ve haksızlık öraeği verilmiştir. Bu nedenle adayhktan istifa etmiş bulunu- yoruz. ANAP'ı çöküntttye gö- tiiren bir tasamıfun içinde ol- mamız, ortak olmamız müm- kün degildir. ANAP'ın bugüne kadar ki başansında en büyük payı olan bizler partimize sahip olmaya kararlıyız. Gelişmeleri dikkatle izleyeceğiz. Seçim son- rası bugünkü yönetimin sebep oidugu yıkıntı ve mağlubiyetin hesabını soracagız. Partimizde kalacağu. Seçim sonrasında olağanüstü kongrede bunun he- sabını sormaya kararlıyız. Kongrede Mesut Bey'e karşı olmanın cezası bu surette fatu- ra edUmiştir. MKYK ve Bakan- lar Kurulu listelerin başına yer- leştirilmiş. Kulüpçülük anlayı- şıyla hareket edilmiştir. Zaten başlangıçta koalisyona razı ol- muş bir parti başkanının kafa- sıyla liste çıkanlmıştır." Söyiemezoglu, milletvekilleri- nin listelerde "dolgu malze- mesi" olarak kullanıldığını sa- vunarak kendisinin ilkokul me- zunlarmın ilk üçte olduğu bir listede yer aJamayacağını ifade etti. Bozkurt bir soruyu yanıtlar- ken Başbakan Yılmaz ile görüş- meye gerek olmadığını, "seç- menlerin bu yönetimin besabı- nı görecegini" söyledi. Bozkurt, "Kongreyi az farkla kazanan- lar. yüzde 49.99'luk tarafı tas- fiye etmişlerdir. Demokrasi ta- rihinde biç bu kadar milletvekili kıyımı olmamıştır" diye konuş- tu. "ANAP yeniden iktidar olursa ne yaparsuıız" sorusunu Bozkurt, "Alkışlar, bravo de- riz. Ama hiç zannetmiyonım" diye yanıtladı. Bozkurt, Yıl- maz'm milletvekiflerinden özve- ri isteyerek "daha sonra değerlendiririz" sözleri için de "Çirkin ve fevkalade amatörce, elma şekeri mi veriyor? Bu onur kırıcı bir davranış" dedi. Söyiemezoglu, Yılmaz'a karşı grubun lider kadrolan olan Yıl- dınm Akbulut, Mehmet Keçe- ciler ve Abdülkadir Aksu'nun liste başı olduklaruun anımsatü- ması üzerine şu gonişleri dile ge- tirdi: "Sayın Akbulut'un ve o mü- cadelede lider ekibin içinde olan birkaç arkadaşın liste başlann- da oluşu birer aidatmaca, o ar- kadaslara karşı kırgınız ve ken- dilerine karşı teessürterimizi bil- diriyoruz. Kendilerinin o liste başlannda kalarak yapılanlan içlerine sindirmemeleri gerekir. Aksi halde bir lider kadro olma- dıklan ortaya çıkar. Ben bunu dün görüştüğüm Sayın Akbu- lut'a da söyledim 'Erzincan'da liste başı olmak size yetiyor mu? Liderlik, zamanı geldiğinde ar- kadaşlarına sahip çıkmaktır. Ben zamanında yaptım, siz de yapabilecek misiniz'. diye sor- dum. ama konuşmamda çekile- ceği izlenimi almadım. Zaten Kececiler ve Aksu da seçim böl- gelerine gittiler." Söyiemezoglu, MDP Genel Başkanı iken partiyi feshederek ANAP'a birlikte geldiği 20 mil- letvekilinin tasfiye edildiğini vurgtıladı. tkinci basın toplantısı ANAP Grup Başkanvekili Onural Şeref Bozknrt, eski Teş- kilat Başkan Yardımcısı Ercan Vuralhan ve Ankara Milletveki- li Sezai Pekuslu, Ankara 3. böl- genin bazı ilçe başkan ve yöne- ticileriyle birlikte yaptıklan top- lantıda adayhktan çekilecekleri- ni söylediler. Bozkurt, "çekil- meyi" değerlendirdiklerini ifa- de etti. Bozkurt listelerin ANAP'ın başarısına engel teşkil edecek tarzda olduğunu ifade ederken Vuralhan başanlı olan bir böl- ge teşkilatınm cezalandırıldığı- m, bölge ile ilgisi olmayan aday- ların üst sıralarda yer aldıklan- m söyledi. Listeleri protesto eden Çam- lıdere İlçe Başkanı Mithat Açık da basın toplantısında "Hiç il- gisi olmadıgı halde Vehbi Din- çerler birinci sıraya konulmuş- tur. Mehmet Demirel kalleşlik yapmış ve ikinci sıraya yerleş- miştir. Bu liste değişmezse se- çimde başka partiye çalışaca- gız" dedi. Listeye alınmayan aday aday- larından Mehmet Akyol ise Mehmel Demirel'i "beynelmikl üçkâgıtçı" olarak niteledi ve "bu listeyle ANAP'ın netice al- ması mümkün degildir" dedi. Listeye alınmayan bir başka aday adayı Hamdi Eriş ise ANAP'a büytik hizmetler ver- diğini, ancak şimdi cezalandınl- dığmı belirterek listeler nedeniy- le ANAP'ın seçim kaybedeceği- ni öne sürdü. Toplantıya katılan ANAP'lı- lar Ankara 3. bölgede listelere yönelik tepkiler nedeniyle 6 il- çe başkanının istifa ettiğini, çok sayıda parti üyesinin de istifa- lannı hazırladığmı öne sürdüler. Ankara Milletvekili Sezai Pe- kuslu adayhktan çekileceğini ifade ederlerken Vuralhan ile Bozkurt durumu bir süre daha değerlendireceklerini ve çekilme eğiliminde olduklarını kaydetti- ler. Kınkkale'de son sıralarda yer alan Hazım Kutay ve Van Mil- letvekili Reşit Çehk de adayhk- tan çekileceğini açıkladı. Anka- ra kontenjan adayı Göksel Ka- layoglu da bugün bir basın top- lantısı düenleyerek istifasını açıklayacak. İstifalar S. sıraya konan Zonguldak ikinci bölge MilletvekiliÖmer Faruk Macun istifa ederek adayhktan çekildiğini açıkladı. Macun açıklamasında "Adaylıgımdan ayrümak zo- runda oldugumu bildirirken partime bir nefer gibi hizmet edecegimi bildiririm. Genel se- çimlerde partimin, bütün gayre- timi gösterip milletvekili aday- lanmızın kazanabilmesi için çalışacagım" dedi. Ömer Macım 21 ekim tarihin- de Anavatan Partisi'nin yeniden iktidar olacağım söyledi. ANAP Muğla MiUetvekili aday listesinde dördüncü sırada yer alan Selahi lyibilir ile altın- cı sırada yer alan Ugur Akarca adayhktan çekildiler. Uğur Akarca'nın ANAP'tan da isti- fa etmesi bekleniyor. Bu arada listelere tepki gösteren Selimiye Belde Başkanı ve belediye mec- lis üyesi Engin Çakır da ANAP'tan istifa etti. ANAP Denizli Milletvekili aday listesinde beşinci sırada yer alan parti kurucularından mil- letvekili Aycan Çakıroğulları adayhktan çekildi. ÇakıroğuUa- rı sıralamayı büyük bir şaşkın- lıkla karşıladığını belirterek "Partiden ve millervekiUiginden istifa etmedim. Çünkü partinin kurucusu ve sahibiyirn. Tavnm zaman içinde belli olacak" de- di. Giresun ANAP'tanüç millet- vekili adayı istifa etti. Sıralama- da 5. sırada bulunan Milletve- kili Mehmet Ali Karadeniz, 7. sırada bulunan eski Belediye Başkanı Soner Karaman ile 8. sırada bulunan eski ANAP İl Başkanı Salih Akgül partileri ANAP'tan ve milletvekili aday- hklarından istifa ettiler. İstifa edenler gerekçe olarak çahşma- yanlann üst sıralarda bulunma- sını gösterdiler. öte yandan Çankırı Kurşun- lu ilçesinin ANAP'lı Belediye Başkanı İbrahim Dogu ve 7 be- lediye meclisi üyesi, aday liste- lerindeki tutarsızlığı protesto ederek partisinden istifa etti. Bu arada alt sıralarda yer alan çok sayıda örgüt üyesinin de adayhktan çekileceği bildiril- di. Ban seçim çevrelerinde de hazırlanan seçim bürolarımn kapatıldığı, ANAP bayraklan ve Mesut Yılmaz posterlerinin indirildiği öne sürüldü. Başbakan Mesut Ydmaz'ın tepkiler nedeniyle Adana'dan planlanan seçim kampanyasını başlatamadığı bildirildi. 30 ey- lül pazartesi günü yapılması planlanan Adana mitingi iptal edildi. Yılmaz, pazartesi günü Adana, Mersin, Tarsus ve ts- kenderun'a gidecek ve çeşitli açıhş törenlerine katılacak. Adayhktan çekilen Adana Mil- letvekili Mehmet Ali BUici, Adana'da mıting düşünüldüğü- nü, ancak listelerin açıklanma- sından sonra ortaya çıkan tep- kiler nedeniyle vazgeçildiğini söyledi. BUici, teşkilatta büyük huzursuzluk olduğunu belirte- rek "Mesut Yılmaz Adaaa'ya gelseydi iki bin kişi toplayamazdı" dedi. ANAP Genel Başkan Yar- dımcısı Halil Şıvgm ise Adana'- da miting yapıhnasmın zaten planlanmadığını belirterek "Bir günde dört Ue gidince miting yapmak zaman açısından müm- kün degil" demekle yetindi. ANAP Başkanhk Divanı üye- leri de örgütün ve milletvekiÜe- rinin tepkileri nedeniyle genel merkez binasını terk ettiler. Adaylık başvuruları suresince genel merkezde yapılan müzik yayını da kesildi. Eskişehir il ör- gütünden yaklaşık 200 kişi dün ANAP Genel Merkezi'ne gele- rek listeleri protesto ettiler. Uzun süre genel merkez bahçe- sinde slogan atan grup "tsmet Oktay degil, Selcuk Ersan'ı is- tiyoruz", "Korktular, korktu- lar başbakanhğa oynamasından korktular" biçiminde slogan at- ülar. ANAP Eskişehir İl Başka- nı Ersan'ı destekleyen grup ANAP'ın aday listesiyle Eskişe- hir'de oy almamn mümkün ol- madığını savundular. ANAP Başkanhk Divaru üyelerinin bu- lunmaması üzerine "Ya geün ya biz geüriz" diye bağıran protes- tocuların binaya girmemeleri için güvenlik görevlileri barikat kurdular. Kahveci'nin açıklaması Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci dün düzenledi- ği basın toplantısında istifa ede- ceği yolundaki söylentilere açık- hk kazandırmasını isteyen gaze- tecilere, "Açıkhk kazandığıza- man açıkhk kazandınnm" de- di. Kahveci, "Bugün (dün) isti- fa edeceğiniz beklentisi vardı" biçimindeki bir soruya, "Ben beklentilere göre tavır almıyo- rum. Biraz bekleyeceksiniz. Ya- rın değil, öbür gün de sayfala- nnızı doldurmanız gerekir. Bek- leyin canım. Çok sabu^sız insan- larsınız. Gazetelerinizin sayfala- nnın boş olduğunu düşündüğü- nüz gün yardıma oluruz" kar- şılığım verdi. Ekonomi Scrrisi — Anava- tan Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Mesut Yılmaz, enf- lasyonu 5 yılda yüzde 10'un al- tına indireceklerini açıkladı. Mesut Yılmaz, bunu gerçekleş- tirebilmek için bütün KlT'leri üç yılda özelleştireceklerini ve eğitimde reform yapacaklarını bildirdi. TÜSlAD'da konuşan Mesut Yılmaz, enflasyonla mü- cadelede, özelleştirmede ve eko- nomik kararlarm sürekliliğinde başarısız kaldıklarını söyledi. TÜSİAD'da kendinden önce konuşan liderlere ustü kapalı eleştirüer yönelten Mesut Yıl- maz, Demirel için "Ağzı kanlı kurt" benzetmesini yaptı. Türk Sanayicileri ve Işadam- ları Demeği'nin (TÜSİAD), "H- deıieri dinkme" toplantılarının dördüncüsünde konuşan ANAP Genel Başkanı ve Baş- bakan Mesut Yılmaz, "2000'li Yılların Türkiyesi İçin" başlığı altında, geleceğe yönehk prog- ramını açıkladı. Demirel, Ece- vit ve lnönü'ye oranla daha ka- labalık bir sanayici ve işadamı topluluğuna hitap eden Mesut Yılmaz, konuşmasımn sonunda "ayakta alkışlandı". Yaklaşık üç saat süren ve zaman zaman önündeki yazıh metinden yarar- lanarak yaptığı konuşmasmda Mesut Yılmaz, ekonomiye ağır- lık verdi. Mesut Yılmaz, geçmiş ANAP iktidarları döneminde altyapı yatınmlanm, yapısal değişimi ve ekonomide istikrann sağlan- masını bir arada gerçekleştir- mek istediklerini belirtti. "Bi- rinci ve ikinci hedefimizde ne kadar başanlı olduksa iiçüncü hedefimizde de o kadar başan- sız kaldık" diyen Ydmaz, Türk- iye'de son 4-5 yılda dünya eko- nomi literatüründe ender görü- len "kronik bir ynksek enflas- yon yaşandıgım" söyledi. Yıl- maz, önümüzdeki dönem için en önemli hedeflerinin "ekono- mide başka bozukluklara sebe- biyet vermeden tedrici bir şekil- de enflasyonu 5 yıl içinde yüz- de 10'lann altına indirmek" ol- duğunu açıkladı. Bunun en et- kin iki yolunu "özeUeştinne" ve "eğitim refonnu" olarak göste- ren ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Mesut Yılmaz, önü- müzdeki dönem içinde bu iki konunun ön plana çıkanlacağı- nı bildirdi. Enflasyonun en önemli nedeninin kamu işletme- leri açığı olduğuna işaret eden Mesut Yılmaz, özelleştirmeyle devletin bu açıklar.dan kurtula- cağını belirtti. Yılmaz, "Azami üç senelik perspektif içinde bü- tün kamu iktisadi teşebbüsleri- ni (KİT) özelleştirecegiz. Ziraat Bankası ve Türkiye Kalkınma Bankası gibi 'kamu hizmeti' agırlıklı bankalann özelleştiril- melerinin 'tedricen' olabUir, ama kamu bankalannı da içine alan radikal bir özelleştirme yapma konusunda kararlıyız, devletin hem sanayiden, hem iş- letmeciukten hem de ticaretten tamamen çekilmesini amaclıyoruz" dedi. Mesut Yıl- maz, enflasyonu düşürmek için vergi geUrlerini arttıracaklanm, bunun için vergi oranlarmı ar- tırmak yerine vergilendirilme- miş alanları, vergi kapsamına alacaklannı ve kayıt düzenini oturtacaklannı bildirdi. Yılmaz, "Bu hatalarımızı tekrariamayacagız" dedi, sana- yici ve işadamlanna ekonomi yönetimi konusunda şu dört "taahhütte" bulundu: 1— Ekonomik kararlarda ke- sinlikle hiçbir şekilde ayrımalık yapıhnayacaktır, ne fırma, ne sektör bazında kaynmcıhk ol- mayacaktır. 2— Makabhne şamil kararlar alınmayacaktır. 3— kararlar diyalogla oluş- turulacaktır. 4— Alınacak kararlarda sü- reklilik, istikrar sağlanacaktır, sık arahklarla kârlarda değişik- liğe gidihneyecektir, yatu-ımcı- lann hesaplanm, kitaplannı ya- pacak zaman tarunacaktır. Liderlere eleştiri Konuşmasmın ilk bölümünde kendisinden önce konuşan siya- si liderlere ve özellikle de ken- disine yakın bir topluluğa hitap eden ve alkış alan Demirel'e isim vermeden yüklenen ANAP lideri Mesut Yılroaz, "Ben pe- şime taktıgım insanlara nurlu ufuklara götürecegini soyleyen lider degilim" dedi. Demirel'in ' "yenikndim" iddiasını da eleş- tiren Yılmaz, şöyle dedi: "tn- sanların hatalarından annmaya çalışmalan gelişmenin temelidir ama toplumu yönlendirme iddi- Türk jetlerî keşif uçuşunda" (Baftarafı I. Sayfada) Mektupta, Irak'ın, BM'nin Irak'ın kitle imha silahlannın tespit ve imhasıyla yetkili özel komitesinin başkanı Rolf Eke- us'un Bağdat'a gelerek "mevcut dunımun çözüme kavuştunıl- masma" yardıma olmasından memnunluk duyacağı ifade edil- di. Mektupta, Ekeus'un 48 saat içinde Bağdat'a gelmemesi du- rumunda, Irak'ın kuşatma altın- da tutulan BM araştırma ekibi gotürmeden önce tüm belgelerin kendi yetkililerinin katılımıyla kaydının çıkanlmasında ısrar edeceği kaydedildi. Irak'ın mektubunda, "Irak yetkililerinin iki tarafın birlikte kaydetmedigi hiçbir belgenin ge- çerüligini tanımayacagı" da be- lirtildi. Batılı kaynaklar, Irak'ın bu hareketinin anlaşmazlığın gide- rilmesi için umut verici olduğu- nu belirttiler. Güverdik Konseyi Başkanı Fransız temsilci Meri- mee, Irak'ın BM Büyükelçisi Abdülemir El-Anbari'den mek- tubu aldıktan sonra "Bu bir iler- leme olabUir" derken, tngiltere temsikisi Sir David Hannay da BM araştırmacılarının serbest bıraküması için bir anlaşmaya varıhnışa benzediğini söyledi. Bu açıklamaların yarattığı iyimşer havada dün öğleye doğ- ru BM görevülerinin serbest bı- rakıhnaya başlandığına ilişkin haberler geldi. Ancak bir süre sonra Bağdat- ta tutulan BM heyetinin başka- nı David Kay, bu haberleri ya- lanladı. Kay, dün öğleden son- ra uydu telefon aracılığı ile yap- tığı açıklamada, "Tüm BM gö- revlileri halen gözaltında tutul- maktadır. Hiçbiri serbest bıra- kılmadı" dedi. Kay'ın bu açıklaması Üzerine yumuşamaya yüz tutan gergin- lik tekrar tırmanışa geçti. Bağdat'ta gösteri Irak'ın başkenti Bağdat'ta BAŞKENTTEN AHMET TAN (Baftarafı 1. Sayfada) "Ne yapalım diyorsunuz, kıs- mette, Mehmetçik'in Berlioz yo- rumunu dinlemek de varmış." Bando, Cumhurbaşkanı Özal Ue Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev'in birer adım öne çıkmalanyla çalmava başhyor. Çalan ne Ayışıgı Sonatı ne de Beriioz'un Senfonisi. Mehmetçiğin "tıss bapp.. üss bap'ianndan çıkan müzik, ka- pdardan, kulaklardan ırak, dü- pedüz "Enternasy onal Marşı J' Enternasyonal'i başta Ozal, TBMM Başkanı Erdem ve Ge- nelkurmay Başkanı Orgeneral Güreş olmak üzere esas duruş- ta dinliyoruz. Enternasyonal gecenin pembe buğusuna kızıllık katıyor. Sovyet Milli Marşı'nı Kaza- kistan Ulusal Marşı, onu da bi- zim Istiklal Marşımız izliyor. Üç marşın birden hazırolda dinlenmesi. dudaklan kurutu- yor. Ama şampanyalar iki cum- hurbaşkanının konuşmasından sonra. Kazak Cumhurbaşkam'na gösterilen Ugi ve yakınhk, Baş- kan Busta'u kıskhndıracak bo- yutlarda. Ama, Cumhurbaşka- nı Özal da devletin en yüksek- lerindeki siyasetçi ve bnrokrat konuklar da aym düşüncedelen "Helal olsun. Hiç degilse bu bi- zim akrabamız. Aynca komü- nistlikten de vazgeçtiler. Kızılor- du'nun darbesini de yigitçe bas- tırdılar. Yani özetle hem Türk kökenlUer hem de hür teşebbüs- çüler. Yedikleri tavuklu talaş börek- ieri, bonfiiekr, haşlanmış sebze- ler, dilber dudaklan, bülbül yu- vaları ve fıstıklı dürümlerle, iç- tikleri altın köpük şampanyalar- la, sade kahveler helal olsun... Özal, sanıyoruz, bu duygular- la yemek konuşmasına başladı. Kazaklara Türk olarak "kültür, tarihsel miras ve akrabalık bag- ları Ue bağlı" oldugumuzu an- lattı. Sonunda da "kalplerde, zihin- lerde hep bize yakın olmuş" ak- rabamız, Kazaklara saglık ve afiyet, mutluluklar diledi. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, bu ko- nuşmadan ve akrabalık sıcaklı- gından fazla etkilenırriş görün- medi. Kendisinin Kazakça koau- şacagını umanlan, böylece ortak dil mirasındaki sözcüklerle he- yecanlanmayı bekleyenleri düş kınklıgına uğrattı. Nazarbayev, Rusca konuştu. Çeviriyi Sovyet sefaretinden bir Sovyet diplomat yaptı. "Akrabamız" Nazarbayev bir Kazak gibi değil, bir Sovyet dev- let adamı gibi konuştu. Tüm Sovyetler Birliği'nin esenligini düşünen onun için kaygılanan bir izlenim veriyordu. Yeltsin- den sonra tüm Sovyetler'in en güçlü adamı olarak kabul edil- mesi boş yere degildi. Arabulu- cu olarak gittigi Karabag bölge- sinde tanık oMugu talihsiz olay- lan anlatırken kaygısının yalnız Kazakistan'ın degil, tüm Sovyet cumhuriyetlerinin esenligi oldu- ğunu ortaya koyuyordu. Nazarbayev, lafını baglarken yanındaki Özal'a hafifçe döne- rek "Bize gösterdiğiniz ilgiyi, ço- kuluslu Kazakistan halkına gös- terilen bir sevgi olarak karşılıyoruz" dedi. Bu "çokuluslu Kazak halkı" lafı da nereden çıknuştı? Bu lafa yalnızca Özal degil, sanınz herkes taküdı. Örnegin, saygıdeger bir açıkyüreklUikle "1940'lardan beri Turancıyım" diyen masa arkadaşunız AJpte- mur Kılıç. Ama Nazarbayev haklıydı. Çünkü Kazakistan'da halkın yalmzca yüzde 39.17'si Kazakü. Geriye kalan yüzde 60'ı Rusiar, Almanlar oluştunıyordu. Bu gerçeği "yanlışlık olmasın" diye, Ankara'daki Sovyet Büyükelçi- ligi, not halinde çeşitli yerlere fakslamıştı. BüyükelçUigin faks notu berhalde Özal'ın eline gec- memisti. Bizim Dışişleri Bakanlığın- dan yetkililer ise Nazarbayev- in "çokuluslu Kazakistan halkı" deyimini gayet gerçekçi bulduk- lanm söylediler. Bu yetkililer, bi- ze Sovyetler'deki Türk kökenli cumhuriyetlerle Türkiyenin iliş- kilerini "iyi komşuluk sorumlulugu" çerçevesinde yü- rütülmesi gerektiğini söylediler. Bu "sorumluluk "ta, "Pan- Türkizm" ve "tslamcı radikalizm" gibi akımlann güç- lenmesini önlemek büyük bir yer tutuyor. Dışişlerinin, Sovyetler'deki "Türk cumhuriyet lerle UgUene- cek bir yapılanmaya yöneldigi bih'niyor. Bu amaçla başında kı- demli bir büyükelçinin buluna- cagı bir genel müdürlük oluştu- ruluyor. Bu bölgelere ekonomik, tica- ri. kültürel ataklar planlanıyor. Siyasal düzeyde ise bir "model" oluştunnak hedefleniyor. Dışişleri aynca siyasi partiler düzeyinde bu cumhuriyetlerde- ki siyasi oluşumlann desteklen- mesinden yana. Türkiye'nin yak- laşımında, "Atatürkçülük, laik cumhuriyet modeli" açısından bu cumhuriyetlerle UişkUerde çok boyutluluk önem taşıyor. Konuk cumhurbaşkam, prog- ramda olmadıgı halde Çanka- ya'daki yemege gelmeden önce SHP lideri tnönü Ue göriişmek istedi. Bu görüşmede Nazarbayev, Özal'ın ANAP'ından ziyade, tnönü'nün SHP'sine daha yat- kın bir anlayışta olduğunu orta- ya koydu. Nazarbayev, şöyle dedi: "Eski koraünist arkadaşlaria görüş birtigindeyiz. Artık sosyal demokrat yolda yürümek istiyo- ruz." tnönü, "Öyleyse sizin Sosya- list Enternasyonal'e üye olmanız gerekecek" dedi. Nazarbayev, bunu çok istediklerini belirterek Inönü'nün destegini istedi. SHP lideri ise Kazakistan'ın eski komünist, yeni sosyal de- mokratlaruun Sosyalist Enter- nasyonal'de üyeliklerini destek- leme sözü verdi. Kazakistan Cumhurbaşkam Nazarbayev, önceki günkü tem- salannda da Çankaya'daki pem- be buğulu gecede de "akraba- hk"tan çok, "sosyal demokratlıgım" vurgulamak is- tedi. dün binlerce okul öğrencisinin katüdığı ABD karşıtı gösteri dü- zenlendi. Göstericiler, Amerika ve Irak'taki BM heyetini kmayan sloganlar attılar. Göstericilerin taşıdığı bir afişte, "Irak halkı, Birleşmiş Milletler Heyeti Baş- kanı Amerikah David Kay'ı lunar" yansının bulunduğu göz- lendi. Cumhuriyet'in Adana Büro- su'nun haberine göre Irak'ın BM görevlilerini engellemesiyle başlayan gerginlik, Incirlik'teki Çekiç Güç*ün bir anda hareket- lenmesine yol açtı. Koalisyon güçler arasında yer alan Türk Hava Kuvvetleri'ne ait savaş uçaklanmn da Irak semalann- da "keşif uçuşu" yaptığı bildi- rildi. Körfez Savaşı sonrasında or- taya çıkan "Irak'ın nükleer gü- cü sorunu", BM görevlilerinin engellenmesi üzerine gerginliğe dönüşünce tncirlik Üssü de olası bir saldırı için hazır hale getiril- meye başlandı. Daha önce de açıklandığı gibi askeri kara gü- cünün azaltılması işlemi tncirlik bağlantıh olarak dün de devam etti. Silopi, Batman, Diyarbakır üçgeninde bulunan "Müttefik Görev Kuweti"ne rnensup ülke- lerin askerleri önce tncirlik'e gel- diler, bir bölümü daha sonra ül- kelerine döndü. ABD kaynakla- rından alınan bilgiye göre 33'ü sivil olmak üzere koalisyon gü- cünün hava, kara ve deniz un- suru dün biraz daha azaldı ve sayı 4.544'e indi. Ahnan bilgiye göre müttefik görev kuvvetinde 3.134 askerle ABD ilk sırayı ahr- ken, onu sırasıyla Fransa (398), Türkiye (374), Ingiltere (302), ttalya (176) ve HoUanda (127) iz- liyor. Irak'ta ortaya çıkan BM gö- revlileri krizine bağlı olarak bir süredir yaşadıgı hareketliliği art- tıran lncirlik Ussü'nden gece ya- nsı da çok sayıda savaş uçağının havalanarak Irak semalanna yö- neldigi gözleniyor. Amerikan kaynaklarından Müttefik Görev Kuvveti adına yapılan bu uçuş- lara, Türk Hava Kuvvetleri'ne bağlı F-16 savaş uçaklanmn da katıldıgı öğrenildi. Körfez savaşı sırasında ABD savaş uçaklany- la Irak sınırına dek uçmakla ve havada yakıt ikmali yapmakla yetinen Türk F-16'lann Kuzey Irak'taki "keşif uçuşları" daha çok A-10'larla birlikte oluyor. Milli Savunma Bakanı Barlas Dogu, ABD Başkanı Bush'un, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in savaş sonrası taahhü- dünü yerine getirmemesine ceva- bının "Blöf degil, çok ciddi" ol- duğunu belirterek, "Saddam di- renirse bu gerçek sonu olur" de- di. asında olanlann tutarlüıgı bu- lunmalıdır. Çag degişti. Biz de kendimizi yeniledik diyebiliriz ama eger bir defa siyasette tu- tariılık kuralından sapıp opor- tünizme girdiginizde inandıncı olamazsınız. 1991'in Türkiyesi'- nde hâlâ böyle bir tutuma prim verecekse biz 1940'lann 'Bu ül- keye komünizm gelecekse onu da biz getiririz' diyen Ankara Valisi'ni aşamamışu demektir." Öteki siyasi partilerin de bir zamanlar karşı çıktıklan serbest piyasa ekonomisini, dünyadaki gelişmelerden sonra, şimdi sa- vunmaya başladıklannı beürten Mesut Yılmaz, "Bu siyasi par- tiler patenti bize ait politikalar- la Türkiye yi daha iyiye götüre- cegiz iddiasındadırlar. Bu iddi- alannda inandıncı olamazlar. Sayın lideri fazla dddiye almak- ta mümkün degildir ' dedi. Yıl- maz, konuşmasımn bir başka yerinde ise Ecevit'in kullandığı "halk sektörii" deyimi için "ne idügü belirsiz" sözünü kullan- dı. Yılmaz, özelleştirmedeki hata- larını şöyle açıkladı: "Bizim en önemli deneyimi- miz kamu işletmelerinin rehabi- litasyonu diye bir şeyi olamaya- cağını anlamış olmamızdır. Biz teknik bir sorun olarak yaklaş- tık ve özeUeştirmede başanlı olamadık. Şimdi özelleştirme- nin her şeyden önce siyasi karar- lılık olduğunu biliyoruz" diye konuştu. Başbakan Mesut Yılmaz, Sovyetler Birliği'ndeki gelişme- lerden sonra lOO.mjlyona varan "soydaşıyla" ve 1 milyar "din"- daşıyla", ekonomik önderliği yakalamış bir Türkiye'nin AT'- ye doğal olarak katılacağını söy- ledi. Yılmaz bir başka soruya karşılık verirken de eğitimin "ikiliğe yol açmadan" belli bir standart içinde yeniden düzen- lenmesi gerektiğini söyledi. Eği- timde ayncalık yaratan dini okullar konusunu, 100 binlerce mezun genci toplumda küçük düşürmeden, "sessiz sedasız ama etkili tedbirlerle çözmeyi" amaçladıklannı belirten Yılmaz, imam hatip okullannın yaban- cı dille eğitim yapan Anadolu li- seleri statüsüne dönüştürülme- sine başlandığını ve 10 kadar okulda bunun gerçekleştirildiği- ni bildirdi. ve (Baftarafı 1. Sayfada) konuşmasında belki de seçim kampanyasının bir küçük mode- lini sundu. Önce yavaştan baş- layan, ilerledikçe ilgiyi daha çok çeken ve asıl darbeyi finalde vu- ran bir yöntem bu. öyle ki, Yıl- maz'ın 3 saatlik konuşmasımn ilk yarısı hiçbir şey söylemeye- ceği kanısı uyandmyor. Enflas- yon ve özelleştirme vurgulan da- ha sonra geliyor. tsa'dan 500 yıl önce yaşamış Ezop'un büyükler için yazdığı masallardan birin- den yapılan ve seçimde asıl ra- kip olarak gördüğü Demirel'i "agzı kanlı kurda" benzetmesiy- le bitiyor konuşma. Ardından, önce yerlerinde daha sonra (ön- ce Ali Koçman'ın kalkmasıyla) ayakta dakikalarca süren alkış geliyor. Nedeni fınaldeki bu benzetme mi, yoksa konuşma- nın içinde geçen açıklamalar mı? Belki de ikisi de olabUir. Yıl- maz'ın, Nurullah Araç'ın çeviri- sinden aktardığı Ezop'un "masalı" şöyle: "Kentin yönetiminden uzak- laştmlmış eski bir kurt, yeni ni- metler için yüce ilah Zeus'a yal- vanr. Der ki 'ben bu kentte gel- miş geçmiş en güçlü; en akıllı varlıgım. Talih beni buralara it- ti. Ey yüce Zeus! Bana bir fır- sat daha ver ve beni yeniden kente gönder- Zeus acıyarak es- ki kurdu kente yollamış; kendi kendine düşünmüş ve demiş ki 'Bu eski kurdu epey yükselttik; bakalım huyu degişti, tamahın- dan vazgeçti mi?' Zeus'un lütfuyla dönen eski kurt, bıraktıgından çok farklı bir kent bulun ne yapacagını şa- şınr. Karnı acıkmıştır; ilk gör- düğü dükkândan içeri girer. Bu- rası bir demirci dükkânıdır. Raf- larda yiyecek aranır. Eline gecir- digi "ege"yi yalamaya başlar. Bir süre sonra, agzı kanlar içinde kalır. Aynadaki kanlı manzara- sını görünce övünmeye başlar. Görüyor musun yüce Zeus, ne kadar güçlüyüm; demirin bile kanını akıtıyorum..."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear