18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURtYET/14 15 EYLÜL 1991 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN Devlet Meteoroloji Işleri Ge- ne! Müdürlüğü'nden aJınan bilgiye göre, yurdun kuzey ke- simleri parçalı bulutfu, öteki yerter açık geçecek. HAVA Sl- CAKLIGI: Değişmeyecek. RÛZGÂR: Kuîey ve doğu yön- lerden orta kuvvette esecek Denizlerde, Akdeniz'de günba- tısı ve lodos, Güney Ege'de yıldız ve karayel, öteki denız- lerde yıldız ve gündoğusun- dan 2-4 kuvvetinde saatte 16-21 deniz mii hızla esecek. Van GMü'nde hava, açık geçecek. Rûzgâr kuzey ve dogu yönlenjen hafif esecek. Görüş uzakJığı 10 km. dolayında bulunacak. Adapazarı Adıyaman Afyon A«n Ankara Anafcya Antaiya Artvın tylın Balıkesr Bdec* Bıngöl Bnfc Botı Bursa Çanattaie Çorum DeneJ A 34° 20° Oyartatar A 26">12°6*me A 35° 22° Erzıncan A 29° 10° Emjnım A 27" 12° Esioşetaf A 30° 13° Gaaamep A 31° 23° Gıresun A 30°20°Gunû$taieA A 2*°15°H*ldn A 34° 18° Isparta A 29° 10° Istanbul A 28° 11° Iznıır A 31° 15° Kare A 26° 11° Kastamonu A 26° 12° Kayswı A 28° 10° KırMarei A 29°18°Kooy» A 29° 5°Kutahya A 33° 17° Maötya 34° 16 Manısa 31° 12° K Mara$ 3O°12°M«sn 26° 8°Mu«la 30° 9°Mıs 33° 18° t»Ode 2<°18°O(*ı 27° 8°Fta 3O°15°Samsun 31°12°Sıırt 25° 18° Smc* 31°15°Sıv3S 2S° 8°le«daO 26° T>Tntxon 30° 8°1ünce<ı 30°12°Uşak 30° 13° Van B 32° 13° Zonouldak A 32° 18° A 34° 19° A 30° 22° A 30° 17° A 30° 13° A 25° 11° A 24° 17° A 25° 17° A 33° 16° A 25° 21° A 28° 16° A 25° 6° A 24° 16° A 32° 18° A 30° 12° A 27° 12° A 27° i r A 22° 7° A 14° açık buiutlu aslı /? *-*;ı k B-buluUu G-gûneslı K-tart S-sıs* Y-yaûmurtu BULMACA 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Afyondan elde edilen ve spazm gi- derici, idrar söktürü- cü, tansiyon düşürü- cü olarak kullanılan alkaloit. 2/ Dil dev- riminin ilk yıllannda bdediye anlamında kullanılan sözcük... Kesin. 3/ Kirli... Bil- gi ve erdem bakı- nundan olgunluk. 4/ Ender, seyrek... Ster- linin yüzde biri de- ğerindeki para. 5/ Parkinson hastalığı- nın başhca belirtisi olan, otomatik hareket yeteneğinin kaybolması. 6/ Halk edebiyaünda uyağa verilen ad... Bir nota. 7/ Dağdan inen sel... Ku- şaktan kuşağa geçen kahtımsal öğe. %/ Etkisiz, işe yaramaz... Izmir'in bir ilçesi. 9/ Sinema fılmlerinin sanat, eğitim ve kültür amaçlan göz önün- de tutularak toplandığı ve korundu- ğu kurum. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Geminin arkası... Adale. 2/ Yüksek bir makama sunulan raektup ya da dilekçe... Gelecek. 3/ lskambil oyunlannda, bir oyuncunun o elde oyuna katılmayacağını belirtmek için kullan- - dığı sözcük.. "Karh — ormanında / Yüruyonım geceleyin / Ef- kârlıyım efkârlıyım / Elini ver, nerde elin" (Nâzım Hikmet). 4/ Bir zaman birimi... AJımel Haşim'in bir şiir kitabı. 5/ Eski- den Filistin topraklarına verilen ad. 6/ Diizenli olarak ekim ya- pılan arazi... Baryumun simgesi. 7/ Tombi'.l Teyze, Hacıağa gi- bi tiplerin yaratıcısı ünlü karikatürcümüz... Damla hastaüğına verilen bir başka ad. 8/ Verme, ödeme... Köydeki işlerin elbirli- giyle bitirilmesi. 9/ Afrika'da bir ırmak... Dogma. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Ankara ekspresi ELEKTRıK MOTÖRLERi ve IEZGAH1.AKI S A T I E de V E R E S İ Y E S A T I L I R 15 EYLÜL 1931 Ankara ile Istanbul arasında cuma, pazartesi ve çarşamba günleri olmak üzere seyrü sefer eden ekspres katarlan bugünden itibaren kaldınlmaktadır. Evvelce her gün öğleden sonra saat 14.8 de hareket eden trenin saati de değiştirilmiştir. Bu tren badema aksamları 18.S te hareket edecek, hem posta ve hem de ekspres vazifesini görecektir. Evvelce 14.8 de hareket eden tren ertesi günü 7.55 te Ankara'ya vâsıl olmakta idi. Badema, 18.5 te hareket edecek trenler ertesi günü saat onda Ankara'ya vâsıl olacaklardır. Ekspres katarlan Ankara - Haydarpaşa yolunu on dört saatte aldıklan halde bundan sonra hem posta ve hem ekspres vazifesini görecek olan tren aynı mesafeyi on altı saatte katedeceklerdir. Fizik ilimleri kursu Fiziki ve tabii ilimler kursu bugun açıldı. Kursa 100 muaJlim iştirak etmektedir. Maarif Vekili Esat E kursu küsat ederken maarif hayaümız ve tatbikat hakkında mühim bir nutuk soylemiştir. Vekü B. uzun nutkunda hulasaten demiştir ki: "— Orta mektepler ve muallim mekteplerimizde fen derslerini vermekte olan muhterem arkadaşlanmı şeyk ve memnuniyetle selamlarun. Size burada fen derslerinin ehemmiyrtini uzun uzadıya izaha lüzum yoktur, yalruz şunu arzederim ki mekteplerimizde talebemizde mill î terbiyeyi tarsin edecek kuhür derslerinin en müsmir bir tarzda tedrisi bizce ne kadar mültezem ise fen derslerinden beklediğinıiz gayeleri elde etmek te o kadar mütezemdir;' 30 YIL ÖNCE CumhurİYet Yassıada kararlan 15 EYLÜL 1961 Tarihi Yassıada davalannın kararları bugün açıklanacaktır. Bugünkü nihai oturumda Yüksek Adalet Divanı Başkanı Salim Başol, bugüne kadar bakılmış olan 19 davanın 592 sanığı hakkında alınmış olan kararları tefhim edecektir. Bugünkü duruşmaya bUtün davalann sanıklan getirileceklerdir. Bu arada, daha önce tahliye edilmis olan sanıklar da duruşmada hazır bulundurulacaklardır. Yüksek Adalet Divanı Başkanı, kararların sadece cezai müeyyidelerle ilgili "hüküm" kısmım okuyacağından, karar duruşmasının bir tek oturumda sona ereceği anlaşılmaktadır. Bu suretle 14 ekim 1960 gününden bu yana 203 dunışma gününü işgal eden davalar sona ermiş olacaktır. 1600 sayfa tutan karar gerekçesi, karann açıklanmasından hemen sonra sanıklara, avukatlara ve basın mensuplanna dağıtılacaktır. Kararın tefhimini müteakip Yassıada davalan ile ilgili haberler, Milli Birlik Komitesi Irtibat Bürosu tarafından yayınlanacak bildirüeı çerçevesinin dışına çıkamıyacaktır. Bugünkü tarihi duruşmada Yüksek Adalet Divanı'nın bütün asil ve yedek üyeleri ile Iddia Makamını işgal eden Başsavcı ve muavinleri tam kadro ile hazır bulunacaklardır. Bu önemli oturum için ilgililerce gerekli bütün emniyet tedbirleri alınmış bulunmaktadır. Salim Başol GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Körfez'de ani tırmanış 15 EYLÜL 1990 Basra Körfezi'nde gerginlik yeniden tırmanmaya başladı. Irak askerleri dün Kuveyt'teki Fransa, Belçika ve Kanada büyükelçilik konutlanna zor kullanarak girip içeride bulunanları gözalüna aldılar. Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand,, "Bu bir saldındır, buna karşıhk vereceğiz" dedi. ABD ve Avustralya savaş gemileri, dün ilk kez Basra Körfezi'nde bir Irak tankerine ateş açarak durdurdular. Kafııre »•*-?' DÜNYA'DA BUGÛN Amstertam Amman Afena Bafrtt Bvcetora Ç Bertn Boraı Brûksel Budapeffi Cenavre Cezayır OcMe Dut» Frartdurt an» Hrtsmta Kahir» Kopenhag Kttı A 18° A 30° A 28° A 38° A 25° A 17° A 25° A 18° A 20° A 18° A 20° A 17° A 29° A 38° A 39° A 19° A 31° Y 12° A 31° A 17° A 20° A 34° Lemngrad Londra Madnd MHano MontreaJ Mosteva Mürah NevYorfc 0 * Pans Praa FSyad Roma Sotya Şam TelAm lbnus Y 11° A 20° A 29° A 18° Y 12° A 19° Y 15° A 22° A 17° A 39° A 21° A 27° A 33° ş Vtoıed* Vıyara A 16° A 19° A 18° Mâstmgton - - Zûrih A 17° TARTIŞMA Işler de varV Tebliğ, "Türkiye Kahveciler, Kıraathaneciler, Büfeciler, Esnaf ve Sanatkârlan Federasyonu" ile yapılan ortak çalışma sonucunda, karşılıklı mutabakat sağlandıktan sonra yayımlanmıştır. Gazetenizin "Tartışma" sütununda, Sa- yın Zülküf Kanat'uı "Maliye Bakanlığı Uğ- raşacak Iş Bulamayınca" başlıklı yazısını üzülerek okudum. Çünkü Sayın tartışma- cı, Bakanhğımın kahvehanelerle ilgili dü- zenlemesini nereden edindiğini bilemedi- ğim, eksik bilgilerle eleştirmektedir. Hatta Sayın Kanat eleştirisinde o kadar ileri git- mektedir ki, "... akşam rüyasını gören ya da bir kahvehanede çay içip, belli bir sebep- le kaveciye kızan, sabah uyandığında bu- nu bir tebliğ haline getiren bir kimsenin fer- di düşüncesidir" demekten kendisini ala- mamaktadır. Anlaşıhyor ki, Sayın Kanat Bakanlığımın bu tür çalışmalan nasıl yapd- dıgından da habersizdir. Merakım gıder- mek için hemen belirteyim, Sayın Kanat'- ın eleştirdiği Tebliğ, "Türkiye Kahveciler, Kıraathaneciler, Büfeciler, Esnaf ve Sanat- kârlan Federasyonu" ile yapılan ortak ça- hşma sonucanda, karşılıklı mutabakat sag- tendıktan sonra yayımlanınısür. Hatta one- ri adı geçen federasyondan gdmiştir. Ge- len öneri Bakanlığımca da uygun görüldü- ğü için ortak çalışrna eleştirilen tebliğ ile so- nuçlandınlmıştır. Sayın Kanat eleştirisinde kendisini haklı kılmak için bir de örnek vermektedir. "Bir iş hanının bir köşesine kurulmuş ve o hana ait işyerlerine birer çay veya bir meşrubat götüren küçücük kahve ocağı, çayı götür- meden önce sözü edilen fişi düzenleyecek ve çay tablası ile birlikte götürecektir..." Sayın Kanat öncelikle şunu öğrensin ki, örnek verdiği "küçücük kahve ocağmın" geliri de "küçücükse" hiç belge düzenleme- yecektir. Çünkü yılhk hasılatı 20 milyon li- rayı aşmayan mükelleflerin kazançlan gö- türü usule göre vergilenmektedir. Şa.vet "küçücük" diye tanımladığı kahve ocağı- nın yılhk hasılatı 20 milyon lirayı aşıyorsa her mükkellef gibi o da belge düzenleyecek- tir. Ancak çay ocaklarının düzenleyecekleri belgeler, Sayın Kanat'ın belirttiği gibi kar- bonlu, çift örnekli değil. İş kapasiteleri iti- bariyle gerçek usule geçen bu mükellefleri- miz sinema bileti gibi, dip koçanlı fış kul- lanabileceklerdir. Dipkoçanlı fiş kullanma- nın ise herhalde bir zorluğu yoktur. Kaldı ki, çay ocaklan belge basımı için yaptığı rnasrafm tümünü de gider yazabilmektedir. Öte yandan çay ocaklan satışlarını sadece maliye için değil, satış yaptıkları müşteri- leri için de belgelemek durumundadırlar. Geçmişte bunu marka veya benzeri usullerle yapıyorlardı. Getirilen düzenleme ile uygu- lamaya yasal kimlik kazandırılmıştır. Sayın Kanat yazısında, Bakanhğımı bu konu dışında da suçlayarak, Bakanhğımın "deveyi hamuduyla" yutanlarla uğraşma- dığını söylemektedir. Sayın Kanat belki bil- meyebilir veya anlamayabilir. Ancak Saym Cumhuriyet okuyculanna şunu açıkca ifa- de edeyim ki, Maliye Bakanlığı olarak her türlü vergi kayıp ve kaçağının üzerine ka- rarlıhkla gidiyoruz. Bu konudaki kararlı- hğımızı herkesin çok iyi bilmesini istiyo- rum. Maliye Bakanlığı, Türkiye'nin en güç- lü denetim kadrolanna sahiptir. Her düzey- deki denetimiyle de bu konudaki kararhlı- ğmı kanıtlamıştır. Eteğerli Cumhuriyet oku- yuculan için, Bakanhğımın denetim sonuç- lannı özet olarak sunuyorum. ADNAN KAHVECt Maliye ve Gümrıik Bakanı Yü 1985 1986 1987 1988 1989 1990 InceleneD Yükümlü Sayı 66.681 66.550 80.264 51.495 47.225 108.085 Saygılarımla, 1 2 3 4 9 • tncelenen Matrah Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon Trilyon 230 157 950 093 287 969 Milyar Milyar Milyar Milyar Milyar Milyar TL. TL. TL. TL. TL. TL. 1 1 6 Farkın Bulunan Fark Trilyon Trilyon Trilyon 294 498 764 953 933 258 Milyar Milyar Milyar Milyar Milyar Milyar TL. TL. TL. TL. TL. TL. Bulunan lncelenen Matraha OTSDI ^o 98 <R)129 % 26 % 31 % 45 % 63 12 SAATTE HAZIR HEM DE TAKSİTLE ÛLÇÜ 80x80 150 150x7 KABIN MODELİ DUS TEKNESI KUVET ÛNÛ KUVET'IN 2 CEPHESI PEŞINAT 155000- 130.0OO- 166.00a TAKSIT 4x155000 4x130.000 4x166000 TDPLAM 775000- 650.000- 830.00ft • FiyatlarımH eloksal renge göre verilmiştır. • 5 yıl servıs garantısıyte olçu ve montaj ücrelsızdir * Istanbul'un her yerine servisimız mevcuttur * Toplu siparişlerinıze özel indlrim uygulanır. Stariuş Zırve Yapı Malz San ve CHş Vc. Ltti Ştı Urvnüdur MAĞAZA: Çamltk Cad. No: 32/B Yayla/Bahçelıevler Tel: 557 82 93 • 557 36 78 Fax: 556 44 27 FABRİKA: 506 46 48-49 506 97 88 MİMAR, MÜHENDİS ve MÜTEAHHİTLERİN DİKKATİNE BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU BİLGİSÂXAR PROGRAMCILIĞI PROGRAMI Üniversitemize bağlı Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Programcılığı Programı tara- fından 1 Ekim 1991 tarihinde, aşağıdaki kurslar açılacaktır. UYGULAMAL1 ANALÎST PROGRAMCI ÇOK KULLANICILI SİSTEMLERDE KURSU YAZILIM GELİŞTÎRME KURSU Süresi: 8 ay (250 saat) Kurs Gruplan: a) Salı-Perşembe (9.OO-13.OO) b) Cumartesi-Pazar (9.00-13.00) Kurs Programı: Bilgisayara Giriş ve DOS COBOL DBASE III + Işletim Sistemleri Sistem Analiz Proje Kursa katılacaklann en az lise mezunu olmaları gerekmektedir. Süresi: 3 ay (100 saat) Kurs Gruplan: a) Pazartesi-Çarşamba (9.00-13.00) b) Cumartesi-Pazar (9.00-13.00) Kurs Programı: Unix tşletim Sistemi FOXBASE ile Yazüım Geliştirme Proje Kursa katılacaklardan en az lise mezıınu olmaları ve DOS ortamında Dbase, Foxbase, Clipper veri tabanı dillerinden herhangi bir tanesi ile program yazabilmeleri şartlan aranmaktadır. Kursu başanyla bitirenlere "sertifika" verilecektir. Başvunılarm şahsen, kimlik, 2 resim ve diploma ash veya sureti ile birlikte aşağıdaki adrese yapılması gerekmektedir. Adres: Boğaziçi Universitesi Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Programcıhğı Programı, Hisar Kampus. BUgi için: 165 97 72 163 15 00 / 306 veya 307 B a s ı n : İNGİLİZCE BILMEMEK EKSİKLİKTİR Bu duşunceyı paylaşan ınsanlara 15 yıldır hızmet verıyorum Saat Ucreti: 25.000 TL. • Koleı oğrencılerı • Doçentlığe hazırlananlar • Ve yetışkınler ıçın (Gene. Ingılızceı 349 34 47 Sahibinden 91 yapımı 5.10 m Sürat teknesi Ciass 5000, ihtiyaçtan acilen satılık Tel. 559 12 61 18.00'den sonra ABLA ARANIYOR 8 ve 10 yaşlarında çocuklanma rehber olabilecekseniz arayınız 347 36 31 İLAN MERSİN- 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1989/275 Davacı Hatice Bilyesi, vek. Av. Zekeri>-a Kayselçuk tarafından da- vahlar Yusuf Sınm vs. aleyhine açılmış bulunan Izale'i şuyu davası- nın yapılan dunışması sonunda: Mersin-Bahçe mahallesinde kain ve tapunun 72 pafta 345 ada ve 8 parselinde kayıtlı gayrimenkulün ta- raflar arasında taksimi mümkun olmadığından satılarak ortakhğının giderilmesine karar verilmiş olup iş bu karar ilan tebligatı yapılama- yan davalılar, Cevdet Özüşen, Süleyman Özüşen, Yusuf Sırım, Yuk- sel Gunaydın, Etem Avni Günaydın, Emine Günaydın, Ahmet Sınm, Yusuf Pesen Münire Erdoğdu, Semiha Dakka, Suleyraan Uruç, Be- hiye Uruç, Nazlı Karabe>'e Yargıtay yolu açık olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 49332 SAKARYA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ Dosya No: 1987/869 - 1991/144 Davacı Ismet Altınel vekili Av. Cengiz Guven tarafından Mehraet Meriç vs aleyhlerine açılan ortakhğın giderilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda mahkememizce verilen 20.2.1991 tarih ve 1987/869 esas 1991/144 karar sayılı Uaraı ile davalı Halis Akbaş hak- kındaki davanın husumet yönünden reddine, dava konusu Sakarya, Adapazan, Akıncılar Mh. 68 pafta, 175 ada, 73 parselde kayıtlı ta- şınmazın umum arasında açıkartürma ile satılarak bedeli uzerinden ortaklığın giderilmesine karar verilmiş olup adresi meçhul Kemal Eki- ci'ye karar tebliğ edilemediğinden işbu karann ilan tarihinden 1 haf- ta sonra davalıya tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 49279 KARAR ÖZETİ Dosya No : 1991/334 E, 1991/373 K. Karar tarihi : 31.7.1991 Mahkemesi : Çanakkale Sulh Ceza Mahkemesi Cemal ve Arife oğlu, 1967 D.lu Çanakkale Merkez, Akçalı köyü nüfusuna kayıtlı olup, Çanakkale Cevatpasa mahallesi Velibey Sok. No: 15'te oturur ve aynı yer No: 15 B adresinde yojurt imalatçıhğı yapar Nedim Doğan'ın satışa arz ettigi yoğurdun T.S. 1330 ve G.M.T. 52. maddesine uygun olmadığından, hakkında mahkememizce TCK'nın 398 sa., 3506 sa. Ek 1-2, TCK. 59/2 647 sa 4, 5, TCK 72.402/1-2. maddeleri geregince l.OOO.OOOr lira ağır para cezası, 6 ay süre ile cürme vasıta kıldığı meslek ve san'atının ve ticaretinin tatili- ne, 14 gun işyerinin kapatılmasına karar verilmiştir. 3.9.1991 Basın: 35443 İLAN BURDUR 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1991/58 Davacılar Kadriye Zorlu, Mehmet ve Alaaddin Cura, Aysel Uslu- er ve Fatma Nur Beşevli tarafından açılan gaiplik davasında: Davacıların kardeşi tsmail Cura'nın 7-8 yıl önce kaybolduğu bil- dirildiğinden, Burdur - Karasenir Mah. nüfusuna kayıtlı Mustafa Şük- ni oğlu Yaşar'dan olma 1338 doğumlu gaip İSMA1L CURA'yı bilen ve tanıyanlann ilan tarihinden itibaren BİR YIL içinde mahkeme- miz dosyasına bilgi verilmesi İLANEN TEBLİĞ OLUNUR. Basın: 49287 ANKARA NOTLARI MUST4FA EKMEKÇİ Bitmeyen Dava 'Cumhuriyet Dergi'nin bu hafta çıkan sayısında, Nadir Na- di'nin Hasan Ali Yücel'e yazdığı bir mektup var; Hasan AN Yücel, Nadir Nadi'ye, 'Davam' kitabını yollamış, o da bir mek- tupla teşekkür ediyor. Mektubu, Hasan Ali Yücel'in kızı Ca- nan Eronat verdi; Sami Karaören'le, Lütfü Tınç'a gönderildi. Nadir Nadi, orada Hasan Ali Yücel'e "Dava'nız yalnız sizin değil, neslimizin davasıdır. Bu itibaıia size hak vermeyen ka- rann acaipliğine şaşmamak lazımdır" diyor. Hasan Ali Yü- çel, 1947 yılında, Kenan Öner aleyhine açtığı davada, Ankara Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde, başlangıçta davayı ka- zanamamıştı. Hasan Ali Yücel haMıydı, sonunda Yargrtay aşa- masında, haklılığı ortaya çıkmıştır. Ancak dava iki yıl dallanıp budaklanacak, davanın sonunda kazanan Hasan Ali Yücel olduğu halde, kamuoyunda kazanmış sayılmayacaktır. O yıllar, İstanbul Milletvekili olan Mareşal Fevzi Çakmak, Başkanı bulunduğu sırada, bir milli eğitim bakanının, ko- münistleri koruduğunu öne sürmüştür. O sıralar, Bakanlık- | tan ayrılmış bulunan Hasan Ali Yücel, Mareşal Çakmak'a, iki kez mektup yazarak "Bu komünistleri koruyan Milli Eği- tim Bakanı'nm kim olduğunu" sormuştur. Mareşal Fevzi Çak- mak, yanıt vermezken Demokrat Parti'nin İstanbul İl Başka- nı olan Savunman Kenan Öner, Yeni Sabah gazetesinde bir acıklama yaparak "Komünistleri koruyan Milli Eğitim Ba- kanı'nın Hasan Ali Yücel olduğunu" ileri sürmüştür. Hasan Ali Yücel, bunun üzerine Kenan Öner ile Yeni Sabah gaze- tesi aleyhine davalar açmış, dava yılan öyküsüne dönmüş- tür. Hasan Ali Yücel'in savunmanı Bülent Nuri Esen'di. Kenan Öner'in tanık olarak dinlettiği, ırkçılıktan yargılanmış kimi ki- şiler, Hasan Ali Yücel'i suçlayan -çoğu dedikodulara- daya- nan Ifadelerinde, mahkemeyı bir çeşit politika alanına çevirmek istemişler, bunda da başarı sağlamışlardır. Hasan Ali Yücel, duruşmalarda yapayalnız bırakılmıştır. O zaman du- ruşmalan izleyen Ali Dündar, şöyle dedi: —Hasan Ali Yücel, duruşmalara gelirken koruması yok- tu. Duruşmalar, Anafartalar'daki Adliye Sarayı'nda olurdu. Sa- lon tıklım tıklım dolardı. O zamanki ırkçılardan, DTCF öğrencisi Osman Yüksel Serdengeçti, bir sürü avenesini top- lar gelir, Hasan Ali Yücel'i, protesto ettirirdi. Hasan Ali Yü- cel'in, emniyette görevli olan Karadenizli bir hemşerisi Komiser Ferit Hacaloğlu, pir aşkına duruşmalara gelir, Ha- san Ali'yi, beklenmedik saldırılardan korumak isterdi... Hasan Ali Yücel'in açtığı davada, onu suçlayarak ifade ve- ren tanıklardan kimilerini burada açıklarsam, davanın neden yılan öyküsüne döndüğü hemen anlaşılır. Tanıklardan kimi- leri şöyle: Nihal Atsız, Orhan Şaik Gökyay, Mehmet Külahlı, Necdet Sancar (Nihal Atsız'ın kardeşi), Ahmet Ellez (ırkçılık-Turancılık davasından yargılanan Atsız'ı 'şef balleyen kişi), Necdet Öz- gelen (ırkçılık-Turancılık davasına karışmış), Alpaslan Tür- keş (ırkçılık-Turancılık davası sanıklarından), Nurullah Barıman (o da öyle), Ali Mustafa Soylu, Hüseyin Namık Orkun, Os- man Yüksel, Zeki Sofuoğlu, Hikmet Tanyu, Selahattin Ertürk, Haluk Karamağralı, Sait Bilgiç, Ziya İlhan, Emin Soysal, Ze- ki Mesut Alsan, İbrahim Sururi Ermete... (Çoğunun ne oldu- O zamanki basının gerici kanadı, bu dava dolayısıyla Ha- san Ali Yücel'e yüklenir, Hasan Ali Yücel'i, savunmak üzere ifade veren birkaç kişi vardır: Nabi Dinçer, Nurulah Ataç, Ferit Alnar. Hasan A'i Yücel, yalnız bırakıldığını da görmüş, sine- ye çekmiştir: —Benim için iki deli tanıklık etti! der. Çünkü o havada, Hasan Ali Yücel'i savunmak deliliktir! Hasan Ali Yücel'in 'koruduğu' ileri sürülenler, neden mah- kemeye gıdip tanıklık ederek "Hayır; Hasan Ali Yücel bizi ko- rumadı!" dememişlerdir; buna bugün de şaşmaktayım! Bir Sabahattin Ali, o zaman çıkardığı 'Marko Paşa' gülmece ga- zetesinin 11. sayısmda, "Kenan Döner*in marifetleri" başlı- ğiyla yayımladığı yazıda, özetle şöyle demiş: "Şimdi adı kızıla çıkarılan Insan Haklarını Koruma Cemi- yeti'nin yarı yolda dönen kurucularından Kenan Döner, bu sefer de Turancıların oyuncağı olmuş, 'Yeni Sabah'da, aklın- ca mareşali korumak için, bir yazı neşretti. Kafası çok daha berrak ve şuurlu işleyen mareşalin, böyle çürük avukatlıkla- ra ihtiyacı olduğunan şüpheliyiz. Fakat artık selametle dü- şünemediği anlaşılan Kenan Döner, hiç olmazsa tamamiyle cahili olduğu hususlarda susmalı. Yoksa Marko Paşa'nın sa- hibinden bahsettiğı satırlarda olduğu gibi üç satırda altı de- fa saçmalamak gibi gülünç hallere düşer..." Yakın dostları Hasan Ali Yücel'in bu davayı açmasından yana değillerdir. Köy Enstitüleri'nin kurucusu İsmail Hakkı Tonguç, davayı açmasının yararlı değil, zararlı olacağı kanı- sındadır. İsmail Hakkı Tonguç'un oğlu Engin Tonguç, 'Umut Yolu' adlı yapıtının 107. sayfasında olayı şöyle anlatıyor: "Babam, Yücel'in Kenan Oner'le olan tartışmasını mah- kemeye götürmesine de karşıydı. Milli Eğitim Bakanlığı'nda yapmış oldukları on yılhk çalışmaların eleştirilerinın tek hâ- kimli bir mahkemede yargı konusu yapılmasını doğru bulmu- yordu..." 1946'dan sonra, zamanın Cumhurbaşkanı İsmet Paşa da, Hasan Ali Yücel'i bırakmıştı. Yücel gibi Tonguç da görevin- den uzaklaştınlmış, Yücel'in yerine Reşat Şemsettin Sirer gel- mişti. Engin Tonguç, 'Umut Yolu'nun 79. sayfasında, Yücel'in, İsmet Paşa'yla ilgili düşüncelerine yer verir. Yücel, ölümün- den bir iki ay önce: —Onu hiçbir zaman affetmedim, etmem de! der. Tonguç ise 1946'dan sonra. aile arasmda İsmet Paşa'nın adını bir kez anmış, şöyle demiştir: —Onun için politika herşeydir, politikasız yaşayamaz. Po- litikada kalabilmek için de her gerekeni yapar. (Engin Ton- guç, Umut Yolu, sayia 106) Hasan Ali Yücel'in, davayı açmasından yana olmayan yal- nız Tonguç değildir. istanbul'dan geçerken Nahit Hanım'a uğ- ramıştım. Ona sordum. Şöyle dedi: —Hasan Ali Yücel'in o davayı açmasına çok kimse razı re- ğildi. Eşim Halil Vedat Fıratlı'ya, Bülent Nuri Esen başvur- du, onun da dava açması için; eşim Halil Vedat reddetti, "Ben dava açmam!" dedi. Nadir Nadi'nin de 3.12.1947 günlü mektubunda Hasan Ali Yücel'e şöyle yazdığını görüyoruz: "...Bundan birkaç ay önce doktor Muzaffer'in (Muzaffer Şe- rif Başoğlu) evinde "Neden mahkemeye başvurdunuz?" de- diğim zaman bana verdiğiniz cevabın manasını bugün kitabınızı okuduktan sonra, iyice anlamış bulunuyorum. Evet, bir büyük 'davam'ız vardır ve biz bunu hâkimin önünde ka- zanmaktan ziyade, cemiyetimizin bağnnda çözmek zorun- dayız..." Köy Enstitüleri, 'aydınlanma' davası bugün de sürmekte- dir. Bugün de kimi politikacılar. ucuz kahramanlık, halkı uyut- ma politikasının izleyicileridirler. "Köy Enstitülerini yeniden açacağız!" diyen politikacı babayiğit sayılır! Perşembe akşamüstü Köy Enstitülülerden Mahmut Makal, Bekir Semerci, Ali Dündar, Fethi Esendal Hasanoğlan Köy Enstitüsü'ne gittiler. Ben gidemedim. İlginç şeyler görmüş- ler. Makal şöyle dedi özetle: —Gezimiz çok iyi gecti; ağaç işleri, demir işleri atölyesi var; beş yıl, altı yıl orada okuyan çocuklar, bu atölyeleri gör- meden mezun oluyorlar. Eskiden öğrencilerin de eğitim gör- düğü atölyeler bunlar. Şimdi ışlevi değişmiş, sipariş alıyorlar dışarıdan; birtakım maaşlı ustalar, tahta, demir işleri yapıyor- lar. Yani hemen 'Ha' desen, Köy Enstitüsü hazır! Karar veril- se, Köy Enstitüleri hazır. Binaları, işlikleri yıkamamışlar. Ruhu değıştırmek yetti onlara, zaten üst tarafına gerek yok. Konu, bugün de güncel. Çalışanları yermek, çalışmayanları övmek, bizde felsefe haline geldi. Çalışanın değeri bilinmiyor. Çalı- şana hep yükleniyoruz. Çünkü biz, kafalan geriye doğru uyar- lanmış. oy deposuna düşürülen toplumuz. En akıllımız, değirmene yoğurt öğütmeye giden deli durumuna düşürü- lüyor! Mahmut Dikerdemin birtümcesi var, "HariciyeÇarkı" kitabında; "Hasan Ali ile tanıştım, dedim ki; 'Burada da Köy Enstitülerini yıkıyorlar, ama Fransız basını Köy Enstitülerini göklere çıkarıyor' Hasan Ali, 'Gel de bizimkilere anlat, kelle- mi istiyorlar!' karşılığını verdi..."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear