18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27MART 1991 CUMHuRİYET/9 İNSANLAR F Ü S U N Ö Z B Î L G E N G Ö R Ü Ş Dilim Sinema bır hayat değildir. Bir pasta dılımıdır. Alfred Hitchcock RAMAZANDA SU İÇEN ÖĞRETMENİN BAŞINA GELENLER Öğretmene müdür dayağıRAMAZAN'da "ornç tutup tutmama" yıne olay oluyor Tutmayanlara kızanlar, "kâ- fir", "gâvur" dıyenler hâlâ var özal'ın "çagdaşlaşıyonız" dedığı Turkıye'de hâlâ "yobaz" denüebılecek kafalar var. Bır ınsanın düşüncelennden öturu baskı altına alınması hâ- lâ anlaşıhr değil. Hele sağlığı bozuksa, ilaç alıyorsa... Sıze, Erzıncan'ın yeni ılçesı Otlukbeli'nde yaşanan bır ola- yı aktanyonız: Aynur Okur, Otlukbeli Za- fer tlkokulu'nda henuz bir yıl- lık öğretmendir Oruç tutma- dığı için de mudur Kema] Pak'ın şımşeklerinı üzerine çekmıştır. Geçen cuma günü derse gı- recekti Aynur Oğretmen Ko- rıdorda bir bardak suyla ağrı kesici hapını alıyordu. Boşalan bardağı nöbetçı öğrencı, öğret- menler odasına göturmuştu. Mudur, öğrencıyi dovdu ve elindekı bardağı fırlattı Daha sonra, o sırada sınıfına gitrruş olan öğretmen Aynur Okur'u öğrencılerının gözlerı onunde kolundan surükleyerek öğret- menler odasına getırdı. Iddıa- ya göre de sınırını yenemeyen mudur, burada öğretmenı to- katladı. "Bu kopeğe, manyaga haddini bildirecegim" diye ba- ğırdı Okulun hademesı gürültüye koştu ve öğretmenı müdurün elınden zor bela kurtardı. Otlukbeli'nde henüz kayma- kamlık bulunmadığından komşu Çayırlı Kaymakamlığı- na ve cumhunyet savcıhğına başvurdu Aynur öğretmen. Yakınlarına, olayı anlatırken, "Mudur boğazıma sanlmıştı, masanın uzerindeki her şeyi uzerime atıyordu. Hadememiz gelmese>di, beni yara bere için- de bırakabilirdi" dıyordu Soruşturmayı Çayırlı Mıllı Eğıtım Muduru Nevzat Gulte- kin yurutuyor. Kaymakam 0SMAHII PAŞASI KAPICIYA TEPKI 'Sirk maymunu gibı'DOLMABAHÇE sırtların da >enı açılan Svvıss Hotel'ın kapıcısı ve elınde gezdırdığı ikı St Bernard köpeğı Boğazıçı Unıversıtesı oğretım uyelerı Se- lim Deringil \e Selçuk Esen- bel'ı hayh kızdırmış Ikı oğre- tım uyesı oturup bırlıkte bır mektup yazmışlar Şöyle dıyor- lar "Bilindigi uzre 19. >uz\ılda İngiliz somurgesı Hındıstan'da Hınt Maharaja'sı kılık.lı bırta- kım garibanlara meşhur kolo- ni kuluplerınin kapıcılıgı >ap- tırılır, Hintliler kendı memle- kellerinde bu kuluplerden ıçen adım atamazlardı. A>nı minval uzre 1917 Rus Devrimi'nden kaçan Çar ordu- su paşaları Paris ve New Vork otellerinde aynen Swiss Hotel misali gorev almışlardır. Ancak binncisi somurge idi, ikincisı ise devrımdcn kaçan bir soylunun yabancı bir ulke- de somurulmesi. Biz ıse kendi ecdadımız "Pa- şaVıın sirk maymunu gıbi elı- ne iki tane egzotik kopek \e- rip luks bir otel kapıcılığını yaptırıyoruz. 'Vatan-mıllet- Sakar\a-Osman!ı-Musluman" vs. edebiyatında kul bırakmaz- ken lurıstlerin 'eskı Osmanlı arayışına bir Osmanlı paşa uniforması sunulmakta ve İn- gılizin Hintliye, Fransızın Ru- sa yaptığını dışa açılan Turkı- ye yapmaktadır. Bilmem daha fazla bır şe> sojleme>e gerek var mı? Oğretim uyelerinin tepki gosterdigi gonıntu. (Uğur Gunyuz) Svuss Hotel açılmadan ön- ce yapıldığı yer oldukça tepkı gormuştu. "Dolmabahçe Sara- yı'nın arka bahçesine otel olmaz" deniyordu. Tum tepkı- lere rağmen otel yapıldı ve açıl- dı. Şımdı de Osmanlı paşası kıhğındakı kapıcısı ve elinde- kı ıkı kopeğı tartışmaya açılı- yor. 'BİRKAÇ PARÇAYA BÖLÜNMEM MÜMKÖN DEĞİL' Alptemoçin gayet rahat DIŞtŞLERİ Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, oncekı akşam Belçika ve Libya gezı- sını tamamlayarak Ankara'ya dondu. Ali Bozer'den sonra Ozal 1 ın Amerıka gezısınde yenı Dı- şişlerı Bakanı yoktu. Esenboğa'da gazeteciler, Alptemoçın'ın ne dıyeceğını merak edıyorlardı. Boyle bır soruyla karşılaşan bakan, "tedirginlik" duymadığını soy- luyor. "Benim nereden geldi- gimi biliyorsunuz" diyordu. Alptemoçin ne yapsındı, özal yanına yıne Guneş Ta- ner*ıalmıştı Alptemoçın'ın ya- nıtı hazırdı "Herkesin bir gorevi var. Be- nim birkaç parcaya bolunup birkaç verde a>nı anda bulun- mam mumkun degil. Ben go- revlerimi eksiksız ve en iyi şe- kilde yapmaya çalışıvorum. Sa- yın bakanın (Guneş Taner) Camp Davidde Sayın Cum- hurbaşkanımız ile birlikte ol- ması, toplantılarda bulunma- sı ulkemizin menfaatleri açı- sından muspet bir hadisedir diye yorumlamak gerekir. Biz de Dışişleri Bakanı olarak go- revimizi Avrupa'da ve Libya 1 da yerine getirdik." Yam, Alptemoçin, Bozer gı- bı konuyu bir "izzet-i nefis" meselesı yapmıyordu "ÇA6I YAKALAMASINI BILEM BIR YAZARPr Halit Ziya 46. yılında anıldı "Mai ve Siyah", "Aşk-ı Meranu" ve "Kınk Hayatlar gibi romanlann yazarı Halit Ziya Uşaklıgil önceki gece Be- yoğlu Karaca Tiyatro'da anıl- dı. Turkiye Yazarlar Sendıka- sı'nca duzenlenen gece, sendi- ka başkanı ve gazetemiz yazar- larından Oktay Akbal'ın açış konuşması ıle başladı. Halit Ziya'yı anmak ıçın Ka- raca Tıyatro'da bir araya gelen topluluğa seslenen konuşmacı- lar; Cahit Tanyol, Sami Kara- ören, Şukran Kurdakul, Halit Refiğ ve Gulper Refig'di. Cahıt Tanvol, Halit Ziya'yı yazınsal değeri açısından ele aldı. Tanyol, "HaUt Ziya çağı yakalamasını büen bir yazar- dı. O, Tıirk romanının Flau- bert'iydi" dedı. Şukran Kurdakul ıse Halit Zıya'mn bır kahramanı uzenn- de durdu: Ahmet Cemil. Kur- dakul, "Maı ve Sıyah" adlı ro- manın Ahmet Cemıl'ı ıçm "BH tip değişmekte olan bir toplu- mun Osmanlı aydımdır. Başu- cu romanlanmın kahramanla- nndan biridir" dedi Halit Ziya gecesının diğer konuşmacı konukları yazarın "Aşk-ı Memnu" adlı romanı- nı televızyona uyarlayan yönet- men Halit Refiğ ile Gulper Re- fığ'dı. Halit Refiğ, "Mai ve Si- yah'taki Ahmet Cemil'le ken- dim arasında yakınlıklar var- dı. Bendeki Halit Ziya tutku- su Mai >e Sıyah ile gelişti" de- dı. Gulper Refiğ ıse Aşk-ı Memnu'nun bır muzık dıli ol- duğundan söz etti. Gecede tiyatro sanatçılan Şukran Güngor ve Bora Seç- kin yazann yapıtlarından bö- lumler seslendırırken Isa Çelık de Halit Ziya fotoğraflanndan oluşan bir dıa göstensı sundu. YEREL YÖNETİMLER 3. YILINDA Tapuları veremedik' FATMA Girik, 33 yıllık si- nema sanatçısıydı, şımdı bele- dıye başkanlığı görevinı yürü- tüyor. İki yıldır görevde olan Fatma Girik'e, Şişlı halkına söz verdığı şeylenn hangılennı ya- pıp hangılerını yapamadığını sorduk. Yapamadıkları çok azdı. "Valandaşlanmıza lapulannın verileceğini soz vermiştik. An- cak geçmiş donemde yapılan aplikasyon planlannın hatalı ve eksik olması, bazı mahalle- lerde hiç aplikasyon planlan- nın bulunmaması, ayrıca ilgili kamu kunıluşlanndaki burok- ratik gecikmeler nedeniyle şişli nufusunun uçte birini ilgilen- diren ımar planlannı yapama- dık. Bu nedenle çok magdur durumda olan vatandaşlann tapulannı veremedik. Bir sanatçı olarak sinema muzesi yapmak en buyuk ar- zulanmdan biriydi. Ancak ola- naklar elvermedığinden bunu bugune kadar gerçekleştireme- dik. Yine yapamadıklarıuıız- dan biri. içinde her lurlu kul- tur ve sanat etkinliklerınin du- zenlenebileceği bir kultur mer- kezidir." Yaptıkiannın bazılarını ise şöyle sıralıyordu Girik- "Ayazaga gecekondu onleme bolgesinde 100 sosyal konut. Önumuzdeki a> içinde tamam- lanıp anahtariar teslim edile- cek. On adedi otobus olmak uze- re toplam 24 adet hizmet ara- cını kiralama yoluyla aldık. Bu sistem ile araçlar 4 yıl sonra belediyenin olacak. Uzun yıllardan beri ihmale uğrayan ve buyuk bir çevre kir- liliği yaratan derelerin ıslah ca- .lışmalarına başladık. Kadın evi \e sosyal evi hiz- mete koyduk ' Alpaslan Kavaklıoğlu, milli eğitım mudürunün iki tarafı dmlediğıni belırterek şöyle de- dı: "Okul miıduru ifadesinde, ogretmenin kendisine bakarak, gulumseme içinde suyunu iç- tigini, bunun uzerine oğretme- ne 'Terbıyesızlık edıyorsun' de- digini soylemiş. Hoçanım ise suyu ogretmenler odasında de- gil koridorda içügini belirtmiş. Ikı tarafın şahitlerinin dinlen- mesinden sonra olay açıklıga kavuşacak" dıyor Aynur Okur'un kardeşı Ze- ki Okur da kardeşıne yapılan olaydan sonra şöyle dıyordu: "Ogretmenler gerici, çocuk- lar nasıl iiericı olacak? Bugun kardeşimin başına gelen olay yann diger oğretmenlerin de başına gelebilir. Artık tum de- mokrat insanların ve oğret- menlerin bu tur olaylara du- yarlılık gostermesinin zamanı gelmiştir." ALMANYA'YA GÖNDERİLEN TÖRKLER Sosyal günah tohumları Halta sonunda \1ulkı\e- lıler Bırlığı'nde duzenlenen bır toplantıda Yahudılerın tarıhı- nı korumayı amaç edınerek kurulan 500 Yıl Vakfı etkın- Iıklerı anlatıldı Toplantının konırşmacılarından ışadamı lshak Alaton, Osmanlı-Yahudı dosiluğunun 500 sılında'Ata- lardan atalara te^ekkur" nıte- lığını on plana vikararak Tur- kı>e'de kendılennı Turk gıbı hısseden ınsanldrın duyguları- nı yanüttı. Maton, sozu, Almanya'ya gonderdığımız ışçılere getırerek >urıları >o\ledı "1%0'larda yeniden ınşa edilen Almanya için Sirkeci Garı'ndan bando-mızıka ile A\rupava Turk insanı ihraç ettik. Almanlar da bizim işçi- leri bando-mızıka ile karşıladı. Ne vahim bir sosyal gunahın tühumlarını ektigimızı gore- medik. Bugun, butun Avrupa'da ikınci sınıf insan muamelesi goren, ancak Turklugunu unutmak ıstemeyen, Balılı da olmayan bir kitle yarattık. tki ulke arasında boşlukta omur tuketen bir kiile. Bunun çaresi vardı. bu on- 1 lenebilırdi, ama dedigım gibi o gunku aklımız yeterlı degildi. Yabancı sermayeye bakış açısı dardı." UNİVERSİTE Dekanlık DGM'yi solladı DTCF'de turbanlı oğrencıler yuzunden ders yapamayan Prof. Nejat Kaymaz'ın elınden derslerı de alındı Kaymaz'ı en çok uzen de bunu duyan Islamcı oğrencıle- rın 'loknra dagıtması' oldu Turbanlı oğrencıler, Kaymaz hakkında DGM'ye suç duyu- rusunda bulunmuşlardı. DGM'den geçen günlerde fa- kulteye gönderilen yazıda Prof. Kaymaz hakkında ko- vuşturmaya gerek görülmedi- ği kaydediliyordu. Bu durum fakülte yönetımi- nı haylı uzmuş olacak kı yılla- nn hocası hakkında soruştur- mayı bu kez dekanlık açtı. Prof. Kaymaz'ın Dıcle Üniver- sıtesı'ne 'surulmesi' ıçin de ça- baların yoğunlaştığı bildi- rılıyor. UMUT HEP VARDI 14 kardeş TL'RKİYE Aıle Sağlığı ve Planlaması Vakfı "Ber- del"den sonra ikınci bır filmın çekımlerıne başladı "Umut Hep Vardı" adlı fil- mın başrol oyunculanndan Kadir İnanır, filmde yer ahş nedenını "insanlık görevi" olarak nıtelerken kendısının de olayı 14 kardeş olması nede- niyle yakından bıldığını söy- luyordu: "Annem uç ay evvel vefat etmeden önce bana 'Hamıley- ken senı öldurmek ıçın her şe- yı yaptım ama olmadı' demış- ıı Annem Karadenız yöresın- dc bılınen her yöntemı dene- mtş duşuk yapmak ıçın ama öldurmeyen Allah öldurmuyor ışte " HAYVANLAR ISMAİL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHlç AK PİKNÎK PtYALE MADRA 8©J BlR Ç1Z5I ^ ROMAN EÂURA- ) 'A HIZLI GAZETECİ SECDET ŞEN p M/rr usTuNoe PARAVLA APAM OLDUREM SMAYPJR'LAR- AUK AĞAÇ YAŞKEN EĞtLİR KEMAL GÖKHA,\ GURSES V A -Ş ^ /W / A/ buncâ azak(a$t<^n acı GARFIELD JIM DAVIS TARİHTE BUGÜN MUMTAZ ARIKAN 27 Mart MUHR-U HUMAYUNU REDDETMEK UA? 1633"re suaaıv, SOZOKLV MUSTH&I PAŞA, PADifAutAi SADAÜEr OUERlStAll G£Sl Ç£^/gMe< ISTSM t?rı.' 4-9 rAÇiNDA 7XMm Ç.IKAH 2T AHMET IKI S yfL 7 AY- UK rKT/OAG/ SfgASiA/DA S£f SA0SA2AM/ OLMUŞ- TU.SUNLAGOAN HACr ÇAUfi ALİ PAŞA, PAÜıÇA- n/u 8£Ğ£NMEDI&/ 8K P£f^r£EPAeı psdşren/u 8£Ğ£NMEDI&/ 8iK P£fr£EPAeı psd/şrıe MEMEKTE Pl/SEMDıĞ/ /Ç/M GOR£yıMD£N ALtNMtÇ- Tl DAHA £OHRAr IZ AHMET, SADAg£r AJAK4MfMI 80ZOKLU MUST-AFA P4ŞA YA \/E/?MEK ıSTEPığ/ Sl- #ADA, UAAUİ-A1AP/K g/#ÇEy OLMUfru gOZOKLL/, SU- YUK gtR CESAZE7ZE, ESK/ SAP£AZ4MIM gu Sog£~ VE DAHA LAY/K OL&uSuMU D£ĞıÇT-/ÇtLMEM££r GE- Ğ SOYt-EMlfrt. ÇOK S/AjıÇLFA/EH PAPrŞAH, 2M gL4HUK£gM / P£ ^rE
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear