18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 MAKT 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 j "Taviz verilmesin" • ANKARA (UBA) — DYP Erzurum Milletvekili ve Genel İdare Kurulu (GIK) üyesi İsmail Köse, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı ABD gezisine çıkmadan önce Kürt ve ' Kıbrıs konusunda taviz vermemesi konusunda uyardı. Köse, "Kürt konusu da Kıbrıs konusu da milli bir olaydır. Dolayısıyla gizli kapaklı yapılacak görüşmeler sonucu verilecek birtakım tavizler milletimizi rahatsız edecektir" dedi. DYP Erzurum Milletvekili İsmail Köse, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ABD'ye yapacağı gezide Başkan Bush'la Kıbrıs ve Kürt sorunlarıyla ilgili görüşmeler yapacağı yolundaki haberlere değinerek Özal'ın bu konuda mutlaka milletin ve yüz yuze görüşmese de tum siyasi parti liderlerinin duşüncelerini değerlendirmek zorunda olduğunu söyledi. Erdoğan:Suç işleniyor • ANKARA (AA) — SHP İstanbul Milletvekili Ali Haydar Erdoğan, adliyelerde evrak satılması işlemi hakkında Danıştay'ca "yurütmeyi durdurma" kararı alınrnasına rağmen, buna cumhuriyet başsavcılarınca uyulmadığını ve suç işlendiğini öne surdü. SHP'li Erdoğan, Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanhğı'na verdiği önergede, basılı evrak almayan , vatandaşların davalarının kabul edilmediğini kaydederek "Bu, yargının onuru ve bağımsızlığını ve guvencesini zedelemiyor îye, sordu,. SHP'li ba^kan görevine döndü • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Hacıbektaş'ın SHP'li Belediye Başkanı Ali Eğer, düşürüldüğü görevine Danıştay kararı ile dondü. Eğer, yıllık çalışma programının belediye meclisinde yetersiz bulunması nedeniyle başkanlıktan düşürülmüştü. Danıştay Idari Dava Daireleri Genel Kurulu, Eğer'in itirazı üzerine yaptığı inceleme sonunda, "Hacıbektaş Belediye Ba$kanı'run görevini gereği gibi yerine getirmediği, kötüye kullandığı ya da kamu yararı gözetmediğine ilişkin hiçbir ciddi kanıt bulunmadığına" karar verdi. Oybirliği ile ahnan kararda, "Belediye başkanının yıllık çalışma raporunda, belediye meclis üyelerini yanıltıcı herhangi bir beyanın bulunmadığı, Meclis'in başkanın çalışmalarını haklı ve tarafsız ölçülerle değerlendirmediği anlaşılmaktadır" denildi. "SHP yetersiz" • ANKARA (UBA) — Sincan Belediye Başkanı Aziz Gursoy, SHP Genel Başkanı Erdal İnönu ve Genel Sekreter Hikmet Çetın'e birer mektup göndererek Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Korfez krizi sonrası gündeme getirdiği Kürt sorunu konusunda SHP'nin yetersiz kaldığını belirtti. "Demokrasi mücadelesinde öncüluğu sağ partilere kaptırdık" diyen Gürsoy, bu konudaki tutarsız yaklaşımlarla SHP'nin Kürt düşmanı bir parti olarak gösterildiğini belirterek bunu önlemek için konunun tartışılarak çozüm uretilmesini ve "ülkesel bir konsensus" sağlanmasını istedi. Canver'den eleştiri • ANKARA (UBA) — HEP'ten istifa eden Adana Milletvekili Cüneyt Canver, Kürt sorununda SHP. DYP ve DSP'nin gerici bir politika izlediklerini savundu. "Özal, Kürt sorununu gündeme getirmeseydi kimsenin getireceği yoktu" diyen Canver, "Inönu'nun Saddam'ın yerine Talabani ile gorüşmesi gerekirdi" dedi. "Kürtsorunu" hakkında Cumhuriyet'e görüşlerini açıklayan Inönil' Çözüm demokrasi ve ref ahÜMİT ASLANBAY ANKARA — SHP Genel Başkanı Erdal İnönü. "Kürt sorununu" değerlendirirken, ço- zumün "demokrasi içinde refa- hı sağlamaktan" geçtiğini ifade etti. SHP lideri "Kürt sorunu" üzerindeki sorularımızı şöyle ya- rutladı: — Ortadoğu'da ve komşumuz Irak'ta istikrarsızlık surerken, Tiirk hükümetinin bölgedeki Kürt örgutleri temsilcileriyle gö- rüşmesini nasıl değerlendiri- yorsunuz? tNÖNÜ — Ben daha çok bir iç politika meselesi diye değer- lendirmek istiyorum. Sayın Özal'ın butun uğraşı anladığım kadarıyla anayasayı değiştir- mek, yeniden cumhurbaşkanı seçilebilmek. Buna yönelik pek çok davranışı oluyor açık ya da kapalı. Tabii bu arada cumhur- başkanlığı vazifelerini de yapı- yor, ama iç politika kaygıları on plana çıkıyor. Kurt temsilcileriyle Turkiye- den insanlann göruşmesinde ya- dırganacak bir şey yok aslında. Fakat burada başka bir "ince- lik", özellik var: Irak'ta bir ayak- lanma hareketi var. Irak rejimi- ne karşı bir halk ayaklanması var. Kürt ve Şii unsurlar, belki de başka unsurlar da Irak reji- mine karşı bir ayaklanma yuru- tüyor. Bu ortamda Turkiye cumhurbaşkanının resmen "böyle bir girişim oluyor" de- mesi, "herkes karışıyor biz de karışınz" demesi, Irak'ın içişle- rine müdahale anlamına geliyor. Hiç bir ulke bunu yapmıyor. Amerikan hukümeti. muhakkak ki oradaki isyancılarla göruşü- yor. Ama Başkan Bush çıkıp resmen "biz isyancılarla ilişki içindeyiz" demiyor. Çünku be- lirli bir dikkat ve itina şarttır uluslararası ilişkilerde. — Talabani, Türkiye'de silahlı mucadele yürüten PKK'yı da "yurtsever bir örgut" diye nite- liyor. Kürt örgutleri arasındaki bu konsensus, Turkiye açısından ne getirebilir? Bu örgütlerin Özal'ın açıklamalarını "bir adım" diye değerlendirdikleri de soylenebilecek amaçtır. Milli- yetçilik zayıflayan bir akımdır. Yerü miiliyetçi akımlar ortaya çı- kıyor, ama artık kaçınılmaz bir biçimde dunya birliğe gidiyor. Biz görecek miyiz bilmiyorum, ama dunya devleti kurulacak herhalde? Avrupa, Karadeniz, Akdeniz birlikleri, Latin Ame- rika'da böyle şe>ler var, Pasifik var... Ama dediğim gibi bu na- sıl olacak? Demokrasi içinde re- fah seviyesi yükselerek, savaş- anadilin ortak olması bir kültü- rel bağdır. Biz örneğin Ortaas- ya'daki Turklerle ne kadar ko- lay ilişkiye geçebiliyoruz. Ama dikkat çeken bir nokta da var: Orta Asya'daki Türk cumhuri- yetleri, yapılan referandumda birliği korumak için oy kullan- dılar büyük oranda. Bu da be- nim soylediğimi doğruluyor. Bi- zimle ilişkiye bayılıyorlar, biz de bayılıyonız ama sınırlanmızı de- ğiştirmek söz konusu değil, ge- Milliyetçilik zayıfladı 'Aynı dilleri konuşan insanlar ayrı devletlere dağılmışlarsa bunları tek bir devlet içinde toplayalım' duygusal bir fikirdir. Eskiden Turancıhk vardı, o da böyle bir şeydi. Milliyetçilik zayıflayan bir akımdır. Dünya birliğe gidiyor. Bu nasıl olacak? Demokrasi içinde, refah seviyesi yükselerek, savaşmadan. Sınırları zorla değiştirmek, bırakılması gereken bir düşüncedir. Aklı başında olanlar, barış ve demokrasiyle yaşamaya çalışıyorlar. Oportünist .vaklaşımlar Bir ülke. dış politikasını başka bir güçlü ülkenin talimatına ya da ona hoş görünerek yürütemez. Başka devlete ekonomik olarak bağlanmak demek, eninde sonunda bize verilecek paya başkasının karar vermesine razı olmak demektir. Tarihte hep böyle olmuştur. Yani kendi gücünle aldığın şey, her zaman daha çoktur. Ben oportünist politikalan kimseye, vatandaşa da ülkeye de tavsiye etmem. Geçicidir. biliniyor. tNÖNÜ — Evet, bu da işin bir başka yönü. Siz böyle kural dışı davranışlara girerseniz, baş- kalanna da boyle davranma fır- satı veriyorsunuz. Ama önce işin içeriğine bakmakta yarar var. Once bunu anlatmaya çalışayım: Ben buna olmayacak bir şey di- ye bakıyorum. "Aynı dilleri ko- nuşan insanlar ayrı ayrı devlet- lere dağılmışlarsa bunlan tek bir devlet içinde toplayalım" duygu- sal bir fikirdir, duygusal olarak madan olacak. — Banş ve demokrasi der- ken, Türkiye'nin üzerine düşen ne? İNÖNÜ — Kültürel kimlik... Bunu derken baskıları ortadan kaldırmak, bunları rahat rahat ortaya koymak. İşte anadilinizi konuşun, şarkılannızı dinleyin, okuyun, yazın. Ama 'sınırlannı- zı başkaları ile birleştirelim' der- seniz, o zaman savaş olur. Eko- nomik ilişkileri arttınn. Tabii ekonomik ilişkileri arttırırken rek de yok. — Sizce bunun aksine bir gi- diş Turkiye için bir tehlike do- ğurur mu? İNÖNÜ — Ben size bir tehli- ke geleceğini sanmıyorum. Çun- kü o çıkmaz bir yoldur. Bugun bu isyan hareketini yürütenler de bir gun Irak'ta nüfuz sahibi olurlarsa orada duraeaklardır. Bizim Kürt kökenli vatandaşla- rımızla birleşmek amacıyla sı- nırları ortadan kaldırmak için savaş yoluna gitmeyeceklerdir. — Son günlerde revaçta olan bir görüş var: 'ABD dünya po- litikasına tek başına ağıriığını koymuştur. ABD'ye uygun po- litikalar üreunek gerekir' diyen konjonktürel politikalar var. Siz ne diyorsunuz? İNÖNÜ — İşte bunlar opor- tünist ve fırsatçı yaklaşımlar. Oportünizm ve fırsatçılığın ka- rakteri aynıdır, ama gorünum- leri değişir. Yanlıştır. Bir ülke dış politikasını başka bir güçlü ül- kenin talimatına ya da ona hoş görünerek yürütemez. Tabii ki ona uygun ittifaklar yapıhr, ama ittifaklarda, işini bilirsiniz, taah- hutlerinizi bilirsiniz. Ona göre durumunuzu ayarlarsınız. Yani bunu vaparken çıkarlarmızı bi- lirsiniz, dunya nimetlerinden ona gore pay almayı hesaplarsı- nız. Bu yapılmalıdır da... Ama 'bir büyük ülkenin yanında gö- rünerek mi dunya pastasından çok pay alırız, yoksa kendi ken- dimize diğer ülkelerle iyj ilişki- ler kurarak mı yaparız! İlk gö- rüş kısa vadede bazı şeyler sağ- layabilir, ama uzun vadede ben inanıyorum ki bir devlete bu şe- kilde bağlanmak, bizlere insan olarak da Ulke olarak da itibar sağlamaz. Çünkü başka devlete ekonomik olarak bağlanmak demek, eninde sonunda bize ve- rilecek paya başkasının karar vermesine razı olmak demektir. Tarihte hep böyle olmuştur. ön- ceden iyi gelen sonradan yetme- miştir, sonuçta az olduğunu gör- muştür. Yani kendi gücünle al- dığın şey, her zaman daha çok- tur. Mesele budur. Ben oportü- nist politikalan kimseye, vatan- daşa da ülkeye de tavsiye et- mem. Geçicidir. Semra Özal: Politika virüs gibi BEKLENMEYEN ZIYARET — Semra Özal'ın il binasına gelişi ANAP'lılar için sürpriz oldu. (Fotoğraf: AA) Cindoruk, anayasa değişikliğinin Seçim Yasası'yla birlikte getirilmesini istedi DYP'den koşuUu 'evet'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — DYP Genel Başkan Yardımcısı Hüsamettin Cindo- ruk, bir anayasa değişikliği için partilerin uzlaşmasının zorunlu olduğunu belirterek iktidann "Anayasayı demokratik bir te- mek getirme çabası olmadığım' söyledi. Cindoruk, dün Ankara'da du- zenlediği basın toplantısında ik- tidann anayasa değişikliği giri- şiminin, Türkiye'nin de imzala- dığı Paris Anlaşması'nın ekleri- nin bir sonucu olduğunu kay- detti. 1982 Anayasası'nın bir ya- saklar belgesi olduğunu vurgu- layan Cindoruk, iktidann hazır- ladığı anayasa değişikliği tasla- ğında, biçimsel ayrıntıların dik- kate alındığını bildirdi. Temel bir anayasa için siyasi partilerin uzlaşmasının şart olduğunu söy- leyen Cindoruk şöyle konuştu: "Turkiye Cumhuriyeti, uzlaş- ma sonucu bir anayasa hazırla- madıkça demokrasiye varamaz. Anayasa değişikliğini, Seçim Ya- sası değişikliği ile birlikte getir- sinler. bakanz. Marjinal parti- lerin de Meclis'te temsilini sag- layacak bir Seçim Yasası gerek- lidir." Anayasaya göre bu yıl içinde, en geç 12 ekimde bir ara seçim yapılması gerektiğjne dikkat çe- ken Cindoruk, bunun için Yuk- sek Seçim Kurulu'nun (YSK) TBMM'yi beklemesine gerek ol- madığını belirtti. Cindoruk, "YSK'yı bu konuda göreve ça- ğınyorum. Anayasa buyruğunu Meclis ihmal ederse, YSK bu buyruğu yerine getirmelidir" di- ye konuştu. Türkiye'nin gündeminin bo- şaldığını, sorunlarının askıya alındığını, ülkenin sahipsız kal- dığını belirten Cindoruk, iktidar partisinin bir suredir ' izyona ye- ni konular çıkarıp ayrıntılarla uğraştığını bildirdi. İktidar par- tisinin kişilik ve kimlik arayışın- da olduğunu vurgulayan Cindo- ruk, Başbakan Yıldınm Akbu- lut'un Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın dublorü oiduğunu vur- gulayarak "O başbakan olmaz, boşbakan olur" dedi. Cindoruk, Özal'ın butün yetkilerini elinde toplamasıyla anayasa dışı bir yö- netimin ortaya çıktığım söyledi. SHP KURULTAYINA DOĞRU Genelmerkeze itiraz yağnıuru ANAP Ankara İI Başkanlığfnı ziyaret eden Semra Özal, Başbakan'la herhangi bir formül üzerine görüşmediğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Cumhurbaşkanı Tur- gut özal'ın eşi Semra Özal, dun ANAP Ankara il başkanhğını ziyaret etti. 28 nısan ANAP İs- tanbul il başkanlığı seçiminde yeniden başkanlığa aday olan Semra Özal, İstanbul kongre- sinde çıkan olaylar için, "İstan- bul'da bir takım olaylar oldu. Başta dalgalanır sonra durulur. Her şey eskisinden güzel olur" dedi. Semra Özal, il başkanlı- ğından sonra gideceği bir maka- mın bulunmadığını, kendisinin Türkiye'nin "first leydi"si ol- duğunu dile getirerek "politika güzel bir hastalık" diye konuş- tu. 23 Nisan'da kongresi yapıla- cak Ankara ANAP il teşkilatı- na yaptığı sürpriz ziyarette ba- >an Özal'a bakanlar Halil Şıv- gın ile Cengiz Tuncer ve ANAP'lı milletvekilleri Ercan Vuralhan. Muzaffer Atılgan. Mehmet Akarca da katıldılar. Ayrıca Semra Özal'ın terzisi Müberra Karel de ziyarette ha- zır bulundu. Semra Özal, il binasmda top- lanan kadınlara hitaben yaptı- ğı konuşmasında, kendisinin İs- tanbul il başkanlığı konusuna değindi. Özal, bu konuda şun- ları söyledi: "Böylece birbirimizi daha ya- kından göriiriiz. Hava çok gü- zel, her şeyin güzel olacağını gösteriyor. Ankara'da Demi- rel'in bir problemi yok. Burada hanımları da yanına almış, ar- tık sırtı yere gelnıez. İstanbuf- da bir takım olaylar oldu. Baş- ta dalgalanır sonra durulur. Her şey e' kisinden güzel olur. Bana Istanbul'da 'neden first leydili- ği bırakıp il başkanı oluyorsun' diyoriar. Aday olmamın önemi- ni düşüncelerinize bırakıyorum. Biz bir denge partisiyiz. 4 eğili- mi bir arada topladık. Kısa za- manda büyük başarılar aldık. Bu eğilimlerden biri ağır basar- sa denge bozulur. Ben, partimi- zin ve ülkemizin yararlarını gö- zettiğim için aday oldum. Politika kolay değil. Virüs gibidir. İsteseniz de kurtulamaz- sınız. Ama güzel bir hastalıktır, bütün kadınlara tavsiye ediyo- nım" Semra Özal, parti- lerde çahşan kadınların çabala- rının sonucu teşkilatlar tarafın- dan aday gosterileceklerini de sözlerine ekledi. CÜNEYT ARCAYÜREK YAZIYOR Içeride Şaşırtırken Poligonda Vurmak!.. ANKARA — TV'lerdeki, gazetelerdeki "ister inan, istar inanma" programlarına malzeme arayanlar için Turkiye ha- rika bir kaynak. Bu kanıya varmak için son günlerde olan biteni izlemek yeterli. Örneğin, Kürtçeyi özgürlüğe kavuşturacak yasa. Devle- tin A'dan Z'ye hemen her kademesindeki büyük yönetici- ler, üstelik muhalefetin desteğiyle Kürtçeyi savunuyor. De- meçler, siyasal davranışlar bırbirini kovalıyor. Gelişen olaylar "içimizden bıri"nin heveslerıni öylesıne cesaretlendiriyor ki, ülkenin benzeri sorunlarını sanki çözdü, bir de Ortadoğu'- da Kürtlerın hamısı olmaya soyunuyor. Hükümet yasa göndermiş, 45 gündür gündeme girmiyor. SHP aynı ıçerikte bir öneride bulunmuş, tam on yedi aydır aynı komisyonda uyuyor. Kürtler geliyor, gidiyor. Bizimki- lerde insan haklarından başlayıp bölgede önder ulusluğu- muzu simgeleyen hatta ilan eden nutuklar gıria. Hızını ala- mayıp Kürtlere kültürel haklar verelim diyenler cabası. İster inanın, ister inanmayın; işte tam bu sırada, her şe- yin kıvama girdiğinın sanıldığı günlerde yani dün, hükümet tasarıyı bir başka bahara bırakıyor. Peki ama bu, ne demek oluyor? Komisyon başkanına göre hükümet Kürtçeyi "don- duruyor". Adalet Bakanı karşı çıkıyor, meğer "ne geri çe- kilmiş tasarı, ne dondurulmuş, yenisı hazırlanıyormuş." Muhalefet saşkınlıktan ne yapacağını bilemiyor. Halkoya- lanıyor diye basbas bağınyor. Kımileri Türkiye'nin huzuru -sanki kalmış gibi- ^ ^ _ _ _ ^ _ _ _ _ _ _ ^ _ _ ^ ^ — kurcalanıyor diye yakınıyor. Bizimki yine bilinen söz- istef ınanm, ister cü/c/ef/ kullanıyor ama, SSSSîH aöz/nda "birazgevşek donüyor. HÜ- federasvon" lafı var ki, kümetimiz TO'nün , , . . . yüksek direktiflerıyle riayrOİa Ve ne Ola Kİ, hazırladığı anayasa- K a m p OaVUÎ'taD ÖDCe da degışıklık tasarı- ^ sını açıklıyor TÖ DllinmiyOr. için önem taşıyan "~^""~ muhalefetin bugün için karşı çıktığı madde: Cumhurbaşkanını halk seçsin! Bizdeki iftar yemekleri İngilizlerin dilediğı gibi konuşabil* dikleri Hyde Park'a benziyor. Yılda bir ay, iftar yemeklerin- de TÖ'ye veya Başbakan'a aklına geleni söyleyebiliyor si- yasetçıler. Ne var ki, kimi zaman aklına geleni söylememesi gere- kenler iftar saatlerinde söylenmesi istenilmeyen görüşleri soyleyebıliyorlar. Örneğin önceki akşam Akbulut, Cumhur- başkanı'nı halkın seçmesiyle ilgili maddeyi muhalefet ka- bul ederse ne âlâ. yoksa özellikle bu madde için referarv duma -yitirme korkusuyla- gitmeyeceklerini söyieyiveriyor. Üstelik SHP ile DYP'nin erken seçime öncelik verdiğini sağır sultan duydu. TÖ için değişıklığin ne espirisi kalıyor, ne de anlamı. Olayları gündüz gözüyle izledikten sonra, Toker'in dürv kü yazısında basında "asıl gözde" diye tanımladığı yakışıklı Uğur Dündar'ın Bush'la yaptığı tarihsel konuşmayı TV'de ızlemeye hazırlanırken... Bir de baktık, TÖ yine TÖ'lüğünü yapmış. Bush'un TV'de söyleyeceklerini yanıtlayacak bir demeç vermiş. Bush, Kıb- ns'a ağıriığını ko'.'acağını söylerken; Rum lobisini, oylarım, hayranlığmı ne ölçüde feda edeceği bilinmıyor. Bizimki yi- ne bilinen sözcükleri kullanıyor ama, ağzında "biraz gev- şek federasyon" lafı var kı, hayrola ve ne ola ki, Kamp Da- vut'tan önce bilinmiyor. Bush'a tam sayfa ayrılan yağdan TÖ'lerin yararlanacağı kimi bilgiler de derleniyor. Kamp'ta boş zamanı şöyle değerlendirebilirlermiş: (a>- Or- manlık arazide uzun yürüyüşler. (b)- Bovvling oynayaraic. (c)- Çubuklara at nalı fırlatarak. (d)- Ata binerek. (e)- Poligonda atış yaparak. imdiii: (a, b, c, d) seçenekleri kilo verdireceğinden TÖ F - lere uygun değil. Geriye (e) seçeneği kalıyor ki, SÖ'ye si- lah dedin mi tamamdır. Sabah akşam Davut poligonunda! MulkıyelrlerBıiığı İstanbul Şubesı Cumartesi 65 İstanbul MulkiyelılerVakfı "Hoşgöriinün500. Yıh" Yonetıcı. Fikret TOKSÖZ Yonetım Kunılu Lyesı Konujmacılar Naim GlLERYtZ 500.Yıl VakfıYon.Kur.Bşk.Yrd. Prof.Dr.Stanford J. SHAVV Harvard.KalıfomıyaUniversitelen Turt Tanhı Kursıilen İshak ALATON Işadamı 23 Martl991 Cumartesi Saat: 14.00 V1ulkı>elılerLokdiı Kuruçeşme Tel 157 46 34 15 ttkinliklerimi/. ResUurant >e Lokalimiz Herkese Açıktır. 23 MART 1991 SAAT: 15.00 "Yüksek öğretimde Model Tartışması ve Özerklik" Prof. Dr. Burhan Şenatalar Oniversite öğretim Üyeleri Derneği Kurucusu Etkinlikler ücretsizdir. tÜ IKTÎSAT FAKÜLTESİ MEZU>fLARI CEMtYETÎ Cumhuriyet Cad. 27/6 Taksim Tel: 150 50 34, 150 16 42 ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — SHP'de kurultaya yaklaşık 3 ay kala dele- ge seçimleri sıkıntısı yaşanıyor. Genel mer- keze, başta buyuk illerden olmak uzere uye- likler konusunda yüzlerce itiraz dilekçesi yağdığı bildiriliyor. Bu arada, kurultaya yö- nelik olarak parti içi grup ve hareketlerin "yenilikçi" adını kullanmalan ve bu imaja yönelik girişimler içinde bulunmaları dik- kat çekiyor. MYK'nın önceki günku 8 saatlik toplan- tısı sonrasında dün de Çevre Raporu'nu gö- ruşmek üzere yaptığı toplantıda bu konu- ların da ele alındığı belirtiliyor. Bu arada Genel Sekreter Yardımcısı Gü- neş Gürseler, tum örgutlere gönderdiği ge- nelgede, delege seçimlerinin onemine dik- kat çekerek "delege adaylannın seçimlerde sandık kurullannda görev alamayacakları- nı, bu dunımun tuzüğe ve adil seçim anla- yışına aykırı olduğunu" anımsattı. Ahnan bilgilere gore, İstanbul ve Izmir başta olmak uzere buyuk illerden, çeşitli il H e r k e s yenilikçi ve ilçelerden uyelik itirazları yapıldı. SHP genel sekreter yardımcılanndan Güneş Gür- seler, "itirazlann olağan olduğunu, hafta sonuna kadar karara bağlanarak olağan ku- rultay takviminin işleyeceğini" söyledi. Gür- seler, itirazlann daha çok, askıya ahnan lis- telerde adını bulamama ya da doğru olma- yan adres gerekçeleriyle yapıldığını anlattı. Öte yandan kurultaya hazırlanan parti içi grup ve akımlar yanında kişisel girişim yu- rütenlerin hepsinin "yenilikçi" adını kullan- malan ya da bu ımajı vermeye çalışmaları da dikkati çekiyor. Geçen kurultaylarda Ertuğrul Günay, Er- can Karakaş, İsmail Cem, Ahmet İsvan gi- bi adlarca temsil edilen ve eski Genel Sek- reter Deniz Baykal ve arkadaşlarının karşı- sında yer alan "yenilikçiler", bu kez başka "yenilikçilerle" yarışacaklar. İsmail Cem- in, son kurultay öncesinden başlayarak Bay- kal yanında yer alması ile "yenileşme" prog- ramı ortaya koyan bu kesim, son olarak da aynı adla bir Jergi çıkarmaya başladı. İs- tanbul'dan hareketlenen ve parti içinde belli bir ağırlığa sahip olan il başkanı Ercan Ka- rakaş'ın da, gosterdiği etkinliklerde "yenilikçi" olarak anılmayı yeğlediğı bı- liniyor. SHP içinde kişisel inisiyatifler onaya ko- yanlar yanında, son olarak "3. Dünyacılar" diye nitelenen bazı milletvekilleri de "prog- ramda yenileşmeyi" savunmaya başladılar. Bu milletvekilleri de, partınin kendisini ye- nilemeye ve değiştirmeye, eski anlayışları kırmaya gereksinımi olduğunu savunu- yorlar. BAHAR DONEMI Hafta içi — 29 Mart Hafta sonu — 23 Mart VERDİĞİMİZ HİZMETE VE STANDARTLARA NAZARAN UYGUN FİYATLAR ÖĞRETMEN, MATERYAL VE BtJTÜN PROGRAMLARIMIZ LOHBRA MZRKEZhtiZSEH TEMİN EDİLİR. ENGUSHFASTAHKAM 125 *4 *} re *a*9 ta 2S •^93 51 37 KAIMKdY 338 9' X 345 14 40 MEODtYEKÛY 1'5 43 9« 175 43 99 •MÜRKfiY ^ ^ ^ E ^ S f B S42 S8 27 ^ H B ^ 542 5*28 1 ^ ^ ^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear