Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
21 ŞUBAT 1991 EKONOMİ CUMHURÎYET/13
ALTIN 6ÜMÛŞ
Cuıtfıuriyet
Reşat
24 ayar attın
22 ayar bilezik
900 ayar gümûş
Vakribank Attını
Ziraat AIDnı
HalkAltın
Altş
253.000
290.000
38.650
34.350
423
214.000
215.000
212.000
Saüş
257.000
300.000
38.750
38.200
450
219.000
220.000
217.000
SEBBTCT H YASADA DÖYİZ
AflOOoön
AtmaıMario
IşApvFrangı
Hofamfe Florini
IngSz SterSni
Frânsız Frangı
100 İ.üreti
SAFSyat
Avusturya Şiftni
Alış
3280
2200
2560
1945
6400
648
290
840
310
Satış
3290
2210
2570
1955
6450
653
295
850
315
M.BANKASI PİYASALAJU
n
Ryasası
Oövc
Plyasasj
Altın
Piyasas
Ort.Fai2 m
lşl.Hac.(lıSyar TL).
Doter kapamş (TL.)
lşJ.Hac(Miyon $)
Kapantş (ons/J)
(şlem Hacıri (kg.)
68.85
3.062.4
173.46
364 40
45
Turiznı
ara$tırması
• Ekonomi Servisi —
Turizm Yatırımcüan
Dernefi (TYD), turiznı
sektöriinün Türk
ekonomisine katkısını
belirlemek için "turizm
sektör arastınnası"
yaptınyor. Profesyonel bir
lcuruluşa yaptırılan
arastırma projesinde,
devletin son 10 yılda
sektöre arazi tahsisi, teşvik
ve kredi olarak sağladığı
imkânlarla Türk turizminin
ülke ekonomisine döviz
girdisi, milli hasıla payı,
istihdam, piyasaya ve yerel
üretim gücüne katkıları ile
meydana getirdiği katma
değer konusunda
kıyaslamalı veriler
sağlanması amaçlanıyor.
Sendika
birleşmesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosn) — Hak-lş'e bağlı
Özdemir-İş Sendikası ile
Bağımsız Çelik-lş
Sendikası, bu hafta sonu
yapılacak genel kunıllar
sonrasında birlesecekler.
Çelik-lş Sendikası, yann
genel kurulunu toplayarak
Hak-lş'e bağlı Özdemir-İş
Sendikası'na katılma kararı
alacak. 23 şubat günü de
Özdemir-İş Sendikası Genel
Kurulu'nda Çelik-tş
Sendikası'nm katılma kararı
kabırt edilecek. Sendikanın
yeni adı özçelik-lş olarak
değiştirilecek. 24 şubat
günü de yeni sendikanın
genel yönetim kurulu için
seçimler yapılacak.
TOBB'nin
Ege çıkartması
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — TOBB'nin
Türkiye*nin ekonomi
haritasını çıkarmak için
sorunları yerinde inceleme
gezilerinin ikincisi Ege
bölgesinde yapılacak.
Bugün Izmir ve Manisa'da
da TOBB Başkanı Yalım
Erez ve yönetim kurulu
üyeleri, sanayici ve
işadamlarıyla görüşecekler.
Yarın Denizli, Nazilli ve
Aydın'da toplantılara
katılacağı bildirilen TOBB
Yönetim Kurulu'nun,
Güneydoğu Anadolu
Bölgesi ile ilgili hazırladığı
raporu da pazartesi günü
hükümete vereceği
bildirildi.
Libya'daki
müteahhitler
• ANKARA (ANKA) —
Libya Merkez
Hazinesi'nden hakedislerini
uzun bir süredir alamayan
Libya'da iş yapan
müteahhitler, geçen
günlerde Ankara'da
Başbakan Yıldırım Akbulut,
Devlet Bakanları Işm
Çelebi, Güneş Taner ve
Maliye ve Gümriik Bakanı
Adnan Kahveci ile
görüşerek devletin kriz
sonuna kadar kendilerine
yardım yapmasını istediler.
Müteahhitlerin bu
başvurusu Yüksek
Planlama Kurulu
gündemine alındı. YPK'nın
18 şubat pazartesi günü
yaptığı toplantıda konuya
Devlet Bakanı Güneş
Taner'in "Kaynak yok"
diyerek karşı çıktığı
öğrenildi.
İngiltere'de
durgunluk
• Ekonomi Servisi —
Ingiliz ekonomisinin
durgunluk içinde olduğu
resmen açıklandı. Merkezi
Istatistik Bürosu CSO'nun
açıkladığı revize edilmiş
rakamlara göre 1990'ın son
üç aylık döneminde,
ingiltere'de yurtiçi gayrisafi
hasıla bir önceki üç aylık
döneme göre yüzde 0.9,
1989'un son üç aylık
dönemine göre de yüzde 1.1
oranında azaldı.
Hem içhem dışpazardadarboğazagirenderisanayicileri hükümeteraporsundu
Derîcîler de yarchm îstiyor
Krizle birlikte Irak, Kuveyt ve Suudi Arabistan'a olan 10
bin ton ham deri ve 153 milyon dolarlık deri ve deri
mamulü ihraç pazarı kapandı. Savaştan sonra da Avrupah
ithalatçılar siparişlerini durdurdular. İç piyasa da daraldı.
ESİN SUNGUR
Körfez kriziyle yara alan deri ve deri
mamulü üreticileri krizin sıcak savasa
dönüşmesinden sonra can çekişmeye
basladı. Türkiye Deri Sanayicileri Der-
neği (TDSD) Başkanı Turgut Koşar,
içinde bulunulan sıkınularla ilgili bir ra-
poru geçen hafta Hazine ve DPT'ye sun-
duklannı belirterek, "Hükümet biz ölüp
mezara girmeden yardım etmeli. Çünkü
henöz yan hastayken yardım görür
ayakta kalırsak, krizden sonra çok par-
lak bir başan gösterebiliriz" dedi.
Konfeksiyonundan ayakkabı üretici-
sine kadar tüm deri imalatçılannın, ih-
racat ve yurtiçi turistik satışlann durma-
sından kaynaklanan bir sıkıntı içinde ol-
duğunu anlatan Koşar, yurtiçinde Türk-
lere yapılan satışlann da ucuzluk döne-
mi olmasına rağmen yetersiz kaldığını
vurguladı. Koşar, "Deri iihinlerin ma-
liyetleri çok yüksek. Bunun için hiçbir
dönemde peynir-ekmek gibi satılmıyor.
Şu anda savaşuı etkisiyle tüketim har-
camalannın kısılması satçlan daha da
etkiledi" dedi.
Körfez krizi ile birlikte Irak-Kuveyt ve
Suudi Arabistan'a 10 bin ton ham deri
ve 153 milyon dolarlık deri ve deri ma-
mülü ihraç pazanmn kapandığını anla-
tan Koşar, sıcak savaşın baslamasından
sonra karşılaşılan sorunları şöyle sırala-
dı:
•'Batı-Avrupa iilkelerindeld tüketici-
ler deri mamulü taleplerini kısarlarken,
ithalatçılar Türkiye'nin de savasa gire-
cegi endişesiyle siparişlerini durdurdu-
lar. Air france, Lufthansa gibi büyiik
havayolları şirketlerinin Türkiye uçuş-
lannı iptal etmesi de Batı'da Türkiye'y-
le ilgiii endişeleri daha ağırlaştırdı. Bazı
ihracatçuar hazırladıklan siparişJeri sevk
edemedi, bazüannın siparişleri ise iptal
edildi. Bu gibi ihraca! kayıplaruun yılın
ilk 3 ayında 150 milyon dolarlık bir ye-
kûn tuttugunu sanıyoruz. Türkiye'yc ge-
len turistterin pralmaa da vıllık 340 mil-
Türkiye Deri Sanayicileri Derneği hükümete sunduğu
raporda, Eximbank ve diğer ihracat kredileriyle alman
teşvik belgelerinin sürelerinin uzatılmasını, süresi içinde
yurda getirilmeyen dövizler için ek süre verilnıesini istedi.
yon dolarlık bir satış hacminin yok ol-
ması sonucunu dogurdu."
"Yurtiçindeki satıslannuz zaten par-
lak degil" diyen Koşar, birçok fırmanın
küçülme yoluna gittiğirü, işçi çıkarma ile
sorunlanm çözemeyenlerin ise kapandı-
ğını söyledi. Son birkaç ay içinde 10 deri
imalathanesinin kapandığını ve yüzler-
ce işçinin açıkta kaldığını bildiren Ko-
şar, kriz bitene kadar geçen süre içinde
hükümetin yardımcı olması gerektiğini
savundu. Kosar'm verdiği bilgjye göre
deri sanayicileri Hazine'ye sundukları
raporda şu istekleri sıraladılar:
• İhracatçüann kullandıgı Enmbank
ve diğer ihracat kredilerinİB sürelerinin
uzaülması,
• Alman teşvik belgelerinin süreleri-
nin uzatılması,
• Süresi içinde yurda getirilmeyen dö-
vizler için ek süre verilmesi,
• Geçen yılın aralık ayında indirilen
ve değistirüen DFİF prim ödemelerinin
tekrar eski haline getirilmesi.
Deri sanayicilerinin zor rekabet şart-
larında sürdürmeye çalıştığı yaşam mü-
cadelesini kaybetmek üzere olduğunu sa-
vunan Turgut Koşar, kendilerine zama-
nında yardım edilirse kriz bittikten sonra
büyük bir atak gerçekleştireceklerirj öne
sürdü. Koşar, krizin 1 ay içinde bitmesi
halinde 3 aylık açığı kapatarak ihracat
rakamını 812 milyon dolardan 1 milyar
doların üzerine çıkarabileceklerini anlat-
tı.
Geçen günlerde 100 işçi çıkaran Mat-
raş Dericilik'in sahibi Hakkı Matraş,
yurtdışı siparişlerinin durması üzerine
birçok büyük ihracatçının işçilerini do-
yurabilmek için iç pazara yöneldiğini,
bunun da iç pazarda bir arz fazlası ya-
rattığmı anlattı. Matraş, "Işlerimiz icer-
de de, dışarda da iyi değil. 20-30 işçiyle
çalışan imatathaneler bir ölçüde idâre
edebiliyor ama bizira gibi 300-350 işçi
calıştıran fabrikalarda küçülme politika-
sı izienmesi kaçınılmaz hale geldi" de-
di.
PetrolüEkonomi Servisi — Ham pet-
rol fiyatlarındaki büyük düşüş
OPEC üyesi ülkeleri endişelen-
diriyor. Körfez krizi öncesinde
21 dolarlık ortalama fiyatta an-
laşana kadar "akla karayı" se-
çen OPEC, şu sıralarda 16 do-
lara kadar düşen fıyatlan yukan
çekebilmek için çare arıyor.
OPEC dönem başkanı Ceza-
yir Petrol Bakanı Sadık Busse-
na, soruna acil bir çözüm bul-
mak amacıyla üye üikeleri 25
şubatta Viyana'da olağanüstü
toplantıya çağırmıştı. Ancak
Körfez'de savaşın devam etme-
si ve örgütün 11 martta olağan
bir toplantı yapacak olması ne-
deniyle, bu çağrı "soğuk" kar-
şılanmıştı. 25 şubat toplaniısı-
nın gerçekleşip gerçekleşmeye-
ceği henüz belli değil. Ancak bu
toplantı yapılmasa bile 11 mart-
taki olağan toplantıda OPEC-
in üretimi kısma kararı alması
bekleniyor.
Körfez krizinin hemen önce-
sinde yapılan toplantıda günlük
üretimin 22.5 milyon varille sı-
nırlandırılması kararı alan
OPEC, Irak ve Kuveyt'e karşı
alman ekonomik ambargo ka-
rarından sonra kotaları geçici
olarak kaldlrmişiı. Kotaların
kaldırılmasından sonra Irak ve
Kuveyt'in devre dışında olması-
na rağmen üye ulkelerin toplam
günlük üretimi 23-23.5 milyon
varile yükselmişti. Önceki gün
bir açıklama yapan Endonezya
Petrol Bakanı, günlük üretimin
2 milyon varil kısılarak 21-21.5
Körfez krizi
öncesinde 21
dolarlık
ortalama
fiyatla
anlaşana
kadar akla
karayı seçen,
bu 'düşüİc'
fiyat
nedeniyle
Irak'ın
tepkisine yol
açan OPEC
ülkeleri, şu
sıralarda 16
dolara kadar
düşen
fiyatlarıyukarı
Çekebilmek
için çare
arıyor.
milyon varile kadar düşürülmesi
gerektiğini belirtti.
Suudi Arabistan Petrol Baka-
nı Hişam Nazır da OPEC üye-
lerinin fiyatları yükseltebilmek
için daha fa2İa gayret gösterme-
leri gerektiğini belirtti. Nazır,
petrol arzında herhangi bir sı-
kıntı olmadığmı belirterek geliş-
miş ülkelerdeki stratejik rezerv-
lerin devreye girmesinin gerek-
siz olduğunu vurguladı.
Petrol analistleri savaşın biti-
minden sonra varil başına fiya-
yükseltme' çabaları
28 Aflustos
Yabancı
kadın ve
çocuMann
Iraktan
ayrılmasına
mr veriMi
EMm oıtası: Ptyasatar bansçıl ç02ume
inanıyor. OPEC. ambargodan doOan
boşluOu doMuruyor
stratejik
hedeflere
yerteştırtli
15 ve 18 Şubat
BaOdat 660 sayılı
karara uyacaflıru
açıkJıyor. Moskova,
banş plan, sunuyor
Petrol 2 Ağustos
Oûzeyımn altına
dusû
6 AraMt: Yabancı
rehineler serbest
kaltyor.
tın 15 doların altına kadar dü-
seceğini ileri sürüyorlar. Daha
ihtiyatlı uzmanlar ise Irak ve
Kuveyt'teki petrol kuyularının
savaştan ne derece etkilendi&i-
nin bilinmemesi nedeniyle fiyat
konusunda bir tahmin yapmak-
tan kaçınıyorlar.
Fiyatların geleceği konusun-
daki bir diğer açmaz da barış-
tan sonra Irak ve Kuveyt'in
OPEC kararlarına uyup uyma-
yacağı. Bu iki ülke topraklann-
da savaş nedeniyle oluşan mil-
yarlarca dolarlık zarann sadece
petrol ihracatıyla finanse edile-
bileceği belirtiliyor. Ayrıca sa-
vaş nedeniyle yaklaşık 50 milyar
dolariık masrafa giren Suudi
Arabistan'ın da günde 8-8.5
milyon varil düzeyinde seyreden
üretimini yeniden 6-6.5 milyon
varile düşürüp düşürmeyeceği
de bilinmiyor.
Petrol fiyatlanrun geleceği
konusunda OPEC'i rahatlatan
tek şey ise günde 12 milyon va-
ril petrol ihraç eden SSCB'nin
teknoloji eksıkliği nedeniyle is-
ter istemez üretimini düşürme-
si.
OPEC için için kaynarken
petrol ffyatları 17 doların altın-
daki se>Tİni sürdürüyor. Lond-
ra Uluslararası Petrol Borsası'-
nın (IPE) dunkü seansında Ku-
zey Denizi tür ham petrolün ni-
san ayı teslimat fiyatı 16.70 do-
lardan işlem gördü. Aynı tür
petrol, borsanın dünkü seansı-
nı 16.50 dolardan kapatmıştı.
KKTCldeki engeller kalkacak
Asil Nadir,Polly Peck kayyımlannınKKTC'de karşılaştıklan tutumunyumuşayacağını söyledi
EDtP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Mayıs ayına kadar
Polly Peck'in normal faaliyetine geçe-
bileceğini ileri süren Asil Nadir, kayyım-
ların KKTC'de inceleme yapmasını en-
gelleyen mahkeme karannda bu engeli
kaldıracak değişiklikler olacağını belirt-
ti. Türkiye'deki basın yatınmlarımn sağ-
hklı hale getirilerek ve kendi kontrolün-
de faaliyetine devam edeceğini söyleyen
Nadir, çalışmalarına Ingiltere dışında
devam etmeyi düşünebileceğini açıkla-
dı.
Asil Nadir Cumhuriyet'in sorularını
şöyle yanıtladı:
— Knzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'n-
de Unipac ve Sunzest firmalannın mu-
hasebe bilgilerinin. Polly Peck kayyım-
lanna aktanlmasını engelleyen bir mab-
keme karan abndı. Bu "ara-karar" hâlfi
geçerli.'Kayyımlann gereldi mali bilgi-
yi alamaması nedeniyle 25 martta ta-
mamlanması gereken Polly Peck'e iliş-
kin mali raponın geciktigi söyleniyor.
NADÜt — Coopers Türkiye'ye gider-
ken, "Biz Kıbns ve Türkiye'ye Cork
Gully (Aynı firmanın icra iflas işleriyle
meşgul birimi) olarak gidecegiz dediler.
Cork Gully'nin şirketlerin iflasını orga-
nize eden bir şirket olduğunu Kıbnslı-
lar da bUir, Tnrkiye'dekiler de... "Ka-
tiyyen Cork Gully olarak gitmeyin, çün-
kü burada mubasiplik tahsili yapan ki-
şiler Cork Gully'nin ne olduğunu bilir-
ler, bir endiseye sokarsımz, gereken yar-
dımı alamazsınız"' diye emir verildi Co-
opers'a. Coopers'ın Türkiye'ye yolladığı
mektubun son cümlesinde ise "Kıbns'-
taki diğer Uişki ve çıkarlanmız nedeniyle
Kıbns'a gittiğinizde Cork Gully adını
kullanmayı ihmal etmeyin" diyor.
— Nedir bu Kıbns'taki çıkariar?
NADİR — Güney Kıbnslı Rumların
ve Yunanlılann, Coopers'a devamlı ola-
rak "Kuzey Kıbrıs'ta faaliyette bulun-
mayın yoksa sizi Güney Kıbns ve Yu-
nanistan'dan atanz" tehditlerinin varit
olduğunu ben biliyordum.
— Yani ortada bir iflas durumu var-
mış da iflas işlemlerini yüriıtmek için git-
mişler gibi mi?
NADİR — Polly Peck'i kapatıp, par-
çalayıp konuyu bitirmek istediler. Eko-
nomisinin bize bağlı olduğunu bilen bu
halka tüm bu şirketleri parçalama ama-
cıyla gelmiş gibi görünmenin sebebini
hâlâ anlamıyorum. Ama şimdi Kıbrıs'-
ta epey de yol katetti kayyımlar. Şu an-
da konuyu yumusatıp önümüzdeki bir-
kaç ay içinde, Polly Peck'in etkisinden
daha kuvvetü, daha azimli bir şekilde
hayatma devam edeceğinden hiçbir şüp-
hem yok.
— Yani Kuzey Kıbrısta. Polly Peck'e
ilişkin bilgi akışını sağlayacak bir deği-
şiklik olacak diyorsunuz.
NADİR — Olacak. Kayyımlar Kıbrıs
ve Türkiye'deki aktiviteleri gördüler.
Bunların sağlığından, devamlılığından
hiçbir endişeleri yok. Ama tabii ki her
yabancı gibi "Acaba her şey dendiği gi-
bi mi?" şeklindeki yanlış tutumlan akıl-
lannda. Gazetelerin burada etkisi var.
Maalesef bu konuyu başından beri ga-
zeteler idare etti.
— Geleceğe iyimser bakıyorsunuz,
ama şirketin borcunuo 1 milyar 300 mil-
yon steriin olduğunu yazıyor gazeteler.
rinde bir dışişleri kalkıp da ekonomik bir
konuya çok mühim bir şey olmazsa ka-
rışmaz.
— İlk verdiğiniz mülakat BBC teieviz-
yonunda yarım saatlik önemli bir eko-
nomi programınaydı. L'ygun bir ortam-
dı. Bu siyasi konulara neden hiç degin-
mediniz: İngiliz kamuoyu, görüsünüzü
neden bilemedi?
NADİR — Haklısınız. Programda
konuşulacak çok şey vardı. Zaman o ka-
dar çabuk geçti ki gereken şeyler söylen-
medi. Politik konudan ben bahsettim.
Canlı yayına yakın bir mülakattı. Çıkar-
dılar. Ben sordum. "Canlı mı olacak ya-
yın?" diye, "Canlıya yakın" dediler.
"Çok bozarsanız, gelmeyeceğim" de-
dim, "Hayır" dediler, ama politik ko-
Nadir: Yüzde
2-3'lük bir
küçülme,küçülme
sayılmaz. 25
mayısa kadar
Polly Peck normal
hayatma dönebilir.
Ingilizlerin gerçek
dışı tutumları beni
hiç ilgilendirmiyor.
İleride iş
hayatımda geçerli
ülkelerde çalışmak
da benim
hakkımdır.
NADİR — Katiyyen doğrü değil. Bü-
tün rakamlar yanlış verilmiştir. Şirketin
Londra'dakî tüm borcu 500 milyon ster-
iin kadardır. Bu daha da düşürülerek ya-
pılacak organizasyonda çok daha sağ-
lıklı bir şirket olarak ortaya çıkacak. Bu
bahsettiğiniz rakamlar, sizi temin ede-
rim tamamen yanlıştır.
— Bu bilgiler sizden ancak yedi ay
sonra çıkıyor.
NADİR — Ben kendimi çok başarılı
bir işadamı olarak görüyorum. Bu du-
rumların katiyyen beceriksizlikten oldu-
ğuna inanmıyorum. Konu tamamen po-
litik benim gözümde. Politik olduğu da
zamanla ortaya çıkacak. Bundan da hiç
şüpheniz olmasın. Dünyanın hiçbir ye-
nuyu çıkardılar.
— Sizin bir de kişisel yatınm ve işlet-
meleriniz var. Türkiye'de en dikkati çe-
ken özel yatmmınız basın konusonda.
NADİR — Şu anda bütün şeyim ta-
bii ki zaman ayırıp onların sağlıklı bir
şekilde, benim kontrolümde devam et-
meleridir. Tahmin edersiniz, bu kadar
hadiseden sonra bu organlann etkilene-
ceği normaldir. Zannedersem önümüz-
deki aylarda onların da çok sağlıklı bir
şekilde, daha arzu ettiğim bir şekilde ha-
yatlarını benim kontrolümde devam et-
tireceklerini göreceğiz.
— Bazı yayın kunıluşlanndaki hisse-
lerinizi, borçlannua karşılık bir Fran-
sız bankasına teminat olarak bıraktınız
mı?
NADİR — Hayır, dedikodudur. Her
borçlu kişi gibi mal varlığimı garanti ver-
me hakkı bende de mahfuzdur.
— Polly Peck'in daha sağlıklı bir şe-
kilde işlemeye başlayacagı kanaatinde-
siniz. Şu sıradaki meveut orgütienmenin
bir şekUde değistirilmesi herhalde gerekli
ki daba sağlıklı olarak devara edebilsin?
Hiçbir satış düşünülmüyor mu?
NADİR — (Kayyımlar) Russell
Hobbs gibi ufak tefek marjinal, esas ak-
tivitelerle, belki kendi göriişleriyle çok
bağdaşmayan küçük aktiviteleri satacak-
lar. Onu bizler de yapacaktık nasıl ol-
sa. Russell Hobbs'un üretim alanıyla
tüm dünyadaki şirketlerimizin bir bağ-
Iantısı yok. Daha derli toplu bir şirket
olarak ileriye çok daha emin adımlarla
gidecek bir şirketin yaratılması için ne
gerekirse yapılacak. Yüzde 2-3'lük bir
küçülme, küçülme sayılmaz. Kayyımlar-
la birlikte çalışıyoruz. Zannedersem ya-
kında 26 martın üzerine iki aylık bir
uzatma isteyecekler (Şirkete ilişkin ma-
li raporu tamamlamak için istenen bu
uzatma mahkeme tarafından kabul edil-
di). Bu son uzaunanın bitiminden evvel
konulann çözülüp Polly Peck'in eskisin-
den daha sağlıklı bir döneme gireceğin-
den hiç şüphem yoktur. Bundan kimse-
nin de şüphesi olmasın. Ne kayyımlann
ne şirket çalışanlannın.
— Sözünü ettiğiniz uzatma 25 mayı-
sa geliyor.
NADİR — 25 mayısa kadar Polly
Peck normal hayatına dönebilir. Benim
normal pozisyonumda herhangi bir en-
gel de yok. Yani yönetim kurulu başkanı
ve baş murahhas üye olarak.
— İngiliz basınında olaya kuşku ile
bakan tutum nasıl degişecek?
NADtR — Hiç önemli değil. Onların
gerçek dışı tutumları beni hiç alakadar
etmiyor. Ama ileride iş hayatımda ge-
çerli ülkelerde çalışmak da benim hak-
kımdır.
— Yani bundan şn anlamı çıkartabi-
lir miyiz: Bu işler çözüldükten sonra İn-
giltere'den ayrılmayı mı düşünüyorsu-
nuz?
NADİR — Düşüncelerim arasındadır
diyelim. Bugün Amerika'da olsaydım
buradaki tutumlar orada yapılamazdı.
Avrupa'nın değişik ülkelerinde olaydun,
aym tutumlar gene yapılamazdı. Yıllarca
Rumlar, Asil Nadir'i Londra'da etkile-
yebiliriz kanaatindeydiler. Geçici de ol-
sa o kanaatlerinin doğruluğunu da
gördüler.
BİTTİ
ISCİN1N EVRENINDEN
StJKRAN KETENa
Şuç ve Çeza İşçi İçin;
İşveren İçin Değil...
Ekonomik kriz, Körfez savaşı bahane edilerek işçi çıkar-
ma furyasında işverenler, işçi lehine iş güvencesinin sıfır ol-
duğu hukuk düzenimizde dahi ne çok yasa, hak çiğnryorlar.
Ulkemizde sendikal hakların çiğnenmesinden, yasaklar-
dan hiç değilse söz edilir. Nedense sendikal hareketimiz,
bir şey yapabileceğine inanmamaktan, bu konudaki kendi-
ne güvensizliğinden olacak iş güvencesine ilişkin yasal so-
runları, işçilerin haklannın gaspını kamuoyunun gündemi-
ne getirmez. Türkiye'de işverenlerin canlarının istediğinde,
istedikieri kadar işçiyi işten atmalarına olanak veren bir hu-
kuk düzeni vardır. Bir ülkede sendikal hakların gerçekten kul-
lanılabilmesi ise sendikal haklara ilişkin yasal düzenleme-
ler kadar, iş güvencesine de bağlıdır. Kolayca işten atılabi-
lecek bir işçi için sendikal hakların varlığının ya da topfusöz-
leşme ile kazanılan hak ve ücretlerin bir anlamı olamaz. Bu
böyle olduğu içindir ki iş güvencesi sendikal haklann varlı-
ğının en önemli unsurlarından biri olarak yasalarda ve toplu-
sözleşmelerde yer alır. Ne yazık ki iş güvencesi konusun-
da, işçi aleyhine en geri, en çağ dışı düzenleme örneklerin-
den biri Türkiye'dir. İş yasasının 13, 17, 24. maddeleri işçi-
nin işini koruyabilmesı, çalışma hakkını değil, işverenin keyfi
işçi çıkarmasını sağlamak üzere düzenlenmiş gibidir.
Ulkemizde yasaiardaki boşluktan yararlanılarak sendikal
hakları vermemek toplusözleşmelerin yükünden kurtulmak
üzere bol bol işçi çısarılır. Bu konuda Türk sendikacılık ha-
reketi de biraz çaresizlik, biraz da ihanet içindedir. Toplu-
sözleşme masasında başarılı olabilme adına âdeta işveren-
lerle gizli bir anlaşmaya girilmiş gibidir. Masada sendikacı-
yı başarılı gösterecek, parlak görüntülü sözleşmeler ımza-
lanır. Ardından iki yıllık dönem içinde çok yüksek sayıda yük-
sek ücretli işçi çıkanlıp düşük ücretli işçi alınarak sözleşme
yükünden kurtulunur. Yıllarla yapılan parlak sözleşmelerin
ardından, örneğin tekstil, metal iş kollannda çok düşük üc-
ret ortalamaları ile yeni sözleşme dönemine girilmesinin tek
nedeni budur.
İçinde bulunduğumuz günlerde, savaş. ekonomik kriz ba-
hanesiyle bu çirkin oyuri en acımasız boyutlara vardırılmıs-
tır. Tekstilde, metal iş kolunda sözleşmeler nerede ise böy-
le bir gizli anlaşma çerçevesinde imzalanmış, bazı işyerle-
rinde yeni sözleşmenin mürekkebi kurumadan çok büyük sa-
yılarda işçi çıkanlmasına gidilmiştir.
Bu furyada işverenlerimize yasaiardaki sınırsız haklan da
az gelmiş, sürekli bu yasalarm dahi çiğnenmesi yoluna gi-
dilmiştir. Bir iş yerinde yüzlerce işçi birden, hükümetin grev
ertelemesinin ardından yeni bir sözleşme imzalanmadan, or-
tada bir sözleşme yokken hukuk dışı olarak çıkanlabilmek-
tedir. Yine çok sayıda işyerinde yüzlerle işçi birden sokağa
atılırken ihbar, kıdem tazminatları, hatta birikmiş ücret ala-
caklan dahi ödenmemektedir. Yani işverenlerimiz bir iki hafta
içinde on binlerie sayılan kitlesel işçi çıkarmalannda yasal
yükümlülüklerini dahi yerine getirmemekte, yasaları çiğne-
mektedirler. Elbette hukuka aykın bu işçi çıkarmalarının hu-
kuksal geçerliliği yoktur. İşverenler açıkça hak, hukuk ve ya-
saları çiğnemektedirler. 'İşçi alacaklarını ödeyecek paramız
yok' demek asla yasalar, hukuk ve hak karşısında geçerli
değildir. İşçilerin tazminatlannı, alacaklarını yasal süreleri
içinde ödeyecek paraları yoksa, aldıkları çıkarma kararları-
nın da yasaf ve hukuki geçerliliği yoktur. 'Çıkardım' bildirim-
lerinin yasai bir anlamı olamaz.
'Ben yaptım oldu' mantığınm şu anda geçerli görünmesi-
tjin sorumluluğu işverenler kadar, siyasi iktidar ve sendika-
larındır. Şimdi azıcık adil, insaflı düşünelim. işçi 'ben bu pa-
ra ile geçinemiyorum, çalışmıyorum' dese ne olur? Yasadı-
şı grev, suç olur. Hemen hükümet ayağa kalkar. İşverenler
yasaiardaki ceza maddelerini işletir. İşçiyi tazminatsız işten
atarlar. İşçi yargılanır, cezalandınlır. Suçu işverenler çok da-
ha haksız, insafsız boyutlarda işlediklerinde, hükümetin, sen-
dikacının sesi soluğu kesilir. Bu nasıl düzen, nasıl bir hak
hukuk anlayışı? Ve en kötüsü bu ne biçim sendikacılık?
Evet Sayın Şevket Yılmaz, DİSK'in yıldönümü toplantısın-
da, 'Şu anda hemen her şey işçiden, sendikalardan, Türk-
İş'ten beklenmektedir' diye yakındınız. Yanılıyorsunuz, öy-
le her şeyi, zor şeyleri bekliyor falan değiliz. Ama insaf edi-
niz, üyeleriniz yasadışı olarak işten atılıyor. Önlemek, yasa-
dışı, haksız işçi çıkarmalannı engellemek, sizin göreviniz de-
ğilse, kimin görevi olabilir? Türk-iş'in, Teksif'in başkanı ola-
rak bundan rahatsız olmuyor, sorumluluk duymuyorsanız,
niye hâlâ o görevlerde duruyor, nasıl rahat uyku uyuyabili-
yorsunuz?
Üç biiyük ilde tüpgaz fiyatları (TL)
JMon
2 kg'lik (piknik)
12 kg'lfc fmunak
45 kg'lik (sanayi)
istanM (RMMH)
2 kg'lik (piknik)
12 kg'lik (mutfak)
45 kg'lik (sanayi)
İstutol (Aıudohı)
2 kg'lik (piknik)
12 kg'lik (mutfak)
45 kg'lik (sanayi)
iarir
2 kg'lik (piknik)
12 kg'lik (mutfak)
45 kg'lik (sanayi)
Esfcl
1200
19.600
74.000
3.550
19.300
73.000
3.350
lasoo
71 000
3.300
18.400
69.500
1M
0600
2tt200
7R500
3.700
20.100
76.000
3500
19500
73500
3.400
19 200
72.500
Artqmaı
Yiz*
125
3.1
a4
4.2
4.1
4.1
7B
3J
35
3.0
4.3
4.3
Tüpgaza zaııı
ANKARA (AA) — Rafıneri
çıkış fiyatları değişmezken, li-
kit petrol gazı (tüpgaz) dağıtım
firmalan, maliyet unsurların-
daki artışlan gerekçe göstererek
tüpgaz satış fiyatlar.na yüzde
3.0 ile yüzde 12.5 arasında de-
ğişen oranlarda zam yaptılar.
Yeni fjyatlar likit petrol gazı
dağıtım ve satışında önde gelen
firmalardan Aygaz'da hafta ba-
şından, İpragaz'da .bugünden,
Tüpgaz'da ise yanndan geçerli
olacak.
Serbesti gereği, dağıtım fir-
malarmın satış fiyatlan arasın-
da 2 kg'lik tüpte 50-100 lira, 12
kg'hk tüpte 100-400 üra, 45
kg'lik tüpte de 500 liralık fark-
lar bulunuyor.
Tüpgaz dağıtım firmalan
yetkilileri, yeni zamma gerekçe
olarak maliyet unsurlarındaki
artışlan gösterdiler.
Günaydm'a Cavit
Çağlar talip oldu
Haber Merkezi — DYP Bur-
sa Milletvekili Cavit Çağlar,
Asil Nadir basın grubunun çı-
kardığı "Günaydın" gazetesine
talip oldu. Çağlar, Günaydın-
ın isim hakkını almak ve mat-
baalarını kiralamak için Asil
Nadir'e öneride bulundu.
Süleyman Demirel'in yakını
olarak bilinen Bursa'daki Ner-
gis Tekstil Fabrikası'nm ve ye-
rel "Olay" gazetesinin sahibi
olan Cavit Çağlar, Cumhuriyet
muhabirinin bu konudaki soru-
su üzerine şunlan söyledi:
"Ben teklifimi yaptım. De-
mokrasiyi savunduğumuz şu
günlerde bir gazetenin kapan-
masına göz yumamam.
Şartlanmı söyjedim. isim hak-
kına ve matbaalann kiralanma-
sına talibim dedim. İse sıfırdan
başlanz. 15-20 milyar kadar bir
sermaye koyanz. ()rada çalışan-
lar da mağdur olmaz."
Çağlar, Günaydın'a bir
"gösteriş" için talip olmadığı-
nı belirterek "Olaya hem ticari
hem de Türk kamuoyuna ve
basınına bir hizmet olarak
bakıyorum" dedi. Çağlar'ın
önerisinin Günaydın'ın yayın
yönetmeni Saruhan Ayber tara-
fından Asil Nadir'e iletildiği,
görüşmelerin taraflar aracılığıy-
la sürdüğü öğrenildi.