18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ZUMHURÎYET/16 22 ARALIK 1991 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN Cevre Bakanh^ı Meteorotoıi fşteri Genel Mûdüriûğû'nden alman bügiye g&re, Marmara, Ege, Akrleraz iie Batı Karade- niz yaûmurtu, Iç Anadolu'nun yüteektesJmterindetaryağı- şgorûlecekHWAS!CAKLI- Ğl: Biraz artacak. RÜZGÂR: Guney yönterden hafif, ara st- ra orta kuvvette esecek. De- rczterde, Marmara, Kuzey Ege üe Baö Karaderîız'de yıldız ve poyraz, diğer denızlerde kıb- te ve toöostan 7 kuvvetinde, saatte 16-27 deniz milı hızla esecek. Van Gölû'nde harabulutlu gececek. Rûzgâr güney yönlerden or- ta kuvvette esecek. Görüş uzaklığı 5-10 km. dola- yında butunacak. Bokj Burea ÇanaMale Çotum Oendi Y 8° PEdin* 8 9° 2°Eızncan Y 3°-3° Eramım B -7» 18° EstoşaNr K 4°-2»GaSan«p Y 14° 11° Gnsun Y 14? B T-rWMl\ Y 13° 3°İSaı*ul Y V 3°laı* B 2°-WKars B PKnGMBBonu K 5° T>Ka»seıi Y 10° 4°t(ııMaral Y 11° B Y 12° «»Uatatya 6 Y B 2°-a°M«sın K. 4°- 6 11» B 14» BPOrtlu 0P-11°Samsun 8P-2°Swt 9° 6°Sinop 14» 9°Swas B Y Y Y B K 2° -3° labzon K V -1f ümcel Y 6 4 Usak K 2°-e°Van o 2° ZonguU* »Ç* öuMlu B | s e * ^ t a r t l A-aç* B-tx*ı9u G^ûnes» K-tariı S-ss» Y-KSflmurtu Imus Varçna Y 6° B 1S° Vıyma Y 9° «ashmgmn-- Zûrtı Y e° BUIMACA SOLDALN SAĞA: 1/ Sıgır çobanı... Yünden dövülerek yapılan kalın ve ka- ba kumaş. 2/ Eski- den hattaüar tara- fından kullanılnuş yan mat bir kâğıt tü- rü... Bakı. 3/ Rize^ nin bir ilçesi... Tele- fon sözü. 4/ Lapina bahguun büyük cin- si. 5/ Uluslararası Gürcş Ftederasyonu'- nun simgesi... Bai koymaya yarayan küçük tekne. 6/ Ma- fia örgütünün suskunluk yasası. 7/ Şenliklerde caddelere kurulan süslü kemer... Görcceli. 8/ tspanyollann scvinç ünlemi... Gömülmeden önce ölûnün sanldığı bcyaz bez. 9/ Nes- ne, şey... Huzur. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Argoda bir içimlik afyona verilen ad... Boşlukta 300.000 km/sn'ük bir hızla yayılan ışık taneciği. 2/ En kü- çük izci birliği... Aruz ölçüsünde kı- sa okunması gereken bir heceyi kahba uydurmak için uzatma. 3/ Çıplak toprak... Kara batmamak için aya|a takılan bir çeşit örgulü ayakhk. 4/ lstanbul'un bir ilçesi. 5/ Icar... Ekmek ufa- ğı. 6/ Canh renkli kumaşlardan yapılmış bir çeşit spor ceket. II Harman yerindeki tahilın taş ve toprakla karışık kabntısı... Gösteriş, Fıyaka. 8/ Gemici, işçi gibi kimselerin eglenmek için gittikleri içkili yer... Fizik, kimya, matematik ve biyolojiye veri- len ad. 9/ Tirsi balığma verilen bir başka ad... Pannak da deni- len bir lngilız uzunluk ölçü birimi. 60 YDL ÖTSCE CumhuriYet Halı davası MfcRCEl »UKSESESi UtUIKı ! OİM N» 22 ARALIK 1931 Londra ceza mahkemesinde görülmekte olan ve sehrimizdeki bazı müesseseleri de alâkadar eden mühim bir sigorta kaçakçıhğı davası hakkında dün malûmat vermiştik. Aldığınuz mütemmim malûmata göre maznun halı tacirleri îstanbul'da hazırladıklan balyeleri, Îstanbul'da çok büyük bir sigorta kumpanyasının maruf bir eksperine muayene ettirmişler, eksper tarafmdan verilen rapor burada tasdik olunmuş, eşyarun Londra'ya muvasalatından bir hafta sonra oraya gönderilmiştir. Rapor üzerinde yapılan tetkikat neticesinde bunun tarihi ile mallann yükletildiği tarih arasında mübayenet görülmüş ve asıl şüphe buradan başlamıştır. Mallar, lstanbul'da bazı tngiliz sigorta şirkeüeri mümessilleri bulunduğu halde başka bir şirkete sigorta ettirilmiş ve bu noktadan mes'ele aynca şayanı tetkik görülmüştür. Ingiltere'deki sigorta kumpanyası tstanbul'a aynca mufettişler göndermekle beraber mes'elenin tetkrkini buradaki (Vitol ve şürekâsı) sigorta kumpanyasına havale etmişler ve hâdisenin son safhalan bu suretle meydana çıkanlmıştır. Mes'elenin daha garip bir noktası da şudur: Hahlan sigorta ettiren ticaretane Londra'da gayet maruf biı avukat tutmuş, bu avukat tstanbul tngiliz sefaretanesini de mes'eleye müdahale ettirmiştir. 30 YIL ONCE Cumhuriyel 147'lerle ilgüi yasa 22 ARALIK 1961 Bakanlar Kurulu bugünkü toplantısmda 147 öğretim üyesirün universiteye dönmelerini sağhyacak olan kanun tasansıru onaylamıştsr. Milli Eğitim Bakanhgında yapılan çalışmalar sonunda hazırlanan ve sözlü olarak bir evveîki Bakanlar Kuruluna getirilen kanun tasansı bugün onaylandığından pazartesi günü Millet Meclisine hükümet tasarısı olarak sunulacak. Beş maddelik yeni tasan, 147'lerin tamamen Universiteye dönmelerini kabul ve üniversitelerin kadroya almalannı derpiş etmektedir. 114 sayüı kanunun 5 inci maddesini tamamen kaldıran yeni tasanda profesörlerin bir ay içinde senatolara müracaatleri halinde eski görevlerine kabul edilecekkri, aksi halde müstafı sayılacaklan hususu da yer almaktadır. Tasan, kanunlaştıgı gün yürürlüğe girecektir. GEÇEN YBL BUGÜN Cumhuhyet Güneydoğu'yayığınak 22 ARALIK 1990 Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Irak'a Kuveyt'ten çekilmesi için 15 ocak tarihine kadar tanıdığı süre için geriye sayım sürerken Türkiye'nin olası bir 'askeri müdahalede' ikinci bir cephe olacağına iiişkin kuşkular büyüyor. Güneydoğu bölgesine bir süre önce başlatılan askeri sevkıyat kapsammda Irak sımnna yerleşürilen komando sayısı 8 bini buldu. Trakya bölgesinden 4500 piyade erinin de önümüzdeki günlerde Güneydoğu'ya kaydınlacagı öğrenildi. Halen Türkiye'nin Güneydoğu bölgesinde yaklaşık 150 ucaktan oluşan ulusal bir hava gücü bulunuyor. Kızûordu'da çatışma Sovyet resmi haber ajansı TASS Ukrayna'daki Sovyet askerleri arasında çıkan bir etnik tartışmarun silahlı çatışmaya dönuştüğünü ve 21 askerin yaralandığmı bildirdi. Macaristan smınndaki Chop kasabasında görevli askerler arasında çıkan tartışmarun, önce yumruk kavgasına, ardından da silahlı çatışmaya dönüştüğü bildirildi. TASS, kavganın cephane bölümüne ve nöbetçilere saldırma boyutuna ulaştığını, daha sonra olay yerine gelen subaylara da saldın düzenlendiğini bildirdi. Haberde kavgaya kanşan askerlerin arasında Ermenilerin, Aİerilerin, özbeklerin, Çeçenlerin ve Türkmenlerin bulunduğu ve nöbetçilerin saatleTce süren kavgayı durdurabilmek için dövüşen askerlerin ayaklanna ateş ettikleri belirtüdi. Kavgada ölen olmadı|ı, 9'u kurşun yarasından olmak üzere 21 asker ve subayın tedavi için hastaneye götürüldüğü bildiriliyor. TABT1SMA MaliyeBakanhğt^ndatıalcsazu^ulamalaı* Vergileri arttırmaşartlannın gözde olduğu bu dönemde, Sayın Maliye ve Gümrük Bakanı'mn ülkemizdeki "vergi dairesi gerçeğıni" gözleriyle görmesinde sayısutoplumsalyarar vardır... Cumhuriyet tarihimizde neredeyse eşi görülmemiş bir demokraükleşmenin söz- cüsü ve yüklenicisi niteminı kazanmış yeni hükümeümizin uyandtrdığı coşku- nun. bir süre sonra tavsayvp, beklentile- rin ağırhğı altında düş kınkhğına dönüşebileceâi unutulmamalıdır. Çün- kü, sayın hükümet üyelerinin bu konu- daki lyimserliklerini gerçeğe dönüştür- menin o denlı kolay olmayacağını haykıran sayısız örnekler. günümüzTür- kiyesi'nde hak ve hukuk tanımazlığın yönetenlerin yaşam"a biçimi haline geldi- ğini göstermektedir. Bu bağlamda, hukukun üstünlüğünü geçerli kılarak. başmda bulunduğu ba- kanhğı demokratikleşürip memurlannın hakkını teslim etme onuru ile taçlanma fırsatı Sayın Maliye ve Gümrük Bakanı'- nın da önüne çıkmış bulunmaktadır. Böylesi bir uğraşın ilk adımıru maliye bürokrasisindeki maliye müfettişi-hesap uzmanı "'kastının" ortadan kaldınlması oluşturacaktır hiç kuşkusuz. Bakanhğın merkez örgütünü, elli bin memuru aşkın taşra bürokrasısinden ayıran aşılmaz du- var yıkılmah. ülkeye yayılrruş dev kadro- lan banndıran taşra örgütündeki değerli beyinlerin merkezdeki karar organlan olan daire başkanhklan, müdürlükler, genel müdürlüklerde görev yapmalanna izin verilmelidir. tkinci bir adım 19.4.1983 gün, 83/6525 sayılı BKK ve bu kararnameye ek olarak çıkanlan 1986/10917 sayılı BKK ile yü- rürlüğe giren "Devlet Memurlannın Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalanna lliş- kin Yönetmelik" hükümlerini uygulaya- rak hemen tümüyle "Genel ldare Hizmetleri Sınıfına" dahil olan taşradaki unvanlı maliye memurlannı zorunlu ta- yin baskısından kurtarmak olacaktır. . Kanıttan bol bir şey yoktur bu konu- da: Damştay 5. Dairesi'nin 27.12.1990 gününde temyizen kesinleştirdiği lstan- bul 6. İdare Mahkemesi karan uyannca vergi kontrol memurlanna hak ettikleri bir derece farklan bir yıldır ödenmemiş- tir. Yine aynı dairenın bakanlıgın yer degişünne yönetmeliği aleyhine verdiği 1991/1609 esas, 11.7.1991 günlü yürüt- meyi durdurma karan pervasızlıkla çiğnenerek ülke çapında yüzlerce vergi kontrol memurunun tayini yapılmışür. Bu memurlann bakanlık aleyhine aç- mış olduklan idari davalar cumhuriyet tarihimizde örnek sayılabüecek boyuüa- ra ulaşmıştır. Yalnızca 1990-1991 döne- minde 500'ü aşkındır bu sayı. Yine sözkonusu bakarihktır ki, önce- likle merkez örgütündeki denetim ele- manlannın çıkarlannı garantileyen bir "Serbest Muhasebeci Mali Muşavir ve Yeminli Mali Müşavirlik Yasası" çıkara- rak, her yıl yaptıklanvergi incekmekriy- le milyarlarca lira matrah farklanna raporlar düzenleyen vergj kontrol me- murlannı bu haktanyoksun bırakmışlar- dır. Vergileri arttırma şarkılanmn gözde olduğu bu dönemde, Sayın Maliye ve Gümrük Bakanı'nm ülkemizdeki "Vergi Dairesi gerçeğini" gözleriyle görmesinde sayısız toplumsal yarar ardır. Ulkemızde bir şeylerin değişüğini gör- menin mutluluğunu yaşamaya maîıye- den başlamak istiyor, kolay gelsin diyoruz. ASUMANA.SARICA tsunbal tfnJversdteeve Araştırma Görevliieri . A - 1 "• ^ Bu amaçla, genel eğıtım anlayışmda ve eğitimin her duzeyinde bütünlük içindeYatınmcılara dayananvebunuhukuki düzenlemelerle (örneğin, araştırmagörevlilerininsözleşmelistatüdetutulması)pekiştiren bir üniversite anlayışınıneleşüreldüşünceyive özerk üniversite anlayışımhazmetmesioldukça zordur. Toplumsal ve tek.nk alanda toplumla- geçerlılığmi sürdürmekteydiler. 12 Eylül nn tüm yeniliklere açılabilmesi için üe ^zhz belirainleşen kışla üniversite an- düşünen, araştıran, lartışan ve inançlan ıaV ışj V e cuntacı hukukun Güvenlik doğrultusunda mücadele eden insanlara Soruşturmaları ile hüküm sürdüğü üni- ihüyaç vardır. Toplurnda bu işlevin yeri- versitelerde kadrolaşmanın başlı başmay ç p ş y ne geürilmesinde üniversitelerin önemi büyüktür. Fakat üniversitelerimizin bu sorun olduğu açıktır. Sorunu bıreye indirgemek bana göreislevi yerine getirmemesi için büvük çaba , =x>rumı oıre _ _ __ harcanrnaktadır. İleriye yönelik' her adı- baa seyten aztemekte ve sorunun ozunu mın karşısmda sUtus quo'cu ve düzenle gozden uzaklaştırmaktadır. Eğıtımın vu- bütünleşen bir Ubaka vardır. Varolan rurluktekı ekonomık ve sıyasal modele sistemde kendine bir yer edinme ve dü- gorebıçımlendığıbırgerçektır.Umversı- zenle bütünleşme çabasına giren birey ya da bireyler, kişilikleri de dahil olmak üzs • re bir dızi alanda ödün verirler. Bir vanda dûzenle bütünleşmenin getirdiği ofanak- lar, diğer yanda inanmış olduklan -tabii varsa- değerler. Bu ikilem. zamanla top- lumun her kurumuna bulaşırken, ilk seçenek toplumun genelini kapsayacak yozlaşma sürecini başlatır. 12 Eylül ile getinlen sıyasalyekonomik düzenlemeler yaşamın her alanında böy- le bir anlayışı egemen kıkk ve üniversiteler debu anlayıştanpaylanna düşeni aldılar. telerimizde sorunlu araştırma görevlisi ya da öğretim üyesinin varlıöı e|itim sis- teminin yapısmdaki aksaklıkla ilgilidir. Sorunlu bireyler ancakbunlan içinde bu- lunduran çevrede yaşayabilirîer. Üniver- sitelerin sorunu, sorunlu bireylerden çok eğitim sisteminin yozlaşmasmdan kay- naklanmaktadır. Yatunmcılara dayanan ve bunu hukuki düzenlemelerle (ömeğin, araştırma gö- revlilerinin sözleşmeli statüde tutulması) pekiştiren bir üniversite anlayışının eleşti- rel düşünceyi ve özerk üniversite anlayı- Üniversiteyi ve içinde bulunduğu sorun- şıru hazmetmesi oldukça zordur. Eleştirel lan yürürlükteki sistemden ayn düşün- düşüncenin yer almadığı bir yerde tek bir 1980 öncesi ve düşüncenin egemen küınması çabası var- dır. Böyle bir anlayışın üniversitelerde kabul görmesi korkunçtur ve üniversite- toplumda üstlendiği işleve olduğu mek mümkün değildir. 1980 öncesi sonrası ayınmı bu gcrçeğj gizkrrıeye yar- dım etmektedir. Çünkü üniversitelenmi- nsal sorunlar bu la o dönemde de zin içinde bulunduğu yapı: kadar belirgin olmasa- da nin kadar onun özüne de aykmdır. yapısal değişikliklere ihtiyaçvardır. Mes- lek seçimıne iiişkin yapılan anketlerde yapılan tercihlerin sıralamasmm en so- nunda üniversite öğretim üyehğinin (dolayısıyla araştırma görevliliğinin) yer alması düşündürücüdür. Bunun nedeni- nin bir tek soruna bağlı olmadığı açıktır. En kısa sürede üniversitelerin özerk sta- tüye kavuşturulması kacınılmaz bir olgudur. Bu genel yapı içerisinde araştırma gö- revlileri ile ilgili sorunlardan bazılannı belirtmekte yarar görüyorum. - Araştırma görevlilerine uygulanan sözleşmeli statüsünün kaldınlması, - Güvenlik soruştunnalanna son veril- mesi, - Araştıçma görevlilerinin yönetimin her ka^îemesinde terasil edilmelen? - Araştırma görevlirerinin statü've gö- revlerinin ne olduğu konusunda belirsiz- liğin giderilmesi, - Araştırma görevlilerine örgütlenme hakkmın tanınması, - Kadrolann dağıhmmda ve tespiünde araştırma görevlilerinin de kauhmının saglanması, - Araştırma fonlannın artınlması, - Araştırma görevlilerinin ücret du- rumlannın düzeTtilmesi, - Araştırma görevlilerinin yurtdışı ola- naklanndan eştt düzeyde faydalanmalan ve adam kayıncıhğa son verilmesi, - Sınavlara araştırma görevlüeri ilebir- likte öğreüm üyelerinin de katılması. YAVUZ GÖKALP YILDIZ t.Ü. tktisatFakültesi Araştırma Görevlisi ÇıkışlanYasaManamax mı? Yeni kurulan koalisyon hükümetinin programında demokrasiyle ilgili çok gü- zel şeykr var. Hükümet ortağı iki parti de amaçlarınm demokrasinin tüm kurum ve kurallanyla eksiksiz uygulanması oldu- ğunu vurguluyorlar. Programlanna, beklenülerimize uygun hedeüeri koyma- lan da dürüstlükkrini ortaya koydu. Ancak dıkkatımizi çeken önemli bir konuya hiç değinilmemiş olması üzücü- dür. Bu önemli konu. çahşanian yaşam- sal düzeyde ilgikndiren, aile yıkımlanna, intiharlara yol açan ışçı çıkarmalandır. Bugün Türkiye'de Saym Turgut Özal'ın sözkrinden cesaret alan işvercnkr tara- fından 250 bin kişi, üstelik son 1 yılda, işten çıkartılmış durumdadır. Ve halen de işçi kıyımlanna devam edibnektedir. 12 Eylül'ün paşalannın yönetime el koy- duğunda ilk uygulaması, hatırlanacağı gibi sadece sokağa çtkma yasağı değildi, işçi çıkarmalar da vasaktı. Bu karar, bel- ki o günün koşullan içinde halka şirin gözükmeyi hedeflemiş olabilir. Ancak yî- ne de cesareüi bir karar ve uygulamaydı. Bize göre yeni hükümetin yapması ge- reken ilk icraatlardan biri anti demokra- tik biçimde süren işçi çıkışlanna bir an önce dur detnek olmahdır. Her iki parti- nin de tam bir mutabakatla konuya egümesinde sonsuz yararlar vardır. İşçi çıkarmalara genel olarak baktığımızda, öncülüğün karlarma kâr katan noldinp- ler olduğunu görürüz. Bu holdinglenn açıklanan kân 20 trilyonun üzerindedir. Sayın hükümet yöneücileri, Sayın Çahş- ma Bakanı Mehmet Moğultay, sosyal adaleün ilk adımı olaraklütfen şu çıkışla- n gündeminize ahnız. İşçi, halk sizden bunu beklemektedit. ZEKİÖZEBL Adana İLAN YOZGAT KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1988/108 Davacılar Bekir Ibiş ve arkadaşları tarafmdan Dudu Arslan ve 31 paydaşlan aleyhine Yozgat Merkez Sanhacı- U Köyti'nde bulunan 24, 26,76, 77, 78, 87,93, 94,96,97, 123,125, 128,242, 261, 268,428, 429, 430, 492, 547, 548, 549,607,682,769,776,777, 804, 805,806, 808, 809,1063, 1065, 1172, 1173 ve 1175 numarah parsellerin kendilerine ait olduğunu iddia ederek dava açrruşlardır. Ölü olduklan anlaşılan davahlardan Yozgat Merkez Sa- nhacıh Köyü nüfusuna kayıtlı Keziban Şahingöz mirasçı- lan; 1.1.1949 D.lu Abdurrahman Tuna, Remziye'den olma 28.2.1950 D.lu Abdurrahman Tuna, Remziye'den olma Ra- bia Tuna (Öcalan), Feride kızı Emiş Aslan, Niyazi oğlu Necip Şahingöz ile Afıde (AYŞE) Bulut mirasçılan; Sor- gun ilçesi Külhüyük Köyü nüfusuna kayıth Yusuf çocuk- ları Ceunet, Gülhan, Eüf, Aslan, Kemal kızı Zeycan Ars- lan, Bahatün çocuklan Mustafa, Saffet, Semiha, Selahat- tin, Sagıp, Suzan, Nuran, Uğur Aslan, Veysel kızı Hali- me Arslan, Halil çocuklan Satı, Fikriye, Ahmet, Mehmet, Fariz, Cengiz Arslan, Yusuf oğlu Şakir Arslan, Şakir ço- cuklan Kamil, Cennet, Saffettin ve Ayşe Arslan, Sorgun ilçesi Agcm Köyü nüfusuna kayıth Bekir çocukları Du- rak, Yaşar, Yüksel, Mustafa Bulut, Osman çocuklan Adife, Emme, Ayşe, Rabia, Yaşar ve Murat Bulut, Salih çocuk- lan Mevlüt, Emine, Hatice, Naime ve Gülsüm Arslan, Hamdi çocuklan Abdulbaki, Muhlis, Hatice ve Faik De- mir'in açık adresleri tespit edilemediğinden tebligatın üa- nen yapılması gerekmiştir. Duruşmanın 28.1.1992 günü saat 9.30'a talik edildiği, duruşmaya gelmedikkri takdirde yokluklannda karar ve- rilebiîeceği hususu ilan tarihinden itiöaren 7 gün içerisin- I de tebliğ edilmiş sayılacağı 7201 sayıh yasanın 31. mad- desi uyannca ilanen tebliğ olunur. 10.12.1991 Basın: 51040 tLAN CtHANBEYLİ KADASTRO HÂKİMLtCl'NDEN Esas No Hâkim Kâtip Davacûar Vekffleri Davalüar 1991/33 Rahime Akan 27642 Hüseyin Üstündağ 1- ZUfınaz Çağlayan - Ahmet Kıa 1338 D. lu Doğancüaı Caddesi Aziz Mahmut Efendi Sokak No: 94/2 Üsküdar - tstanbul 2- Ruştü Baran, Hanım oğlu Doğancuaı Caddesi, Aziz Mahmut Efendi Sokak No: 94/2 Üsküdar - tstanbul 3- Makbuie Aydm, Hanım kıa, Doğancüar Caddesi, Aziz Mahmui Efendi Sokak No: 94/2 Üsküdar - tstanbul Av. Mustafa Akmcı, Hükümet Alaıu Belgin tşhanı - Cihanbeyli 1- Aü Rıza Berk, Ahmet o|lu, Köprübaşı MahaUesi Taşkesü Sokak No: 7 Cihanbcyü. 2- Adife Berk (Aslan) Ahmet Kızı, AtiUa Mah. Tepe Üstü Sokak No: 422 Ankara 3- Muhammet Sıdık Betk, Ahmet Oglu, ' Köprübaşı MahaUesi, Taşkesti Sokak No: 7 Cihanbeyli 4- Mustafa Berk, Ahmet Oglu, Köprübaşı MahaUesi, Taşkesü Sokak No: 7 Cihanbeyli 5- Selahatün Berk, Ahmet Ofclu, Köprübası MahaUesi, Taşkesti Sokak No: 7 Cihanbeyli 6- Çiğdem Berk, Ahmet Kızı, Köprübaşı Mahalesi, Ta^kesti Sokak No: 7 Cihanbeyli 7- Mehmet Berk, Ahmet Oğlu, Köprübaşı MahaUesi, Taşkesti Sokak No: 7 Cihanbeyli Dava# : Tespite ttiraz. Davacûar veküı tarafmdan davalılar aleyhine tnahkememize tespite itiraz davası açıkms olup mahkememizce yapılmakta olan yargjla- mada verilen ara karan uyannca: Tüm aramalara rağmen adresi tespit edilemeyen, duruşma günü ve dava dilekçesi tebüği yapılamayan davalı Ali Rıza Berk'e Tebligat Yasası'mn 28 ve 29. maddeleri gereğince dava dilekçesi yerine ilanen tebliğ olunur. 9.12.1991 Basın: 51050 KARŞ1LAŞMALAR ADALET AĞAOĞLU Işık! Işık!.Bir zamanlar, Söz gazetesi çıkacağı sıralarda, bana ay- rılması düşünülefi köşeye "Karştlaşmalar" ana baştığını koymaya kararltydtm. Ama daha başlamadan Söz'de yaz- maktan caydım. Yine de o gün bugündür, belli bir yerde, belli bir sürekliltkte yazarsam, yazılanmın ana başlığını "Karşılaşmalar" koyarım, der dururum. Burası sürekli bir köşe olmayabilir. Hiç önemi yok. Ye- ter ki arada bir göründüğömde de yazılanmın ana başlı- ğı bu olsun. Bir edebiyatçının güncel durumlarla ilgili ya- zıları için "Karşılaşmaiar" bana mühtiş çağrışımlı geliyor. öyle çağrışımlı ki 'edebî' alışkanlıkları bile çatısı altmda barındırabilir. Sözcüğü bütün olarak aldığınızda da parçalaraböldü- ğünüzde de çeşit çeşit anlamlar boy göstermektedir. Ba- kın, şöyle: Karşı; (Muhalit, öie yaka, evtm evine / köyüm köyüne, önündeki, burnunun dibindeki, karşı takım, karşısında du- ran, oturan, yüzünü bir yana çevirme halı: Denize karşı durmak, yani... Hakkında, için: Ona karşt şunu hissedi- yorum; bu durumda şöyie davranmak gerekir... dogru: Sa- baha karşı; direnmek: Karşı durmak; -aynca- karşt dur- mak. Karşı gelmek: Konuğu karşılamak. Trenden, uçak- tan ineni karşılamak vb.) Düşünürsek 'Karşı'nın belki başka anlamlannı da buluruz. Şimdi buna bir hece daha ekliyorum (la.) Karşıla: (öyle davran, hoşgör, anla. Göğüs ger, konuk karşıla, başbakanı alanda karşıla; eşitte, denk getir vb.. 'Karşıla'ya (ş) harfini ekliyorum: Karşıtaş: Git, gör, ara but, sor; başına gelsin, belanı bul! vb...) (Ma) yı ekleyip emir kipi bile yapıyorum; temenni de: Karşılaşma: (Sakın ha! Başınagelmesin, bulaşma, rast- laşma. Buluşma, başına gelme: Bugün şu olayla, bu kim- seyle karşılaştım, gibi.. aynca tabii: Maça tutuşma, yarışma..) Her zaman, her an, herkesin, her yerde başına gelebi- lecek, hep olabilecek olan her şey. Bu 'her şeye 1 karşı dü- şünülüp eylenebilecek çeşitli 'şeyler'... Topluca "Karşılaşmalar" işte. Örnekse, şimdi benim için haftanın sadece bir gûnû ola- bilen bir karşılaşma durumundan söz açayım: Bu, bası- nımızın hemen tümüyle karşılaşma, onu karştlama, ona karşı durma, onu anlama haüerimdir. Pazar günierimin en büyük keyfi ya da Pazar günlerimi mazoistçe, kendi elle- rimle berbat etme hali: Ikisi de aynı oranda geçerli. Pazar günleri gazetelerin hemen hepsini, haftalık der- gilerden birkaçmı, bir iki de aylık dergiyi alırım, topluca kucağıma yığıp saatlerce ilgiden öfkeye, öfkeden kahka- haya, kahkahadan kedere, kederden alkışa, hoşgörüye, oradan meraka, meraktan isyana, ısyandan umuda, umut- tan tekrar öfkeye, buradan yorgunluğa, bitkinliğe, derken, "kim nerede ne yapmış, ne yemiş, ne içmiş, ne giymiş, ne çıkarmış, kim kimle yatmış, kalkmış"lara doğru gider dururum. Özetle, insanoğlunun hemen bütün ruh hallerini, zihm durumlarını art arda yaşamak, çoğu za- Kimbiür, belki de bu ülke 3 a d b i r ° ^ t biri bir türtü 'kesin zu tadıyla kala kal- UimitSUZİUk' maktır karşılaşma^ hırakmadını ictn nin adı. bu arada, ar- Diramnaoigi »Ç»" Ç tık şaşacak, şaşıra- tonlan bu kadar getçiıı cak dönemleri çok- rıkıunr- Iratrifton tan aştım, demeye ÇW»yOr, Kaymen, kalmaz, sayfaları bir COŞkttdan yokSUfl kınlıklara da uğra- kotanimış, hem gazete alabildiğine ucuzla- ^ 5 ^ l^tttâilDİZ tılmış bir sayfanın bi- . • T^ - •. •• le bir koşeciğinde kaışııaştığıınız tıaller ansızın çok derinlik- OİUVOf. U, çağdaş dûşünce ler yansıtan hem de çok güzel yansıtan satırtarla karşıla- şıvermemden ileri gelir. Herkes bilir: Bu sevinçli şaşkın- lıklar, sevilmeyecek gibi değildir. "Basın aynı zamanda toplumun aynası olmalıdır", den- mektedir ya? Pazar deneyimlerimden bütün dayanakla- nyia bilıyorum ki, Türk basını pekâlâ toplumun aynası ola- bilmektedir. Her şeyin çukura yuvariandığına inandtğınız an'da, burnunuzun dibinde beklenmedik bir ışıklı nokta beliriverir. İşte bu anlamda basınımız gerçekten, ayna ol- ma hali bir yana, toplumun ta kendisidir. Uç karamsariık- tan uç ışıklanmaya, büyük düşmantıklardan yakın kucak- laşmalar haline geçiş: Oyle ya, basın da toplum da işi ha- fife alıyorsa, bunalımdan alıyor. Gülüyorsa, sinirden gü- lûyor. ağlıyorsa, derdine yanıyordur. (Bunu ben sadece köylü kadınlar arasında oiur sanırdım: Şimdi dovünür, saç baş yolarken, bakarsınız şimdi oynamaya, kalkıp göbek atmaya başlarlar ya) Şöyle bir durup düşünme de var ta- bii. Ama toplum bilinci, sürekli düşünme halinde kalmak istemez. Doğrusu akıldışılığın egemenliği bu sefer de in- sanları kendi gözünde hindi durumuna düşürebilir. Her ciddi durumdan bir gırgır icat edilmesi bundandır.. diye düşünürüm ben de basınımız ve toplumumuz üstüne bu türden düşünmenin tehlikeli sınırlarında dolanırken... Kimbilir, belki de bu ülke bizi, bir türlü 'kesin umutsuzluk' halinde bırakmadığı için ses tonlan bu ka- dar gergin çıkıyor; keyiften, coşkudan yoksun hırçın ton- lar, kıncı yarıcı hareketler hem sokaklarda, caddelerde, hem gazete kolonlannda sık sık işittiğimiz tonlar, karşı- lastığımız haller oluyor. Bir görünüp bir yok olan ışıklı nok- talardır herhalde bizi böyle sinirli bir toplum yapan. Kuşkusuz bu kadar bir alestelik ölüm dinginliğine yeğ- lenir; büsbütün elden ayaktan düşmediğimizi, ölmediği- mizi gösterir. Ama okun ucuna taze otu bağlayıp atı kır- baçlarsanız, onu delirtebilirsiniz de. Sonra da buyrun cenaze namazına. Hükümet degişti, Diyarbakır'daki karşılamalara bakar sanız insanlar hiç bu kadar umutlu olmadı. Ecevit zama nına benzer kültür kurulları yine toplanryor; tutuklu kîta; ların salıverilmeleri çok güzel; Eskişehir'in modern zir danı çoktan boşaltıldı; insan nakları, basm-yayın hayat mız, kültürel hayatın, eğitimin yeniden düzenlenmesi iç yeni yeni vaatlerie karşılaşıyoruz. "Kürtçe de konuşulsa Aleyiler de kendilerini açıkça yaşayabilseler.."in fısıltıy bile söylenemediği günler ne kadar 'uzakta' kaldı. Ama yaratılan büyük umut bu sefer de boşa çıkan sa, bilmiyorum, sinir hali deliliğe dönüşmez mi? En iy umudumuz olsun da kolaycılık, kendimizi kandırmac olmasın. OSMANCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1990 479 Davacı SS Kurumu Genel Müdütluğü Adına Av. Figen Karagö* lu tarafmdan davalılarözkoçaklar Maden A.Ş. KınltepeK.ömürO ğt, Metin Ozkoçak, Haluk Yılma2 ve Necati Aslantürk aleyhine a mış bulunas alacak davasmın yapılan açık duruşması sonunda: Davalılardan HALUK Y1IİMAZ VE METtN ÖZKOÇAK'a ruşma gününü bildınr davetiye leblığ edılemedı|inden adı geçer duruşma gününübildınr davetiye yerine geçcrh olmak üzere duru günü olan 25.2.1992 günü Osmancık Ashye Hukuk Mahkemesi hazır bulunmaları ilanen lebliğ olunur 26.11.1991
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear