18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÇUMHURİYET/14 HABERLERİN DEVAMI 22 ARALIK 199ı ASKER AKAYEV BUGUN ANKARA'DA DtşişleriBakanı Çetin, ortak üyeliğin 'sürekli ve kalıcı' olcmk kabuledilmeyeceğinisöyledi Türkiye, BAB dışında tutulamaz'Ozbekler gitti Kırgızlar geldıBonn ve Brüksel'deki temaslarını tamamlayan Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, dün Ankara'ya döndü. Çetin, "Türkiye'nin, BAB'ın tam üyeliği dışında tutulamayacağını açıkça söyledim. Türkiye, ortak üyeliği sürekli ve kalıcı bir ortaklık biçimi olarak kesinükle kabul etmez" dedi. insan haklan konulannın, ilk kez bir tartışma konusu yapıl- madığını bildirdi. Çetin, Türkiye'nin ATnin eşit hakh ve onurlu bir üyesi olmak istediğine değindiğini belirterek, "AT'nin arkasından koşarak, etegine yapışüarak değil, toplu- luğun aynı değer yargılannı pay- laşan, aynı bedefleri gerçekleş- tireo, onuriu, eşit haklı üyesi ol- mak amacında olduğumuzu söyledik" dedi. 1992'de topluluğun genişleme- si konusunun gündeme gelece- ğine işaret eden Dışişleri Baka.- nı, bu genişlemenin ne şekilde olacağının henilz çok açık bir boyut kazanmadığını söyledi. Çetin, "Türkiye'nm, Avrupa'nın özeOfkie geçmiş dönemde gii- venlik ve savunma alanlanna büyük katiuian olduğunu, Av- nıpa'nın güvenlik ve savunma sisteminin dışında tutulamaya- cagını, bunun dışında düşünü- ANKARA (AA) — Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Türkiye^ nin Batı Avrupa Birliği'ne (BAB) ortak üyeliği, sürekli ve kalıcı bir ortaklık biçimi olarak kesinlikle kabul etmeyeceğini bildirdi. Çetin, Türkiye'nin BAB'ın tam üyeliği dışında tu- tulmasının söz konusu olamaya- cağını belirterek, ortak üyelik konusunda Türkiye'ye bir çağn- nın henüz ulaşmadığını vurgu- ladı. Çetin, Almanya ile "soğnk döaem"in kapandığını kaydetti. Çetin, Brüksel ve Bonn'daki temaslannı tamamlayarak An- kara'ya dönüşünden sonra Esen- boğa Havaalanı'nda yaptığı açıklamada, AT bünyesindeki temaslan hakkında bilgi verdi. Türkiye'deki yeni hükümetin programının son derece olumlu karşılandığını keydeden Çetin, bükümet programında yer aJan Türkiye'de deraokratikleşme ve lemeyeceği konusunu dile getir- diğinde, temas ettigim kişilerin buna katılmış oldağunu da gör- düm. Hiç kimse Tiirkiyesiz bir Avrupa güveniiği, Avrupa sa- vunması düsünmüyor" diye ko- nuştu. Brüksel'deki Kuzey Atlantik Işbirliği Konseyi toplantıları hakkında da bilgi veren Hikmet Çetin şöyle konuştu: "NATO ve AGIK'in ilkeleri- nin ve işbirliginin güçlendirüıne- si konulannda, hem kurumsal, hem de süreç olarak NAFO'nun önemi ortaya kondu. NATO'yla ilgili bu degeriendirmeyi yapar- kea, özeltikle şunian belirimek istiyorum: Ikinci Dünya Savaşı'ndan beri devam eden Dogu-Batı rekabeti, çatışması, soğuk savaş, Avrupa'nın bölün- muşJiiğiı sona ermiş, demokra- sinin, hukukun. insan haklan- nın ustünlügü zafere ulaşnuşar. Bu sonucun elde edilmesinden NATO'nun ve üye ülkelerin önemli bir katlua olduğu bir ke- re daha saptanmış oldu." Türkiye'nin Ikinci Dünya Sa- vaşı'ndan bu yana yeni dünya düzenine kendi çapında katkıla- n olduğunu belirten Çetin, "Şimdi Türkiye'de yeni hüküme- tin işbaşına gdmesiyle, kendisi- nin katkısıyla yapılan böyle bir dünya düzenine kendi içinde de tıim kurumlarıyla gercekleştir- menin öncülüğünü yapacakör" dedi. Çetin, bunun için demok- rasi ve insan haklan konusunda ortaya koyduklan programı, en kısa zamanda gerçekleştirecek- lerini, Avrupa ve dünyada çok- tan hak ettiği onurlu ve güçlü yerini mutlaka alacağını bildir- di. Dışişleri Bakanı, "Türkiye'nin öneminin çok büyük olduğunu bir kere daha gözlemlediın. Her- kes Türkiye'ye büyük önem ve- riyor. Ama Tiirkiye'nin önce kendi sorunlannı mutiaka çö- ziimleyerek, yüzünü çağdaş diinyaya çok daha açık yürekli- likle dönmesi gerekir" ifadesini kullandı. Çetin, temasları sırasında Türkiye'nin, SSCB'den bağım- sızlığmı ilan eden tüm cumhu- riyetleri tanımış olmasımn isa- betli bir karar olduğunu gözlem- lediğini kaydederek, ABD baş- ta olmak üzere, birçok ülkenin de tanıma konusunda önümüz- deki günlerde adım atacağını söylediklerini bildirdi. Çetin, "Ama Türkiye, kendi ulusal çı- karlannı ve komşu olmanın so- rumlulugunu dikkate alarak, buna önceden yapma olanağını bulmnş oldu" dedi. Ikili temaslannda karşıuklı davetlerin de gerçekleştiğini söy- leyen Çetin, önümüzdeki dö- nemde Romanya Dışişleri Baka- nı Adrian Nastase'nin Türkiytf yi ziyaret edeceğini ve Italya Dışiş- leri Bakanı Gianni de Micbelis ile Roma veya Ankara'da bir araya geleceğini kaydetti. Dışişleri Bakanı Çetin, Al- manya'daki temaslanna değinir- ken, bu ülkeyle son aylarda ba- zı yanlış anlamaların bulundu- ğunu anımsatarak, "Almanya'y- la bir süredir ortada olan soğnk dönem kapanmıstu- diyebilirim. Yeni bir asamaya geünmiştir. Ai- manya'yla olan üişkikriiııiz ta- ribten gelen yakın ilişkUer çer- çevesinde yeniden olumlu bir boyut kazanacak" dedi. Çetin, Türkiye'nin BAB'a üyeliği ile ilgili bir soruya da şu karşıhğı verdi: 'Türkiye'nin BAB'a üye olma başvunısu var. AT'nin Maast- richt zirvesinde ahnan bir karar var. Bu karar henöz uygulama- ya konulmuş degil. Bu kararda AT'nin, Avrupa'nın siyasi birlj- ğine dönüşmesi noktasuda ken- di güvenlik ve savunma örgütii- ne sahip olup olmama konnsu gündeme gelmiştir. Acaba lcen- disi yeniden bir savunma örgü- tü kuncak mı yoksa mevcut ör- gütlerden birini mi bu bale dö- nüştürecektir? Bu, tarüşılnuşur. Bu aşamada BAB'a bir görev ve- rilebilecegi ortaya çıkmıştır. ATye tam üye olup da BAB'a •ye olmayan ülkelere tam üye- lik görüşmeleri yapmak üzere bir çağn yapılmışür ve aünan kararla, BAB'a tam üyelik fle ATye üyelik özdeşlestirilmistir. NATO üyesi olup da AT üye- si olmayan ülkeiere de ortak üye olma konusunda çagn yapdmış- tır. Buniar, Türkiye, Norveç, h- landa'dır. Benim orada söyledi- gim şu: Türkiye, ortak üyeliği sürekli ve kalıcı bir ortaklık bi- çimi olarak kesinlikle kabnl et- mez. Türkiye'nin, BAB'ın tam üyeliği dışında tutulamayacağı- nı acıklıkla söyledim. NATO üyesi olarak 1952'den beri görev yapan bir ülkenin, NATO'nnn Avrupalı üyelerinden oluşacak bir kurumun dışında tutulması- nın söz konusu olamayacağını, bunu Türkiye'nin benimsemedi- ğini söyledim. Bu konuda Türkiye'ye bir çağn da benüz gelmeı Bakırköy1de sıcak seçiın 1. Smyfmda) dırümasına yol açtı. Ancak asıl neden, Bakırköy Belediye Başkanlığı seçiminin, 20 Ekim seçimierinin "rövanşı" niteliği taşımasıydı. Her parti, bu yüzden tüm kurmaylaruu se- ferber etti. Ve bir kampanyada akla ne gelirse, tümü birkaç gflnde gerçekleştirilmeye çalışıl- dı. Bakırköy'de, DYP dışındaki partiler "Mderler" düzeyinde yüklenirken halkın genellikle se- çime ilgisiz kaldığı, hatta "bu- •alnuş" olduğu gözJendi. Bakırköy'de bugün 676 bin seçmen 1851 sandıkta oy kulla- nacak. Propaganda kampanya- sımn son gününde liderler, kent turu atarak mitingler düzenleyip kahve toplantıları yaparak çalış- malannj tamamladılar. Liderler sokaklarda Kampanyanın son gününde, ilçeyi "kırsal" ve "kentsel" ke- sim diye ikiye ayıran partiler, konvoylar eşliğinde tur attılar. özgürlük Meydanı'nda da mi- tingler düzenlediler. SHP Genel Başkanı Erdal înönü, "Giiııeş" otobüsü ile Ataköy, Yenibosna, Kocasinan, Bağcılar, Esenler ve Güngören- de konvoysuz tur attı. Ardından özgürlük Meydanı'nda haika hitap etti. Inönü'ye Sanayi Bakanı Tabir Köse, Buyükşehir Belediye Baş- kanı Nuretün Sözen, MYK üyesi Ercan Karakaş, Ankara Buyük- şehir Belediye Başkam Murat Karayslçuı ile bazı miiletveküieri eşlik ettiler. Beraberinde belediye başkan adayı Yüksel Çengel ile dolaşan tnönü'ye, Üsküdar Belediye Başkam NiyazJ Yurtseven dışın- da SHP'li Uçe belediye başkan- lanndan eşlik eden olmadı. Halkın seçime ilgisiz olduğu gözlenen Bakırköy mahailete- rinde lnönü de fazla ilgi görme- di. lnönü, kırsal kesimdeki yol- lann çamur ve bozuk olmasın- dan şikâyet eden vatandaşlara "Haknsınız, Çengel'i seçerseniz düzdecek" dedi. Seçünin yapılacağının kesin- leşmesiyle birlikte Bakırköy'e gelen ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, dün de belediye başkan adayı Ali Talip Özde- Macar polisi ipucu arıyor Haber Merkezi— Türkiye'nin Budapeşte Büyükelçisi Bedrettin luaabaş'a geçen perşembe giinü duzenlenen süahlı saldınyla il- gili olarak Macar polisinin elin- de Fransız Haber Ajansı AFP- nin verdiği haber dışında hiçbir ipucu bulunmadığı bildirildi. Türk Ermenileri Patriğî ve ls- tanbul Başpiskoposu Karekin Kazanciyan, Büyükelçi Tuna- baş'a duzenlenen saldmyı kma- yarak, "Bu saldın yepyeni bir safkaya giren Türk-Ermeni dostluğuna yönelik bain bir en- geOemeyi temsil etmektedir" dedi. Budapeşte'de, Macar güvenlik birimleri yapüklan açıklamalar- da AFP'nin haberini temel ala- rak "Büyükelçi Tunabaş'ın Türk istihbarat örgüüerinde üst düzeyde görev aldıgı için öldü- rülmek istendigini ve suikast gi- rişimini Ermeni terör örgütü ASALA'mn üstkndiğJni" belir- terek başka bir bilgileri bulun- madığını söylüyorlar. AA'nın haberine göre Macar polisi, Türk Böyflkelçiliği men- suplanna da AFP'nin haber metnini gösterdiler ve başka ipu- cu bulunmadiğını bildirdiier. •uVle birlikte semtkri dolaştı. Çocuklardan ve genç kızlar- dan oldukça ilgi gören Mesut Yılmaz, çocuklara "anne ve ba- balarını sandık başına götürmelerini" önerdi. Daha çok Karadenizli nüfu- sun yaşadığı kesimleri dolaşan Yılmaz, Habibler Mahallesi'nde yaptığı konuşmada, SHP lideri gibi yollann bozukluğundan ve çamurundan şikâyet etti. DYP adayı Yakup Akyüz'ün "Karadenizli" olması nedeniyle bu kesimin oylanm ANAP'a çekmeye çalıştığı ifade edilen Yılmaz, çay içtiği kahvehanede- ki vatandaşlarla horon tepti. Bu arada Yılmaz'ın konvoyu, Esenler'de RP lideri Necmettin Erbakan'm miting alanındaki konvoyuna karıştı. Uzun süren bir traflk sıkışıklığından sonra konvoylar yeniden birbirinden aynlarak yollanna devam ettiler. DSP lideri Bülent Ecevit de çok sayıda araçtan oluşan kon- voy eşliğinde mahaJleleri dolaş- tı. Esenler ve Güngören'de ilgi gören Ecevit, yanında eşi Rah- san Ecevit ve belediye başkan adayı Dr. Nuray Bayram'la DSP'ye destek istedi. Ecevit'in konvoyu ile RP lide- ri Erbakan'm konvoyu, özgür- lük Meydanı güzergâhı olan tn- cirli Caddesi'nde birbirine kanş- tı. Ecevit, Nuray Bayram'a des- tek isterken DYP-SHP iktidarı- nm yanı sıra ANAP'ı da eleşti- rerek "Bakırköy'e bir hanım eli değmeli" diye konuştu. Başbakan Süieyman Demi- rel'in, "yoğun programını iptal edemediği için" gelmediği Ba- kırköy'de DYP adayı Yakup Ak- yüz'e, bakanlar Nevzat Ayaz, Ersin Faralyalı, Tansu ÇUIer, Akın Gönen, Gökberk Ergene- kon, Mehmet Ali Yılmaz ve Yıl- dınm Aktuna destek çalışması yaptılar. Bakanlann bir bölümü ev ve mahalle calışmalarına katınrken bir kısmı da belediye başkan adayı Yakup Akyüz'le birlikte kahve toplantılannda halka hi- tap ettiler. Güngören, Bağcılar, Güneşli ve Esenler mahallelerin- de ilgi gören DYP adayı Akyüz ve bakanlar çeşiüi vaatlerde bu- lundular. Bakanlar, Akyüz'ün secilme- si halinde, hükümet-belediye üişkilerinin çok daha sağlıkh iş- leyeceğini ve tüm hizmetlerin ek- siksiz olarak yapılacağını vurgu- ladüar. DYP'li bakanlar, beledi- ye başkan adayı Yakup Akyüz'e "kefü" olduklarmı da dile getir- diler. Bu arada bazı vatandaşlar da bakanlardan çeşitli taleplerde bulundular. Baİarköy'ün, bu ha- liyle "tek" bir belediye olarak yönetilebilmesinin hükümet des- teğini gerektirdiğini ifade eden Yakup Akyüz ise secilmesi ha- linde parti farkı gözetmeksizin hizmet vermeye devam edeceği- ni bildirdi. ANAP'm anketi Öte yandan ANAP'm geçen hafta yaptırdığı bir araştırma DYP'nin 3 puan farkla ikinci sı- raya yükseldiğini gösterdi. Araş- tırma ANAP'ı bir puan gerile- me ile birinci parti, DYP'yi ise ikinci parti gösterdi. ANAP'm araşnrmasına göre, ANAP oy- lan yüzde 30.5'ten yüzde 29'a düşerken, Bakırköy'de 20 Ekim seçimlerinde 5. parti olan DYP ytizde 19'dan yıizde 26'ya ytik- seldi. DYP oylarmın 7 puanlık sıçrama yapması "iktidar faktörü" ile DYP adayı avukat Yakup Akyüz'ün "tanınan ve sevilen" kişi olmasına bağlandı. öte yandan bugün, iki ANAP'h ve iki DYP'linin bo- şalttğı belediye başkanlığı kol- tuğu için Lüleburgaz, Sarayönü, Keskin ve Bahşıh'da da secim yapıhyor. Toplam 50 bin dolayında seç- menin oy kullanacağa bu dört merkezde, Meclis'te gnıbu bulu- nan bütün partiler seçime ka- tılıyor. GORBİ MLMYASI KALKT7 — Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da Madam Tussaud'un Dünya Liderleri Galerisi'ndeki Sovyet lideri Gorbaçov'un mumyası kaldırıldı. Kohl, Mitterrand, Busb ve Major mumyalan ise yerlerini koruyor. (Fotoğraf: AP) SSCB resmen yok oldu (Baftarafl 1. Sayfada) Anlaşmaya göre Rusya, Bir- leşmiş Milletler'de, bu kurumda üyelik statüsüne sahip olan Uk- rayna ve Beyaz Rusya dışındaki sekiz cumhuriyetin çıkarlarını savunma yetkisine sahip olacak. Toplantıdan sonra duzenle- nen basın toplantısında Kaza- kistan Devlet Başkam Nursultan Nazarbayev'in yaptığı açıklama- ya göre Rusya'nın, SSCB'nin mirasçısı olarak uluslararası hükmi şahsiyeti olması ve ; öz konusu sekiz cumhuriyetin de uluslararası topluluğun üyeleri oimalan için çaba göstermesi kararlaştınldı. Toplantıda, Bağunsız Devlet- ler Topluluğu'nun kuruimasımn önündeki en önemli engellerden biri sayılan nükleer silahlar ko- nusunda tam bir anlaşmaya va- rılamadı. 11 cumhuriyet lideri, geri kalan anlaşmazlıklan çöz- mek üzere 30 aralık tarihinde Beyaz Rusya'nın başkenti Minsk'te bir araya gelerek nihai bir karara varacaklar. Bağımsız Devletler Toplulu- ğu'nun ortak savunması konu- sunup tam olarak açıkhğa ka- vuşturulamaması nedeniyle top- luluğun savunma kanadımn ba- şına, geçici olarak Sovyetler Bir- liği Savunma Bakanı Mareşal Yevgeni Şapoşnikov getirildi. Ancak Azerbaycan ve Ukrayna cumhuriyetlerinin devlet baş- kanlanrun kendilerini cumhuri- yetlerinin başkomutanlan ilan etmiş oimalan da göz önünde bulundurularak Şapoşnikov'un "başkomutan" sıfatını taşıma- ması kararlaştınldı. 30 aralık ta- rihinde Minsk'te imzalanacak olan nihai anlaşmayla toplulu- ğun savunma kanadı, kalıa bir liderliğe kavuşturulacak. Bağımsız Devletler Toplulu- ğu'nun dış sınırlan, cumhuriyet- lerin ortak katılırruyla oluşturu- lacak bir komite tarafından göz- lenecek. Sınırlarm değişmezüği konusunda görüş birliğine va- ran liderler, topluhığu oluşturan cumhuriyetler arasındaki sımr- ların ise açık olmasını ve bir cumhuriyetten diğerine yolculu- ğun serbest olmasını öngöriiyor- lar. Mihail Gorbaçov tarafından toplantı öncesinde önerilen "topluluk vaUndaşlıgı" öneri- si ise liderler tarafından kabul görmedi. Cumhuriyetler arasın- da etnik çatışmalan önlemek için topluluğa katılan bütün cumhuriyetlerin vatandaşlaruun tek bir uyruğa bağlı olması yo- lundaki öneri, "Bağımsız Dev- letler Topluluğu'nun tek bir devlet olmadığı" gerekçesiyle reddedildi. Alma Ata deklarasyonu Alma Ata zirvesine katılan 11 cumhuriyet lideri, toplantmm sonunda bir de deklarasyon im- zaladı. Alma Ata deklarasyo- nunda, 11 cumhuriyetin oluş- turduğu BDT'nin ortak bir si- yasi ve ekonomik alana sahip olacağı belirtildi. Deklarasyonda, BDT'nin, uluslararası barışın korumnası sorumluluğunu üstlendiği kay- dedilerek üye cumhuriyetlerin birbirlerinin toprak bütünlüğü- ne saygı gösterecekleri ve mev- cut cumhuriyet sınırlannın de- ğişmeyeceği bildirildi. BDT'ye üye devletlerin, hu- kukun üstünJüğüne dayalı de- mokratik devletler olacağı beür- tilerek cumhuriyetlerin egemen- liğe ve birbirleriyle eşit statüye sahip olacaklan vurgulandı. Deklarasyonda, devletlerin self-determinasyon hakkına sa- hip oldukları da kaydedildi. Deklarasyona göre üye dev- letler birbirlerinin iç işlerine ka- nşmayacaklar ve birbirlerine karşı tebdit kulianmayacaklar. Ekonomik yollardan veya baş- ka şekilde birbirlerine baskı yapmama taahhüdünde bulu- nan cumhuriyetler, bütün çatış- malann banşcı yollardan çözül- mesini de benimsediler. Alma Ata Deklarasyonu'nda, BDT'nin insan haklanna ve öz- gürlüklerine saygı ilkesini iemel alacağı, uluslararası hukuka uyacağı ve SSCB'nin uluslara- rası yukümlülüklerini yerine ge- tireceği de belirtildi. Belgede, BDT'nin uiuslararası hükmı şahsiyeti olmadığı da vurgulan- dı^ BDTnin kunımlan Alma Ata toplantısında imza- lanan bir başka protokol de Ba- ğunsız Devletler Topluluğu'nun üyeleri arasında koordinasyonu sağlayacak kurumlannın oluş- turulmasını öngörüyor. Protokolde, BDT'nin en üst siyasi organının, üye cumhuri- yetlerin devlet başicanlanndan oluşan konsey olacağı kaydedil- di. Ayrıca hükümet başkanları düzeyinde bir konsey de oluştu- ruldu. VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Değerli sendikacı arkadaşımız, DİSK Genel Başkanı ABDULLAH BAŞTURK'ün vefatı, Türk-İş camiasında derin bir üzüntü yaratmıştır. Baştürk'ün kederli ailesine, yakınlarına ve işçilerimize sabır ve başsağlığı dileriz. Ruhu şad olsun. TÜRK-İŞ YÖNETİM KURULU Kırgızistan Devlet Başkanı Asker Akayev bugün Ankara'ya geliyor. Özbekistan'dan sonra Kırgızistan'ı da tanıyacağız. Akayev'in Alma Ata'daki Birleşik Devletler Zirvesi'nden sonra gelişi, Rusya'daki son gelişmelerin ilk elden öğrenilmesi bakımından önem taşıyor. ANKARA (Cunhuriyet Bü- ı) — Orta Asya'dan Türki- ye'ye yönelik üst duzeyli diplo- matik trafik sürüyor. özbekistan Cumhurbaşkanı tslam Kerünov'un geçen hafta yaptığı ziyaretin hemen ardm- dan Ankara bu kez Kırgızistan Cumhurbaşkanı Asker Akayev'i ağırlayacak. Türkiye'nin, Akayev'in bugün başlayacak olan beş günlük res- mi ziyareti sırasmda Kırgızistan'ı resmen tanıdığını açıklaması bekleniyor. Akayev'in ziyareti sırasmda aynca iki ülke arasında ekono- mik; teknik, kültürel alanlarda işbirliğinin geliştiriünesine yöne- lik bazı belgelerin imzalanaca- ğı da bildirihyor. Akayev, Anka- ra'nın yanı sıra lstanbul'da iş çevreleriyle de temaslarda bulu- nacak. Akayev'in bu temaslarda Türk işadamlanndan Kırgızis- tan'a yatanm yapmalan cağnsın- da bulunması bekleniyor. Dışişleri yetkilileri, Akayevi in Kazakistan'm başkenti Alma Ata'da dün yapılan ve beş Orta Asya cumhuriyetinin yanı sıra Rusya'nın da katıldığı zirveden hemen sonra Ankara'ya gelece- ğine işaret ediyorlar. Orta Asya cumhuriyetlerinin Rusya, Beyaz Rusya ve Ukray- na'nın kısa bir süre önce kur- dukları "Bağımsız Devletler Topluluğu"na (BDT) katılma konusunun ele alındığı bu zirve- den "taze bügOer ile" gelecek ol- ması Ankara için Atayev'in bu ziyaretinin önemini arttrrıyor. Kırgızistan bir süre önce yap- uğı bir açıklamayla Türkmenis- tan, Kazakistan ve özbekistan'la birlikte BDTye katılma arzusu- nu beyan etmiştL Bu gelişme, BDTnin "Hnistryan-Slav" gö- rünümünden rahatsız olan An- kara'da "ferahlancr bulunmuş- tu. Cumhurbaşkanı özal ile Cumhurbaşkanı Akayev baş- kanlığında yapılacak resmi he- yetler arası görüşmelerde ikili ilişkilerin yanı sıra ele ahnacak başbca konulann arasında artık fiilen dağılan Sovyetler Birliği- ne ait nükleer güçlerin akıbeti olacak. Bu çerçevede Rusya ile Kaza- kistan arasında nükleer konular- da son günlerde beh'ren bazı gö- rüş aynhklannın da değerlendi- rileceği ifade ediliyor. Aym şe- kilde Kafkasya'da konuşlu olan kısa menzilli nükleer güçler ko- nusunun da ele ahnması bekle- niyor. Nafusunun çoğunluğunu Sürmi Müslümanlann oluştur- duğu Kırgızistan da Sovyet- ler'deki diğer cumhuriyetler gi- bi serbest pazar ekonomısine geçme cabaları içindc Yetkiüler bu durumun Türkiye'nin bu alandaki deneyımJerini diğer Türki cumhuriyetler için oldu- ğu gibi Kırgızistan için de önem- li kıldığım bildiriyorlar. Kırgızistan'ın aym zamanda Rusya ve Tacikistan'dan sonra Sovyetler Birliği'nin en büyük hidroelektrik kaynaklanna sa- hip olduğuna da işaret eden yet- kiîiler, bunun da Türkiye ile po- tansiyel bir işbirliği alanı olabi- leceğini beürtiyorlar. Aynı şekilde bazı gözlemciie- re göre görkemli dağlanyla **!s- ricre^i aratmayacak manzara- lan" olan Kırgızistan'la turizm alamnda da büyük işbirliği po- tansiyelinin bulunduğu bildi- riliyor. FransızPrvf. Jean FbulRotoc Sovyet boşlıımınu Türkiye dolcmrur MİNE G. SAULNIER PARİS— Fransız Ulusal Bi- üm Araştırma Merkezi (CNRS) yöneticilerinden ve Louvre Oku- lu profesörü, ünlü yazar Jean Paul ROM, Paris'teki Uluslara- rası Diplomasi Akademisi'nde, "Türklerin kültürel mekân sürekliliği" konulu bir konfe- rans verdi. Dünyadaki en önemli Türk tarihi ve dili uzmanlarından bi- ri olan Jean Paul Roux, konfe- ranstan sonra Cumhuriyet'le yaptığı söyleşide, önümüzdeki yıllar içinde Türkiye'nin Orta Asya'da oynayacağı rol ve bu kı- tadaki Türki cumburiyetler hak- kında "kişisel" öngörülerini anlattı. Türk tarihi ve kültürü ile il- gili 12 kitabın yazan olan bilim- adamı, Sovyetler'in dağümasın- dan sonra Türkiye üstüne şun- lan söylüyor: "Size ber şeyden önce şunu belirtmek isterim: Ben Türkiye 1 yi seviyorum. Türklerin her ko- şulda dostuyum. Türkiye'ye gi- demedigim bir yd geçtiginde, hasta olurum. Tiirkiye, ister ko- münist, ister faşisl, ister temel dinci olsun günün birinde, bu benim Türk halkına olan sevgi- mi sarsamaz. Türkiye'nin iç po- Htikasına kacşmak istemiyo- rum. Poltika yapmak istemiyo- rum. Şimdi size söyieyecekleriın tümüyle kişisel fOdrlerimdir. Ya- nılgianyh, dogndanyla, bunun bdylece bilinmesmi rica ediyo- rum. Sovyetler'in dağılması, Orta Asya'da bir otorite boşlugu do- ğurdu. Bence Türkiye'nin ve Türklerin saati gelmiştir. Tür- Idye, Sovyetler'den doğan boşhı- ğu doMurabflecek kapasMeye sa- bip oMnğu gibi bu boşluğa aday gösteriimektedir." Jean Paul Roux, "Pantürkiz- mi mi savunuyorsunuz" sorusu- na, "Hayır. Bu aşılmış bir dü- şnnce, gereksiz yere ırkcı bir çer- çeveye kapatır olguyu. Oysa, tüm toplumlar açısından bir dünyaya acdma süred yaşayoruz. Türkiye, Orta Asya'daki Türki cumhuriyetierin ekonomik ve kültürel motoınnu olnşturacak çok uluslu bir federasyonun li- derliğini üstlenebUir. Adı fede- rasyon değil de başka bir şey olur. Örneğin AT modelinde bir Orta Asya ülketeri toplulnğu, vb. Ama kçiseJ olarak ben Tiirkiye'nJn Sovyetler'in otorite' boşlugtından dofan bu eşsiz fır- saö kaçırmaması ve Türki cum- huriyetierin 'doğal' liderliğine oynaması gerektiğine inanıyo- rum" yanıtını verdi. Roux şöyie devam etti: "Bu liderliğe, laik ve demokra- tik oluşu dolayısıyla çok ujgun ve ekonomik koşullan da elve- rişHdir. En önemiisi, Orta Asya^ daki Türki cumhuriyetlerin bek- lentisi yönündedir bu liderlik. Gazetenizi Unıyorum, onon için bunlan size rahadıkla söy- lüyorum: Türkler ne olursa ol- sunlar, benim dostluğum eksil- mez. Ama doğrusu, söz aramız-' da, temel dinci' olmasalar çok iyi olur. Son yirmi yüdır Türki- ye hökümetleri, aşın sağ ve te- mel dincflere (entegrist) prim ve- ren bir politika izlediler. Yazık. Çiinkü Türkiye'nin ancak zara- nna olur Atatürkçü ilkelerden taviz vermek, geriye gitmek; hem Avrupa'dan kopmak anla- mına geiir hem de Orta Doğu yönetbnlerine 'böylece' yaran- mak kesin degildir. Orta Asya'daki 'laik' Türki- ye'nin avantafa ise tartısıimaz bi- cimde üstün. Çünkü bu ülkele- rin pek çoğu, gerici bir tslam tehlikesini içeriyor. Ancak pek çok okumuş yazmış ve yönetim kadrolanna aday aydını var. Bu ülke halklanyla aynı değerleri paylaşan, aynı dfli konuşan ve 'laik' bir önder, ber bakımdan daha işlerine gelir. Türidye'ııin, benim kişisel ka- nıma göre Türki bir Orta Asya federasyonunda oynaması gere- ken liderlik rolü ve hatta böyte bir federasyon olnşumu karsı- sudaki tek engd: Iran. Zaten herhangi bir Pantür- Idzm girişimine de tran engekUr. Türkiye Ue Orta Asya Türki cumhuriyetieri arasında tran gi- bi büyük bir toprak parçası ol- masaydı, Pantürldzm dahil ber- şey mümkün olurdu şu yaşadı- ğımız süreçte. Ancak tran var. Coğrafya olarak var, siyasa ola- rak var. Bilmem anlıyor musu- nuzT En gerçekçi yaldaşun, yi- ne de ekonomik ve kültarel bir ' •Ikder topluloğu, federasyon- dnr. Orta Asya dememin nede- ni, Türki cumhuriyetlerin o böl- gede yoğun oluşu. Ama böyle bir federasyonda, Türkiye'nin etkinligi Kafkaslar ve Gords- tan'a değin uzanacaktır." Jean Paul Roux, gerçekten de Türkiye'nin dikkati çeker biçim- de gündemde olduğu Fransa'da verdiği konferansta, seçkin bir diplomat ve bilimadamı toplu- luğuna hitaben, Türklerin kül- tür bütünlüğüyle ilgili bilgiler verdi. Konuşmasına Türki- ye'nin Orta Asya Türki cum- huriyetleriyle son ilişkileri ve tanıdığı Türki ulkeler hak- kında bir özetlemeyle basla- yan ünlü yazar, konferansı sıra- smda, tüm dağılmışlık ve din farkhügına rağmen Türklerin konıduklan ortak sembollere geniş yer verdi. Tarihçi yazar^ göre Türkler "Bir ırk değil, çün- v kü pek çok tipleme var. Bir ulus değil, çünkü aynı mekânı pay- laşmıyor, çok geniş bir coğraf- yaya vayıhyor. Din biriikleri de yok, Müsluman, Budist, Yahu- di, Hıristiyan ve elberte Şama- nist Türkler var. Türklerin bü- tünlüğünü benrleyid H\i öğe var; dil ve mantık yaptsı. Mantık ya- pısını da dilin kunıluşu etkili- yor."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear