18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/6 HABERLER UIŞİSLERİBAKAMHİKMETÇETÎN, YENİKOMŞULARIMIZ'ICumhurİYet İÇÎN YAZDI OrtaAsya'yakültür köprüsü 16ARALIK DışişleriBakanı Hikmet Çetin'- in dağtian SSCB'deki Tûrk kö- kenli eumhurıyetler uzerine "Yeni Komşulanmız" baştığı al- trndakiyazısım okuyuculanmıza sunuyoruz. Kuzey komşumuzda son 5-6 yıl içinde yaşanan çarpıcı deği- şimfcre tarihte bir örnek bul- mak olanaksızdır. Bu değişim sürecinin bir iç ya da dış savaş olmadan gerçekieştirilmesi de baslı basına bir olgudur. Kurulu dUzenin açıklık ve ye- niden yapılanma politikalan ile güçlendinlmesi ve güncelleşti- rilmesi savı ile yola çıkan re- fonn trenj, çeşitii duraksama- lardan ve dönemeçlerden geç- tikten sonra 8 aıalıkta Minsk leriniGosplan kesmiş, yerlerini Komünist Partisi ayırmıştır. Ki- mi Taşkent'e, kimi Kiev'e git- mek için binmistir trene. Hep- sinin elindeki bilet birinci sı- nıftır. Ya sorunu yolculann gide- cekleri yere göre vagonlan pay- laşmasıyla çözümlenir. Ancak tren tüm uğraşlara karşın hare- ket edememektedir. Çünku toplum artık suskun değildir. Iblcular konuşmakta, gide- cekleri yeri bilmek istemektedir. Bu Gorbaçov farkıdır. Kuruiu düzenin yenilenmesi yoiunda baslatmış olduğu reformlar 70 yıllık mirası birdenbire redde- decek boyutlara ulaşmıstır. 8 aralıkta Rusya Federasyo- nu, Ukrayna ve Beyaz Rusya li- ne 500 yıllık komşuluk ilişkile- rimizin büyük bölürau banş içindegeçmiştir. Uzun banş dö- nemlerinin sağlanmasmda ise ilişkilerimizin dayandığı ilkelere bağlılık temel bir ro) oynamış- tır. Bugün de geçerli olan bu il- keler uyannca şimdi Bağımsız Devletler Topluluğu'na dönü- şen komşumuzdaki geiişmelere ilişkin yaidaşımımız ve politika- mız özel bir duyarlılık ve so- rumluJuk gerektinnektedir. Bu nedenledir ki ister Bağımsız Devletler Topluluğu Antlasma- sı'na katılsınlar, isler katılma- sıniar tüm cumhuriyetler ile lantılannın ve doğalgaz anlaş- masına ilişkin sorumluluklann daha çok Rusya Federasyonu yapısı içinde bulunduğu ve ber geçen gfln açılan yeni işbiriiği olanaJdanyla Rusya Federasyo- nu ve Ukrayna'nın ülkemizin en önde gelen ekonomik ortakla- nndan biri haüne dönüştüğünu unutmamakta yarar vardır. Uluslararası ekonomik bıi- tünleşme hareketlerinin dışında kalrruş, sosyal ve ekonomik ge- Itşmesinı tamamlayamamış ve ekolojik dengesi bozulmuş Ka- radeniz havzasııun tüm kıyıdaş ve dvar ülkeJerin işbiriiği ve katkısıyla yeni bir büyüme ala- Bu cumhuriyetlere, Rusya Fe- derasyonu yapısı içinde özerk birer cumhuriyet olarak oluş- muş Türk kökenli toplumlan da eküemek gerekmektedir. Türkiye'nin dil, tarih ve kültür biriiğini paylaştığı bu toplum- lara yabancı kalması düşünüie- mez. Bağımsız birer devlet olarak tarih satinesine çıkan bu cum- huriyetlerle karşıhklı saygı ve hak eşitligi içinde işbirliğini ge- liştirmek bugünkü koşuliarda hem önemii bir görev hem de tarihi bir sorumluluk olarak önümüzde durmaktadır. Yeni devlet yapılannı kurma- •Veaui merkez Tiirki>o Ortak değerleri açıp kapayıncaya kadar geçen bu kısa yoiculukta, pencereden dışan bakaniar mevsimlerin an- sıan değiştiğini, soğuk savaş döneminin kapandığını, ideolo- jik buziann çözüidüğünü, si- lahlann yavaş yavaş terk edilip depolara kaldu-ıldığını ya da yok edildiğini görmüşlerdir. Birbirleriyle üintisiz ve ileti- şimsiz bir biçimde ayn evlerde yaşayan Avrupahlar, pazar pa- nayırlannın coşkusu ile kaynaş- maya başlamışlardır. Duvan yı- kan Almaniar birleşmiştir. Ar- tık söz mimarlanndır. Avrupa' mn yeni doğasını biçimlendir- mek başhca kaygı haline gel- miştir. sorumluluk Lienmistir. Geçiş dönemi Hızia ilerleyen bir trenden ayrıntıiann seçilmesi kolay de- ğildir. özgürlük ve demokrasi selinin kazıdıf] topraklarda bu kez yeraltında kalmış değerler çarpıa bir canlıiıkla ansızın or- taya çıkmaktadır. Dünya yeni sorunlarla, yeni iküemlerie karşı karsıyadır. Ye- rel çıkarlar ve değerler yapay olusumların sınırlarını değişti- rirken evrensel bütünlejmenin zoriuklannı da sergilemektedir. Avrupa'da ve dünyada yeni dengeierin olusumu, yeni yapı- ların ortaya çıJu$ı hiç kuskusuz zaman alacaktır. Bu geçiş döneminin bolgeseJ ve uluslararaa istikran bozma- dan atlatılmasj ve toplumiann fışkıran beklentilerine çözüm- ler üretilmesi önümüzdeki gün- lerin temei sorunudur. Moskova'dan yola çıkan tre- nin içindeki yolcular ise bir baş- ka seruven yaşamaktadır. Btlet- sı, ülke gerçeklerinin olduğu gi- "CMCIUJICIİ ÜJI rasuanu değildir. Demokratik, bi kabuiJeniimesi ve bu gerçek- laik, insan haklanna saygılı cumhuriyet lerden yoia çıkarak ortak pay- kurumlarımız ve ülkemizin tüm olanaksızlıklara karşın ulaşmış olduğu ekonomik ve sosyal gelişme düzeyi, Türkiye'yi değişen Bu aniaşma, Sovyetier Birii- dünya koşullarında yeni bir merkez haline _3 topraklannda cumhuriyetle- getirmektedir. rin artık egemen ve bağımsız _» t . . ..»____ •,, , birer devlet olarak yaşama ge- W t « K k n l t o r Kuzey komşumuz çişierini onayiamakta ve araia- topraklannda Azerbaycan ve beş Orta Asya nnda yeni bir işbiriiği dönemi cumhuriyetinde yaşayan 50 milyonu aşkın bir aç üçs?avdev.etinin kurduğu kitle Türk kükürünün eşit ve ortak miraşçılan topiuiuğun giderek diğer cum- olarak, değışık afızlarla da olsa, aynı dıh huriyetier tarafindan da benim- konuşmakta, aynı değerleri paylaşmakta ve senmesi olumlu bir geiişmedir. ortak tarihi bağlarla üikemize bakmaktadır. Böylelıkle kuzey komşumuz topraklannda Kuzey-Güney ya da Hıristiyan-Müslüman ayn- mı gibi bölgesel ve uluslararası banş ve istikrar bakınıından ciddi sonuçlan olabilecek bir kutuplaşma önlenmiş olmakta- dır. Bu anlaşmaya bağlanan umutlann yitirilmemesi ve ba- ğımsız devletler arasındaki ye- ni topiuiuğun tüm cumhuriyet- lerin çıkariannı kollayan, hak eşitliğini ve demokratik ilkele- ri esas alan bir anlayışla Önemii sorunlann eşgüdümünü yap- ması büyük önem taşımaktadır. Bütün dünya ülkeleri gibi Türkiye de kuzey komşumuz- daki gelişmeleri yakmdan izle- mekte ve bağımsız devletler ile topluluk olusumunun başansı- nı düemektedir. Osmanlı Imparatorluğu ile Çarlık Rusyası döneminden başlayarak gunümüze kadar ulaşan 500 yıh aşkın ortak ta- rihimizde kuzey komşumuz ile ilişkiler daima önemii ve kritik bir yer tutmuştur. GeneUikle sanıldığının aksî- üişkilerimizin sırurlann degiş- mezliği ve toprak bütünlüğüne saygı, iç islerine kansmamak ve karşılıklı yarar ilkeleri doğrul- tusımda ayrımsız ve önyargısız bir biçimde düzenlenmesi ve geüştirümesi amaçlanmaktadu-. Güvenlik alamnda Kafkasya bölgesinin yanı sım özellikle Rusya Federasyonu ve Ukray- na'nın konumlan ülkemiz için yasamsal önemdedir. Bu ku- sakta konuslandınlmıs bulunan nükleer ve konvansiyonel silah- lartn uluslararası anJasmalar uyannca azaJtıJması, kontrol ve denetimi ilk pJanda üikemizi il- giJendirmektedir. Ekonomik apdan ise Sovyet- ler Birüği ile 2 milyar dolan bu- lan ve 2000'li yıllarda 12 milyar dolar düzeyine çıkarılmasj ön- görülen ticari aüşverislerimizin, 1 milyar dolan bulan ve bu asa- mada yaklasık 12 bin Türk mü- hendis ve isçisinin gerçekleştir- diği insaat etkinliklerinin, 1 milyar dolan askın kredi bağ- nına dönüstürüünesi yolunda Türkiye'nin ortaya atmış oldu- ğu Karadeniz Ekonomik Işbir- liği Projesi başta Rusya Fede- rasyonu ve Ukrayna olmak üze- re çok sayıda yeni bagımsız devletin katkısını gerektirmek- tedir. Kuzey komsumuza yönelik politikalanmızj oluştururken kapsamlı isbirliği gereklerine cevap verecek dengeü, çok yon- lü ve genel uziasıya âönük ni- teliklere agjriık vermemiz kaçı- nılmazdır. Türk knltüru öte yandan kuzey komşu- muz topraklannda Azerbaycan ve beş Orta Asya cumhuriyetin- de yaşayan 50 milyonu aşkırt bir kitle Türk kültürünün eşit ve ortak mirasçılan olarak de- gişik ağızlarla da olsa aynı diii konuşmakta, aynı değerleri paylaşmakta ve ortak tarihi bağlarla üikemize bakmakta- dır. ya çalısan ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeleri için bizden katkı bekleyen bu cumhuriyet- lere özel bir program çerçeve- sinde yarduncı olabiiecek oia- nakları sağlamamız gerekmek- tedir. Kadro eğitimi Bu aianda düşündüğümüz programın başlıca amacı söz konusu cumhuriyetlerin bagım- sız devletler olarak gelişmeleri- ne ve ilerlemelerine yardımcı olacak ekonomik, teknik ve kültürel kadrolann yetiştirilme- si, ortak kültür değerlerimizi pekiştirici çabalann hızlandıni- ması ve acil ekonomik sorun- larına çözüm getırici katkılan sağlayabilecek isbirliği düzenie- melerinin yapılmasıdır. Böyle bir program aynmcı olamayacağı gibi, cumhuriyet- lerin kendi seçimİerini ve poli- tikalarını ipotek altına alacak bir anlam da taşıyamaz. Azer- baycan'ın yanı sıra Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan )iderleriniı> kısa ara- lıklarla üikemize yapmış olduk- lan ya da yapmayı öngördük- leri ziyarctler bu cumhuriyetle- rin ülkemizden beklentilerinin önemini ve yoğunluğunu açık biçimde vurgulamaktadır. Bu ziyaretler dizisine Tacikistan li- derinin de katılması öngörül- mefctedir. Ortak değerleri paylaşuğunız cumhuriyetJerin Türkiye'den beldentileri bir rastiantı değii- dir. Demokratik, laik, insan haklarma saygılı cumhuriyet kurumlanıruz ve ülkemizin tüm oianaksızlıklara karşı ulasmış olduğu ekonomik ve sosyal ge- lişme düzeyi Türkiye'yi değisen dünya koşujlarında yeni bir merkez haline getirmektedir. Ülkemiz içinde demokratik- leşme sürecinin ve insan hakla- nna saygının pekismesi, ekono-, mik ve sosyal gelismenin hız- landınlarak yaygınlaştınlması sadece kendi insanımız için de- ğıi, bölgemizdeki yeni olusum- lar açısından da önemii bir ka- zanç oluşturacaktır. Bu alanlar- daki deneylerimizi başta tarihi ve kültürel bağlarla bağu oldu- ğumuz cumhuriyetlerin top- lumlan olmak üzere kuzey komsumuzdaki tüm insanlarla paylasmak bizim için kaçıml- maz ve yerine getirilmesi mut- laka zorunlu bir görev oünak- tadır. Bu anlayıştan yola çıkarak kuzey komsumuzdaki bagımsız devletler ve topluiuk o/uşumla- nnı da göz önünde tutarak ge- rek iceride gerek dısanda bir di- zi yeni önlemi uygulamaya koy- maktayız, Bu bağlamda kuzey komsumuzdaki tüm cumhuri- yetlerle ilişkilerimizin yeni olgu- iar ışığında düzenlenmesi yo- lunda girişimler başlatılmakta- dır. Amacımız telc tek tüm cumhurıyeUerie ve yeni oJusa- cak topluluk kurumlanyla is- birhğini her düze>öe arttırmak- tır. Fç düzenlemeJer açısından da cumhunyetlerden gelecek is- tekleri ve beklentileri karşılaya- cak yapıiarı hızla oluşturmak asanıasındayız. Kuzey komsumuzdaki tarihi oluşumlann bilinci içinde ger- çekçi ve yapıcı bir biçimde ser- gilemek karannda olduğumuz tutumun bölgemizde banş ve istikrann yerieştirilmesi ve sü- rekli bir refah düzeyinin sağlan- ması bakımmdan önemli bir katkı oluşturacagı kuşkusuz- dur. ' . ' ' ORTA ASYA'DAN KOIVUK Özbekistan Başkaı Kerimov geliyor ANKARA (Cumburiyet Bü- rosa) — Türkiye'nin Sovyetier Birliği'nin dagıimasıyla ulusla- rarası sahnede bagımsız devlet- ler olarak isimlerini duyurmaya başlayan Orta Asya cumhuriyet- leriyle iliskileri gelişmeye devam ediyor. özbekistan Devlet Başkanı Is- hını Kerûnov, bu çerçevede res- mi bir ziyaret için bugün Türki- ye'ye geliyor. Cumhurbaşkanı Turgnt Öatl tarafindan Esenbo- ğa Havaalanı'nda resmi törenle karşılanacak olan Kerimov, Ka- zakistan, Türkmenistan ve Azer- baycan cumhurbaşkanlanndan sonra Türkiye'yi ziyaret edecek dördüncü Türki cumhurbaşka- nı olacak. Ziyareti sırasmda iki ülke ara- sında bir "dostlnk ve isbirliği antiasması"nın imzalanması beklenen Kerimov'la yapılacak göruşmelerde, Sovyetier Birliği'nde özellikle son günler- de göriilen önemli siyasi değişik- likler görüşüiecek ağırüklı ko- nular arasında yer alıyor. Kerimov'un geçen hafta sonu- na dogru Türkmenistan'm baş- kenti Aşkabad'da yapılan Orta Asya cumhuriyetleri zirvesiı hemen sonra Türkiye'ye ge si de Ankara açısmdan sor lişmeler konusunda "ilk etd bilgi alma fırsatmı yaratrruş cak. Gözlemciler, Kerimov'un yareti sırasında 10 gün kadar < ce Rusya, Beyaz Rusya ve l rayna arasında kurulan ve Aşl bad zirvesi sonunda 5 Orta / ya cumhuriyetinin de katdr arzusunu beyan ettiJderi "B ğımsız Devletier Topluluğu" k nusunun aynntılanyla görüştl mesini bekhyorlar. Büyük bir doğalgaz üretici; olması Türkiye açısından Özb« kistan'a özel bir önem veriyoı Bunun yanı sıra 20 milyona ya Jan nüfusuyla Orta Asya'nuı bü- yük cıunlıuriyetlerinden olac özbekistan'ın ticaret açısmdan oiduğu kadar altyapı yatınmla- nnda isbirliği açısından da Türkiye için büyük bir potansi- yeli temsil etüği ifade ediüyor. Azerbaycan ile Ermenistan arasmdaki gerginliğin ağırlıkü olarak ele alınması beklenen ko- nuiar arasında bulunduğu göz- lemciierce varsayıhyor. CO$KUIV KIRCA Ermenİ8tan toprak talebinden vazgeçmeli Hâber Merkezi — Dağılan Sovyetier Birliği'nde bağımsız- lığını ilan eden cumhuriyetlerin tamnması, Türkiye diplomatik çevrelerinde önemh ve acil bir gündem maddesini oluşturuyor. Bu konuda görüşJerine baş- vurduğumuz uzmanlardan emekü büyükeiçilerden DYP Is- tanbul Milletvekili Coşkun Kır- ca, Türkiye'den toprak talebin- den bulunan ErmenısLan, Gur- cistan gibi ülkelerin tanınmaia- n için bu taleplerinden vazgeç- meleri gerektiğini belirtti. Kırca bu konudalci soruları şöyle yanıtladı: "Türkiyenin SSCB'de ba- gımsırfılt ilan eden cumfanriyet- leri tanıması ilke olarak yerin- dedir. Ancak bu cumburiyetler srasuıda Ermeaistan ile Gürcis- tao'ın Türkiye'den toprak is- temJeri vardır. Aynes Ermenis- tan'ın kardeş Azerbaycan'daa toprak islemleri de vardır. Diplomasi tarininde bir dev- letin, kendjsâoden toprak iste- minde bolunarak bagımsıztık ilan etmjs, bir basioıd*vtedî«t- sız tanımasına rastlannıaz. Aa- cak biıkiimetin tanıma niyetjni açıklaması ile (anıdıgını ilan et- mesi ayn şeylerdir. Hükumet, Ermenistan'ı taaı- dıgını ilan etse bile önemii olan bu koouda Ermenistan'a yapı- lacak olan resmi btldirimimizin koyacağı saıtlardır. HertaJde Tiirkiye'nin, Ennenistan bbden ve Azerbaycan 'dan toprak ta- iepierinden vazgeçmedikçe, maddi ve manevi tazrninat is- temJrriai geri aimadıkça ve ber çesil terorizmi reddett^tai açji- lamadıkça böyle bir bildirimde bulunması mümiriin olamaz. Aksi balde, Tiiriciye'nia Azerbaycan'daki itiban buyük diçnde yok otacakbr. Haköme- tin gerekli karan. bo gercekieri diklcate alarak verecefinden koskaın yoktor. Böyle bir kararu, batnn diia- yada hem Tiirkiye'nin fyi niye- tini göstermesi hem de milli çı- kariannı konıma arzusunu be- lirtmesi açısından makul karşı- laoacağı koşkusuzdur." 13 ALEVt DER>ECİ 'Diyanet değişmezse Alevi kurumu şart' ANKARA (UBA) - Yurtiçi ve yurtdışmda faaJiyet gösteren 13 Alevi-Bektaşi demeği temsil- cisi Diyanet Jşleri Başkanlığı- nın yapısı değiştirilmediği lak- dirde, Alevi inanç ve kültürüne hizmet verecek ayn bir kurum oluşturulmasını önerdi. Der- nekler ayrıca iaik eğitim, TRTTde eşitlik ve Haabektaş il- çesinin kültür merkezi olması- nı istediler. AJevilik ve Diyanet tşleri Başkanlığı'nın yapıianmasıyla ügiii tanışmalar Diyanet tşleri Başkanı Said Yazıcıoglu'nun açıklamasıyla yeni bir boyut kazanırken, yurtiçi ve yurtdı- şmda bulunan 13 Alevi ve BeJc- taşi derneği temsilcisi Sünni inanç biçimine göre kunımlaş- tınimış bulunan Diyanet fsleri Baskanlığı'nın bugünkü yapısı- nın ve işlevinin rahatsız edid ol- duğunu savunarak şu öneride buiundular: "Diyanet İşieri Başkanlığı devam edecekse bu koruma eşdeğerde olmak üze- Alevi inanç ve kültüniniin araşünlacağı, Alevilerin inanç ve küntiriiiK hizmet verebilecek ayn bir korum olustonılmaiı. esîtlik ilkesi geregi bu kunıma da devletten pay aynlntalı, bu kunımun öncnlüğıinde Alevi yerleşiın birûnierine cetn ve kültür evleri açılmalı. Bu cem vt külrür evkrine Alevi din bil- ginkri atannuUıdır." Aralannda Almanya Alevi- Bektaşi Dernekieri Ffederasyo- nu Başkanı Derviş Tur. Alevi- Bektaşi Federasyonu Türkiye Temsilcisi Süleyman Cem, Ha- cıbektaş Dernekieri Genel Ko- ordinatörü ye Komite Başkam Selanattin Ozei'in de bulundu- ğu dernek temsilcileri Türkiye^ deki 20 milyonu aşkın Alevüün birinci sınıf vatandaş olmayı is- tediğini hatırlatarak şöyle dedi- ler: "Islamiyetin Sünni yonımu oian Hanefilik nlkemizde öz- giirce ve ezki bir orgiitienme ile yaşamaktadır. Ülkemizde 90 binden fazla cami, 100 binden fazla Diyanet İsieri görevlisi, 750'den fazla imam batip oko- lu ve 1000'e yakın Kuran kursu devlet tarafindan finanse edüır- ken, Aleviler için devlet tarafin- dan yaptınJınış bir tek cem evi ve devletten maaş aian bir tek Alevi din adamı yoktur." 6 AIi 9 ııiıı pnstıma hoş GJrişimferolumlu Yusuf Çalıskan (Aievidedesi. MaJatya) Ben 83 yaşında>im ve40 yıldan beriAlevi dedesiyim. Aievüi- ğinAtaturk Turkiyesi'ndegunceileştirilerek her iki toplumumu- zunda tanıulmasını istiyonız. Diyanet İşieri'nin bu girişimierini olumlu görmekteyiz. Aslında geçkalındı Hıdır Koluacık (AJevı öedesı, Malatya) Diyanetİşieri'nin bu calışması aslındageç kaimıştır. AJevilere laikük ilkesinin tatbikedilerek heriki tarafıdaindtmeden olumlu bir kararaiınmasmı istiyonız. Temsil hakkı verilmell Celal Özkan (Malatya) AJevilik aslındaIslamınözüdür. Sünniliklesadecebiçimsel yön- den az bir fark vardır. Din, Jslam; kitap, Kur'an; pe>gamber, Haz- reti Muhammed'dir. Öyleyse temsil hakkı olması gerekli. Diiii egitjmde zorunluluk kalksın Ahmet Babaoglu (K.Maraş) Aievılere karşı geçmişteSunni vatandaşların bir hayli haksız- lıklan olmuştur. 'Bu toplum imansız', Allahı, kitabı tanımaz'gibi yanlışgörüşlerin artık aşıJdığı kanısındayım. İşin, tarihi bir duşmanlık görüşü olduğu ortaya çıkmıştır. Ale- vilikdekaynağını Kur'andan alan bir mezheptir. Aleviliğin Diya- net'tetemsilinekarşıyım. ÇünküAlevilik, dinimüesseseolmasının yanında kültürel bir olaydır.Dıyanet'te temsii edilmesicağdaş ge- lişmesineaykın bir olaydır. Aleviliğin sadecediniyönden vasfı ka- lır. Aynca anayasadaki dini eğitim zorunluluğunun kalkması gerekir. Hacıbektaş'ta yaygın inanışa göre, yeryüzünde peygamber soyundan J4sülale buiunuyor. BunJardan yedisi Haabektaş'ta. Mehmet Güvenç de "Alevi Dede"si olduğunu savunuyor. "Isterlerse bizi kessinJer. Muharrem orucumuzu tutarız. DevJet niyebizim muharremimizden bahsetmez bilmem. Ramazanda biz davuJJan diniiyoruz oysa. Din dersJeri de Sünni kesime hitap ediyor. AieviJeriçin Cem evleri kurulsun istiyoruz." HAKANAYGÜN HACIBEKTAŞ — "Hazretii Ali'nîn postuna geldiniz. Bura- sı sizin. Istediğiniz gibi davra- mn" diyor Mehmet Güvenç. Hacıbektaş'taki yayeın ina- nışa göre, yeryüzünde pey- ;amber soyundan 14 sülale mlunuyor. Bunlann yedisi Hacıbektaş'ta. Güvenç de "Alevi Dedesi" oiduğunu sa- vunuyor. Diğer dedelerden farklı olarak da "mûbûr" taşı- yor. Romatizmalı bacaklan ayakta durmasını, yaşlı bdleği geçmişi anımsamasını engellı- yor. Güvenç'in evinde ilk hissedilen "kadına verilen de* ğer" oluyor. Bu da Akviliğın birgere|i. Zöhre Ana, evin hâkimi. Mehmet Dede de bu durumu onaylıyor: "Bizim banun biraz cıldır cıl- dır. Ama eğer o olmasaydı, adunatamazdım." Zöhre Ana'nın yüzündekı kınşıklıkiar gülüyor. (O yaşı- na karşın, ev içindeki koşuş- turması insana hayret veriyor. Mehmet Etede, eşini övmeyı sürdürüyor: "Hanım evi yönetir bizde. Karttır Alevilerin kadını, dö- oek değil." Takılıyoruz: "Şimdi sen mühurün nerede olduğunu da bilmezsin." Güvenç, düşünüp taşınıyor. Mühürün yenni söyîeyemi- yor. Zöhre Ana, birazdan kırrnızı ıpek kumaşa sanlı mü- hürü getirıyor: "Nereden bilsin? Dede o, Zöhre Ana'yı kola> verdiler mi acaba dedeye... Yanıtı şu olnyor Mehmet Güvenç'in: "Yabu bana vermeyip de kime vereceklerdi, dedeyiz be". ama mühür benim elimin altın- da." Mehmet Dede, çaresiz onaylıyor. Mühürün Hacı Bektaş-ı Veli'nin muhürü oJ- duğunu söylüyor. Kendisine iki amcasından geçrnış. EJinde mühür, 45 Müslüman üîkesını gezdiğini anlatı>or. En çok et- kilendiği ûlke ise, Şah döne- minin Iran'ı. ŞiiJerin kendileriyle nasıl ilgiJendiğini anlatırken. romatizmalı baçakJannj £Ös- tererek, tekrar İran'a gıtme- nin kısmet olmamasından yakınıvor. Zöhre Ana, sözegiriyor: "Tnrkiye'nin her bir tarafin- dan talibimiz çok tur. Edirne'- den sabah akşam telefon ediyoriar. Dede'yi çağırryor- lar. Hele bir yaz gelsin, düşece- ğiz yine yollara. Yurdun dört bir yanındaki dedeler hep biz- den icazet almışlardır. Mehmet Dede, mühürlü kağıt >ermezse, talibe çıkamaziar." Mehmet Dede, ekliyor: "Çok icazet verdün. Sece- medim de iyi olanları pek. Şimdiierde dilira dönüyor da, a.vağım gitmiyor. Voksa sır- tımda dokuz çuval olsa yine gezerdim her bir yeri." Ikı yaşlı insanın samimıye- tınden etkilenip, soru>oruz: "Zöhre Ana'yı sana kolay verdiler mıT' Yanıtlıyor: "Yabu, bana vermeyip de ki- me vereceklerdi? Dedeyiz be.'" Dede olarak neler yaptığmı soruyoruz. Anlatıyor: "Kigkünler gelir, barıştırı- rım. Özellikle yaz aylannda evimiz dolar tasar. Tarlalarun çok tur, Aliah'a şûkür. Her ge- leni ağırlarun. Yeter ki misafir olsun." Söz dönüp dolaşıp Diya- net % in girişimlerine geliyor. Mehmet Dede, isteklerini say- maya başlıyor: "Isterlerse bizi kessinler, Muharrem orucumuzu tutarız. Devlet niye bizim Muharremi- mizden bahsetmez, bilmem. Ramazanda biz davulian dinü- yonız, sesimiz çıkmıyor oysa. Din dersferi de Sünni kesime hitap ediyor. Alevi kesime hi- tap göriinmüvor. Aleviler için Cem evleri kurulsun istiyoruz. Vergiyse, vergiyi Aleviler de ödüyor, askerlikse, askerliği Aleviler de yapıyor. Biz de hü- kümetin yolundayız. Bu ihmal niye?" Mehmet Dede, camıde Cem yapılırsa, camiye gidebileccgj- ni söyiüyor. Son sorumuzu soruyoruz: "Senden sonra mühurü kime bırakacalcsın?" GüJüyor: "Onu bilemem, aile karar rerir." Mehmet Dede'ye ısrar et- menin anlamı yok. Yola düşmek için müsaade istiyo- ruz. Evde "panik havası" esti- riyor bu isteğimiz: "Ağzınıza iki lokma ekmek koymadan bırakmayız." Zöhre Ana. mutfağa koşu- yor. Başlıyor hazıriığa. On dakika içinde sofra hazır olu- yor. İyice bir doyuruyorlar bizi. Âdet olduğu üzere, "do- yurmadan" saymayarak: "Bunu saymıyoruz. Yazın gelip yatacaksınız. Sizi şöyle bir beş-on gün yedirip içirece- ğizha.' Sözmö?"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear