18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 16ARALIK1991 CUMHURIYETTEN OKURLARA OKAY GONENSIN Yaşam Sürüyor Y aşam sürecek. Biraz daha güçlenerek, biraz daha iyi örgütlenerek, yeni değerli arkadaşlarımızın katkıları ile biraz daha yenilenerek Cumnuriyet'i her gün daha iyi çıkarma görevımizi sürdüreceğiz. Her ayrılığın en azından bir burukluk bırakmaması olanaksız. 1982 yılından bu yana Haber Müdurü olarak Cumhuriyet'e büyük katkıda bulunan Yalçın Sayer'le on yılı aşkın bir süredir tam anlamıyla yan yana çalıştık. 1963 yılında oldukça genç bir yaşta Cumhuriyet'te çalışmaya başlayan Yalçın Bayer'i en iyi tanımlayan espriyi Alı Sirmen yapmıştı: "Selam verdim, haber değildir diye almadı..." Önemli özelliklerinden biri Çorlu'ya bağlılığı olan Yalçın Bayer, başarılı gazetecilik yaşamını bundan böyle Hürriyet gazetesınde sürdürecek ve kuşkusuz yine başarılı olacak. Yaklaşık bir yıl önce başlamış bir reorganizasyon çalışmamızı sürdürüyoruz. Bu yeni yapılanmanın özelliklerinden biri, temel yönetim işlevlerinin yazı işleri müdür yardımcıları arasında bölünmesi. Bu gelişme de birkaç gün önce arka sayfamızın tepesindeki künyede yer aldı. Yazı işleri müdür yardımcısı olarak şımdı dört arkadaşımız görevli. Salim Atpaslan göreve Haberlerden Sorumlu Yazı işleri Müdür Yardımcısı olarak başladı. Alpaslan, İstanbul Erkek Lisesi ve Alman Fılolojisi'nden sonra 1969'da Yeni Gazete'ye girdi. 1978-1982 yıllarında Cumhuriyet sanat-kültür sayfasının sorumlusu olarak çalıştı. Gösteri dergisi ve Güneş gazetesınde Yazı İşleri - Müdürlüğü yaptıktan sonra dört yıl önce yeniden Cumhuriyet'e döndü. Kerem Çalışkan Alman Lisesi mezunu. Gazeteciliğe Aydınlık'ta başladı, Hayat ve Ses dergılerinde çalıştı 1984 yılında Cumhuriyet'e geidi, daha sonra dizi yazılar şefi oldu. Coşkusu, sorunlara derinlemesine yaklaşmaya gösterdiği çabayla dikkati çeken Kerem Çalışkan, gazetenin mutfağının işleyişi ve ana haber sayfalarının örgütlenmesınden sorumlu yazı işleri müdür yardımcısı olarak geçen hafta çalışmaya başladı. Kerem Çalışkan'ın, aralarında "Bertolt Brecht'ten Aşk Şiırleri" de bulunan çok sayıda çevirisı var. Necdet Doğan Cumhuriyet'te, İstanbul Basın Yayın Yüksek Okulu öğrencisiyken stajyer olarak çalışmaya başladı. Vefa Lisesi ve BYYO mezunu olan Necdet Doğan 1981'de Cumhuriyet'te sürekli görev aldı, gece sorumlusu oldu, Yurt Haberleri Servisi Şefliği (Arkosı 19. Sayfada) Paris Şartı ve İnsan Hakları İnsan hakları ve temel özgürlükler, tüm insanların doğuştan sahip olduğu ayrılmaz haklarıdır ve hukukun güvencesi altındadır. Bu hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi güçlü devlete karşı ana güvencedir. Dr. MUZAFFER SENCER TODAİE Emekli Öğr. Üyesi Ülkemizin yoğun demokratikleşme gerek- sinmesinin bilincinde olan yeni hukumet, bi- lindiği gibi, Paris Antlaşması (Şartı)na uygun bir Türkiye amaçladığını açıklamıştır. Son on yılda tüm ilke ve kurumlarıyla ağır darbeler yiyen demokrasinin yeniden onarılması, kuş- kusuz Türkiye gündeminin birinci maddesi- dir. Yeni bir Avrupa'nın temel yasası olan Pa- ris Antlaşması 'yla öngörülen düzen, günümüz Türkiyesi için henüz ulaşılacak bir amaçtır. Paris Antlaşması, AGİK (Avrupa'da Gü- venlik ve İşbirliği Konferansı) surecinin bir ürünüdür: AGİK süreci, 21. yuzyıla girerken Avrupa'- da ve giderek dunyada guvenlik ve işbirliği- nin geliştirilmesi yolunda en önemli gelişme- lerden biridir. 16 yıl önce ilan edilen Helsinki Sonuç Bel- gesi'ne imza koyan devletlerin oluşturduğu topluluğa AGİK Konferansı, anılan belgenin imzalanmasından sonra başlayan sürece gö- re kısaca AGİK süreci denmektedir. Gerçekten, 3 Temmuz 1973'te Helsinki'de açılan konferans, 33 Avrupa ülkesiyle ABD ve Kanada'dan oluşan 35 devletin katıldığı 1 Ağustos 1975 tarihli Helsinki toplantısında so- nuç belgesini ilan etmiştir. Bir antlaşma nkeliğinde olmayan sonuç bel- gesinin hukuksal bir bağlayıcılığı ve yaptınm gucü bulunmamakla birlikte, kamplara bö- lünmüş Avrupa'da son yıllarda bloklar arası yumuşamayla barış ve guvenliğin pekiştirilme- si ve demokrasi ve insan hakları odağında bü- tunleşmenin sağlanmasında önemli bir rolü olmuştur. Sonuç belgesinde yer alan İlkeler Bildirge- si, bugüne kadar AGİK surecine yol gosteren 10 temel ilkeyi dile getirmiştir. Bu ilkeler, 1- Egemen Eşitlik, Egemenliğin Niteliğin- deki Haklara Saygı, 2- Guç Tehdidine Baş- vurmaktan ya da Guç Kullanmaktan Kaçın- ma, 3- Sınırların Çiğnenemezliği, 4- Devlet- lerin Toprak Bütunlüğu, 5- Anlaşmazlıkların Barışçı Çözumu, 6- İçişlerine Kanşmama, 7- Düşünce, Vicdan, Din ya da Inanç Özgürlü- ğü Dahil, İnsan Haklarına ve Temel Özgur- lüklere Saygı, 8- Halkların Hak Eşitliği ve Kendi Yazgılarını Belirleme Hakkı, 9- Dev- letler Arasındaki İşbirliği, 10- Ulusiararası Hukuka Göre Üstlenilen Yükümluluklerin lyiniyetle Yerine Getirilmesi'dir. Görülduğü gibi, Sonuç Belgesi'yle ürünü- nü veren ilk AGlK'in birincil amacı, Avru- pa'da ve giderek dunyada siyasal kararhlık ve güvenliği sağlamak ve böylece işbirliğine da- yalı barışçı bir duzeni kurup sürdürmektir. 1980'li yıllann ikinci yarısı, ilk AGİK'le başlatılan sürecin somut sonuçlarını verdiği gelişmelere tanık olmuştur. Avrupa'da blok- lar arası kutuplaşmalar ve soğuk savaş koşul- ları aşılırken ideoloji ve çıkar çatışmalanndan arınmış bir Avrupa Birliği'ne doğru önemli adımlar atılmıştır. Askeri bağlaşmalar ve kamplaşmalar arası yumuşama, silahların sı- nırlandırılması ya da silahsızlanma çabaları, ülkeler arasında guvenlik ve işbirliğini olabil- diğince arttırmıştır. Bu gelişmeler, halklar arasında karşılıklı iş- birliği ve dayanışmayı güçlendirmişse de, Av- rupa'nın bütünleşmesi yolundaki tüm engel- leri ortadan kaldırmamıştır. Devletlerarası ilişkilerin yumuşamasına karşın, kimi halkla- rın, henüz insan haklanndan yeterince yarar- lanamadığı otoriter rejimler altında yaşamak- ta olmaları, Avrupa güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturmaya devam etmiştir. Salt askeri ve siyasal dengelerin sağlanması, ülkelerin ve blokların karşılıklı bir tehdit oluşturmaktan çıkması, Avrupa'da guvenlik ve işbirliğinin sağlanması için yeterli olmamıştır. Bunun yanı sıra, halkların refah ve esenliği, siyasal rejim- lerini özgürce belirlemeleri ve insan haklann- dan olabildiğince yararlanmalarının Avrupa'- da guvenliğin önkoşulları olduğu anlaşllma- ya başlamıştır. Bu nedenle, ilk AGİK gündeminde ön sı- ralarda yer almayan demokrasi ve insan hak- ları, izleyen yıllarda Avrupa güvenliği ve bü- tUnlüğünün temel koşulları arasında yer al- mıştır. Avrupa'da demokrasi ve insan hakları so- runlarının öne çıkması, bu alanda izlenecek ilke ve normlarla alınacak önlemlerin saptan- masına gerek göstermiş ve 1980'li yıllarda AGİK süreci bu doğrultuda işlerlik kazanmış- tır. Bu süreç içinde "insancıl boyutun (human PARİSTEN SELÇUK DEMREL dimension)" öncelik almasıyla AGİK çerçe- vesinde 1989'dan başlayarak demokrasi ve in- san hakları konularının tartışıldığı bir dizi toplantı düzenlenmiştir: İnsancıl Boyut Toplantıları'nın sonuçları,, son AGİK'in gundem ve çalışmalarına ışık tutmuş ve kararlarına temel alınmıştır. ; ilk Konferans'ta yer alan devletlerin katı*- lımıyla Paris'te toplanan Avrupa Guvenlik ve İşbirliği Konferansı, 21 Kasım 1990 tarihin- de benimsediği antlaşma metni ve ekleriyle konferansın sürekliliğini sağladığı gibi, belge- lerine hukuksal bir bağlayıcılık niteliği kazan- mıştır. Yeni Bir Avrupa İçin Paris Antlaşması'nın 1. Bölümünde İnsan Hakları, Demokrasi ve tiukukun Üstünlüğü başlığı altında, katılan devletlerin yetkilileri, "ulusların biricik yöne- tim biçimi olarak demokrasiyi kurmak, geliş- tirmek ve güçlendirmek" kararında oldukla- rını belirterek "bu amaçla aşağıdaki ilkelere uyacaklannı" ilan etmiştir: İnsan hakları ve temel özgürlükler, tüm in- sanların doğuştan sahip olduğu aynlmaz hak- larıdır ve hukukun güvencesi altındadır. Bu hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştiril- mesi guçlü devlete karşı ana güvencedir. Hak- lann gozetilmesi ve tam kullanılması, özgür- lük, adalet ve barışın temelidir. Demokratik yönetim, düzenli aralıklarla yapılacak özgür ve dürüst seçimlerde anlatı- mını bulan halk isteminedayanır. Demokra- sinin temeli, insan kişiliğine saygı ve hukukun üstünlüğüdür. Demokrasi; anlatım özgürlu- ğünün, toplumda her gruba karşı hoşgörü- nün ve herkes için fırsat eşitliğinin sağlam gu- vencesidir. Demokrasi, temsilci ve çoğulcu niteliğiyle seçmene hesap verilmesini ve kamu makam- larının -yansız olarak uygulanmak uzere- hu- kuka ve adalete uygun davranma yükıimlü- luğünu içerir. Hiç kimse hukukun üstünde de- ğildir. Her bireyin, ayrım gozetilmeksizin; düşün- ce, vicdan ve din ya da inanç özgürluğüne, an- latım özgürluğüne, örgütlenme ve barışçı top- lanma özgürluğüne, yer değiştirme özgürlu- ğüne hakkı vardır. Hiç kimse keyfi olarak yakalanıp tutukla- namaz; işkence ya da başka zalimce. insan- hk dışı ya da onur kırıcı davranış ya da ceza- ya uğrayamaz. Yine herkesin, haklarını bilmek ve ona gö- re davranmak, özgür ve dürüst seçimlere ka- tılmak, kendisine bir suç yüklendiğinde adil ve açık yargılanmak, tek başına ya da başka- larıyla birlikte mülk edinmek ve özel girişim- lerde bulunmak, ekonomik, toplumsal ve kül- türel haklardan yararlanmak hakkıdır. Ulusal azmhklann etnik, kültürel, dilsel ve dinsel kimlikleri korunmalıdır. Ulusal azın- lıktan olanların ayrıma uğramaksızın ya da yasa önünde tam bir eşitlikle kimliklerini öz- gürce dile getirme, koruma ve geliştirme hak- ları vardır. Herkese, haklarının çiğnenmesi durumun- da ulusal ve uluslararası etkin yollara başvur- ma olanağı sağlanır. Bu kurallara tam saygı, Yeni Avrupa'nın üzerinde kurulacağı temel taşıdır. Kısacası, Paris Antlaşması'na göre insan hakları Uzerine kurulu bir toplum düzeni, Ye- ni Avrupalı olabilmenin önkoşuludur. Mazda 121 Sedan, küçük otomobilde büyük otomobil iç hacmi ve rahatlığını yaşatır. MAZDA MOTOR CORPORATION TÜRKİYE GENEL DİSTRİBÜTÖRÜ MERMERLER YATIRIM VE PAZARLAMA A.Ş. BARBAROS BULVARI NO 127, 80700 BEŞtKTAŞ, İSTANBUL TEL(1)274 55 50 (5 HAT), (1)275 84 80 (2 HAT), (1)288 13 53 (2 HAT), FAX:(1)273 35 59 Mazda teknolojisi yaratıcı yanını yeni bir otomobille sunuyor. Mazda 121, yuvarlak hatları ile otomobil tasanmında yeni bir akımın temsilcisidir. Motor bölümü, oturma kabini ve bagaj toplamı ikibuçuk kutu olan bu çekici model, dört yetişkinin rahatça oturabileceği geniş, konforlu bir iç yapıya, gerektiğinde öne yatabilen arka koltuklanyla büyültülebilen bir bagaja sahiptir. 3 yöne de açılabilen "Funtop" tavanıyia her iklim için ideal bir otomobildir. Az benzin yakmasıyla, çok dar bir U dönüş çapıyla, çağdaş, yetenekli, kentli ve genç bir otomobildir Mazda 121. 1 0 9 b a y i v e s e r v i s g ü v e n c e s i y l e . LE MANS 1991 BîRtNCİSÎ Yeni yıla Mazda 121 ile girin. Mutlaka bir Mazda bayinde Mazda 121 Sedan ve Funtop modellerini görün, size sunulacak en iyi koşuüarla hemen alın. UYGARLIĞA GtDEN YOLDA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear