18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
,16 ARALIK 1991 CUMHURİYET/17 KISLALTMN KONUGU KEMALANADOL Kenan Evren yargılanabilirUzun yıllar milletvekillıği yapan Kemal Anadol CHP'nin merkez yönetim organlarında görev aldı. 12 Eylül döneminde, Barıs Derneği davasından dolayı bir yıl kadar cezaevinde kaldı ve sonunda aklandı. İzmir milletvekili iken, "antidemokratik uygulamalar" nedenıyle SHP'den ayrıldı ve daha sonra kurucuları arasında yer aldığı Sosyalist Birtik Partisi nde genel başkan yardımcılığı görevi üstlendi. Bir süre önce, kendisi gibi genel başkanyardımcısı olan Nedim Tartıan ve bir grup genel yönetim kurulu üyesiyte birlikte bu partinin yönetiminden de istıfa etti. DYP-SHP hükumeti, Türk solu, soldakı partiler, HEP ve Kürt sorunu, sivilleşme ve Kenan Evren gıbi konulardakı görüşlerini, kendisi gibi CHP'de milletvekili iken tanıdığı yazarımız Prof. Ahmet Taner Kışlah'ya anlattı. MŞLAU: Eski partinizin de yer aldığı ortak hukümet için iyimser misiniz? ANADOL Ren bu hükume- ti destekliyorum. Turki- ye*nin çok önemli sorun- İan var. Ama Türkiye yıl- lardır partileriyle, parla- mentosuyla, basınıyla, bi- lim adamlarıyla, insanıy- la bu sorunlan tartışamı- yor. Çünkü bunlardan önce, sürekli olarak parla- tnentonun yapısı ve meş- ruiyeti tartışmalan, de- mokratikleşme tartışma- ları gündemi işgal ediyor. Eğer bu hukümet, Batı standartlarında bir de- mokrasiyi gercekleştirebi- lirse, yurttaş olarak mut- luluk duyacağım. Halk bu hukumete geniş bir kredi açtı, ama başlangıçtaki büyük iyimserlik giderek büyük hayal kınklığına ve büyuk eleştirilere de ne- den olabilir. K1ŞLAU: Geçmişte bunun canlı ornekİerini birlikte yaşadık. ANAOOL Eveu.. Aklıma il- ginç bir örnek geliyor. 1977 seçımlerinde CHP'nin milletvekili sayı- sı 213'te kalmıştı. Yenıden seçildiğim için teşekkur gezisine gittiğimde köyluler şunlan soylüyorlardı: "Okuzûmüzü satalım. size para verelim, başka partilerden milletvekili kan- dınp hükumeti kurun.." Şehirde aynı şeyı daha ince bir dılle öğretmenler söyluyorlardı. 1978 başında 11 bağımsızla hukü- met kuruldu. Derken 12 Eylül oldu ve bu kez aynı insanlar "Falancalarla filancalarla hukümet kurup ulkeyi 12 Eylul'e getirdiniz" diye bıze ateş puskurduler. "Bunu bizden isteyen siz degil miydiniz?" diye soran bir ar- kadaşımıza, hem de partide kurultay delegeliği yapmış bir yurt- taş şoyle demişti: "Ben kurultay delegesiydim ve o gunun ko- şulları içinde aklıma gelen her se>i islerdim. Ama sen devlet adamısın, benim >ap dedigimi değil. gerekeni yapacaksın!.." Bu >-anıt beni nâlâ çok etkiler. KIŞLAU: Yıllarca sivilleşme için uğraş verdiniz: Hamzakoy'u turistik tesis yapmak ya da orduevlerini halka açmak gibi du- şünceleri nasıl değertendiriyorsunuz? ANAOOL: Bu tur oneriler olsa olsa sansasyonel gazete haberi olabilir, ama sivilleşme ve demokratikleşme yolunu açmaz. Gerçekçi değil. Ordu ile siyaset adamları arasında gereksiz sur- tuşmeler yaratabihr. Orduevleri, tıpkı öğretmen evleri gibi, Anadolu Kulttbu gibi, çeşitli kuruluşlann dinlenme yerleri gi- bi orduya has yerlerdir. Oysa sivilleşme *e demokratikleşme için yapılması gereken çok önemli şeyler vardır. Darbeler döneminden çıkan Arjantin, Portekiz, Ispanya, Yu- nanistan gibi ülkelerde mutlaka geriye dönulmuştur ve bu do- nüş intikam duygulanndan kaynaklanmamıştır. Şeffaflık için, darbe tehditlerinin toplumdan gerçekten uzaklaşması için ge- riye dönülmüştür. Oysa Turkiye'de örneğin 30'dan fazla yurttaşın olduğu kanh 1 Mayıs olayının arkasında kimler olduğu bir turlu ortaya çık- mamıştır. Onune gelene dava açan 12 Eylul'un uzerine gitmediği bu tur olaylar uzerındeki perde bu hukümet tarafından kaldırıl- malidır. KIŞLAU: Anayasanın unlu geçici 15. maddesini yururlukten kal- dırmak girişimi, hukumetin sivilleşme yonunde önemli bir adı- mı sayılabilir mi? ANADOL: Bu madde, 12 Eylül 1980 tarihinden itibaren yaptık- larıyla ılgili olarak, dönemin yetkililerı hakkında yargı yolu- na gıdılemeyeceğine dair huküm getiriyor. Ancak, bUdiğiniz gibi, TCK'nın 146. maddesi, TBMM'yi "ıs- kat"a ve vazifesini yapmaya zorla engel olmaya teşebbus eden- lerin idam cezasına mahkûm olacağını hukme bağlıyor. Za- ten teşebbus başarılı olduğunda bu madde dışına çıkmakta- dır. 'Evren amlarında, 1978 yılında TBMM'yi ıskat etmek, vazifesini yapmaya cebren engeı olmak için, gizli örgüt kurduğunu, dıöer ortaklarının da isimlerini vererek itıraf etmektedir. Bu, nukuk dilinde, 'yazılı ikrar1 anlamım taşır... 78'deki suçu, 79'da bir kere daha işlemiştir.' 'Darbeler döneminden çıkan Arjantin, Portekiz, Ispanya, Yunanistan gibi ülkelerde, mutlaka g •••••- •• ve bu dönüş intikam duygulanndan k Şeffaflık için, darbe tehditlerinin toplumdan uzaklaşması ularından kaynaklanmamıştır. lerinin toplumdı için geriye dönülmüştür.' Geçici 15. madde de goz onune ahndığında, 12 Eylul'u ne- den yaptı diye yargılama yapma olanağı yoktur. Ancak Ke- nan Evren, Milliyet gazetesinde yayımlanan ve sonra kitap ha- line getirilen anılannda, bu yargı yolunu kendisi açmış durum- dadır. Evren bu anılarında, 1978 yılında TBMM'yi ıskat etmek, vazifesini yapmaya cebren engel olmak için gizli orgut kurdu- ğunu, diğer ortaklarının da isimlerini vererek itiraf etmekte- dir. Bu, hukuk dilinde "yazılı ikrar" anlamını taşır. Ayrıca 1979'da, Meclis'i feshetmek için yeniden darbe giinünü tesbit ettiklerini, fakat araya gıren olaylar dolayısıyla darbe larihini ertelediklerini anlatmaktadır. Yani 78'deki suçu, 79'da bir ke- re daha işlemiştir ve boylece, hukuk diline gore "temadi eden suç" oluşmuştur. Anılarını işkence altında yazmadığına göre suçun butun un- sarları bir araya gelmiş olmaktadır. TCK'nın 102. maddesi, olum ve müebbet hapis cezasını gerektiren curumlerde, zaman aşımının 20 yıl olduğunu söyluyor. Suçun işleniş tarihi anıla- ra göre 1978 olduğuna göre 1998 yılına kadar yargılama müm- kündur. KIŞLAU: Şimdi siz, boylece bir suç duyunısunda bulunmuş olu- >orsunuz. ANADOL: Bu hem bir suç duyurusu, hem de Adalet Bakanı için bir davettır. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 148. mad- desi şöyle diyor: "Kamu davası açması için, Adalet Bakanı Cumhuriyet Savcısı'na emir verebilir." Savcı davayı açmaya mecburdur. Ama davayı açtıktan son- ra, mahkûmiyet isteyebileceği gibi beraat de ısteyebilir. O ayrı konu. KIŞLALI: İki genel başkan yardımcısı ve çok sayıda genel yo- netim kurulu üyesi, partinizdeki gorevlerinizden niçin istifa ettiniz? ANADOL: SBP'nin, Marksist olan ve olmayan güçlere açık an- layışını değiştirerek, klasik anlamda Marksist bir parti tarif etmek, hem daraltıcıdır, hem de yaşadığımız yenileşme sure- cine terstir. Ayrıca son seçimler gostermiştir ki sol bir bunalım içinde- dir. KIŞLAU; SBP Genel Başkanı Sadun Aren, sizi Marksizmden vazgeçmekle suçluyor. ANADOL: 20 Ekim seçimlerinden onceki sol kavramlar önemli ölçude geçerliliğini yitirmiştir. Sol, kendini yeniden tarif et- melidir. Örneğin SSCB'deki son darbeyi savunanlar ıle buna karşı çıkanların aynı yerde aynı anlayışı paylaşmaları olanak- sızdır. Ha Şili'de ha Turkiye'de ha Moskova'da, darbe darbe- dir. KIŞLALI: Sozlerinizden, Sayın Aren'in Moskova'daki darbe gi- rişimini onajladıgı gibi bir sonuç çıkıyor. ANADOL Sayın Aren'in darbeyi onayladığıru soylemek ona hak- sızhk yapmak olur, ama parti içinde onaylayanlar çoktur. Artık dunyadakı gelışmeler, böyle katı ıdeolojik yaklaşımlar yerine, bu tur olaylar karşısındakı reflekslerle insanları ayrı bir tas- nife tabi tutmaktadır. KIŞLAU: Partinizden tümden ayrılmayı duşttnüyor musunuz? ANADOL Parti, yemden yapılanmarun koşullannı arayacak bir tutum yerine, daha daraltıcı bir tutum takındığı sürece, aynl- mayı da duşunebilirim. Benim gibi duşünen arkadaşlarımın sayısının da oldukça çok olduğunu sanıyorum. KIŞLAU: Doğu Perinçek'in partisinin seçimlerde aldığı sonuç ortada. İlerideki seçimlerde SBP'nin şansı daha çok olabilir mi? ANADOL: SBP, devlet sosyalizmini kesin bir biçimde red- detmiştır. Devletin her türlü ideolojiden arındınlmasım ön- gormuştur. Devletin kuçulmesini savunmuştur. Ancak son olaylardan sonra, SBP bu çoğulcu, çok renkli yapısından çok şeyler kaybetmıştir. Perinçek'in partisine benzer bir parti ol- mak yolu.ndadır. Marksist olanlann ve olmayanların partisi yerine, sadece Marksist olanlann partisine dönuşmektedir. Her iki partinin anlayış farkı da azaldığı için bu soruya önu- muzdeki seçimler açısından ayn bir yanıt vermek mumkun de- ğildir. KIŞLAU: Siz SHP'de iken, yenilikçi sol kanadın sozculeri ara- sındaydınız. Konuştuğumuzda, SHP'yi daha sola çekmek gi- bi bir niyetinizin olmadığını vurguluyordunuz. Ayrılınca da- ha solda bir parti kurmanız. o zamanki savunmanızla bağda- şıyor mu? ANADOL: Doğru bir soru. Biz SHP'yi sağda kaldığı için ter- ketmedik. SHP, parti ıçi demokrasinin işleyışı açısından çok buyük yanlışhklar yapmıştı. Paris'teki toplantıya katıldılar diye 7 milletvekilini ihraç ederek parti içı demokrasiyi zedeledıği gibi Kürt sorununu da içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Son- ra bu fcatasını telafi etmek için önemli virajlar almak zorun- — ^ — da kaldı. Bizim ıstıfalarımız o ne- denlerden kaynaklanmıştı. SBP ise sadece klasik Marksist goruşe ina- nanların değil, dünyada ve Turki- ye'deki gelişime de paralel olarak, Marksist olmayanları da kapsa- yan, devlet sosyalizmini peşinen reddederek kurulan bir parti oldu- ğu için bundan üç yıl önceki sağ- "~ m ~^^ sol kavramlarına göre bir değer- lendirme yapmak doğru olmaz kanısındayım. Batı'da hızlı bir değişme var. Örneğin ttalyan Komunist Par- tisi, ismini değiştirip Demokratik Sol Parti oldu ve sosyalist- lerle birleşmek ıstıyor. SHP, Sosyalist Entemasyonal standar- dında bir parti olmadığı için, bu tanışmalan uzaktan izledi ve parti içi çekişmelerle vaki^harcadı. Ama ben, SHP'nin bu değışım ve yenileşme sureci ıçine hızla gıreceğini, kişisel kav- gaları aşarak kendini bulmaya çalışacağını sanıyorum. KIŞLALI: SHP'nin Kürt sorunu ile ilgili tutumunu eleştirdiniz. Sizin bn konudaki goriışunuz nedir? ANADOL: Ben Turk \e Kurt halkının gonullu birlikteliğınden yanayım. Şunu i>i biliyorum ki Kurt sorunu, Türkiye"nin si- villeşme ve demokratikleşme sorununun içinde yer almakta- dır. Sivilleşme ve demokratikleşme gerçekleşmedikçe, bu so- run çözülemez. KIŞLALI: HEP mi doğru bir siyasal yaklaşım, yoksa Güneydo- ğu'da belirli bir goruşu temsil edenlerin SHP gibi bir buyük kitle partisi içinde yer almalan mı? ANADOL Kurt partisi kimliğı ıle örgutlenmek yasalarımızca zor- laştırıldığı için bu yapay görunumler doğmaktadır. Eğer ya- salar bir Kurt partisi kurulmasını mumkun kılsa, boyle bir par- tinin Turk demokrasisine katkı sağlayacağına inanıybrum. O zaman Kurt yurttaşlar içinde isteyen bu parti içinde, isteyen kıtle partisi içinde yer alır. HEP'in SHP ile seçimlere girmesi bence olumludur. Ancak bunu iki partinin ust yöneticıleri çok yanhş biçimde ortaya koy- dular. Olay bir basit oy pazarlığı içinde goruldu. KIŞLAU: SHP'ye yeniden dönmeyi düşünür mıisunüz? ANADOL: Ben 20 Ekim seçimlerinden sonra soldaki herkesin kendisini sıfırlamasından ve dunyanın gidişine uygun bir ye- niden yapılanmadan yanayım. Kendini yenileme surecine gir- mesi gereken SHP bugün bu konumdan uzak. SHP'nin dışındakılerın de katılmasıyla solda böyle bir ye- niden yapılanmaya girildiği takdirde bu sorunuza olumlu yanıt vermeyi duşunurum. II, I UIUÎIVIL) IO|IU ı geriye dönülmü kaynaklanmamı PİKNİK PİYALE MADRA HIZLI GAZETECİ NECDET ŞEN ÇİZGİLİK KÂMİL MASAKACl GARFIELD JJM DAVIS G A , CA USLU PUCAN Oe En"PİR ıvi BLACKIE WHITE CARLOS TRILLOER^ESTO R.GARCIA SEUAS DEMac onErea&mvz VE. BD- POBU3 W*UK- SmORSÜNLSZ. 6ÖN=, a&z ONEMU ıtesuu OUTJUÖÜMU BlR ^EyLEE OLDOPESIL . BoyLE İçt'N SOH «EZ MUH^BIE. HDISI PE BULUT BEBEK NURAY çtFTÇl içlerinde er ıru tcmizlcme HemizUkler ceşib ceşibtİT TARİHTE BÜGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 ARALIK ORTA SINIFİN ROMANClSf.. İTK're 8UGUU, UULU /M&UZ KOMANCISl JAUC AUSTtN (CErv OSTTN) OOĞDU. OKULDA SAŞLAYAN ÖĞBEAJIMIHI EviH- OE SÜ&DÜeeN AUSTEN, K'SA ZAMANDA, BıRKAÇ DlL Bıl&l VE KLÂSIKLERl INCELBYEN g'£ 6ENÇ KIZ OLACAKTt. £NTELLE»ZrÜEL 6EUÇ1M f £ SANATCOÇKUSUMJ 12-t 1? YAfL/tgf ARAStUDA BÜTÜN YOĞUHLUİUYLA PUYA- CAK, lUC ROMANI OLAN "CAPY SUSAN"I MBKTUPLA- Ü1NPA YAZACAKTIR. MNIEL PEFOE VE HENHy FIEL- &INGLE BÜYUK AT1LIM YAPMlf OLAN lUGtÜZ R.O- ; JANE AUSTEN ıLE GeüÇEKÇluğe, GÜND6UK AROINPAK.I ÖNEMLİ UUSUBLABA, AYfZIVTTLAR/YLA BETlMİ. K/Ç/L.I/CLEJSE YÖNEUR. AüSTEAJ, OETA SINIP- INSANLA&I- Nl USTACA AMLATflN HOMANLAPlYlA ÖLÜMSÜSLEŞECEtCriR.. / f 7 F BAZI YAPTlAfSl l "SAĞPUYU VE CMJYARLJK*, "6Uf>UR. tfAÇ*?, lfMMa,« Solda, ŞırrJ, mû2B otan evı u€ şag/ığıneta dıkhğı İW meçe işaU görûlûyor:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear