Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 ARALIK 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/9
KİTAP
\eni kitap politikası
• ANKARA (AA) — Kultur Bakanlığı yayın alımı ve
kitap basımı konusunda yeni bir uygulamaya başlıyor.
Kutüphanelerın içeriğini çağdaş yazarların kitaplan ile
zenginleştirmeyi amaçlayan Bakanlık, kitap basımını da,
en aza indirmeyi amaçlıyor. Kultur Bakanlığı
yetkililennden alınan bilgiye göre, yayıncı, yazar ilişkileri,
telıf hakları ve kutüphanecilik sorunlannın saptanması
ve çözüm yollan konusunda toplantılar yapıldı. Kültür
Bakanı Fikri Sağlar'ın danışmanı Hasan Bülent
Kahraman başkanlığında Atilla Özkırımlı, Doğan Hızlan,
Yayıncılar Birliği Başkanı Aygören Dirim, Türkiye
Yazarlar Sendikası'ndan Demirtaş Ceyhun gibi ısimlerin
katıldığı toplantılarda, kitap okurunun arttınlması, yayın
sektörunün içinde bulunduğu darboğazın aşılması gibi
konularda kısa ve uzun vadede yapılacaklar ele alındı.
Toplantıda kabul edilenler arasında daha önce 2 milyar
liralık ahmda bazı yayınevlerinin kayırıldığı iddialanna
yol açan, kıitüphanelere merkezden yapılan kitap alımı
yerine kutüphanelerin kendi ihtiyaçlanna göre kitap alımı
uygulamasının baslaması yer alıyor.
VİDEO
Video kasetler gözden düştü
• tZMİR (AA) — TV kanal sayılannın artması ve
yabancı TV yayınlarının devreye girmesıyle video
kasetlere olan ilginin azaldığı bildirildi. Konu ile ilgili
bilgi veren, Ulusal Video Ege Bölge Müdürü Hüseyin
Baradan, Turkiye"de 1979-1980 yıllarında videonun
giderek yaygınlaştığını ancak, son iki yıldır kasetlere
talebin azaldığım söyledi. Buna, TV kanal sayılannın
artması ile yabancı kaynaklı yayınların ızlenebilir hale
gelmesinin neden olduğunu belirten Baradan, şunları
söyledi: "Avrupa ulkelerinde videoya olan ilgi belirli bir
duzeyde devam ederken, Türkiye'de azalmasının bir
başka nedeni de, yurda getirilen kasetlerin seçiminde
bilinçli davranılmamasıdır. Bu durum, tüketiciyi
videodan soğutmuş, sadece İzmir'de video kulübü sayısı,
2 yılda 160'tan 22'ye düşmüştür:'
DERGİ
Adam Sanat'ta aralık ayı
• Kültür Servisi —
Adam Sanat'ın aralık ayı
sayısı yayımlandı. Memet
Fuat'ın "Güncel
Eleştiri", Vedat
Günyol'un "Ideoloji ölür
mü" sorusunu getirdiği
Güne Doğarken: X,
Fethi Naci'nin, Ülkü
Tamer'in "Allaben
öyküleri" için yazdığı
eleştiri, Muhsin Şener'in
"Yazın", Mehmet
Serdar'ın "Sanat"ı konu
edindiği yazılar aralık
sayısında yer alıyor.
Dergide aynca Hüseyin
Ferhad'ın "Lir ve
Zencefil Yolu", Orhan
Barlas'm "Forte Forte
Tünç Başaran".
Kaya Özsezgin'in "Sanat ve Yetenek" yazıları da
okunabilir. Ttırgut Çeviker'in oyuncu Savaş Dinçel'le
yaptığı söyleşi de Adam Sanat'ın aralık sayısında yer
alıyor.
/VDAM
TİYATRO
150 milyonluk yardım
• ANKARA (AA) — Ankara Buyukşehir Belediyesi
tarafmdan Ankara'dakı tiyatro topluluklarına yapılan
yardım belli oldu. Yardımdan en büyük payı, Ankara
Sanat Tiyatrosu, DTCF Tiyatro Bolümü ve Hacettepe
Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvan aldı.
Büyükşehir Belediyesi yetkililerinden alınan bilgiye göre,
bu yıl ikincisi dağıtılan yardım için 33 topluluk
başvuruda bulundu. Yapılan değerlendirmede 15
topluluğa 3 kategoride 5, 10 ve 15 milyon liralık
yardımlar yapıldı. Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel
Sekreteri Timur Erkman başkanlığında Doç. Nurhan
Karadağ, Şenol Tiryaki, Ankara DT Müdurü Danışmanı
Aydın Köymen ve Sanat Kurumu'ndan Uğur Bilge'den
oluşan seçici kurulun değerlendirmesi sonucu 18
topluluğu da başvuru koşullarına uymadığı için yardım
yapılmadı. Bu arada, yardımdan yararlanamayan Ankara
Halk Oyunculan topluluğu yöneticisi Fuat Çiğiltepe,
başkan Murat Karayalçm'a bir protesto mektubu
göndererek, yardımın dağıtım biçimini kınadı.
ANSIKLOPEDI
Ero Cinsel \aşam Ansiklopedisi
• Kültür Servisi-Türk ve Italyan uzmanlar tarafmdan
hazırlanan Ero Cinsel Yaşam Ansiklopedisi yayın
hayatına başladı. 84 hafta fasikuller halinde
yayımlanacak Ero'nun yazı kurulu psikiyatrlardan
şairlere, jinekologlardan felsefecilere, sosyologlardan
gazetecilere kadar uzanan geniş bir kadrodan oluşuyor.
Ero'nun geçmişteki benzerlerinden aynlan bir yönü
herhangi bir kural dayatmaktan titizlikle kaçınması. Bu
yuzden eşcinsellik, sadomazohizm, biseksüalite gibi farkh
cinsellikler tanıtıhrken uzmanlann göruşlerinin yanı sıra
tanıklıklara da geniş yer ayrılıyor. Ero'nun diğer bir
çarpıcı ozelliği gorsel malzemesi. ttalyan Roberto Rocco
Fotoğraf Grubu tarafmdan çekilen, özel renk ve
mürekkeple basılan fotoğraflar erotik olanla müstehcen
arasındaki mesafeyi ortaya koyuyor.
SEVEMAMriLLÂ DORSAY
Gerçek dosthığa yolculuk
Hellywood Doktom
(Doc Hollywood) /
Yönetmen: Michael Caton
Jones / Senaryo: P.
Seaman, J. Price, Dan
Pyne / Görüntü: Michael
Chapman / Müzik: Caner
Burwell / Oyuncular:
Michael J. Fox, Julie
Warner, Barnard Hughes,
Woody Harrelson, Bridget
Fonda, George Hamilton
/ Warner Bros yapımı
(Kent, Fitaş, Bakırköy
Resk, Kadıköy KSM,
tzmir Çınar, vs.)
Dünyada en iyi tanıdıgımız
ülke hangisidir? Bir "sioema
kurda" bu soruya kuşkusuz ki
Amerika yanıtını verecektir. Si-
neması sağolsun, bu koca ve
ırak ülke hakkında tarihinden
bugününe, politikasmdan ırk
sorunlanna, buyuk kentlerinden
kasabalarına bılmediğimiz ne
kaldı?
Eğer kaldıysa bile, yeni film-
ler bu açığı kapatıyor. Işte
"kasaba" çevresine cinsellik
odağıyla yaklaşmış özellikle
1950-60'lann onca filminden,
"Piknik", "Kızgm Damdaki Ke-
di", "Esimi Anyorum", "Ka-
çaklar" vbîden sonra, bu kez,
Los Angeles yolunda, birkaç bin
nüfuslu Grady köyünün öykü-
sü... Hollywood'da "estetik
cerrah" olarak çalışmak üzere
Porche'sinin içinde yol alan,
Michael J. Fox'un büyümemiş
çocuk yüzüne ve sevimliliğine
sahip bir doktor, burada yaptı-
ğı bir kaza yüzünden "rehine"
kalır ve köyun yetersiz hastane-
sinde 32 saat çalışmaya "mah-
kûm cdilir". Bu arada, doktoru-
muz bu köyun ve insanlannın
Doc Holhwood'u Michael Caton yönetti. Michael Jim Fox, Julie Warner, Barnard Hughes, Woody Harrelson, Bridget Fonda ve
George Hamilton başlıca rolleri pa>laştılar.
ilk göründuğü kadar katı ve se-
vimsiz olmayan gerçek yuzleri-
ni tanıyacak ve elbette "gerçek
aşkı" da burada bulacaktır...
"HoDywood Doktoru", önce-
likle biraz fazla geveze ve söz
esprisine çokça yaşlanan bir
fılm. (Senaryoyu 3 kişi yazınca,
herbiri kendi buluşlanmn kal-
masını istemiş olmalı). Ama bu
laf kalabalığı ve bunun getirdi-
ği sıkıntı aşüınca, filmin belli er-
demleri olduğu da açık. ABD'-
nin en zengin yöresine, "fıstık
sansuüara ve bol paraya" doğ-
ru yolculuğa çıkmış bir adamın,
bu yitik Amerikan köyunde ger-
çek insanlığı, dostluğu ve de aşkı
bulması, kuşkusuz son dönem
ızlediğimiz kimi filmlerle birle-
şerek, başarı ve ne pahasına
olursa olsun başarı formulü ar-
dında yok olmakta olan gerçek
ve insancıl değerlere, doğa-insan
dengesine ve de mutluluğu sade-
likte arayan bir anlayışa örnek
oluyor. Yeniden bir Frank Cap-
ra iyimserliği ve bir Preston
Sturges mizahına dönüş gibi
sanki...
Yer jçr oldukça hınzır, yer yer
zehir gibi espriler, buluşlar da
içeriyor, "Doc Hollywood". Ör-
neğin "geyikleri kaçırmak" için
Lou'nun (guzeller güzeli Julie
Warner) önerdiği çare veya dok-
torun Porche'si pahasına yaptır-
dığı doğum gibi bölümler, ger-
çekten ilginç. "Hollywood
Doktoru" sonuç olarak pek
önemli değilse de rahatça izlene-
bilen ve yer yer toplumsal gul-
durü dıyebıleceğimiz bir alanda
taze soluk estirebilen bir film...
Goril dostu Fossey'in öyküsüDian Fossey'inki gerçek ve katıksız bir
tutku. O antropoloji tarihinde ilk kez
gorillere iyice yaklaşıp onlarla "dostluk
kuran", özelliklerini değerli belgelere
geçirebilen bir bilim adamı.
\
Sınema, çağımızın çevre so-
runlanna, bu sorunların çözu-
mune yardımcı olabilir mi? El-
bette olur. Boylesine kitlelere yö-
nelik, her türlü mesajı, bildiriyi
vermeye boylesine uygun bir sa-
natın çevre konularında da
önemli ve etkili sözler edebile-
ceği doğal değil mi? Üstelik bu,
gunümüz sinemasında gitgide
ivmesi artan bir eğılim. Biraz da
bu nedenle, biz önümüzdeki Is-
tanbul Sinema Festivali çerçevesi
içinde böyle bir bölum düşün-
dük ve "Doganın Çagnsı" adı-
m verdiğimiz bu bölümde, ara-
lannda Percy Adlon, Luc Bes-
son, VVerner Herzog, tmamura,
Otar Yosseliani, Mika Kaurisa-
ki, Frederic Rossif gibi adlann
son yapımlannın da bulunduğu
filmleri topluca sunmaya çalı-
şıyoruz.
Geçen akşam Starl ekranına
gelen "Sisteki Goriller" de kuş-
kusuz böyle bir gösteriye yakı-
şırdı. Michael Apted'in neden-
se ülkemizde gösterümemiş olan
bu ilginç fılmi, Dian Fossey'in
gerçek yaşamınddn ve kitapla-
rından yola çıkan bir yapımdı.
Dian Fossey, genç, guzel, onün-
de parlak bir geleceği ve bir ni-
şanlısı olan bir Amerikalı kadın.
Ama hayvanlara ilgi duyuyor ve
her şeyi geride bırakıp tam bv".
maceraya atılıyor. Bir diğer de-
yişle, içsavaşla sa^sılan Zaire'ye
gelip bu egzotik, ilkel ve olduk-
ça tehlikeli çevrede, nerdeyse tek
başına, çok az bildiğimiz bir
hayvan turu olan gorilleri ince-
lemeye başhyor.
Dian Fossey'inki gerçek ve ka-
tıksız bir tutku. O antropoloji
tarihinde ilk kez gorillere iyice
yaklaşıp onlarla "dostluk
kuran" bu sayede onlan iyice in-
celeyip özelliklerini değerli bel-
gelere (kitap ve resim)•geçirebi-
len bir bilim adamı. Ama Dian
Fossey, aynı zamanda görülme-
miş bir inatla Afrika'daki yasal
olmayan vahşi hayvan avına da
karşı çıkıyor. Hükumetlerle, çe-
telerle ve Batı'mn gözü doyma-
yan tum hayvanat bahçeleriyle
savaşmak pahasına. gorillerin
ölduruimesini engelliyor. Ne ya-
2ik ki bu uğurda yaşamıru da yı-
tiriyor. Hayır, hayatı üzerine İci-
mi varsayımlarda olduğu gibi,
goriiler eliyle değil. Çıkarlanna
zarar verdiği kişi vc Kurumların
kiralık katilleri eliyle Çünkü
çok iyi bilinir ki doğanın en acı-
masız ve kıyıcı yaratiığı, elbette
ki insandır.
"Sisteki Goriiler" özellikle
doğayı ve çevreyi sevenler için
son derece önemli ve etkili bir
film. Tümuyle gerçek Afrika
mekânlarmda ve gerçek goriller
arasında çekilmiş olduğu için
değıl yalnızca... Aynca ve özel-
likJe bu film, kimi zaman alabil-
diğine nankör ve kısır gibi gö-
züken çabalann, bireysel tutku
ve gayretlerin ne denli etkili ola-
bileceğini de gösteriyor bizlere...
Çunku filmin sonunda çok iyi
belirdiği üzere, Fosşey'ijı^aşı-
mı, sonunda meyvelerini veriyor
ve Afrika'da goril avı hemen he-
men kesinlikle yasaklanıyor.
Herkes gibi uygun bir erkekle
evlenip aklı başında bir hayat
süreceği yerde gelip Afrika'ya
yerleşen bu "garip" kadının ölu-
mu boşuna olmamıştır. Çunku
kitlesel eğilimleTe, geçerli ideo-
lojilere, diktatörleşmiş değer ol-
çülerine, modaiara ve genel-
geçer yargılara sırt çevirip bam-
başka, kişisel ve alışılmadık
amaçla'a yönelen kişiler, bire>-
selîiklerini bir fırtına gibi yaşa-
yan kişiler olmasa, yalnız Afri-
ka gorilleri değil, başka birçok
şey daha yitip gitmiş olurdu.
"Sisteki Goriller" bize bunları
anımsattığı için önemli ve nere-
deyse yaşamsal bir fikne dö-
nüşüvor.
KlSA KISA
Gazetecinin ölümü
Zekâi Muratçav öldu. Gazete- meyen bir insandı. Papirusgunle-
cilik denen mesleğinadsızkahra- rınden tanırdım onu... tçten bir
manlarındanbiriydi o... Gazete- dostluğu, ıçki masasında açılan
ci deyınce çoğunluğun gözünun bir kişiliği vardı. Istanbulgecele-
önünde canlanan, adı-sanı bili- rinin yalnız ınsanlarından biriy-
nen, her yerde hazır ve nazır, bur-
nundan kıl aldırmayan tiplerden
değildi. Sessiz, içine dönük, yıl-
lardır Milliyet Sanat dergisinin
"15 Günün Içinden" koşesini ha-
zırlayan, sanatı >-akından ızleyen,
ama varlığını hemen hiç belli et-
.goturüverdı. Üzgunum. Amasa- san Akal Atillâ, Zeynep Oral ve
nınmençok.yıllardıronunlaay- Bulent Berkman uzgundürler.
nı odayı paylaşan, karşı karşıya Hepsinin, hepimizin başı sa-
oturup çalışan, konuşan, şakala- ğolsun...
Kent Sineması'ndan haberler
di. Bir yerlerde belirttiğim gibi,
Papirus'un en sadık "müdavim"
lerinden olmuş ve oranın akşam-
larım hiç terk etmemiştı. Sonra
aniden, pek aniden ortaya çıkan
"amansız hastalık", kanser denen
çağdaş bela, onu bir haftada alıp
Kent Sineması'nın sahiplerın-
den emektar sinemacı trf an Ünal
bıze telefon etti ve gayet nazik bır
ıfadeyle, geçenlerde yazdığımız
yazıda belirttiğimiz üzere bu sıne-
manın sonjenenklerinin gosterıl-
memesi olayından dolayı ozur di-
ledi, bundan böyle uygulamaya
dik kat edileceğini ve jenerıklerin
sonuna dek oynatılmasının sağ-
landığını bildirdi. Sayın Unal'a
teşekkur ediyor ve Kent sinema-
larının tam anlamıyla çağdaş, ku-
sursuz bırer "sinema mabedi" ol-
malannı diliyoruz.
Antraktçüarla sinema üzerine
ORIENTS A A T L E P J A P 0 " « V A
Ülkemizde sinemaya gitgide artan bir il-
gi var. Ama sinema dergisi yok. Daha doğ-
rusu yakın zamana dek yoktu. Son yıllar-
da çıkmaya başlayan tüm dergiler, yan yol-
da tökezlemişlerdi. Oysa buncafilmingös-
terime çıktığı 60 milyonluk bir ülke, bir tek
sinema dergisini bile banndıramaz mı ol-
malıydı? "Antrakt" adlı dergi, bu boşlu-
ğu bir ölçude gidermeye çalışıyor. 3. sayısı
piyasaya verilen bu oldukça kapsaıiüı,
"estetik" ve doyurucu derginin sahibiyle
göruştük.
— Sa>ın Saim Yavnz, sinemaya ilginiz
nasıl başladı?
— Gençlik yıllannda seyirci olarak baş-
layan ilgi, 1984'te Moda sinemasmın açıl-
masıyla birlikte sinema emekçiliğine dönüş-
tu. O gün bugundür sinemanın içinde pro-
fesyonel olarak yer aldım.
— Peki, dergicilik ve yayınalık nasıl baş-
ladı?
— 1988'de haftalık Sinema Gazetesi'ni
yayınlamaya başladık. Sinema alanında
böyle bir yayın yoktu. Sinemacılarla direkt
ilişkim dolayısıyla, bu konudaki istekleri-
ni biliyordum. Onlann ıstekleri ve benim
bu konudaki düşüncelerim çakışınca, ilk sa-
yılan ilkel de olsa haftalık bir sinema ga-
zetesinin yayınına başladım. Gazete gide-
rek belli bir kimlik kazandı. Ücretsiz ola-
rak sinemalara dağıtılan gazete, sinemacı-
ların haftalık film programlannı ve film-
ler hakkında bilgiyi seyirciye ulaştırdı. Ve
Antrakt'ın sahibi Saim Yavnz
gazete bir tür sinema rehberıne dönuştü.
— Peki, burdan yola çıkıp aylık "Ant-
rakt "a gelişiniz nasıl oldu?
— Aylık bir dergide sinemaseverler için
önümüzdeki ay boyunca oynayacak tum
filmleri haberlemek ve bilgi vermek önem-
liydi. Seyirci böylece önceden hazırlanıyor
ve filme karşı ilgisi uyandmlıyordu. Batı'-
daki örneklerde olduğu gibi...
— Kafanızdaki dergi>e ulaşabüdiniz mi?
— Tam olarak değil. Ancak baştan he-
deflediğimiz ana iskeletin önemli bolumü-
nü gerçekleştirdik. Kimi konularda ve ki-
mi filmler üzerinde kuramsal yazılar gere-
kiyor. Bunlar eksik. Ayrıca aylık film ta-
nıtımı ülkemizde çok zor. Çünkü fılmciler
bir ayhk program konusunda çok sağhklı
bir bilgi vermiyorlar, veremiyorlar. Bu da
bizim hazırhğımızı ciddi biçimde geciktiri-
yor veya haarlanmış kimi bölümleri son da-
kikada çıkartmak zorunda kalıyoruz.
— Bir film haberleme dergisi cîmak, ge-
rek kimi filmleri olumsuz biçimde eleştir-
mek, gerekse kimi salonlann durumunu
sözkonusu yaçmak açısından sizi sınırlamı-
yor mu?
— "Antrak" dergisinde bizi sınırlayan
hiçbir şey yok. Alabildiğine özguruz. FUm-
leri konusuyla, oyunculanyla çekimiyle ta-
nıtıyoruz. Ancak dergide eleştiri sayfalan
da var ve gitgide çoğalacak.
— Böyle bir derginin tirajı nedir, ne ola-
bilir ve kendini kurtarnıası için yeterli mi?
— Sinema sektörumüzun dışa bağımlı
varbğı ve yerli film sanayiinin zayıfiığı, bi-
zi başından beri sinema sektörune maddi
açıdan bağlı kalmadan, bu sektor dışından
gelen ilan gelirleriyle yayın hayatım sürdür-
mek zorunda bıraktı. Bu açıdan biçimsel
özelliğine önem verdik derginin... Ve de bu-
tün gucümuzle sektör dışında sinemayla gö-
nül bağı olan kurumlarla, işletmecüerle, şir-
ketlerle ilişki kurduk. 10.000 basıyoruz,
ama bunun aşağısında satıyoruz. Oynayan
filmlerin hem sayısı, hem de kalitesiyle bağ-
lantılı olarak bu satışın yukseleceğini umu-
yoruz. Bu dergiyi ne yapıp edip çıkarmayı
sürdürmek ve sinema dergisi devam etmez
kuralını yıkmak istiyoruz.
'Batmarfın
tasaruncısı öldü
• tSTANBUL (tÜHA) —
"Batman" filmi ile set
duzeni dalında Oscar ödulü
alan tasanmcı Anton Furst
öldü. USA Today
Gazetesi'nin haberine göre
Anton Furst, Los
Angeles'ta bir garajm
sekizinci katmdan atlayarak
intihar etti. Furst'un
tasanmları arasında
"Batman" filmindeki
'Batmobile' ve Slyvester
Stallone, Arnold
Schvvarzenegger ve Bruce
Wills'in de ortaklan
arasında bulunduğu
"Plonet Hollywood" adh
Manhattan Lokantası'nın iç
dizaynı bulunuyor.
Kocamın
Nişanhsı
• ALANYA (AA) —
Alanya Belediyesi
Tiyatrosu, ilk oyunları olan
"Kocarriın Nişanhsı" adh
eseri, 14 aralık cumaı tesi
günü sahneleyecek. Alanya
Belediyesi bunyesinde
yaklaşık 6 ay önce kunılan
amatör tiyatro ekibini
Kamuran Inselel çalıştırıyor.
Belediyc tiyatro sanatçılan
ilk kez, Sadık Şendil'in
yazdığı "Kocamın
Nişanhsı" adlı eseri
belediye tiyatro salonunda
sahneye koyacaklar.
PTT Tıyatrosu
10 yaşında
• İZMİR(AA) —
Türkiye*nin ilk kamu
kuruluşu tiyatrosu olan
Izmir PTT Tiyatrosu, 10.
yılına, Ibnurrefik Ahmet
Nuri Sekizinci'nin
"Sekizinci" adh eseriyle
giriyor. Tiyatro yönetmeni
Ali Haydar Erçığ, yaptığı
açıklamada, eserın 17 aralık
akşamı Ataturk II Halk
Kutuphanesi'nde
sahneleneceğini bildirdi.
"Yaşamın önemli kesitlerini
alan eserleri sergilemeyi,
memur ve emeklilerımize
kulturel ve sanatsal
katkılarda bulunmayı
amaçhyoruz" diyen Erçığ,
Sekizinci'de kadın
haklannın savunulduğunu
belirtti.
Türkive'nin
Stratejik
Öncelikleri
Muslararası
Sempozjumu
ı
"TURKIYE'NIN
AÇILANYENI
UFUKLAR"
Dr. T. Ziya EKİNCİ
Eskı Mılletvekili
Haluk ŞAHtN
Gazetea-Yazar
14 Aralık 1991
Cumartesi Saat: 15.00
MulkiNCİılcr Uikjh
kunn.cjmc Tt-1 15"1
46 U W
| Ftkınhklerımız. ResUumıit \t Lotulınıı/
H«rite«e Açıktır
Rc/ I 9 1 1
87 SS
bugün
bilsak
13 ARALIK CUMA :
20.00 Bilsak Tiyatro
Atölyesi: "Iştc Baş tşic
Gövde Işte Kanaüar"
Yazan : Sevım BURAK
Fotoğraf Çalışmaları
M Zıya ULKENCİLER
yoneumınde
Latince Çalışmalar
Salı-Pcrşembe
19.30-21.30
BİLSAK FINDIKLI
Cafe-Bar-Restaurant
Rezervasvon:
152 38 68-1520130
Cafe-Fo\er-Bar(Gınş)
1200-00 30
African Cafe-Bar(S.Kaı)
Pa/ancsılen oğrcnci gunu
Çari.-Pcrş. Erkın KORAY
bilsak, sırasclvılcr rad..
soğancı sok. 7 rıhangır
143 28 79-99