18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 13 ARALIK 1991 WASHINGTON UFUK CULDEMIR Tarih Devam Ediyor WASHINGTON — Atina, Balkanlar'da giderek sıkışıyor. İki yıl öncesine kadar Yunanistan lehine gelişen birçok unsur bugün farklı bir noktada. Yunanistan Başbakanı Mitsotakis^ in, önceki gün başlayan VVashington gezisinde ABD'nin Bal- kanlar'daki "ortağı" rolüne talip olmasının perde arkasında bu sıkırrtı yatıyor. Bundan birkaç yıl önceye kadar, her ikisinde de Türk "sorunu" olan Bulgaristan ve Yunanistan'ın birleşip Türki- ye'ye karşı cephe oluşturacağı düşünülüyordu. Bulgaristan, Türkleri sınır dışı ederken Atına'dan destek görüyor, hatta ayrı askerı bloklara ait bu iki ülke, saldırmazlık anttaşmaları im- zalıyorlardı. "Türkiye'nin etrafındaki çember daralıyor" diye düşünülür- ken bunun tam aksi oldu: Berlın duvarı yıkıldı, Bulgaristan1 da yapılan seçimlerde Türk azınlık önemli bir güç olarak siv- rildi ve neredeyse Bulgaristan'da hükümetın kuruluşuna vi- ze verdi. . Türkiye zemin Yunanistan, Balkaıilar da Balkanlar'da "alarm aliyor. Türkiye'nin SÖZ ra ri Sg'rad, zeminkayb '"' . konusu bölgedeki iş bunuma da kai- gelişmelerden Se a nV^a i d bu- kaybedeceği fazla bir şey günkü dramatik geiiş- «n^. Aksine Balkanlar'da meler yokken dahi, - * _» Kıbrıs'ta iki toplumu MlftlZU aitiyor. zorla bir arada yaşat- ^ ~ ^ ~ " maya çalışanlara, Balkanlan ve özellikle Yugoslavya'yı örnek gösterir ve şöyle derdi: "Bakın orada aynı dine mensup iki toplum dahi bir arada yaşayamazken, biz farklı dinlerden, üstelik karşılıklı kan dök- müş topiumlar olarak nasıl bir arada yassrız." Zaman, belki de bunu söylediği günlerde oüşlemeyeceği ölçüde Denktaş'ı haklı çıkardı. Bugün Yugoslavya'da aynı dine mensup iki toplumun çatışmasına tanık olunuyor. Herkes "ayrılırken" Kıbrıs'ta federasyon istemek ne kadar gerçek- lerle bağdaşıyor? Yunanistan'ın Balkanlar'daki üçüncü başağrısı, "Makedon- ya meselesı". Makedonlar Yugoslavya ve Bulgaristan ile bir- iikte Yunanıstan'da da yaşıyor. Yugoslavya'nın çözülüşü ile biriikte Makedonya'nın gündeme gelmesi kaçınılmaz. Geçen yıl yayımlanan ABD Dışişleri Bakaniığı İnsan Hak- ları Raporu'nda Makedonlar'dan bir azınlık olarak bahsedıl- mesıne Atina büyük tepkı gösterdi. Hatta bu yaklaşım Ati- na'yı "Türk azınlık" kavramından daha fazla tedirgın etti. Çun- kü Makedonlar'dan bir azınlık olarak bahsedilmesi, Türkle- rin durumunun aksine, toprak taleplerini gündeme getı- riyordu. Bu üç örnek gösteriyor ki Yunanistan, Balkanlarda sıkışık bir sürece doğru yol alıyor. Türkiye'nin söz konusu bölgede- ki gelişmelerden kaybedeceği fazla bir şey yok. Aksine Bal- kanlar'da nüfuzu artıyor. Buna karşılık Yunanistan birkaç dos- yada bırden zemin kaybı ile karşı karşıya Yunan dışişleri mekanızması bu Uegerlendırmeyi yapmış oiduğu içindır kı Mıtsotakis, ABD'nin Balkanlar'daki ortağı. müteahhidi olmak istıyor. Ancsk tarih de kaldığ 1 yerden de- vam ediyor. KUZEY/GÜNEY KORE Yarmıadada tarihi anlaşmaİki ülke arasında Kore Yarımadası'nın nükleer silahlardan anndırılmasını ve 1953'te imzalanan ateşkesin kapsamlı bir barışa dönüştürülmesini öngören bir anlaşmayavarıldı. Dış Haberler Servisi - Kuzey Kore ile Güney Kore arasında saldırmazlık ve banş öngören bir anlaşmaya vanldı. İki ülke başbakanlan başkanlığında geçen salı gününden beri yürü- tülen şörûşmeler sonucunda vanlan anlaşmanın iki ülke arasında yaklaşık kırk yıldır sûregelen soğuk savaşa son verdiği ve "tarihi" bir nitelik taşıdığı belirtildi. Kuzey Kore Başbakanı Yon Hyong Muk ile Güney Kore Başbakanı Chung YVon-Sikh başkanlığında Güney Kore'- nin başkenti Seul'de yürütülen görüşmeler dün sona erdi. Gö- rüşmelerin son aşamasında iki başbakanın yüz yüze gerçek- leştirdiği görüşmenin ardından ÎKO Türkiye'ye destek DAKAR (AA) - tslam Konfe- ransı örgütü'ne (İKÖ) üye ülkelerin liderlerinin Senegal'- in başkenti Dakar'daki toplan- tısı, ortak bildiri ve "Dakar Deklarasyonu" adlı belgenın yayımlanması ile dün sona er- di. Alüncı dönem zırve toplan- tısı gündemindeki konulan kapsayan ortak bildiride, Tür- kiye'nin, Kıbns sorunu ile Batı Trakya ve Bulgaristan'daki Müslüman Türk azınlık konu- lanndakı politikalannı destek- leyen görüşlere yer verildi. Ortak bildiriye göre Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin, İKÖ bünyesindeki bütün or- ganlann çalışmalanna katılı- mının artünlmasının sürdürül- mesi konusunda Istanbul'da ağustos ayında yapılan dışişleri bakanlan toplantısında alınan karar. liderlerce teyit edildi. Ortak bildiride, Kıbns Türk tarafımn, karşılıklı olarak "ka- bal edilebilir" bir çözüme ula- şılması ıçın gösterdiğı çabala- rın takdirle karşılandığı kay- dedilerek siyasi eşitlik ilkesi- ne saygı gösterilmesinin önemi- ne dikkat çekildi. Ortak bildirinin Müslüman azınlıklarla ilgili bölümündede Yunanistan'daki Müslüman Türk azınlığın haklannın ve te- mel özgürlüklerinin çiğnenme- sine devam edilmesinin endişe ile karşılandığı belirtildi. Bildi- ride, Batı Trakya'daki Müslü- man Türk azınlığın, bireysel ya da toplu olarak bütün hak ve özgürlüklerine tam olarak say- gı göstenlmesi istendi. gazetecilere bir demeç veren Güney Kore hükümeti sözcüsü Lee Dong-Bok, "Tiira pürüzleri giderdik" dedi. Bugün imza- lanması beklenen anlaşmanın Kore Yanmadasf nın ikiye bö- lündüğü 1945 yılından bu yana vanlan geniş kapsamlı ilk banş anlaşması niteliği taşıdığı belir- tildi. Anlaşma metni henüz açık- lanmamakla biriikte iki ülke- nin Kore Yanmadası'run nükleer silahlardan anndınl- ması ve nükleer tesislerin karşı- lıklı denetime açılması gibi konularda görüşbirlığine var- dığı belirtiliyor. Görüşmelere katılan yetkililerden edinilen bilgilere göre anlaşmada ay rıca iki ülkenin birbirlerinin iç işle- rine kanşmaması, politik sis- temlerine saygı göstermesi ve olası sorunlann çözümünde güç kullanımına gidılmemesi öngörülüyor. Güney Kore Devlet Başkanı Roh Tae-Woo'nun tüm yan- madanın nükleer silahlardan anndınlması önerisinde odak- laşan anlaşmanın sağlanma- sında, Güney Kore'nin nükleer tesislerin karşılıklı veaynı anda denetime açılması yollu Kuzey Kore önerisini kabul etmesınin ve bunun karşılığında da Ku- zey Kore'nin herhangi bir anlaşmayı Güney Kore ile de- ğil doğrudan ABD ile yapmak isteğinden vazgeçmesinin bü- yük payı bulunduğu belirtili- yor. Anlaşma sağlanmakla bir- iikte nükleer tesislerde yapıla- cak denetimlerin nasıl yürütü- leceğine, 1950-1953 Kore Sa- vaşı'nı sona erdiren ateşkes anlaşmasının kapsamlı bir ba- nş anlaşmasına nasıl dönüş- türüleceği ve iki ülkenin üçün- cü ülkelerle aralannda bulu- nan anlaşmalann nasıl ele alı- nacagına ilişkin görüş ayrı- hklannın sürdüğünü bildiren kaynaklar. gelecekte yapılacak görüşmelerde de bu aynntıla- nn ele alınacagını söylüyorlar. Kuzey Kore ile ABD arasın- da sorun oluşturan Güney Ko- re - ABD ortak askeri tat- bikatlarına son verileceği de sızan bilgilcr arasında. Seul'de yayımlanan Cbosun Ilbo gaze- tesinde hafta içensınde çıkan bir yazıda, ABD ile Güney Kore'nin, yanmadanın nükle- er silahlardan anndmlma önerisinin Kuzey Kore yöneti- mince kabul edilmesi duru- munda, 1992'de yapacaklan ortak askeri tatbikatlan askıya alma konusunda anlaştıklan belirtilmişti. Cutnhuriyetlerin onaylaması hatinde BDTye karşı durmayacağıru ve istifa edeceğini açıkladı Gorbaçov pes ediyorDış Haberler Servisi - Rusya, Beyaz Rusya ve L'krayna tara- fmdan ilan edilen Bağımsız Devletler Topluluğu'na (BDT) karşı ile tepkisini Mınsk'te van- lan anlaşmayı "yasadtşı ve tetali- keli" bulduğunu ifade ederek gösteren Mibail Gorbaçov, so- nunda pes etti. Konfederasyon biçiminde de olsa bütünsel bir devlet yapısından yana olduğu- nu belirten Gorbaçov, diğer cumhuriyetlerin de BDT'ye ka- tılmayı kabul etmesi halinde buna karşı durmayacağını ve is- tifa edeceğini açıkladı. Gorbaçov. Rusya Parlamen- tosu'nun Minsk anlnaşmasını ezıcı bir çoğunlukla onaylama- sından kısa bir süre önce dün Kremlin'de Sovyet gazetecile- nyle iki saatlik bir görüşme yaptı. Gorbaçov gazetecilere, "Cumhuriyetlerin büyük çoğun- Inğu BDT sürecini kabul ettiği takdirde bu seçimi kabul edece- ğini" söyledı. Yeni süreçte "iste- meyerek de olsa rol almaya hazır olduğunu" ıfade eden Gorbaçov Bağımsız Devletler Topluluğu'na ilk tepkisini "yasadışı ve tehlikeli" bulduğunu açıklayarak gösteren Gorbaçov, sonunda geri adım attı. Gorbaçov, BDT'nin çözüm getireceğini düşünmediğini, ancak kesin bir biçimde karşı çıkmadığını söyiedi. Ukrayna ve Beyaz Rusya'dan sonra Rusya Parlamentosu da BDT anlaşmasım ezici bir çoğunlukla onayladı. bunu koşula bağladı ve "Eğer kof bir yapı oluşturulacaksa bunda benim yerim olamaz. O takdirde politik ilkelerimin gere- ği olarak istifa ederim" dedi. Ancak Gorbaçov bu sürece ilişkin olarak pek umutlu gö- rünmüyor. ' BDT çözümünü kesin olarak reddetmediğini be- lirten Gorbaçov, "Ancak bunu işe yarayacağım sanmıyorum. Bence yol açacağı dağılma bö- yök bir kargaşaya neden olacak- tır" diye konuştu. konuştu. Gorbaço\. "Bir tür konfederas- yon da olsa ben bütünsel bir dev- let yapısından yanayım. Ama ahlaki nedenlerle devîetin dağıl- masıyla mutabık kaiamam" dedi. Minsk'te vanlan BDT anlaş- ması. Ukrayna ve Beyaz Rus- ya'nın ardından dün Rusya Parlamentosu'nca da onaylan- dı. Anlaşma, 6 ret ve 7 çekimser oya karşı 188 oyla kabul edildi. Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, oyiamaya geçilmeden önce parlamentoya hitaben 35 dakıkahk bir konuşma yaptı. SSCB'nın "Denetlenemez ve anarşik bir dağılma süreci" ya- şadığını belirten Yeltsin. "Bu Moskova'da Kızıl Meydan. İki Kızıl Ordu askeri saygı nöbetinde. Bir tarih günden giine ögütülüyor. (Fotograf: AP) koşullarda yegâne çözüm hiçbir cumhuriyetin bağımsız olmadığı bir devlet yerine bir Bağımsız Devletler Topluluğu kurmaktı" dedi. 12 eski Sovyet cumhuriye- tinden 8'inin Gorbaçov'un yeni birlik formülünü reddettiğini hatırlatan Yeltsin, üç Slav cum- huriyetinin "SSCB'nin arök or- tadan kalktıgını" ilan etmeleri- nin "keyfi bir karar" olmadığı- nı vurguladı. Yeltsin Gorbaçov- la önceki gün yaptığı görüşme- de, cumhuriyetlerin çoğunluğu BDT'ye katılana dek merkezi yönetimin "işleyen yapılannın" görevlerine devam etmesi konu- sunda anlaştıklarını kaydetti. BDT'ye desteğın giderek art- tığını belirten Yeltsin, Ermenis- tan. Moldavya ve Kırgızıstan' katılmaya hazırlandığını söyle- dı. Üç Slav lidennce kendisine "kurucu üye" olarak BDT'ye katılması önerilen Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Na- zarbayev'in de bu yönde davra- nacağına ınandığını söyiedi. BDT'ye katılabileceklerine ilişkin söylentilere karşın. daha önce SSCB'den bağımsızlığını ilan etmiş Litvanya, Letonya ve Estonya'nın bu eğilimde olma- dığı açıklandı. Letonya Dışışieri Bakanı Janis Jurkans, üç Baltık devletinin BDT'nin bir parçası haline gelme niyetinde olmadık- Iannısöyledi. Yeltsin'in önceki gün Kızılor- du generallenyle görüşerek destek sağlamasına karşın, or- dunun tutumu konusundaki kaygılar sürüyor. Moskova ye- rel hükümeti, ordu desteğinde gerçekleştirilebilecek bir darbe olasılığına karşı, bölgedeki tüm askeri bırliklenn hareketini de- netımi altına aldı. Yerel yöneti- min başkanı Andrei Polyakov, birden fazla ordu ya da içişlen bakaniığı birliğinin her türlü hareketinin önceden bildirilme- sinin zorunlu hale getirildiğini duyurdu. Bu arada Ukrayna Devlet Başkanı Leonıd Kravçuk dün bir kararname yayımlayarak cumhurıyet sınırlan içindeki tum askeri bırliklerin denetimi- ni kendi elinde top'adı. ABD'de artık Gorbaçov dö- neminin sona erdiği kabul- lenmiş durumda. ABD'nin Moskova BüyUkelçisi Robert Strauss, Temsilciler Meclisi Si- lahlı Hızmetler Komitesi'nde önceki gün yaptığı konuşmada. "Hiç şüphe yok ki Moskova'da muhatap alacağımız kişi. şu anda politik olarak çok daha güçlü bir konumda bulunan Yelt- sin'dir. Başkan Gorbaçov gücü- nü kavbetti" dedi. Hdsingin Sanomat gccgtesi Maskova*nın1979üa muhafazakâriann ikîidarortakhğma engel olduğunu yazdı Fin siyasetinde Sovyet parmağıGazete, eski Sovyetler Birliği Başkanı Leonid Brejnev döneminde Kremlin'in Fin Komünist Partisi'ni kullanarak Helsinki'deki siyasi yaşamı yönlendirdiğini, yönetime izleyeceği çizgiyi "dikte ettiğini" belgelerle ortaya koydu. YAVUZ BAYDAR STOCKHOLM - Çözülmekte olan SSCB'nin Leonid Brejnev döneminde Finlandiya'nın ıç politikasma doğrudan doğruya kanştığı ve 1979 yılında Muha- fazakâr Parti'nin koalisyona katılması- nı engellediği ortaya çıktı. "Tarafsız" Finlandiya'nın özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında güvenlik ve dış politikalannı Moskova'nın beklenti- leri doğrultusunda yürüttüğü ve Gorba- çov'un yönetime gelmesine kadar SSCB'yi eleştirmenin tabu oiduğu bili- nen gerçeklerdı. Finlandiya'nın tanın- mış gazetesi Helsingin Sanomat, Kremlin'in Fin Komünist Partisi'ni ara- a yaparak Helsinki'deki siyasi yaşamı yönlendirdiğini, yönetime izleyeceği çiz- giyi "dikte ettirdiğini" de belgeleriyle ortaya koydu. Gazetenin Fin ve Sovyet komünist partileri arasındaki görüşmelerin belge- lerine dayanarak geçen pazar verdıği habere göre 1979'daki seçimlerden za- ferle çıkan Muhafazakâr Parti, Mos- kova'nın, döneminin Finlandiya Cum- hurbaşkanı Urho Kekkonen'e yap- tığı baskı nedeniyle hükümete katılama- dı. Urho Kekkonen, başkanhk seçimle- rinde kendisini iki kez desteklemiş olan Muhafazakâr Parti'nin koalisyonda gö- rev almasını istemiş, bu konuda gizli yollardan Moskova'ya kişisel güvence de vermişti. Ancak Moskova farklı görüşteydi. Brejnev yönetimi koalisyonda Fin Ko- münist Partisi'nin görevalması arzusun- daydı. Muhafazakârlarla komünistler aynı kabinede yer alamayacağına göre Dönemin Fin Cumhurbaşkanı Urho Kekkonen, 1979 seçiminde zafer kazanan muhafazakârlarm koalisyonda yer almasını istemesine karşm Moskova'nın baskısı üzerine bundan vazgeçti. yır yanıtı aldı. Kalevi Sorsa yönetimin- deki Sosyal Demokrat Parti ise ekonomik politikası nedeniyle Muhafa- zakâr Parti ile işbirliğine gidemeyeceğini bildirdi. Görüşmeler tıkanınca Sosyal Demokrat Mauno Koivisto liderliğinde bir merkez sağ ve sol koalisyon oluştu- ruldu. bırincilerin dışlanması gerekiyordu. SBKP yönetimi, "merkezi" ziyarete gelen Finli komünist liderler Aarne Saa- rinen'le Taisto Sinisalo'ya "Fin dış politi- kasını değjştirmeyi amaçladığı için muhafazakârların hüknmette arzu edil- mediği" ifadesini taşıyan bir mesajı ver- diler. Mesaj Fin lideri Kekkonen'e iki ko- münist lider tarafından iletildi. Kekko- nen, bu görüşmeden birkaç gün sonra "formalite gereği" hükümet kurma gö- revini Muhafazakâr Parti lideri Harri Holkeri'ye verdi. Ancak görüştüğü diğer partilerin liderlerine de üstü kapalı bı- çimde "mubafazakârlarla koalisyonu tasvip etmediğini" bildirdi. Bu durumdan tümüyle habersiz olan Holkeri, koalisyon ıçin Merkez Sağ Parti'ye "Sizin ekonomik programınızla hûkümeti koralım" demesine karşın ha- Helsingin Sanomat, dönemin Merkez Sağ Parti lideri Johannes Virolainen'in 1979*da "Muhafazakârlar malum neden- den ötürü hükümet dışı kaldı" şeklındekı bir açıklaması nedeniyle Cumhurbaşka- nı Urho Kekkonen tarafından çok sert suçlamalara maruz bırakıldığını anım- satıyor. Gazete. iki kardeş partinin görüşme belgelerinden. Fin KP'sinin Moskova'- dan milyonlarca ruble yardım aldığının anlaşıldığını da duyuruyor. Gagavuzlara engel • MOSKOVA (AA) — Moldavya Parlamentosu, kendi cumhuriyetlerini kurmuş olan Rus ve Türk asıllı Gagavuzların bağımsızlık ilanlanm yasadışı olarak niteledi. TASS'ın verdiği habere göre parlamento önceki gün yaptığı oylamada, Dnyester Boyu Cumhuriyeti ve Gagavuz Cumhuriyeti'nde 8 aralıkta yapılan bağımsızlık konusundaki halkoylamalarını ve devlet başkanhğı seçimlerini yasadışı ilan etti. Moldavya'da geçen pazar günü yapılan devlet başkanhğı seçimlerinde Gagavuzlar ve Ruslar oy kullanmamışlardı. Bu arada halkın oylarıyla yeniden devlet başkanı seçilen Mircea Snegur, bu iki azınlığın temsilcilerini görüşmeye çağırdı. Karabağlda referandum • MOSKOVA (AA) — Dağlık Karabağ bölgesinde önceki gün yapılan referandumda Ermeni halkın büyük bölümünün bölgede bağımsız bir devlet kurulmasına "evet" dediği bildihldi. TASS, Karabağ haber ajansının sonuçlara ilişkin rakam vermediğini ve kesin sonuçların yabancı gözlemciler tarafından yapılacak incelemeden sonra açıklanacağım belirttiğini kaydetti. Ermenilerin çoğu oylamaya katılırken bölgede nüfusun yaklaşık dörtte birini oluşturan Azeriler, referandumu boykot etti. Kuzey Irak'ta açlık grevi • ŞEMDİNLİ (AA) — Kuzey Irak'taki Süleymaniye kentinde bin 500 kişinin, Bağdat yönetiminin Körfez savaşı sırasında tutukladığı öne sürülen 5 bin Kürdün serbest bırakılması istemiyle açlık grevine başladığı bildiriliyor. Celal Talabani'ye bağlı Kürdisten Yurtsever Birliği (KYB) Radyosu, Süleymaniye'de açlık grevine başlayan bin 500 dolayında kişinin Körfez savaşı sırasında Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in Kürtlere yönelik politikalanmn bir parçası olarak tutuklanan 5 bin kişinin serbest bırakılmasını istediğini duyurdu. Kürtler, bu kampanyanın bir parçası olarak önceki gün Erbil'de de açlık grevine başlamış, iki kentteki BM Mülteciler YUksek Komiserliği önünde gösteriler düzenlemişlerdi. Türkiye'ye arabuluculuk • ANKARA (AA) — Afganistan'ın Ankara Maslahatgüzan Muhammed Sarwer, Türkiye'nin, Afganistan'da hükümet kuvvetleri ile muhalif güçler arasında arabuluculuk yapabileceğini söyiedi. AA muhabirinin sorularını yarutlayan Afganistan Maslahatgüzan Sanver, Türkiye'nin güçlü ve bulunduğu stratejik bölgede güvenilir bir ülke olduğunu belirterek Türkiye"den daha aktif rol beklediklerini söyiedi. Afganistan'a ilişkin politikasından dolayı Türkiye'ye minnettar olduklanm kaydeden Sanver, Türkiye'nin, SSCB'nin Afganistan'ın iç işlerine müdahalesinden dolayı gösterdiği tepkinin "dofru" olduğunu vurguladı. BM uzmanlan kimyasal bomba malzemesi de geçiıdi Irak lıâlâ silalılıIrak'ın kitle imha silahlarını incelemekle görevli BM uzmanlan, şüphe üzerine Musul'daki bir şeker rafinerisine yaptıkları baskında daha önce saptanamayan ve kimyasal bomba yapımında kullanılan cihazlar eje geçirdiler. Dış Haberler Servisi - Irak'ın kitlesel imha silahlannı incele- mekle görevli Birleşmiş Millet- ler (BM) uzman heyetı, Musul'daki bir şeker rafineri- sinde kimyasal bomba yapımın- da kullanılan cihazlar ele geçirdiğini açıkladı. Uluslara- ras: Atom Enerjisi Ajanı (IAEA), Irak'ın nükleer silah programına katkıda bulunan ABD. tsviçre ve Alman şırketle- rinin listesini çıkararak BM uzmanlanna teslim ettı. Bağdat ise BM heyetini "sorun yarat- makla" suçladı. Irak'ta incelemelerde bulu- nan BM uzmanlar heyetinin sözcüsü Fred Eckhard, önceki gün New York'ta yaptığı açık- lamada, Musul'da bulunan bir şeker rafinerisinde 20 kasımda yaptıklan araştırma sonucunda kimyasal bomba yapımında kullanılan cihazlar bulduklannı açıkladı. Eckhard, cihazlann söz konusu rafineride kimyasal ve biyolojik silahlann bulundu- ğu şüphesi üzerine yapılan bir dizi baskın sonucunda ele geçi- rildiğini söyledı. Sözcü, 18 kasım-l aralık tarihlerı arasın- da yapılan incelemelerde Scud füzesi taşıyıcısı üç aracın da ele geçirildiğini belirtti. IAEA. BM uzmanlannın ele geçirdiği belgelere dayanarak Irak'ın nükleer silah progra- mına katkıda bulunan Batılı şirketlerin listesini çıkardı. Ajansın BM heyetıne teslim et- tiği listeye göre nükleer prog- ramda kullanılan en hassas teknoloji Avrupa'dan. özellikle de Alman şirketlerinden sağlan- dı. Ancak listede yer alan şirket- lerin tümü Irak'ın nükleet programını doğrudan yürüt- mekle suçlanmıyor. IAEA Sözcüsü Hans Friedrich Meyeı Viyana'da yaptığı açıklamada. listede yer alan şirketlerden bu bölümünün doğrudan teknoloji sağlamış olabileceğini söyiedi. Tüm şirketleri suçlamanın mümkün olmadığmı belirten Meyer, Irak'a gönderilen cihaz- lann büyük bölümünün çok amaçlı ve nükleer programın yam sıra sanayi alanında da kullanılabilecek nitelikte oldu ğunu vurguladı. Bağdat ise dün bir açıklama yayımlayarak BM heyetini "so- run yaratmakla" suçladı. BA AS Partisi yayın organı El Tavra'da yayımlanan açıklamada, BM uzmanlannın Eğitim Bakan- lığı'na baskın düzenleyerek tüm belgeleri kanştırdıkları ve bina- yı didik didik aradıkları yer aldı. Söz konusu bina ve belge- lerin nükleer silah programıyla ilgili olmadığı belirtilen açıkla- mada, uzmanların hareketi Irak'a karşı uygulanan yaptı- nmlann gevşetılmeden sürdü- riilmesi için tezgâhlanan bir oyun olarak değerlendırildi. YILBAŞINDA "MUHTEŞIM KISMET MILYON•Bir kişiye 30 milyor»30 kişiye birer milyar«Ataköy de anahtar tesiimi 7 lüks konut •Anahtar tesiimi 210 motorlu araç» 150 kişiye 2OO'er milyon» 175 kişiye 100er milyon 2.500.000 kişiye toplam 482 milyar!.. MİLLİ PİVAMGO
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear