18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 Öğretim üyeleri ve işadamlarının katıldığı 2000'liyıllardayükseköğretim sempozyumu tş bitfrıııe öne çıkıyorİŞ ARAYAN ADAY PROFİLİ "Mesleki formasyonu eksiksiz, en az bir yabancı dili çok iyi bilen, iletişim ve ekip çalışması yeteneği olan, ekonomik çevreyi anlayan ve iş bitirme yeteneği olan, uluslararası kültür değerlerini bilen, araştırma yapmaya ve öğrenmeye açık olan, global düşünebilen, beşeri ilişkileri İcu vvetli.'' tstanbul Haber Servisi — "2000'U yülarda yükseköğretim nasıl bir şekil alacak", "2000'li yıllarda Türkiye'nin ihtiyaçlan neJer olacak", "Hangi tür ele- manlanı ihtiyaç doyulacak" "Bn çerçevede Boğaziçi Üniversitesi- nin yeri nedir", "Boğaziçi Üni- versitesi mezunlannda niteiik değişikiigi mi göriilüyor?" Bütün bu sorular ve benzer- leri, Boğaziçi Üniversitesi Me- zanbur Derneği'nce "20001i yıl- larda Yükseköğretim ve Bogazi- çi Ünircrsitesi" konulu sempoz- yumda tartışıldı. Boğaziçi Üniversitesi Rektörii Prof. Dr. Ergiin Togrol sempoz- yumun acılışında yaptığı konuş- mada, öğretimin genelinde bir iyileştirmeye gidilmesi gerektiği- ni belirterek, Türkiye'de bemen bemen bulunmayan okul once- si efitinıden baştayank, kuvveüı bir ortaöğretim vererek üniver- sileye gelimnelidir. En azından bir yabancı diUn orta ögretimde kazandınlması önemlidir" dedi. Prof. Togrol, üniversitelerin en- dttstri ve iş yaşamı ile ilişkileri- ni sıcak tutmak ve onlann de- neyimlerinden yararlanmak zo- runda olduklannı söyledi. Boğaziçi Üniversitesi Mezun- lar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ydmaz Argüden, "Dünyayla rekabct edebilmek için insan kaynaklanmızı geliş- tirmeye, kurumlanmızı değişen dünyada almamız gereken yeni sorumluluklan taşıyacak diıze- ye getirmeye mecburuz. Bunun için toplum olarak en onemli bedefimiz, geJecegimizin garan- (isi olan insan kaynagını geliş- tirmek için eğitime daba fazla kaynak ayırmak oimalıdır" dı- ye konuştu. Öğrencıden çok öğretim üye- lerinin izlediği sempozyumda daha sonra düzenlenen "iş diin- yasından görüşler" başlıklı pa- nelde, Yapı Kredi Genel Müdıi- rü Burhan Karaçam, Alarko Holding Genel Miidürii Dr. Üzeyir Garih ve General Elek- trik Ticaret ve Servis A.Ş. Ge- nel Müdürü Erkut Yücaoğlu, "Mezunlardan" 'ürün'den ne beklediklerini" anlattılar. Boğaziçi Üniversitesi mezun- larının bazı belirgin özellikleri- nin kaybolduğunu belirten Bur- han Karaçam. "Diğer Üniversi- tekr Boğaziçi Üniversitesi'ni be- lirli konularda geçti. Kendine güven duygusu devam ediyor. Bu da bazı konularda olomlu, bazı konularda olumsuz çauşı- yor. Boğaziçi Üniversitesi mezu- nu, bir işyerine başvurdugu za- man 'Biz her şeyı biliyoruz. Yan- lışlannızı düzeltelim' diyorlar sonra bir çelişki içine giriyorlar. Ayaklann yere basması, uyum şağlanmaâ gerekir. Boğaziçi Üniversitesi iş hayatından da mezunlardan da kopuyor" diye konuştu. Üzeyir Garih, "Türkiye'nin 2000 yılında ve sonraki 10 yılda nerede olacağı", "ne tür işgiicü- ne ihtiyaç duyacağı" gibi soru- lara cevap bulunrnası gerektiği- ni söyledi ve bu amaçla bir araş- tırma yapümasını önerdi. Garih, "Bana her hafta kimya ve çevre miibendisleri gelip iş istiyor. Türkiye'nin kimya ve çevre raü- bendisi ihtiyacı bu kadar çok degil" diye konuştu. "İş dünyasının yüksekögre- timden bekledikleri" başlıklı bir konuşma yapan Erkut Yücaoğ- lu, "mezunlarda aranan profîl"i şöyle tanımladı: Ali Rıza Güzel'in cenazesine ailesi, yakınlan, çalışma arkadaşlan ve Emniyet Miidürii Mehmet \ğar da katıldı. Şehit başkomiser toprağa verilditstanbul Haber Servisi — Fenerbahçe'de fidyeci grupla girdiği çatışmada şehit düşen Asayiş Şubesi Gasp Masası Âmir Yardımcısı Başkomiser Ali Rıza Güzel, dün Gayrettepe Emniyet Müdürlüğu binası önünde yapılan törenden sonra toprağa verildi. Cenaze törenine Güzel'in ailesi, yakınları, Emniyet Müdürü Mehmet Ağar ve çalışma arkadaşlan katıldı. Saat 10.30'da Asayiş Şubesi önündeki törende konuşan Emniyet Mudürü Mehmet Ağar, Ali Rıza Güzel'in temiz bir geçmişi olduğunu belirterek "olaydan çok büyük üzüntü duydnğunu" söyledi. Bu olayın tüm polis teşkilatına mal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Ağar, "tçimize girmiş nç beş soysuzun böyle bir şey yapması acı vericidir. Bugune kadar gorevini cansiperane ifa etmiş bulunan arkadaşunızın geride kalan ailesinin yaralannı el ele gonül gönule vererek saracağız. Şerefli polis teşkilatına sızmaya çalışan soysuzlar burada yer bulamayacaklar" dedi. Eşinin tabutuna sanlarak ağlayan Saniye Güzel ve kızlan Eda (17), Seda (16), "Babamıza uzanan hain eller kınlsın" diyerek ağladılar. Başkomiser Ali Rıza Güzel'm cenazesi törenden sonra bir arabaya konularak Ümraniye Tepeustü Camisi'ne götürüldü. Burada kılınan öğle namazından sonra Güzel'in cenazesi Edirnekapı Şehitliği'nde toprağa verildi. 5 cezaevinde açlık grevi 6. gününde Sevklere karşı imza kampanyasıHaber Merkezi — Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nden iki hükümlünün fırar etmesi üzeri- ne ceşitli cezaevlerinden Eskişe- hir özel Tip Cezaevi'ne yapılan sevkleri protesto etmek amacıy- la 5 cezaevinde başlatılan açlık grevi 6. gününe girdi. lstanbul 1 da bir gnıp yazar, şair ve ceza- evlerinde yakınlan bulunan ai- leler, sevkleri protesto için imza kampanyası başlattılar. Adalet Bakanı Suat Bilge, nakledilen tutuklu ve hükümlülere işkence yapıldığı iddialannın araştınldı- ğuıı söyledi. Uluslararası Af ör- gütü, nakledilenlere işkence ya- pıldığını savundu. lstanbul Haber Servisimizin bildirdiğine göre TÜYAP Kitap Fuarı önünde yağmur altında bir araya gelen bazı yazar, sanat- çı ve aileler, Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ne yapılan sevklerin bir an önce durdurulmasını istedi- ler. Grup adına bir konuşma ya- pan Mehmet Çeün, "Antiteror Yasası'yla başlatılan baskılar zindrine yeni bir halkanın daha eldendiğini" belirterek "Yıllar- dır cezaevlerinde onca işkence ve baskılara karşı koyan siyasi tut- saklar, şimdi bütün bunlar az- mış gibi Eskişehir bücre tipi ce- zaeVine nakledildiler. Bu kam- panya daha çok Kürt rutsakla- ra yönelik bir amaç taşımakta- dır. Bu insanbk suçuna ortak ol- mamak için tavır almak, buna karşı bir duruş belirlemek kaçı- nılmaz bir görevdir" dedi. Topluluk içinden oğlu cezae- vinde bulunan bir anne de "Yd- lardır cezaevlerinde onlar içeri- de biz dtşanda yaşadık. Acıyı hep birlikte çektik. Şimdi yine onlann vanmdayız. Onlarla bir- likteyiz. Bu sevklere karşı birlik olup topluca karşı koyabiliriz. Ben sonuna kadar mücadele edeceğim" diye bağırınca toplu- luk kendisini alkışladı. Sevkleri protesto metnini im- zalayan yazar, şair ve sanatçılar şunlar: Halil tbrahim Özcan, Muzaf- fer Arabul, Mahmut Makal, Mustafa Peker, Muazzez Mene- meocioglu, Ibrahim Yıldız, Güngör Gencay, Arslan Yiiz- gün, tsmail Kemal Karadayı, Raif Erten, Nail Güreli, Zühtü SEVKE TEPKİ — Bir grup sanatçı ve yazar, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nden Eskişehir Ozel Tip Cezaevi'ne bazı tutuklu ve hükomlülerin sevk edilmesini tepkiyle karşıladılar. Tepebaşı TÜYAP önünde taazırladıklan basın açıklamasını okuyan İHD'li- ler de "Eskişehir'de ölümiin izi var" diyerek buna karşı durulması gereküğini sö>lediler. (Fotoğraf: ESAT PALA) Bayar, Zibni Anadol. Öner Yag- cı, Birol Keskin, Sırrı Öztürk, Serhat Kestel, Ömer Nida. Ha- san Kıyafet, Nevzat Çelik. Eşber Yagmurdereli, Sutaa Tuğtepe, Ü- yas Salman, Berrin Kınmhogiu, Mehmet Başaran, Burhan Gü- nel, Osman Şahin, Kemal Ana- dol, Vedat Günyol, Suat Çekme- ci, Sennur Sezer, Emirhan Oguz, Önder Kızılkaya, Ayten Mutlu, Aydın Öztürk, Hamdi Gedik, Gencay Gürsoy, Zeki Tombak, Adnan Özer, Nazan Askeran ve Muzaffer Özdemir. SHP Grup Yönetim Kurulu, Eskişehir Cezaevi'nde inceleme yapmak üzere Siirt Milletvekili Zübeyr Aydar , Ankara Millet- vekili Memet Kerimoğlu, Uşak Milletvekili LraJ Köklü ve Muş Milletvekili Muzaffer Demir'i görevlendirdi. Heyet yann Eski- şehir'e giderek incelemelerde bu- lunacak. Bu arada sevkleri protesto et- mek için başlatılan açlık greyleri 6. gunüne girdi. Eskişehir Özel Tip Cezaevi'nden 195, Gazian- tep Özel Tip Cezaevi'nden 33, Bartın'dan 16, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nden 38, lstan- bul Sağmalcılar Cezaevi'nden bir grup siyasi tutuklu açlık grevlerini sürdürüyor. Adana Cumhuriyet Güney Ü- leri Bürosu'nun haberine göre Eskişehir özel Tip Cezaevi'ne sevkler HEP U örgütü'nde dü- zenlenen bir basın toplantısıyla protesto edildi. "Siyasi tutsakla- nn aile ve yakınlan" adına açık- lama yapan Süleyman Şahin, ce- zaevlerinin iktidarın kanayan yarası olarak sürekli ülkenin gündeminde yer aldığını, hak gasplannda bulunan hükUmetin her defasında geri adım atmak zonında kaldığını öne sürdü. Ankara Cezaevi'nden iki hü- kümlünün fırarırun iktidar tara- fından "bahane" olarak değer- lendirildiğini savunan Şahin, "Eskişehir Cezaevi bir toplama kampına çevrilmiş durumdadır. Sürgün edilen tutsaklar dövül- mekte, saçlan usturaya vunıl- makta, göz bandı takılmakta, tek tip elbise giydirilmeye çalı- şdmaktadır. Bizlerin ve avukat- ların görüştürulmesi engellen- mektedir" dedi. Adalet Bakanı Suat Bflge, Es- kişehir Cezaevi'ne yapılan nakil- lerin, cezaevlerinde devlet oto- ritesinin sağlanması açısından gerekli olduğunu savundu. UBA'ya demeç veren Bilge, Es- kişehir'e, "cezaevlerinde örgüt- lenme çaüşraalannı sürdüren tu- tuklu ve hükümlüleri" sevk et- tiklerini belirterek "Eger biz ted- bir almazsak, 80 koşullanna dönülür" dedi. Bilge, nakillerin "ceza" değil "tedbir" olduğunu da savunarak, mahkûmlann es- ki cezaevlerine geri getirilmele- rinin gündeme gelebileceğini vurguladı. Nakledilen tutuklu ve hükümlülere işkence yapıldığı iddialanmn kendisine de ulaştı- ğını söyleyen Bilge, bu konunun araştınldığını, iddiaların doğnı- luğiı durumunda gerekenin ya- püacağını belirtti. Bilge, Eskişe- hir'e, şikâyetleri dinlemesi için doktor gönderdiğini de kaydetti. Uluslararası Af Örgütü, Eski- şehir özel Tip Cezaevi'ne nak- ledilen tutuklu ve hükümlülere işkence yapıldığını ileri sürdü. Bu arada Nazillı Kapalı Ceza- evi kapatıldı. Cezaevindeki 97 tutuklu ve hükümlünün ilçede- ki E Tipi Cezaevi'ne nakledildi- ği, E Tipi Cezaevi'ndeki mah- kûmlardan 55'inin de Eskişehir ve Aydın E Tipi Cezaevlerine gönderildikleri açıkJandı. "Mesleki formasyonu temel konularda eksiksiz ve bir-iki uy- gulamalı sahada proje yapmış, en aşagı bir yabancı dili çok iyi bilen, ileşitim ve ekip çalışması yeteneği olan, ekonomik çevre- yi anlayan ve iş bitirme yetene- ği olan, uluslararası kultür de- ğerlerini bilen araştırma yapma- ya ve sürekli öğrenmeye açık olan, global düşünebilen beşeri ilişkileri kuvvetli." Eğitim sürecindeki eksiklikle- ri, "Orta öğretim en büyük dar- boğaz: Eğitimin kalitesi düşük, ders yükü fazla, ogretmenterin eğitimi ve yaşam tarzlan yeter- siz, meslek eğitimi kanallan ye- tersiz ve çalışmıyor, üniversite önünde yığılina durdunılamı- yor, temel eğitimin 8 yıl zorun- lu olması yeni başhyor" diye ni- telendiren Yücaoğlu, gençlerin beklentilerinin, ülke ve dünya gerçeklerinden kopuk olduğunu belirterek, yükseköğretimdeki darboğazları şöyle sıraladı: "Kadrolara göre değil, ülke- nin insangücü ihtiyaçlanna gö- re pbmlanan sayuarda bölamkr ve programlar yaratılmalıdır. Üniversitelerimizin kesinlikle sa- nayi ile birlikte teknoloji uygu- lama ve üretme aşamasına geç- mesi lazundır. Üniversitelerimiz, anadal eğitimi dışında meslek okullan ile toplumun ihtiyaçla- nna göre cevap verebilecek programlar sunmalıdır. Üniver- sitelerimizin yapılannda sağla- nacak değişimler ile gelir yarat- ma potansiyeli arrtınlmalıdır. Ünrversitekrimizin ülkenin bü- yük kalkınma projeleri ile hu- knk sistemimiz ile yakından il- gilenmesi şarttır." Sempozyumda daha sonra öğretim üyeleri ve öğrenciler, gö- rüşlerini açıkladılar. Batı Dille- ri ve Edebiyatlan Bölümü öğre- tim üyesi Prof. Dr. Dilek Dol- taş, sözlerine "Boğaziçi Üniver- sitesi kendi içinde kopuk" diye- rek basladı. öğretim kalitesinin öğretim üyesine bağlı olduğunu ve kaliteli öğretim için kaliteli eğitim ortamı olması gereküği- ni vurgulayan Prof. Doltaş, eleş- tirilerini şöyle sıraladı: "Eğitim kalitesinin düşmesi- ne sebep olarak sadece öğrenci sayısının artması gösterilemez. Ancak, öğrenci sayısımn artma- sıyla öğrenci-öğretim uyesi iliş- kûerinde kopmalar, uzaklaşma- lar başhyor, öğretim üyesinin araşdrmaya ayırdıgı zaman aza- üyor." Elektrik-Elektronik müben- disiiği bölümü başkanı Prof. Dr. Sabih Tansal, Boğaziçi Üniver- sitesi'nin çok düşük puanlı öğ- rencilerle en yüksek puanlı öğ- rencileri alan birimlere sahip ol- duğunu hatırlatarak, "Kanımca bu sakıncalı bir durumdur ve ayuı temel dersleri almak duru- munda kalan bu öğrencilerin aynı sınıfta olması derslerin dü- zeyi bakımından sorunlar yaratmaktadır" dedi. Prof. Tan- sal "Üniversite, bütçesini, kad- rolannı kullanmakta serbest oi- malıdır. Rutin bir atama için Ankara'dan kadro onayı almak gibi aylar süren ve insanı bezdi- ren uygulamalara son verilmeli- dir." diye konuştu. fîdyecilerin CAĞATAY ANADOL Efe Özal'ın eskiarabasıtstanbul Haber Servisi — ls- tanbul polisinde büyük üzüntü- ye ve şoka yol açan fidye olayın- da kullanılan yaklaşık yanm milyar lira değerindeki 34 PL 440 plakalı BMW otomobilin, Efe Özal'ın satılmak üzere 4 ay önce bir galeriye bıraktığı eski ototnobili olduğu anlaşıldı. Ha- len Efe Özal'ın üzerine kayıth olduğu belirlenen otomobili Eti- ler'deki galeriden noter sözleş- mesiyle konfeksiyoncu Necati Yıldırım'ın satın aldığı öğrenil- di. Bu arada, fidye olaymı soruş- turan lstanbul Emniyet Müdür- lüğu ve Kadıköy Cumhuriyet Savcıhğı yetkilileri, olaya Uişkin 18 güvenlik görevlisinin ifadele- rinin alındığın; söylediler. lstanbul polisi, Gasp Masası Amir Yardımcısı Başkomiser An" Rıza Güzel ile MLSPB üyesi ol- duğu anlaşılan Orhan Özay'ın yaşammı yitirdiği fidye olayın- da ikinci şoku yaşıyor. Çevik Kuvvet Şubesi'nde görevli Resul Özdemir ve Kadir Kabalak ile Orhan özay'ın fidye almaya gi- derken kullandıklan siyah renkli BMW'nin 7.30i modeli otomo- bilin kimin üzerine kayıtlı oldu- ğunu araştıran polis, Maslak Trafik Şubesi'ndeki kayıtlarda Efe özal'ın üzerine kayıth oldu- ğunu ortaya çıkardı. lstanbul Emniyet Müdürlüğu yetkililerinin otomobilin Efe özal'ın üzerine kayıth olduğu- nu basına sızdırmamaya çalış- masına karşın, Efe özal'ın BMW'yi yaklaşık 4 ay önce Eti- ler'deki Baran BMW otomobil galerisine satılması için bıraktı- ğı anlaşıldı. Kendisini kamuoyuna bazı ünlülerin falcısı olarak tanıtan Fatma Yıldırım'ın kardeşi oldu- ğu öğrenilen Necati Yıldırım'ın, noter senediyle arabayı üzerine geçirmeden satın aldığı kay- dedildı. Snav GûnterimleyiL. Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920de açıldı. Henüz cumhuriyetin resmı ideolojisi teşekkül etmediği için bu mecli- sin cumhuriyet tarihimizin en özgür meclisi olduğunu söyle- mek sanırım yanlış olmaz. Meclis'te Kürt mebuslarının bulunması, eleştirılemeyecek hiçbir kurum, kişı ya da politi- kanın yokluğu bu özgurluğün kanıtı olarak gösterılebilir. TBMM, 1923-1946 arasında tek partiden oluşuyordu. Çok partili siyasi yaşam 1946da başiadı, ama 1965 yılına kadar Meclis'te temsil edilen partıler sadece üst sınıfların temsilci- lerıydi. TBMM'nin çoğulcu bir yapıya ı^aşması, Türkiye Işçi Partisi'nin 15 milletvekillik bir grup kurabılmesiyle gerçekleş- ti. Ama demokrasimız ve sıyasal yaşamımızdaki bu ilerteme- yı hazmetmek, siyasal partilerin çoğu ile iktidar ve devlet organları için pek kolay olmadı. TİP milletvekillerinin TBMM- de neredeyse linç edılme tehlıkesıyle karşı karşıya kalmaları, bu partinın hiçbir ıl-ılçe toplantısının saldırıdan masun bir biçimde gerçekleştırilememesi, bu demokrasi hazımsızlıgı- nın göstergesidir. Oüzeni meşru kanallardan, Meclis yoluyla değıştirme arzu ve çabasının karşılaştığı bu dehsetli resmi tepki, o sıralar aralarında bulunduğum üniversite gençliğinin önemli bir bölümünde, duzenın yasal kanallar aracılığıyla dönüştürüle- meyeceği, değıştirilemeyeceği duşüncesınin yaygınlaşrnası- na sebep olmuştu. 196O'lı yılların sonlartnda başlayan, düzeni silahlı mücadeleyle değiştirme çabalannın önemli nedenle- rınden birı, kanımca, TBMM'de emekçilerin temsil edilmest- ne karşı gösterılen büyük hazımsızlıkta bulunabilir. 20 Ekim 1991 genel seçimleriyle oluşan TBMM'de arbk Kürtler de temsil edilmektedir. 1923 sonrasında kuşkusuz bırçok Kürt kökenli milletvekili TBMM'de görev yapmıştr. Ama Kürt kimliğini temsil etme anlamında yeni bir olguyla karşı karşıyayız. TBMM'nin, tarihi tek partililikten çok partililiğe, sadece üst sınıfların temsil edildiği bir yapıdan aft sınıflann da temsil edildiği bir yapıya ve nihayet sadece Türklüğün temsil edildiği bir yapıdan Kürtlüğün de temsil edildiği bir yapıya geçiş öyküsüdür bir bakıma. TBMM'nin, tarihi tek partililikten çok partililiğe, sadece üst sınıfların temsil edildiği bir yapıdan alt sınıfların da tem- sil edildiği bir yapıya ve nihayet sadece Türklüğün temsil edildiği bir yapıdan Kürtlüğün de temsil edildiği bir yapıya geçiş öyküsüdür bir bakıma. 1965-1969 arasın- da TlP'e reva görü- lenlerin siyasal yaşamımızda büyük acılara yol açnğını, sanırım artık o dönemin hükümet edenleri bile görmüştür. Şimdi çok daha önemli bir sınavla karşı karşıyayız. Bu sınav, Türklerle Kürtlerin siyasal bırliğının mümkün olup olmayaca- ğının sınavıdır. Bu sınav hem TBMM'nin sınavı, hem SHP'nin sınavı, hem kamuoyunun ve hem de onu oluşturan araçlann sınavıdır Gelışmeler ya partiden ıhraç, dokunulmazlık kaldı- rılması, DGM soruşturması kanalından ilerleyecek ya da TBMM her fikrin özgürce savunulabildiği, tabulardan arınmış bir platform haline gelecektır. Unutulmasın kı Kürtlerin büyük çoğunluğu kimlik ve özgür- lük mücadelelerini meşru kanallar içinde yürütmek arzusun- dadır ve bu mücadelenin sonucunda Türklerle eşıtlik içinde gönüllü bir beraberlik kurmayı ıstemektedir. Eğer TBMM ve Türkiye kamuoyu bu demokrasi sınavından geçemezse, Kürt- lerin meşru ve yasal kanallar kullanarak kendi kimliğini özgürce geliştirebilme ve eşitlık temelınde Türklerle birlikte yaşama arzusu dinamitlenmiş olacaktır. TC devletinin, TC resmı ıdeolojisinın Kürtlere sılaha sarılmaktan başka hiçbir yol bırakmamış olduğunu söyleyenler haklı çıkabilecek ve güçlenebılecektır Ister Türk, ıster Kürt olsun yitirilen her yaşam, gelecekte ortak bir cumhuriyette birlikte olmamızı biraz daha güçleştirecektir. Bu noktada herkes, işler bu rad- deye geldıkten sonra Sırplarla Hırvatlann birlikte yaşayıp yaşayamayacağını kendi kendine sormalıdır. Aslında milletvekili andını, "Bu andı Anayasa zoruyla oku- yorum" demek için Kürt olmaya da gerek yoktur. Bence her demokrat Türk böyle yapmalıydı! Meclis'te Kürtçe konuşma yapılmasına alışmalıyız, hatta bunu yasallaştırmalıyız. ispanya Veliaht Prensi, Bask Parla- mentosu'nun açış konuşmasını Bask dilinde yaptı. Hangı tavır iki ulusun birlığini pekiştirır. bunu düşünmelıyiz. Kürtçe konu- şanı, üstelik iki halkın kardeşlığıni dıle getirırken hırpalamaya kalkışanlar mı, yoksa "Bugün TBMM'de Kürtlerin temsil edil- mesınden kıvanç duyuyoruz!" diyecek olanlar mı? Bunu düşünmeliyiz. O çok öykündüğümüz Batı demokrasılerinde ayrılıkçı parti- ler yasaldır. irlanda Cumhuriyet Ordusu'nu açıkça savunan Bernadette Devlin. 1970'li yıllarda ingıliz Parlamentosu'nda hırpalanmamıştır Norveç koalısyon hükümetinin küçük orta- ğı, bu ülkedeki Isveç azınlığın partisı Isveç Halk Partisı'dir. Evet, bu sınav geleceğimız açısından büyük önem taşıyor. Yannın dramları da, ferahlıkları da bugünden örülüyor. Kürt- lere Kürt olma hakkını tanımayan Türkler, ayrılığın tohumlan- nı kaçınılmaz olarak ekiyor... KlSA KISA • İzmir'de hava kuvvetlerine ait servis otobüsünün Cennetçeşme semtinde silahla taranması olayıyla ilgüi olarak soruşturma sürdürülüyor. Olayla ilgili olarak gözaltına ahnan 70 kişinin bir bölümünün salıverildiği öğrenildi. Terörle Mücadele Şube Mudürlüğü yetküıleri, ellerinde önemli ipuçlannın olduğunu, yapılan tüm ihbarlann değerlendirildiğini belirttiler. • Istanbul'da son bir hafta içinde düzenlenen operasyonlarda, yasadışı bölücü PKK örgütü bünyesinde çeşitli eylemlerde bulunduklan öne sünilen biri kadm 5 kişi yakalandı. Terörle Mücadele Şubesi tarafından dün yapılan açıklamada, Fatih'te bombah, molotof kokteylli saldırılar ile korsan gösteriler düzenledikleri belirtilen Hakime Esmeray, Mehmet Kılıç, Raşit Kıhç, Fırat Dinçer ve Nuri Tatlı adlı kişiler, eylemlerde kullandıklan silahlar, çok miktarda patlayıcı madde ve örgütsel dokümanla ele geyirildi. Yakalananlardan Raşit Kıhç ve Fırat Dinçer'in PKK kamplarında eğitim gördükleri belirtildi. • Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi, Iktisat ve İş îdaresi Bölümleri'ne kayıtlar, 11-26 kasım tarihleri arasında yapılacak. Açıköğretimin televizyondaki ders programları da 11 kasım pazartesi gunü başlayacak. AÖF Dekanı Prof. Dr. Semih Büker'in verdiği bügiye göre 11 kasım pazartesi günü başlayacak kayıt yenileme işlemleri 20 il merkeziyle Lefkoşa'daki Açıköğretim bürolannda yapılacak. Kayıtlar 26 kasım sah gününe kadar sürecek. Açıköğretimin 11 kasım pazartesi günü başlayacak televizyondaki ders programlan, cumartesi ve pazar günleri dışında, ikinci kanalda saat 10.45-12.00, dördüncü kanalda saat 12.30-14.00 ve 21.00-23.00 arasında yayımlanacak. • Kırşehir öğretmenevi'nde kalan iki bayan oğretmen, önceki gece kaldıkları odada banyo yaparken şofbene bağh tüpten sızan gazdan zehirlenerek öldüler. Mehmet Akif Ersoy Lisesi Ingilizce öğretmeni Meltem Murat (23) ile Kale Oıtaokulu müzik öğretmeni Sebahat öner (25)'in ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldı. Istanbul'da konuyla ilgili bir açıklama yapan Eğit-Sen Başkanı lsmet Aktaş, öğretmenevinde kalanların sağlıksız koşullarının düzeltilmesi ve odalara havalandırma bacası yapılması için Milli Eğitim Müdürlüğu'ne başvurduklarını belirterek "Sorumluların cezalandınlmasını istiyonız. Öğretmenevlerinin yönetimi öğretmenlere verilmelidir" dedi. • Mesleğe yeni giren veya alt kademelerde bulunan hâkim ve savcılann tazminat oranlan yükseltildi. Devlet Memurlan Kanunu ile Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda değişikh'k yapan kanun hükmünde kararname, Resmi Gazete*de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kararnameyle, Devlet Memurları Kanunu'nun ek geçici 7. maddesi ile Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 106. maddesinde yer alan 'yüzde 35' oranı 'yüzde 50* olarak değiştirildi. Söz konusu madde hükümleri, halen yüzde 107 olarak uygulanan hâkim ve sava tazminatlannın, mesleğe yeni giren ya da alt kademelerde bulunanlara çok düşük şekilde yansımasını önlemeye yönelik hükümler taşıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear