18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 KASIM 1991 KENTOVŞAM KONUK YAZAR CUMHURİYET/13 I. Üniversitesi Kanser Araştırma Laboratuvan açıldı İstanbul Haber Servisi — ts- tanbul Üniversitesi Kanser Araştırma Laboratuvarlan dün düzenlenen bir törenle açıldı. İs- tanbul Üniversitesi Rektör Yar- dıması Prof. Dr. Sevim Biiyük- devrim törende yaptığı konuş- mada, Türkiye'de bu konuda son 3-5 yılda yapılan işlerin tak- dire değer olduğunu söyleyerek, "BUgi itbal eden ülkelerin tul- saklıktan kurtuldugu göriıl- memiştir" dedi. Türk Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nijad Bilge ise, yeni laboratuvarlarla kan- serli hastayı daha yakından in- celeme olanağı bulunacağını söyleyerek, laboratuvarların kurulmasındaki amaçlarını şöyle sıraladı: • Kanser yapan maddderte kanser genetiği, kanser biyolo- jisiveimmunolojisi, kanser bi- yokimyası ve kansere karşı ilaç getiştirümesi konulannda aras- tınnalar yapmak. • Kanserli hastalann tanı ve tedaviterinde genel laboratuvar hizmetlerini sunmak ve böylece klinik ile temel bilimler arasın- da işbirligi sağlamak. • Onkoloji konusunda yük- sek lisans ve doktora ögrencile- rinin uygulama yapmasına ve genç araşünnacüann yetişroesi- ne olanak haarlamak. Bilge, "Bu bilimsel yuvaya haflan vedevlet sektörünün yar- dımlannı bekliyoruz" dedi. Panel Ilasankeyf yaşamalı' İSTANBUL (tUHA) — Gü- neydoğu Anadolu (GAP) pro- jesi çerçevesindeki liısu Barajı- nın suları altında kalacak olan Mardin'e bağlı Hasankeyfin kurtanlması için, Eminönü ve Hasankeyf belediyeleri işbirli- ğiyle bir panel duzenlendi. PekçokTurk kavminin izleri- ni taşıyan Hasankeyfin kurta- nlması için düzenlenen panele, Hasankeyf i Kurtarma Komite- si Başkanı olarak Bedri Bay- kam, Eminönü Belediye Başka- nı Ahmet Naci Akgün, Hasan- keyf Belediye Başkanı Eşref Ba- şaran ve çeşitli üniversitelerden öğretim üyeleri katıldı. Panelde konuşan Bedri Bay- kam, olaya çözüm getiremeye- ceklerini, ancak duyarlı kişiler olarakgöruş belirttiklerini söy- ledi. Mimar Sinan Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Ekinci de tarihi ve kültürel varhklann ko- runması için bugıine kadar ya- pılan ve halen geçerli olan ulus- lararası sözlesmeleri hatırlattı. ATATURK'U ANMA HAFTASI Atatürk etkinliklerle anılıyorHaber Merkezi — "Ata- türk'ü Anma HaftasT etkinlik- leri süriiyor. Kültur Bakanlığı Atatürk filmleri projesi çerçe- vesinde gerçekleştirilen "Meta- morfoz" adlı fılm 10 kasımda gösterime girecek. Hacettepe Üniversitesi 10 Kasım'ı bir dizi etkiniikle kut- layacak. Üniversitede ilk tören merkez kampusunda Rektör Veküi Prof. Dr. Ahsen Orhon^ un konuşmasıyla başlayacak. Daha sonra Atatürk llkeleri ve Inkılap Tarihi Enstitüsü Müdu- rü Prof. Dr. Abdurrahman Çaycı, "Atatürk ve Kfiltür Ala- mnda Çağdaşlaşma" konulu bir bildiri sunacak. HÜ Devlet Konservatuvan Korosu ve Sen- foni Orkestrası da bir konser Atatürk'ü Anma Haftası süriiyor. Çeşitli kuruluşlar Atatürk'ü anma amacıyla bir dizi etkinlikler düzenlediler. Atatürk filmleri çerçevesinde gerçekleştirilen Metamorfoz adlı film 10 kasımda gösterime girecek. verecek. Üniversitede aynca "Fotograflarla Ataturk"ün ha- yatının anlatüdığı bir sergi açı- lacak. TCDD Genel Müdürlüğü, düzenlediği çeşitli kültur etkin- likleri ile "Atatürk'ü Anma Haftası"na katılıyor. Fotoğraf- larla sürecek etkinliklerin yanı sıra TCDD hafta boyunca her gün Ankara-lstanbul arasında karşılıkh çalışan Fatih Ekspre- si'nde bir belgesel niteliği taşı- yan "Hoş GekJin Gazi" adlı 20 dakikalık film gösterecek. Isparta'da, Atatürk'u anma programı çerçevesinde, 13 ka- sım günü •'Atatiirk ve lnsanlık tdeali" konulu konferans veri- lecek. Isparta Mühendislik Fa- kültesi tarafından düzenlenecek konferansa, Atatürk Kültur, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştınna Merkezi Başkanı Prof. Dr. Utkan Koca- türk, konuşmacı olarak katıla- cak. Kültür Bakanlığı Atatürk Filmleri projesi çerçevesinde, bakanlık ve Fbra AŞ'nin finan- sörlüğü ile Istanbul Film Ajan- sı'nın tamamını gerçekleştirdi- ği "Melamorfoz" 10 kasımda gösterime girecek. Senaryosunu gazeteci-yazar Refik Erduran'ın yazdığı ve Feyzi Tuna'nın yönettiği filmin yapıtnası Fatih Aksoy, kamera- manı da Çetin Tunca. Filmde başlıca roller ise şöyle: Devlet Tiyatrosu oyuncusu Mahir Günşiray (Atatürk), Emio Ant (Türk doçent), Asü Öyken (In- giliz Turkoloji öğrencisi-anne). Çekimlerde 60'a yakın oyuncu ve 2 bin figüran rol aldı. Safiye Ayla, Atatürk'ü anlatıyor: 'Gözlerinebakaımyorduıri REFİK DURBAŞ "Mani oluyor halimi takrire hicabım." Hayır, bu kez Safiye Ayla- dan şarküar dinlemeyeceksiniz. Ayla, Atatürk'ü anlatacak... Çavuşoğlu Lisesi, Atatürk'ü Anma Haftası dolayısıyla Safi- ye Ayla'yı konuk etti dün. Sa- fiye Ayla da bir 'şarkı'sı eşliğin- de Atatürk'ü anlattı. Toplantı öncesi Safiye A>la ile konuşuyoruz. Ayak bilekle- rinin ucuna gelen bir kırmızı pantolon giymiş, yine kırmızı ceket ve ceketin altında siyah bir tül bluz. Yakasında siyah bir tnendil. Oldukça duygulu. Sık sık kırmızı çantasından mavi- beyaz mendilini çıkanp buğu- lanan gözlerıni siliyor. Yaşını sormuyorum, kendisi anlatıyor: "1917 dogumluyum. 75'c ba- sacağım. Ama kendimi öyle görmüyorum. Bir on yaş Ata- türk'ü gördüğüm için ekle, bir yinni yaş BabıâlPde yaşadıkla- nm için. Takvimi insanlar yap- mış. Bn hesaba göre 120-130 yaşında da olabilirim." Buğulu gözleriyle kürsüye çı- kıyor. "Sevgfli çocuklar" diye buğulu sesiyle konuşmaya baş- layacak, duruyor. Sanki Ata- türk'ün huzurunda. Bu yüzden otururak değil ayakta konuş- mayı yeğüyor. önce çocukluğundan başlı- yor. Danileytam, yani yetim ço- cuklar okulundaki günlerin- den... Bu okulu bitirince o za- manki bir Bursa milletvekilinin kendisini evlat edinmesinden... Ve on dört yaşında ilk genç kız- lığında Atatürk'ün huzuruna çıkışından... Atatürk'ün leble- bi ile rakı içişinden... Kurufasulye-pilavı çok sevdi- ğinden... "O'nun gözlerine bakamı- yordum. Çünkü 'Onun gözleri- Safıye Ayla Atatürk'ün huzuruna ilk çıkışını anlatırken, "O'nun gözlerine bakamıyordum. Çünkü onun gözlerine bakarsan gözlerin erir' demiş,lerdi. Kara kuru bir kızdım. Eriyeceğimden korkuyordum. Yüzümebaktı, birışık halesi dolandı' Atatürk'ü anlatan Ayla, sanki ne bakarsan gözlerin erir' de- mişlerdi. Kara kuru bir kızdım. Eriyeceğimden korkuyordum. Yüzüme baktı. Bir ışık halesi dolandı yüzümde. Göz göze geldik. Bir şey olmamıştı. Tit- reyen sesimle şarkımı söyle- Safiye Ayla 2 yıl sonra bu kez Ankara'da karşılaşıyor. Atatürk Marmara Köşkü'nde Safiye Ayla'dan 'Mani oluyor' şarkısını istiyor. Ancak Ayla, bu şarkıyı bilmiyor. Bunun üzerine Atatürk şarkıyı söylemeye başlıyor ve Atatürk'ün ardından Safiye Ayla başlıyor şarkıyı söylemeye. r ye Ayla'dan "Mani oluyor" şar- 'J ' : kısım istiyor. Bu kez yine ters- lik var. Çünkü Safiye Ayla şar- kıyı bilmiyor. Bunun uzerine Atatürk şarkıyı söylemeye baş- hyor. Fakat Ayla'nın da bir özelliği var: Bir şarkıyı üç kez dinledi mi hemen ezberine alı- yor. Ve Atatürk'ün ardından başlıyor şarkıyı söylemeye. Konuşmasının burasında Sa- fiye Ayla söze ara verip o gü- nün heyecanıyla aynı şarkıyı te- rennüme başladı. Sahnede ney yoktu, kanun yoktu, cumbüş yoktu, ama Sa- fiye Ayla'nın buğulu sesi vardı yalnız. Ve çocuklann çılgın al- kışlan... Konuşmasının sonunda Safi- ye Ayla sözü gunümüze getire- rek çocuklara kuçük bir 'nasihat' da çekti, kılık kıyafet konusunda. Gerçi kimsenin gi- yimine karışılmazdı, ama bizim milli kıyafetimiz şalvar ve uzun etekti. Kendisi de yazük evinde şalvar giyiyordu. Safiye Ayla kısa konuşma- sında hem kendi yaşamından hem Atatürk'le geçirdiği gün- lerden küçük bir yel estirdi canlı tanıkhğıyla. Konuşrnası bitince kendisini birden cıvü avıl çocuklann ara- sında buldu. Mavi-beyaz men- dilinde gözyaşlannın nemi ttt- tüyordu hâlâ. Onu çocuklarla başbaşa bı- rakıp salondan dışan çıktım. Kulaklanmda sesinin buğusu: "Mani oluyor halimi takrire hi- cabım..." o günleri yaşryor gibiydi. dim." Iki yıl sonra, bu kez Anka- ra'da karşılaşıyorlar. Atatürk, Çiftlik'teki Marmara Köşkü'- nde. Safiye Ayla'yı çağınyor yi- ne. Sofra kunıhiıuş, Kılıç Ali gibi arkadaşlan yamnda. Safı- Etiler'deKarakolBartstanbul Haber Servisi — Siz hiç günün )orgunluğunu atmak için bir-iki kadeb içmeye "Karakol"a gider miydiniz? Unlu modacı Neslihan Yargıcı, önceki gün "Karakol" isminde bir disco-bar açtı. Etiler'de eski Ece-Bar'ın yeri "Karakol" ismiyle açıldı. Siyah ve beyazın hâkim olduğu "Karakol"da slzi, postacı, bekçi ve polis kıyafetlerinden esinlenerek Neslihan Yargıcı tarafından hazırlanan kıyafetler içinde görevliler karşılıyor. Masalar, "Kodes" ve "Ağır Ceza"dan oluşuyor. Aynca duvarlarda yazılı, Karakolda Ayna Var', 'Fosforlu Cevriye', İstedim vermediier' şeklindeki yazılar da dikkat çekiyor. Modacı Neslihan Yargıcı, Karakol ismi hakkmda şöyle diyor: "Ben burayı aidıktan sonra isim hakkında arkadaşlanm tarafından bir çok öneri geldi. Ancak ben, siyaha olan tutkumdan dolayı ve sürekli siyah eldiven taktığım için isim konusunda çıkıs noktam 'Kara' oldu. (Fotoğraf: SUAT KOZLUKLU) Ali ile Alis Harikalar Diyannda HULKİ AKTUNÇ Ali'yi hanunlar pek tanımaz. Askerlikle ilişkisi olmuş bütün beyler tanımasa bile bilir. 1960'larda hayli yaygın olan or- du okuma yazma öğretim bi- rimlerine Aü Mektebi denirdi. Askere okuma yazma öğrenme- den gelmiş erlere o okullarda 'Ali topu at' ve benzeri yöntem- lerle okuma yazma belletilirdi de ondan. Resimli resimliydi ki- tapçıklan. Alis'i okur yazarlann çoğu tamr. Lewis Carroll, küçümen kıza büyiik, harika bir yolculuk yaptırmıştır. Harikalar diyan- run gezgini Alis 'Resimsiz, ko- nuşmasız bir kitap ne ise yarar?' biçimindeki hoş sonınun da sa- hibi. Zaten şair ne diyor: 'Bu ki- tapta resim şart...' Kitap fuannda Ali'yi de gör- düm, Alis'i de. Ali topu mopu çoktan atmış, yeni çıktıgını duy- duğu bir kitabı almaya gehniş- ti: Salâh Birsel'in 'Gece Mek- roplan'nı. Eli kolu doluydu, ama Salâh Bey o gün henüz gel- mediği için kitabı imzalatama- mıştı. Alis, öteden beri âşık olduğu 'Küçük Prens'in Türkçe çeviri- lerini toplamak istiyordu. Ali ve Alis ile bir süre yan yana dolaş- tık. Ali, fuarı olağanüstü bulu- yordu. Alis'in birkaç eleştirisi vardı: Başladığından bugüne iyice gelişen fuar için yahn bir kılavuza şiddetle ihtiyaç duy- muş. Aynca bu fuar, Avrupa'- daki benzerlerinden hâlâ niye dar kapsamlıymış. ramam, re- simli kitap ve dergüer artık ol- ması gerektiği gibi varmış (ör- neğin Hayal Mahsulleri Ofısi'- nin girişimini çok sevmiş) ama bir tek güz fuan koca îstanbul'a yeter miymiş. Bir de ilk yaz fu- an yapılsınmış. Geze geze yorulmuş, kalaba- lıktan ötürü iyice terlemiştik. Bir köşeye çekildik; birer ayran içtik. 'Siz ne dersiniz fuara?' di- ye sordular. anlattım... — Ben küçük yaşlardayken ucuz kitap alrnamn yollannı çok araştırdım. Günün birinde Us- küdar'da ve Kadıköy'deki kese- kâğıtçı dükkânlannı keşfettim. Kesekâğıtçılar hurda kâğıt alıp bunları kesekâğıdına dönüştü- rürlerdi. Benim kitaplanm ke- sekâğıdı yapılamayacak boyut- ta olduğundan dükkânda bir kenara yığılırdı. Satış fiyatı 2 li- ra olan (şimdi 20.000 diyeUm) kitabı, 25 kuruşa alırdım oralar- dan (ne oluyor, şimdi 2.500 li- ra)... Nasıl? 'Oooooo!' dedi Aü ile Alis. Herkes bize baktı. Ben sükûnet içinde sürdürdum. — Bir yol da eskici esnafının sergilerini gözlemekti. Eskicile- rin çok ucuza alıp ucuza satma- ya çalıştığı öteberi arasında ki- taba da sık sık rastlamr. Hiç unutmam, Komodor Vahid Be- yin Türkçe-tngilizce sözlüğünü (pek bilen yoktur bu sözlüğü) bir eskiciden almıştım. Hurda kâğıt fiyatına. Başka?' dediler. Dahası? Yoruma gerek var nıı? Bakok, Salah Bey geliyor. AK hemen koştu. Alis'e de söz ver- dim: Ondaki Tomris Uyar çevi- risini, Sehmfleriçevirisini çevir- menlerine ben imzalatacak ve Hayalistan'a yollayacaktım. Başka hangi ülkenin böyle us- talan cevirmişti 'Küçük Prcns'i? Ah, unuttum, bu pazar fua- nn kapanış günü. Ben de yeni cıkan kitabımı, 'Adrcam Ayna- lar'ı ünzalayacağım. tmzanın bitimine doğnı Orhan Alkaya ile bir 'otomatik silr yazma seansı' deneyeceğiz. Ali, Alis. O gün de gelmenizi isterdim. TUYAPTA BUGUN tmza günü: TYS standı: Aziz Nesin, Salim Şengil, Tank Dursun K., Doğu Perinçek, Tevfik Akdağ, Necati Güngör, Üstün Akmen, Yalvaç Ural, Orhan Ural, Ali Balkız, Gülsüm Akyüz, Tahir Abacı, Fevzi Gönenç, Ziya Mısırlı, Yıknaz Onay, Oktay Ekinci. Sd Yayılan: Oktay Akbal BUgi Yayınevi: Ayla Kutlu, Gönül Özgül. Joker Yayınlan: Hasan Kaçan, Ramize Erer, üğur Durak. Gerçek Sanat Yayınlan: Asım öztürk, Hasan Devrim, Recai Atalay, Zeynep Aliye. Gür Yayınlan: Nail Güreli Yılmaz Yayınlan: Müjdat Gezen. Telos Yayıncılık: Özdemir tnce, Adnan özer. Anadolu Sanat Yayınlan: Hilmi Yavuz. Nâzım Hikmet Vakfı: Atila Coşkun, Samiye Yaltınm, Avni Arbaş. Yön Yayıncılık: llhan Güngören, Asım Bezirci. Cem Yayınlan: Mehmet Yaşın. Söyleşi: "Günümüz Bulgar Edebiyatı". Blagoy Dimitrov. Saat 14.00-15.00. "Bagımsızlık ve Türkçe" Aziz Nesin. Saat 16.00-17.00. "Gözüra Görmesin" Semih Balcıoğlu, "Paramanı" Ferruh Doğan. Karikaturculer Derneği Standı. Saat 14.00-19.00 TÜYAPKitap FuarCnın 'onur ozanı' Melih Cevdet Anday: Kitapta yasak olmasınKültür Servisi — "Şiir benim aklımdır. Şiir yazan adam sıkın- tılı meseleler ile karşılaşır. Duy- guyu anunsayamaz" diyor 10. Istanbul Kitap Fuan'nın bu yıl- ki onur ozanı Melih Cevdet An- day. Kitap fuannın söyleşiler zin- cirinin konuklarından biri oldu Anday. Alpay Kabacalfmn kendisi ile dün yaptığı söyleşi öncesinde ünlü yazann okurla- n ve kitapseverler Tüyap Sergi Salonu'nun toplantı salonunu çoktan doldurmuş, söyleşinin başlamasıru bekhyordu. Bir saat süren söyleşi boyun- ca Melih Cevdet Anday, çoğun- luğu gençlerden oluşan okurla- nna "kitap okuma alışkanlığı", "sanat, şiir ve yaşam ilişkisi", "şiir yazmak", "zaman kavra- mı", "bihm ve sanat ilişkisi" ve "Garip akımı şürieri" konula- nnda amlannı da katarak dü- şündüklerini aktardı. Okuma alışkanlığı konusun- da "Biz daha mDletçe okuma- ya alışmadık. Hali vakti yerin- de ailelerin evinde kitaplık yok. Kitap okuma alışkanlığı çocuk- lukta başlar. Evlerinizde çocuk- lannızı düşünerek bir kitaplık yapın. Çocuk görsün, alışsın" dedi. Araya hemen bir anı kanştı. Yazar Milli Eğitim Bakanhğı'- na bağlı Ankara Kitaphğı'nda görevli iken bir gün müdürle otunıyorlarmış. O sırada genç bir çocuk gelmiş. Müdürden bir kitap istemiş. Kütüphane müdü- rü genç okurun istediği kitabı hemen anlamış, biraz acık saçık bir kitapmış bu, gerisini yazar şöyle tamamlıyor: "Müdür ço- cuga yöneldi ve ntanmıyor mu- sun bu kitabı istemeye, hadi ba- kalım dedi. Ben bu kez müdüre döndüm ve kitabı niye vermedi- ğini sordum. Müdür, çünkü ben okuyorum diye yanıtladı"... Melih Cevdet Anday "Ahlak koymaya kalkarsanız kitap ya- saklanır, kitaplarda yasak olmamalıdır" diyerek tamamlı- yor görüşlerini. Genç okurlan Melih Cevdet Anday'ın anılan ve bugünkü görüşleri ile beslenen sıcak soh- betini ilgiyle izhyor. Anday'ı özellikle "çeviri kitaplar" etki- lemiş. Yazar bir kitabın okun- duktan sonra bir kenara atılma- ması gerektigini vurguluyor ve "Kitaplar, özellikle başyapıflar tekrar okunmak üzere saklan- malı. Çünkü bir sure sonra ye- ni güzellikler keşfediliyor. Ho- meros'u kaç kez okudum! Her seferinde yeni şeyler bulayo- rum. Cervantes'in 'Don Quijo- te'u ise beni hüzünlendiriyor" diyor. "Sanat, şiir ve yaşam ilişki- si..." Bu yazara göre yanlış an- laşümış bir konu. Bu kez bir öy- kü: "Ressam Degas ünlü bir Fransız yazara şiir yazmak isti- yorum, ama olmuyor, demiş. Şairin ressama verdigi vanıt şöy- le: 'Şiir keliınelerie yazuır. Duy- gularla yaalmaz.' Melih Cevdet Anday, duygulann şiir yazmak için yeterli olmadıgı göraşünde. üstelik âşık ohnak da yeterli de- ğil şiir yazmak için. Yazar, 'Asık oldum, ayakkabı yapaca- gım dSyebüiyor muyuz" diye so- ruyor. "Büim ve sanat Uişkisi" üze- rine Melih Cevdet Anday, mü- hendisler ve teknik adamlann, şiir ve edebiyatı küçük gördük- îerini söylüyor. Ancak yaratıa bilim adamı ve şairin işinin çok benzediğine dikkat çekiyor. Bu kez Nobel almış bir Fran- sız yazarla ünlü bilim adamı Al- bert Einstein'ın bir öyküsünü dile getiriyor: Şair, Einstein'a hayal gücüyie yazıyornm, de- miş. Einstein da şaire, bilim adamlan da böyle caüşıyorlar, diye yanıt vermiş..." Anday, şiirin hayal gücümü- zü arttıran bir çalışma olduğu- nu, bu yönuyle de bilim adam- lığı ile yakın bir konumda bu- lunduğûnu aktanyor. Sıra "Garip akımında." An- day, "Garip" adlı şiir kitabının 1941'de basıldığım hatırlatarak "Kitabın adını Orhan Veli 'Garip' koydu. Şiirierimizi oku- yanlar 'ne garip şiirler onlar öyle' diye duşunurlerdi." diyor. Ve Garip akunından Anday'- ın askerlik yülanna uzanan bir anı. Yazar Aydın'da askerliği- ni yapıyor. Alay komutanı bir istihkâm subayı. Komutan ülke- nin teknikle kalkınacağına ina- mrmış. Melih Cevdet'in kendi- sine verdigi "Garip" şiirlerini okumuş. "Bu ne ya, vezin yok, kafıye yok, mecaz yok, teşbih yok. Anladım tegmen siz böyle böyle şiiri ortadan kaldıracaksuuz" demiş. Galeri . Atölye 146 97 38 • 132 64 26 SANAT C\LER1Sİ EMEL ŞAHİNKAYA 2-30 Kasım 1991 Abd Ipekc Cad 48 I Tesvıkıy: Tel 141 04 58 F » 146 67 68 lanak' SANAT ULEMSI » CAN ŞAHİNGİRAY Suluboya Resim Sergisi 4 Kasım 16 Kasım Nnpeliye Cad 44/2 Etiler 165 19 35 Çağdaş Sovyet Ressamları S E R G İ S İ 8 Kasım-27 Kasım 1991 BİLİM SANAT GALERİSİ Mühürdar Cad. Akmar Pasajı No: 70 7, Kadıköy-lst HSKI yan.ı Tel: 347 44 43 Fax: 349 26 10 .soo ğ Istıklal Cacdest 141 Be\-oslu Istanbul TH !52 lc 98 Retrospektif Resim Sergisi FÎKRETMUALLÂ G A R A \ T İ S A S \ T G A L E R İ S İ M a h m u t B o z k u r t Resim Sergisi 6 :rtesvnl9°l 1! 00-18ı.V ı Pazargunkridışmdai \bnca Modem Sanat l M \alıkonağ Caddesı \o 117 2 Nışanuşı-lstanbul ifel 150 59 80 güzel sanatlara hazırkk. KAZANMAK İSTEYENLER İÇİN H.İÇİ-H.SONU Güzel sanatlar fakültelerini birincilikier ve derecelerle kazananlar başanlannı uzun dönem çabşarak elde etmişlerdir. Lutfen zaman kavbetmeden başvoırun. istasyon sanat evi n:ş\ IKIYE t:Rt:\köY GILBERT BROWNE 2-26 Kasım 91 Gravur ve Suluboya Sergisi HOBİ sanat oalerisi valıkonagı Cad Pasa 7 3 ı v a p fvedı Sanhası Yaml Tel 146 7 2 81 146 4 1 5 4 REKLAM FOTOGRAFI VE SIRLARI Hüsnü ATASOY ve Mustafa KOCABAŞI YÖNETİMİNDE "Yaşayarak Ö ğ r e n111 r KaradutSok. No 14 4-5 Altıyol-Kadıköy Tel 349 50 17-337 49 47 <levent sanat ,/^alerısı F İ G Ü R 5 R E S İ M S E R G İ S İ 11 Ekım-11 Kasım 1. Levent SlDün Sok No 14 170 03 62 S E R V E R D E M İ R T A Ş 8Kasım-26Arahl< D E R İ M O D K Ü L T Ü R M E R K E Z İ ı s ~ A N B ^ - ^ 'e ~4^ ee- HÜSEYİN GEZER HEYKEL SERGİSİ I2 Kasım a kadar galenmizde izlenebilir Nıspetiye Aytar Cad. Nil Apt. 24/6 Tel: 169 80 14 URART SANAT GALERİLERİ KEZBAN ARCA BATIBEKİ 7 Kasım-26 Kasım Resim Sergisi Abdl ipekçı Cad No: 18 141 21 »3 SÜREÇ AVNİ KOYUN "SERGİ" 31 EKİM-16 KASIM 1991 ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ Taksim/istanbul, Tel: 151 56 00 NURAY ATAŞ Resim Sergisi 24 Ekım 19 Kasım'91 Yedıkuyulır Çıkmazı 6/7 |Sw Tıyıtrosu Arkasıl Elmadsg 132 59 59 ra O) ARKEONSANAT GALER1S! ABİDİN D İ N O (ELLER) Desen ^e Seramık Heykelcıkler Sergisi 16 Ekım 9 <as*m91 lık>4« Cad Sattcn* Sok. No: 19 OnokoyTel. 159 9Î57 DADYADOS-T SANATEVÎ KARMA SERGİ 5 Kasım-25 Kasım Ku»<Jılı c*d Deregazino Sok. No: 4 Kadlköy 345 40 30 GALERİ LEBRİZ 12. ÇALIŞMA YILI ÇEŞİTLEMELER 3H Abidin Dino Alev Mavltan Aydın Ayan Bedri R. Eyüboğlu Bihrat Mavitan Burhan Uygur Cihat Burak Eren Eyüboğlu E;ref Üren Fevzi Karakoç Gevher Bozkurt Hale Sonlaş Kemal önsoy Levent Arşiray Neşe Erdok Nurullah Berk Oktay Anılanmert Şenol Yorozlu Turan Erol Zeki F. izer Zühtü Müridoğlu 7 Kas/m-7 Aralık 1991 Eyum Cad «tıkh»ı «ıt No İ6»ıunuı 140 22 82 TEOMAN SÜDOR Resim Sergısı 8-28 Kasım'91 TUCRAY SANAT CALERİSJ Küı^ikbebek Cad No. 7 B«bek-İST 163 32 38 GORBON SANAT GÂTERÎSt ABUZER GÜLER KKSIMSKRCIISI •> Ka^ını - M\ K.1MH1 1 TEM SANAT GALERİSİ TAUTENLİL Resim Sergisi 2KosMi-30l Vgüonojı Cod P^ DrOrlıoı mn Sok U2 147 08 « HANDAN BÖRÜTEÇENE S E R G I S AYA İRİNİ MÜZESİ 15 EKİM • 9 KASIM DER1/OJ &BAR Sanat Galerisi BİRLEŞİK SERGİ 7-30 KASIM 1991 Salih Acar Fatoş Akagün Avni Arbaş Hüseyin Baban Cihat Burak Mehmet Canköksai Tank Carun Giirdal Duyar Leyla Gamsız Marian Kılıçoğlu Aytül Kipkurt Zeynep Sanoğlu Emel Say Selim Turan SaUh Zeki Armoğan özer ıGa/en Vonefıcısı) PaAir hjrK hergun I I 00-12 I») jr.ıM jı,ıklır Abdi ip«kçi CM. 48/2 Nı»»nH*ı Td 141 18 02
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear