18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
•5 KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET/ SeçilgeJdi seçildiHAKAN AYGÜN AJVKARA — SHP Ankara Mületvekili Mehmet Kerimoğlu, "Seçil geidi, seçildim" dıyor. Kerimoğiu'nun l.S aylık Juzı Seçil, önseçimden bir gün önce dünyaya geJmiş. Seçim telası yüzünden ancak bir gün sonra kızını görebilmis. Şimdilerde de "seçmene teşekkiır gezfleri" yüzünden, yine kı- zıyla yetennce bırlikte olamıyor. Kerimoğlu, bir gecekondu çocuğu. Aday ol- masına, Aitındağ'daki gecekondu haJJa bir olup karar vermis. Birlik, seçim masraflannm kar- sılanmasında da sürmüs. Tercih oylanyla dör- dtincıi sıradan birinci sıraya yükselerek mület- vekili seçilen Kerimoğiu, hem masraflanru kar- jılayan hem de "tercih"leriyle kendisini birin- ci sıraya getiren "gecekondu halkı"na nasıl te- şekkür edeceğini bilemiyor. Genç miIJetvekiIi, çiftçi çocuğu. Ekonomik olanaksızlıklar yüzünden liseyı bile zor bitire- bilmiş. Ancak 35 yaşındayken iki yıJ önce evle- nebilmiş. 1980 sonrasında bir süre belediyede memurluk yapan Kerimoğiu, J2 Eylül yıllann- da "sagcılarca vurulan bir arkadaşını yaralamaktan" yargıianmıs ve beraat etmiş. Uzunca süre kaçak kalmış ama elektrik ustası olduğundan sırtına vurduğu teçhizatıyla, ilden ile dolasmıs. Hem polisten kaçmış hem de ek- mek parasını çıkarmış. 1989 yılında SHP AJtındağ flçe Baskanı iken görevden alınan Kerimoğiu, Baykai yanulanna sıcak bakmıyor. SEÇİLİN UĞURU — Kerimoglu'non kızı Seçil önseçimden bir gün önce dunvaya gelıniş. Seçim telası yüzünden ancak bir gön sonra görebilmis kızını. Şimdilerde de 'seçmene tesekkür gezUeri' yüzunden kıayfa yetennce birlikte olamıyor. (Fotoğraf: CUMHURİYET) Seçim kanıpanyasından 44 milyon lira borç- la çıkan Kerimoğiu, "Milletvekili seçiiemesey- dim, nalim harapb. Sagdan soldan iş düenmek- ten baska çarem yoktu" diye konuşuyor. Halen kirada oturan Kerimoğiu, milletvekili lojmanlanna geçmeyi düsünmuyor. fiunun ne- deni, "millet" ile "vekili"nin sürekli bir arada olması gerektiğine inamyor. Esi Melek Kerimoğiu da lohusa haliyle ve ai- tına araba verilmediği halde, seçim kampanya- sında çalışmıs. Şimdilerde de kampanya sırasın- da dağ bayır gecekondu mahallelerini dolasıp, 13 kilo veren Kerimoğiu'nu eski haline getirme- ye çalışıyor. Seçimde, "Sosyal demokrasinin kazandıguu, sosyal demokratlann ise kaybettigini" belirten Kerimoğiu, "Demirel'in vaatlerine bakın. Ne- redeyse sosyal demokrat oldu, nazar degmez insailan" diye konusuyor. SHP'nin başansız- lığıru, ba$ta memurlann sendika hakkı gelmek uzere, demokrasinin tam olarak yaşama geçi- rilememesine bağlıyor. Kenmoğlu, "Hayatın örgütledigi sendikaiar ve demokratik kitle ör- gutleri uzgiir olmazsa, biz seçim kazanamayız. Kıical damarianmız onlar bizinı. Eğer varol- mazJarsa, tırnağunızın ncuna kadar besini alamsyız" diyor. Bir parlamenter olarak da önüne üç hedef koymuş: "Birinrisi, yasama yetkisini balk adıoa kul- lanmak. Şimdiye kadar seçkinier yasa yapnus, halkla aynı dil tutturulamamıs. Bunun için se- çim böigemde buro açacagım. TBMM'ye gdtn- recegim yasa onerilerini haJkla blriikte belirle- yeceglz. Ikincisi, dokunnlmazlık arhını halk için kul- lanacagım. En azından kendi böigemde kara- kola düşen vatandasın takipçisi olacagım. Ba- na dokunamavacaklanna göre seçmenime de dokunuimamasını saglamalıyım. Üçuncusu. basta orgüttenme gebnek iizere de- mokratik baklann oniindeki bkaclan açmak. Bütun bunlar, sosyal demokrasinin başansını da getirecek." CEYLAN Gönüller yapmakiçin...CÜNDÜZ İMŞİR "Bengelme- dim dava için Benim işim sevgi için Dost evi gö- nüllerdir Gonuller yapmaıa geldim" Vunus Emre'nın bu dızelerı Osman Ceylan'ın 15 yıllık ede- biyat oğretmenliğinden millet- vekiliığine geçısınde onemli rol oynamış "Çönku" diyor Istan- bul 5. boigeden ANAP millet- vekili seçilen Ceylan, "Benim yaşamımda insan ve sevgi bir butundur aynlmaz". Osman Ceylan'la Beykoz'un Kavacık mahallesınde çıçekler- le bezeli Boğaz'a nazır sipsırin evinde gdruşuyoruz. Osman Ceyian bir edebiyat âşığı olarak butun duşuncelerı- ni şiirlerle anlatmayı kendine prensip edınmıs. "İnsanın ken- disini en guzei anlatabileceği di- zedir ki ben kendimi bu mısra- da fazlasıyla bulunım" diyen Ceylan'ın ağzmdan bir anda "Ete kemiğe burundüm, Vunus diye gorundum" mısrası döku- lüveriyor. Ceylan'a ınsana oJan bu sevgisinin nedenini sorduğu- muzda ise $u yanıtı alıyoruz: "Butun insanları kusurlarına ragmen severim. f>isi>le kötu- siıyle kendimi onlarla bir butun tutanm. İnsanlarla anlaşmazlı- ga çalışmanm >anlıs olduğuna inanıyorum. Onlarla uzlaşma- nın daba akılcı bir yol olduğu- na inanan bir insanım. Bence yuzde 51 'i i>i olan insan, iyi in- sandır. Mukemmeii arayıp, bu- tun insanlara kusmenin geregi- ne inanmıyorum". Osman Ceylan'ın butun gençlik yıllan Kavacık'ta geç- mis. Ceylan bu şirin yöredeki yasamını anlatırken "Ne üstte vardı ne başta" diyor ve anlatı- yor o gunlerım: "Bnralan öyle fakir ve yaşa- yanlan oyle voksuldu ki birçok arkadaşım okumak verine çok kuçuk >aşlarda çalışmak zorun- da kaldılar. Benim gençliğimde burada 3 e\ vardı. Okulsuzluk- tan ortaogrenimimi Fatih'teki bir okula giderek tamamladım. Daba sonra li$e yıllarında yine Vefa Lisesi'nde okudum. Uni- versiteve girdiğim jıllarda ders- lerimi liıks lambası ile çalısır- dım. tÜ Türk Dı'li ve Edebiya- tı'nı bitirdikten sonra aynı za- manda çalıştığım için mali yon- den o kadar kötiı değildim. An- DUNYADA BÜGÜTV "GÖNLTLLER OSMAN"- Beykoz'nn sirin yerlesira bolgelerinden birisi olan Kavacık'ta insan ister istemez sair oluveıir. Bogazın esintisine kan^an pçek ko kulan, Osman Ceylan'ın yaşanuna dataa kuçuk yasta yerlesmis. Babçesinde şirin kuyusu, buzurtu aile ortanu ve sürter. (Fotoğraf: SL'AT JKOZLUKLU) cak idealist yapım beni Anado- lu'da ogretmenlik japmaya it- ti. 14 yıl sure>le başta Sinop Bo- yabat olmak uzere birçok jer- de ogretmenlik, mudurluk yap- tım. Bir donem Sinop Eğitinı Mudurluğu gorevini >uruttum. İÜ Veteriner Fakiıltesi ve Or- man Fakultesi'ndeöğretim uye- lifi yaplım." Birçok kuirur derneğı ile Ede- bıvat Turkolojı Derne|ı kurucu veyonetım kurulu uyelı|i gorev- lerınde de buiunan Ösman Cey- lan konuşmasının bir bolumun- de Talat Sait Halmanın "Bay- kuşa bile sevgi>le bakarsan guzeldir" sözunu anımsatıyor ve konuşmasını şoyie sur- duruyor: "fnsanlara se>gi ile bakıldı- ğında kotu insan olduğunu ka- bul etmiyorum. Kötu dusünce- nin de olduğuna inanmnorum. İnsanların sadece icraatları ko- tu olabilir". İnsanlara çok ku- çuk yaşta hizmet etmeye ba$Ia- dığını, fikirsel tartışmalara da buyuk ilgi duyduğunu behnen Osman Ceylan, politıkaya baş- Jama nedeni olarak ise Mehmet Emin Yurdakul'un unlu dizele- rini gösteriyor. "Unııtma ki şairieri ha>kır- ma>an bir millet sevenleri toprak oimuş oksuz bir çocuk gibidir". Bizim insanlann hissettikferi- ni, acılannı, sevinclerini, butun duygu ve diışiıncelerrni bir yer- den bağırmamız gerektiğine inandım. İşte bu felsefe beni po- litikaya itmiştir." Son derece iyi bir okuyucu ol- duğunu vurgulayan Osman Cejlan'ın en çok sevdiği kiıap- Jar arasında Fransız ve Rus kla- sikleri gelıyor. Ancak bir Reşat Nuri Guntekin, bir Yakup Kad- ri Karaosmanoğlu bir Ahmet Hamdi Tanpınar, Necip Fazıi Kısakarek, Attilâ İlnaa da bu- yuk favorılenm arasmdadır" diye konuşan Ceylan'ın tlhan (23), Ferhan (19) adiarında iki çocuğu \ar. Eşi Ayşe Gülin Ce>lan ise polıtikayı hiç sevme- dığını belırrerek "Yine de Os- man kişisel ozellikleriyle doğuş- tan bir poiitikacı. Madem ki po- litika bir varış, eşimi destekle- rim. Onun uzulmesine da>ana- mam. Sabır ve fedekârlıkla esi- me sonuna kadar destek olacağım" şeklınde konuşuyor Nfeclıs'te ilk yapacağı ışın gerçekçı ama fanatik olmayan, Avrupa ulkeleri ile entegre ol- muş, değışımcı, kultur >apımı- /ı Turk toplumuna çok i.vi an- latabilecek bir televızyon kana- lını Kultur Bakanlığı bunyesın- de olusturmak olduğunu \urgu- layan Osman CeyJan, mıllıyet- çı ve muhafazakâr bir duşunce >apjsından kesınlikle tavız ver- meyeceğinı de sozlenne eklı>or. Osman Ceylan, toplumun bir şokgeçırdiğını, ancak farkında olmadığını vurgulayarak şuniarı soyluyor: "1983ten 1991e kadar de- ğerler manzumesi inanılmaz bir değisim içinde. 2000'li vıllan biz 199O'lı >ıilarda >a>>ama.va başla- dık. O kadar suratli bir değişim yar ki dıinie bağımız kopuvor. İşte bu surat insanıraızda şok el- kisi yapıvor. Sana\i çağı derken bir baktık ki bilgi çağına girmi- şiz. Bu nedenieıiedir ki dune sa- nip oimamız ve sımsıkı sanlma- mız fazımdır. Çunku artık çağı değistirmek için >eni bir Fatih gerekmiyor. İ^te dunu bugunu *e yarını tanzim edebilecek bir Meclis'te olmam gerektiğine inandım. Benim milli}etçilik an- layışım, 55 mii>on insanın da kendishle savaşımjnı bitirmis, toplumJa savaşını bitirmis ola- rak miliİYetçtligi kabui etmesi. Bu viıce fikre gonlunû açması. Sıkı bir ideoloji agı ile 1-2 mil- yonu milliyetçi kabul eden, onun dışındaki kişileri milliyet- çi kabul etmejen zibniyete kar- şıyım." Osman Ceylan, sohbetımızın sonunda Meclis'tekı arkadaşla- rına başarılar dilerken son bir mesaj olarak "İnsanlara japı- lan kotuiuğu affetmenin buvuk- luk. unutmanın kuçukluk oldu- ğuna inanmıyorum. Meclis'te butun mucadelem bu yuce de- ğerler ugruna olacak" dı>or. Şanslımı kurnaz mı?UFÜKTEKtN ADANA — Adanalı seçmen onu ilk kez 1973'te yapılan seçünlerde tanıdı. Dönemin en fazla ilgi toplayan slogaru "Milliyelçilik"le çıknustı halkın carşısına. Sonuçta AP'den '%n geoç nilletvekili" sıfatıyla parlamentoya irmisti. O kadar gençti ki seçildiğinde na yası milletvekili olmasuıa îtmiyordu, Ama bu demokrasiydi ve mtlaka "bir çare" bulunurdu. (ahkeme karanyla yaşım 30*un biraz :erine çıkarttırabildiğinde "staıt"ı mıstı. 29 ya$mda TBMM'ye adımını r attı, "pir" attı, bir daha da kmedi. mine göre "çok şanslı", bazılan için )k kurnaz", muhaliflerine göre ise ;r devrin adamı"ydı Yılmaz caoglu. Birçok kez milietvekiJi olma arısımn altında ne yatıyordu, sansı yaver gidiyordu yoksa "baska tt" mi vardı Hocaoğlu'nda. J'te AP'den yaş büyülterek 1983'te P'den kurucu olarak 1987'de ve 'de ise ANAP'tan olmak uzere tam z TBMM'deydı. Ve daha Adana il n Kurulu Baskanı Yargıç Osman Nuri Özbilginden mazbatasını alırken yaptığı açıklamasıyla "5. kez seçilmeyi bedefledigini" belırtmıştı: "Gelecek seçimde de adayım, uç olmam yine kazanırun." Guzel konuşması, baritona kaçan sesi, düzgün fiziği ve giyimiyie Yılmaz Hocaoğlu'nun "sım"nı öğrenmeye çalıstık. Şans faktörune kesinlikle katılmıyordu, sans yaratıiırdı: "Ankara'da Ticari Uimier Akademisi'ne 1960'ta basladıktan 3 ay sonra talebe cemiyeti baskanı oldum, sonra Ankara Yüksekokullar Cemiyeti yönetiınine girdim. Dıinya Gençlik Örgutu'ne de ûye olan TMTF'nin 1962'de (Turkiye Milli Talebe Federasyonu) yönetkisi seçildim. Okul bitri. Adana'ya doodum 68'de AP il yonetimine girdim 70'te merkez ilçe baskanı, 2 yı) sonra da milietvekili oldum. Buniar şans mı?" Hemen her yıl ya bır dernekte ya da bir partide önce yönetim kurulu uyesi, sonra baskan olan Yılmaz Hocaoğlu, 1977 seçimlcrinde seçilemeyişini "sanssızlık" olarak değerlendıriyor: "Benim bir uslumdeki seçildi ben kaldım. Tercihli oy olsaydı yine seçilirdim." AP'den MDP'ye, oradan da ANAP'a geçisuıı "partilerin siyasi ömrü doldugu için" doğal ve gerekli gören Hocaoğlu, mılletvekılJığı kanyerine 1989 eyiıiiünde, "TBMM Baskanvekilliği"nı ekiemeyi de basardı. "Kavgacı degil birieştirici oldugu" için bu göreve seçıldiğini söyleyen Hocaoğlu, 20 Ekim seçıminde 1. sıradaki Devlet Bakanı Akgiin Aibayrak'ı "tercihli" oylarla solladığı için ANAP'ın Adana'dan çıkartabildiği tek milletvekili olabiidı. Yılmaz Hocaoğlu, kendısmi "Merkez liberal sağ, Ataturk milliyetçisi, cumnuriyetçi ve laik" olarak taıumJıyor, "bölged, ırkçı ve meznepçi oimadıgını" söylüyor. TBMM'ye 4. kez giren ve 5'incısıne adaylığını erken açıkiamaktan çekinmeyen Hocaoğlu, siyasi yasamı boyunca "niç as/in uç olmadığı, kavgayı istemediği, banşa çalıştığı" jçin seçmenlerın desteğini aldiğına inanıyor. Başarısını "sansa degil çalışmak, hizmet etmek, yetenek ve degerbilir seçmene uiasabilmeye" bağlayan Hocaoğlu, kurulacak hükumetJe ilgıli görüşlerini söyle özetiedi: "DYP'nin ANAPIa koalisyoo yapmaması lazım. Fleştirdiklerinf, ortadan kaldırmayı dusundüklerini, alternatif programını uygulaması lazım. MUİet, soylenenlerle yapılabilenleri görecek karannı verecektir." ALISmMEN Tekirier, Grişler, Sarmanlar... Öylesine sevindım, öylesıne keyiflendim ki dünkü Cumhu- riyet'i elıme alınca, anlatamam. Şimdi kimı okurlar belki de henüz atmadıkları gazeteyi tekrar alıp bakacaklar, haberleri teker teker ınceleyecekler, sonra da soracaklardır: — Nerede güzel haber yafiu? Gerçekten de gazeîenin sayfalarını teker teker incelenie- ye koyulduğunuzda pek öyle keyif verecek bir durumla kar- şılaşmıyorsunuz. Çankaya sorunu askıdadır ve çözülme ola- sılığı da zaytftır. Koalisyon turları henüz başlamış değil. Bu- lunan çözüm ne olursa olsun, oluşacak hükümet hangi ni- teliği taşırsa taşısın, ışbaşına gelecek olanlar ne denli bece- riklı, hünerli olurlarsa olsunlar, önumuzdekı günlenn çok ay- dınlık olacağım soyieyemeyız. Zamlar pusuda bekliyor. ANAP iktidarı, ipotekli bir ülke bırakmıştır. Ekonomi de ipo- teklidir, dış politika da. Ekonomıdekı güçlük, seçim politika- sı ile daha da arttınlmış, banknot matbaasının fazla mesaisi önürmizdeki günlerde enflasyonun daha da tırmanması so- nucunu doğurmuştur. Ülkemi2dekı kredı kurumlarının bazı- ları değıl kredi vermek, personel maaşlannı ödeyemez du- ruma düşmüş bulunuyor. Yenı iktidara devredilen bir enkazdır ve kimsenin kuşku- suolmasın ki bunun acısını en çok halk çekecektir. Ülkemızde işsizlik dizboyu. Eğitim sıstemi, tepeden (ırnağa değışmelı. Gelir dağılımındaki adaletsızlik şimdıye kadar görüfmemiş boyutlara ulaştı. Kentler koy oluyor. Terör tırmanıyDr. Kûrt sorunu gıtlıkçe ağırlaşıyor. Dış polrtıkada güç günlere doğru yöneliyoruz. Gittıkçe Avrupa'dan dışlanırken ABD, Kıbrıs konusundaki görüşlerini kabul ettirmek için kapımızı çalmaya haz>rlanıyor. Ortadoğu karışık, Balkanlar, Balkanlaşma sürecinde. Belirsizlik, işsizlik, ekonomik güçlük, iç ve dış sorunlar ka- ranlık bir tablo oluşturuyor. Boyfe bir ortamda, Cumhuriyet'in durup dururken insanın içıni nasıl ışıldatacağı sorusunu haklı olarak sorabilirsiniz. Hatta bu pırıl pınl haberi bile bulamayabilirsiniz. Hele çevirin biraz daha sayfalan ve en sonuncusuna ge- lin. Ve işte orada durun. Arkadaşımız Serpıl Gündüz'ün ha- berini okurken umanm sızin de benim gıbı ıçınız neşeyle do- lacaktır. Çünkü göreceksiniz kı artık Türkıye'de de bır kedi dergısi çıkmaktadır. Bunca sorun arasında kedı dergisini anlatmak kimilerinin keçılerı kaçırdığı bır dönemde kedilere bakmak tuhaf gele- bilir ve sorabılir kımileri: — Bunca sorun arasında kedınin de zamanı mı? Bu soru bir yanılgıdır. Yasamı her yönü/le kucaklamak, gürtlük kısır çekışmekten kurtulmak için eivenşlı bır ortam beklersek onu ya hıç bulamayız ya da yılda bir ay tatilinde yasayan, sonra robotlasan insanlara dönerız. Cöpü parasızlık ve iktıdarın doğurduğu tıkanıklık yüzün- den toplanmavan, suyu doğru dürüst akmayan istanbul'da beledıyenın tiyatro işletmesine de aynı mantıkla karşı çıkıla- bilir. Doğru mu oiur böyle bır dûştince? O zaman kuşaklar boyu insanlar tıyatroyu görmeden ge- lip geçmezler miydı bu kentte? İçinde yaşadığımız doğanın tadına varmak, onunla dost olmak, kedinın keyfını çıkarrnak için soruniann çözümünün bekfendiği bır dünya, ne daha az sorunlu olur ne de daha az karanlık. Hem sorunlar kalır böyle bir dünyada hem de yaşam se- vinci solar Bunca sorun arasında pazartesı günkü Cumhuriyet'in son sayfasında "kedı dergisı"nin çıktığını bildiren haber içimi ısrtü. Yazıyı noktalayıp aksam bir arkadaşla buluşmaya gider- ken yolda bir kediyle karşılaşırsam ona gulümseyerek göz kırpıp — Hadt Tekir, diyeceğim, işın ış, senin de bir dergin var artık. Belki o da bana keyifle mıyavlayıp şaşkınlığa düşmeme, "Yoksa onun da dergisi olduğundan haberi var mı?" deme- me yol açacaktır. Ne dersiniz, Tekirier, Grişler, Sarmanlar, Pamuklar artık bir dergileri olduğunun ayırdındalar mı? CUMHURİYETKİT/IPKUL lUı/lr fUı lUı/u ı 2-10KASIM GELİN ÜYE 0 YIL BOYUN D/LEDİĞIN KİTABA SAHİP TEMEL BRITAf VE SEÇME YAP TAKSİT KAMPANYASI FUAR SÜRES KULÜBE ÜYE OL CUMHURİY 1991YİLLIĞI ÜC TlİMpKIIRURA%20 CUMHURİYET ÇAĞOAŞ YAriNCI ÇAĞDAŞ VAYINL unnı LUN CA İZ O L U N \INICA I T L A R NDA İ N C E A N L A F ET RETSİ LIK ARI üeû unyı VL//1 I \A Z HEHGUN 11.00-20.00 TUYAP 10. KİTAP FU/tRI TEPEBASI Hocaogln, işin sırnnı 'nç olmak ve çalışmak' olarak niteliyor. BAŞSAĞLIGI Kuruiumuzun aktüer yardımcılarmdan A. Korban Akçöl'un babası NECDET AKÇÖL'ün vefatmı uzuntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Merhuma Allah'tan rahinet, kederli ailesine ve yakınianna başsağüğı dileriz. T.C. BAŞBAKAJVLIK SİGORTA MIR4KABE KURLLl
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear