18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KTESİ CUMARTES1 HÜSEYÎNBAŞ dostlan kJu dunyanm adam olacağı yok. Mollalarla D ^ köktencılik fırtınasmdan sonra şimdi "nulliyetçuik" tayfunu ortalı|ı kasıp kavuruyor. Gun ııyor ki adı duyulmadık etnik gruplar onca yıldır ıçmde aldıkları "birHklerinden" kopmak ıçin bayTak açmasın. ıktınu almış olan Birleşmış Mılletler'de çok geçmeden mislı gorulmemış dev _r/'~^^ boyutlu bır izdihamın yaşanacağı ' ^ neredeyse kesm 18. yuzyıldan bu yana leşmek için çırpman ulkeler bugunlerde birer ikişer parçalanma surecıne gırmış gorunuyor. Kopma, her zaman kola> olmu>or, kuşkusuz. Yugoslavya'da bir suredir yaşanan trajedı, parçalanmanın faturasımn ne denlı ağır olduğunu yeten açıklıkla orta>a koyuyor Ulusal kimlik furyasının ço|u ulkede demokrasilerin "olmazsa oltnaz" kuralı "çogulcu" sistemın çıvısını çıkardığı da ayn bır gerçek. Başta Baiı tıpı demokrasiyle ılk kez karşılaşan Doğu Bloku ulkelen olmak uzere çok sa>ıda ulkede etnık doğurgan..^, v...->krasılenn bır başka aynlmaz parçası olan de mantar hızıyla çoğaldığı gozleniyor. O Bulganstan'da partı sayısı yanılmıvorsak >uz. ıiavuv... her mahalleye bır partı duşuyor. Partıler de ne parti. Oyle | |ın kuçuk Neredevse ti Oyle bır yelpaze ki evıerc »<.uu _. _ kadar herkesin eglencesi olan " (PPPP), bugün seçunlerde sağladığı 16 milletvenıu ^ iküdara ortak olmanm eşıginde. Gerçekten de Polonya'da onca bira âşığı bulunduğunu, konunun hiçbir uzmanı tahmin edememisti. Çünkü herkes büir ki Polonya daha çok votkasıyla ünlüdür. Ama vinr de kazanan Bira Dostlan oldu. Geçen nisanda kunılan partinin başkanı Polonya'nın en ünlu komiği Janusz Remnski. Fransızlann bır zamanlar şakadan da olsa Fransa CumhurbaşkanUgYna soyunan Coluche'u ya da bizim sevimli güldürü ustamız Şener Şen gibi bir sanatçı. Ekimde yapılan seçimlerde elde ettikleri 16 milletvekilınin bûyuk böiümünü ise ülkenin "pazar eko- nomisinin" yümaz savunuculan, yeni zengin işadamian oluşturuyor. Pohtik alanın bin parçaya bölünmesi yüzünden ortaya çıkan koalisyon güçlüğü karşısında Demokratık Birlik'in Genel Sekreten Tadeusz Mazowiecki, geçenlerde Bira Dostlan Partisi başkanmı aramışaramış te'^nla. koahsyon Başkanın yanıtı söyle: "Ciddi &SS&&*' sİSr Temel İstenbultla ı ss ^ T " ^ ^ Temel, köy te dıycUm?..Ş«' Trafik l$ir ttalyan, bir Fransız, bır lngiliz, bir de Laz astronot beş hafta surecek bu uzay yolculuguna aday seçümışlerdi. Süre epeyce uzun oldugundan yanlanna hoşça vakit gecırebüeceklen seyleri alabileceklerdı. lngiliz yanma bol miktarda çay, Fransız güzel sevgilismı, ttalyan makarna, bızimki de on karton Samsun sigarası aldı.Her şey planlandığı gibi gecmiş, dönüş saati gelmişti. Gazetecüer, basın, yakınlar hepsı oradaydıİM- Gazetecüer önce'tAgitfz astronota sordular izlenuTÜerini. tngıliz: "Harika gecti yolculuk. Htc stkümadun. Bol bol çay ictim." Fransız, sevgilisini öperek: "Gördügünüz gibi Mç şikayetim yok." ttalyan: "Her şey mûkemmel, sorvn yok. Makarnalar uzayda bile harika." Sıra Laza gelmişti. Agzından bır svgarayla çıktı kabinden. Suratmdan düsen bin parça. Daha gazetecüer sormadan oldukça bezgin bir sesle fısıldadr. — Hemserum, cibrutun var miduı'? JL emd, köy kahvesınde arkadaslannm tstanbul üzerine konuşmalanndan iyice tedirgindi. önüne gelen lstanbul üzerine ahkâm kesıyor, olmadık öyküler anlatıyordu. O ana kadar parasızhktan tstanbul'u hiç görmediği ıçin zavalh Temel'e hep dinlemek düşüyordu. Bu yüzden de utanç duyuyordu. Ama çaresizdi. tstanbul'a gıdecek parası yoktu. V V ^ ^ ^ — E v d e k a m ı F • d i m e > y e •^ -^ dertlendi. Fadime aküh bir kadındı. "Üahi Temel" dedı, "Bu da dert mi? Tavan arasuıa saklan. Beş on gün ortaya çıkma. Ben de eşe dosta lstanbul'a gittigini soylerim. Boylece mesele biter." Temel'in buna akh yatar. Tavan arasına saklamr. Fadime de gelip gıdene Temel'in birkaç günluğüne lstanbul'a gittiğnu söyler. Temel tavanarasında halınden memnundur. Döndüğunde, artık o da lstanbul üzerine ahkâm kesecek, olmadık öyküler anlatacaktu. Bır gün yakın arkadaşı Dursun gelir eve. Fadime ona bır kahve yapar, ordan burdan konuşurlar. Ama Dursun'un myeti başkadır. Bir süre sonra Fadime'ye kur yapmaya başlar. Olup bitenleri tavanarasından ızleyen Temel, fena halde —ı_.,c t l ı r sesmi fazla yükseltmemeye özen göstereTel başkadır. Bir süre sonra r«..«.. , Olup bitenleri tavanarasından ızleyen Temel, fena nuuv bozulmuştur. Sesmi fazla yükseltmemeye özen gösterCTek güç zaptettiği bir öfkeyle homurdanır: "Uy Dursun. Ha bu yapttgun reva midnr? Ha şimdi Istanbul'da olmayaydum, sâ bir guzel gosterurdum." Temelin yeri ' *tkrheryenî'telefon numarası I7000ÖÛ'ı arkadaşı Dursun'a yazdırıyordu. •"-•—» "Avenitetefo- -"—nmmı vazdırayrur "İkrhelyent Kieju,, Dursun'a yazdırıyordu. — TUrsun, söyeni tetefon numaramı yazdırayrum. On yedu, çift stfir, çtft sifır.. tek sıfir. Şairieı DueııoMJir zamanlarm unlti tıyatro, sinema oyuncusu **"Mt Ireat'ın Oykülen bıtmez. Kuşaktan kuşağ JJ eyyaz Kayacan'ı kim tanımaz? Şau, öyku yazan, güç çevirilerin adamı. Feyyaz Kayacan uzun yülardan bu yana Londra'yı mekân tutmuştur. Ama geTçek bır lstanbul âşığıdır Hasret basmca yaz kış demez, soluğu Boğaz'daki dostlannda alır. Bu kez de öyle oldu. Şaır Ataol Behramoglu'na rasüadığmda Bebek'te Dereboyu'ndan Bofaz'a iniyordu. tki şair sarmaş dolaş oldular. Ataol, "Agabe) burada olduğunu bilmiyordum. Ne zaman geldin? Nasıbın, i>iraisin?" diyerek söze gınştı. Kayacan o ermişlere özgü sükûneti ve ince bilenmiş fngüiz "humour"u ile yanıtladı: "Szlere omür, iyiyim.." Karamizah Ocvimli, arkadaş canlısı, smm gibi bir delikanhdır asUnda. Ama, incecik siluetinden ötürü yakın çevresinde "ceset", dıye amlurdı çokluk. Yönetmen Doğan Somer, geçen gün "cesef'e rasladı Levent carşısmda. Yamnda tıpatıp kendisine benzeyen ikı arkadaşı daha vaıdı. Doğan Somer, onlan bir arada görunce dayanamadr. "Hayrolayahu",dedi. Oir zamanlarm unlti tıyatro, sinema oyuncusu ju« Cahit Irgat'm öyktilen bıtmez. Kuşaktan kuşağa aniatıhr. tşte dostumuz Can Ok'la Ergın Ertem'den birkaç öyku. Y>- <~vrano roluyle gonullen fetheden deferh "»—»ı«'n ı m Lale Sıneması îşte dostumuz Can Ok'la Ergırt Enem uc» ^... Yer, Cyrano roluyle gonullen fetheden değerlı sanatçımız sevgılı Mucap Ofluoğlu'nun Lale Sıneması ustundekı Oda Tıyatrosu'nun hemen altındakı fuaye. Cahit"le yakın dostu Karça Rauf bir konuda tartışmaya girişirler. Ikısi de genellikle ıçkıyi fazla • ---ı.nc.rından tartışma çok geçmeden kavgaya ••«-.- inoripr. Cahit h Cahit'ie yaM».-"-" ,. j d e geneliiKie ıv^.-- •§•»lrgat gibi buyuk mr sau _.T ... Cahit, bu beklenmedik yanıt karşısında duyguıauu. Rauf'a sarılır. İkı arkadaş, gelıp geçenlerin şaşkm bakışlan arasmda uzunsureağlaşırlar.lştatlıyabağlanmıştır | : GARFIELD J<M DAHS VJeçen gunlerde Le Monde'da tstanbul üzerine geniş kapsamh bir yazı yayımlandı. Yazar, baş döndürücü bir hızla artan motorlu araclardan kaynaklanan trafik karmaşasının ulaştığı inanılmaz boyutu anlaturken "Veni yottar açmak yetmez, kent içi otoyollar gerekli" dıyordu. tstanbul trafıgi gibi karmaşık ve devasa yumağin içınden sıynhp gıdilecek yere ulaşmak, doğrusu kolay değıl. Bu konuda hayh becen sahibi olmak şart. O kadar ki bazen becen de yetmez, düpedüz mucit olmak gerekir. Ama çaresizlik, insanlan bıreysel, günübırlik, ne var kı son derecede etküi yöntenüer yaratmaya itiyor. Sevgılı dostumuz mimar Erkal Gungören de sözünü etti|imız "mudtlerden" biri. Geçenlerde bir yakımnm nişaru için Ramada Oteli'ne gitmesi gerekıyordu Yoğun trafığe karşın bağışlanabüir gecikme "akademik çeyrek saat" farkla kapağı otelın önüne atmayı başardı. Ama ^elgtleSm, bu kez de yine aynı derdin esash bir varyantı olan "park" engeü çıktı önüne. tnin cinin top oynadığı ara sokaklarda bile düzineyle rastlanan o korkunç bıyıkh değnekçi takımından, nasılsa hiçbiri yoktu ortahkta. önce bir iki tur atıp kırmızı pazubentli değnekçi aramayı denedi. Nafüeydi. Oysa zaman hızla geçiyordu. Geç kalmak üzereydi. Ani bir kararla otelin önünde durdu. Orada dikilen otel görevlisıne ehliyeti olup olmadıgAnı sordu. Görevli şaşkm "Evet, var efendim1 deyince arabasından indi, görevlinın ehne arabamn anahtarlan ile bır yirmilik sıkıştırarak "tyi öyleyse aslanım, al şu arabayı yarun saal dolaş, sonra burada buluşuraz" deyip koşar adım otele daldı. Tuhaf bir iş yapmıştv. Ama sorunu da çözmüştü. tyi politikacı, geleceği okuyan, daha sonra da olaylann neden öngördüğu gibi gerçekleşmediğini izah edecek yetenekte olan insandır. CHURCHILL Cumhurbaşkanhğı makamı harikadır. Ama yazık ki terfısi yoktur. ARMAND FALLIERES Verçi poimkası Parayı nerede varsa oradan almak gerekir; Yoksullardan. 1 Oönüşü Oovyet devlet kuruluşu Charmex'in hesaplarma göre sadece Sibırya'da on dtnya bilim enstitülerine ve milyon mamut rezervı var. Yaşları ıse tJoâversitelerine mtmut sattıgını biliyor otuz bin yü. Bu fıl azmanlannın en muydunuz? Tarih öncesinin üzerleri değerli yanlannı, kolayhkla tahmin korkunç külarla kaplı bu dev edilecegi gibi dişleri oluştunıyor. yaatıklan Sovyet steplerinin buzlu Kilosu üç müyonla on milyon Türk topraklanndan çıkanlıyor. Hem de Lirası dolayında. Eti, iskeleti ayn. eksıksiz. Taptaze. Uzmanlann Yme uzmanlann hesaplanna göre yürüyen bir uyurgezerdir. F.D. ROOSEVELT TARİHTE BUGÜN MİMTAZ ARtKANBüyükler, bizler diz çöktuğumüz için büyüktürler: Ayağa kalkahm. PIERRE VERGN1AUD, 1792 NAMMER TARİUİ.. GUN AVUSruRYALI TARIH 18Sİ'DA 6UGUN, AVUSu UAMMER VOM PuGSTALI-, {/irAfiJA'&A OLtoU?TU RMAü4R'YtA £/6&tfM/ UUYD GA P 16 Y YA ÇEVgtLSU "OSMANU TARlUr'NIN VAMI StZA KADA& 4VGU&4 YA ÇEVgtLSU "OSMANU TARlUr'NIN VA fJAMMBIZ, OSMAAILf OZANLAg! U2£#JMEadene, Yeltsın m ^»^~UeYrkûtCumhuriyetıdeı çıkmayahazırlanıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear