18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 OCAK 1991 HABERLER CUMHURtYET/5 Keçeli: Millet erken seçim isriyor • • İSTANBUL (AA)_ DYP İl Başkanı Orhan Keçeli, Türkiye'de erken seçim için bütün yasal yoUarı deneme fırsatı doğduğunu belirterek, "Milletin isteği de erken seçimdir" dedi. Keçeli, DYP il merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de dengelerin bozulduğunu, demokrasinin zedelendiğini ileri sttrdü. Istanbul'da SHP'li belediyelerin verdiği hizmetleri de eleştiren Keçeli, maden işçilerinin grevi bahane edilerek tüm belediye hizmetlerinin askıya alındığını söyledi. Keçeli, tstanbul'da yaşanan bütün olumsuzlukların, felaketlerin faturalannın ANAP iktidarı ve SHP belediyelerine ait olduğunu savundu. Erdem'in kabulti • ANKARA (AA) — TBMM Başkanı Kaya Erdem, temaslarda bulunmak üzere Türkiye'ye gelen Kanada Parlamentosu Avrupa Grubu Başkanı Terry Clifford'u kabul ederek, bir süre görüştü. Erdem, görüşmeden önce yaptığı açıklamada, Clifford'u Türkiye'de görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, parlamentolar arası ilişkilerin ülkeleri yakınlaştırdığını belirtti. Terry Clifford da Türkiye'ye ikinci kez geldiğini ve daha da kalkınmış bulduğunu söyledi. Clifford, daha sonra Amasya Milletvekili Adnan Tutkun başkanhğmdaki TBMM Dışişleri Komisyonu üyeleriyle bir görüşme yaptu Danıştay a ziyaret • ANKARA (AA) — Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Dr. Demet Işık ve yönetim kurulu üyeleri, Danıştay Başkanı Ekrem lspir'i ziyaret etti. Ekrem Ispir, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, Dernek Başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin görevine yeni başlaması dolayısıyla kendisini tebrik ettiklerini söyledi. Dernek Başkanı Dr. Demet Işık da görüşmede Ekrem Ispir'e dernek çalışmaları hakkında bilgi verdiklerini söyledi. ANAPMKYK toplantısı »ANKARA (Cumhuriyet Börosu) — ANAP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) dün akşam 4 saat süren topiantısında maden işçilerinin yurüyüşü ile Körfez krizini değerlendirdi. MKYK üyeleri Akbulut'un işçi eylemleri konusundaki tutumunu başanb bulduklannı belirttiler. Malatya Milletvekili Talat Zengin, Akbulut'u tutumundan dolayı katladıktan sonra Güneş Taner'in devlet bakanlığından istifasını "garip ve komik" diye niteledi. Yülek başdanışman • ANKARA (UBA) — Ulaştırma Bakanı Cengiz Tuncer'in müsteşarlıktan aldığı Ertan Yülek Cumhurbaşkanı Turgut özal tarafından, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanhğı'na atandı. Atamaya ilişkin Cumhurbaşkanlığı karan Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bakan Taner, Çetin ve Cindoruk'la 141,142 ve 163'ü tartıştv Terör yaratanlara af yokBasınla sohbet toplantısında SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin'in "fîkir suçlulanna af' önerisine Devlet Bakanı Taner, "Memlekette terör yaratanları, kan dökenleri ben sokağa çıkarmam" yanıtını verdi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Cindoruk, Türkiye'de demokratik hak ve özgürlüklerin askıya alındığını söyledi. tc-Politika Servisi — Gazeteciler Ce- miyeti'nin düzenlediği 'basınla sohbet' toplantısma katılan Devlet Bakanı Gü- neş Taner, SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin ve DYP Genel Başkan Yardımcı- sı Hüsamettin Cindoruk, 141, 142 ve 163. maddelerin kaldınknasını ve af ko- nusunu tartıştılar. Devlet Bakanı Taner, muhalefeti, söz konusu maddeleri 'rafa kaldırmak'la suçladı. SHP Genel Sekreteri Çetin, bu maddelerden hüküm giyenlere af getiril- mesi için TBMM'deki yasa önerisine iş- lerlik kazandırma çağnsında bulundu. DYP Genel Başkan Yardımcısı Cindo- rak da 'Paris Şartı'nın gereklerinin ye- rine getirilmesini istedi. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezih Demirkent'in açış konuşmasıyla başla- yan panelde söz alan Devlet Bakanı Gü- neş Taner, ekonomik sorunlar, enflas- yon, iç politikada gelişmeler ve Körfez krizi ile ilgili görüşlerini açıkladı. Tuer, Körfez krizinin, Türk ekonomisine 4.5 milyar dolarhk yük getirdiğini ve enflas- yonu 14 puan yükselttiğini söyledi. Ta- ner, enflasyonun 1991'de ise yüzde 30 civannda gerçekleşebileceğini ifade et- ti. Ekonomiyle birlikte demokrasinin de gelişmesini istediklerini kaydeden Taner, 141, 142 ve 163. maddelerin kaldınlma- sını ilk kez kendisinin önerdiğini öne sürdü. Taner, "Fikir özgürliigiinün gi- debUdiği yere kadar gitmesini savunuyo- ruz" diye konuştu. Gttneş Taner, söz konusu maddelerin kaldırılmasında 163'ü ayrı tutarak, 'çifte standart' uy- guiadıklannı ifade etti. SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin de demokrasinin önUndeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini savunarak, "Hem Paris Şarb'na imza koyacaksuuz hem de 141,142 ve 163'ü uygulayacak- sın, anadille konuşma özgüriüğiinü lu- sıttayacaksmız. Bu, otacak şey degfl" de- di. Çetin, 141,142 ve l&'ün kaldınlma- sı yanı su-a bu maddelerden hüküm giy- miş olanlan öncelikle kurtarmak için af önerisinde bulundu. Çetin, "Gelin, he- men bu bafta TBMM'de bunu görüşe- lim ve fikir suçundan hüküm giymiş in- sanlan kurtaralun. Biz 82 milletvekili ile buna hazınz" diye konuştu. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hüsa- mettin Cindoruk ise Türkiye'de demok- ratik hak ve özgürlüklerin askıya alın- dığını, ekonomide de 'keyfi' uygulama- lar yapıldığıru söyledi. Cindoruk, 'Pa- ris Şartı'nın gereklerinin yerine getiril- mesini isteyerek "Hukuk, dışta farklı, içte farklı gösterilemez, boyle bir çifte standart olamaz" diye konuştu. Türki- ye'de siyasi yasaklann kaldırılmasına karşı olan bir partinin iktidarda olduğu- nu ifade eden Cindoruk, Özal'ın kendi- sini farklı bir cumhurbaskanı olarak ta- nıttığını ve "Buna ahsacaksınız" dedi- ğini hatırlattı. Cindoruk, "Cumhurbaş- kanı yeni eş, yeni ev ya da yeni araba degfldir, buna alışılamaz" dedi. Panel'in tartışma bölümünde de Ta- ner, Çetin ve Cindoruk 141, 142 ve 163'ün kaldırılması ile Türkiye'nin Kör- fez krizinde taraf olma konulanna de- ğindiler. Devlet Bakanı Taner, SHP Ge- nel Sekreteri Hikmet Çetin'in, 'füdr soç- Inlarına af önerisini reddederek, "Memiekette terör yaratanlan, kan dö- kenleri ben sokaga çtkaramam. Sizin çı- karmak istediklerinizi ben bilijorum. Ama bunlan dışan çıkaramam" karşı- lığmı verdi. Körfez krizinde, Türkiye'nin 'cogra- fi konumu' gereği ilgili davranmasımn normal karşılanacağını belirten SHP Ge- nel Sekreteri Hikmet Çetin, krizin Türkiye'yi 'daha çok' etkilemesinin Cumhurbaskanı'nın tutumundan kay- naklandığını söyledi. Çetin, "Nasıl ki Akbolut, Özal'ın gölgesi ise, Saym Özal da Bnsh'un gölgesi" dedi. Bunun üze- rine Devlet Bakanı Taner de, "Şimdi böyle konuşmak size yakışıyor mu?" di- ye karşılık verdi. Taner, "Bu krizden önce, Irak, siıyn mesek yaparak topla- nnı Türkiye'ye çevirmişti, bunu biliyor- musunuz? Bu nedenle Irak'la, Saddam'- la sonınnmuz var" diye konuştu. Bakan Taner, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Demirkent, SHP Genel Sekreteri Çetin ve DYP Başkanvekili Cindoruk, 'basınla sohbet' toplantısında konuştular. BASINLA SOHBET TOPLANTISINDAN NÖTLAR 'Saddam'ın bağışladığı bakan'Devlet Bakanı Taner, SHP Genel Sekreteri Çetin ve DYP Genel Başkan Yardımcısı Cindoruk'un, 'basınla sohbet' toplantısındaki tartışmalan, iktidar-muhalefet kapışması izlenimini veriyordu. Taner'in "el-kol" hareketleri, Cindoruk'un sakinliği ve Çetin'in "ciddi" görünümü dikkati çekiyordu. masının ilk bölümünde Güneş Gazeteciler Cemiyeti'nin "The Marmara" Oteli'nde ön- ceki akşam düzenlediği "Baan- la Sohbet" yemekli toplantısma Ugi oldukça fazlaydı. Konuşma- cılar, Devlet Bakanı Güneş Ta- ner, SHP Genel Sekreteri Hik- met Çetin ve DYP Genel Baş- kan Yardımcısı Hüsamettin Cindoruk'tu. Böyle olunca da "basın mensuplan için organi- ze edilen" toplantıya, bir o ka- dar politikacı da dinleyici ola- rak katıhyordu. Toplantıyı yöneten Gazeteci- ler Cemiyeti Başkanı Nezih De- mirkent'in, üç konuşmacıyı baş- başa bırakıp aradan çekilmesiy- le, sohbetin "en renkli" tartış- ma bölumü başlıyordu. Konuş- dıgı bakan" ifadesini kullanan Cindornk, ilk sözü ahyordu. Cindorak, Güneş Taner'in "Ba- kan kartını göstennesine" ve "Ben gerçek bakanım, Sad- dam'ın bağışladıgı degil. tste kartım, gölge bakan da degilim" sözlerine değinerek; . — Ülkede gölge bakana ihti- yaç yok. Zaten gölge başbakan ve gölge hükümet var, diyor. Taner de bu sırada mikrofo- na sarılıp Cindonık'un sözünü kesiyor ve şöyle diyor: — Biıiikte, milletvek>li ada- yı olduk, niye seçikmediniz, se- çilin, gelin de öyle konuşalun. Bu kez, Cindornk, kendi si- yasi yaşamını kısaca özetleme gereği duyduğunu belirtiyor ve milletvekilliğine hevesli olmadı- ğım, 40 yıldan beri politika yap- tığını anlatıyordu. Güneş Taner de bu sırada purosundan sık sık nefes çekiyor ve "dudak büküp" elini sallayarak; — Kusura bakmayın, siz es- Idsiniz, benim yaşun bnnlan bfl- meye müsait degil" diyordu. Taner, Cindoruk'la tartışırken Demirel'in "sâne-i mület" sözü- nü gündeme getirip eleştirisini sürdürüyordu. Cindoruk, bu- nun üzerine Taner'e; — DemireTe bu kadar takıl- mayın. Bakın, biz zamanında, tsmet Paşa'yla çok DğraşUk ve bir sürü şey geldi başımıza. (Sa- londa gülüşmeler) diye cıkışı- yordu. Iki konuşmacı arasındaki tar- tışma sürerken Taner, Cin- doruk'a; — Böyle gidersek, Sayın Çe- tin'e zaman kalmayacak, biraz da o konuşsun diyor ve tartış- ma ortamına Hikmet Çetin gi- riyordu. Çetin, Güneş Taner'in, Körfez krizinde, Türkiye'nin tu- tumuna yönelik sözkrini değer- lendiriyordu; — Bo toplantıdan Türkiye'- nin Irak'la savasacagı end^esi Ue aynlacagım. Taner, bu söz üzerine Çetin'- in konuşmasını kesiyor; — Deli Saddam, getirdiği toplaria. Türkiye'ye saldınnaya hanrlanıyordu, Körfez krizi örî- cesinde biliyor mnsunuz? Ben 57 milyondan sorumluyum, be- nim yedi ceddim, kan dökme- seydi, bu topraklar Türkiye'nin olmazdı. Siz gittiniz o diktatö- riin elini sıktinız. Bu kez, Çetin, mikrofona sa- nhp karşıhk veriyordu: — Bütün bunlar Özal'dan kaynaklanıyor. Akbulut, nasıl Özal'ın gölgesi ise Özal da Bnsh'un gölgesi.. Güneş Taner, sinirli bir şekil- de araya giriyordu; — Kusura bakmayın ama, eee, bu şimdi size hiç yakıştı mı? Taner, konuşmasını sürdü- rürken sesler birbirine kanşıyor, kimin ne dediği anlaşılmıyordu. Bir süre sonra Taner'in sesi, mikrofona hâkim oluyordu. Taner; — Sizin neden sinirlendiğini- CUMHURBAŞKANI^MN YENİ YIL RESEPSİYONU 3 GÜN SÜRECEK Evren, Özal'ın davetine katümıyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosn) — Cumhurbaskanı Turgul Özal'ın yeni yıl nedeniyle düzen- lediği resepsiyona çağırdığı eski Cumhurbaskanı Kenan Evren de olumsuz yanıt verdi. Cumhurbaskanı Özal'ın bu- gün başlayarak üç gün sürecek olan resepsiyonlanna siyasi parti liderlerinin yaru sıra mületvekil- leri, sanatçüar, sporcular ve üst dûzey bürokratlar çağnldı. An- cak, bu resepsiyona SHP ve DYP genel başkanlan Ue millet- vekilleri katılmayacaklarını açıkladılar. Parlamento dışında- ld partilerden Sosyalist Parti Ge- nel Başkam Ferit tlsever ile RP Genel Başkanı Necmettin Erba- kan ve bazı sanatçılar da resep- siyonda hazır bulunmayacaklar. Başbakan Yıldınm Akbulut ile ANAP millervekillerinin dışın- da sadece MÇP Genel Başkam Alpaslan Türkeş'in Çankaya'da- ki davete katılması bekleniyor. Eski Cumhurbaskanı Kenan Evren'in de Özal'ın davetine olumsuz yanıt verdiği öğrenildi. Halen Marmaris'teki evinde "anılar"ı ile ilgili çahşmalarıru sürdüren Evren, özel Kalem Müdürü aracıhğıyla Cumhuriyet muhabirine, "Yogun çalışmala- n nedeniyle davete katılamaya- cafını, Cumhurbaskanı Özal'a telefonla göriişerek ilettiğini" bildirdi. öte yandan görevi sona eren Cumhurbaşkanlığı Konseyi üye- si ve eski Milli Güvenlik Konse- yi üyesi Nejat Tümer, dün TBMM'ye gelerek, Cumhurbaş- kanhğı Genel Sekreteri Kemal Yamak'ı ziyaret etti. Tümer, TBMM'den aynlırken gazeteci- lere, "Cumhurbaşkanının vere- cegi resepsiyona katılmak için Ankara'ya gdmiştim. Bu fırsat- tan istifade ederek Kemal Paşa 1 yı ziyaret ettim. Biliyorsunuz. Biz meslektaşız" dedi. öte yandan Cumhurbaşkam özal, dün öğleden sonra TBMM'deki çalışma bölümüne gelerek, ANAP milletvekiü Dev- let Bakanı İbrahim Özdemir. Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, Milli Savunma Bakam Hüsnü Doğan ile görüştü. özal'ın görüştüğü ANAP milletvekilleri arasında Mehmet Pürdeloğlu, Ali Talip Özdemir, Abdullah Tenekeci, Sudi Türel, Nurettin Yılmaz, Selahattin Mumcuoğlyu. Buran Kara'nın da bulunduklan belirlendi. Hatay Milletvekili Mehmet Pürdeloğlu iler birlikte gelen ANAP'hlarla öza/m Iskende- run'u il yapma sözü verdiği öğ- renildi. Özal'm önceki akşam TV'de yayımlanan 32. Gün programındaki konuşmasını be- ğenip beğenmedikleri sorusuna, ANAP'hlar, "begendikteri" kar- şıhğını verdiler. Özal, Zongul- dak'taki grevin muhalefet parti- lerince istismar edildiğini söyledi. zi anladım, Irak'la su mesdesi- ni konuşurken sandınız ki tstan- bnl'uo su sorununa gekcegim, korktunuz. Ama öyle degil mi? tstanbul'da su sıkıntısı yok mu? Konuların tartışılmasında "çok ciddi" olduğunu söyleyen Çetin, Taner'e şu karşıhğı ve- riyordu; — 1989'nn çok kurak geçti- ğİHİ siz söylediniz. Yani Istan- bul'da su vardı da bepsini Saym Sözen mi içti? (Salonda kahka- ha ve alkışlar). Taner basürmak istedi; — Peki, ya yollardaki çukurlar? (Gülüşmeler) Tartışma sırasmda, erken se- çim ve 141, 142 ve 163'ün kal- dınlması konulan tartışıhrken Güneş Taner, SHP-DYP işbir- liğini gündeme getiriyor ve Cin- donık'a hitaben şöyle diyordu; — SHP için bir sey söyleye- mem, Allahı var. Bir şey söz ve- rirse, yapmaya çalışıyor. DYP böyle mi? Zannediyorsunuz ki millet de bunu yiyor. Cindoruk, sakin bir ifadeyle Taner'e yamt venneye çalışıyor; — Siz bunlan bırakın, enflas- yondan bahsedin, daha çok ya- kışıyor. (Alkışlar) Cindoruk, özal'ın kabine üzerindeki etki- sini dile getiriyor, bakanlann ve genelkurmay başkanının istifa ettiğini hatu-latırken sadece To- nımtay için "Saym" sözcüğünü kullanıyordu. Bunun üzerine Taner, atılarak "nedenini" so- ruyordu. Cindoruk da; — "1960'da tutuklandıgım- da, bana tek bir kişi geçmiş ol- sun demişti, o da Binbaşı Necip Torumtay'dı" karşıhğını veri- yordu. . . ,., Taner, sıntrh konuşmalan sı- rasmda, basını da eleştiriyor ve "camur atmak"la suçluyordu. Bu kez Nezib Demirkent araya giriyordu; — Türkiye'de fikir özgürlü- gü var. Bu çamur atma olarak nltelendirilemez, sanınm sayın bakan sürç-i lisan etti.... "Basınla sohbet" toplantısı, üç parti temsilcisinin bir anlam- da, "iktidar-muhalefet" kapış- ması biçiminde noktalanıyordu. CUNEYTARCAYUREK YAZIYOR Anlayana Soylenmesi Gereken... ANKARA — SHP grubunda inönü, DYP grubunda De- mirel maden işçisinin istediği ücretie hükümetin verdiği ra- kamın birbirine oldukça yaklaştığını söylüyorlar. SHP lideri artık uztaşmaya yanlı olduğunu dokunduruyor. DYP lideri ise, "işin hemen çözümlenmesini" istiyor. Dün sabah, yaklaşık aynı saatlerde Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer, Mengen'de toplanan tşçile- re yaptığı açıklamada, hükümetin öne sürdüğü tek koşula yanıt veriyor ve "Bu yürüyüş eytemi bitmiştir. Biz Ankara'- ya, siz Zonguldak'a gidiyorsunuz" diyordu. Maden işçileri grevinin otuz sekizinci, Ankara'ya yürüyü- şûn beşinci gününe rastlayan dünkü sabah, toplumsal mu- halefeti simgeleyen görkemli sahnelerin üzerine perde, ya- vaş yavaş iniyordu. Belki de kimi gözier nemli, kimi yürek- ler kırık ve genelde işçide burukluk... SHP ve DYP'nin yanı sıra haftalık toplantıya girebilmek için Akbulut'un teşrifini bekleyen ANAP grubu koridorun- da; son sözü söyiemiş, söylediği yerine getirilmezse ne ya- pacağını bilan efelere özgü bir hava yaşanıyordu. Bakanlar Kurulu önceki gece çook uzun bir toplantı yap- mış, bakanlar çoook uzun süre 32. Gün'e çıkan manevi ba- baları TÖ'yü izlemiş, kimileri Magic Box'taki bir yayını ka- çırdığına hayıflamrken arada işçi sorunuyla Körfez bunab- mına değinilmişti. İşçilerin barikat önûnden Mengen'e dönmeleri okımlu bir davranıştı. Ne var ki hükümet, Akbulut'un ifade etttği ko- şuldan vazgeçilmesini istemiyofdu. Mengen'e dönüş, bir ba- kıma yürüyüşün artık sürmeyeceğini gosteriyordu, ama ye- terti değildi. Demirel'in dün söylediği gibi hükümet, "işçinin burnunu sürtmek istiyordu". Sendika "yürüyüşün bittiğini resmen açıklamadıkça" grevi sona erdirecek görüşmelere yenkJen başlanılmayacaktı. Akbulut, ANAP ^ — ^ ^ — ~ grubuna cebinde Denizer'in "yürüyüş eylemini kapatan" açıklamasıyla geldi. Toplantıya girerken basına "parasal mü- zakerelere başlana- bileceğini" söyle- mesi, Denizer'in açıklamasından ya daha önce ya da o sırada haberi oldu- ğunu gosteriyordu. TÖ ile hükümet, TV'yi yine diledikle- ri gibi kullanarak ka- muoyunda işçi eyle- mine olumsuz puan- lar verdirmeye çalış- mışlardı. Olayların istertik- eleŞtİrİrken ÖU tüketenin arasına girip çalışanlarla devleti kavga ettirdiğini" söylüyordu. 31.365 milyarlık Köşk ödeneğinin on bin işçinin asgari ücreti olduğunu, "TÖ'nün on bin işçi kadar üretmediğini" alaylı me^noMa^gl dille anlatıyordu. şinde davranışlany- la bir numaralı sorumlu olan TÖ, önceki gece kışkırtmaları yine sürdürdü. Maden işçisinin istediği yeni ücretle kimi kı- yaslamalar yaparken bir yerde ordu ile işçi kesimi karşı kar- şıya getirecek örnekler sıraladı. Ülkeyı savunmakla yükümlü astsubaydan yûksek rütbeti subaya kadar görevti 167 bin kişinin yıllık maaş tutarı işçi- nin istediği 4 trilyondu. Oysa 45 bin işçi bu kadar istiyordu. Benzer kışkırtmalar zaten iki gündür sürüp gidiyordu. Ha- bere göre Mengen'e gönderilen polistere grevden önce iş- çinin kendilerinden birkaç kat fazla para alrJtğt tşJenmiçti. inönü, TÖ'yü eleştirirken bu nedenle "üretenle tükete- nin arasına girip çalışanlarla devleti kavga ettirdiğini" söy- lüyordu. 31.365 milyarlık Köşk ödeneğinin on bin işçinin as- gari ücreti olduğunu, "TÖ'nün on bin işçi kadar üretmediğini" alaylı dille anlatıyordu. Ya Akbulut'la yaptığı görüşme? Meclis'te, sokakta hukuk devletinin ana kurallarıyla kurumlarını yadsıyan Başbakan son günlerde hukuk devletinden söz etmeye başlamtştı. İnö- nü, "kulaklarına inanamıyordu." Ne var ki İnönü, işçinin burnunu sürtmeye karariı iktidar- dan işçiyle görüşerek spnuç almasını istemeye gidiyordu. Demirel, dolaylı yoldan inönü'ye takılıyor ve "Bana da git, konuş diyortar. Ne konuşacağız? Laf, anlayana söylenir" diyordu. Sorumluluk, siyasetinden somut kimi olaylara kadar TÖ'- nün omuzlarındayken; iktidar, grevle yürüyüşe siyaset ka- rıştırıldığını öne sürecek ölçüde siyasal erdemsizlik göste- rebiliyordu. Soruna çözüm umudunun pekiştiği dün, işçi eytemleri- nin sağladığı malzeme siyasetin odak noktalarınca kullanıl- maya başlanıldı. İktidar ve muhalefet sabah, Meclis'teki gö- rüşmelere hazırlanıyordu. Bu arada Denizer'in dünkü açıklamasındaki son cümte- ler kulaklarda yankılanıyordu: "Netice alamazsak eylemlerimiz bitmez. Hakkımızı alma- dıkça eylem durmaz. Görüşmeler süresince eytemler du- racaktır." Bekleyelim... P A R T İ L E R D E N ANAP'a ihtar • ANKARA (AA) — Anayasa Mahkemesi, dolandırıcılık suçundan sabıkalı bir üyenin kaydını silmediği gerekçesiyle ANAP'a "ihtar" verilmesini kararlaştırdı. Anayasa Mahkemesi kurulu dün yaptığı toplantıda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın ihtar istemini yerinde görerek söz konusu aykınhğı gidermesi için ANAP'a ihtarda bulunulmasmı kararlaştırdı. Kararın oybirliğiyle alındığı öğrenildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, dolandırıcılık suçundan sabıkalı Çorum lli Osmancık llçe Teşkilat üyesi Hüseyin Büîbül'ü, uyan yapılmasına rağrnen parti üyeliğinden çıkarmadığı gerekçesiyle ANAP'a ihtar verilmesini istemişti. Bassavcılık, söz konusu üyenin durumunun, siyasi partiler kanununun, partilere üye olamayacak kişilerle ilgili düzenlemeyi yapan 11. madde kapsamına girdiğini belirleyerek partiye uyanda bulunmuştu. DMP Tekirdağ kongresi TEKİRDAĞ (AA) — Demokrat Merkez Partisi Tekirdağ İl Başkanüğı'na Sabahattin Eral getirildi. İlk olağan kongrede yönetim kurulu üyeliklerine de Ali Rıza Deniz, ömer Behçet Yazgınel, Ersin Bilmeç, Fehim Ersalcan, Hayati Avcı, Mehmet Doyuran, Hasan Cinpiri, Mustafa Kahraman, Seyfullah Balkan, Cemal Gürtaş, İbrahim Denizer ve Sadık Bahçeli seçildiler. Yönetim kurulu önümüzdeki günlerde görev bölümü yapacak. Pamukbank Bizim Kredi ile kayak ve tenis şimdi çok kol % # A I,X '91 modelleriyle. JAK JGUNGOR nncnto TEKNIK SANAYI VE TLC. LTD. şı ŞfŞLİ •Holasfcargaa Cad Tel.l316S26 ÇİFTSHAVUZIAR Bpğdal Cod Tel 343 90 98 No 332/1 ISTANBUl Fox 1411174 No 228/B KADIICÖY/İSTANBUl Fox 343 86 03 Ocak ayında PAZAR guntorı saal 10-18 afası açıklır
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear