Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 OCAK 1991 CUMHURİYET/1S
HAVA DURUMU TÛRKIYE'DE BUGÜN
Devtet I f c M M * * fetoı Genel Mûdûrtu-
Oû'nden * a n MgıyejSre yırtun t»asy *
doju kean*oçc* bulutkı. Mannan'an*>•
Jusu. KaradeiK Iç AfBdokı'nun kuayöo-
5usu ıle Ooju Anadrtınun kuay » doju-
l Y ^ l K l f c lu yaOş g ç ^ ş q
lan ıle Mamara'ım doOusundj ya*mw w
kartalanşıkm j m * «JervertBdetarşefc-
i a k d K * . HMSKmjâ'Ûnnnitırd»'
fcM<olm«a!ak. RUZGÂR:ttırdunteay
»gmlerinrtetazey<c brt, gdny kssmfe-
rmriı loiBy vc doju yAnknlen hıH va a n
Oftt kmvctle, yıvÂm tM kesmknnde yer
ytı kuratf « t e a süreü Mna *ttnd« e »
cefc. Oenztenmcde Oojju Kaadmrtk gtfn-
bats ve lodos. Bat Karadenrfde gûn Mts
ve iarayel. <*derdnetannKde yıMc M ka-
B 15° 3°Dıyart»kır B
B
K
K
B
B
8 12" 4°ûreswı Y
B 15° 4° Gumusfıane K
5° 2°Edıme
6° -3° Erancan
0° ıO°Erajrum
11° JO°£sluşelıır
3° -5° Gaaamep
-2» -
-12° 20>Mu6b
2°-«»Mus
7°-3» Nıg<fe
6° 2*0nlu
rayöden 3-5 yw»» 6. Ege * K*adMtr* »7 lumHnif. M f » »?T.
yer»» 27. Ege ıle Kvadmrte 33 ömm* tuto caok. « t > )«•**>
0ı5fci5*r)W2E8e*!K«de<«rte25e4nı dohgmtiglnK Vtaı
GAU'nde hava çok butaju v« kar yafek gtçsok. >tttlrluv * b» ytn-
d h f f l l a t t G O r i i t t j f r i O l ft
g
Brtfc
Bufl»
da 2-4 km doöymda dacak Gol kdcâk dalgrt oöc*
C
Çorum
Oenc»
K -r -4°Hal*ân
B 12* 0°tspwta
B 8° 3 jstmbul
B S» 2°fcnw
K
K
K r-^Kaysen
5 8° 3°K»Uarei
B 6" rtonp
K 3° IO°Kûün»j
6 9°
0°-4°Samsun
3° -5° Siirt
6° y&nop
11° O°Sıvas
8
O°-I1°fıncei
t°
B 10° 0°
B 9°-3»
B 15" 4°
B 9° 0°
2*-1Sp
6° 2»
6° 2»
5" 2°
7»-4"
5° 2°
2°-11°
5°-2°
6° 2°
P-10»
3°-5°
4°-8°
r-i?
4° 2°
bcnuüu A-»ç* B buMiu &-giın($i K-tar» S-ss* Y^aCmuriu
[Osto
OÜNVA'OA BUGÜN
ABBttrtam B 3°
Amman
Alma
Baâdat
Bareelona
Basd
B 10°
B 9°
B -4»
Londra
Madnd
Mılaı»
Montraal
MoslaM
Münıh
Bertn
Bonn
BrOkscl
Katiıre •
B 3°
B e
Budapesle B -2°
Cenevrç B 4°
Cezayff V 14»
Crtfc
0*» - -
Frartfurt P 4
GOTK Y 15°
nnsinN D ir
Kaftm v 16
Kopentag 6 5°
Kûio B 3°
ldto& v M°
Osto
Pans
Prag
ftyjd
Ruffl)
Solyı
Sam
lel/Vıv
ijrws
B 0°
B 5°
Y 7"
B 8°
B 6°
K 1°
B 2»
B 0°
B 5°
B (P
B 10"
B -t»
Venatt
Vryana
Itesfnngton
awı B
B 1»
B 3
8 3°
BULMACA
SOLDANSACA: 1 2 3 4 5
1/ Güneşe bakarak
namaz vakitlerini
bildiren kimse. 2/
Kâğıt ya da maden
para üzerindeki kafa
resmi... Jokeylerin
giydiği kenarsız bas-
lık 3/ Gökova Kör-
fezi'ne verilen bir
başka ad... Eldiven
ve giysi yapımında
kullanılan yumuşak
deri. 4/ Hastalık et-
kenlerini zararsız
' duruma getirmek
• için vücudun çıkar-
dığı madde. 5/ Şube... Bağışlama...
Bir nota. 6/ İslam hukukunda dul
bir kadının yeniden evlenmesi için
beklemesi gereken süre.... Teniste to-
pu rakibin arkasına düşürmeyi
amaçlayan vuruş. 7/ Umutsuzluktan
"doğan karamsarhk... Eskiden Tekel
; Idaresi'ne verilen ad. 8/ Bir gıda
maddesi... Seyrek dokunmuş bir lür
kumaş. 9/ Hısım.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Abdulmecit döneminde bastırılan altın ve giimüş sikke, 2/
Kimliği belirlenemeyen uzay cisimlerine verilen ad... Binicilikte
atın bayağı yuruyüşüne verilen ad. 3/ özellikle Mevsimler adlı
konçenosuyla ünlü ıtalyan bestecisi. 4/ Gizlı gorevli... Yapıt.
5/ Türkçede ilgi adılı... Lezzet... (Jzaklık anlatmakta kullanı-
lan söz. 6/ Ege bölgesinde bir dağın, ovanın ve akarsuyun or-
tak adı... Tanrı. 7/ Bir köleyi özgürlüğune kavuşturma... Parıl-
tı. 8/ Geometrik cisimlerin nitel özelliklerini ve bagıl konumla-
. nnı, biçim ve büyüklükJerinden ayn olarak inceleyen geometri
dalı. 9/ Kisa ve hafif bir tüfek.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Balo mevsimi
24 OCAK 1931
• Evvelki gece Kadınlar
:
Esirgeme Derneği tarafından
' Türkuvaz'da bir balo
• verilmiştir. Balo havantn
' soğuk olmasına rağmen
- oldukça kalabalık olmuş ve
bir çok zevat bulunmuştur.
Dernek balodan bin liraya
yakın varidat toplamıjtır.
'Aynı gece Maksim'de de bir
balo verilmiştir.
Bu aylar tam balo mevsimi
olduğundan her perşembe
aksamı muhtelif yerlerde iki
üç balo verilmektedjr.
. Mikarem de yaklastığı için
maskeli balolara da hazırük
yapılmakladır. Bu sene bir kaç büyük maskeli balo
verilecektir. Vilayet balo için ancak hayır cemiyetlerine
, musaade verdiği bir mevsımde beşten ziyade balo tertip
. edilmektedir.
Bazı cemiyetlerin hükümet vergi ve resimlerinden
kaçınmak için hilelere tevessül ettikleri görülmüştür. Bu
cümleden olarak yüz paralık biletlerle gelindiğine şahit
. olunmuştur. Bazı cemiyetler bu biletleri yuz para veya on
^kuruş uzerinden damgalattırarak yüksek fiatlarla
sattırmaktadırlar. Bunun men'i için teşebbüsatta
bulunulmuştur. Vilayet bu gibi ucuz biletleri tasdik
etmiyecek ve mühurlemiyecektir. Çünkü 100 paralık
biletle hiç bir baloya gidilemeyeceği ajikar görülmektedir.
.. .Bundan baska Vilayet balolarda piyango tertibi ile çiçek
^takarak para toplamayı da menetmiş olduğu halde ekseri
balolarda çiçek takarak para toplanılmaktadır.
Geçenlerde bir baloda bunun için zabıt tutulmuştur. Bu
cemiyetler hakkında takibatta bulunulacaktır.
Şimali Irak'ta Türkçe
Irak hükümeti, Irak'ın Şimalinde Türkçeyi resmi lisan
olarak kabul etmiştir. Bu karar üzerine ahalisinin ekserisi
Türkçe konuşan Irak'ın Şimalinde muhakemelerde
davalar ve hükümet devairinde muamelat Türkçe olarak
rüyet ve tedvir edilecektir.
30 YDL ÖNCE Cumhuriyet
Dayanışma Konseyi
24 OCAK 1961
Asya-Afrika Devletleri Dayanışma
Konseyinin Kongo ve Cezayir
meseleleri için yaptığı olağanüstü
toplantıda Stanleville'deki
Lumumba taraftarı hükümet
emrine birh'kler gönderilmesini
istihdaf eden bir karar almmıştır.
Kongo'daki Birleşmiş Milletler
Kumandanlığı emrindeki askerlerini
geri çekme kararlarını açıklamış olan Birleşik Arap
Cumhuriyeti, bu birliklerin Gine, Endonezya ve Fas
tarafından gönderilmesini talep etmiştir.
, Konsey Sovyet Rusya, Komünist Çin, Gine, Gana ve
t Birleşik Arap Cumhuriyeti'nin dahil olduğu 13 devletten
müteşekkil bir komite kurmuştur. Bu komitenin vazifesi
"Kongo'da savaşlara gönderilecek bütün yardımları
. koordine etmek" olacaktır.
. Konsey aynca Asya-Afrika hükümetlerinden Kongo'ya
. asker ve silah yardımı yapmalannı Stanleville'e
diplomatik temsilciler göndermelerini istemiştir.
Konseyde varılan diğer kararlar şunJardır: Cezayir
milliyetçilerinin Fransa ile müzakere tekliflerini tasvip,
Fransa'ya karşı iktisadi boykota davet, bu konsey
üyelerinin Prens Suvanna Fuma hukümetini
destekJediklerinin açıkianması ve Laos'ta Amerikan
müdahalesine son veriknesini istemek.
GEÇEN YİL BUGÜN cumhuri^t
Geneleve yürüyüş
24 OCAK 1990
Kadın Külrur Evi'nden bir grup kadın, fahişelere
^apılacak olan tecavüz olaylarında cezanın üçte iki
jranında indirilmesini Öngören TCK'nın 438. maddesini
jrotesto etmek amacıyla dün Karaköy'deki genelevin
>ulunduğu Zürafa Sokağı'na giderek kararı veren
Vnayasa Mahkemesi'nin 7 yargıcıru istifaya çağırdılar.
Cadınların bildı'ri okumalarından rahatsız olan sokak
lüdavimlermden bazılarının yüzlerini saklayarak
okaktan çıktıkları gözlenirken, "438'e hayır" diye slogan
tan kadınlar daha sonra sokağı terk ettiler.
Lumumba
T4RTTSMA
Fırtınası ve Kurşım Askerler
Yaşamak, özgürc^ insanca yaşamak bir düştür ekrandaki
oyunda olanJar için. Onlar birer kurşun askerdir kimileri için.
Canları isterse ortaya dökülür kutularından, dizilirler saf saf.
Oyun biter yeniden toplanıp kutulanırlar.
Yaşamak, nefes almak, var olmaktır. Sev-
mek, seviimek, giızelliklere koşmak, güzeli
aramak ve guzele ulaşmak ısteğidir. Yaşa-
mak, geleceğe umuıla bakabilen, yaşanılan
her gunden tat alan, yüzü gulen, ruhu gü-
Icn, acı duymayan insanların olusturduğu
bir dünya istemektir... Ama, yasamayı iste-
yen, güzelliklere koşmak, bugününden ve
geleceğinden hosnut ve güvenceli olmak is-
teyen o eller, silah yapıyor, tank yapıyor,
top, füze, uçak yapıyor... Insanlann yerkü-
re üzerinde nefes almalannı, var olmalan-
nı yok etmek için, ya da yasasalar da, köle
gibi, az yemeleri, az giymeleri ve az yaşa-
maJan için korkutan, sindiren, yaralayan ve
de öldüren, yaşam söndürücü makineler ya-
pıyorlar... Olüm makineleri!..
Yaşamak ve nefes almak için, gözünü ev-
rene açmış genç insanlar, taze fidanlar, eş
çocuk sahibi olamadan, ölüm kusan maki-
nelerin alevlerinde, yasanmamıs yasamiannı
bir avuç çöl toprafına gömüyorlar... Belki
bugün, belki yaruı, bir kızgın demir sapia-
nacak körpecik bir yüreciğe!.. Cephede bir
askercik haykıracak uçsuz bucaksız çöllere
karşı, "Ahhhhh! Yandım anacığım!" diye-
rek. Ve suçsuz bir baş düşecek yanına, bir
daha hiç kalkmamak üzere!.. Kanı akacak
pembecik, ılık ılık!.. Çok ötelerde bir ana
parçalayacak kendini çığlık çığlığa!..
Bir zaman sonra, akan kan petrol olup
fışJuracak topraktan. Variller dolacak. Mil-
yonlarca ve milyarlarca varil. Denizasın ill-
kede bir adam purosunu yakacak sevinç ve
zafer şarkılan söyle>erek. Bir ana! On ana!
Yüz bin ana! bağjrlarını parçalayacak ama,
kimse duymayacak ve de kimse umursama-
yacak!..
Yaşamak budur işte. Birilerinin var ve
varsıl olmalan için, birilerinin yoksul ya da
yok olması gerekJidir. Ama, yok olması ge-
rekenler anası ağlayan, haykıran olurken,
var ve varsıl olması gerekenler de, ekrandaki
oyunda değil, o ekranlara komuta eden düg-
melerin basındakilerdir... Bu oyun hep böyle
oynanır, kuralı böyledir...
Yaşamak, özgürce, insanca yaşamak bir
duştür ekrandaki oyunda olanlar için. On-
lar birer kurşun askerdir kimileri için. Can-
lan isterse ortaya dökulür kutularından, di-
zilirier saf saf. Oyun biter yeniden toplanıp
kutulanırlar. Yeni bir oyun sahneleninceye
değin... Onlar, rafinerilerin çöldeki kumla-
nn, yüzlerce metre alundan çekip çıkardığı
petroldür. Onlar, Washington bankalannın
kasaJanndaki dolarlardır. Onlar, New Yort,
Paris, Londra borsalarının gözde hisse se-
netleridir. Onlar, uzaydan dünyayı seyreden
ağzı purolu adamlann satranç oyunundaki
piyonJandır...
Yazık ki vaşamı böyle yazgılandınlnuştır
kurşun askerle, şah ve vezirin oyunundaki
piyonlann... Şah ve vezirlerin ya$aması için
piyonların, kurşun askerlerin harcanması
gerekir...
Yoksullukla savaş, ruşvetle savaş, haksız-
hklarla savaş, köşe dönücülerle savaş, utan-
mazlar, yuzsüzler, iki yüzlüler,rczillerlesa-
vaş derken, şimdi de cephede savaşf Ama
kimin için, neden ve niçin? Çöldeki bu fır-
tına! Belli ki ekranm içindeki kurşun asker-
ler için değil, ekranm içindeki oyunu sah-
neye koyanlar için...
BURHAN ÖZBEY
SEKA Başmufettişi/tzmit
»-••^ ı ı n ıi • ı •
fflJfiBKALEE
"Oia^mustu dujumJurücu bir oyun Fevkalade' GötdûnOz. ayaJıta alkışUdım
•Çok b«ğendim. Hı; bu kadar gulduğumu hatırbunıyorum."
'Htrttesın akmest genek çok $ey aııiaııvor Kaçıryvdım uzulurdum Sahnede
bujuyorsunui'"
'Yaamından satinelenı$ınc kadar buyıik bir bışan Işıe Turk mızahı. )}te Turk
ztkısı'
!
'Çok vurduı' Gore\ ıııı tennc geıiren bir ovuıı Htpahiaaie Reiıniı$tm gunlen
yaşadım \enıden çok duv-gulımlım."
•flkemıan bovie cesur munlifa ıhü\acı var'
'Son vıllarda bövlesine jfulmtnıijtım Saym Kııti çok cesursunuz. Amlatt
ıhcıvaonız oluru vjmınijdarHn'
"Oyunun çok soziı var ve bunu sö>lernesım bıllvof. Scyiroyle t>utunl«^n bir
oyun'
'Bu kıdar lafı nasıl edebılnorsunuz. Çok dur^ubndım. gözienm
'Çokguzel" •ZevWese>'reıtım.kutb/ım" 'Hankasınız
"Hem agladık. h«m gulduk Gerçtkttn muhteşem' fstanhul'da rnrkez daha
ızJevelım"
"Gerçekten çok güzri" "Herkes/ kutlanm" -Çoi p a e l Hank»
r
'Hala atynorum vepjrinorsunuz kı l(anuşamı\onım. Çok duyguiandım/
'Çok başanlı bir çalıjnu Yıllaıca kapalı gışe ovnaraııız.'
"Tartısılır. Benbeğenmedım' "Fe\kaiade Hankasınız
1
'
'Çokduyguiandım Genfektençot bejendım." -\efisbir o\un"
"Bu Mİ ba$annın dorugundasınız. Çok guzel. çok kiitluvorum."
'ikı kere ızledım Bir ktre daha gelecegım.' "Iki kere ızledim"
*Beoc« son yılhnn «n ötıemli oyunlanndan birisi Imzamı gururia
koydum. 24 Ocak ta hajlı\oruz Ulfenbmızleyin'
!•«••< ttmtm
özcnli bir çabşma. Çok begendım
DoteTiyOenelMd.
6O KİŞİLİK KADRO
Pazartesı-Perş.-Cuma-C.tesi 21.00 Pazar 15.30
rt
Bıiet .Satıj. Goaen Merkfa i 16 20 7S Vakkoramj Tjkiinı I>1 lî 'Mjklnnma Sıadn* SM W w Gılkra S
İS1ANBUL SACLEK MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
DUYURU
Sa|lık Bakanlığı'nca 1219 sayılı kanunu değiştiren 3575 sayıh ka-
nunun geçici 3. maddesi gere|ınce bir mezunıyet belgesine sahip ol-
madan diş protez teknisyenliği mesleğinı icra edenlere sınavla mesleki
belge verilecektir.
1- Müracaatlar; 10-31 Ocak 1991 tarihleri arası İstanbul Saglık Mu-
dürlıJğü'ne yapılacaktır.
2- Sınav talep formu ve istenilen dijer belgelerin listesi İstanbul Sa|-
lık Mudurlügü'nden temm edilecektir.
3- Sınavlara 27-28 Ekira 1990 tarihınde yapılan sınavlarda bajarı-
sız olanlar ile hiç smava girmeyenler muracaat edecektir.
4- Sınav tarihi daha sonra duyurulacaktır.
5- Ayruıtılı bilgi lstanbul Saglık Müdürlugü'nden öğrenilecektir.
Duyurulur.
BURSA 1. SULH HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
1990/1047
Davacı Güneş Sigorta A.Ş. vekili Av. Nurhan Hüryajar tarafından
davalı Mustafa Saydam vs. aleyhine açılmış bulunan tazmınat dava-
sının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan geregince;
Karapınar Mh. Hisar Sk. No: 4 Bursa adnesınde ikâmet eden da-
valı ABDULLAH SAYOAM'ın adresine bugüne kadar dava dilek-
çesı tebliğ edılemeyip ilanen tebiigat yapılmasına karar verilmiştir.
Bugüne kadar kendısine tebiigat yapılamayan davalı Abdullah Say-
dara'ın 24.1.1991 gunü saaı 10.00'da mahkememizde yapılacak du-
rujmada bizzaz hazır bulunması veya kendısini bir vekıile cemsil et-
tirmesi, aksi halde duruşmaya gıyabında devam olunacağı tebligat
yerine kaim olmak uzere ilan olunur.
A3NKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Askerler Ne Düşünüyor?
Nurullah Ataç, kimi zaman uyku tutsun diye yatağına uza-
nır, okurmuş. Ben de öyle yapıyorum. Aziz Nesin'in "Dünya
Kazan Ben Kepçe Irak ve Mısır" adlı kitabım okurken göz-
kapaklarırn kurşun gibi ağırlaşıyor En ilginç olaylan da o sı-
rada yaşıyorum. Uyanınca, gördüklerım bir düş müydü, yoksa
gerçek mi diye şaşınyorum, bir yDrum yapamıyorum...
TV'de izliyorum, Irak'ın elindeki savaş tutsaklannın konuş-
malarını. Belli, adamlann iler tutar yerleri kalmamış. Ameri-
kan kaynakları, Arapların, savaş tutsaklanna saldında
bulunulmuş olacağını da ilerı sürüyorlar. Amerikalıları asıl de-
liye çeyiren de bu olasılıklar. Kimı ülkelerde sorgulama yön-
temleri nedense, böyle cinsel bayağılıklarla sürdürülüyor.
Amerikalıların sanıları, Türkiye'de yetkilılere yansıdı mı? (Di-
lerim söylerrtiler doğru çıkmasın.)
Neyse, Yıldmrn Akbulut, sonunda İncirlik'ten Amerikan
uçaklarının kalkıp Irak'taki kimi hedefleri bombaladıklarmı
-üstü kapalı da olsa- açıkladı. Akbulut, bu açıklamayı Genel-
kurmay çevrelerinden gelen uyanlar üzerine mi yaptı ne? As-
kerler, sivillere:
— Ne oluyorsa açıklayın, neden saklıyoruz ki? demiş ol-
malıydılar.
İncirlik'ten her tip uçak kalkmaktaydı. İçlerinde yalnız B-52
bombardıman uçakları yoktu. Onlar, fazla göze çarpacak ağır-
lıktaydılar. B-52'ler daha çok, aşağıdan geliyorlardı. Ameri-
kalılar, Irak'ın tüm sanayisini, alt yapısını çökertmek mi
istiyorlardı? B-52'ler, halı serer gibi bomba atıyorlardı. Bom-
balan döşemeye bir uçtan başlıyor, karşı uca dek gıdiyorlar-
dı.
Pazar günü hava koşulları çok kötüydü. Onun için güneyi-
r>e Irak'ın çok az "çıkış" yapılabildi.
Türkiye'de askerler, Irak'tan gelebilecek herhangi bir füze
saldırısını, hiç ama hiç umursamıyorlardı. Füze, onlara gö-
re öylesine önemsizdi ki, şöyle diyorlardı:
— Bizim bir topçu bataryası bile, daha büyük yıkıma ne-
den olabilir! TV'de izledıniz, Riyad'da gördünüz, 45 metre
çapında, 15 metre derinliğinde bir çukur açıyor, o da düştü-
ğü yerde... (İsrail'e atılan, 3 ölû ile 100'e yakın yaralıya ne-
den olan füze saldınsı daha sonra oldu.)
Bu füzeleri merak ediyorum, emekli Albay Yılmaz Erkekoğ-
lu iyi biliro konuları. Füzelerin düzel (normal) erimi (menzili)
200-250 km. imiş. Daha uzağa gıtsin, haydi israil'i vurayım
diye erimi yani menzilı arttırmışlar; ama erimin artması de-
mek, yakıtın artması demekmiş. Yakıt artınca da, patlayıcı-
dan eksilme oluyormuş. Onun için uzağa atılan füzelerin
yıkım gücü az oluyormuş. Erim uzadığı için aynca, nişan alı-
nan yere turfurmak güçleşryormuş. Füzelerin sadece, psiko-
lojik etkilen çok buyükmüş, yoksa korkacak şeylerdeğillermiş.
öyle diyorlardı;
— Füzeden bu denli korkarsa insan, hava bombardımanı
olsa ne yapar? Bir, on dakikalık hava bombardımanı
2000-3000 füze demektir. O nedenle, uç-beş füze bir şey de-
ğil!
(Oldu olacak, kınldı nacak; Ziya Paşa'nın kulağını çınlata-
yım: "Erişir menzil-ı maksuduna aheste giden/Tiz-i reftar ote-
nın pâyine damen dolaşır")
Amerikan uçaklarının. sadece ekonomik ve askeri yerferi
bombaladığı ilerı sürtilüyordu. Sivil yerleşim yerlerine, kent-
lere kesinlıkle bomba atmıyorlardı. Diyelım üç apartman yan
yana. Ortadaki bir askeri kuruluş; onu bombaiayıp ayrılıyor-
lar. Asken kuruluş yıkıldığı halde, sivil binalar olduğu gibi du-
ruyor.
llk bombardımanıarda, yıkım yerleri belli olduğu için aynı
yerlere, ikinci, üçüncü çıkışlar yapılıyor. Irak uçakları, hep be-
ton koruganlarda saklandığından, bunları bulmakta güçlük
çekiliyor. O nedenle, havaalanlan, uçuş kuleleri, radarlar bu-
lunup havaya uçurulmaya çalışılıyordu.
Peki, ama Irak da, elindeki füzeleri Suudi Arabistan'a, is-
rail'e atabrldiğine göre daha elinde füzeleri, kaynaklan var-
dı demek.
— Var füzeleri elbette, bütün füze rampaları yok edileme-
di daha.
Amerikalılar, çokuluslu ortaklar ilk gün çok uçak yitirmiş-
lerdi. Ancak bunu hemen açıklamamışlar, saklamışlardı (De-
mek, onlar da saklıyorlardı! Hâlâ da, kesın bir sayı
vermiyorlar.) Irak'ın 18 uçak düşürdüğünü açıkfıyordu Ame-
rikalılar, ama bu bızimkilere göre, 30 dolayında olmalıydı.
Askerler, çok rahat görünüyorlardı; Irak'taki gelişmelerden
mutlu oldukları bile söylenebilirdi.
— İşin iç politika yönü ayn, siyasal savaşım ayrı diye dü-
şünüyorlardı. Politika bizi ilgılendirmıyor Ancak, bir şeyin al-
tını çizmek gerek. Irak, bizim açımızdan çok büyük bir
tehlikeydi. Kuveyt'in üzerine oturabilseydi, 1-2 yıl içinde Tür-
kiye'ye saldırabilirdi. Saddam, Ortadoğu önderliğine oynu-
yordu. Suriye'ye de saldıracaktı. Belkı ınanmayacaksınız, ama
Türkiye'de savaşa en çok karşı olanlar askerler. Savaşın ge-
tireceği yıkımı en iyi bilenler onlar. Türkiye'de kimsenin ka-
bul etmediğı bir şey var: "Irak'tan bize ne? Ondan bize ne
zarar gelir? Irak'la, Kuveyt birbirlerine girsinler, bizi hiç
ilgilendirmez" diyenler çok. Ama kazın ayağı öyle değil!
Anlayacağım, bu Irak, Türkiye'nin başına çok işler açar-
mış; Amerika mangaldan kestaneleri çekiyormuş da...
— Peki, o zaman Amerika'nın şeyi olmayacak mryız? Za-
ten...
— O, işin politik yönü, o ayrı. O da sizin sorununuz!..
Askerler ne düşünüyor? Ne yapmak istiyor? Bu konudaki
düşünceleri neyse, muhalefetın de bilmesinde yarar yok mu?
İktidar, hükümette olduğu için bilıyor. Ama muhalefet öyle mi
ya? Ordu, onun için kapalı kutu olmamalı. Kapalı kutu olmak,
askerieri de yaralar. TV'lerden dünyadakı durumu ızliyoruz,
her şey nasıl açık tartışılıyor. Sifahfı Kuvvetler, ömeğin, Mec-
Jiste Mıllı Savunma Kbmisyonu'nda, üyelere kapalı, açık top-
lantılarda biigi veriyor. İyi de ediyor. Savaş sırasında neden
yapmıyor aynı şeyi?
Saddam Hüseyin'i merak ediyorum; nerede acaba, ne ya-
pıyor? Neden sesinden iletisi yayımlanıyor da, resmi yok?
— Onu bilemiyoruz, diyorlar, jandarmanın verdiği bilgiye
göre, Kerkük'le Tigrit arasında bir yerdeyrniş.
— Jandarma mı?
— Evet! Bizim jandarmanın, Irak'tan kaçan sığınmacılar-
dan öğrendiği, Iraktan, Tûrkiye'ye geçenlerı ilk jandarma sor-
guya çekiyor ya. Jandarmanın aldığı ifade taaa yukanya
gelmiş işte...
Tigrit, Saddam Hüseyin'in doğduğu köy. Arap köyü. Ker-
kük, Türkmenlerin oturduğu il. Saddam Hüseyin, 1937 do-
ğumlu Sünni Araplardan. Türkleri hiç sevmiyor mu? Kerkük ili-
nin adı eskiden de Kerkük'tü. İl adı Arapçalaştınldı, "Et'temim"
oldu. Izmit'in il adının Kocaeli oluşu gibi. "Temim", il anlamn
na. Aziz Nesin'in yazdığına göre, yalnız Kerkük değil, pek
çok yerin adı Arapçalaştınlmış; dağ, tepe, ırmak adlarına dek.
Bir Irak Türkmeni, şu dörtlükle acısını dile getiriyor, bakın:
"Men ezetden kebabem / Bir hanesi harabem / Ozüm Türk,
aslım Türkmen / Nasıl diyem Araoem?
Aziz Nesin, şunları yazmış:
"...Salt Irak'ta değil, başka ülkelerde de azmlıkta kalan
Türklerin doğrudan ve dolaylı baskılara uğramalarının, ana-
dillerini unutmaya itilmelerinin en baş sorumlusu ögretileri
gereği barışa düşman ve saldırgan olan sağcı güçlerdir..."
Yurtdışından, yurtiçinden, "savaşa hayır" mektuplan ge-
liyor. Bir süredir, doğum yeri Artvin'de olan taşlama ustası
Hasan Çelebi, Ankara'ya döndü. Şu dörtlüğü düştü:
"Hodri Meydan, dedi külhanbeyi Saddam../Ve sonuç çir-
kin, kötü Sam Amca'yı sevdirdi bize... / Ey yırtıcı şahinleri-
mizhalkımıza/Çokdikkatedin, Saddam'ı sevdirmeyiniz..."
Uyandım Kitap göğsümde uyuyakalmışım. Neler de gör-
müşüm?
İZMİR İFLAS MÜDÜRLUGÜ'NDEN
Dosya No: 1988/26
İzmir 2'nci Asli>« Ticaret Mahkemesi'nin 30.12.1988 gün ve 988/338
E. 988/1047 K. sayılı ilamı ile iflasına karar verilen Apreks Tarım ve
Sanayi Urünlen A.Ş.'nin iflası aynı mahkemenin 9.8.1989 günlü ve
989/603 Esas 989/602 Karar sayılı karan ile kapatdmasına karar ve-
rilmistir.
flan olunur. 14.1.1991
Basın: 18025