Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 OCAK 1991 EKONOMİ CUMHURÎYET/13
SERBESTPİYASADADÖVİZ
NJOMarı
Bm Mman Marta
Wiçre Frangı
Hbtaiö Flonm
tngte Stertni
Fransız Frangı
lOOItatyan Lıreö
S.ARıyalı
Avusturya Şıhm
Döve im ($) =
Alıs
3060
20*5
2420
1810
6020
600
270
770
288
SaDş
3070
2055
2430
1820
6060
605
275
780
232
3005
ALT1N GÛMÜŞ
Cumhunyet
Reşat
24 ayar aflın
22bte*y
900 ayar gOmuş
Vatalbank AMm
Z r a l Altıra
H A A I t n
M.Bankas> 1 Ons S
250.000
270 000
37 400
33 500
450
205 000
206.000
205 000
378 00
Şjrış
255.000
2S5 000
37 550
36 900
490
210 000
211000
210.000
379 65
TL imettank) On to(%! = 64 94
Peugeot'nun
yatırıını Aydın'a
• İZMİR (Cumhunyet Ege
Bürosu)— Asil Nadir'in
Polly Peck fırması ile
Torbalı'da otomobil ürctme
projesini askıya alan
Peugeot firması, yatınmını
Aydın'a yapmayı
ptanladığım büdirdi. EBSO
Başkanı Uğur Yüce ile iki
Peugeot yetkilisi, Aydın
Organize Sanayi Bölgesi'ni
gezdiler. Peugeot yetkilileri,
buradan kendilerine 600
dönüm yer ayrılmasını
istediler.
Borsada bilgi
ticaretine ceza
• ANKARA (AA) —
TBMM Plan ve Biitçe
Komisyonu'nun dünkü
toplantısında, Sermaye
Piyasası Yasası'nda ban
değişiklikleri öngören tasan
benimsendi. Benimsenen
tasarıya göre hisse senedi
ihraç eden şirketlerin
ilgilileri ile bu şirketler
hakkında doğnıdan >-a da
dolaylı bilgi sahibi olan
kişilerin, henüz kamuoyuna
duyurulmamış bilgileri
kullanmaları ya da diğer
kişilere menfaat karşılığında
kullandırmalan suç
sayılacak. Bu kişiler bir
yıldan üç yıla kadar hapis
ya da 50 milyon liradan
200 milyona kadar para
cezasına mahkûm
edilebilecekler. Yasa aynca
menkul kıymetlerin halka
arzı sırasında yanlış ya da
eksik bilgi verenlerin de
çeşitli cezalara
çarptırılmalarını öngörüyor.
Komisyondan geçen yasada,
şirketlerin "oydan yoksun"
hisse senedi ihraç
etmelfcrine de fein verilirken
kambiyo ve kıymetli
taşlarla ilgili borsa kurma
ile aracı kuruluşlara borsa
bankerliği verme yetkileri
de İMKB Başkanlığı'na
yeriliyor.
•Erdeınir'iıı
kârı
:• KARADENtZ EREĞLİ
tCurahuriyel)— Kısa adı
ERDEMIR olan Ereğli
Demir ve Çelik Fabrikaları
TAŞ Genel Müdurü Turhan
Onur yaptığı basın
toplantısında; 1989 yılında
satış hasılatının 1.759.3
pıilyar TL. vergi öncesi
kârın 699.6 milyar TL.
blduğunu, 1990 yılı için
"beklenen" satış hasılatının
fahminen 3.030 milyar TL.
yergi öncesinde beklenen
kârın ise tahminen 500
milyar TL. olacağını
söyledi.
İHilton'da
ifuar
\ • tstanbul Haber Servisi
'— Konularında dünyadaki
tüm yenilik ve gelişmeleri
!bir araya getirmeyi
jamaçlayan Makina-
lMekanik-Elektrik'91 Fuan
jHilton Convection-
•Exhibition Center'da
laçıldı. 110 yabancı, 177
jyerli olmak üzere toplam
'287 fîrmanın ürünleriyle
katıldığı fuarda, metal ve
îağaç işleme makineleri,
Ihidrolik ve pnömatik
jsistemler, ölçüm ve kontrol
îcihazlan, pres, kaynak
kesim makine donanımları,
yükleme boşaltma ve
depolama araçları, giiç
ijenerasyonu ve dağıtım,
lelektrik motorları ve
jendüstriyel donammlar
jteşhir edilmekte. Fuar, 27
jocak tarihine kadar
lizlenebilecek.
jBürodata
Ifuan açıldı
| • İstanbul Haber Servisi
'— "Bürodata 1991" 7.
jTelekomünikasyon,
Bilgisayar, Büro Makine,
Mobilya Malzemeleri Fuan
TÜYAP Sergi Sarayı'nda
açlıdı. İletişim araçlarının
jjetkin kullanımı, teknolojik
jyeniliklerin izlenip firma
jbünyesine uygulanarak,
"işyeri verimliliğini
îarttırmak amacıyla açılan
îfuara 60 yabancı, 59 yerli
S olmak üzere toplam 119
; firma ürünleriyle katılıyor.
•Fuar, 27 ocak tarihine
jkadar gezilebilecek.
Deniz ticaretinde S.O.S.ESİN SUNGUR
Deniz taşımacılığı *SOS' veri-
yor. Armatörleri bir yandan
Körfez krizi bir yandan da Zon-
guldak grevi vurdu. Körfez kri-
zinin başlamasından sonra yü-
• kıin azalması, yakıt maliyetinin
yükselmesi, sigorta primlerinin
artması ve navlunlann düşmesi
gibi sorunlarla karşılaşan art-
matörler, krizin sıcak savaşa dö-
nüşmesi üzerine de 'bölgeye git-
raek istemeyen gemi personeli'
sonınuyla yüz yuze kaldı. Dış
yük taşımasında karşılaşılan dar
boğaza, grev nedeniyle yurtiçi
kömür taşımasının durması da
katmer oldu.
"Hem dışU bem içte köşeye
sıkıştık" diyen Motorlu Gemi
Armatörleri Kooperatin Başka-
nı Gündüz Kaptanoğlu, Ispan-
ya'dan Israil'in Hayfa Limanı1
na arpa taşıyan bir geminin, 14
personelinin istifası üzerine Ta-
şucu Limam'na gelmek zorun-
da kaldığını bildirdi. Bundan
sonra Hayfa'ya hiçbir geminin
gitmek istemeyeceğini anlatan
Kaptanoğlu, "Kimseye git öl di-
yemeyiz. Sigorta şirketleri bile
ödediğimiz anormal primlere
ragmen nükleer silah kullanılır-
sa sigorta >apmayız diyor. tşi-
miz Allah'a kaldı" dedi.
Krizden sonra Irak taşıması-
nın tamamen durduğunu hatır-
latan Kaptanoğlu, bu yükleri ta-
şıyan 15 geminin diğer navlun-
lara girdiğini bunun da navlun
piyasasında geçen yıl ortalarına
göre yüzde 40 düşüş yarattığını
anlattı. "Navlunlann düşmesi
bir >ana, taşuıan yük de azaldı"
Körfez krizi
başlayınca yük azaldı.
Yakıt maliyeti
yükseldi. Sigorta
primleri arttı. Kriz
sıcak savaşa
dönüşünce bu kez de
"bölgeye gitmek
istemeyen gemi
personeli" sorunuyla
yüz yüze kalındı.
Israirin Hayfa
limanına arpa taşıyan
bir gemi 14
personelinin istifası
yüzünden Taşucu
limanına döndü.
diyen Gündüz Kaptanoğlu,
Amerika'nın Körfez'e getirdiği
savaş malzemelerini kendi gemi-
lerine taşıtması yüzünden Turk
bayraklı gemilerin işsiz kaldığı-
nı söyledi.
Y,urtiçi taşımada da sıkıntıya
düştüklerini vurgulayan Motor-
lu Gemi Armatörleri Koopera-
tifi Başkanı Kaptanoğlu, Zon-
guldak grevi nedeniyle Ereğli Li-
manı'nda 11, Bartın'da 7, Ban-
dırma, İstanbul ve Gemlik'te 14
geminin boş beklediğini bildir-
di. Grevin kömür taşıması dışın-
da diğer yuk taşımalannı da et-
kilediğini anlatan Kaptanoğlu,
"Şu anda bir tek gübre laşıma-
sıyla ugraşıyoruz" dedi.
Deniz Ticaret Odası'nın
(DTO) üyeleri arasında yaptığı
araştırmaya göre de Körfez kri-
zinin başladığı ağustos ayından
aralık sonuna kadar geçen 5 ay-
Armatörlerin zararları (Bin S)
— Doörudan arartar
• SeieripMeri
• AtacaMarm ödenmemesi
• Maruz kahnan tazminatlar
• Yakıt flyaflan arûşı
• Sigorta primleri artısı
• İştetme gideri artışı
-işkayıpl»
— Toplam
29.050.3
3 628 9
934.4
280.1
21646.8
235.4
2.324.7
31.414.8
60.465.1
»1 ***}*]
88.584.8
12.828.3
3.014.8
993.4
65.169.8
1.118.3
5.460.2
113.124.5
201.709.3
* Dene Ticaret Odası Körta krizinin 1991 ytl sonuna kadar etküi olması
hdnde armatörleıin zararlarımn ne kadara ulasacağmı hesapladı.
Not: Deniz Ticaret Odası'ntn ara^trmast. 87 firmadan alınan MgHerB
dayanıyor.
lık dönemde armatörler 29 mil-
yon dolan sigorta ve yakıt gideri
artışı gibi doğrudan etkili mali-
yet artışlarından, 31.5 milyon
dolan da iş kayıplanndan ol-
mak üzere 60.5 milyon dolarlık
zarara uğradı. DTO'nun hesap-
Iamalanna göre Körfez krizi
1991 sonuna kadar etkili oldu-
ğu taktirde armatörlerin zarar-
ları 88.6 milyon dolan doğru-
dan, 113.1 milyon dolan da iş
kayıplanndan olmak üzere 201.7
milyon dolara çıkacak.
Petrol fiyatlanndaki sürekli
hareket nedeniyle yakit maliyet-
leri ve navlunlann istikrarsızlık
gösterdiğini anlatan Deniz Tica-
ret Odası Genel Sekreter Yar-
dımcısı Sezai Özok, deniz taşı-
macılığındaki krizin güney li-
manlannın calışmalanndan an-
laşılabileceğini söyledi. "tsken-
denın körfezi ölü liman oldn"
diyen özok, limandaki acente-
lerin işçi çıkardıgını ve bir kıs-
mının da telefon ve telekslerini
devrederek işi bıraktığını öne
sürdü.
Körfez krizi özel taşımacılık
şirketleri dışında kamu deniz ta-
şımacılığını da etkiledi. Rafine-
rilerin petrol taşımasını yapan
Deniz Işletmeciliği ve Tankerük
AŞ'nin (D1TAŞ) Genel Mudurü
Turga> Belten, Irak'a uygulanan
ambargo kapsarrunda petrol bo-
ru hattının kapatılmasının daha
uzak mesafeden petrol getirmeyi
zorunlu kıldığını belirterek, şu
bilgiyi verdi.
"Bonı hattı calışırken tsken-
denın'dan aldıgımız petrolü tz-
mir ve Izmit'e bırakıyorduk. Hat
kapatdınca Suudi Arabistan'dan
itbalat basladı. Bn da yiıkleme-
boşaltmayla beraber 10 gün tn-
Un seferteri, 35 güne kadar yük-
seltti. Petroldeki fi>nt artışıyla
zaten tırmanan >akıt giderleri,
sefer süresinin uzantasıyla kat-
lanmış oldu."
Suudi Arabistan'dan petrol
alımının biri Körfez bölgesinde,
diğeri de Kızıldeniz'de olmak
uzere iki limandan yapıldığını
anlatan Belten. Doha hava üs-
süne yakın olan Körfez bölge-
sindeki limanın savaş nedeniyle
kapannıası halinde alımlann Kı-
?ıldeniz'deki limandan sürebile-
ceğini sözlerine ekledi.
Bu arada deniz taşımasında
Körfez'le ilgili sıkıntılara bağlı
olarak, tskenderun Limanı'nın
çalışma temposunda da gerile-
me oldu. Güneyde yer alan li-
manlar içinde en çok tskende-
run'un etkilendiğini anlatan
TCDD Limanlar Dairesi Başka-
nı Adnan Yardımcı, limandan
yapılan yükleme-boşaltma işle-
rinin önceki yıllara göre yarı ya-
rıya azaldığını söyledi. "Ancak
durumu, acenteler kapanıyor, H-
man öldü gibi sozlerle ifade et-
mek spekülasyon olur" diyen
Yardımcı, Mersin Limanı'nda
hareketliliğin sürdüğünü, lsken-
derun Limanı'nda Irak transit-
leri durduğu için yavaşladığını
bildirdi. Yardıma'nın verdiği bil-
giye göre 1 ağustos-31 arahk dö-
nemi itibanyla tskenderun Li-
manı'nda 1989 yılında 1 milyon
617 bin ton olan yükleme-
boşaltma işleri, 1990'da 598 bin
tona düştü. Mersin Limanı'nda
ise aynı dönemler itibanyla el-
leçleme kapasitesi 4 milyon 493
bin tondan, 4 milyon 900 bin to-
na çıktı.
THY'nin kriz zararı 170 mîlyar
Ekonomi Semsl — Körfez
krizinin THY'ye 1990 yılındaki
faturasının 170 milyar TL oldu-
ğu açıklandı. Dün bir açıklama
yapan THY, krizin başlangıç ta-
rihi olan 2 Ağustos 1990'dan yıl
sonuna dek, artan sigorta primi
ve yakıt fiyatlannın yanı sıra
yolcu sayısındaki düşüşün de bu
kayba yol açtığını belirtti.
THY'den aldıgımız bilgiye
göre kriz nedeniyle artan uçak
yakıtı fiyatlan sonucu 1990 yılı
için 250 milyar TL olarak he-
saplanan yakıt harcaması, 324
milyar TL'ye ulaştı. Krizin Ha-
vacılık Sigortası primlerine olan
olumsuz etkisi ise prim ödeme-
lerinde THY'ye yüzde 57 ora-
nında ek yük getirdi.
THY Genel Müdür yardıma-
larından İbrahim Pektaş, Cum-
huriyet muhabirinin konuyla il-
gili sorusunu şöyle yanıtladı:
"1990 yılında normal şartlar-
da 3 milyon 400 bin dolar tuta-
nnda sigorta primi ödememiz
gerekiyordu. Bu tutar kriz ne-
deniyle 5 ayda 1 milyon 970 bin
dolarlık bir ekle 5 milyon 300
bin dolara ulaştı. 1991 yılında
ise normal şartlarda ödeyecegi-
miz prim 3 milyon 946 bin do-
lardı. Ama yeni yılın ilk 20 gii-
nünde 942 bin dolarlık ekstra si-
gorta primi ödedik. 25 ocak pa-
zartesi gününden itibaren ise
haftada 500 bin dolar tutannda
ekstra prim odeyecegiz. Yani bu
şartlarda her ay 2 milyon dolar
ilave prim ödentiş olacagız."
Sigorta primlerinin her gün
değiştiğini söyleyen Pektaş, bu
ucretlerin "daha da artabilece-
ğini, hatta uçaklann sigorta
edilmeyebilecegini" belirtiyor.
THY'nin 18 ocaktan beri müş-
terilerinden bilet ücreti dışında
sigorta primleri için de para al-
ma uygulamasını ise Pektaş şöy-
le anlatıyor:
"Bizim ayın 18'inden bu ya-
na aldıgımız ek sigorta ücretle-
ri o tarihteki ek sigorta prim üc-
retlerini yuzde 90 oranında kar-
şılayabilecek miktardaydı. Fa-
kat bugünkiı sigorta ücretlerini
karşılaması mümkün degfl. Ör-
nek vermek gerekirse diyelim ki
bir sefer için 10 bin dolarlık
prim ödüyorsunuz. Ama uçağı-
nızda 30 kişi varsa onlardan ala-
cagınız para ile bu prim ücreti-
ni karşılamanız soz konusu de-
gil. Çünku biz bu karan alırken
belli bir doluluk oranına göre
hesap yaptık. Fiyatı da ogün
kü prim uzerinden tespit ettik."
Sigorta primlerinin uçağın
modeli ve fiyatına göre değişti-
ğini söyleyen Pektaş, Adana'ya
uçan bir DC 9 için 5 bin dolar
ekstra ücret ödenirken^ bu üc-
retin aynı hatta uçacak olan Bo-
eing 727 için 5500 dolar, Airbus
içinse 10 bin dolar tutarında
olacağını hatırlatıyor.
"THY bilet ücretleri ya da ek
olarak aldığı sigorta prim ücret-
lerine zam yapmayı düşünüyor
mu" sorusuna, "Yolcunun üze-
rine o kadar gitmek istemi-
yoruz" yanıtını veren Pektaş,
yabancı havayolu şirketlerinin
Türkiye seferlerini azaltması ya
da iptal etmesinin THY açısın-
dan avantaj olduğunu vurgulu-
yor.Öte yandan düny a havacılık
sektöru de oldukça sıkıntılı gün-
ler geçiriyor. Krizin yol açtığı
zarann 21 ulusal havayoiunun
üye olduğu Avnıpa Havayolla-
n Birliği'ne faturasının 1990 yı-
lında 600 milyon dolan buldu-
ğu tahmin ediliyor. Savaş ne-
deniyle artan havacılık sigorta-
sı primleri, uçak yolcularından
ahnıyor. THY'nin 18 ocaktan
bu yana sürdürdüğü uygulama-
ya göre, tüm Avrupa noktala-
nyla Kıbrıs uçuşları için 30 do-
lar, ABD ve Uzakdoğu uçuşla-
nnda ise 100 dolar tutanndaki
sigorta farkı. müşterilerden tah-
sil ediliyor.
Tekstîlde uyarı sinyaliHam bez ve iplik ithalatıyla başlayan tekstil
sektöründeki kriz, Körfez'deki savaşla doruk
noktasına ulaştı. Ürettiği malı satamayan bazı
fabrika sahipleri üretimi durdurmayı çözüm
olarak görüyor.
SEVtNÇ BAYSAL
BURSA— Tçkstilin onemli
üretim merkezlerinden biri olan
Bursa'da tezgâhlar durma nok-
tasına geldi. Tekstil sanayicileri,
hükümetin ham bez ve iplik it-
halatına Lzin vermesiyle başla-
yan krizin, Körfez'deki savaşla
doruk noktasına ulaştığını söy-
lediler.
Bursa'da küçük ve orta bu-
yüklükteki tekstil işletmeleri, sa-
tışlann durma noktasına gelme-
siyle üretimde çeşitli önlemleri
gundeme getirdiler. Işletmelerin
bir kısmı işçilerini zorunlu yıl-
lık izne çıkararak üretimi azalt-
mayı planlarken bir kısmı da
üretim birimlerinden bazılannı
kapatmayı tercih ediyor.
Hükümetin kumaş ve iplik it-
halatına izin vermesiyle başla-
yan krizi ihracatla ve Doğu Av-
rupa ülkelerine yatınm yaparak
çozmeyi planlayan ünlü tekstil-
ci Ali Osman Sönmez, savaşın
>'arattığı belirsizlik nedeniyle ya-
tırımlan ertelediklerini söyledi.
Yatınmları ertelemenin yanı sı-
ra artan stoklar nedeniyle geçı-
ci olarak üretimi durdurmayı
düşündüklerini belirten Sön-
mez, "İnsanlar televizyonlanmn
başında savaşın nasıl sonuçlana-
cağını merak ediyor. tki metre
bez yerine bir çuval un almayı
tercih edivorlar haklı olarak. ıç
ve dış pazarlara satışımız iyice
azaldı. İhracatımız geçen ocak
ayında 10 milyon dolarken bu
ocakta 1 milyon dolar civann-
da. Stoklar erimiyor. Bu dunım-
da üretimi geçici olarak durdur-
mak mecburiyetinde kalacağız"
dedi.
Pilot sanayi bölgesinde kuru-
lu bulunan, polyester iplik üre-
timi yapılan İpsan'da ise iplik
bölümü tamamen kapatılarak
134 işçinin işine geçen ay son ve-
rildi. Geri kalan 200 dolayında-
ki işçiye ise dönüşümlü olarak
zorunlu yıllık izin kullandırıh-
yor. Sarayörme'ye bağlı olarak
calışırken "iplik fiyatlarına ge-
len zamlar' gerekçe gösterilerek
kapatılan Süperteks ise üretimi-
ni, tıp fakültesinin altındaki böl-
gede, atölyeler düzeyinde sür-
dürmeye çalışıyor. Sendikacılar,
Süperteks'in atölyelerinde işçile-
rin kaçak olarak çalıştınldığını,
bölge çalışma müfettişlerinin de
yetersiz kaldığını öne sürdüler.
Koza'dan ipek ipliği üretilen
Kozabirlik'in fabrikası da geçen
yılın şubat ayından bu yana ya-
şadığı krizi aşamayınca çözümü
150 işçiden 87'sinin işine önce-
ki gün son vermekte buldu. Ko-
zabirlik yetkilileri, işçi ücretleri
ödemek için kullandıklan kredi-
leri bile ödeyemediklerini, iplik
satışlarının ise durduğunu söy-
lediler. Öz Iplik-lş Bursa Şube
Başkanı Sami Duran, hüküme-
tin yanlış politikalannın fatura-
ının işçiye çıkartıldığını belirte-
rek Körfez krizinin bu politika-
lara alet olarak kullanıldığını
söyledi. lşçilerinin yansı çıkar-
tılan Kozabirlik'te toplusözleş-
me görüşmeleri uyuşmazlıkla
sonuçlanmış ve grev karan alın-
mıştı.
İşçi sayısını azaitarak maliyeti
düşürmeyi planlayanlar ise taz-
mrnatlarını alarak ayrılmayı
"gönüllü" isteyenlerden ise baş-
hyor. TEKSİF Pilot Sanayi Şu-
besi Başkanı Cahit Durun, bu
tür bir anlaşmayla işten ayrılan-
lann yüzde 50'yi bulduğunu
söyledi. Cahit Dursun, işçilerin
"Nasıl olsa işveren bu koşullar-
da bizi işten atar. Bir bahane bu-
larak beş parasız atılmayı göze
almaktansa işverenin tazminat-
la işten atma teklifini kabul
ederim" anlayışı ile hareket et-
tiklerini bildirdi.
Sendikaçılardan edinilen bil-
giye göre Körfez krizinin baştn-
dan bu yana bireysel işten atma-
larda yoğunluk gözleniyor. Sen-
dikacılar, bir yıl içinde 2 bin
500*ü aşkın işçinin atıldığını ve
imzalanan toplusözleşmelerin
ardından işten çıkarmalann sür-
düğünü söylediler.
Otomotiv 1991'den endişeliSavaş nedeniyle talebin gerilediği otomotiv
sektöründe, toplusözleşme ile gelecek maliyet
artışlarından da korkuluyor.
Ekonomi Servisi — Savaş ne-
deniyle talebin önemli ölçüde
gerilediği otomotiv sektörü, ha-
len süren grev ve anlaşma sağ-
landıktan sonra artacak mali-
yetlerden endişe duyuyor.
Otomotiv Sanayi Derneği
(OSD)'nin 17'nci Olağan Genel
Kurulu'nda konuşan Başkan
Ali thsan İlkbahar, Türkiye'nin
1991 'e Körfez'de süren savaşın
etkisi altında girdiğini belirterek
bu etkinin büyük bir talep da-
ralması yarattığını söyledi. İlk-
bahar, yeni yılda savaş dışında
taşıt vergilerindeki artışlar, fab-
grev ler ve toplusöz-
leşme imzalandıktan sonra or-
taya çıkacak maliyet artışlany-
la karşılaştıklannı anlatarak
"Yüzde 250-260'hk artışla bag-
lanacak gibi görünen toplusöz-
leşmeler maiiyetlerimizde yüzde
20-30 oranında artış yaralacak.
Bu artışı fiyatlara hemen yansı-
tamay acağımıza göre 1991'e za-
rarla başlayacağız" dedi. OSD
Bakanı otomotiv sanayi için
uzun vadeli bir plan hazırlan-
masını, taşıt alım vergilerinin
yerli otomobil ve minibüslerde
düşürülmesini ve yerli üreticile-
rin yaptığı ithalata daha düşük
gümruk vergisi uygulanmasını
istedi.
ODS Genel Kurulu'nda
TAYSAD Başkanı Ahmet Ar-
kan da 1990'da yoğunlaşan oto-
motiv ithalatının terbiye değil
tehdit oluşturduğunu savunarak
ithal otomobillere kota uygu-
lanmasını önerdi. Arkan, AT ile
gumrük birliğine gitmeden öne
detaylı bir çalışma yapılarak
uyumun hangi aşamalarda ger-
çekleşeceğinin saptanmasını is-
tedi.
Genel kurulda konuşan Ha-
zine ve Dış Ticaret Müsteşar
Yardımcısı İbrahim Çakır ise
otomobil ithalatına kota uygu-
lamasının söz konusu olmaya-
cağını belirterek ithalata karşı
alınacak tedbirlerin antidam-
ping yasasını uygulamak ve
standart kontrolü yapmak oldu-
ğunu anlattı. Çakır, Hazine'nin
önümuzdeki günlerde belirli
mallar için yoğun şekilde kalite
ve standart kontrolüne başlaya-
cağını açıkladı. DPT Müsteşar
Yardımcısı Turgut Tüten de
otomotiv sektörü için geçen yıl
getirilen teşviklerin ana amacı-
nın otomobil üretiminden çok
yan sanayinin gelişmesini amaç-
ladığinı söyledi.
Genel kurulda yapılan seçim-
de OSD'nin yönetim kurulu tek
bir isim değişikliği ile tekrar gö-
reve getirildi. Ali Ihsan İlkba-
har'ın yeniden başkan seçildiği
yönetim kurulüna Renault'dan
Murat Toksoz girdi. Eski yöne-
tim kurulu üyesi Yavuz Celasin
ise denetim kurulu üyeliğine ge-
tirildi.
TESK araştırması:
Esnafm
hasılat
kaybı%74
ANKARA (ANKA) — Kör-
fez krizinin yol açtığı olumsuz
koşullar Güney ve Güneydo-
ğu Anadolu'daki esnafı önem-
li olçüde etkiledi. Esnaf yüz-
de 73.8 oranında bir hasılat
kaybına uğrarken ortaya çıkan
koşullar nedeniyleyüzde 15'lik
bölümü yeni iş sahalan anyor.
Türkiye Esnaf ve Sanatkâr-
ları Konfederasyonu, Körfez
krizinin E-24 karayolunun
gectiği iller ağırlıklı olmak üze-
re Güney ve Güneydoğu Ana-
dolu'daki esnaf ve sanatkârla-
rı ne ölçüde etkilediğini belir-
lemek üzere bir araştırma yap-
tı. Araştırma sonucu hazırla-
nan rapora göre bölge ekono-
misi önemli bir durgunluk ya-
şıyor ve önemli darboğazlar
içinde bulunuyor.
Araştırma çerçeveşinde
Mersin, Adana, Gaziantep,
Şanlıurfa, Mardin, Diyarba-
kır, Adıyaman ve Hatay ille-
rindeki esnaf ve sanatkârlar
arasında uygulanan anket so-
nuçlanna göre bölge esnaf ve
sanatkânnın yüzde 91.7'sinin
gelir düzeyi düştü. Esnaf ve
sanatkârların hasılatı, kaybı
yuzde 73.8 düzeyinde belirlen-
di. Anket uygulanan esnaf ve
sanatkârların yuzde 89'unun
kamu kurum ve kuruluşlarına
borcu bulunuyor. Yaklaşık
yüzde 15'i yeni iş sahası ara-
yan, yüzde 10'u da işi bırak-
ma durumuna gelen esnaf ve
sanatkârlar yanlannda çalışan
181 kişinin işine son verdiler.
İşi bırakma durumunda olan
esnaf arasında ulaştırma sek-
toründe bulunanlar ilk sırayı
alıyor.
Yüzde 68'inin çok zor du-
rumda olduğu belirlenen böl-
ge esnafının yüzde 36'sı düşük
faizli ve uzun vadeli kredi is-
tiyor.
İgÇİNİN EVRENİNDEN
ŞUKRAN KETENd
Savaş Oyunu
Belleğimizin güçlü olmaması ile tanınıyoruz. Yine de o ka-
dar yakın geçmişte, öylesine çok vurgulandı ki unutmuş ola-
mazsınız. En başta Sayın Başbakan, ilgili bakanlar, bazen
aynı gece arka arkaya televizyona çıkıp maden işçisine ve-
ritecek ücreti nerede ise açıkarttırmaya çıkarmışlardı. Bir sürü
milyonlu birtakım hesaplar yapılıyordu.
Ertesi gün maden işçisi, kamuoyunun aldatılmaya çalışıl-
dığını anlatabilmek üzere yürüyüş ve mitinglerinde ürettiği
sloganlarla yanıt vermeye çalışıyordu: 'Halkımız,madenci ya-
lan söylemez, halkımız.hükümet yalan söylüyof.' Halkımız
hangi tarafa inanıyordu? Yapılmış kamuoyu araştırmalan ol-
madığı için net bir şey söylemeye olanak yok.
Ancak halkımızın Sayın Başbakan ın birçok kez, çıplak,
net, cebe giren' diyerek yer üstü işçisi için 1.5 milyona ve
yeraltı işçisi için de 2 milyona yaklaşan ücretten söz ettiğini
unutmuş olamaz. Heie de kamera karşısında elinı cebıne so-
karak gorüntü verdiğini.
Hükümetin başı Başbakan, toplu pazarlık masasında o\-
masa da Mecliste, basın açıkiamasında herkesin göreceği,
izleyecegi üzere 'verdim' demişse bu söz biraz ciddiye aJn
nır.
Genel Maden-İş Sendikası yönetimi de öyle yaptı. Başba-
kanın televizyondan yaptığı resmiyete dökülmemiş çağnyı
ciddiye aldı. Yılbaşı tatilı denmeden, biraz fiili bir durumla
kendilerini Abant'a gdrüşmeye çağırttı. İnsanlar yılbaşı ge-
cesi hazırlığı sonra da eğlencesini yaşarken. saatler süren
görüşme oldu. Başbakan "net, çıpiak, cebe girecek' diye ver-
diği sozü yineliyor, ancak bunun yazılı bir protokole dönüş-
türülmesine yanaşmıyordu. Başbakan verdim dediği raka-
mın yevmiye karşıltğının 40 bin lira brüt otduğunu iddia edi-
yordu. Aylık 1.2 milyon brüt anlamma gelen bu yevmiyeden
1.5 milyon nete nasıl ulaşıldığının hesabı bir türlü yapılamı-
yordu. Sonunda görüşmenin bir gün sonra teknik uzmanla-
rın da katılacağı Ankara'da devamına karar verikji.
Ankara'da değişen bir şey olmadı. Başbakanın, bakanla-
rın sayısız kez 'verdik' dedikleri rakamlar ortaya çıkmadı.
Başbakan aylar önce kamu işvereninin toplu pazarlık ma-
sasında verdiği toplam rakama 250 milyarlık bir ek yaptığını
açıklamakla yetindi. Bu da ortalama yevmiyelerde ilk altı ay
için 50 bin ve ikincı altı ay için 64 bin lira civannda bir raka-
ma geliyordu ki özü Başbakan'ın 'aylık çıplak, net, cebe
giren' diye açıkladığı 1.5 milyonun net değil brüt olarak ve-
rilmesı anlamındaydı. Genel Maden-İş bu rakama 'evet' di-
yemedi. İşçi yürüyüş ve mitinglerinde bu gelişmeye tepkisi-
ni, Halkımız Başbakan yalan söylüyor çarptık, böldük, he-
sap tutmuyor' sloganı ile dile getirdi.
35 gün Zonguldak içinde maden işçisinin kadınlannın, hal-
kı yanına katarak her gün on binlerie yürümesi, protesto mi-
tingleri düzenlemesi bir sonuç vermeyince de bir insanın ko-
lay kolay dayanamayacağı koşullarda, kış ortasında dağlar
arasından, geceler soğukta, sokakta, uykusuz geçirilerek,
polis ve asker kuşatmasında Ankara'ya doğru 4 gece 5 gün
süren büyük yürüyüş' gerçekleştirildi. Genel Maden-İş ve
maden işçisinin Zonguldak halkının karartılığı, sadece hü-
kümeti değil, eylemi destekleyenleri de ürküttü. Başbakan,
sendıka yönetimi ile görüşmek üzere Bolu'ya geldı, herkes
arabuluculuk rclüne ve hükümet verecek taahhüdüne gir-
di. Bolu'da Başbakan ücret görüşmedi, "Tehdidi kaldırın, An-
kara'ya gelin görüşelim' dedi. Başta Türk-İş yönetimi, bir he-
yet halinde Mengen'e gelen sendika başkanları, muhalefet
partilerınin aracı milletvekılleri, Başbakan'ın 'gereken me-
saj verildi' sözünü kılıf yaparak Genel Maden-İş'ten işçiyi
Zonguldak'a döndürmesini istediler. Hükümetin sözleşme
masasına yeni ücret teklifi ile geleceğine adeta kefil oldu-
lar.
Genel Maden-İş yönetimi bu güvenceleri ölçü almaktan
çok, işçiyi efsker barikatı karşısında asker ve polisle çatıştır-
mamak, soğuğa kırdırmamak için Zonguldak'a dönüş kara-
n verdi. Başbakan'ın sözüne, çağrısına uyarak yönetim toplu'
pazarlık masasına oturmak üzere Ankara'ya gitti. Bu arada
beklenen ve halkın iradesi dışında Türkiye'nin de içine so-
kulduğu sıcak savaş çıktı. Başbakan 'işlerinin yoğunluğu-
nu!' gerekçe yaparak Genel Maden-İş yönetimini 15 gün sure
ile Ankara'da oyaladı. Lütfedıp görüştüğünde verilebılece-
ğin verilmiş olduğu söylendi. Sözde uyuşmazlığı çözmede
cansiperane çalışan Çalışma Bakanı İmren Aykut'un hükü-
met adına son sözü de çıplak, net, cebe giren' diye ilan edtl^
miş rakamın brütü oldu.
Hükümet savaşa sığınmış, maden işçisine oyununu oy-
namıştı. Sadece hükümet miydi savaşa sığınan? Ya da ma-
den işçisini ortada bırakmaya çalışan? Hafta boyunca yine
savaşa sığınılıp, Şevket Yılmaz'ın kalp krizi gerekçe imza-
layanı pek belli olmayan ve 110 bin civannda işçiyi bağla-
yan tekstil sözleşmesinin canı yanan işçilerinden tepkiler gel-
di. Ö^kelerini 'yandık' sözcüğü ile dile getirip, tepkilerini na-
sıl kanalize edebileceklerinin yolunu araştırıyorlar. Dertleri
sadece brüt 1.5 mılyonluk düşük buldukları ücret de değil.
Sözleşme yeni kitlesel işçi kıyımlarına kapı açtı. Bir de söz-
leşmenin yürürlük tarihinin eylülden pcağa kaydırılması ile
görülmeyen bir gizli kazık var. Türk-İş yöneticileri bir yan-
dan da kamu işveren sendikalan yöneticileri ile hükümet ara-
sında grev ve uyuşmazlıktaki diğer sendikalar için maden
işçisini yalnız bırakmak üzere arabuluculuk yapıyor, Türki-
ye Maden, Selüloz-İş sendikalan bile kullanılmaya çalışılı-
yor. Başını kaldıranın, başını ezmek gerek. Ola ki kötü ör-
nek ola.
Dünya değiştı, iletişim olanakları ve araçları da. Olanları
bütün dünya ve Türkiye işçi sınıfı izliyor. İşçiler örgütleri ile
olamasa da yürekleri ile maden işçilerinin yanında. Savaş
oyunlan, başını kaldıranın başını ezmeye yetebilir mi sanı-
yorsunuz? Buna inanmak, insana, insan onuruna geleceğe
inanmamak olmaz mı? Biz insana, insan onuruna inanıyor
ve güveniyoruz...
Lnşaata, Birleşîk
Almanya dopingî
Ekonomi Servisi — Birleşen
Aimanya'nın sermaye olanakları
Türk müteahhitlerine doping
olacak. Federal Aimanya'nın
özellikle eski Doğu Almanya
bölumünde ortaya çıkan imar
ihtiyacı Türk müteahhitleri için
yeni iş olanakları yaratırken,
SSCB'de Aimanya'nın bağışla-
dığı paralarla gerçekleştirilecek
konut projelerinde Türkiye'nin
şansının yüksek olduğu belir-
tiliyor.
Dış Ekonomik Ilişkiler Kuru-
lu (DEİK) Türk-Sovyet İş Kon-
seyi, Sovyetler Birliği'nde inşa
edilecek asker konutlarının bir
bölümü için Federal Alman hü-
kümetinin 7.8 milyar marklık
bağışta bulunduğunu dikkate
alarak mıiteahhit firmalar ile
Federal Alman Dışişleri, Ekono-
mi ve Sanayi bakanlıkları tem-
silcilerini bir araya getirecek bir
toplantı düzenliyor. F. Alman-
ya, söz konusu konutlarda Do-
ğu Almanya'dan çekilen asker-
lerin barınak olması nedeniyle
finasmana katılıyor. Toplantıy-
la ilgili olarak DEtK'ten yapılan
açıklamada Federal Aimanya'-
nın SSCB'de inşa edilecek 72 bin
asker konutundan 36 bini için
finansman sağladığı hatıriatıla-
rak projey le ilgili olarak acüacak
uluslararası ihalede Türk mute-
ahhitlerinin şansının yüksek ol-
duğu kaydedildi. Açıklamada
şöyle denildi:
"DEİK Türk-Sovjet tş Kon-
seyi üyesi olan mıiteahhit firma-
lar 4 yıldır SSCB'de yapılan çe-
şitli inşaat projelerini üstlenmiş
ve bunlar arasında 5 firma ilk
taahhütlerini tamamlayarak
ikind tşlerini almışlardır. Bu fir-
malaıia SSCB pazanna ilgi gös-
termiş olan diğerlerinin Alman
hukümeti finansmanıyla yapıla-
cak konutlann ihalesinde önem-
li şansa sahip olacaklan sanıl-
maktadır."
Öte y'andan merkezi Alman-
ya'da bulunan Türkiye Araştır-
malar Merkezi'nin yaptığı ince-
lemeye göre Türk müteahhitle-
rinin eski Doğu Almanya bölge-
sinde açılacak inşaat ihalelerin-
de de büyük şansı bulunuyor.
Merkezin Başkanı Prof. Dr. Fa-
nık Şen'in konuyla ilgili açıkia-
masında iki Almanya'nın birleş-
mesinin beklenenin aksine ülke-
nin kalkınma hızını ve istihdam
hacmini arttırdığı hatırlatılarak
önümuzdeki dönemde Türkiyei
nin müteahhitlik hizmetleri dı-
şında turizm hareketleri ve ihra-
cat olanaklan açısından da kârlı
çıkabileceği vurgulandı.