02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 Şendağ: Sıkıntı çekecegiz • ANKARA (UBA) — Doğnı Yol Partisi (DYP) Adana Milletvekili Orhan Şendağ, Körfez savaşı sonrası Türkiye'nin büyük sıkıntılar yaşayacağını söyledi. Orhan Şendağ yaptığı acıklamada, Körfez savaşı nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın Türkiye'nin Irak'la ilelebet komşu bir ttlke olarak bir arada bulunacağını ve asıl sıkıntının da, bundan sonra başlayacağını öne sürdü. Türkiye'nm ilk defa böyle bir olayda milli birlik ve beraberlik gosteremediğini hatırlatan Şendağ, bunun suçunun da muhalefette değil, iktidarda olduğunu söyledi. Karagücü avantajı • ANKARA (AA) — ANAP Genel Başkan Yardımcısı Metin Gürdere, Körfez savaşının başlaması ile birlikte başlayan harekâtta, Irak'ın kayıplarını yerine koymasının mümkün olmadığını söyledi. Gürdere "Irak bugün harekâtın başladığı güne göre çok daha zayıf" dedi. Gürdere, müttefik kuvvetlerinin de, Körfez savaşmda bazı kayıpları olduğunu, ama bunlan giderebilecek gücü bulunduğunu söyledi. "Kayıplanna rağmen, Saddam büyük bir güçtür. Asıl gücü kara kuvvetlerinden oluşmaktadır" şeklinde konuşan Gürdere, Irak kara gücünün, tran savaşı deneyimi nedeniyle avantajlı olduğunu söyledi. Gizli politika • ANKARA (ANKA) — Türkiye İnsan Hakları Vakfı Genel Sekreteri Haldun Özen, Türkiye'nin savaşa süreklenmesini istemediklerini belirterek, üslerin ABD komutasına verilmesini kınadı. Türkiye'nin aylardır yürütülen gizli bir politikanın sonucu olarak savaşa girebileceğîni ifade eden İHV Genel Sekreteri özen, "Aylardan beri kapaJı kapılar ardında, kamuoyuna ve TBMM'ye yeterince bilgi vermeden adım adım yürütülen gizli, saklı ve karanlık bir politika sonucunda ülkemizin hiçbir ilişkisi olmadığı bir savaşa sürüklenmesine kesinlikle karşıyız" dedi. 'Savaşa girmeyeliırf • ANKARA (ANKA) — Birlik Partisi (SBP) Genel Başkanı Sadun Aren, üslerin yabana güçlerce kullanılmasına izin verilmesinin Irak'a Fıilen savaş açmak anlamına geldiğini belirterek üslerin kullanılmasına karşı çıktı. Sadun Aren yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Körfez kriziyle ilgili olarak BM kararlanna uyma yükümlülüğünü ambargo uygulayarak yeterince yerine getirdiğini belirterek "BM'nin, zor kullanılmasına müsaade eden kararına uyma zorunluluğu yoktur. Zaten savaşın tek gerekçesinin ülkenin fıilen silahlı bir saldırıya uğraması olduğu bilinen bir gerçektir. Türkiye, Irak tarafından böyle bir saldırıya uğramamıştır" dedi. Çelebi iyimser • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürostı) — Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Işın Çelebi, Buca ilçe İcongresinde, "Petrol boru hattından Irak, Türkiye sayesinde yılda 100 milyar dolar gelir elde etmiştir" dedi. Ankara saniyede 8 metreküp su kullanırken, Irak'a saniyede 500 metreküp su akıtıldığını belirten Çelebi, demokrasi rüzgânnm yakında Ortadoğu'da da kendini hissettireceğini söyledi. Anavatan Partisi Buca İlçe Kongresi'de konuşan Devlet Bakanı Işın Çelebi, petrol şokunun Türkrye'de hükümetin aldığı önlemlerle en aza indirildiğini söyledi. tnönüy durumun utanç verici olduğunu söyledi Ibpraklarımızı kiraladık iilke durumuna geldiğini" söy- ledi. İnönü, bu politikada milli birlik sağlanamamasmı "iyi" olarak nıteleyerek, hükümetin, sorumluluğu Genelkurmay Baş- kanlığı'na yıkmaya çalıştığını belirtti. SHP Parti Meclisi, İnönii'nün çağrısıyla Körfez krizindeki ge- lişmeleri görüşmek üzere dun SHP Genel Başkanı İnönü, Türkiye'nin emperyalist ve oportünistlerin yardımcısı durumuna geldiğini belirtti. İnönü, "Hükümet sorumluluğu Genelkurmay Başkanhğı'na yıkmaya çalışıyor" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bttrosu) — SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, "Türki- ye'nin toprak- lannın bir bölümünü kiraya ve- rerek çıkar sağlayan oportünist, emperyalistlerin yardımcısı bir Muhalefet bastırdı Hükümet Meelis'e bilgi verecek ANKARA (Cumhuriyet Bü- • rosu) — Muhalefet partilerinin yoğun baskılan sonucu hükü- met, bugün TBMM'ye Körfez savaşı ve Türkiye'nin izlediği po- litika konusunda bilgi verecek. TBMM'nin dünkü oturumunda da hükümetin konuya ilişkin bilgi vermemesi, muhalefetin protestolanna yol açtı. DYP'H miUetvekilleri, birleşim sona er- dikten sonra da genel kurul sa- lonundan çıkmadılar. SHP ve DYP grupları olağanüstü top- landı. Daha önce alınan karar uya- nnca dün çalışma günü olma- masına rağmen toplanan TBMM Genel Kumlu'nda otu- rumu yöneten ANAP'U Başkan- vekili Yılmaz Hocaoğlu, hükü- metin söz talebi olmadığını açıklayınca SHP ve DYP millet- vekilleri sıra kapaklarını vurarak tepki gösterdiler. Muhalefet mil- letvekilleri, "Gelişmeleri CNN'den mi izleyeceğiz" diye bağırdılar. SHP Grup Başkan- vekili Hasan Fehmi Güneş aya- ğa kalkarak, "Hükümet bilgi versin, vermeyecekse neden Medis'i topluyorsunuz" diye sordu. Hocaoğlu ise hükümetin söz istemi bulunmadığı için "ya- pacak bir şey olmadığını" söy- ledi. DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel'in katılmadığı ge- nel kurulda DYP ve HEP mil- letvekilleri birleşimin kapatılma- sından sonra da &lonu terk et- meyerek bir süre oturma eylemi yaptılar. Genel kuruldan sonra SHP ve DYP grupları toplanarak geliş- meleri değerlendirirlerken, Baş- bakanlık'tan Yıldırım Akbulut 1 un bugün TBMM'ye bilgi vere-- ceği öğrenildi. DYP grup toplantısında hü- kümetin tutumunu eleştiren Ge- nel Başkan Demirel, "Türkiye 1 nin Saratoga uçak gemisinden farkı yoktur" dedi. Demirel, Türkiye'deki meydanları "baş- kalannın kullanmasının" sa\-a- şa davet niteliği taşıdığını anlattı ve "Hükümet nal topluyor, yok orta yerde hükümet" diye ko- nuştu. olağanüstü toplandı. Toplantı- nın açış konuşmasını yapan İnö- nü, "Irak'ın fiize saldmlannın, gücünün heniiz ortadan kaldın- lamadığını gösterdiğini, Irak'ın Israü'e yaptığı saldırılarta sava- şı genişletmeyi amaçladığını" anlattı. Savaşa katılmayan ülke- lerin banş girişiminde bulunma- lan gerektiğini kaydeden İnönü, "Gerektiğinde TBMM olarak yeni kararlar almalıyız. Özal'ın biitün gayretlerine karşın dış po- litikamızı sağlam çizgide tutma- ya çalışmamız şarttır" dedi. Ozal'ın BM Güvenlik Konse- yi kararında geçen "uygun yar- dım" ifadesine gerekli sözlerini ekleyerek kamuoyunu kandır- maya çalıştığını öne süren İnö- nü, üslerin kullanılmasına izin vermenin yanlış olduğunu kay- detti ve şöyle konustu: "Sayın Özal bunu bir açık- gözlük olarak gösterraeye çalı- şıyor. 'Bundan bir tehlike çık- maz mı?' diyen gazetecilere, 'Amma korkaksınız' diyor. Bu- nun korkuyla ilgisi yok. Bunun ulusal egemenlikle, ülkenin onu- ruyla ilgisi var. Irak saldırmaz- sa savaşa girmeyeeeğiz, diyerek irademizi bir başkasına terk edi- yonız. Niyelimiz savaşa girmek değil, ama topraklanmızın bir kısmını iltifaka terk ediyoruz, istediğiniz gibi kulianın diyoruz. Bunu niçjn yapıyonız? BM ka- rannda böyle bir şey yok. Ük de- fa bir ülke kendisi savaşa ginni- yor, ama topraklarının bir bö- lümünu savaşa açıyor. Savaşa girmeyen bir ülkenin bunu yap- ması ya kendisinin herhangi bir egemenlik gücünün olmadığı teslim olduğu anlamına gelir ya da bundan bir çıkar saglayaca- gı anlamına gelir. Başkasıns ül- kesini kiralayarak ondan bir çı- kar saglayacak. Bu kadar utan- dıncı bir şey." Türkiye'nin savaşa katılma- ması gerektiğini, zararın nere- sinden dönülse kâr sayılacağını anlatan tnönü, Batı basmmın Türkiye'nin tutumunu "Bir pay kapma, toprak açarak çıkar sağlama" olarak nitelendirdiği- ni söyledi. İnönu, "Tiirkiye çı- kar sağlayamayacağı gibi itiba- nmıza onarılmayacak bir yara açılacak. Türkiye birdenbire güçsüz, oportünist, emperyalist ülkelerin yardımcısı bir ülke du- rumuna geliyor" dedi. Üslerin kuUanımı Hükümetin üslerin kullanıl- ması yetkisini Genelkurmay'a devretmesinden Genelkurmay'ın rahatsız olduğunu kaydeden İnönü, "Bu, sorumluluğu baş- kasının üstüne atmaktır. Genel- kurmay da böyle bir yetkisinin olmadığını acıklayarak rahatsız olduklarını bildirdi" dedi. tnö- nii, Özal'ın önceki gece televiz- yonda yaptığı konuşmada "ak- tif politika izlenmesi gercktiği" biçimindeki yorumunu da eleş- tirdi. İnönü, TRT'nin ulusal bir TV olmaktan çıktığım, kriz boyun- ca Özal'ın maceracı politikasını desteklediğini söyledi. Magic Box hakkında tazminat davası açacaklarmı yineleyen İnönü şöyle konuştu: "Bizimle ilgili verdikleri ha- berler yalan. Bu yalan haberle- riyle SHP'yi küçük düşurmeye bir şirketin ne hakkı var? Sava- şın başladığı gece bana geldiler, ben genel merkezdeydim. Açık- lama istediler. Ben de kendileri- ne 'Siz korsan yayın yapıyorsu- nuz, yasadışı bir firmasımz, açıklama yapmam' dedim. Sanı- yonım buna kızarak yalan yayı- na başladılar. " SHP grubu S a v "S öncesi Güneydoğu'dan tzmir'e başlayan göç çoğalarak sürüyor. Mardin ve yöresinden İzmir'e gelen yurttaşlann bir bölümünün geri dön- meyeceği vurgulanıyor. Daha çok Mardin'den yoia çıkan genç, yaşlı, çocuk yanlannda çok mik- tarda >iyecek maddesi de getiriyorlar. tzmir Otogar Müdürii Ayhan Yolcu, Güneydogudan gelen yolcu sayısının büyük oranda arttığını, yatak, yorgan ve çok büyük çuvallarla otogara geien kalabalığın uzun süre tzmir'de konaklayacak izlenimi yarattığını söyledi. Güneydoğu'dan gelen yurttaşlann, eşvaJannın ynnı sıra canlı hayvanlannı satacak kimse bulamadıklarından keserek çuvallara doldunıp İzmir'e getirdikleri görüldü. Otogar yetkilileri savaşa Türkiye'nin de ginne teblikesi karşısında goçun gözle görüiür şekilde arttığını da söylediler. (Fotoğraf: Ümit Otan) Erdal İnönü dün toplanan TBMM Genel Kurulu'ndan sonra toplanan SHP grubunda yaptığı konuşmada, hükümetin, Körfez savaşıyla ilgili açıklama- larda bulunacağı düşüncesiyle genel kurula girdiklerini belirte- rek şöyle dedi: "tnciriik'ten kalkan uçaklar ne yaptılar? Halkunızı savaştan nasıl koruyacağız? Sayın Özal, CNN ya da korsan yayınlarda ne anlama gelen sözler söylü- yor? Türkiye, savaşın içinde mi, dışında mı? Türk milleti bunu TBMM'den öğrenmek istiyor. Korsan >ayın|ardan. başka ül- kelerin genelkurmay başkanla- rından değil." Cindoruk, özal'ın yanlış bilgi venliğinisöyledi 'Özal, GMVnin Çankayamuhabiri' DYP Genel Başkan Yardımcısı Cindoruk, özal'ı 'uçan halısına binmiş Alibaba'ya benzetti. Cindoruk, "Özal kumar bile oynamıyor. Kumarın belli kuralları vardır. Tombala çekiyor" dedi. ANKARA (Cumhuriyet. Bürosu) — DYP Genel Başkan Yar- dımcısı Hüsa- mettin Cindo- ruk, Cumhurbaşkanı Özal'ı "Si- birli halısına binmiş göklerde dolaşaa Alibaba'ya benzetti. Cindoruk, "Sayın Özal, cum- burbaşkanhğuun yanında bir ta- raftan da CNN'nin Çankaya muhabiriiğini yapmaktadır. An- cak bep yanlış bûgiler veriyor ve yaniış değerlendirmeler yapıyor. Onun için işine son verilebilir" dedi. Hükümetin Türkiye'deki askeri üsleri ABD uçaklarına açmakla ülkeyi bir uçak gemisi haline getirdiğini vürgulayan DYP Genel Başkan Yardımcısı Cindoruk, özal'ın şu aşamada Körfez savaşındaki bir banş gi- rişimine katkıda bulunup bu- rirken "Devlet yönetimi anaya- saya rağmen el değiştirmiştir. Başbakan ve hükümet, yürütme görev ve yetkisini sorumsuz cumhurbaşkanına devretmiştir. Bugün Bakanlar Kurulu bir ka- mu kunıluşu durumuna düşü- rülmüştür. Başbakan ise onun genel müdürüdür" dedi. İkinci temel sapmamn dış po- litikada yaşandığını ifade eden Cindoruk, bunu da şöyle açık- ladı: "Cnmhuriyetimiz dış politi- kada geleneksel karakterini kay- betmiştir. Aktif politika örtüsü altında bugün Türkiye, fırsatçı ve savaşçı bir devlet görnntüsü vermektedir. Komşulannın top- raklannda hesaplan ve istekk- ri olduğu izlenimini veren Türki- ye, bölgede güven, istikrar ve denge unsuru olamaz. Bu aktif politika değil. negatif dış poli- tikadır. Musul-Kerkük'ün ilhakı- nı amaçladığı izlenimini verenlunmayaçağı yolundaki bir soru- yu da "Özal şu anda bir B-52 bir Türkiye'nin Kuveyt'i ilhak bombardıman ucağının pilotu eden Irak'tan ne farkı kalır?" gibi davranıyor. Elinden gelse Türkiye'nin, kurulciuğu gün- uçağa atlayıp Irak'ı bombardı- den bu yana aktif, başanlı ve mana gidecek. Banşa nasıl kat- milli bir dış politika yürüttüğü- kısı olsun?" şeklinde yanıtladı. nü de belirten Cindoruk "Kısa Cindoruk, dün parti genel sürede üç dışişleri bakanı eski- merkezinde düzenlediği basın ten bir dış politika aktif değil, toplantısında, Özal cumhurbaş- kötürümdür" dedi. Körfez kri- kanı olduğundan bu yana Türk zinin başlangıcından beri diplo- dış politikasında iki önemli sap- masinin yeteri kadar etkin kul- ma olduğunu, bunlardan ilkinin lanılmadığını, "Sadece savaş iç, ikincisinin de dış politikada dosyasına gerekli belgelerin yaşandığını öne sürdü. Cindo- hazırlandığım" öne süren DYP ruk, birinci sapmaya örnek ve- Genel Başkan Yardımcısı Cindo- ruk, BM kararının da bir savaş kararı olmadığını, bir "polis ha- reketi"ni amaçladığını söyledi. "Milli bir dış politika bağımsız karar vermekle mümkündür. Türkiye bugün süper bir gücün aracı haline getirilmiştir. BM'nin kararlan bir yana bırakılmış, ABD'nin kararlanna uyulmuş- tur" diyen Cindoruk, İncirlik Üssü'nün ABD uçaklarına açıl- ması konusunda da şöyle konuş- tu: "Türkiye busayaşta artık ta- raf olmuştur. Üsler açılmış, ABD uçaklannın Türk toprak- larından kalkmasına izin veril- miştir. İncirlik bugün Kennedy uçak gemisinden farksızdır ve burayı tıedef haline getirmiştir." Hükümetin ABD'ye üslerin kullanılması konusunda yet- ki verebilmesi için, öncelikle yapılmış ikili bir anlaşmanın ourıası gerektiğini, bunun da TBMM'den geçirümeden uygu- lanamayacağını, bu yapılmadı- ğı için yaratılan fiili durumla anayasanın çiğnendiğini öne sü- ren DYP Genel Başkan Yardım- cısı Cindoruk, özal'ın Körfez politikasındaki "kumar" ben- zetmesine de değinerek, "Sayın Özal kumar oynadığı- nı söylüyor. Keşke kumar oyna- saydı. Kumar bile belli bir bilgi ve beceri ister, belirli kurallan vardır. Sayın Özal tombala çe- kiyor. Özal'ın politikası milli bir politika değildir, kişisel bir po- litikadır" dedi. Cindoruk, İncirhk Üssü'nün ABD uçaklarına açılmasından sonra bölge halkının büyük bir panik içinde yaşadığım, Güney- doğu'dan kitleler halinde göç başladığını da belirterek bunun sorumluluğunun da hükümete ait olduğunu söyledi. Sopıkpaniği, endtse, poronoya ve cözumsuzsük 2 5 ka yurdundo yaphgımn am'sa bir Ortadoğu! ozel f>esapları veperde arkası goruşmeter neler oluyort Türkiye çapında 25 kız yuıdunda yapbğımız araştmnanın sonuçlannı yayınlıyonız. Kız yurtlannda 'sapık paniği' ve olaylara yol açan nedenler. Hangi yurtlar sağlıksız? En çok sarkmtılık olaylanna nerede rastlanıyor? Anlabianlaı, iddialar ve yanıtlccr. Pekşen ve üğurlu Tempo'da Gazeteci ve yazar Yalçın Pekşen arük olaylan Tempo için izleyecek. Pekşen bu hafta Ayasotya'daydı. TV parodilerinin ve tiyatrolann vazgeçilmez yazan Necef Uğurlu Tempo için söyleşiler yaparak gazeteciliğe adım ata. Bu hafta Peride Celal'i Necef'ten okuyun. CUNEYT ARCAYÜREK YAZIYOR Artık Kudretimiz Dışında Kalan Sorunlar... ANKARA — Yakışıklının programı TÖ'nün yakışrksız bir yo- rumuyla başlıyor. Soruların daha başında söylediği şu: Körfez krizi başladıktan hemen sonra, BM'den Irak'a ambargo kortul- ması kararım kim çıkartmış? TÖ! Ya uluslararası askeri gücün oluşmasındaki marifet kiminmiş? Tabii TÖ'nün! Ambargoyu di- rençle uygulaması "koalisyonun teşkilini" sağlamış... Biz, son yedi yıkJaki icraatından dolayı Türkiye'nin TÖ'ye mirt- nettar olduğunu sanıyorduk. Meğer ne kadar yanilmışız. Ulus- lararası sorunda dünyaya yön verdiğinden bütün devletlerin, halkJarın, yönetimlerin TO'ye minnettar olması gerekmiyor mu? TOrk halkı, uluslararasında yeni yeni keşfedilen bir dehaya sahip olduğundan ne denli krvanç duysa, övünse hakkıdır. Ya böylesi bir dehayı tanımazlıktan gelen muhalefetle muhalif ya- zarlar? Elcevap: Cehennem ateşinde yanmaları mübahtır. Çankayalı "bizimki"nin övûndüğü o müthiş matematiksel mantık, Hodri Meydan'da müthiş bir açık verdi. Çoğunluğu TÖ'- ye ter döktürecek cinsten değildi soruların, ama içlerinde bir tanesi halkın -haklı olarak- kafasından çıkaramadığı önerrHİ bir konuyla ilgiliydi. Üsleri ABD'ye peşkeş çektikten sonra 'Hiilen" savaşa girecek rniydik? TÖ, hatim indiren hocalar gibi sağa sola hafifçe sallandık- tan sonra, "Ne havadan ne de karadan savaşa girmeyeceğimizi" söyledi. Ne çare, öne sürdüğü "koşul" hem mantığını hem de halka verdiği güvenceyi sıfıra indiriyordu. "Bir saldın olmazsa" girmeyecektik! İncirlik'le yetinmeyıp işe yarar ne kadar askeri havaalanı varsa, hepsini ABD'li komu- tan Schvvarzkopf'un (Türkçesi: Kara Kafa) buyruğuna sunan TÖ, Türkiye'nin bu davranışını Saddam'ın savaş kararı kabul edip etmediğini nereden biliyordu? Üstelik, İncirlik'ten saat başı kalkan uçaklann Irak'ı dümdüz etmesine izin vererek zaten biz, Irak'a savaş ilan etmiştik. Ankara'ya göndermesine gerek yok. Örneğin Adana'yı ya da herhangi sınır illerimizden birini bir iki füzeyle yoklamaya kalk- sa, bize göre "saldın" kuralı işlemiş olacak ve havadan da ka- radan da saldırıya geçecektik. özetle, durum TÖ'nün halka sindirmeye çalıştıklarıyla ben- zeşmiyordu. Savaşa girip girmemek bobürlendiği gibi TÖ'nün elinde de- ğildi. Savaşa girmeyeceğımiz yolunda TÖ'nün halka verdiği gü- vencelerin beş paralık degeri yoktu. Fiilen savaşmak Saddam'ın parmağının ucundaydı. Irak'tan Türkiye'ye bir saldın olursa bu, içinde bulunduğumuz savaşa "fiilen" katılmamızın gerekçesi olacaktı. Saddam güneyde uğraşırken böylesi mantıksız hareketle ku- zeyde ikinci bir bela alır mıydı başına? TÖ, on yıllık dostu Sad- dam'a "deli" diyordu, "gaddar" diyordu, "ne yapacağı bilin- mez"diye konuşuyordu son zamanlarda. Ya deli kuyuya taş atarsa?.. Savaş olasıltğı dün başkentte sadece ilgili kurumları uğraş- tırmadı. Genelkurmay'da sûrekli ve yoğun toplantılar, çalışmalar yapılırken halk tedirgindi. Gereken süre beklemeyi göze alma- dan üsleri birden ABD'ye peşkeş çeken TÖ'nün TV'den söy- lediklerini halk yeterli ve doyurucu bulmuyordu. Bize göre; krizin başından beri savaşa çalışan TÖ üslerin kul- lanımında, Beyaz Şaray'la aylardır "mutabakat halindeydi". Dün söyteşiyorduk inönü ile "Evet, zaten başından beri bir oyun oynuyorlardı. Baştan beri Türkiye'yi adım adım savaşa sokmak veya adım adım Türkiye'yi kullanmaktı oyunun kuralı" dedi. İncirlik'ten Irak'ın kuzeyini vurmak icin gece gündüz kalkan uçaklara Suudi Arabistan'daki komutan Schwarzkopf buyruk veriyordu veTürk askeri makamlan "devredışıydı". İnönü söy- lüyordu bunlan ve İnönü, "bağımsız Türk topraklarında dışarı- dan komuta" edıldiğinı kabul ediyordu. SHP liderine göre "karşılığında ne alacağımız bilinmeden Türk topraklannı vermiştik." Iktidar evirip çevtrmiş, ^'Generhl Kara Kafa'yı muhatabımız" yapmıştı. İnönü, "Bazı bölgetert- mizi TÖ'nün hayalleri uğruna ABD'ye, karşılığında bir şey al- madan kiraladık" diyordu. TV'deki TÖ'nün "cesurum, korkmu- yorum, istediğimi yapanm" diye gerekçeler gösterdiğine de- ğinıyor ve gülüyordu. İnönü gibi Demirel de TÖ'yü izlemişti TV'de. "Meclis'te is- tediği yetkinin gerekçesini açıklamıyor, daha sonra bu yetkiye dayanarak şunları yapıyorum diyor. İşte bizim sürekli ikiyüzlü- lük dedığimiz bu" diyordu. Söyleşimizdeki sorusu şuydu: "Kör- fez'de savaşanlara bu işi bir an önce bitirmeleri için yardım et- meye Türkiye'nin ne mecburiyeti ne de buna gerek var?" Bizdeki üsler, örneğin incirlik, ABD'li General Schvvarzkopf- un egemenliğinde miydi acaba? Bu konuda muhalefetin "devre dışı" saydığı askeri kesimden bir üst düzey yetkilisi anlamlı bir yanıt verdi: "Üslerle itgili konuları Dışişleri açıklıyor, lütfen oraya sorar mısınız?" Politika dışında askeri hiyerarşiyi de ABD'ye mi "kilitledik" acaba? Özal, Saddam ve Kiirt devletlÖzal neden "yeniden yetki" talebine evet dedi? Saddam'ın Apo'nun da katıldığı Kürt liderleri toplantısında otonom Kürt devleti projesi nasü gundeme geldi? Özal, Saddam'ın Kuveyt'ten çekiLmesinden niçin korkuyordu? ÖzaJ'm Körfez hesaplannda burün bu sorular birbiriyle ve Özel Harp daiıesiyle yalandan ilgili. Sorulann yanıtlannı Tempo'da bulacaksınız. Savaş sonrası Türkiye Dışişleri eski bakanı Mesut Yılmaz, SHP'nin göîge dışişleri bakanı Ismail Cem, Körfez • savaşından hemen önce bölgeden dönen Necmettin Erbakan ve Uluslararası Stratejik Araştırmcilcrr Enstitûsü Ortadoğu Uzmanı Albay Duncan'ın değerlendirmeleri. SHP'nin çengeli SHP'liler HEP'çileri 'dönmeleri' için ikna etmeye çalışıyor. İnönü'nün haber gönderdiği HEP'liler kimler ve ne yanıt verdiler? Maket uçaklar PahaL ve yeni yaygınlaşan heyecanlı bir hobi. Maket uçakçılığın foıoğıaflarla oyküsü. Gerillaiar ve seçim Nikaıagualı lider Tomas Borge iddia ediyor: "Latin Amerika'da solcular aruk yönetime seçimle gelecek." Borge'nin sosyalizmin geîeceğine ilişkin gorûşleri. Walkman'e dikkat Gençler arasında hızla yaygınlaşan VValkman'le müzik dinlemenin ne gibi zararh sonuçlan var biliyor musunıız? Otobüste doğalgaz Doğalgaz sonunda belediye otobüslerine de sızdı. Uygulamanm yararlan ve sakıncalan. HAFTAUK HABER DERGISİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear