18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 SHP lideriInönü, ÖzaVın kısasürelisavaşistediğini, kumar oynadığını söyledi *Savaşa hayır 9 mitingiSHP'nin başlattığı "Savaşa karşı banş" mitinginde konuşan Erdal Inönü, "Özal'a, Saddam'a, Bush'a sesleniyorum. Sorunlan savaşla değil barışla çözelim" dedi. Miting sonrası olaylar çıktı. Polisten kaçmak için trene binmeye çahşırken düşen iki genç kızdan l'i öldü, diğeri yaralandı. YALÇ1N ÇAK1R SHP'nin Iskenderun'dan son- ra ikinci "Savaşa Hayır" mitin- gi dün, daha önce "savaşa kayır" dediği için tutuklanan li- se öğrencisi N.A!nın okulu vc evinin bulunduğu Pendik'te ya- pıldı. On binlerce kişinin katıl- dığı miting sonrası, yürüyüş ya- pan bir grupla güvenlik güçleri arasında catışma çıktı. Polis, göstericileri dağıtmak için hava- ya ateş açtı. Çıkan kanşıklık ne- deniyle bir anda panik başladı. Bu sıralarda trene binerek olay yerinden uzaklaşmak isteyen iki kız kardeşten biri öldü, birinin durumu ise ağır. N.A. ile birlikte kürsüye çıkan SHP Genel Başkanı Erdal Inö- nü, Türkiye'nin kalbinin "banş" için attığını belirterek, "Sayın Özal'a, ABD'ye ve Saddam'a sesleniyorum. Sorunlan savaşla değil banşla çozeHm. ABD yet- kilileri, Sayın özal'ın söyledik- lerine aldanmasınlar. Aldanır- larsa pişman olurlar. Çünkü Türk halkı savaş istemiyor. Sa- vaşa karşı hayır diyor" dedi. Ülkedeki sorunlann "erken seçimle" çözümleneceği görüşu- nü yineleyen Inönü, hükümet yetkililerinin ulkede milli birlik ve beraberlik olmadığı yolunda şikâyetleri bulunduğuna dikkat çekerek, "Milli biriik ve beraber- lik halkın, ülkenin ortak çıkar- lan söz konusu olduğunda ger- çekleşir. Burada oyle bir dunım yok. Bir kişinin kumar hevesi var" diye konuştu. Mitingden sonra "Savaşa hayır"dıye bağı- rarak yürüyen bir gruba polis, havaya ateş açarak engel olmak istedi. Yurüyüşçülerle polis ara- sında çıkan taşlı sopalı kavgada iki genç kız yaralandı. SHP genel merkezinin başlat- tığı "Savaşa karşı banş" kam- panyası kapsamında tstanbul il örgütünun dun Pendik'te düzen- lediği "Savaşa Hayır" mitingine katılım ve ilgi buyük oldu. Pen- dik Meydanı'na sabah saatlerin- de gelen partili partisiz yurttaş- lar, öğrenci dernekleri, meslek örgütleri, sendikalar ve grevde- ki işçilere önce SHP Genel Sek- N.A. SHP'NİN MİTİNGİNDE— SHP tl Başkanı Ercan Karakaş 'Savaşa hayır dediği için yargılanan Pendik Lisesi öğrencisi N.A.'yı da kürsüye çıkarttı. (Fotoğraf: Ufur Günyüz) reter Yardımcısı Eıtugrul Günay konuştu. Candan Sabuncu, Şükran Kurdakul, Gülsen Tun- cer alandakilere "banş" şiirleri, Grup Merhaba da banş şarkılan okudu. E-S Karayolu'nun Çağ- layan Kavşağında konvoy oluş- turan SHP'lilerin yolu tıkaması üzerine Genel Başkan Erdal Inönü, uzun süre SHP'nin seçim otobüsü GUneş 2'ye ulaşamadı. Yüzlerce araçtan oluşan bir konvoyla Pendik'e gelen Inönü ve beraberindekiler bu kez alan- daki kalabalık nedeniyle konuş- manın yapılacağı yere ulaşmakta güçlük çektiler. Alanda üzerin- de "ABD ve petrol şeyhlerinin çıkarları için kan dökmeye ha- yır", "Emperyalist savaşa hayır", "Savaşa hayır, seçime evet", "Sa- vaşa hayır demokrasiye evet" ya- zılı pankartlar dikkati çekti. SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin'le birlikte 21 milletvekili, PM ve MYK üyeleri, il, Uçe baş- kanları, belediye başkanlan ve parti yöneticilerinin katıldığı mi- tingde Îstanbul İl Başkanı Ercan Karakaş, "Bu giin burada sava- şa hayır divoruz. Şimdi sizlere N.A.'yı takdim ediyorum. NA. aramızda" diyerek Pendik Lise- si'nde okul duvarına "savaşa hayır" diye yazdığı için tutukla- nan N.AIyt kürsüye çıkarttı. Mitingi izleyen yaklaşık 50 bin kişi, N.A!nın kürsüye çık- ması üzerine, "Savaşa hayır", "Özal istifa" diye bağırarak al- kış tuttu. Daha sonra kürsüye gelerek söz alan SHP Genel Başkanı Erdal Inönü, Türkiye'- nin kalbinin "banş" için attığı- nı söyledi. Konuşması sık sık al- kışlarla ve "Başbakan tnönii" sloganlarıyla kesilen tnönü, "Burada yalnız Türkiye'ye değil, bütün dünyaya haykıracagız" di- yerek şunları söyledi: "Pendik insanlann banş iste- gini en guzel ortaya kovdugu yerdir. İnsaniannuzı buraya ge- tiren banş ve yaşama isteğidir. Başkalannın çıkan için bizi kimse savaşa sokamaz. Bakınız şimdi bu manzarayı TRT de çe- kecek. Sayın Özal da seyretsin bunu. Bakın halk 'Sen kim için bizi savaşa sokuyorsun? Biz bu kuivarda değiliz' diyor. Bütün dünya bu manzarayı görsün. Türkiye'de bu kadar sorun var- ken bizi başkalannın hesabına kim savaşa sokabilir?" Türkiye'nin en önemli sorun- larından birisinin pahalılık ol- duğunu söyleyen İnönu, emeğin hakkını almanın birinci sorun- lan olduğuna dikkat çekerek, ad vermeden Devlet Bakanı Güneş Taner'i eleştirdi. Taner'in "Enf- lasyonu aşağı çekemezsem isti- fa ederim" dediğini hatırlatan İnönu, "Enflasyonu vatandaş ç.özecek. Nasıl? Seçimle çözecek" diye konuştu. Çahşma barışının sağlanmasının gerekli- liğini anlatan SHP lideri konuş- masını şöyle sürdürdü: "Atatürk'ün sloganı 'Yurtta sulh, dünyada sulh'tur. ANAP- ın sloganı ise 'Yurtta çekişme, dunyada kavga'dır. Sayın Özal kim güçlüyse onun yanında olu- yor ve 'Ben şahinim" diyor. Bun- lar marifet değil. Bu iktidar ye- ni bir maden keşfetti. Sayın Özal da yeni bir maden keşfetti. Te- lefon elinde her gün Bush'la gö- riişüyor. Peki biz niçin savaşa gi- receğiz bunu bilen var mı?" İnönü'nün "Savaş istiyor mu- sunuz?", "Biz niçin savaşa gireceğiz" gibi sorularına kala- balık sürekli "Hayır" yanıtı ver- di. Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın "kısa süreli savaş" iste- diğini belirten Inönü, "Sayın Özal'ın yaptığı bu şey vatanda- $uı hayatıyla kumar oynamak- tır. Başkasının hayatıyla kumar oynanmaz. Başkasının hayatını kumara sürenler vebal altında kalır. Kısa süreli savaşla insan- )ar ölmeyecek mi? Ölenler bir daha geri mi gelecek? Hayatta kalanlar bir şeye bakarlar. Sa- vaşta olenler ulusal çıkar için mi >oksa birisinin çıkan için mi öl- dıiler diye bakarlar" dedi. İnönü, Başbakan Yıldırım Akbulut'un konuşma biçimini taklit ederek "Akbulut milli bir- lik ve beraberlik oimadıgını söy- luyor. Milli biriik ve beraberlik halkın ve ülkenin ortak çıkarla- nnı konımak için olur. Burada öyle bir dunım söz konusu de- gıl. Vatandaşm hayatıyla kumar oynayan hiç kimse kazanamaz. Hem kumarda tek kişi kazanır" dedi. Miting alanına çok sayıda ço- cuğunun da anne ve babalannın omuzlannda geldikleri dikkati çekti. 'Biz savaş istemiyor, okul istiyonız', 'Babalarımız savaşta ölmesin', 'Sürekli banş', 'Özal istifa' gibi pankartlann bulun- duğu miting sonrası yürüyuş ya- pan bir grupla güvenlik kuvvet- İeri arasında çatışma çıktı. Pen- dik'ten Kartal'a yüruyen bir gru- bu polis Kartal yakınlarında durdurdu. Savaş karşıtı slogan- lar atrnaya başlayan grubu da- ğıtabilmek için po'isin havaya 10-15 kez ateş ettiği öğrenildi. Bu sırada olay yerinde bulu- nan Yadigar Coşkun (22) ve Sel- ma Coşkun (19) adlı kardeşler, kargaşa nedeniyle tren köprü- sunden aşağıya düştuler. Olay sonucunda ağır yarala- nan kardeşler hemen Kartal Devlet Hastanesi'ne kaldınldı- lar. Ancak, Yadigar Coşkun tüm çabalara rağmen kurtanlamaya- rak hayatını kaybetri. Ağır yara- lanan kardeşi Selma Coşkun ise ameliyat edildi. Hastane yetki- liJeri, Selma Coşkun'un ameli- yatla dalağının alındığını ve kı- nlan kolunun alçıya konulduğu- nu bildirdiler. NOTLAR NA'yı sanık yapan iki sözcüğü, on binler haykırdı CELAL BAŞLANGIÇ SHP otobüsünün önunde kadınlarla er- kekler el ele halay çekiyor. SHP lideri, eşi Se- vinç tnönü ile otobüsün önünden el sallıyor. Kadınlann, erkeklerin ellerinde lacivertli,- kır- mızılı "Savaşa hayır" bayrakları var. Araç- lardan "Savaşa hayır" pulları atılıyor. Pen- dik alanının dort bir yanı savaş karşıtı pan- kartlarla donanmış. SHP otobüsü tıklım tık- lım dolu alana girerken binlerce insan bağı- rıyor: —Savaşa hay«-._ SHP, dun son yılların en yığınsal miting- lerinden birini yaptı Pendik'te. II Başkanı Er- can Karakaş, mitingin yapılacağı alana gider- ken "Dün akşam besapladık. Pendik alanı kırk bin kişilik. Eğer tam dolarsa en az kırk bin kişi katılmış demektir" diye anlatıyordu. Araç telefonundan alandaki arkadaşlarını arayan Karakaş'ın yüzüne bir gülümseme gel- mişti: —Arkadaşlann verdiği habere göre alan dolmuş, ara sokaklara doğru da yıgılmalar vannış. SHP Genel Sekreteri miting alanında "12 Eylül'den bu yana en yığınsal siyasal gösteri" değerlendirmesini yapıyordu. Alandaki bin- lerce insanın başında mavili beyazh SHP şap- kaları vardı. Bir yanında "Savaşa hayır' di- ğer yanında "Yaşasın banş" yazıyordu. SHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Moğultay, alandaki binlerce insana soruyor- du: —Özal savaş, halk banş istiyor. Özal mı dognı söylüyor, halk mı? Binler tek bir ses olmuş, bağırıyor: —Halk. —Özal'ın sesi Bush'un sesi, Amerika'nın sesi. —Yuuh... —Bu güzel ülkemizin savaş alanı olması- nı istiyor musunuz? —Hayır. Alanı dolduranlar "Savaşa hayır" diye ba- ğırırken mikrofona SHP tstanbul İl Başka- nı Ercan Karakaş, gencecik bir kızı binlerce kişiye tanıtıyor: —Liseli bir kızı 'Savaşa hayır' dediği için tutuklamışlardı. Şimdi biz burada binlerce ki- şi 'Savaşa hayır' diyomz. Bize ne yapacakla- nnı merak ediyorum... Şimdi size 'Savaşa hayır' dediği için tutuklanan N.A.'yı takdim ediyorum. N.A.'nın üzerinde kırmızı bir kazak var. Yakasında "Biz de haksız savaşa ha>ır diyo- ru.T" yazısı asılı. Bir elıııı Karakaş, diğer eli- ni Moğultay kaldınyor N.AÎnın. Alanda coş- ku patlaması yaşanıyor. Binlerce kişi iki söz- cüğü haykınyor: —Savaşa hayır... Bir gün "Savaşa hayır" dediği için okul sı- rasından alınıp götürülen Pendik Lisesi öğ- rencisi N.AÎnın sevinci pırıl pırıl gözlerinden okunuyor. Kendisini sanık durumuna düşu- ren iki sözcüğü, şimdi okulunun bulunduğu ilçenin alanında on binler haykınyor. SHP'nin, "Savaşa hayır" mitingini Pendik- te yapması daha bir anlam kazanıyor o an- da. tstanbul il örgütünun geceli gündüzlü ça- lışması beklenen sonucu vermiş. Hemen her kesimden katılım sağlanmış. tşçi ve memur sendikaları, meslek odalan, öğrenci dernek- leri, tnsan Haklan Derneği pankartlarını aç- mış. Alanda grevci işciler de var. Bir yanda "Gamak grevi 99. güniinde" diğer yanda "Malazlar grevcileri, grevde 216. gün" pan- kartları okunuyor. Görüntu İnönü'nün de dikkatini çekmiş olmalı. "İki yüz bin işçi grevde" diyor tnönü, "Nereye baksam, grev göriiyonım, grevci işçi göriiyonım." tnönü konuşurken coşku doruğa tırmanı- yor. İnönu alandaki doluluktan hoşnut. Her- kese elini havaya kaldırtıyor. Sonra da tele- vizyon kamerasını gösterip alandakilere ses- leniyor: —Kamera çekecek boş yer bulamıyor. Ne- reye baksa insan göniyor. Kaldınn ellerini- zi, herkes duysun 'Savaşa hayır' dediğinizi. Özal da duysun. Bu akşam televizyon göste- recek. Eğer göstennezse.. ben ona gösteririm. Inönü, alandaki herkesi görmek istiyor. Ancak otobüsün üstünde gezinmesi, alanın konumundan dolayı yeterli olmuyor. Inönü yine alandaki binlerce insanı güldUrüyon —Otobüs ufak geliyor. Böyle büyük mey- dana tren lazun. 'Savaş ve grev konjonktürii' SHP'ye yeni bir ivme kazandırmış, tabana bir canlılık getirmiş. Dünkü miting de bunun bir göstergesiydi. Miting bittiğinde, alanın dağıl- ması yürüyüşe dönüşüyor. Binlerce insan sı- ralar halinde Pendik'in sokaklanna doğru da- ğılıyor. Öğrenciler bir yana, işçiler, memur- lar başka sokaklara doğru gidiyor. Attıklan slogan aynı: —Emperyalist savaşa hayır. N.A!nın "Savaşa hayır"ını, dün Pendik ala- nında on binler seslendirerek başka bir an- lam kazandırdılar. Miting alanı dağılırken se- kiz yaşlarında bir çocuk elinde karton üzeri- ne yazılmış bir sözle koşturuyordu: —Ölmek değil, okumak istiyorum. DiyarbakırUssü'nde 3 filo hazır^ ^ n ı İWArinA ica c-A\rİ0 tnnııcttı* Mehmet Yazar Belçikalı filo komutanı Albay Joly, "Biz caydırıcı olmak için geldik, onun için uçaktaki silahlar savunmayayönelik, ama misyonumuz değişirse silahlar da değişir" dedi. EVREN DEĞER DİYARBAKIR— Körfez kri- zinde "kritik saatler" için geri sayım surerken Diyarbakır'daki 8. Ana Jet Üssu'nde 3 ayn jet fi- losunun goreve hazır olduğu bil- dirildi. Üste halen bir Türk F-16 filosu, bir F-104 filosu ve çevik kuvvete ait 16 uçakhk Belçika1 ıun Mirage-5 filosu bulunuyor. Üste konuşlu bulunan bir F-104 filosunun Batman Hava Üssü- ae^ keşif uçaklarından oluşan başka bir filonun da Muş Ha- vaalanı'na kaydınldığı Öğrenildi. Ctte yandan hava kuvvetleri ko- mutanı Orgeneral Siyami Taştan da dün bölgeye gelerek hava bir- liklerini denetledi. Diyarbakır'daki müttefik ba- sın merkezinden (APİC) dün de 8. Ana Jet Üs Komutanlığı'na bir basın turu düzenlendi. Üste ilk olarak Belçikafilosununko- nuşlandırıldığı 181. Filo Komu- tanlığı binasında Belçikalı pilot- larla söyleşi yapıldı. Belçika fi- losunun komutanı Albay Jean Joly, Diyarbakır Üssü'ne 16 Mirage-5 uçağının intikal ettiği- ni, filoya ait 2 uçağın ise halen Balıkesir Hava Üssu'nde bekle- diğini kaydetti. Albay Joly Di- yarbakır'da hava koşullarından da yakınırken uçakların yer des- tek malzemelerinin de usse ge- tirilemediğini söyledi. Albay Joly konuşmasmda sık sık Türkiye'ye "caydıncı olmak amacıyla" geldiklerini yineler- ken "Olası bir savaş durumun- da Diyarbakır'da mı kalacaksı- nız yoksa Belçika'ya geri mi doneceksiniz" şeklindeki soru- ya, "Emir ve komuta zincirinde hareket kontrolü NATO'ya bağ- lıdır. Oradan gelecek direktifle- re göre hareket edeceğiz" lcarşı- Iığını verdi. Albay Joly, Belçika filosunun moral durumuna ilişkin bir so- ru üzerine ise şöyle konuştu: "Moral durumumuz gayet iyi. Biz her şeyden önce askeriz. Bir baba olarak tabii ki şu anda lil- kemde olmak isterdim. Ama as- ker oldugumuz için buradayız." Irak uçakları karşısında Bel- çika uçaklannın etkili olup ola- mayacağı yolundaki bir soruya da Belçikalı filo komutanı, "Bi- zim ucaklar için yaşlı deniliyor. Ancak yaşlı demek kötü demek değildir. Ayrıca uçaklarda her türlu modifikasvon ve degişik- lik vapılmıştır. Elektronik harp sistemlerimiz de vardır" yanıtı- nı verdi. Belçikalı komutan bir başka soru üzerine ise "Şu andaki mis- yonumuz sadece caydıncı. O ne- denle uçaklardaki silahlar da sa- vunmaya vönelik. Ama misyon değişirse ki bu politik ve askeri olarak alınacak bir karar, o za- man uçaklardaki silahlarımızı da defiştiririz" şeklinde konuş- tu. Albay Joly savaş olasılığı ko- nusunda ise "NATO caydırıcılı- ğa vönelik bir savunma paktıdır. 40 yıldır savaş çıkmaması NA- TO'nun görevini yerine getirdi- ğinin bir kanıtıdır" dedi. Güneydogu da savaş tatbikatianndan bir göriintü. (Fotoğraf: Rıza Ezer) sahip çıkıyorlar' ANKARA' (AA) — Devlet Bakanı ve hükümet sözcüsü Mehmet Yazar, muhalefet tara- fından banş mitingleri düzen- lenmesini eleştirerek "Dün işçimizi yollara düşürerek başa- nsız siyasetlerine çare arayan- lar, bugün de banş yanlısı kesilerek halkımızı meydanlara dökmeye çauşıyorlar" dedi. Devlet Bakanı Yazar, yaptı- ğı yazılı acıklamada şunları söyledi: " Anlaşılan Sayın Cumhurbaş- kanına husumül duvgusu, mu- halefetin gözünü öylesine karartmış ki gerçekleri bir tür- lü goremiyoriar. Nitekim Sayın Anamuhalefet Partisi lideri mi- ting meydanında Türkive'nin cumhurbaşkanını suçlamak te- laşı içinde adeta diktatöre sahip çıkar duruma düşmüştür. Geliniz, bu çıkmaz yollardan vazgeçiniz. Hem kendinize hem de iilkeye zarar vermeyiniz." Bakerhn tncirlik'te 15 saati ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın sis nedeniyle Ankara'ya inemeyip Adana'ya gelmesi ve geceyi Incirlik'teki ABD askeri üssünde geçirmesi, 'savaş hazırlıklannın son denetlenmesi' şeklinde yorumlara yol açtı. ÇETİN YİĞENOĞLU ~ ADANA— Ingiitere Başba- kanı W inston Churdll, Lanc- hester tipi özel uçakla ikinci büyük savaşın en kritik döne- minde bir ocak ayında gelmişti Adana'ya. Cumhurbaşkanı tnönü ile Yenice'de yapılan ta- rihi görüşme için günler önce- sinden yapılan hazırlıklar halkta heyecan, telaş ve karga- şa yaratmıştı. ABD Dışişleri Bakanı Ja- mes Baker'ın, Churcill'den yaklaşık yanm yüzyıl sonra yi- ne bir ocak ayında Adana'ya yaptığı sürpriz ziyaret de heye- can, telaş ve kargaşaya yol açtı. Körfez krizinde ABD-Irak diyaloğuna dayalı banşçı çö- züm olasılığımn azaldığı, savaş geriliminin doruğa çıktığı bir dönemde Baker'ın, ABD bir- liklerince kullanımı konusu diplomatik çevrelerde spekü- lasyonlara yol açan üsse gel- mesi dünyanın dikkatini lncir- lik'in üzerine çekti. Baker'ın Adana'ya gelişi üzerine bir anda pek çok ha- ber yayıldı ortalığa. Uçağın sis yüzünden Ankara'ya inemedi- ği belirtilmişti. Ancak Penta- gon'un, "güvenlik" nedeniyle Baker'ın geceyi lncirlik'te ge- çirmesini daha uygun gördüğü haberi bildiriliyordu. Bunun yanı sıra uçakta Ba- ker ve 22 gazeteciden başka ABD Silahlı Kuvvetleri'nin üst düzey komutaniannın bulun- ması, olası bir "kritik aşamada" icabında Irak'a kar- şı bir "kıçkaç operasyonu"nda kullanılacağından söz edilen tncirlik'in denetlenmesi, savaş hazırlıklannın gözden geçirilmesi" türünden yorum- lara da yol açtı. Uçağın Incirlik'e inecegi ke- sinleşüıce bu kez askeri önlera- ler, tavernalanndan müzik scs- lerinin geldiği tncirlik kasaba- sında "renkli yaşam"ın hava- sını değiştirdi. O sırada bir il- kokulun balosuna katılan Adana Valisi Recep Binia Özen ile Emniyet Müdûrü Me- te Altan henüz Baker'ın uçajı inmeden Incirlik Ussü'ne vardılar. lncirlik'te olağanüstü saat- ler yaşanıyordu. Dün sabah Baker'ın, Ankara'yı ziyaretin- den vazgeçip Londra'ya ucaca- ğı bildiriliyordu. Bu yüzden Cumhurbaşkanı Özal'ın tncir- lik'e geleceği haberi bir anda yayıhverdi ortalığa. Yenice'den sonra ikinci bir tarihi buluşma mı gerçekleşe- cekti Adana'da? Ancak bu so- ru öğle saatlerinde anlamını yitirdi. Baker'ın geceyi geçirdiği tn- cirlik ve çevresi düne pınt pı- rıl bir güneşle başladı. Ameri- kalı personelin otomobiliyle, bisikletiyle ya da yürüyerek Üs içindeki evlerinden çıkarak "totil" görüntüsü vermesi, tn- cirlik kasabası sakinlerinin si- nirlerini yatıştırdı. Yaklaşık yarım yüzyıl önce tnönü ile Cburcill'in gerçekks- tirdiği gibi dün Adana'da "ta- rihi buluşma" olmadı. Ancak ABD Dışişleri Bakanı James Baker'm lncirlik'te geçirdiği on beş saat, sürpriz de olsa ta- rihi ziyaret' olarak "siyasi ta- rih kayıtlanna geçecek" diye yorumlandı. Bir de, Baker ar- kasında, "Neden düu sabah degil de ögleden sonra 13.45'te Incirlik'ten aynldı" sonısu bıraktı. Kîs KISA • Deprem Denizli'nin Çameli ilçesinde dün sabah saat 07.12 sıralarında orta -. şiddette bir deprem oldu. Kandilli Rasathanesi yetkilileri, 4.4 şidde^indeki deprem üssünün Çameli ve çevresi olduğunu bildirdiler. Can kaybının olmadığı depremde, ilçede bazı evlerin sıvalan döküldü, bazı evlerin de - bacalan yıkıldı. • Karne İlk ve orta dereceli okullarda birinci yanyıl karnelerinin verilmesine iki hafta kaldı. Orta dereceli okullarda öğrenci notlannın 20 ocak tarihinden itibaren idareye verilmeye başlanacağı bildirildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear