18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbı Cumhurıyct Malbaaalık vt Gizeıeahk Turk Anonım Şırkcu adına NMhr N«di 0 Ccnel Yavın Mudliru Htsjn CeauJ. Muescse Muduru Emimt Ijikjıjpl, Yazı IşİCTi Muduru Okw GOMBSİ», • Habcr Mcrk«ı MudUru Yalçıa Bmytt, Sa>fa Duzem \önetmenı Ah Acar 0 Temsıkıler ANKARA Ahnrl Tu, IZMIR Hikmrt Çctıakıya. ADANA Çtlın l( FUllıka Crial B>)au(*. Dq Fbbcrlcr E l f n M o . Ekonomı Cnckt I.rfca. l> Sendıka Şttna t n a d . kultm Crial l Isunbul HabCTİC-ı KcoaJ Kajçtifc, Etnım Geaca> ŞayiML Yur Haberlm. Ncrtcl D o t » Spor Ûams-naıu «Malfca Duı Yazılar k m Çabtkaa. Vlşlınna ŞaUa Uam. Dazckmc \Mriak Yrao 0 Koonlınaıor U M Kamhu llicr I n l EıkH 0 MuhaKbe M e « «fcacr 0 BuIJt Plaajama Snfl Omaa*f|ln|»ı 0 RriLaro V » Tont» 0 Ek YIMT aı Ha*}* AkJOİ 0 Idarr Hasoia G ı m 0 Islcroe ÛMtef Çctfk 0 Btlgı Iskrm Kail l u l 0 Pmoi^ Sevfi Bostaacıotta Malı lavır kurutu FJaskı Otbı t, Ccnnl, Htkaıt bmı, 1 | î**ÇMk, AH M» rNadı Basan >e Yayan. Cumhurıyet Vialbucıhk ve Gazefccıhk TA.Ş. Türk Ocatı Cad 39/41 < H ı a ı 34334 Isı PK 24« Isunbul Td 512 05 05 (20 hii). Tdn 22246 Fu (1) 52» 60 72 0 Oka> Butılıır «jluln. ZIVJ Cokalp Blv lnkıiap S. No 19 4. Td 133 II 4M~ Tdc< 42344 F u |4> 133 Dau 05 65 0 I n l r H Zıya Bl> 1332 S 2/3. Tet 13 12 30 U o 52359 F u (M) !• 53 «0 t Tafl 0 AİML Inönu Cad 119 S. No 1 Kal 1 Td 19 37 52 (4 Kal). Tele* 62155. F u (71) 19 25 7S TAKVtM: 13 OCAK 1991 lmsak: 5.49 Guneş: 7.20 Öğle- 12.17 İkindi: 14.43 Akşam: 17.04 Yatsı: 18.29 Litvanya'nın başkenti Vilnius'taki binayı işgaleden Sovyet askerleri Devlet Başkanı konuşurken yayını kestiler Kızılordu radyo-TVye el koyduBaşkentte silah seslerinin duyulduğu ve yer yer çatışmaların meydana geldiği bildirildi. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Yeltsin, dün Baltık cumhuriyetlerindeki askeri işgalin sona erdirilmesi ve görüşmelere oturulması konusunda Moskova'yı uyardı. Dış Haberter Scrvisi — Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta Kmlordu'ya bağlı Sovyet askerlerı, dün geceyansı radyo ve televizyon binasını ele geçirdiler. Radyo ve televizyon yayınlannın kesildiği bildi- rildi. Sovyet askerleri önceki gün işgal et- tikleri Savunrna Dairesi, matbaa merke- zi ve subay okulundan sonra dün de Lit- vanya Polis Akademisi'ne ait iki bina ile ulusal muhafızlara ait bir villayı ele ge- çirdiler. TASS ajansı, önceki gün öldü- nılen kişinin Znamya gazetesi yayın yö- netmeni Ivan Fomin olduğunu bildirdi. Litvanya televizyonunda TSİ 02.15'te Devlet Başkanı Vitautas Landsbergis'in parlamentoda yaptığı konuşmanın nak- len yayımlandığını belirtildi. Landsber- gis'in "televizyon vayınının son dakika- lan olduğunu" belirttiği anda, ekranda bir kadının belirdiği ve bina içindeki Sov- yet askerlerinin göruntülerinin yayımlan- dığı kaydedildi. Daha sonra son gönintükr olarak, Vil- nius'un başka bir semtinde bulunan ya- yın kulesi önündeki insan kalabahğının yer aldığı ve bu kişilerin ardından ambü- lanslann geçtiği yayımlandı. Televizyonun yayını daha sonra tamamen kesildi. Bu arada, kentte makineli tufek sesle- rinin yanı sıra ağır makineli silah sesleri- nin de geldiği ve pek çok yerde ambülans sirenlerinin duyulduğu ifade edildi. Litvanya Parlamentosu tarafından ya- pılana açıklamada, kentte makineli tüfek seslerinin duyulduğu, ancak bunlann hal- kı korkutmak için yapılan atışlar olabi- leceği belirtildi. Kıalordu'nun Litvanya'daki işgal eyle- mine Batı'dan gelen sert tepkiler sürerken Rusya Federasyonu parlamentosu olağa- nüstu bir toplantıda bir araya geldi. Le- tonya'da da işgal eylemini kınayan bir açıklama yapıldı. Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'a bağlı Federasyon Konseyi, dün Gorbaçov'un başkanlığında bir ara- ya geldı. Toplantıdan sonra yapüan açık- lamada, Litvanya'daki sonınların siyasi yollardan çözülmesi gerektiğine işaret edildi. 15 cumhuriyetin temsilcilerinden oluşan ve geçen aralık ayında oluşumu onaylanarak Bakanlar Konseyi'nin yeri- ne geçen Federasyon Konseyi, Litvanya L ya inceleme heyeti gönderecek. SSCB lideri Mihail Gorbaçov, dun ya- yımladığı bir kararnameyle, Sovyet Ordu- su'nun "siyasi egitimini guçleadirmek" amacıyla Sovyet Ordusu, KGB, tçişleri Bakanlığı ve demiryolu güvenlik yöneti- mine bağlı tüm askeri birliklerde "siyasi- askeri birimler" oluşturulması talimatı- nı verdi. SSCB Savunma Bakanlığı, Litvanya'- nın başkenti Vilnius'ta, parasütçu ko- mandolann zorla girdikleri binaları "iş- gal etmedigini, sadece koruma altına aldığım" iddia ettı. SSCB Savunma Ba- kanlığı basın merkezi tarafından dün ak- şam yayımlanan açıklamada, Litvanya'- daki gerginliğin asıl sommlulannın Sov- yet askerleri değil, bu cumhuriyetin "Sovyet yasaiannı ve insan haklannı ih- lal eden" yönetiminin sorumlu olduğu savunuldu. Açıklamada, Sovyet birlikle- rinin denetim altına aldıklan binaların "anayasa karşıtı guçlerden korunması- nın" ve "hukuki sahiplerine teslim edilmesinin" amaçlandığı iddia edildi. AP'nin haberıne göre Sovyet askerleri Savunma Dairesi binası ile matbaa mer- kezini işgal ettikten sonra burada çalışan kişilere işyerlerini terk etmeleri emri ve- rildi. önceki gece matbaa merkezinin önünde bekleyen iki tank daha sonra çe- kilirken 8 silahlı araç yerlerinden aynlma- dı. Litvanya Parlamentosu'nda nöbet tu- tulmaya devam edüiyor. Yaklaşık 1000 ki- şi önceki gece bina çevresinde bekledi. Ye- rel muhafızlar ve Litvanyalılar ellerinde silah, demir çubuk, yüzlerinde gaz mas- keleri ile Sovyet askerlerinin olası işgal gi- rişimini geri püskürtmek uzere bekleşi- yorlar. Sovyet askerleri dün de işgal ettiklen binalara, polis akademisine ait iki bina ile geçen haftaya kadar ulusal muhafız- lar tarafından kullanılan bir villayı kat- tüar. Villa cuma günü askerlere destek ve- ren karargâha dönüştürülmüştü. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Bo- ris Yeltsin, dün Baltık cumhuriyetlerinde- ki askeri işgalin sona erdirılmesi ve der- hal görüşmelere oturulması konusunda Moskova'yı uyardı. Sovyetler Birliği'nin en büyuk cumhuriyetinde olağanustü bir toplantıda bir araya gelen parlamento li- derleri gelişmelerden büyük kaygı duy- duklannı açıkladılar. Başbakan adayı Mihail Gorbaçov, kendisine bağlı ola- rak kurulacak "küçıiltülmiiş" yeni kabi- nenin başkanlığına, halen görevde olan Nikolay Rijkov başkanhğındaki hukume- tın Maliye Bakanı Valentn Pavlov'u öner- di. LİTVANYALILAR NÖBET TVTUYOR— Pariamento binası önündeki nöeetierini sürdHraı bagunsıziık yanlılan, cevrede bnlunan Moskova yanlılanna "utanın" diye bağınyordu. Yerel polis ise iki gnıbun birbirine girmemesine çabalıyor. (Fotograt: REUTER) Yunanistan eski başbakanı PASOK liderinin eski eşi Margarita Papandreu IstanbuVdaydı 'Andreas, Lianfyi gördü, değiştfEşimin siyasi yaşamıyla hiç kuşkusuz ilgilendim. Ama onun siyasi etkinliklerine karışmamamın daha akıllıca bir davranış olduğunu biliyordum. Onunla çok sık meseleleri tartışırdık. Benim görüşlerime çok değer verirdi. Koskotas skandah yüzünden yargılanması beni kuşkusuz üzdü. Bu, ona yapılmış bir haksızlıktır. Andreas şu anda siyasi bir komployla karşı karşıya. LEYLA TAVŞANOĞLL^ Ince, uzun boylu, çok zarif, altmışın uzerindeki yaşma kar- şın hâlâ güzel bir sanşın. Mavi- yeşil gozleri ışıl ışıl... Bütün davranışları çok genç... Ses to- nu da genç... Bu kadın Marga- ret (ya da Yunancasıyla) Mar- garita Papandreu. Yunanistan'- ın eski Başbakanı, PASOK Par- tisi lideri Andreas Papandreu'- nun eski kansı... Karşüıkh Gü- venlik İçin Kadınlar Örgutü'- nün dünya koordinatörü... Amerikan asıllı Margarita Papandreu, örgutüne bağlı altı kadınla birlikte, Körfez krizinin bir savaşla noktalanmasını ön- leme çabalan için hafta içinde Bağdat'taydı. Atina'ya döner- ken tstanbul'a da uğradı. tstan- bul'da bulunduğu yanm gün kendisıyle konuşma fırsatını bulduk. Amman uzerinden dö- nerken bavulu Istanbul uçağına konulmamıştı. Uzun, gecikme- li bir uçak yolculuğundan son- ra Atatürk Havalimaru'na indi- ğinde Margarita Papandreu'da yorgunluktan eser yoktu. Bi- zamle konuştu, sonra sabahın erken saatlerıne kadar Boğaz'- da bir lokantada sodalı beyaz şarap içip bahk yedi. Oteline dönerken yine yorgun değildi. Üstündeki saman sarısı zemin üzerine ince sıyah kareli ceketi, yine saman sanlı siyahlı ipek bluzu ve siyah eteği kınşmanuştı bile. MARGARET PAPANDREU — Andreas'la hiçbir temasımız yok. Bu istek benden gelmedi. Neden onunla göruşme>eyim? Ama o benimle göruşmek isteraiyor. (Fotograf: Uğur Saner) MARGARİTA PAPANDREIPNUN İZLENİMLERİ Irak halkı çok sakinKarşüıklı Güvenlik İçin Kadınlar Örgiıtiı Dunya Koordinatörü Margarita Papandreu yanında çeşitli banşçı kadın örgütlerinden altı temsilciyle birlikte hafta içinde Bağdat'ta diplomatik temaslar yaptı. Irak hukümeti yetkililerine Körfez krizinin savaşa yol açmaması için bir barış planı sundu. Margarita Papandreu Bağdat'taki temaslanndan edindiği izlenimlerini şöyle anlatıyon "Saddam'la randevumuz vardı, ama bizi kabul etmedi. Çunkü tam o sırada Baker- Aziz görüşmesi yapılmıştı. Ama Saddam'ın yardımcısı, ayrıca Enformasyon Bakanı'yla uzun uzun göruştük. Sonra halktan kişılerle de goruşmelerimiz oldu. Bir tek şey çok kesin. Savaşı içtenlikle istemiyorlar. Ama Saddam Hüseyin'in haklılığına, kendi tutumlarının doğru olduğuna inançları tam. Ödun vermelerı gerektiğini ise hiç düşünmüyorlar. Gerekirse savaşmaya hazırlar. Ama yinelemek istıyorum, savaş istemiyorlar. Onlara bir de barış planı sunduk. Bakanların bu planı duyunca sevinçten havaya uçtuklannı doğrusu söyleyemem. Planımız şu: Körfez bölgesindeki butun askeri kuvvetler geri çekilsin, bu gerı çekilme işlemine BM askeri gücu nezaret etsin, Rumelia petrol bölgesi sorununu çözmek için bir Arap komitesi oluşturulurken bölgeye BM Barış Gucu gönderilsin ve Ortadoğu'nun daha aynntılı sorunlarını çözmek için uluslararası bir konferans toplanmasına karar verilsin. Anlaşmazhklar göruşmeler olmadan çozulmez. Soruna barışçı çozum bulunması için ınsanlık adına yapılan bir çağrı da planın içinde yer aldı. Aynı plan yazılı olarak Bağdat'taki ABD elçisine de verildı. Dikkatimizi çeken şey Bağdat'ta sokaktaki adamın çok sakın olduğu. Sanki birkaç gun sonra savaş çıkması tehlikesi gittikçe artmıyor. Onlar gündelik yaşamlannı yaşıyorlar. Onunla biraz özel yaşamın- dan, biraz politik yaşamından konuştuk. Acaba Margarita Papandreu, Andreas Papandreu'yla ne za- man ve nerede tanışmıştı? "Andreas'la ABD'de tanış- tık. Minnesota Üniversitesi'nde profesördü. Minnesota'da otu- ruyordum ben de. Üniversiteyi yeni bitirmiştim. Bir rastlantı eseri bir dişçinin muayenehane- sinde tanıştık. Kıbnslı (Rum) bir dişçiydi bu. Ben onun için bir kitap yazıyordum. O akşam üzeri ben bekleme odasında otu- ruyordum. Dişçiyle randevulaş- mıştık, kitap uzerinde çaüşacak sonra bir yerde ayak üstü bir sandviç yiyecektik. Dişçinin işi- ni bitirmesini beklediğim sırada içeri bir adam girdi. O sıralarda ben bir halkla iliş- kiler şirketi kurmuştum. Bir kız ticaret okulunun tarutımım ya- pıyordum. Tanıtım yazısında biraz hava olsun diye Fransız- ca bir deyün kullanmak istedim. Biraz Fransızca biliyordum, ama yeterli değildi. Içimde bir- duygu bana karşımda oturan adamın yabancı olduğunu söy- lüyordu. Adamda öyle bir ha- va vardı çünkü. Amerikalıların çoğu Fransızca bilmez. Adama Fransızca bilip bilmediğini sor- dum. 'Biiiyorum' deyince, ba- na yardım edip edemeyeceğinı sordum bu kez. Hemen kabul edip geldi, yanıma oturdu. Kul- landığım deyimin temelde doğ- ru olduğunu söyledi sonra. Tam havadan sudan konuşmaya baş- lamıştık ki bizim dişci dışan çık- tı. Bizi gorunce 'Oooo, siz tanış- mışsınız bile' diyerek guldu. Meğer Andreas, dişçinin arka- daşıymış. O akşam da birlikte yemeğe çıkmalarını teklif etmek için muayenehaneye gelmiş. Bi- zim dişçi, o akşam birlikte ye- mek yiyemeyeceklerini, çünkü çahşmamız gerektiğini, ama fazla uzatmamak koşuluyla bir- likte bir içki içebileceğimizi söy- ledi. Böylece yakınlardaki bır yere gittik. Dişçiyi unuttuk Biz Andreas'la konuşmaya öyle dalmışız ki, dişçiyi unut- muşuz. Bizim dişçi çok anlayış- lıydı.'Galiba bu akşam birlikıe yemek yiyeceksiniz' diyerek öneriyi kendi ortaya attı. Bir an- lamda da bize çöpçatanlık yap- mış oldu. Ben Andreas'a bak- tım. Benimle yemek yemek is- tiyordu. Yanmağız, 'Peki bu akşamki caltşmamız ne olacak?' diye sorunca bizim dişçi, 'Yok canım, önemli degil. Başka ak- şam çalışırız' yanıtım verdi. O akşam Andreas'la yemek yedik, dans ettik. Harıka bir geceydi. Sanıyorum Andreas'ta beni çeken en önemli şey onun da be- nim gibi politikaya ilgi duyma- sıydı. O sırada politikacı değil, universite öğretim uyesiydi. 1948'deki tanışmamız 1951'de evlilikle surekli bir bir- likteliğe dönuştu. Sekiz yıl son- ra da Yunanistan'a döndük. Artık dört çocuğumuz vardı. Andreas, Yunan ekonomisi üze- rıne bir yılhk bir inceleme yapa- caktı. O yıl boyunca ikimiz de Yunanistan'ın siyasi yaşamıyla yakından ilgilendik. Amerika'- ya döndükten sonra düşündük taşındık ve kararımızı verdik. Yunanistan'a yerleşecektik. Andreas, oncelikle Ekono- mik Araştırmalar Merkezi'nde gorev aldı. Ama esas amacı po- litikaya aulmaktı. Yunanistan'a yerleştiğimizde hemen hemen hiç Yunanca bilmiyordum. Bu yuzden gazetecilik olan mesleği- mi Yunanistan'da icra etmem olanaksızdı. Böylece Yunanca öğrenmeye başladım. Sonra da kamu sağlığı konusunda master yaptım. O yıllarda Yunanistan'- da çalışan kadına iyi gözle ba- kılmıyordu. flk yıllar siyasi enerjimi kullanma olanağını bu- lamadım. Ondan sonra da tam bazı siyasi etkinliklere başlamış- ken cunta iktidara geldi. Yıl 1967'ydi. Andreas, zaten etkın olarak siyasete girmiş ve tutuk- lanarak hapse atılmıştı. Andre- as'ı haftada iki kez, o da iki ya- nımda Stenli birer nöbetçi ve cam arkasından görebiliyor- dum. Onunla tngilizce konuş- mam yasaktı. Sadece Yunanca konuşabiliyorduk. Kadın hakları Bir yıl sonra Andreas hapis- ten çıkınca hemen ülke dışına gittik. I974'te cunta devrilince de geri dönduk. Geri döndü- ğumde bütün siyasi enerjimi Yunanistan'da kadın haklarına harcamaya karar vermiştim. Çünku ülkedeki kadınların ya- şamı beni çok etkilemişti. Margarita Papandreu, eski kocasının siyasi yaşamına karı- şıp karışmadığı konusunda şun- ları anlatıyor: "Genel anlamda hiç kuşku- suz ilgilendim. Ama onun siya- si etkinliklerine karışmamamın daha akıllıca bir davranış oldu- ğunu biliyordum. Benim kendi ayn siyasi etkinliklerim olmalıy- dı. Onunla çok sık meseleleri tartışırdık. Benim görüşlerime, düşuncelerime çok değer verir- di. Pek çok insan bana onu el- kileyip etkilemedigimi sormuş- tur ya da bunu düşunmüştur. İnsan böyle bir ilişkide hiç kuş- kusuz birbirini etkiler. Sonra te- melde siyasi felsefemiz birbiri- ne çok yakındı. Belki taktikler- de aynliTrorduk. Ama a>nı siya- si ideolojiyi paylaşıyorduk. Onun bazı vapüklanna karşı çı- kardım." Margarita Papandreu ayrıca PASOK'a uye olduğunu, ama şimdi 'malum nedenlerden dolayı' hiçbir etkinliği bulunma- dığının altını çizmeye de özen gösterdi. Eski kocasıyla, Dimitra Lia- ni yuzunden kendisinden boşan- ması ve sevgilisiyle evlenmesin- den sonra da göruşuyorlar mı? Margarita Papandreu hafifçe gulumsüyor: Andreas'la görüşmüyoruz 'Andreas'la hiçbir temasımız yok. Bu istek benden gelmedi. Neden onunla goruşmeyeyim? Ama o benimle göruşmek iste- miyor." 'Peki, ama niçin?' diye soru- yoruz. "Sizinle gorüşmemesi için biri onu etkiliyor mu?" Bir kahkaha atıyor, "Herkes böyle diyor." Peki, Koskotas skandalı yü- zunden Papandreu'nun yargı- lanmasına ne diyor? Margarita Papandreu'nun gözlerine birden yaşlar doldu. Bunu belli etmek istemıyordu. Duz bir ses tonuyla konuşması- nı surdurdu: "Bu beni kuşkusuz uzdü. Bu, ona yapılmış bir baksızlıktır. Andreas, şu anda siyasi bir komployla karşı karşıya. Taraf- sız bir mahkemeye sunulabile- cek hiçbir kanıt yok akyhinde. Bunun, onu alaşagı etmek için dttzenlenmiş bir komplo oldu- ğuna inanıyorum. Sağlık dunı- munun kötüliığunden yararlan- düar.' Davranışları değişti Peki, Papandreu 40 yıla ya- kın beraberükteliklerinde değişti mı? "Hayır. Özellikk de siyasi ki- şiliginde bir değişiklik olraadı. Ama o malum Uişki, Liani'yle ilişkisi başladığı zaman insan ve erkek olarak değişti. Bana olan davranışlannda hemen bir fark- lılık sezdim. Bu, o kadar belir- gindi ki. Bir kadın hemen anlar, bir şe>ler olduğunu hemen se- zinler." Kocasından boşandıktan son- ra da Atina'da yaşamaya devam ettiğini anlatan Margarita Pa- pandreu, "Ben Yunan vatanda- şıyım ve Yunan pasaportu taşı- yorum" diye de ekliyor. Papandreu'nun Davos'tan sonra Türk-Yunan ilişkilerini geliştirmek için hiçbir çaba har- camadığına dikkatini çekmemiz uzerine biraz duşundukten son- ra şoyle dedi: "tki ülke arasındaki sorunlan çözmek istedigine içtenlikle ina- nıyoruın. Çünkü komşu bir ül- keden korkmak, onun hareket- lerinden surekli kaygı duymak sağlıklı değil. Davos'tan sonra ne olduğunu tam olarak bilmi- yorum. Galiba içte baskı altın- da kaldı. Ya da başka bir şey- ler oldu. Kim bilir?" Işte böyle... Margarita Pa- pandreu İstanbul'da yarım gün kaldı. En çok üzulduğü de uça- ğının gecikmesi ve bavulunun kaybolması yüzünden zaman yi- tirerek Istanbul'u hiç göreme- mesi oldu. Ertesi sabah da Olympıc Havayollan uçağına binerek ulkesine dondu. Almanya'da oturma hakkı • ANKARA (ANKA) — Almanya'daki Türk işçilerinin oturma hakkı başvuruları konusunda yeni pürüzler çıktı. Almanya'daki yabancüar dairelerinin, 1990'ın son aylannda yapılan başvuruları yeni Yabancüar Yasası'na göre değerlendirme eğUimi, gerek Almanya'daki Türk isçileri arasında, gerekse Ankara'da tepki ile karşılandı. Almanya'daki Türk kaynaklarına göre eyalet hükümetlerine bağlı olan yabancı dairelerinin bir bölumu başvıarulan eski yasaya göre işleme koyarken bir bölümü de yıl sonuna kadar sonuçlandınlmayacağı gerekçesiyle bu konudaki kararlann 1991 yıhnda ve yeni yasaya göre verileceğini bildirmişlerdi. Yabancı dairelerin bu olumsuz yaklaşımı, Almanya'daki yabancüar arasında tepki yaratırken Alman Sendikalar Birliği, girişimlerde bulunarak bir geçiş süresinin tanınmasını önerdi. Ancak bu girişime şimdiye kadar olumlu bir yanıt gehnedi. Rusya Festival Solistleri • İstanbul Haber Serrisi — Konserler vermek üzere bir süredir ülkemizde bulunan "Rusya Festival Solistleri", İstanbul'da pazartesiden başlamak üzere 4 konser verecek. Cumhurbaşkanhğı ve Başbakanlık Muhabirleri Derneği'nin çağrısı ve Akabi-Tudek Ltd. firmalannın organizasyonu ile Türkiye'ye gelen topluluk, dün tstanbul Gazeteciler Cemiyeti'nde basına tanıtıldı. Herbiri uluslararası Une sahip 8 kişiden oluşan grup, Rus folk müziğinin yanı sıra Sovyet klasik muziği ile dünya halk ezgilerinden de örnekler sunuyor. Enerji 91 Fuan • İstanbul Haber Serrisi — Enerji 91 Fuarı, dün Tepebaşı'ndaki TÜYAP Sergi Sarayı'nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt tarafından açıldı. Fuar süresince, 15-16 ocak tarihlerinde "Enerji Tasarrufu Semineri" duzenlenecek. Konuyla ilgili öğretim üyeleri ve uzmanlar, enerji tasarrufu üzerine tebliğler sunacaklar. Bulguryiyin üşümeyin • İZMİR (ANKA) — Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), bulgurun "her keseye uygun çok yararlı bir gıda maddesi" olduğunu açıkladı. TÜBtTAK'ın buğday araştırmasında, 100 gram bulgurda 329 kalori enerji depolandığı belirtilerek tüketiciye bulgur tüketmesi önerildi. Turkiye'nin çeşitli yerlerinden getirilen bulgurların analize tabi tutulduğu araştınnada, bulgurun her yönuyle besleyici olduğunun ortaya konulduğu belirtilerek hayvansal proteın içeren gıdalan alamayanlara bulgur tüketmesi salık verildi. Tramvay'ın ilk kazası • İstanbul Haber Servisi — Yeni tramvay dün ilk kazasını yaptı. Taksim- Tünel seferini yapan 4 nolu tramvay Istiklal Caddesi'nde hafriyat çahşmalan yapan Mehmet Onur'un kullandığı 34 ZN 737 plakalı kamyonla çarpıştı. Kazada önemli bir hasar meydana gelmediği belirtildi. En pahalı caddeler • NEW YORK (UBA) — "Dünyanın en pahalı caddeleri" sıralamasında birinciliği Tokyo'daki "Ginza" caddesi aldı. İkinci sırada Hong Kong'daki "Nathan" ve "Queens Roads", üçüncü sırada ise New York Manhattan'daki "Beşinci Cadde" yer aldı. La Repubblica gazetesinde yer alan habere göre sıralama bu caddelerdeki dükkânların metrekare fiyatı dikkate alınarak yapıldı. Metrekare Fiyatı 6 bin 250 dolar olan (yaklaşık 19 milyon 700 bin lira) olan dükkânlar nedeniyle Tokyo'daki "Ginza" caddesi birinci sırayı aldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear