25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 TurgutÖzal New York'ta • NEW YORK (AA)— Cumhurbaşkanı Turgut özal dün geldiği New York'ta Amerikan bankaalan ve bazı işadamlan ile öğle yemeği yedi. "La Cote Basaue" adlı lokantadaki yemekte Cumhurbaşkanı Özal Amerikalı konuklanna, Türkiye'nin Körfez bunalimındaki konumunu anlattı ve savaşın Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerine değindi. Cumhurbaşkanı özal, yardım konusunda Türkiye'nin Mısır ve Ürdûn'le aynı kefeye konulamayacağını, Türkiye'nin dış kredilerini zamanında ödediğini, yardımdan çok Türkiye'ye yönelik ticaretin geliştirüip, yabancı sermaye yatınmına ağırlık verilmesinin yeğlendiğini söyledi. SPD birieşti • BERLtN (AA) — Federal ve Demokratik Almanya'nın Sosyal Demokrat Partileri (SPD) birleşme karan aldılar. Karar, partilerin iki gündttr Berlin'de sürdürdükleri kongreleri sonunda, 550 delegesinin tamamı tarafından kabul edildi. Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin birleşme manifestosu böylece oy birliği ile kabul edilmiş oldu. Daha sonra, aralannda Doğu ve Batı Alman Sosyal Demokratlann Onur Başkanı VVilly Brandt, Batı Alman Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı Hans-Jochen Vogel, sosyal demokratlann başbakan adayı Oskar Lafontaine ve şimdiye kadar D.Alman sosyal demokratlann genel başkanlığını üstlenen Wolfgang Thierse'nin de bulunduğu 40 yönetim kurulu üyesi manifestoyu imzaladılar. Hasanov'dan yatınm çagnsı • MOSKOVA (AA) — Azerbaycan Başbakanı Hasan Hasanov, Amerikalı işadamlannı "Kârb bir yatırım alam" olarak nitelediği Azerbaycan Cumhuriyeti'nde yatırım yspovaya çağırdı. Hasan Hasanov, başu petrol şirketleri yöneticileri olmak üzere ABD'deki iş dünyasının üst düzeydeki temsUcilerinin Bakü'yü ziyaretleri çerçevesinde düzenlenen bir ekonomik işbirliği konferansım açarken yaptığı konuşmada, Amerikalı işadamlannın Azerbaycanlı ortaklanyla kuracakları iş bağlantılannın her iki tarafa da çıkar sağlayacağından emin olduğunu kaydetti. SSCB'de yakıt sıkınüsı • MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği'ndeki darlıklar her gün artarken, SSCB Başbakan Yardımcısı Lev Voronin, bu yıl Sovyet halkının yeterince ısjnamayabileceğini de açıkladı. Voronin, önceki akşam Sovyet televizyonunca yayımlanan demecinde, bu yılın sekiz ayında üretilen ham petrolün geçen yıhn aynı dönemine oranla 20 rnilyo'n ton daha düşük olduğunu, bu düşüşün kömürde ise 24 milyon tona ulaştığım bildirdi. Filipinler'de saldınlar • MANİLA (AA) — Filipinler'deki bazı Amerikan hedeflerine bu sabah erken saatlerde bombalı saldınlar düzenlendi. Olaylardan biri, Angeles kentindeki ABD Clark Hava Üssü yakınlannda meydana geldi. Yetkililerce yapılan açıklamalara göre üs yakınlannda bulunan karayolunda bombalar patladı ve ateş sesleri duyuldu. MacaristanYia gösteri • BUDAPEŞTE (AA) — Macaristan'da 10 bin kadar öğrenci, yüksek enflasyon ve hükümetin tutumu nedeniyle durumlanmn kötüleştiğini belirterek hükümeti protesto amacıyla dün gösteri yaptı. Lise ve üniversite öğrencilerinden oluşan göstericiler, Kültür Bakanhğı önünde yaptıklan açıklamada, Kültür Bakanı'nın istifasını istediler ve isteklerinin karşılanmaması durumunda dersleri boykot edeceklerini bildirdiler. Kürt lideri Celal Talabani'den sürpriz açıklamalar: Saddam'a karşı sürgün hükümetiKürdistan Yurtsever Birliği lideri, Saddam yönetimine muhalif güçlerin sürgünde bir cephe hükümeti kuracaklarını açıkladı. Kürdistani Cephe, İslami Hareket, Komünist Parti ve BAAS içindeki muhaliflerden oluşacak cephe, destek amacıyla Türkiye dahil bazı bölge ülkelerine heyet gönderecek. YASEMİN ÇONGAR ANKARA — Irak'ta Saddam Hiiseyin yönetimine muhalif olan güçlerin sürgünde bir cep- he hükümeti kurma konusunda görüşbirliğine vardıklan bildiril- di. Kürdistan Yurtsever Birliği (PUK) ve Kürdistani Cephe lide- ri Celal Talabani söz konusu cephe adına oluşturulacak bir heyetin destek almak amacıyla aralannda Türkiye'nin de bulun- duğu bazı bölge ülkelerini ziya- ret edeceğini açıkladı. Fransız hükümetinin konuğu olarak Pa- ris'te yaptığı temaslar sırasında Fransa'nm Türkiye ve İran'daki Kürt mültecüere yardımda bulu- nacağı ve 2 bin mülteciyi kabul edeceği konusunda güvence al- dığını da belirten Talabani, ka- sım ayı başında İsveç'te, sonun- da da Washington'da düzenlene- cek konferanslarda Kürt soru- nunun gündeme getirileceğini duyurdu. Talabani ayrıca Tür- kiye'nin Irak'ın iç işlerine karış- maması gerektiğini belirterek "Artık ABD, Kürt sorununun adil ve kalıcı bir çöziime ulaş- madıkca, Ortadoğu'ya banş ve istikrann gelmeyeceği görüşün- dedir. Bundan dolayı, Targut Özal'ın Kürt hareketine karşı yürüttiigü çakşmalarda basarı- ya ulaşabilecegini sanmıyonım" dedi. Irak'ın önde gelen muhalif Kürt liderlerinden Talabani, An- kara'da tepki yaratan bu açıkla- malannı Kürt Haber Ajansı'na (ANK) yaptı. Dışişleri Bakanh- ğı yetkililerinin incelemeye aldığı açıklamalar konusunda baş- kentte yapılan ilk değerlendir- meler, "Talabani'nin sözlerinin geccekleri nte ölçüde yansıtügı konusundaki sonı işaretleri sakh tntulmakla birlikte, bu sözierin kaygı verici bazı gelişmetere işa- rel ettigi gözden kacınlmamalı- dır" şeklinde ifade edildi. Celal Talabani'nin Körfez kri- zi ve Kürt sorununun geleceği açısından 'beliıieyici' önem ta- şıyabileceği ifade edilen gelişme- ler konusundaki geniş demeci- nin öne çıkan bölümleri şöyle^ Talabani, İslami Hareket, Kürdistani Cephe, komünist ve demokratlar ile BAAS içindeki BtN BELLA CEZAYİR'DE — Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın üderierinden Bin Bella halkına kavııştu. (Fotoğraf: AP) Cezayir devriminin babası Bin Bella yurda döndüSürgünde 10 yıl yaşadıktan sonra ülkesine dönen Bin Bella, büyük bir coşku ile karşılandı. Bin Bella yaptığı konuşmada Cezayirlilerin Irak lideri Saddam'ın yanında gönüllü olarak savaşmalanm istedi. Dış Haberter Servisi — Fransa'ya karşı verilen Cezayir Kurtuluş Savaşı'nın önder- lerinden, Cezayir Cumhuriyeti'nin ilk baş- bakanı ve seçimle gelen ilk Devlet Başka- nı Ahmet Bin Betla, yaklaşık 10 yıl süren aynlıktan sonra dün yurduna döndü. Bin Bella ve ailesi, önceki gün "Hoggar" adlı feribotla Ispanya'nın Barselona lima- nından dün sabah ülkelerine döndüler. Bel- la'yı Cezayir Limanı'nda coşku ile karşı- layan onbinlerce kişi sloganlar attılar, sevgi gösterilerinde bulundular. AP'nin bildirdi- ğine göre, limanda demirli gemiler de "Hoggar"ın gelişinde sirenlerini çaldılar. Cezayir Kurtuluş Savaşı'nın lideri, lima- na çıkarken, "Cezayir'in pek çok sorunu var. Ve omanm, düşlerimizi gerçekleştir- raek için bir şeyler yapabilirim" dedi. Ulusal Meclis binası önünde kurulan kürsüden bir konuşma yapan Bin Bella, Cezayir hükümetini, "haydutlar takımı" olarak niteledi ve gelecek yıl yapılacak ge- nel seçimlerde her şeyin değişeceğini söy- ledi. Cezayir halkına 25 yıl sonra ilk kez seslenen Bella, hükümetin hemen istifa et- mesi gerektiğini de belirterek, ülkeyi seçim- lere götürecek yeni bir hükümet kurulma- sını istedi. Bir zamanlar kendisinin de ku- ruculanndan biri olduğu iktidardaki Ulu- sal Kurtuluş Cephesi'ni (FLN) yolsuzluk- la suçlayarak, geçen haziran ayında yapı- lan yerel seçimlerden büyük bir zaferle çı- kan İslami Sdamet Cepbesi'nin (FIS) ağır- lığını koyduğu bugünkü Cezayir politika sahnesinin tamamen yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Cezayirli lider, konuşmasmda, Körfez krizine de değinerek şunlan söyledi: "Irak- ın destege ihtiyacı var. Irak'a karşı girişi- len uluslararası mobilizasyon ABD'nin des- tekledigi Siyonist bir komplodur. Eger Sad- dam'ı vururlarsa, bu bizi de vururlar an- lamına gelir. Iraklılara telefon edin, tel- graflar yollayın ve onlarla birlikte olduğu- nuzu söyleyin. Yuzbinler olarak Irak Bü- yiikelçiligi'ne gidin ve sizi gönüllü yazana kadar oradan aynlraayın." Ajanslann bildirdiğine göre, 100 binden fazla Cezayirli, sloganlar atarak, şarkılar, marşlar söyleyerek, Bin Bella'ya "hoşgel- din" dedi. Bin Bella, ilk gençlik yıllarından başla- yarak ulusçu alomlarla tanıştı. Nasu-'ın ide- olojisinden de çok etkilenen Bella, 1954 yı- lında tsviçre'de, öteki Cezayirli önderlerle beraber Ulusal Kurtuluş Cephesi'ni kurdu ve Fransız sömürgecilere karşı silahlı dire- nişi örgütledi. Bella, FLN içinde önemli bir siyasal işlev üstlenmenin yanı sıra yabancı ülkelerden sağlanan silahlann Cezayir'e ge- tirilmesi işini de düzenledi. Uzun ve çok kanlı bir dönemden sonra 3 Temmuz 1962 yılında Cezayir bağımsızlığını kazanınca Bella önce başbakan, sonra da seçimle başa gelen ilk devlet başkanı oldu. Bella yöne- timi sırasında sosyalist politikalar uygulan- dı, ayrıca kadın sorununu ele alan ve ka- dının özgürleştirilmesi için adım atan ilk Arap liderlerden biri oldu. Bin Bella'nın insanal, bağışlayıa ve coş- kulu yönetimi Cezayir halkınca hoşnutluk- la karşılandı, ama siyasal kararlan her za- man beklediği kadar etkili olmadı. Bin Bel- la, 19 Haziran 1965'te, Cezayir Kurtuluş Savaşı'nın önderlerinden ve FLN'nin ku- rucularından Huari Bumedyen liderliğin- deki bir askeri darbe sonucunda görevden alındı. Bumedyen kendisini devlet başka- nı ilan etti. Bin Bella hapsedildi ve 15 yıl dünyayla ilişkisi kesildi. Bumedyen'in 1978'de ölümü üzerine 1979 yılında hapis- ten çıkan Bin Bella önce ev hapsine alın- dı, 30 Ekûn 1980*de de Devlet Başkanı Şad- li Bin Cedid tarafından serbest bırakıldı. Bin Bella, 1981 yılında "gönüllü" olarak Isviçre'ye gitti. Avrupa'daki yıllannda sos- yalizmden uzaklaşan ve Islamiyeti benim- seyen Bella, liderliğini yaptığı Cezayir'de Demokrasi Hareketi'nin (MDA) 1991 yılın- da yapılacak genel seçimlerde başarı ka- zanması için çahşıyor. SOVYETLER BİRLIĞÎ Ttirk lıalkları kongresiMOSKOVA (AA) — Sovyet- ler Birliği topraklannda yaşayan ve toplam nüfuslan 70 milyona ulaşan Türk kökenli halklann temsilcileri Moskova'da toplan- dı. Üç gün sürecek kongrede, Türkler araandaki ilişkilerin güçlendirümesi yollan görüşüle- cek. Sovyetler Birliği parlamento- su Yüksek Sovyet'in üyelerin- den Kazakistan Milletvekili Ya- zar Olcay Süleymanov'un öncü- lüğüyle duzenlenen kongrede, Gagavuzlar, Yakutlar, Çeçen- ler, Ahıska Türkkri, Başkırlar, Tatarlar, Kazaklar, özbekler, Kırgızlar, Türkmenler ve Azer- baycanhlar temsil ediliyor. Olcay Süleymanov'un "Doğn halklan" kongresi olarak dü- zenlediğı bu toplantı, bölgede yaşayan tek Fars kökenli halk olan Taciklerin temsilci gönder- memeleri nedeniyle bir "Türk halklan kongresi"ne dönuşmüş bulunuyor. Süleymanov, kongrenin bu sabahki açılış oturumunda yap- tığı konuşmada, bölge halklan- m "ÜtOpyalani ^apılmamalan'' konusunda uyardı. Dünya uy- garlığının ulaştığı bu aşamada "tam bagunsızlığın arük bir ütopyaya dönüştügüna" bildi- ren Olcay Süleymanov, şimdiye kadar Ruslara bağımlı olan Or- ta Asya halklarının bundan böyle Ruslar karşısında belirli bir yaptınm gücüne sahip oteıa- ları gerektiğini bildirdi. Olcay Süleymanov, AA mu- habirine yaptığı açıklamada, Uç gün sürecek kongre sonucunda kabul edilecek kararlann, bun- dan böyle Orta Asya ve Doğu halklan arasmda eylem birliği- ni sağlayacak çabalar için temel ilkeleri oluşturacağmı belirtti. Olcay Süleymanov, Türk kö- kenli milletvekillerinin davet edilmelerine rağmen kongreye katılmadıklannı, halk cephesi benzeri örgütlerin toplantıda temsil edildiğini söyledi. Halk düzeyindeki bu koordi- nasyonu milletvekilleri düzeyin- de de gerçekleştirmek istedikle- rini belirten Süleymanov, SSCB Yüksek Sovyet uyeleri arasmda bir "Dogu halklan milletvekü- leri gnıbu" kurmayı tasarladık- lannı beürtti. muhaliflerden oluşan dörtlü cephenin, Saddam sonrası Irak- ın tek siyasi alternatif olduğunu ve sürgün hükümeti niteUğini ta- şıdığını söyledi. Talabani, temel ilkeler Uzerinie anlaşan cephe güçierinin, ortak bir komite oluşturuhnasını kararlaştırdıkla- nm açıkladı. Cephenin laik ve islami güçleri bir araya getirdi- ğine dikkat çeken PUK lideri Talabani, bağımsız bir dış poli- tika izleyeceklerini ve kuruluşun resmen tamamlanmasından sonra, cephe adına oluşturula- cak bir heyetin Suriye, Türkiye, lran, Suudi Arabistan, Mısır, Libya ve diğer bölge ülkelerini ziyaret edip destek almaya çalı- şacağını duyurdu. Celal Talabani, Kürdistani Cephe heyeti olarak geçen haf- ta Fransız hükümetinin daveti üzerine gittikleri Paris'te yaptı- ğı temaslar konusunda bilgi ve- rirken kendilerine Cumhurbaş- kanı François Mitterrand adına Kürt sorununun uluslararası konferanslarda güncelleştirece- ği konusunda güvence verildiği- ni söyledi. Türkiy^ye uyan Talabani, ANK'ın Cumhur- başkanı Özal'ın ABD zivareti ve Türk dış politikası konusunda- ki bir sorusunu yanıtlarken Türkiye'ııin Irak'ın iç işlerine ka- nşmaya hakkı ohnaflıgını söyle- di. Talabani, şöyle konuştu: "Saddam sonrası Irak, smlt Kurtlerden oluşmayacaktır. Sad- dam hangj şekûde giderse gitsin, ondan sonra hangi altematif ge- lirse gelsin, Kürtler bütün alter- natifler içinde en önemli taraf olacaktır. Irak'ta Kürtkrin için- de yer almadıgı ve etkin olma- dıgı hiçbir siyasi alternatifin ka- lıcüığı ve istikran olamaz. Ayn- ca Bab Avnıpa ülkeJeri, ABD ve Sovyetler Birliği'ııin görüşü, Saddam sonrası alternatif için- de KürtlerİD hak ettikleri bir agırlıkta yer almalan gerektigi yöniindedir. Özal'm ABD yetki- lilermi etkileycbilecegini sanmı- yoruz. Artık ABD, Kürt sorunu- nun adil ve kalıcı bir çözüme ulaşmadıkça, Ortadoğu'ya banş ve istikrann gelmeyeceği görii- mııdedir. Bundan dobryı, Turgut Özal'ın Kürt hareketine karşı yüriittugü cahşmalarda basan- va ulaşabilecegini sammyonun." KIZ1L ORDU: Kuzeydoğu kanadunız korumasız MOSKOVA (Ajanslar) — Sovyetler Birliği'nin ordu gaze- tesinde, TASS Ajansı'nın deyi- şiyle "benzeri görülmemiş bir açıklıkla" yayımlanan bir maka- lede, Sovyetler Birliği'nin kuzey- doğusunun, Krasno>-arsk bölge- sindeki radarın sökülmesi nede- niyle füze saldınlanna karşı ko- nımasız hale geldiği hildirildi. AA'rnn haberine göre Krasoa- ya Zvezda (Kızıl Yıldız) gazete- sinde muhabir Yarbay A. Dok- cayev imzasıyla yayımlanan ge- niş bir makalede, Sovyetler Bir- liği'ndeki radar ağımn bağlı ol- duğu kumanda kademeleri ve bu erken uyarı sistemlerinin, SSCB Başkanı Mihail Gorba- çov'a kadar uzanan bir hiyerar- şide nasıl işlediği aynntılanyla anlatıldı. Makalede, Sovyet ordusunun şimdiye dek sürekli olarak çe- kindiği bir uygulamayla ilk kez kendi zayıf noktalarım ortaya seren bir tutuma girdiği dikkati çekti. Gazete, Krasnoyarsk'taki ra- dann 1973 tarihli "Anti-Balistik Füze" (ABM) Anlaşması'm ih- lal ettiği gerekçesiyle devre dışı bırakılmasından beri, Sovyetler Birliği'nin Doğu Sibirya ve Uzakdoğu bölgelerinin, muhte- mel bir balistik füze saldırısı karşısında bu saldınyı haber ve- recek bir uyan sisteminden yok- sun kaldığı belirtildi. Sovyet ordu gazetesinde bu derecede açıkhğa yer veren bir makalenin yayımlanmasının, \Vashington ile Moskova arasın- daki güven ortamının güçlenme- sinin bir sonucu olduğu beürti- liyor. DUNY4DA BUGUN Savunma Bakanı Giray, Türkiye'nin Ortadoğu'da istikrar unsuru olduğunu söyledi "Bölgesel önemimiz anlaşıldı" Safa Giray, yeni F-16 paketi ile ilgili olarak Türkiye ile ABD arasmda görüşmelerin sürdürüldüğünü söyledi. EVREN DEĞER ANKARA — Milli Savunma Bakanı Safa Giray, Türkiye'nin bugüne kadar Ortadoğu'da bir istikrar unsuru olarak "daimi bir fonksiyonu" olduğunu, bu- nu defalarca NATO'ya ve diğer Batılı ül- kelere anlatmaya çalıştıklannı belirterek "Onlar anlamıyordu. Şimdi böyle bir olay (Körfez krizi) ortaya çıkınca anladılar" dedi. Giray, Genelkurmay Başkanlığı'nın da ABD'nin Türkiye'ye yaptığı yardımın optimal düzeyde olma- sını ve "en azından TSK'nın bakım- işletme masraflan ile belli başlı moder- nizasyon gereksinimlerini karşılayacak düzeye" çıkmasını istediğini bildirdi. Milli Savunma Bakanı Safa Giray, Türkiye'nin Ortadoğu'da bir istikrar fak- törü olduğunu, bölgedeki diğer ülkele- rin de demokratik seviyeye geldikleri za- man "bütün işlerin düzeleceğini" söyle- di. Giray, Türkiye'nin Ortadoğu'daki fonksiyonu konusunda şöyle konuştu: "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yok farzedin, yerinde başka bir devlet farze- din. Ortadoğu ne biçim olurdu, bir dü- şünün. Türkiye istikrarlı. güçlü, coğrafi ve tarihi müktesebatı ile bölgede önem- li bir rol oynamaktadır. Biz bunu zaten söylüyorduk. Ama onlar fonksiyonumu- za dikkat etmiyorlardı, anlamıyorlardı. Şimdi ortaya böyle bir olay çıkınca on- lar anladılar, NATO anladı. Giray, Ortadoğu'da yeni bir guvenlik örgütü kurulması yolundaki çalışmala- rın "flıı" olduğunu, Türkiye'nin bu ko- nuda herhangi bir yükumlülüğü olma- dığını da belirterek "Tabü Türkiye'nin menfaatine ve güvenliğine uygun olacak biçimde karar alınz" dedi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nde askeri açı- dan bir hareketlilik olmadığını, "malum durumun" devam ettiğini kaydeden Gi- ray, Maliye Bakanlığı'ndan ek ödenek is- teyeceklerini de yeniden anımsattı. Gi- ray, basında yer alan "Krizin faturası halka çıktı" yolundaki haberleri de eleş- tirerek şöyle konuştu: "Böyle bir kriz varsa, zarar varsa ta- bü halk ödeyecek. Devlet kimdir? Hal- kın kuruluşudur. Var mı devletin başka bir geliri? Ana demokratik ilkelere av- kırı laflar yazıyor gazetelerimiz. Başka kime çıkar faturası. " Milli Savunma Bakanı Safa Giray, 160 ucaklık yeni F-16 paketi ile ilgili olarak Türkiye ile ABD arasındaki görüşmele- rin sürdürüldüğünü bildirdi. Yeni paket konusunda Türkiye'nin ekonomik konu- larda ABD'den bazı istekleri olduğu ve bu isteklerin kabulüne kadar "temkinli" davrandığı dikkat çekti. Genelkurmay Başkanlığı'nın 1987-1994 yıllannı kapsayan dönem için hazırladığı "Silahlı Kuvvetler'e Planla- nacak Kaynaklann Saptanması" adlı ki- tapta ABD yardımının yılda en az 1 mıl- yar dolar olmasının istendiği bildirildi. Genelkurmay Başkanlığı'nın, Türki- ye'nin, ABD'ye "kendi topraklannda sagladıgı avanlajlar ve güvenligi açısın- dan girmiş bulunduğurisklernedeniyle" TSK'nın modernize edilip güçlendirilme- sinde ABD yardımına kesin ihtiyaç duy- duğu ve bu yardımın ABD için "bir vedbe" olması gerektigi düşüncesinde ol- duğu biliniyor. ALISIRMEN Kısırdöngü Yıllar önce Nadir Bey'e sormuştum: —Neden daha sık yazmıyorsunuz Nadir Bey? —Aman, demişti, çok sıkılıyorum. Sonra da eklemişti: —Yıllardır hep aynı şey, hep aynı konulara dokunmaktan bıktım. Hep aynı konulara dokunmak zorunda kalması Nadir Bey: in kendisinden değil. olaylardan kaynaklanıyordu. Toplum, çağının gelişmesine yeterince ayak uyduramayınca, yeni so- runlarla karşılaşıp onları çözmek verine bir kısırdöngüye dü- şüyor, günü ve olayiarı yansıtmak zorunda olanlar da ister istemez hep aynı konular çerçevesinde dolanmak zorunda kalıyorlardı. Türkiye 15 yıla yakın süredir terör ile uğraşıyor. Açın gaze- te koleksiyonlarına bakın. Sık sık teröre değinen yazılar gö- receksiniz. Bir zamanlar F.AImanya ve İtalya'da da benzeri bir durum vardı. Ne ki onlar bu aşamayı geride bıraktılar. Biz ise dönüp dolaşıp başladığımız noktaya dönüyoruz. Eski MIT Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas'ın silahlı bir sal- dın sonunda öldürülmesi, ülkemizde birbiri üzerine gelen te- rör olaylarının zincirine yeni bir halka eklemiş ve kaçınılmaz olarak demokrasi ve özgürlüklerden yana olanları ciddi kay- gıların içine atmışiır. Çok yazdık. Terörün sağı solu yoktur. Ne ölenin kişiliği ne de öldürenin amacı terörü haklı gösterir. Eninde sonunda tûm terör olayiarı aynı kapıya çıkar; bu kapı da baskı rejiminin ka- ranlığına açılır ve terör terörü sağlar. Terör ile iktidara tırmanmak isteyenler, günün birinde amaç- larına ulaşsalar —ki çok az halde olur bu— yine bir terör re- jimi kurmaktan başka bir şey yapamazlar. Bu savı yakın tari- hin olayiarı, Türkiye'de ve dünyanın birçok yerinde kanıtla- mışlardır. • • • Bir başka kısırdöngümüz de milletvekili maaşları. 25 yillık basın yaşamımda, milletvekili maaşlarının söz konusu edi*- mediği tek dönem, parlamentonun askıya alındığı 12 Eylül dönemi olmuştu. O sırada şevketlular ve devletlular da işçi- lerin tatii köyleri ve garsonların maaşlanyla ilgilenmekteydi- ler. Milletvekili maaşlanna yapılan yeni zam yine basını aya- ğa kaldırmış bulunuyor. Zammın elinin kulağında olduğunu bizler 10 gün kadar önce, Meclis Başkanı Sayın Kaya Erdemi in davetinde de görmüştük. Sayın Erdem, konu hakkında et- raflı bilgi veriyor, temsilcilerimizin ne kadar çok çalıştıklan- nı, giderleri olduğunu anlatıyordu. —Meclisteki çalışmaları, faaliyetlerinin yalnızca otuzda bt- ridir, diyordu. —Beyefendi, dedi içimizden biri, desenize adamlar yeral- tı faaliyeti yapıyorlar. Kaya Bey espriye güldü, ama bir de istek ileri sürdü: —Lütfen parlamentonun itibarını sarsacak yayın yapma- yınız. Kendisine, hiç kimsenin parlamentonun itibannı üyeleri ka- dar iyi koruyamayacağını ve sarsamayacağını söyledik. Sonra da bir öneri getirildi: —Belki de toplusözleşme statüsüne geçmelerinde yarar vardır. Hiç değilse böylelikle Türkiye'de sendikanın ve sen- dikal hakların gerekliliğini de kavrayıp konuyla ilgili yasalan daha kolay çıkarırlar. Sonra da biri ekledi: —Hatta arada ç^reve gitmelerinde yarar bile olabilir. Çalıs- tıkları yerin kapısına "Bu iş yerinde grev vardır" yaftasını asar- lar ve kimileri grev gözcüsü gömleği giyerler. Böylelikle yet- »kilerini kendileri kullanmayıp başkalarına devretmenin ma- zeretini de bulurlar. Öyle ya, grev olunca işyerinde üretim du- rur. Zaman zaman biçemi ve taktiği çok hoş olmasa da millej- vekili maaşlanna fazla takmanın anlamı yok galiba. Gerçek- ten parlamenterin giderı sanıldığının çok üstündedir. Üste- lik bugün sokaktaki vatandaşa çok gibi görûnen bu para, avanta gibi görünen bazı haklar. onu bağımlılıktan kurtarmaya yarayacak olan araçlardır. Unutmayalım ki özel sektörde bir- çok kişi bu paranın fazlasını alıyor. Millet, vekiline bu olanağı sağlar. Önemli olan, kimi milletvekillerinin yaptığı gibi işi savsak- layıp onun bunun işini kovalamamaktır. Umarız yasamanın sayın ûyelerı, ekonomik sıkıntıdan kur- tulmanın rahatlığıyla bundan böyle işlerini daha ciddiye alıp milletin kendilerine verdiği yetkiyi başkasına devretmezler. • * * SHP'deki dar kadroculuk ve iki başlılık da bir kısırdöngü- ye dönüşmek üzereyken, Erdal İnönü'nün çıkışıyta konuyu kurultayın çözmesine karar verildi. Pazar günü SHP'nin delegeleri bu konuda bir karar vere- cekler. Dün iki arkadaş İnönü mü Baykal mı diye konuşuyorlardı. Kulak misafiri oldum. —Duydun mu, Baykal İnönü'yü cumhurbaşkanı yapacak- mış. —Külâhıma anlat. O bu kafayla iktidar olsurl da... —Ama Baykal artık daha akıllanmış, bak bir de Deniz Ba- kanlığı kuracakmış. —Ne var onda canıml Eğer iktidara gelirse zaten hepsi De- niz'in bakanı olacak. Baksana bugün bile parti içindeki ikti- darda Deniz'den yana olmayana hayat yok. —Yooo, öyle deme, değil mi ki Baykal Deniz Bakanlığı kur- maya karar vermiş, gerçeği anlamış demektir. —Neden? —Nedeni var mı yahu. Baksana adam Deniz'in ciddi bir sorun olduğunu anlamış. Elimde olmadan güldüm, şu kısırdöngü ortamında. YüNANİSTAN Türkiyeden elektrik alımı gündemde STELYO BERBERAKİS ATİNA — Yunanistan'da süregelen grev dalgalannın ya- rattığı en büyük sorunlardan birini, kuşkusuz elektrik sıkın- tısının doğması oluşturuyor. Kamu sektörüne bağlı elektrik kurumu (DEH) sendikasınm üç haftadan bu yana sürdürdü- ğü grev eylemi, tüm ülkedeki elektriklerin asamalı olarak kesilmesine yol açıyor. özel sektörün greve katılmamasına karşın, elektrik kesiutisinden ötürü sanayi siteleri4durmuş bulunuyor. Bu, doğa^| olarak Yunanistan'ın dışsatım göster- gesini de asgariye indMvoâ Bu arada hastanelerde Tbcsijen .üreten ve böbrek temffleyen aygıtlar için gerekli elektrik ye- terince karşılanamıyor. Buzha- nelerde korunan ilaç ve gıda maddeleri, çürümeye yüz tutu- yor. Başkent Atina ve diğer kentlerde trafik ışıklanna, ana caddelere, sokak ve evlere ve- rilen elektriğin kesilmesiyle tam bir kaos yaşanıyor. Ama aynı sıkıntıyı DEH'in kendisi de çekmeye başladı. Elektrik akımı üretmek için kullanılan linyit kömürünü yeraltından çıkarmaya yarayan aletleri ça- hştıran işçilerin de greye katıl- ması, elektrik üretimini dur- durmuş bulunuyor. Bu neden- le DEH yönetimi, Arnavutluk başta ohnak üzere, Italya, Yu- goslavya ve Bulgaristan'ın ya- nı sıra şimdi de Türkiyc'den elektrik satın almayı planlıyor. Bu dramatik gelişmelere karşın hükümetin emekhük yaşı ve sosyal sigorta şartlan- nı yeniden belirleyen yasa ta- sarısına karşı çıkan DEH işçi- leri, kendilerine ayncalık ta- nınmasmda ısrar ediyor ve grev eylemlerini sürdürüyor. Oysa söz konusu yasa tasansı bugün parlamentoda hükümet parti- si YDP tarafından onaylana- cak. DEH sendikası ise grev eyleminin sürdürüleceğini açıklamış bulunuyor. Aynı ya- sa tasansına karşı çıkan ban- ka memurlan, posta, telefon işletmeleri, temizUk işçileri, öğretmenler, havayollan perso- neli ve sürücüler de grev eylem- lerini sürdürüyor. Hükümet, greve katılanlan zorunlu işba- şı yaptıracak "seferberlik ilanı" verine ^lışmak isteyen- lerİD polis tarafındaa korunması" karannı aldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear