Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıbt Cumhurtve» Malbaacıhk ^e Gazetecdık Turk \nonım Şırke ı adına lc Polıtı
Nadir Nadı £ Genel Va>ın Muduru Hasaa Cemal, Müessese Muduru Habcrt
EnıiK Işaklıgd, Yazı Işlerı Muduru Okay Gonenan. # Habef \1erke2i
Muduru Yatfin Bsyvr, Sayfa Duzenı \onetmem 4lı Aror Q Terrsıktler
Aknel T«n. IZMIR Hikmcl Çclınkıja AD^<\ Çen
• Ma
Cetal B^laBfH. DıS Haberler Ejgu Bakı. EkofiomL Ce*|b Turkas. 1} Soıdıka Şvkraı hMrafi kuliur Cetet LsMr. htanbul
Ktaal k.«.k E|ıl]in G « c » >>!>• Hıba \iasanna İ M Botan ttın Habmkr N « * ı Dofnı Spor Dan smam
\acdMMn Dız Yaiilar Keren Çafc^kaa Ar**tırma ^ U a Alp«r, Dureltmc AMolM Vıaci Q koord -aıor U M Kontaı
>kr Lrol Lrkat 0 Muhısrte BaiM tatr £ Bıitçe Planlama Snfi Osauabc^cotlu 0 fe-ktam \n« Toraı 0 Ek
Vavm Aunj u Ba kan \*dv Nıdı
O t m Ufcal 1 * . . Bavtr Hasaa
Cmai Hıkmel (.rtiRkı^ Ofcn
ıtnr Muncu. llbaa
Basan ve Yavmu Cunıburıytt Maibaacılık ve Gazcucıiık TA-Ş. Türk Ocafc Cad 39/41 Ca|*Jo|lu
34334 I» PtL 246 Isunbul Td 512 05 05 (20 haı) Ttfcn 22246 Faj (II 5M 60 72 0
Suroto' \akan Zıva Gokalp BU [nkılap S Mo 19 4. Td. 133 11 41-4" Tdec 42344 F u (4) 133
0" 6< 0 bmir H Zjya Bh. 1352 S l i M 13 12 30 Teta 52359 Fa*. (51) 19 33 60
ar Halvt Akvol 0 laarc Hutyn Gam 0 Işloınc Oadrr ÇtMk 0 Bılj Islem Nul tııal Pcrs ml SCT» *.S tıroıeıı *Bmrt T» 0 Adıu Inönii Cad 119 S \o ' Kac 1 Td 19 3* 52 (4 hM) Telot 62135 Ftx (71)19 25 78
TAKVIM- 28 EYLUL 1990 Imsak: 5.25 Guneş. 6.50 Oğle. 13.00 Ikindı: 16.20 Akşam: 18 59 Yatsı: 20 19
1. Türk Dil Kurultayı
Alfabe
tartışması
Türk Dil Kurultayı'nda konuşan İranlı bilim
adamı, Arap alfabesinin Türk dili için daha
uygun olduğunu öne sürerken Prof. Turan
Yazgan buna karşı çıktı ve "Bu görüş İran dış
politikasının parçasıdır" dedi. Yazgan,
Özbekistan'da Arap alfabesinin değil Latin
alfabesinin benimsendiğini söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü- edildigi savunuluyor. Oysa Ja-
rosu) — I. Türk Dil Kurultayı
bugün sona eriyor. Kurultayda
"Sadece Türkiye değil, dış
Türkleri de kuşatacak biçimde
dil sorunu" ele alındı. Kurul-
tayda, ayrıca oku1larda yaban-
cı dilde eğitim yapılmaması
önerildi.
Hürriyet gazetesi yazarların-
dan eleştirmen Dogan Hızlan,
"ortak dil ve alfabe" yaratılma-
sı duşuncesının bır "utop>a"
dan ılerı gıtmeyeceğını belırt-
ti. Otelcilik ve Turizm Meslek
Lisesi'ndeki kurultayda ortaya
atılan göruşleri eleştiren Hız-
lan, "Biz kendi yazarlanmızı
bile okumayan bir toplamken,
Ongiz Aytmatov'u kuç Idşi
okuyacak? Eğer çok kitap
okunması isteniyorsa de>iet ön-
ce kendi yazarlanmızı okutma-
Bin yoUannı aramalıdır. Biz de
elbet bir Oktay Akbal'ın, bir
Melih Cevdet Anday'm 40-50
bin basroasını isleriz. Ama or-
tak dil olayı utopyadan ileri git-
meyecek bir diışuncedir" dedı.
Dil Derneği Genel Yazmanı
Sevgi Özd, Dil Bayramı nede-
niyle yapılan törende şu duşün-
ceyi dile getırdi:
"Türkiye'de dil üzerinde ya-
pılan taruşmalar çozumlenme-
mişken, resmi Dil Kunımu,
Türkçenin sonınlanndan uzak
kaurken, dış Turkkrie nasd or-
tak alfabe oluşturunız tartış-
ması yapılıyor."
Ortak alfabe konusunun ele
alındığı 4. Komisyon'da görev
alan Azeri asıllı İranlı araştır-
macı Dr. Cerad Heyet, Arap al-
fabesinin tıim dunya Türklenn-
ce benimsenen bir alfabe olma-
sı gerektiğini savundu. Heyet,
fonetik yapısı itibanyla Turk-
ler için en uygun alfabenin "es-
ki Türkçe" olacağım savundu.
Heyet, bu göruşünu de şu gö-
ruşlerle pekiştirdi:
"Madem ki Türkler Müslü-
mandır, oulan hem manevi
hem de ortak kültuıieri içinde
biıieşürecek tek alfabe eski
Turkçedir. Latin harflerinin ko-
la> ögrenilirtigi nedeniyle terdh
NöTLAR
Tuna
boylarından
in Seddi'ne
örtak dil
MUSTAFA BALBAY
ANKARA — Dunya harita-
sı, üzerinde Avrupa'nın güney-
doğusundan başlayan kırmızı
renk Türkiye'yi, Kafkasya'yı içi-
ne alıp SibuTa uzerinden Kuzey
Kutbu'na kadar uzanıyor.
Turk Dili Kurultayı'run ko-
misyon çalışmalarında üyelere
gösterilen bu harita Türkçenin
konuşulduğu aJanlan gösteriyor.
Türk-tslam sentezi ve Turkçulu-
ğu savunanların daha ağırlıkta
olduğu kurultayda "Türkçenin
sorunlan" dile getirilirken harf
devrimi eleştiri konusu olmaya
devam etti. Konuşmacıların ço-
ğu konuyu dönup dolaştırıp
harf devrüninin "zararlan"na
getiriyorlardı.
Türkçenin sorunlan anlatılır-
ken bazı komisyon uyelerinin
Arap alfabesiyle not tutması da
ilginç göruntüler arasındaydı.
"Tuna boylanndan Çin Sed-
di'ne kadar ortak dil!"
Konuşmacılar sorunu âdeta
bu noktada duğümlediler. Bu
amaca ulaşmak için getirilen çö-
züm önerileri ise birbirinden ol-
dukça farkhydı. Komisyon uye-
lerinden Fahrettin Kirizoglu or-
tak dil için tek yolun "Islam al-
fabesine geçOmesi" olduğunu
savunurken söyle diyordu:
"Bütün alfabeler dinden ka>-
naklanmıştır. Taribe dikkatli ba-
kan görecektir. TRT'ye sınavla
spiker alıyorlar, daha 'kafla
'kefi birbirinden ayıramıyorlar.
Ben bunu savunuyonım. Şimdi
bunu çıkıp anlatsak Ataturkçiı-
liik deyip karşı çıkariar, Cum-
huriyet karşı çıkar..."
Komisyon uyesinin eleştirile-
rinden gazetemiz de payını alır-
ken diğer uye Galip Erdem de
İslam alfabesinden yana oldu-
ğunu vurguluyordu.
Bu göruşe katılmayanlar ise
Türkçede bazı "revizyonlarla"
ve birkaç yeni harf eklemekle
sorunun çözulebileceğini duşü-
nüyorlardı. Azerilerle, Özbek-
lerle anlaşmak için beş yeni harf
yeterliydi.
Yarın başlayacak olan Dilbi-
lim Kurultayı'nda ulkemizdeki
dil çalışmaları, çağdaş Turk di-
linin sorunları konu edilecek.
poncada 1500 şekil yer alı>or.
Herhalde Arapça Japoncadan
daha zor degü."
Afgan Turklerinden Kıya-
mtiddin Barlas, heyetin bu gö-
rüşüne destek vererek "Şu an-
da Sovyetler Birtigi'nde Özbe-
kistan Cumhnriyeti'nde eski
Turk alfabesinin kuUamlması
ağır basıyor" goruşunu savun-
du. Her iki göruşe Türk Dun-
yası Araştırma Vakfı Başkanı
Prof. Turhan Yazgan karşı çık-
tı. Yazgan, Özbekistan'dan ye-
ni dönduğunü belirterek bura-
da Latin alfabesinin benimsen-
diğini bildırdi. Yazgan, heyetin
"eski Türk alfabesinin" kulla-
nılmasına da şu gerekçeyle karşı
çıktı:
"Eski Türk alfabesi göraşü
tran'ın bir politikasıdır. iran Is-
lam cumhuriveti oldugu için
Musluman bir Turk dunyası ya-
ratmayı amaçbyor. İran, dunya-
nın çeşitli alanlanna yavümış
Turklere 'eski Turk alfabesi' ve
'Turk-lslam dunyası' görüşunü
yaymak için istenildigi kadar
para harcamaktan kaçınma-
mıştır."
Heyet'ın, "Turkije'nin de ay-
nı amacı guttüğünü" belirten
sözlerıne karşın Yazgan, "Keş-
ke olabilse, bu bizim dış politi-
kamıza göre yasaklanmışor. Siz
bunu açıkça yapıyorsunuz, ama
Turkije'de bu tür girişimler
cezalandırılır" göruşünu
savundu.
82yaşındakiAlberto Moravia tabuta, blucini, çizgili gömleği vefrapan kravatı ile kondu
Kırmızı kravatlı ölümÜnlü İtalyan yazar yeni
bitirdiği biyografisinde
yaşamı bir "kaos" olarak
tanımlıyor ve "hafifçe
yaşanmasıru" salık verirken
şöyle diyordu: "Hafif
yaşamak genellikle ciddi
yaşayanların başına sık sık
geldiği gibi buyuk duş
kınklıklanna uğramak
değildir". Moravia
kalıplaşmış ideolojilerin
tutsağı olmadan daima sola
sempati göstermişti.
NtLGÜN CERRAHOĞLÜ
ROMA — Alberto Moravia-
mn yaşamı, anlatmayı bitirdiği
an sona erdi. Son olarak üzerin-
de çalıştığı otobiyografiyı bitiren
yazar, nemli, basık, sıcak ve lo-
doslu bir Roma sabahında yaşa-
ma veda etti.
Yayınevinden çıkan otobiyog-
rafinin kapağmı ve ilk kopyası-
m göremedi. Her zamanki gibi
metodik çahşmasmı sürdürmek
ve gunün ilk saatlennı yazılan-
na ayırmak için uyanan Mora-
via, sabah duşundan bir daha
çıkmadı. Yayınevinden otobi-
yografisinin ilk kopyasını gös-
termek üzere gelen ve 09.00'da
kapıyı çalan Mario Andreose
yazarı banyoda lavabonun
önunde yere yığılmış buldu.
Kendisinden 44 yaş genç karısı
Carmen Llera, Fas'ta tatildeydı.
Bir beyin kanamasıyla yaşa-
mını yitiren Moravia'nın yamna
ilk koşan, Carmen'den önce 20
yıl birlikte olduğu yazar Dacia
Maraini oldu. Bir anda İtalyan
başkentini saran tam-tam saye-
sinde çizmenin îlnlü yazarlan,
fikir adamlan, sanatçılar ve po-
litikacılar Moravia'nın Tiber
nehrine ve kitaplannda anlattı-
ğı Parioli semtine bakan çatı ka-
tına doluştular.
Arkadan cenaze levazımatçı-
ları geldi. Evin önünde tam bir
MORAVİA VE LLERA — Gerçek adı Alberto Pincherle olan Alberto Moravia, ülkemizde son olarak Georgette adlı kitabı
ya)imlanan Carmen Llera ile evliydi. 1986 yılında 78 yaşındayken 32 yaşındaki Llera ile evlenen Moravia, eleştiri almıştı.
Akdeniz kargaşası içinde getiri-
len iki ayrı tabut birbiriyle ya-
rış etti ve yukarıya kimin karar
verdiği belli olmayan bir şekil-
de oymalı kakmalı ağır bir ma-
un tabut çıktı.
Ölü taşıyıcüan yazann odası-
na girince büsbutün şaşırdılar.
Çünku hiçbir şeyi herkes gibi
yapmayan yazar, 82 yaşına rağ-
men her zaman keyifle giydiği
blucini, çizgili gömleği ve kırmı-
zı kravatıyla yatağının üzerine
yatınhnıştı. Al kırmızısı kazak-
ları ve birbirinden frapan kra-
vatlanyla tamnan yazar, tabuta
bu şekilde yerleştirildi ve kata-
falkı tüm Romaülann kendisıne
karşı son görevlerini yerine ge-
tirebümesi için başkentin barok
heykelleri ve görkemli salonları
ile unlü belediye sarayı "Campi-
doglio"ya konuldu.
Alberto Moravia, ölümüyle
îtalya'nın kultur, siyasi ve sos-
yal yaşamında buyuk bir boşluk
bıraktı. Yalnız bir yazar değildi
Moravia, gerçek anlamda anga-
je bir aydm, sanatçı, duşünur,
gazeteci, gezgin ve politikacı idi
aynı zamanda. 1988 yılına dek
Komünist Parti'nin bağımsız lis-
tesinde yer alarak Avrupa par-
lamentosu saflarında siyasi fa-
aliyetını sürduren Moravia, son
ana dek "Corriere deila Sera"-
N İ K N I
Ç Brookl>n Muzesi'nde Mezzacappa'nın dev lahti. Dev lahtin Antalya Müzesi'ndeki benzeri.
4 tonlıık lahit nasıl kaçırılır?
Garlandlı LahitNevşehir'in Avanos
ilçesinden Yaşar
Değirmenci, 18 yıl önce
tarlasıru sürerken, üzerinde
çeşitH kabartmalar
bulunan bir lahit bulur.
tlgililere haber verir. Hiç
kimse değil 3-4 tonluk
lahti kıpırdatmak, kılını
bile oynatmaz. 18 yıl
sonra bu lahit çalınır.
Şerafettin Değirmenci adlı
yakını "Türkiye'nin
tarihsel ve kultürel varhğı
olan lahti koruyamadığı ve
çaldırdığı" için tutuklanır.
ÖZGEN ACAR
ANTALYA/LONDRA/
NEW YORK — Bugun New
York'ta Brooklyn Muzesi'ni süs-
leyen dev lahtin sahibi kim, bi-
liyor musunuz? Sıkı durun:
Turkiye Cumhuriyeti Hüku-
meti'nin Amerika'daki ekono-
mık ve mah danışmanlığıru ya-
pan "Lazard Freres" şirketinin
ortağı ve yüksek düzey yöneti-
cisi Damon Mezzacappa'dır.
"Sermaye yannmian" bolumu-
nun başkanıdır.
Damon Mezzacappa, Türki-
ye ve başka ülkelere ya da şirket-
lere "Sermayelerini nereye yatır-
malan ya da sermaye sahipleri-
ne neden Türkiye'de yatırım
yapmaları gerektiği" hakkında
akıl verir.
Mezzacappa'nın herkese söy-
lediğinin tam tersi bir yaklaşım-
la kendi parasmı ölü bir yatırı-
ma, daha doğrusu ölülerin gö-
mulduğü dev bır mermer lahte
yatırması akıl alacak iş değil...
Peki ona bu aklı kim vermiş?
Jonathan Kagan. Bu adı anım-
sarsınız herhaldeî'Yuzyüın Defi-
nesi"nı VVilliam Koch'a pazarla-
mada aracı olmuş ve bunun kar-
şılığmda 200 bin dolarlık kişisel
Nevzat Telli
bir hisse ve satıştan da pay sağ-
lamıştı.
Jonathan Kagan, arkeoloji
eğitimi görmekle birlikte uz-
manhğı antik sikkeler üzeriney-
di. Ancak bu konuda araştırma-
lar yapıyor ve mutevazı bir sik-
ke İcoleksiyonunun da sahibiy-
di.
Meiin Özharat
Nerede mi çalışıyordu? O da
Türk hukumetinin yabana eko-
nomı danışmanlanndan biriydi.
Turk hükumetine akıl vennek
için Ankara'ya gelip yüksek si-
yasal lider ve yüksek duzey yö-
neticilerle goruşmeler yapmıştı.
O da Lazard Freres'in ortağıydı
ve dosyalan arasında Türkiye*-
Brooklyn Müzesi'ndeki lahtin onunde ve ardındakı bılgı
etiketinde, "Yunan şarap tannsı Dionisos. yüan saçlı Medusa
olgusunun işlendiği, koşelerde zafer simgesi Nike'nin oliım
uzerindeki ustünlüğüniın anlatıidıgı" yazıüdır. Ayrıca iahtin
"Proconnessus' mermerınden I.S. 150 yılında yapıldığı "geliş
yerinin bilinmedigi" ve bunun muzeye "1987 yılında Bay Damon
Mezzacappa tarafından ödunç olarak" verildıği yazılıdır.
Muzede çektığim fotoğrafı Turkıye'de uç arkeoloğa gonderdim.
Antalya yöresini kapsayan antik Pamfilya'dan adını alan
"Pamfflya tipi" lahitlerin en güzel tipik orneği hakkında Prof.
Fahrilşık, Dr. Nuşin Asgari, Antalya Muze Muduru Kayhan
Dörtlük'ten birbirinden habersiz telefonla aldığım tepkiler hemen
hemen aynıydı ve özetle şöyleydi:
1. Mermer Proconnessus (Marmara Adası) değil Docimia (Afyon-
Iscehisar) mermeridir.
2. İ.S. 150 değil 180 yılında yapılmıştır.
3. Antalya Muzesi'nde "hık demiş burnundan duşmüş" lahtin
yapıldığı atölyede aşağı yukan 5 yıl farkla yapıhnıştır.
nin ekonomisi ve maliyesi ile il-
gili gizli ve önemli konular bu-
lunuyordu.
Ele verir talkını, kendi yutar
salkımı, herhalde bu iş için söy-
lenmiş olmalı. 1984 yılında
"Yüzyıhn Deflnesi"ni pazarla-
yan Türk hukumetinin ekonomi
danışmanı Jonathan Kagan,
1987'de "dev lahti" çalışma ar-
kadaşı Damon Mezzacappa'ya
pazarlamada araalık yapmıştı.
Mezzacappa iki metreye yak-
laşan uzunlukta ve tahminen bir
metreden biraz kısa boyda olan
bu lahti evinde ne yapsındı ki?
Evindeki salona koysa, kıpu^da-
yacak yer kalmazdı? Aynca sa-
İonun tabanı lahtin 3-5 ton ağır-
hğını çekemezdi ki.
Akıl hocasına akıl hocalığı
yapan Kagan'ın Mezzacappa'>ı
şöyle ikna ettiğini sanıyorum:
"Bak Damon.» Buna alt tara-
fı birkaç yuz bin dolar yatıra-
caksın. Ben Brooklyn Muzesi-
nin sanat kunılu uyesiyim. Mü-
zenin yoneticilerini tanıyorum.
Onlara gider, bir arkadaşımın
harika mermer lahtini muzede
(ödüDç) olarak birkaç yıl sergi-
lemek istediğini soylerim.
Böyle bir eserle muzelerinin
reklamını yapmış olacaklan için
yöneticikr meranun kalacaktır.
Lahit orada 3-5 yıl kalır. Sure
bitince müzayedeye çıkanr ve en
azından 2 milyon dolara pazar-
lar, bir koyup beş alırsın. Mu-
zede bu kadar sure sergilendigi
için de Türkiye'den kaçınlan bu
lahit de akianmış olur. Bu ara-
(Arkası 21. Sayfada)
daki yanlarına devam etti ve
İtalyan Televizyonu için uzak ül-
kelerde röportajlar yaptı.
Faşizm, Ikinci Dunya Savaşı
sonrası ilk ekonomik mucize,
'68 devrimi ve refah ltalyası gi-
bi yarım yüzyıh aşkın bir sure
ulkesinin yaşamına tamklık
eden Moravia, kalıplaşmış ide-
olojilerin tutsağı olmadan dai-
ma sola sempati gösterdı. Refa-
hın ttalya'yı "banalleştirdiğini"
savunan yazar, çok sevdiği ve ro-
manlannda bol bol anlattığı Ro-
ma'yı da artık "Buyük bir garaj
oldu ve ben bir gantjda yaşa-
maktan hoşlannuyonım" diye
tanımlıyordu.
Önumuzdeki gunlerde yayun-
lanması beklenen otobiyografı-
sinde Moravia, yaşamı "bir
kaos" olarak tanımhyor ve "ha-
fifçe yaşanmasını" salık verıyor.
"Hafif yaşamak, geneUikle dddi
yasaynnların başına sık sık gel-
digi gibi buyuk dıiş kınkhklan-
na ugramak değildir" diyordu
yazar, "Örneğin sanatçılann ya-
şamı daima hafiftir. Tüm agır-
lıklannı ve ciddiyetlerini yapıt-
larına koyariar." Daima şimdi-
yı yaşadığmı ve nostalji nedir
bilmediğini söyleyen yazar, "tek
pişmanlıgının çok hoşuna giden
bir-iki kadını sonuna dek kova-
lamamış olmak ve bazı aşkian
sonuna dek yaşamamış olmak"
olduğunu anlatıyordu. Buna
rağmen uçu de yazar olan üç ka-
dın (Elsa Moranti, Dacia Mara-
ini ve 36 yaşındaki son karısı
Carmen Llera'ya) bol bol vakit
ayırmış olan Moravia,
"erotizmi" tanımlarken "Bir
oyun, bir keşfediş" diyor. "Bir
kez vücut keşfedildikten sonra"
diye eklıyor Moravia, "oyun
başlar. Zaman duygusu yitiritir.
Zamantn yok olması ise mntlu-
luktur." Parayı önemsiz, iktidan
sıkıa bulan yazar, hayatımn tek
surekü öğesini ise romanlann-
dan birinin adı olan "suunn" di-
ye özeth'yor. En etkilendiği ya-
zann Dostoyevski, en hayranlık
duyduğu yazann da Hemingway
olduğunu itiraf eden Moravia,
kendisıni tanntanımaz kategori-
sine koyuyor.
Leonardo Sciascia'dan sonra
ttalya, Moravia ile birlikte bir yıl
içinde edebiyat dünyasımn iki
buyük ısmini kaybetmiş oluyor.
Komünist Parti'nin yayın orga-
nı "L'UniU", "Moravia Ue bir-
likte 20. yüzyü da gidiyor" baş-
hğım attı. Yazara gazetenin ilk
on sayfasını ayıran "La
RepubUca" ise "Artık Mora-
viastsız" dedi.
Mevlit Kandili,
pazar günti
• ANKARA (ANKA) —
Islamiyetin 5 kutsal
gecesinden biri olan
Mevlit Kandili, 30 eylül
pazar gecesi kutlanacak.
Islamiyetin kurucusu Hz.
Muhammed'in doğduğu bu
gece, İslam inanışına göre
kutsal sayılıyor. Arap
takvimine göre rebiülevvel
ayının on ikinci gecesi olan
bu gecede mescit, cami ve
benzeri yerler kandillerle
donatüarak, buralarda
mumlar yakılıyor. Mevlit
Kandili'nde aynca evlerde
ve camilerde mevlit
törenleri düzenlenerek
Kuran ve mevlit okutluyor,
helva ve şerbet dağıtıljyor.
Dünya Barışı
için yürüyüş
• NEVŞEHİR
(Cumhuriyet) —
Nevşehir'in Ürgüp ilçesinde
Alman ve Fransız bir grup
turist dünya banşı için 22
kilometrelik yurüyüş yaptı.
Yaşları 50-78 arasında
değışen 30 kişüik turist
grubu, Ürgüp'un Bahçeli
köyunde başladıklan
yürüyüşü Mustafa Paşa
kasabasında sona erdirdiler.
Merkezi Ahnanya'mn
Frankfurt şehrinde bulunan
IVV (Uluslararası Halk
Sporlan Cemiyeti) ve
KAPTİD (Kapadokya
Turistik lşletmeler Derneği)
tarafından organize edilen
yürüyüşe katılanlar akşam
da kendilerine verilen
kokteylde buluştular.
12 bincanh
turu
• tZMtR (AA) —
Birleşmiş Milletler Çevre
Programı (Akdeniz Eylem
Planı) desteğiyle îzmir'de
düzenlenen, "Akdeniz İçin
Bir Şans" konulu forum
devam ediyor. Dünkü
oturumda düzenlenen
"Akdeniz'de Biyolojik
ÇeşitUlik" konulu panelde
konuşan Ege Üniversitesi
Fen Fakültesi öğretim
Üyesi Prof. Ahmet
Kocabaş, ekolojik ve
biyolojik yönü açısından,
Akdeniz'in öteki
denizlerden "şansh"
olduğunu söyledi. Bu
özelliği nedeniyle
Akdeniz'de çok çeşitli türde
canlı bulunduğunu soğuk
ve sıcak seven hayvanlann
rahatlıkla yaşayabildiğini
anlatan Kocabaş,
Akdeniz'de 12 bin canh
türunun bulunduğunu
belirtti.
Mumyadaki
bitler
• MANCHESTER
(ANKA) — Günümüzden
üç bin yıl önce yaşamış
Mısırlılara ait mumyalann
baş kısımlarında bitler
bulunduğu bildirildi.
Manchester Üniversitesi lip
Fakültesi
araştırmacılanndan Ian
Milİer, taramah elektron
mikroskobu kullanarak
yaptığı incelemede, Mısu-
mumyalannın saç
diplerinde bitlere
rastlandığım açıkladı. Daha
önce ise ilk bitlerin yaklaşık
iki bin yıl önce yaşadığı
samlan Amerikan
Kızılderililerinde bulunduğu
sanılıyordu.
AJo vatan
• ANKARA (ANKA) —
PTT'nin yurtdışındaki
Türklere dönük servis
hizmetlerınden "Alo Vatan",
1 ekim pazartesi günü
uygulamaya giriyor.
ANKA'mn PTT Genel
Müdurluğü yetkililerinden
aldığı bilgiye göre Alo
Vatan Servisi ilk aşamada
ABD, Ingiltere ve
Hollanda'da Türkiye ile
karşılıklı olarak hizmete
girecek.
\
Antikalarınız
banka
kasasına
sığar mı?
"Bir kısmı aileden kalma, birkaçını da özene
bezene kendim edindim. Ama her an hırsız
korkusu!.. O guzelim antikalar banka kasasına
sığar mı? Hemen girtim Halk Sigorta'ya. Şimdi
gözüm arkada kalmıyor."
F Halk
l Sigorta
Bir yaşam geregi
Hırsızlık
Sigortası