23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 17 EYLÜL 1990 ME ND ES' Adnan Menderes, CHP'deki bölünmeye kadar 15 yıl, siyaset sahnesinde sıranın kendisine gelmesini beklemişti Uzunbekleyişin kısa öyküsü1 A * lu yıllarda D\J Aydın'da Serbest Fırka'nın il başkanı olan Adnan Menderes, Gazi Mustafa Kemal ve CHP'li merkez erkânınca 'keşfedilmiş'ti. Artık politika yolu açılmıştı. 1932'de adı radyodan milletvekili adayı olarak okunur. Ve Aydın'ı temsilen milletvekili seçilir. Çok zaman sonra Menderes hayatının o dönemini anlatırken 'Beni Aıtatürk keşfetti' diyecektir. Adnan Menderes'in politika ha- yatı dört evrede ıncelenebilir: * 1930'lu yılların başından, 1945'te CHP'dcki bölünmeye ka- dar geçen 15 yıl. Bir tür 'hazırtık' dönemidir. * 1946'da Demokrat Parti'nin ku- nılması ve 1950 seçımine kadarki inuhalefet partisi lideriigi' 5 yıl. * 1950-60 arasında Hktidar parti- si Uderligi'. 10 yıl. * Ve nihayet 'Yassrtda'.. CHP'ye giriş Bilindiği üzere Menderes'in po- litika hayatı I93O*da Serbest Cum- huriyet Fırkası Aydın İl Başkanı olarak başlar. O gunlerı ve daha sonra Cumhuriyet Halk Fırkası- na transferini 1957 yüında başba- kan iken kaleme aldığı bir yazıda şöyle anlatmıştır: "Atatürk zamanında ben, Ay- dın'da Serbest Fırka'nın reisiydim. Fethı Bey bizzat Aydın'a gelerek, Serbest Firka ile meşgul oldu. Ay- dın'daki belediye seçimlerini ka- zandım. Gayet düriıst bir mrica- deleye giriştim." "Halk Partisi ileri gelenleriyle taruşıyordum. Ama Halk Partisi- ne, onlann rica ve ısrarlanna rag- men girmemiştim..." "Fetbi Bey'in partisi, malnm sartlar alünda feshedildi. Memle- kete dair bir teessur hâkim oldu. Halk Partisi kendisini toplamak istedi. Vilâyetlere beyetier gonde- rildL Bu arada tzmir ve Aydın'a da Celal Bayar riyasetinde bir beyet geldi. Daha sonra da Atatürk se- yahate çıkü. Aydın'a da ugradı. Aydınlılarla teması zanırî gönUL." "Ben, gelen heyetJe bir hafu te- mas etmedim. Nihayet, Celal Ba- yar tanıdıgım ve hurrnet ettigim bir zarü. Vasıf Çmar, ftnhat ve Te- rakki mektebinden hocamdı. He- yetten HaJit Onaran da iyi tanıdı- gım olmak itibariyle, kendileriyle temas, çekinilmez bir hal aldı. Ve temas temin edildi. Bu muhterem zatlann ikram ve ısran uzerine, Halk Partisi'ne girerek, fikirieri- mia parti içinde mudafaa etmek muvafık olacaktı. O zamana ka- dar ve benimle beraber Halk Par- tisi'ne karşı çekingen tanınan ar- kadaşlaria, Halk Partisi'ne gir- dik..." Gazi MDstafa Kemal ve CHP'li merkez erkânınca 'keşfedüen' Ad- nan Bey için artık politika yolu açümıştır. 1932'de adı radyodan milletvekili adayı diye okunur. Ve Aydın'ı temsilen Büyûk Millet Meclisi'ne seçilir. Çok zaman son- ra Menderes hayatının o dönemi- ni anlatırken ^Benı Atarürk kesfet- li!..' diyecektir. -n Universite öğrenciliği Tek Adam', lkinci Adam'... gi- bi eserleriyle cumhuriyetin politi- ka bayatına ışık tutanlardan Şev- ket Sarevya Aydetnir'in bazı ılginç gözlemleri vardır. Bunlardan biri Gazi'nin çevresi üzerinedir. Şevket Sureyya'ya göre Gazi'nin çevresindekiler ikiye aynlır. Onun 'bizmetinde olan mntat zevat'. Bunlar, sevilmeseler bile, ister is- temez sayılırlardı. Bazı nufuz ör- gütleri de yaratmışlardır. Diğerle- ri, Atatürk'un vakınlan, en ıtibar- lı, en saygıdeğer olanlar: Vekiller, Meclis vie Parti ileri gelenleri... He- men ber akşam Gazi'nin sofrasın- dadırlar... tşte bu kesim, ya onun gibi konuşmaya veya onun gibi davranışlara heves ederlerdi... Herkesın gözü onlann üstündey- dı. Gazi ne dedi? Gazi ne dü- şünüyor? Doğal olarak genç bir milletve- kilinin bu çevrede yer alması bek- lenemezdi. Adnan Bey, gelecek için hazu-lanmak, kendini yetiştir- mek durumundadır. Bir ara yerin- de bir uygulama ile milletvekille- rinden ihtiyaç duyanlara Ankara Hukuk Mektebi'nde kayıtlı öğren- ci olarak öğrenim görme imkânı sağlanmıştır. Gerçi süre geçmiştir ama, ona da, 'tahsil kaydı aran- maksızın kabul' işlemi yapıhr. Hukuk öğrencilerinin çoğu, hep kendisi gibi yaşü-başlı görev sahtbi kimselerdir. Savaşın eksik bırak- tığı bir şeyleri tamaralaraa çabası içindedirler. Zaten daha sonra devletin ust kademelerinde görev alacaklarını duşünmektedirler. Menderes, 5 vd muhalefel liderliğinden sonra, tam 10 yıl iktidar partisi lideriigi ve başbakanlık yaptı. Cumhuriyet tarihinde en uzun süre görevde kalan başbakandı. Parti, Aydın'da,AdnanMenderes tarafından örgütlenmişti SerbestFırka'ya atış serbestYıl 1930. Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın lideri Fethi Bey'in Izmir ziyareti sırasında polis halka ateş açar, 12 yaşmda bir çocuk vurularak ölür. Mete Tuncay'ın "güdümlü bir demokrasi deneyi" diye tanımladığı Serbest Cumhurıyet Fırkası (SCF), Atatürk'un emri ile 12 Ağustos 193O'da kuruimuştur. Fırka lideri Fethi Okyar, Rauf Orbay'dan sonra başvekil, 1923'te cumhuriyetin ilanı ile TBMM reisliğine seçilmiştir. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası muhalefetinin ıktidardakı Halk Fırkası'nda çözulmelere yol açabileceği endişesı ile yeniden başvekilliğe getirilmişse de, Mart 1925'teki Seyh Sait tsyanı" uzerine yerinı Ismet Pasa'ya ikinci kez bırakmak zorunda kalmıştır. Halk Fırkası içindeki mücadelede sertlik yanlılarının tsmet Paşa tarafından temsil edildikleri, Fethi Bey ve . çevresindekilerin daha üımlı uygulamalardan yana olduklan bilinmektedir. Bu bakımdan 1930'daki SCF muhalefeti, tek parti yönetimine karşı 'güdümlu' dahi olsa, olumlu bir gelişmedir. Meclis içi bir muhalefet grubu şeklinde planlanan SCF'de Fethı Okvar'dan başka, Atatürk'un yakın çevresinden Nuri Conker, Fransızca öğretmeni Nakiyettin Yücekök, şair Mehmet Emin Yurdakul, Uşaklı çiftçi tbrahirn Dalkılıç, istanbullu işadamı Sureyja Paşa, BursaJı avukat Senih Hızıroglu ile tanınmış Türkçu aydınlardan Ahmet Ağaoglu ve Dr. Reşit Galip gibi adlar yer almışlardır. Dönemin gazetelen ve çeşitli arular da kanıtlamaktadır ki, SCF muhalefetini halk coşku ile karşılayarak, tek parti uygulamalarına duyduğu tepkiyi açığa vurmuştur. 4 Eylül 1930 gunü Fethi Bey ve arkadaşları için Izmir'de yapılan gorkemli tören buna örnektir. Cumhuriyet, Fethi Bey'in karşılanmasını şöyle yazmıştır: "SandaJla gelip vapura atlayaniar Fethi Bey'e sanlıyorlardı. Birçoklan ağlıyor... Rıhtımda, uzerine vuku bulan ılk tehaccumle Fethi Bey'in ceketi yırtıldı. Bu arada denize düşenler, ezilenler ve çığnenenler oldu. Davullar, zurnalar çahyordu.." O gün buyük kalabalık SCF liderinin kaldığı otelin önünde bekler. Ancak, Fethi Bey'in ısran ile dağılırlar. Ertesi gun oiaylar daha sabahın erken saatlerinde başlar. Jzmir Palas'ın örru doludur. Cumhurivet: "Halk taş atmakta devam ediyor. Bir polisin başı yanlınca polis muavini halka ateş açtı. On iki yasında bir çocuk vurnldu ve öldıi. Yedi yaralı vardır. Bu olum halkı biraz korkuttu. Mamanh halk mnkabeleye başladı. Ceman on beş yaralı vardır..." ölen çocuğun naaşını babası Fethi Bey'e bizzat getirecek ve 'knrtar bizi" diye yakaracaktır! SCF'lilerin lzmir ziyareti başta Cumhurbaşkanı Kemal Paşa olmak uzere iktidardaki tsmet Paşa ve Halk Fırkası erkânını telaşlandırmıştır. Kasım 1930'da 'güdümhi' muhalefet sona erdirilir. SCF, Istanbul'da Prof. İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu, fzmir'de Dr. Ekrem Hayri Üsründag, Aydın'da ise Adnan Menderes tarafından örgutienmiştir. Menderes, 1945'te Meclise sunulan Toprak reformu tasarısı'na karşı çıkar Topraksahibi başkaldınyorŞükrii Saracoglu hükümetince hazırlanan Toprak Reformu Tasarısı Ocak 1945'te TBMM'yc \ sunulmuştur. Tasarıyı hazırlayanlar, mevcut arazi mülkiyeti yapısının değiştirilmesinden yanadırtar. Amaçları iki başlıkta özetlenebüir: • Büyflk toprak sahiplerimn siyasi gücünü kırthak; • Toprak mülkiyetini. üretimi annracak şekilde yeniden düzenlemek. Tasannın gerekçesine göre; ellerinde büyük arazi rnülkü buhınduranlann önemli kısmı hayatlarmı çiftçilikten kazanmadıkları için topraklart işletmemektedırler. Bunlardan çiftçilikle uğraşanlan da mülkiyetlennde bulunan arazinin hepsüıden faydalanmamaktadır. Ote yandan, geçimlerini çiftçilikten çıkaran fakat arazi mulkü olmadığmdan veya yetmediğinden başkalannın topraklannı işleyenler de bu topraklara iyice sarüamamaktadır. Oysa, Tdrkiye tanmmiD hızla geliştıriimesi, ülke topraklarınm gerçekten benirasemp iştenraesuıe bağbdır. Toprağı işleyenjn ona sahip oiması, loprağa sahip olanlann onu ışlemesi gerekmektedir. Nihayet, rejımin karakterlerinden biri olan 'halkçıuk' prensibı de arazi mülkiyetinde köylü mûlkJerinin çoğalmasını emretrnektedir. Topraksızîara dağıtılmak üzere önce devlet mülklerinde veya tasarrufunda bulunan arazi, sonra ıslah \e diğer yollarla kazanılacak arazi, en sonunda da kamuiaştırma yoluyla elde edilecek arazi kullanılacaktır. Kamulaştırmada da önce vakıf ve mahalli idareler arazileri, daha sonra özel mulkler eie aimmaktadır. özel mülkierin 5000 dönümden bi)> ük olmamalan mutlak olarak da topraklı bölgelerde düzenli ışlenmeyen mülkierin 2000 dönüm üstündeki kısmı onakçı ve kiracı ehyle işletenlerde ise daha ajağı oranlara kadar kamulaşünlabılmektedir. KamulaştırJan arazilere vergi esastna göre değer biçümektedir, ödeme 20 yıl vadeli ve yüzde 4 faizli toprak tahvilieri ile yapümakta, toprak verilenler ise borçlanm faizsiz olarak 25 yılda ödemektedir. Verilen arazi 25 yıl süre ile devir ediiememekte. salılajnarnakta. aynı haklara ve mirasa konu olmamakta, terk edilince ve ışletilmeyince geri alinabilmekte ve kira -ve ortakçıhkla işletilmemektedir. Tasarı, Adalet, Anayasa, Butçe, Ekonomi, Içişlerı, Maliyet, Tanm ve Ticaret komisyonlarmdan seçilen 4'er üyeden kuruJmuş Geçici Komısyonda görüşülmüştür. Üç aya yakın bir zaman çalışarak 45 toplantı yapan komisyonda Adnan Menderes (sozcu), Emin Sazak (üve) ... gibi tanınmış toprak sahiplerinin de bulunarak bazı maddelere muhalif kalmalan. Meclis genel kurulundaki tartışmalann habercısıdir. Gerçekten, Meclis görüşmeien son derece fırtınalı olmuş; büyûk toprak sahiplerimn sözcüsu dunımundaki mületvekiileri tasanyı şiddetli bir şekilde eleştirmişlerdir. Adnan Menderes, "Türkiye Bıiyuk Milkt Medisl'nin bugüne kadar yaptığı kanonlann derinliğine ve genişliğine testrieri bakınuodan befld en önemlisi" diye tanımladığı tasarıya karşı oluş gerekçelerTni zaman zaman çok uzun konuşmalar ile açıklamak ihtiyacı duymuştur. Cavit Oral, Emin Sazak gibi büyuk toprak sahıpleri de Adnan Menderes ile birlikte tasarıya çeşitli açılardan karşı çıkmışlar, fakat, 11 Haziran 1945 tarihli oturumda 345 oyla kabul edilmesini onleyememişlerdir. Oylamaya 104 üye katılrnarnışur. 1945'teki Toprak Reformu Kanunu, Anadolu kırlannda büyük toprak sahipleri lehine olan dengeyj yeniden duzeniemeyi amaçlıyordu. Fakat, ıktidar karşısmda büyük toprak sahiplerinden veya onlann sozcuiennden oluşan şiddetli bir muhalefet" ile karşılaşmıştır. Bu muhalefet, oy desteğini potansıyel güç iıaline gelmiş toplumsal muhalefetten sağlayacaktır. Menderes ile sıra arkadaşlığı ya- panlar arasında SeMm Sarper, Ah- met Salih Kornr, F.them Meade- res de vardır Politikacı için öğütler! Hemen bütün kavnaklarda Menderes'ın mılletvekıllıği yılları 'ürkek', 'çekingen' gibi sıfatlarla tanımlanmaktadır. Kendisinın de- ğerlendirmesi de aynı doğrultuda olmakla birlikte onun çok farklı yanını açı|a vurujor: Hedef için uzun bekleyişi goze alanların sab- n... Politikada vazgeçilmez bir özellik! "Meclis'e geldikten sonra, bü- yük bir dikkaOe çalışmaya basla- dım. Kendimi memleket işlerine verdim. Hem vazifemi gordum, hem de hizmet için kendimi yetiş- tirdim. Başveldl oluncaya kadar da, kendimi yann için ilzam ede- cek bir harekette bulunmadım.." "Yirmi sene icinöe, berkesin pe- şinde koşlugu Avrupa seyahatle- rini bir dcfa bile duşunmedim. Hiçbirisini aklımdan geçirmedim. Halbuki lisan biliyordum. Param vardı. Faydalı olabilirdim. Bilâkis, Meclis encumenlerinde çalıştım. Parti mufettişi olarak, kaza, na- hiye, belediye odalannda sabahla- yarak vazife gordum." Denılebilir ki Aydınlı toprak sa- hıbı Menderes'in Buyuk Millet Meclisi komisyonu odalannda ge- çirdıği uzun yıllar ve parti mufet- tişi olarak yaptığı gezıler, 1945'teki ani çıkış için önemli birıkim sağ- lamıştır. Milli Şefin dikkatini çekiyor... 194O'h yıllar. Saracoğlu Başve- kâlet makamındadır. Menderes, tek partinın spor teşkılâtı mufet- tışlıği yapmaktadır. Bazı sorunlar nedeniyle Milh Şef i ziyarel etmesj gerekmiştır. Aklından geçen ise Ziraat VekıUiği'dir. Konuyu bır şe- kilde Saracoğlu'na, o da Cumhur- başkanına iletir. Inönü, sonradan Mstidath bir insan' intibaı edindi- ği görüşmeyi şöyle aktarmıştır: "Menderes'i ciddi olarak tanı- mam şu vesile ile oldu: Zannedi- yonım, bir aralık Halk Partisi spor teşkilâtında mufettişti. Bu teşkilat bir aralık, politika adam- lannın bazı tutku ve mucadelele- rijle çekişiyordu." "O zaman buna değindim. Menderes'i so> lediler. Çagırttım. Politikacılan, aradaki mücadele- leri teşrih etti. Lzun dinledim. Mülahazalannı nazara aldım. Dikkatimi celbetti. Bunu birkaç yerde de sovledim: tşittiklerımle intibam, bu kanaati percinieştir- miştir." "Mebus olmadan evvel tanı- mam. Aramızda raıihirn bir hadi- se geçmedi. Muhalefet partisi için- de kendini gosterdikten sonra onu dikkate alırdım. Saracoğlu da onu bir aralık, tanm bakanı olarak du- şunmuş. 'tstıfade olunabilecek bir adam. Bu ciddi meseleyi iyi işle- miş. Tetkik etmış, ıslah sebeplerı- nı ayırabıliyor' demişti." V'arın: DP'nin temel Ukeleri CHP'de çatlama ve 'dörtlü takrifCHP içindeki muhalefet 1945 yılı bütçe görüşmelennde açığa çıkmıştır demek mümkün. Ce- lal Bayar başta olmak üzere, Adnan Menderes, Emin Sazak, Hikmet Bayur göruşmeler bo- yunca huk.ümeti ekonomi poli- tikası dahil pek çok konuda eleş- tirmişlerdir. Fakat, 1945'te, meclisteki toprak refomu tartışmalannda parti meclis grubunda söz konu- su milletvekillerince gösterilen tepki daha şiddeüidir. Tasan kanunlaşmadan 3 gün önce, Ce- lal Bayar, Refik Koraltan, Fu- at Köprülü ve Adnan Menderes imzalanyla CHP Meclis grubu- na verilen ve Turk politika tari- hine "Ddrtla Takrir" diye ge- çen ünlü önerge, çatlama ve ko- puşun tescili kabul edilebilir. "Dörtlü Takrir"in Meclis parti gnıbundaki görüşmesi 12 Haziran 1945 salı gunu, yani, toprak reformu kanunu oyla- raasından bir gün sonra yapd- mıştır. Adnan Menderes, yedi saat süren bu toplanüyi anlatırken, "yedi saat blze sadece küfür yaidırdılar" diyecektir. "Dörtlü Takrir"in neden red- dedildiği konusu tartışmalıdır. Bir göriişe göre, Cumhurbaşka- nı ve Parti Genel Başkanı tsmet tnönü'nün mayısta verdiği yu- muşama mesajuıa rağmen, parti meclis grubu henüz otoriter alış- kanlıklarmı yitırmemişlerdir. Bir diğer görüş ise, CHP'nin kendi içinden bir muhalefet par- tisi çıkarabilmek için kasten sert davrandığıdır. Kanırcca birinci görüş daha doğru. 1990'lar Turkiyesi'ndeki siyasi partiler- de de otoriter eğüimkr sürdürül- rrTektedir çünkü. 'Dörtlü Takrir'in tam metni şöyleydi: sinin memlekeumızi daimi bir tehdit altında bulundurması pek tabii olarak siyasi hürriyetleri bir kat daha tahdide sebep ol- muş ve bu suretle Teşküât-ı Esa- siye Kanunu'nun demokratik ruhundan biraz daha uzaklaşıl- mıştı. Gerçi Cumhuriyet Halk Partisi içinde aynca bir müsta- kil grup teşkili. Milli murakabe işinin daha esaslı bir şekilde sağ- lanması ve tek parti usulünden doğan zararlann karşılanması yolunda bir tecrübe olmakla be- raber kuruluşundaki gayri tabi- ilik dolayısıyle bundan da müs- bet bir netice ahnmadığını görü- yoruz. Bütün dünyada huniyet ve demokrasi cereyanlannın tam bir zafer kazandığı demokratik hürriyetlere riayet prensibinin mületlerarası teminata bağlan- raak üzere bulunduğu şu günler- de memleketimizde de Cumhur- başkanından en küçüğune kadar bütün milletin aynı demokratik Ülkeleri taşıdığından şüphe edi- lemez. Uzun asırlardan beri mdsta- kil bir devlet olarak yaşayan Türkiye'de, hatta okuyup yaz- ma bilmeyen vatandaşlarm bile siyasi hürriyetlerini, şuurla kul- lanacak bir seviyede bulunduk- ları inkâr edilemez bir hakikat- tir. Olcuyup yazma bilmeyen köylüler arasından bile dünya- nın en değerli idare ve siyaset adamlannı yetiştirmiş olan mil- let imizin bilhassa Cumhuriyet idaresınin kuruluşundan beri ya- pılan büyük hamleler neticesin- de, bundan 20 yıl evveline nis- betle çok yüksek bir seviyeye erişmiş bulunduğu övünülecek bir gerçektir. tşte, bir taraftan iç hayatımız- daki bu mesut tekâmulun yarat- - tığı siyasi olgunluk, diğer taraf- 1945'te Meclisteki toprak reformu tartışmalarında Adnan Menderes, Celal Bayar, Emin Sazak ve Hikmet Bayur hükümete şiddetli tepki gösterirler. Tasarı kanunlaşmadan 3 gün önce, Celal Bayar, Refık Koraltan, Fuat Köprülü ve Adnan Menderes imzalarıyla CHP Meclis Grubu'na verilen ve Türk politika tarihine 'dörtlü takrir' diye geçen ünlü önerge, kopuşun tescili olarak kabul edilebilir. CHP Meclis Grubu Yüksek BaşkanlığYna 7 Haziran 1945 Daha ilk kuruluşundan beri Turkiye Cumhuriyetinin ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin en esaslı umdesinı teşkil eden de- mokrasi prensiplerine inanmış ve Türk Milletinin ancak bu prensiplerin tamamiyle tatbıki sayesinde refah ve saadete kavu- şacağı kanaatıne bağlanmış olan vatandaşlarm butün memleket- te ve bilhassa partimiz mensup- lan arasmda en buyük ekseriyeti teşkil ettikleri şuphesizdir. tşte bu kanaatledir ki milletçe özle- nen bu amaan gerçekleşmesi için lüzumlu gördüğümuz ted- birleri partimizin Meclis Gnıbu- na arz ve teklif vermeyi borç bil- dik. Ataturk'ün ölmez, adına bağ- lı olan mukaddes kurtuluş sava- şımızdan doğan Türkiye Cum- huriyeti, ilk Teşkilât-ı Esasiye Kanunu ile dünyamn belki en demokratik anayasasını meyda- na getirmiş ve bu sayede gerek ferdi hürriyetleri, gerek milli murakabeyi en geniş surette sağ- lamak imkânlarını vermişti. Memleketi orta çağdan kalma birtakım zararlı müesseselerden koruyabilmek ve irticaı kırmak maksadiyle 1925'ten sonraki yıl- larda siyasi hürriyetlerin bazı takyitlere uğratıldığını biüyoruz. Lâkin Turkiye Cumhuriyeti Devleti, Teşkilât-ı Esasiye Ka- nunu'nun demokratik ruhuna daima sadık kaJmış ve Cumhu- riyetin kurucusu Büyük Atatürk bunu tamamiyle demokratik bir şekle ulaştırmak idealinden ölünceye kadar ayrılmamıştı. Burada izahına İüzum görme- diğimiz turlü sebeplerden dola- yı muvaffakiyetsizlikle neticele- nen Serbest Fıkra tecrübesi bu maksatla yapılmış bir hareket- ti. Bu talıhsiz tecrübenin uyaıı- dırdığı tepkiler neticesinde siyasi hurrıyetlenn yeni binakım tah- ditlere uğratüdığı inkâr edile- mez. Bununla beraber Cumhu- riyet idaresinin her şeye rağmen demokratik tekâmül yolunda ilerlemek istediğini gösteren te- şebbüsler de vardı. Büyük Mil- let Meclisi seçimlerinde müsta- kil milletvekillere gittikçe daha artacak bir nisbette yer aynlma- sı tecrubesini buna bir delil ola- rak zikredebiliriz. tkinci Dünya Savaşı'mn belir- meye başlaması ve harp tehhke- tan bugunkü medeniyet dünya- sının umumi sartlan daha ilk Teşkilâtı Esasiye Kanunumuzda hâkim olan demokratik ruhu bugünkü siyasi hayat ve teşkila- tımızda kuvvetle tecelli ettirmek zamanı geldi kanaatine bizi sev- ketmiş bulunuyor. Bunun biran evvel gerçekleşmesi yönündeki duşuncelerimizi şöyie hüiasa ediyoruz: 1— Milli Hâkimiyetin en ta- bii neticesi ve aynı zamanda da- yanağı olan Meclis Murakabe- sinin Anayasamızın yalnız şek- line değil ruhuna da tamamıyla uygun olarak teceUisıni sağlaya- cak tedbirlerin aranması, 2— Yurttaşlann siyasi hak ve hürriyetlerini daha ilk Teşkilâtı Esasiye Kanunumuzun gerektir- diği genişb'kte kullanabilmeleri imkânlannın sağlanması, 3— Butün parti çalışmalan- run yukarıki esaslara tamamiy- le uygun bir şekilde yeni baştan tanzimi, Muhterem milletvekili arka- daşlanmızın yüksek tasviplerine sunduğumuz bu teklifimizle da- ha ilk kuruluşundan beri Milli Hâkimiyet gayesine erişmeyi, onu gerçekleştirmeyi hedef tu- tan Cumhuriyet Halk Partisi'- nin ve bütun Türk milletinin yüksek arzulanna tercüman ol- duğumuza, Atatürk'un ideaüne sadık kaldığırruza tamamiyle inanmış bulunuyoruz. Cumhurbaşkanımızın 19 Mayısl945 tarihli nutuklannda: "Siyaset ve fıkir hayatımuda, demokrasi prensiplerinin daha geniş bir ölçflde hüküm süreceği" haklundaki ifadeieri, bu teklifimizin vakitsiz ve yer- siz olmadığı haklundaki inancı- nuzı büsbütün kuvvetlendirmiş- tir. Milletimizin bütün kuvvet ve iradesini temsil eden Büyük Mil- let Meclisi Parti Grubu arkadaş- lanmızın, Türkiye Cumhuriye- tine ve Türk Milletine dunya de- mokrasileri arasında şerefli bir mevki sağlayacak olan bu tek- lifi, kendi öz düşuncelerinin bir ifadesi gibi telâkki edeceklerin- den asla şuphe etmediğimizi bir defa daha tekrar eder ve bu tak- ririmizin açık oturumda müza- keresini saygılanmızla rica eyle- riz. lzmir lcel C. Bayar R.Koraltan Kars Aydm Fuât Köprülü A.Menderes
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear