23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABERLER ULAĞANÜSTÜKURULTAYA DOĞRUSHP 17 EYLÜL 1990 'Sorun bölünmeden çözülmeli' İç Potttika Servisi — SHP'deki olumsuz gelişmeler parti tabanındaki örgOt yOneticilerini endiselendiriyor. tl, ilçe ve belediye başkanlan seçimli kurullayda kimden yana tavır koyacaklanru artık açıkça belirtirlerken bu tavrm partide bölünmelere yol açmayacak bir anlayış içinde olması için çaba gösterilmesini istiyorlar. tlçe başkanlarından bir kısmı tnönü ile Baykal'm sosyal demokrat anlayışa uygun şekilde ve demokratça yaklaştmlarda bulunarak sorunun çOzümünû kurultaya bırakmalanm isterken eski SHP'liler de "aynlığın" kaçınılmaz olduğuna dikkat çekip partinin iki başlılıktan kurtulması gerektiği görüsünü dile getiriyorlar. ramını yeterlice aktif savunama- maktan kaynaklanan tıkaruklığı gözler önüne sermiştir. Partmizi bir an önce iktidar al- ternatifı yapacağını söyleyerek yönetime gelen arkadaşlarımız parti hukukunu, yeterince işlete- memişler, zaman zaman ve deği- şik mekânlarda tüzük dışı işlem- leri yapmaktan geri de kalmamış- lardır. Paklze O«er (SHP PM üye- si) Genel Sekreterimiz Sayın De- niz Baykal ve MYK bir sorumlu- luk örneği göstererek istifa etmiş- lerdir. Doğaldır ki bu sorumlulu- ğun büyük bölümü sayın genel başkanımıza aittir. Aynı davranışı sayın genel başkanımızdan da beklemek hakkımızdır. Parti meclisi ile çalışamamak- tan söz ediliyor. Yedi ayı aşkın bir Y I I M Z (SHP Ankara Milletvekili): 19 ağustos seçimle- rinden sonra ve tabü ki seçim ye- nilgisinin de sonucuyla partimiz- de uzun suredir yaşanan tıkanık- lık, iyice su yüzüne çıkrnış bulu- nuyor. Sayın genel başkanımızın kuruitayı çağırması, sorunun çö- zümü için alınması gerekli kara- nn nihayet ortaya konulmuş ol- masının sonucudur. Partililerimiz, parti içi hizipteş- meden, birbirini sevmezliklerden, tüm sosyal demokratlarla bir tur- lü kucaklaşamamaktan zaten son derece rahatsızdırlar. Son seçimlerde ytizde 28 civa- rında oy almış olsaydık basarüı sayılacak mıydık? Bence hayır, alınan seçim yenilgisi, partimiz- de için için yaşanan sıleınüyı po- litika üretemeroekten, parti prog- süre birlikte çalıştıktan ve Bayrampaşa seçim yenilgisinden sonra bu olayın deklare edilmesi sayın genel başkanımızın siyasi te- merriidüdür. Kaldı ki, sadece MYK ve PM yaptığı veya yapamadığı her fii- lin sorumluluğunu taşımakla kal- madı; genel başkanımızın, zirve- ye gitmekle, Yargıtay'm yaptığı adli açılış törenlerine çağrısız ka- tılmakla ve bu gibi sayılabilecek partimize puan yitirici hareketle- rin de hesabını vermek durumun- da bırakjldı. Partimiz bugün tarihi dönem- lerinden birini yaşamaktadır. Halk desteğini sağlayacak yeni politikalara ulaşmak yeni yapüan- ma ile olacaktır. Sayın Deniz Bay- kal bu yeni yapılanmamn mima- n olma nıtelik ve vasıflannı yete- rince taşımaktadır kanısındayun. Kadir G*kçe (Kırklareli Be- lediye Başkanı): Olağanüstü ku- rultayın görevi ortaya çıkan yö- netimsel krize 1991 yıhnda top- lanacak normal kurultaya kadar bir çözüm bulmaktır. Kurultayın bu tarihi görevi başarıyla yerine getireceğine inanıyonız. Buna yardımcı olacağız. Ancak parti- de ağırhklı iki liderin başkanlık için karşı karşıya gelmelerinin parti için bir talihsizlik olduğu- nu soylemek isterim. Partinin kendi iç sorunlanyla kamuoyu- nu meşgul etmesinin yarar değil zarar getirdiği unutulmamalıdır. SHP'de tnönü'nün de Baykal'ın da kendilerine özgü üsluplan, ge- çerli yöntemleri vardır. İkisinden birini reddetmek mümkün değil- dir. Çözüm kurultayda buluna- caktır. NHUfı Kanlu (SHP Kay- seri II Başkanı): "Partimizin bü- yük bir hızla derlenip toparlan- maya ihtiyacı var. tstifalann par- timizi gücsuz kılacağını sanmıyo- rum. Bir süreden beri partimiz- de politika kilitlenmiş gibi, bunu .aşmak için bir şeyler yapmak ge- rekiyordu. Sayın Baykal ve arka- daşları sanırun bu yolu aşma amacıyla görevlerinden çekilmiş- lerdir. Bir süre parti içinde sıkıntı çekileceği muhakkak. Ama par- timizin zamanla bu sıkıntılan asacağına ınaruyorum. Kişi ter- cihimiz yoktur. Tercihimiz parti çıkarları doğrultusundadır. KasiM A M e a l z (Ağrı tl Baş- kanı): Kurultay karan yerindedir. tnönü-Baykal çekişmesi partinin iç sorunlanndan kaynaklanmak- tadır. Her ikisi de büyükluk gös- tererek bu durumu sosyal demok- rasi kurallarma göre, aralarında sorun çıkartmadan, bu sorunla- n parti tabanında bölünmeler ya- ratmayacak şekilde demokratça çözmelidirler. Kısacası kurultay tıkanıklığın aşılmasında, ivme kazaıulmasında ne kadar olum- lu ise iç somnlarda sorun çıkma- dan, bölünme tehlikesi yaşanma- dan çözülmelidir. Dönüşü olma- yan aynlıklar ne partiye ne de sosyal demokrat tabanla sosyal demokrasiye yarar sağlamaz. Yılnutz Balutkal (Kartal ilçe başkanı) — Beşinci Olağa- nüstü Kurultay'a giderken de ümitliydik. Bu kurultay, partiyi kendi içindeki didişmelerden kurtanr diye düşünüyorduk. Ama olmadı... Şimdi Altıncı Olağanüstü Kurultay'a gidiyo- ruz. Ülkenin içinde bulunduğu iç ve dış sıkıntılarının yoğun oldu- ğu günlerde buna gerek var mıy- dı? Düşünmeye değer... Daha düne kadar sosyal de- mokrat partilerde güçlü genel sekreterliği savunuyorduk, bu gün genel sekreterliği genel mü- dür gibi görmek istiyoruz. Olmaz böyle şey.... Sayın genel başka- mnuza yakıştırılan protokol ge- nel başkan görüntüsünün sorumlusu da herhalde sayın ge- nel sekreter değildir. On yılda bir kesintiye uğratıl- mış sorunlu demokrasimizde si- yaset insaru kolay yetişmiyor. Hiç değilse korumasını bilmeli- yiz. Kaldı ki son derece birikimi olan, halkın ve partililerin pek çoğunun beğenisini kazanmış olan bir Deniz Baykal hiç de ko- lay yetişmiyor ülkemizde. Onu bitirmekle, yok eunekle bu par- tinin büyüyeceğine kesınlikle inanmıyonım. Bu partinin ken- . dini kanıtlamış önder insanlann tümüne özellikle ihtiyacı vardır. Ama biz hâlâ sen-ben kavgası içindeyiz. Partiyi bu noktaya ge- tirmeye hiç kimsenin hakkı ve yetkisi yok. Partiyi ve Türkiye'- yi kurtaracak politikalann cep- lerinde olduğunu iddia eden arkadaşlarımızın bunları kendi- lerine saklamayarak partiye ka- zandırmış olmaları gerekirdi. Şimdi bu noktada, Sayın Ge- nel Başkanımızın istemleri doğ- rultusunda Sayın Deniz Baykal aday oimaya zorlanabilir. Son değerlendirme kendisine ait ol- makla beraber aday olmahdır di- yorum. Böylece partide var olduğu artık sıkça söylenen iki başlüık sona erer. Ancak kurul- taydan çıkacak sonuca da herke- sin saygılı olması gerekir. En büyük üzüntüm, "lşte ge- nel başkan-işte genel sekreter" sloganıyla kurultayda simgdeşen iki değerli insanın arasımn yapay çelişkilerle açılmış olmasıdır. Neeatl Arıkaa (SHP Eskişe- hir Merkez İlçe Şekreteri): Kay- bedilen yerel seçimlerden sonra böyle bir kurultay kaçınılmaz ol- muştu. Genel merkezdeki son du- ruma olağanüstü kurultayla ke- sinlikle demokratik bir çözüm bulunacaktır. Bana göre kurultay olumlu geçecek, alınacak karar- lardan SHP kazançh çıkacaktır". SÜRECEK Yeni slogan ve projelerüretemedik SHP'nin duraganhğına çözüm ararken bir tarih kesitini doğru tahlil etmek ve hangi yokuşta patinaj yapmakta olduğumuzu bilmek zorundayız. Bugün Türkiye'de kiminle konuşsanız parti ve yöneticiler aleyhinde yoğun eleştirilere tanık olursunuz. f1kre< tmlV (Eski SHP Genel Saymanı) "Türkiye'de 1970'li yıllarda tüm partiler CHP'nin büyüklüğünden, ikti- dara yürüyüşünden ve Ecevit'- in üstünlüklerinden konusurdu. Nerede, hangd mekânda, kaç kişi biraraya gelirlerse gelsin, bu görüntü değişmezdi. Herkes bildiğine, duyduğuna on kata- rak bu gelişmeye katkı yapar- dı. Sağcı yurttaşlar dahi pişmiş aşa su katmamak için özen gös- terirlerdi. CHP, 1973 ve 77 se- çimlerini bu atmosferde yaşa- dı. Sonuç yüzde kırkbirdir. Par- tiyi sloganlarla ve lideriyle ta- rif etmek yeterli olmuştu. 1979 seçimlerinde ise hem CHP'yi hetn Ecevit'i savunur duruma düştük. Bir zamanlar Türkiye'- yi dalga dalga saran Ak Gün- ler sloganlarının yerini bir an- da (Kayrnklar ve yoldar) cığlık- lan aldı. CHP iktidannın başansızlık- lan HP-SODEP tartışmalanna ve ardından SHP'nin iç kavga- larına hep kaynaklık etti. Ece- vit bu gerçeği çok önceden gör- düğü için DSP'yi CHP'nin dı- şında tutmaya büyük özen gös- terdi. Dikkat edilirse CHP'nin kuruluş yıldönumünü bizier her yerde kutlarken, Ecevit unut- muş gözuktü. SHP'nin duraganhğına çö- züm ararken bir tarih kesitini doğru tahlil etmek ve hangi yo- kuşta patinaj yapmakta oldu- ğumuzu bilmek zorundayız. Biz CHP'nin mirasını dürüst- çe üstlenirken bu eleştiri ağını yırtıp su yüzüne çıkarabileceği- miz yeni sloganlar ve projeler üretemedik. tlk hata bana gö- re bu noktada başlıyor. Ikinci- si güven bunalımıdır. Bugün Türkiye'de kiminle konuşsanız parti ve yöneticiler aleyhinde yoğun eleştirilere tanık olursu- nuz. 1970'li yıllann tam tersi bir kampanya almış yürümüş- tür. Tabü kişisel zaaflanmız, hatalanmız, eksiklenmiz yanın- da asü sosyal demokratlığımız- dan neyi kastettiğimızi net an- latamayışımız, 26 Mart seçim sonuçlannın gereğini yerine ge- tiremeyişimiz hep birer gerek- çedir, ama asıl sorun kaybolan güven duygusudur. Her kade- mede birbirimize olan güven- sizligimiz, her yerde sezildi ve bu noktaya gelindi. Şimdi yapılması gereken tek şey, halkımıza ve örgüte güven verecek güçlü bir atılım için 29 eylülü sıçrama tahtası olarak kullanmaktadır." GEÇMİS KURUUAY OLUR Kİ FOTOGRAFTA KALDI—Yukandaki fotograf ocak 1990'da yapılan tüzük kurultayında çekildi. Kurultay sırasında van >-ana gülerek el sal- layan iki yoneücinin, aslında daha o günlerde ayn ayn noktalara duş- tüklerini lnönü onceki gun tstanbul'da yapılan bölge toplantısında acıkladı. "Tüm iyiniyetimle düşündüm, yaklaşüm.belkidüzeltebili- rizdiye bekledim" diyen tnonü, folografın çekildiği kunılta>ın perde arkastıu şoyle anlattı: "Yapısal eksikligi ortadan bir an önce kaldırmak aslıoda uzun zamandır kaf amızda vardı. Astandaocakaymdald tüzük kurultayını yapalım diye MYK'yagittiğim zaman onlardakabdlettik- lerinde düşuncemde bu vardı. O kurultaydan genel sekreterimizle »n- laşarak bir grubun egemenligi altında göninmeyecek bir PM çıkarabi- lirizsandım." tnonu, bu kurultay sırasında kadın kotası gibiönemlidii- zenlemeler sagladıklannı, bu nedenle açık bir çaüşmaya girmek iste- raediğini de belirterek "Bu kurultay benim için amacına varmıştı" dedi. K U R U L T A Y O Y K U L E R I 'İsmet İnönü'ye haksız eleştiri' TBMM. Bütçe-Plan Karma Komisyonu eski Başkanı Yılmaz Alpaslan anlatıyor: CHP bunahmh günler geçiriyor. Sayın Ecevit, genel sekreterlikten istifa etmiş, ardından genel sekreterliğe getirilen Sayın Şeref Baksık da rahmelli İsmet lnönü karşısmda tutunamamış ve kurtuluşu isıifada bulmuşlu. Benim de içinde bulunduğum MYK, istifasım vermis, iiçüncü olarak genel sekreterliğe getirilen Kâmil Kınkoğht 'na yeni bir "ekip" kurma olanağı sağlamıştı. Rahmetli Kınkoğlu,' Sayın İsmet tnönü ile uyumlu çalışabilmek amacıyla Mustafa Ok ve beni listesine almamış ve MYK adaylannı genel başkana sunmuştu. Çünkü o günlerde İsmet tnönü 'ye en sert ve biraz da haksız eleştiri Ok ve benden geliyordu. MYK listesini inceleyen büyük insan, seçkin devlet adamı ve örnek demokrat lider, Kınkoğlu'na aynen şunları söylüyor: "Bu listede neden Mustafa Ok ile Yılmaz Alpaslan yok? Sebebini bilmek istiyorum..." Rahmetli Kınkoğlu, biraz mahcup ve üzgün bir üslupla: "Paşam, Ok ile Alpaslan size sert muhalefet yapıyorlar ve sizi üzüyorlar. O nedenle listeden çtkardım" deyince tnönü aynen şunları söylüyor: "Kırıkoğlu Kınkoğlu, aile meclisi kurmuyoruz, CHP karar organında elbette bana muhalefet edilecek ve ben onları sabırla dmleyip değerlendireceğim. Derhal Mustafa ile Yılmaz '• listene yaz!... " diyor. Biz de böylece İsmet tnönü'nün son MYK üyesi olma şeref ve gururunu taşıma olanağım elde etmiştik. NOTLAR BaykaPın adaylık senaryoları CELAL BAŞLANGIÇ tstanbul'da SHP'nin yaşadı- ğı "en uzun gün"ün her asama- sında değişmeyen soruydu: —Baykal aday olacak mı? Bölge toplantısının hernen ardından Deniz Baykal ve ya- mndakilerin Maçka Oteli'nde yaptıkları değerlendirme top- lantısında, Bakırköy Belediye Başkam Yıldınm Akrnna'run Yeşilköy'de verdiği yemekte, Zeytinburnu tlçe Başkanı tbra- him Yiğit'in oğlunun sünnetin- de herkes birbirine aynı soruyu soruyordu. Dün sabaha karşı bile otelin lobisinden odalara taşınan kuliste Baykal yanlıla- n adaylık değerlendirmesini sürdürüyorlardı. "Baykal'ın kurmaylan" Ad- nan Keskin, Fuat Atalay, Halil Akyüz, belediye baskanları, il- çe başkanlan ve ddegelerle yap- tıklan görüşmelerde de hep ay- nı soruyla karsılaştılar. "Baykakn" gnıpta yapılan ilk değerlendirme, "Baskı gelmez- se Deniz Bey geael başkanbğa aday olmaz" biçiminde Böyle bir saptama arkasından doğal olarak "Ba\kal'a genel başkan adayı olmanın yoüannı acmak" sonucu çıkıyor. Bunun için de öngörülen yöntem, "Deklaras- yonla parti kamuoyunu Deniz Baykal'ıo genel başkan adaylı- gına angaje etmek" oluyor. tlk aşamada "milletvekillerinin deklarasyonu" var. "Baykalcı" grubun beklentisi deklarasyona imza atacak milletvekili sayısı- nı 45'e çıkartmak. Arkasından il başkanlannm ve delegelerin deklarasyonu gdecek, belki de belediye başkanlannm... Ama belediye başkanlan konusunda farklı görüşler var "kurmaylar" arasında. özellikle bazı beiedi- ye başkanlannm oy kaybettire- ceğinden çekiniliyor. "Kötü konjonktörde yaka- landıgımı doşünüyorum." Baykal'ın çevresindekiler li- derlerinin bu değerl»"ndirmesi- ne katıhyorlar. O zaman başka bir soru geliyor gündeme: —Böyle kötü konjonktürde Baykal'ın genel başkan olma sansı nedir? "Baykakılar"ın delegasyon listesinde yaptığı değerlendir- meye göre Erdal Inönö'nun ge- nel başkanlığı için oy kullana- cak delege ile Deniz Baykal'a oy verecek delege sayısı birbirine hemen hemen eşit. Ancak "ortada" olan 250 delege var. Kimin genel başkan olacağını da bu "yüzer gezer oy" sahibi delegeler bekleyecekler. Bu kez "Baykalcılar" ortada görünen oyların ne yana kayabileceğıni değerlendiriyorlar. Baykal'ın aday olması durumunda "ortada" olan delegelerin önü- ne iki seçenek çıkıyor. Biri "mocut statükoyu korumak", diğeri de "degişimden yana ol- mak." "Statükoyu korumak" Erdal Inönü'nıin genel başkan- lığı anlamına geliyor. "Değişim" ise Baykal'ın genel başkanlığı. "Baykakn" cephede "değişim rüzgârlan" nasıl esiyor? Baykal'ın adaylığını koyma- sı durumunda öne çıkacak olan "değişim unsuru"nun içinde "yeni anlayış, yeni karar, yeni vitrin" gibi alt başlıklar var. Şu anda Baykal'ın çevresinde olan- lann beklentisi, "Gend ba$kan- lıga aday oldum. Artık bu Uste genel sekreter degil genel baş- kamn listesi" diyerek bugüne kadar "Baykal'ın göıüarüsönii bozan bazı lodemli Baykala- l*r"dan "fedakâriık istemesi." Ardından da tsmail Cem'den Ertuğnd Günay'a kadar parti içindeki değişik odaklann ön- de gelen adlarına giderek Bay- kal'ın "Birlikte barekct edcüm" önerisi gündeme geliyor. Böy- lece "bizip başı" bir görüntü ye- rine "parti içinde degişik k^i, grup ve çevreleri kacaklayan bir genel başkan adayı" görüntüsfl oluşturulacagını beküyor Bay- kal yanlılan. "Degişim"in çerçevesi bun- Iarla sınırlı değil. Bir de uzun süredir üzerinde çalışılan "top- lumsal projeler" var. Bunlar kentleşmeden sanayileşmeye, hatta özelleştirmeden "SHP programının gûnceUeştirflıııea- 'ne kadar birçok unsuru içeri- yor. Baykal, tnönü'nün düzen- İediği toplantıda konuşurken çevresindekiler "toplumsal pro- je"leri de anlatmasım bekliyor- lardı. Ancak salonun gerilimli havası konuşmanın yönünü de- giştirdiği için Baykal "toplum- sal projekr"e değinmedi. lstan- bul'daki konuşmasını da "Baykalcılar" özellikle bu yön- leriyle "Olumsuz ortamda iyi bir performans göstennedi" di- ye değerlendirdiler. Yapılan değerlendirmede, "değişim"in iki tehlikesi öne çı- kıyor. Birincisi, "ortada" görü- nen delegelerin "değişim"den çok "statüko"ya yatkın olmala- rı. tkincisi zamamn yetersizligi. Deklarasyonlarla Bajkal'a bas- kı yapılıp adaylığı sağlanacak, parti içinde değişik unsurlara ulaşılarak "göriinrü degiştirile- cek", "toplumsal projder" parti kamuoyuna ulaştırılacak ve de- legeler Baykal'ın genel başkan- lıgına angaje edilecek... Bütün bunlar da 29 ekime kadar ya- pılacak. "Baykalcılar" cephesinde şimdilik görünenler, yapılan he- saplar, değerlendirmeler bunlar. "Baykal aday olacak mı" soru- su henüz "ortada" duruyor. Aday olması durumunda yeni bir soru gelecek gündeme: —29 ekimde SHP'nin Genel Başkam Erdal lnönü mü ola- cak, yoksa Deniz Baykal mı? önce tnönü'yle Baykal ara- sında ipler kopmuştu. tstanbul toplantısının ardından dünkü tzmir toplantısında da tabanın büyük bir gürültüyle çatladığı çıktı ortaya. Bu koşullarda da merakın odak noktası 29 eylül- den çok SHP Edirne Millet- vekili Erdal KaJkan'ın dediği gi- bi bir gtin sonraya kayıyor: —Ben esas 30 eylülü merak ediyorum... ESKİ SHP'LILER İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA NE DİYOR? Kurultayda saflar belirginleşir Ummm Ok«» •gla (tstanbul Milletvekili SBP Girişim Kurulu üyesi): Bu SHP'nin bir iç sorunudur. Siyaseten bir partinin iç sorunları ile ilgili ola- rak fazla yorum yapmak istemı- yorum. Ancak geçmişte içinde yer alacağımız bu yapının böyle gide- meyeceğine dair aynlma gerekçe- lerimiz, büyük oranda kanıtlan- mıştır. Sorun dünyadaki toplum- sal gelişmelere ve buna paralel si- yasat değişimler doğrultusunda bir düşünce tarzım geliştirmektir. Toplumsal muhalefeti oluşturabi- lecek, demokrasi güçlerini birleş- tirecek ve insammız üzerindeki korku ve tabulan yıkarak sorun- lann çözümü için yeni yeni pro- jeler üretecek böyle bir yapüan- maya Türkiye'nin büyük gereksi- m'mi vardır. Maalesef SHP ken- disinden beklenen böyle bir geliş- meyi gerçekleştiremedi ve yönet- sel sorunlarla karşı karşıya kaldı. İktidar boşluğu kadar muhalefet boşluğunu da dolduracak yeni ya- pılanma ve yeni anlayışlara gerek- sinim doğdu. SHP kuruitayı bel- ki yönetsel sorunları biraz daha netleştirebilir. Amatonun ötesin- de topluma yeni bir anlayış ve so- runlann çözümüne yönelik poli- tikalar sunamaz. Bu nedenle ku- rultaydan toplumun beklentileri- ne yanıt verecek bir tablo çıkaca- ğını sanmıyorum. Kurultay ile ol- sa olsa SHP içindeki bireysel he- saplaşmalarda saflar daha belir- ginleşir. Hesaplaşma SıkıntısıİZMİR — Menderes Havaalanı ana baba gü- dan ayrılmıyor, Baykal'ı bekliyor. Politik deyiş- nü. Otobüsler, otomobiller ve kamyonlar. Dört le bir taşla iki kuş vuruyor bir yanda SHP flamaları, İnönü'nün renkli pos- VİP salonunda Deniz Baykal, kendisini kar- terieri. şılayanlann tek tek elini sıkıyor, öpüşüyor. Göz- VİP salonunun önünde iki-üç bin kişilik bir lerinde bir telaş, hey->can dikkati çekiyor. topluluk var. Davullar dövülûyor. zurnalar kıv- — Hepinizi tanıyorum, örgüte güveniyonjm... rak havalar çalıyor. Kadınlar, bıyıklı, kasketli er- kekler kol kola zeybek oynuyor. Acaba Deniz Baykal genel başkan adaylığı- Blucinli bir delikanlı, yanımıza yaklasıyortam nı İzmir'de mi, yoksa Ankarada mı açıklayacak? bu sırada. Gömleğinin sol cebinin üstünde kü- Yoksa bu konuda açıklama yapmayıp susmayı çük İnönü resmi takılı. Usulca kulağımıza eği- mı yeğleyecek? liyor: ' izmir ve Ege, Baykal'ın kalesi. Ancak kale — Ağabey, ne kadar isterdim Beethoven'ın burçları eskısi kadar güvenlı değil. Aslında sı- 3. Senfonisi çalınarak karşılansın İnönü. İşte, kıntı da buradan kaynaklamyor. o zaman biz sosyal demokratlar ikiye, üçe ay- İnönü ve Baykal'ı karşılayanlar arasında bir rılmazdık. Kimımiz davul zurnadan hoşlanıyor, ayrım yapalım istersenız... kimimiz klasik mûzikten, olacak iş mi bu? İnönü'ye 200-250 araçlık bir konvoy, Baykal'a Karşılıklı gülüşûyoruz... 25-30 araçlık bir konvoy eşlık ediyordu. İnönü1 Menderes Havaalanı'nda 200-250 araç kon- yü 3-5 bin kişi, Baykal'ı 150-200 kişi karşılamıştı. voyu. Kimi ararsanız orada. Salt toplantıya çağ- rtlı il başkanlan yok. Onlar "ötekı yakadan" ol- SHP tabanı İnönü'nün yanında hiç kuşkusuz. dukları için istanbul'dan biraz gecikmeyle kal- örgütlerde görev alan, sahte Oye yazımlanyla kan 09.25 uçağının yotcularını beklemeye he- ayakta durabilenler ise Baykal cephesinde göz- nüz gelmemişler. Yolculan Deniz Baykal ve ar- üküyordu. kadaşları. Saat 11.00 uçağtyla gelecekler İz- Yenişehir Kültür Merkezi'nin çevresinde yo- mir"e. Gecikmeli 09.25 uçağı Erdal İnönü ve ar-ğun bir kalabalık. Baykal ve İnönü ayn ayrı ge-- kadaşlarını getinyor. liyor. Salonda bir uğultu. İl, ilçe başkanlan, de- Gecikmeli 09.25 ucağ. alana indiğinde yer l e 9 e l e r ' b e t e d i » B b a s k a n l a n ™«M * *eriye gi- gök inlemeye başlıyor: "*° \ „ . „ . . Salondakı topluluk salona gıren Deniz Bay- — Başbakan Inönu, Genel Başkan Inonu... ^ a b û y u k t e p k i gösteriyor. Yuhalamalar, kar- Bu arada pankartlar dalgalanıyor. Bir tanesi ş( ı,Klı küfürleşmeler başjıyor. Topluluk, "Baykal oldukça ilginç: jgfjf^ Başkan inönü" biçimınde gösteri yaDiyor. — Sermayenın değil, emegin umudu Inönû... Daha sonra Inönü giriyor salona. Konfetı yağ- muru altında güçlükle yürüyor. Deniz Baykal ve Bir başkas^ şöyle: arkadaşlarının, İnönü yanlanndan geçerken ayağa kalkmadıklan gözleniyor. İstanbul'dan İzmir'de de İnönü büyük ilgi görüyor. Kültür Merkezi'ne toplantı başlamadan ön- — İnönü'yü seç, demokrasiye geç. SHP'de taraflar keskin çizgilerle birbirlerin- den ayrılmış artık. Neresinden bakarsanız ba- kın 29 eylülde yapılacak kurultay SHP'de bir iç lenek ve göreneklere son derece saygılı dav- ranıyor. İnönü'den sonra Baykal'ı karşılaşmaya giden sosyal demokratların "ötekı yakası"nın kurmay- lan, delege ağırlığıyia işi bitirmeye çalışanlar, biraz sıkıntılı görünüyor. Son bir hatta içinde de- ğişen dengeler onları bir hayti rahatsız ediyor. Deniz Baykal ın uçağı alana saat 1150 de mı- yor. il ve ilçe başkanlan, betediye başkanlan ço- ğunlukta. Ancak Anakent Belediye Başkanı Yüksel Çakmur, Karşıyaka Belediye Başkanı Ci- han Türsen yok. Konak Belediye Başkanı An- met Sanşın, İnönü'yü karşıladıktan sonra alan- mavan il başkanına ilk tepki İnönü'den geldi: — Bir il başkanı düşünün ki salonda disipli- ni sağlayamıyor... İnönü şoyle devam etti: — Bu toplantının düzenlenmesi ve önlemle- rinin alınması il başkanının görevidir. Gel ba- kalım görevini yapmış mısın?.. İl başkanı yanıt verdi: — Gerekli önlemleri almıstık, ama delege- lerin dışında başkaları da gelmiş salona... Erdal lnönü, önceki gün Istanbul'da yaptığı konuşmasının bir benzerini yaptı dün izmir'de. Kütahya'dan Ispartaya, Uşak'tan Denızli'yedek Ege ve Batı Ege'nin il, ilçe başkanlan, delege- ler, belediye başkanlan salona nasıl girdikleri belirlenemeyen dinleyicileri İnönü'nün etkile- diği bir gerçek. Deniz Baykal'a gelince... Sanki, "İstanbul'dan sonra niye geldim İzmir'e" der gibi bir havası vardı. Orgütü, de- legeleh elinde tutan bir genel sekreter belki "dar kadrocu" bir anlayışın getirdiği bir ezıKlik içindeydi. Bugüne dek genel başkan adaylığı- nı 40 il başkanının, milletvekillerinin baskısına karşınaçıklamayan Baykal, eski formundade- ğildi. Ürkek ve çekingendi. Bakışlarında "ne- reden nereye geldik" çizgisi giderek belirgin- leşiyordu. Erdal İnönü konuşmasını brtırdi, Baykal'ı kür- süye çağırdı. Yuhalamalar, "Baykal istifa" te- mposu salonu çınlatmaya başladı. Baykal çaresizdi. Birkaç dakika bekledi. Son- ra şoyle dedi: — Bu şartlar attında konuşmam Sayın Ge- nel Başkanım! İnönü, protestoları önlemek için büyük çaba gösterirken saloodakilere şöyle divordu: — Oturun, gitmeyin, provokasyona gelme- yin... Sonra Baykal'a döndü: — Siz de tahrik etmeyin... Baykal'ın konuşması için gerekli ortam sağ- lanmıstı. Oysa Baykal konuşmamakta direniyor- du. Baykal topluluğa şöyle seslendi: — Olağanüstü kurultayın ne kadar yanlış ol- duğu burada, salondaki manzaradan da anla- şılıyor... Deniz Baykal kürsüden indi. Salon boşalma- ya başladı. Genel Sekreter Yardımcısı Adnan Keskin, yerinden fırlayıp sahnenin önüne gel- di. Buradan İnönü'ye bağırmaya başladı: — Allah kahretsin. Böyle genel başkanlık olur mu? Partiyi mahvettin. İnönü sadece gülümsedi. Daha sonra Bay- kal, il, ilçe başkanlarına, delegelere bir çağn yaptı: — Balçova tesislerinde sizleri bekliyorum... Bir kacış mıydı bu davranış biçimi, yoksa tak- tik miydi? Sanırız birkaç gün içinde anlaşılacak. Dün İzmir'de yaşanan olaylar, Genel Başkan İnönü'nün kesin ve açık tavrı, Baykal ve arka- daşlarına yönelik tepkilerin altında yatan ger- çeği yakalamak o denli zor değil. Tüm bunların attııtda "takım oyunu"nun "dar kadroculuk" anlayışı yatıyor. Tabü görebiliyorlarsaL. Birgün tercih yapmciruz gerekirse en iyisini seçin. Materyal kalitesi, rafine dizayn... Gözlükte fonksiyon ve stilin mûkemmel tryuma Tüıkfye'de tüm seçkin optik mağazaJannda Ttrtiy* gcnd dBtribatOrfl: TEKA TEKNtK CtHAZLAR SAN. VE TtC. A4. MLTday Şcfik Bey Sok. No. 5 Kal. 2 D. 7 Gamfl^uyu/tsunbul Td: 151 27 73 (2 ht)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear