29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 AĞUSTOS 1990 CUMHURİYET/19 HAVA DURUMU TURKIYETJE BUGÛN Meteorok>|i Genel Mûdürtü- ğünûen alınan bılgıyegöre, yur- dun kuzey kesımien parçalı bulut- lu. ötekj yerter az bulurju ve açık geçecek HAVA SICAKLIĞI. Arta- cak RUZGÂR. Kuzey ve <to$u, yurdun güney kesmiennde gûney ve batı yörtlerden bafif ara sıra or- ta kuvvette esecek Denızlenma- de, Ooğu Karadenız ve Gûney Ege'de yıldız ve karayel, Akdenıf- de gûnbabsı ve todos. dığer yer- lerde yıldız ve poyrazban 2-4 yer yer 5 Ege ve Baü Karadenız'de 6 kuvvetırtde saatte 4-16 yer yer 21 Ege ve Bat Karadenız'de 27 de- nız mriı hızla esecek. Dalga yük- seklıg'ı 03-05 yer yer 1 Ege ve Baö Karadenız'de 15 m dolayında bulunacak. van Gölû'nde Hava. Az bukırJu ve açık geçecek RCızgâr kuzey ve balı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek Göl kûçük dalgalı olacak Gö- ruş uzakfığı 10 km dolayında bulunacak g Bıths Bolu Burea CanakMe Çonım Oenud A 3*= 22° Oryartator A 36°19°Ma»sa A 31° 16° Edme A 31° 16° K Maraş A 34°20°Erancaı A 31° 16°Mersn A 28° 10° Eraunm A 28° 10° Mugla A 28° 12° Esktş»»ı» A30°13°Mu? A 30° 15° Gaaaraep A 35° 2f> Nfyfc A 31° 2«° Sresun A 25° 19° Ordu A 34°23°QünC«taı«A 26°13°fta A25°13°H*ttn A32°17"Samsun A 35°20°ls|Wta A 30°ie°S«1 A 33° 15° Istnbul A 29°20"S«ıop A30°15°lanr A 3<°20°Sf»JS A 35° 18° Kars A 27" 10° TetathJ A 28° 15° KKbmonu A 28° 10° TratoKi A 28° 15° K«sen A 31° 15° Tuncet A 32°16°Uş* A 31°15°Van A 32°16°K«tdnt A 32°20°Konya A 28° 15° KÛMıya A 33° 18° Matalya A 29° 12° Ymgat A 35°2O°Zanguk)ak A 34°20° A 34°20° A 30° 23° A 32° 20° A 34° 17° A 32° 16° A 2S°19° A 25° 19° A 25° 20° A 36° 22° A 26° 19° A28°13» A 28° 18° A 25° 19° A 32° 17° A 30° 14° A 28° 15° A 27° 12° A 25° 16° İÇX- bublhj pgımıılu *-«P* B-buluDu G-guneş» K karlı S-sslı Y-yajmurlu -' M a d r ı d ' ' - \ ~ - ^ 1 \ \ »Belgrad Tebrız Cezâyu ^ ' r > J A t ı n a " Tunus Kahıre • OÛNYA'OA BUGUN Amsteraam A 22° A 35° A 32° A 42° Banatona A 28* Bastf V 22° A 28* A 26» A 28° A 22° A 25° Y 21° A 32° A 4T° A «3° A 28° A 32° A 17» A 39» A 21° A 28" A 32° Lemngrad Londra Budapeşte Ceıwre Caoyr CMfe Dubai FnrtUut Gkm NwVbrk Oslo Pare Png Rcna **» San Kadn Kopvhag KMn MnMft Mym Zû* Y 20» A 29» A 32» A V A V 1 V Y2T» Y 20° Y 2S° A 28° A 43" A 29° A 27° A 38° A 36° A 37" A 22° A 2t° A 2 * 2»° r 24° BULMACA SOLDANSACA: 1 2 3 4 5 6 7 8 1/ Vadesi belii olma- yan ve yalnızca faizi ödenen devlet tahvıli. 2/ Kırsal kesimde bu- yuk topraklan olan guçlu ve varliklı kım- se... Elektrik motor ya da dinamolannda de- vinimlı bölüme veri- len ad. 3/ Dört köşe kesilraiş küçük ha- mur parçalarından yapılan yoğurtlu çor- ba... Italya'da bir ır- mak. 4/ Ağzımızdaki dişlerın bır bölumüne verilen ad... Kısa saph odun baltası. 5/ Habeş soylusu... Yunan abecesinde bir harf. 6/ Osmiyum elementinın simge- si... Nıjerya'run para birimi. 7/ Cennet- te bulunduğuna inanılan, köku yuka- rıda, dalları aşağıda büyük ağaç... Şa- yak, aba gibi şeyleri dövmek için kul- lanılan araç. 8/ Kuzu sesi... Yabancı. 9/ Turk muziğinde Yörük özellik ta- şı>an oyun havası... Guç, kudret. \LKARIDAN AŞAĞIYA: 1' Dışarıdan gelen bir ışığın etkisiyle geceleyin ışıklı gorunen yan- sıtaç. 2/ lyı huylu kımse... Japonlara özgü bir tur güres. 3/ Kadın- lar hamamında hızmet eden kadın... Olta ya da tuzaga konularTvem. 4/ Mak$im Gorki'nin tarunmış bir romanı. 5/ Tuna IrmagVnda kul- lanılan bir çejit yolcu kayığı... Şaşma belirten bır ünlem. 6/ Gerai- lerde demir zincirin geçtıği delik... BaJıkesir ilındeki Kaz Dağı'nın mıtolojik dönemlerdeki adı. 7/ Terbiyesiz kımse... Gazete. 8/ Gü- zel kokulu bir kavun turü. 9/ Yaprakları salata gibi yenen kokulu bır bitki... Dar, uzun ve hafif bir kayık. 60 YIL ONCE Cumhuriyel MUJOEI MUjDB TÎMSAH.*—- T1RAŞ »IÇAKLAJU Dedikodu 27 ACUSTOS 1930 Ankara'da traktör tecrubeleri devam ediyor. tkusat Vekâletinin buna ihtiyaç göstermesi şundandır: Traktörlerde kullanılan müşteil mevat resimden muaftır. Halbuki bu muafıyet sui istimale müsaittir ve vaki de olmustur. Mazot petroldan daha ucuz, binaenaleyh mazotla işhyen traktörler daha az masraflıdır ve memleket hesabına daha nafi olacâkur. Vekâlet mazot yakan traktörlerin en elvenşli olanını seçerek bundan sonra butün Türkiye'de yalnız o markanın kullanılmasını temin etmek nıyetindedir. Halbuki mazot ve emsali gibi ağır mahrukatla işliyen makineler buyuk ve o nisbette de pahalıdır. Küçuk ve peırolla işler traktörlerin 1200-1500 lira kıymetinde olmasına mukabıl mazot yakan traktörler 3000-5000 lira arasındadır. Ve daha yuksek fiatlılar da yok değildir. Bundan başka büyük makineler dıiz, geniş arazi içindır. Bızım memleketin bir kaç muayyen ovasını istisna edince her tarafın aıızalı ve parça tarlalardan mürekkep olduğu ise malûm ve muhakkaktır. Daha muhım bir cihet te bizde geniş araziye sahip olan ve buyuk ziraat tatbik eden çiftçinın pek mahdut olmamasıdır .Bu işle meşgul alâkadarlar mazotla petrol arasında maliyet fiatının da çok az olduğunu söylemektedırler. Mes'ele etarfında cereyan eden dedıdokular efkârı umumiyede şupheli mecralara varan bir şekil aldı. Deniliyor kı Ankara tecrübelerine 3 traktör nümunesi arzedilmiştır ve bunların birisı Şakir Bey Iktisat Vekili oluncaya kadar ortağı olduğu Hayri Beyin, diğeri de Şakir Beyin hernşirezadesinin vekâlet ettıkleri fakrikalara aittir. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Çarşafla mücadele 27 AGUSTOS 1960 Valı Tuğgeneral Refık Tulga dun saat 16 da tertiplediğı basın toplantısında çarşafla mücadele konusunda temas ederek şoyle demiştir: "—Cumhuriyetin ilânından bu yana 37 yıl geçmış olmasına rağmen kadınlanmızın bir kısmı henüz çarşafı terketmemişlerdir. Oysa, Endonezya, Pakistan, Hindistan gibi R e » k Tulg» memleketlerin kadınlan yuzlerce yıldanberi yüzleri açık gezmektedirler. Zannediyorum ki, çarşaf kiliseden kalma bir itiyattır ve Müslurnanlıkla bir ilgisi yoktur. Zira, ben Italya'daki Papaz kadınlarda da aynı tip çarşaflar gördum. Bunun ancak gerilıkle ılgısı olabilır. Bunda aile reisi erkeklerın de buyuk rolu olmaktadır. Teşekkurle ifade etmek gerekir kı Türk basını yülardan beri çarşafla mücadeleye devam etmektedir. Bu konuda mücadeleye azimliyiz. Aııcak, zecri tedbırlere basvurmadan once, işe ikna ve propaganda ile başlıyacağız. Zannedıyoruz kı doğru yola geleceklerdır. Dikkat edılirse, 27 Mayısı tâkip eden ilk gunlerde İstanbul'da çarşaf ortadan kalkmış, fakat daha sonra ıdarenın yumuşak hareketi tercih etmesi yuzunden yeniden ortaya çıkmıştır. Bır fırma Vilâyetimize bu konuda kullanılmak uzere 120 dikiş makinesi hediye etmiştir. Bu makinelerle, kadın teşekkulkri ile işbirliğı yapılmak suretiyle çarşafla gezen kadınlara raantolar diktırilecektir. Turkçe konuşma kampanyasına gelince, şunu behrtmek yerinde olur kı, bır memlekette kulakları ve hisleri tırmalıyan bir lisanla bağırmak, yuksek sesle konuşmak terbiye dışı bir harekettir. GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet Kitaba saldırı 27 AGUSTOS 1989 Cumhuriyet Kitap Kulubu'nün Beyoğlu Mıs Sokak'taki kitap sergisı kundaklandı. Yangında, sergide bulunan kıtaplann buyük bir bölümu yandı. Polis, Beyoğlu Belediyesi, itfaiye ve tanıklardan elde edılen bilgilere göre dun sabah 07.18'de kımliği belirlenemeyen uç kişı Beyoğlu Mis Sokak'a lstiklal Caddesi yönunden girdiler. Üç kişiden biri, o anda tstiklal Caddesi'den geçmekte olan 34 TFF 92 plakalı taksiyi durdururken, takım elbıselı diğer ikı kişi kitap sergısine yöneldiler. Saldırganların birının elındeki benzin bıdonuyla serginın naylon brandasının uzerine benzin döktuğü, dığerınin ise sergıyi ateşe verdıği belırlendı. Oaha sonra iki saldırgan, taksıde kendilerini bekleyen arkadaşlarıyla bırlikte Sıraselviler'deki Taksim Hastanesı'nin onune gittiler. Burada taksınin 1250 lira tutan ucretini odeyen saldırganların yüruyerek uzaklaştıkları oğrenıldi. TARTKMA Lstiklal Marşı l\eden Değişiyor? Ulkemizde kültür düzeyinin giderek düştüğü, daha doğrusu bir kültür çöküntüsü yaşandığı günümüzde, kültür adına yapılacak hiçbir şey kalmamış gibi, bu işe milyonlar dökülmesi yeterince düşündürücü değil mi? CumhurryHgazetesirun, Tardşma" köşesı her zaman Ugimı çeker. Konu ne olursa olsun orada çıkan yazılara bir göz atmadan gazeteyi elımden bırakmam. Burada benı ılgılendiren, konudan çok yazıyı yazanın yaklaşımı oluyor. Çoğu kez tartışma öznel bir duzlerae kaydınlıyor, kişisel- liğedökulüyor, dahası saldırganhğa bıle varıyor. Bu açıdan bakınca bır konuya eleştirel yaklaşma- da, her yanından bakarak konuyu udelemede, göriınenle yetinmeyıp onun ardındakı gerçegi or- taya çıkarmada aydınlanmızın bile guçluk çek- tiklen söylenebilir. Son günlenn tartışma konulanndan biri, Kiil- tur Bakanbgı'run tstiklal Marşı'nın bestesiru de- ğıştırme girisimi. Gerekçe, geniş ses aralıkları ve prozodı bozukluklan nedeniyleıyı söylenememe- sı Doğru, ariıa mılletçe ıçımize sındırmış oldu- ğumuz vebutun dunyada da TııA milli marsı ola- rak tamnmış olan bu marşı değıştirmek içın ye- terli bırgerekçe mı? Bunagelen tepkıler dedege- nellikle ikı uç yaklaşım göze carpıyor: Ya aşırı duygusal yada eleştirel olmaçabasıyla olayınar- dırîdakı gerçegi gormeme (belki de görmezlikten gelme). Ulkemizde kültür duzeyınin giderek duştüğu, daha doğrusu bır kultur çökuntusu yaşandığı gü- numuzde, kültür adına yapılacak hiçbir şey kal- mamış gibi bu ise milyonlar dokulmesi yeterin- ce duşündürücu değıl mı? Salgın hastabk gıbı ul- kenin her yenni saran, devlet kurumlanncades- teklenen yoz muzdk; hoparlörlerlebas bas bağır- tılan —ustelık de kotü okunan— ezan kımsenın kulağını tırmalamıyor da tstiklal Marşı'na gelin- ce mı bırdenbire duyarlıhk uyanıyor ve değıştıril- meye kalkışılıyor? Altnuş yıldır doğru söylüyor- duk da şımdi mi söyleyemez olduk? Sözu uzat- maya gerek yok, bu kadarı bile işin politik yaru- na yeterinceışık tutuyor. Olay herhangı bir mu- zik tartışması sırurıru aşıyor. Cumhunyetimizin sımgesi haline gelmiş olan nulli marşuruz uzerin- de açılan bu tartışma ve özellıkle bunun bır ka- muoyu arastırma konusu yapılması, açıkça Ala- turV devTİnüeriıüniemel ilkderineyonelenpolitik bır boyut taşıyor Tarıh sayfalarında çok rastla- dığımız bir olaydır, bır toplumageçmışı unuttu- rulmak istenirse o döneme ilişkın her şey bır bir yok edilir, en önemlı belgeler bile. Sayın Saim Akçü bu sutunlarda çıkan yazısın- da; "tstiklal MarşTmızı eğer doğru sojleyemiyor- sak bunun nedeni sadeceraarşıazor olusu değil- dir. Esas sonın, kuçuk yaşlardan itibaren çagdas muzik egiıiınıne gerekli onemın >erilmemesidir" diyor. Buna katılmamak mümkün mü? Bu guçlükler, ustesınden gelinemeyecek şeyler değil. Yeter kı iyı nıyetle muzik eğitımcilerimizin sözlenne kulak verilsin. Daha kaç yıl önce Ata- türk'un 100. Doğum Yılı dolayısıyla Prof. Fethi Kopuz, tstıkal Marşrmn doğru söylenebılmesi için yol gosterıci bir broşür yayımlamış. Geçen- lerde Cumhunyet'te çıkan bır yazısında da (16.8.1990) bu konudakı kaygüanru dile getinyor ve marşı doğru söyleme yöntemlerinı TRT'de açıklamaya hazır olduğunu bildiriyor. Bir süre önce yine Cumhunyet'te müzik eğitimdsi Hik- met Günsel'le bır söyleşi yayunlandı. Her iki eği- tımcı de özellıkle tonalitenin değiştirilmesine ve tempoya dikkati çekıyorlar. H.Gungor'ün tem- poya ilişkin sozlerı çok ilginç. 1930'da mars pla- ğa alınırken plağın dolması içinduşük devirde ka- yıt yapıldığını söyluyor. Demek kı o zamandan beri tempoyu şaşınruş ve doğru tempoyu bir turlü bulamamışız. Ben öğrencılığımde ılk kez bir ya- bancı orkestradan dınlediğımde bu marşm can- lı, dınamik veetkili olduğunun bilincine varmıs- tım. Olay bu kadar basıtken kamuoyu araştırma- sına kadar gidilmesı, kimi araşürmacılann da bu ginşimin ardındakı dıişunceyi fark etmeden, arastırma sonuçlarının doğurabıleceğı sakınca- lan düşünmeden bu oyuna gelmelen çok üzucu. Bugun buna boyun eğersek gelecekte kırmızı ren- gın uyandırabüeceğı çagrışımlar gerekçesiyle bay- rağjmıan renginın yeşile dönuşturülmesi ıçın bır kamuoyu araştırması yoluna gidilebıleceğindeTi kimsenın kuşkusu olmasın. NAZAN tPŞtROGLU tstanbul 3194 Saydı İıııar Yasa Tasarısı Hazırlanan tasarıyla, daha önce yerel yönetimlere verilen imarla ilgili tüm haklar geri alınıyor. Kent adına karar verme yetkisi, seçilmişlerden atanmışlara kaydınlıyor. ANAP iktıdarının, çoğunluk kendılerinde iken yerel yönenmlere tanıdığı (buna tanır görun- düğu demek daha doğru olacak) olanaklar, 26 Mart yerel seçımlerinden sonra bır bır gen almı- yor 3194 sayıhtnuu-Yasası'nda yapılmak istenen değışıklık bunun son örneğini oluşturuyor. Kamuoyunda hıç tartışılmadan, Medis Ko- misyonu'ndan aldacelegeçinlen bu tasan, Mec- lisin taöle gınnesı üzenne "şimdilik" yasalaşma- mıştır. Ancak TBMM'nm gündemındedir. Getırilmek istenen sistemle, yerel yonetimlerın kentleriyle ılgıli planlamalan yapabılmesı ve kentleriyle ilgıh karar verebılme hakları tumuy- le geri alınmak isteniyor. Imar planları bugune dek yerel yönetimlerce yapıldığı halde, yeru tasa- rıyla bu planlar, ıktidar öncesi en önemlı sloga- nı, "brirokrasiyi kaldıracağız" diyenlerın ehyle atanmışlara, burokratlara sunuluyor Ancak ba- kanlık onayından sonra belediye meclislerinin onayı gundeme gelebilecek. Imar düzenlemesıyle ilgili önemlı bır nokta olan yapı ruhsailannda da yetkıler atanmışlara devredilmektedır. Bugunku duzenlemede, belirlı bir surede yapı ruhsatı verilmediği takdırde, bu yetkı valılıkiere bırakılmaktadır. Vanı kent plan- lama tercihleriyle >anhş olduğuna inandığımız tercihlerleyapı ruhsatı vermemızdurumunda va- ulikler, kendı sıyasal tercihleriyle, yönetsel tercih- leriyle bu ruhsatları verebdeceklerdir. Buradakı çok onemli bir nokta da ilk kez halk tarafından seçilmış insanların genel yasal ve sorumluluk il- keleri dışında salt imar olaylan nedeniyle cezaı hükümlerle karşı karşıya bırakılmasıdır. İmar Ya- sası kurallanna aykın davranan, öngörulen ışlen değişık gerekçelerle zamanında yenne getirme- yen beiedhe başkanlan, encümen \e Medisuye- leri hakkında cezaı yaptırımlar getırılmektedir. En çok vasilerden yakınıyoruz. Kaymakamlar- dan geçmek, valılerden geçmek, sonra tçişleri Ba- kanlığı'ndan geçmek... Butun bu vasıler yetmi- yormuş gıbı fen ışlerinde ve ımar işlerinde dene- tim. tahkik ve turlu ıncelemeye, her turlu işte, her turlu ıncelemeye Bayındtriık ve tskân Bakanltğı bu değişiklıkle yetkilı kıhnmak ıstenmektedir. En ciddı nokta daek geçıcı 2. maddede öngörulen bu noktadır. Yani, -kelımenin tam anlamıyla- bir ve- sayet sistemi getırilmektedir. Yolundan tutun, köprüsünden, parkından, yeşil alanından kent ınsanlannın temel gereksınmelenyle ilgili tüm ış- lemleri burokratlar yurutecektir. Kısacası, tum ana noktaian dikkate aldığımız- da, temel ana noktaolannazım imar planlanrun, dığer imar planlannın da bakanlıkça hazırlarup bızim onayımıza sunulmasından, kendilennin onayı ardından bızım onayımıza sunulması bir arada değerlendirildığinde, yasanın özunün de- mokrasıyle bağdaşmadığını, totaliter özlemler ta- şıdığını görmek ve soylemek mumkundür. Kentlenmiz ve kent yaşayanlanmız için bu denlı önemi olan yaşamsal bir konuda duyarsız kalmaya kimsenın hakkı yoktur. Unutulmamalıdır ki her ne şekilde susturul- muşolurlarsaolsunlar, uzerlerindekiölutopra- ğını atamayan, suskunluklanndan sıynlamayan- lar iyi yönetimlere layık değildir. AZtZGÜRSOY Sincan Belediye Başkanı OKURLARDAN Bir Cumhuriyet okurundan eleştiri 20 yıllık bir okurunuz olarak, Cumhuriyet gazetesıni ulkemizde yayımlanan en doyurucu, cıddi ve titiz gazete olarak kabul etmekteyim. Ancak son zamanlarda gazetede yer alan hatalar, ozellikle de çeviri yantışlan/eksikliklerı dikkatımi çekmeye başladı. Elbettekı herkes mukemmel yabancı dil bilmek zorunda değil, ama Cumhuriyet gibi bır gazete için çevırı yapanların, çeviri yaptıkları dıllerı, incelıklerıyle bilmek zorunda olduklarına ınanıyorum. Eğer çevırmen; Naples = Napoli (Naples olarak yazılmıştı) / Rhinoceros = Gergedan (Rhıneceros yazılmıştı) / Mercury = Cıva (Merkur olarak çevrilmiştı) olduğunu bılmiyorsa fngilizcesı bu ış ıçın yeterlı değil demektır. Bardağı taşıran son damla ise 4 Ağustos 1990 tarıhli "Bılım Teknik" ekınızde Ismaıl Murat ımzasıyla çevnlmış olan "Uyku" konulu yazıda yer alan bır sozcuk oldu Benı çok gulduren "Guınea domuzlan"(') nedeniyle bu mektubu kaleme almaya karar verdim Boyle bır ek içın çevırı yapan kışı hem bılımsel konuIara yakın, hem de çevirı yaptığı yabancı dile vakıf olmak durumundadır. O zaman da en çok kullanılan deney hayvanı olan "kobay'in Ingılızeesinin 'guınea pıg' olduğunu bılmesı gerekir diye duşunuyorum Bu tur hatalardan kurtulabılmenız ıçın düşünebıldiğim çözum ise tngılızce (veya dığer dıller için başka bır yabancı dıl) ve Turkçeyı çok iyi bilen (mumkunse yabancı dil eğitim yapan bır liseden mezun) bır çevırmen •düzeltmen ıstihdam etmenız. Cumhuriyet okurlannın (ıtızlığinı bıldığinıze inandığım ıçın bu uyarımı olumlu karşılayacağımzı duşunuyorum. NESLİGLL DOGANÇAY Atako\/İstanbul GALERI#ATOLYE PERA 146 97 38-132 64 26 l EKIM 1990 A KAÜAR • KARMA SERGI • SEREF AKOIK AVNI »R8AS SALIH ACAR GULER »RAS GURAY AKKAN TUNCA BEKESOY NECOET KALAY 8EHRUZ KIYAN MARIA KIUCLIOGlU SEUIM KlZtLCAN BAHATTIN OOABAŞl NURAN MANAS ATILU TOS UNSAL TOKER «ELI SAPAS NURAY UYANIK ASIM VUCESOY Rumel Cad Bılge Han 81 5 Osmanbey 14b 70 TÜRK KÜLTÜRÜNE H İ Z M E T VAKH C A F E R A G A M E D R E S E S I S U L T A N A H M E T 5 1 3 1 8 4 3 Sonbahor Kurslarımız 1 EYLUL 19Wda başlıyor Hat - Teznıp -Mmyatur-Ebru -Porselen Susleme Vıtray-Seramık-Den-Resım - Kumaş Desenleme Folklonk Bebek Yapımı - Osmanlıca Sergı Dııyurulannız Içın 146 97 38 132 64 26 JSTANBUL ÜNÎVERSİTESİ BİLGİSAYAR BİLİMLERİ UYGULAMA VE ARASTIRMA MERKEZİ BİLGİSAYAR PROGRAMCILIĞI KURSLARI En az lıse mezunlan tçin açılan tstanbul Uıuversııesı Bılgısayar Bı- limleri Uygulama ve Arastırma Merkezi'nin düzenlediğı uzun devre *7' aylık ve kısa devre '3' aylık Bılgısayar Programlama kurslan ünı- versitemiz öğretim üyelennce verılecekür. Uzun devre kurslarımız haftanın 4 günu 16.00-19.00 saatleri ara- sında yapılacaktır. Kısa devre hafta sonu kurslarımız cumartesı ve pazar gunlerı ikı ayn grup halmde sabah 9.30-13.30 saatleri arasında düzenlenecek- tir. Açıbcak Knrslar: I—Uzun devre '7 aylık' Temel Basıc-tlcri Basıc, Cobol, DBase, Işletım Sistemleri ve Ku- tük Yönetim Tekniklen. Ayrıca proje çalışması ile kursumuz son bulacaktır. , II—Üç ay süreli hafta sonu kurslarımız Temel Basıc-tleri Basic Cobol Bu kurslanmız ikı ayn grup halınde yapılacaktır. Kurslarımız uzun devre 8 Ekım 1990 Pazartesi, kısa devre hafta sonu kurslarımız 13 Ekım 1990 Cumartesı gunü başlayacaktır. Uzun devre kurslanna katılanlar haftanın beşinci günü Bılgısayar İngılızcesı kursu ile desteklenecektır Kurslanmızı başarı ile tamamlayanlara sertifika venlecektir. Ge- niş bılgı ıçm merkenmiz sekreterlığine muracaat yapılabilir. Adres: tstanbul Üniversıtesi Bılgısayar Bılımlerı Uygi'Iama ve Arastırma Merkezi Umıt Doğanay Cad No- 6 Kat 1-2 Beyazıt llkokulu Karşısı Tel: 527 58 15-512 94 06 522 42 00/816 Basın • 30789 GAZETECİ EV AR1YOR Besikıaş ya da Sultanahmet cevresinde, uygun ko^ullarda cv arıvorıım llgilenenler i«,iıı İ K I : 512 ÜS 05'len 408 B \R1ŞA Ö Prof. I)r. Husnu Cîokscl 2(KK» lır.ı (KUV ıvıı det (,jvttoi )unnlart Ijiıkoıueı l ud .?V 41 Cıığuloilıı hıunbul Odeıneli gunderilmr/. SICAĞI Krdal Alabek l IV -II ( ,ıûıih<vi < •' •ıbul Odemelı K»ııdtTilınr/. POUTIKA VE OTESI 3\1EHMED KEMAL Sigaranın Dumanı... Sıgara kımı ıçın keyıfli bıı dost, kimi için de bır baş belasıdır. Şöyte böyle benim sıgarayla elli yıllık bir dostluğum vardı. Do- kunmaya başladığında bıraktım. Bırakma zor mu oldu, kolay mı oldu uzun bir hıkâyedir, bır gün gelır anlatırım. Bırakalı aşağı yu- karı on yıl oldu. On yıldır bir nefeslik bile duman cekmedim Yanımda içen olur, hiç aldırmam gönlüm de çekmez, dahası rahatsız bile eder Ya- nımda biri sigara içerse dumanı genzıme kaçar öksürürüm. An- layışlı kişıler, "Affedersiniz. " derler ya sigarayı söndürürler, ya da yer değıştırırler Ellı yıllık dostum sigarayı hıç özlemem mi, özlerım. Kımı geceler rüyama girer. Bu rüyaya gırmelerde ilk yıl- lar korkarak uykudan uyanırdım. "Gene mı ıçmeye başladım?" diye ıçime bır korku duşerdi Şımdi alıştım, rüyada içiyorum ama korkuyla uyanmıyorum "Nasıl bıraktın7 " diye soranlar olur" "Kolay" derim. "Bırak- tım, dedım bıraktım" Inanmazlar, haklan var. Öyle bıraktım di- yince bırakılan bır nesne değildir Çabuk bırakılır, çabuk da baş- lanır. Kimi de sigarayı bırakmak ıçın saatle ıçer Her saat başı bır sigara, günde bılmem kaç sıgara.. Sonunda usanır, başlar, ezıyetten de kurtulur Sıgara, yanı tutünün ılk içıldıği yer Amerika'dır. Krıstof Kolomb ve tayfaları Guanhanana Adası'na çıktıklarında yerlilerin ellerinoe ucu yanan çubuklar görürler. Kızılderıliler dumanı içlerıne çeki- yor sonra da keyıfle savuruyorlarmış. Tayfaların dikkalıni çeker, içlerinde hemen tütürte başlayanlar olur Kolomb, 15 Mart 1492'de karaya çıktığına göre, tütünûn Avrupa'ya gelişı 500 yılıık bir öyküdur Ilk yıllarda birçok derde deva, birçok vücuda şifa diye içilir. Ondan sonra da tıryakısı olunur, bırakılmaz. Amerika'dan gelen tütün Avrupa'dan sonra Asya'ya ve daha ötelere yayılır. Asıl uğraşı gıyim sanayıı olan Cahıt Uluer, "İşte Sigara" adlı bır kitap yazmış Bunda tûtunün zarar ve yararlarını anlatıyor. "Tutun bıtkısı de domates. patlıcan gibi patlıcan aılesınden bır bitkıdır. Yaprakları çığnenen, enfıye gıbı burna çekılen, nar- gile, sıgara, püro gıbı yakılarak ıçılen keyıf verici bır maddedir. Tütün bıtkisının tohumlarında yüzde 36-41 oranında yağ bulu- nur Tütün tohumu yağında hiçbir toksıt madde bulunmadığı gi- bi nıkotın de yoktur Tütün tohumu yağı ayçıçeğı yağı değerınde olup, bu yağdan boya ve sabun sanayıınde yararlanılır." Yazar, tutun yağında nıkottn yoktur dıyor, oysa biz bıldık bılelı nikotın bulunduğunu sanırdık Bir de tutun esrar çekilirken 'çıft kâğıda' sarılır Bunu da söylemıyor. Askeriığımız ve hapıslığimız yıllarında esrarı 'çift kâğıda' sa- rarak içenlen çok gördük Asker ocağında ve hapıs damında 'san kız' da denılen esrarı bulup, çıft kâğıda sarıp içenler ve kendın- den geçenler çoktu Nereden bulurlar, nasıl bulurlar bilemez- dim. Ancak bıldığim, bir şeyın alıcısı varsa elbette satıcısı da oluyordu. Bizim kuşak şair ve yazarlarına içki girdi de esrar hiçbir za- man girmedi. Tanıdıklarım arasında bırkaç ıçen vardı ama bun- lar sanatçı değil, sanatçı dostlan sayılırdı. Bır ara ne oldu bılmıyorum, esrar alıp satan ve içenlere ida- ma varan cezalar getınldı. Esrar ortadan yittı ise de büsbütün değil, gizlendı. Alan da, satan da gizlı bır serüven içinde yaşa- mını sürdürdü. Sıgara yarartı mı, zararlı mı? Çok tartışması olmustur. Bugün içın artık zararı yararından çoktur Sigarayı bırakan hemen şış- manlar, iştahı açılır, çok yer Sigarayı bırakıp da sonra yeniden başlayanlar birkaç hafta ıçınde bırkaç kıloyu hemen verirler. Bızde de padışahlık dönemlennde tutün zaman zaman yasak- lanmış, fakat başedılememiştır Bugün tütünü devlet kendi de- netımınde satmıyor mu? Dışarıdan tutün tröstleri ıç pıyasaya sal- dırmıyorlar mı? Şö> le de olsa, boyle de olsa, her kasvet bastı- ğında yak bir tane diye tabakaya sarılmıyor muyuz? ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLAR1 \TLMAZ ŞtPAL "5.100 gösterge sayısı" SORU: Tavandan prim odejen bir sigortalıyım. Bazı )izıla- nnızda, 1991 yılında tavandan prim öde>ip emekli ol- mak isteyenler için 5.100 gösterge rakamı belirtiyorsu- nuz. Bu gösterge rakamları nasıl hesaplanıyor? FXİ. YANIT: 1991 yılında emekli olacaklar ıçın: Prtme esas 1.400 gösterge Fiili ta*M L400 gistergeye 5 yıl tannct kaa»ç g6fe kazanç 1986 1987 1988 1989 1990 Toplam Ortaiama 1023300 1.295.524 1545660 2 797.200 4830.000 11491684 11 491684/5= 2 298337 1023300 3302 248 7 065720 12 787380 22 080060 46 258708 46258 708/5= 9 251 742 5376 240(1 yıl) 7065 720 (2. yıl) 12 787380 (3 yıl) 22.080.060(4 yıl) 47309400 47309400/4 (dört) 11827.350 11.827.350 (6.400 gösterge kazanç ortalaması) - 2.298.337 (1.400 gösterge ortalaması) = 9.529.013 (fark) 9.529.013/95 (Üst gösterge kademe sayısı) = 100.306 (Her ka- deme arası 50 puan göstergeve karşılık gelen sayı). 2.298.337 (1.400 gösterge kaTşılığı kazanç ortalaması) + 100.306 (Fark sayı) = 2.398.643 (1.700 gösterge karşılığı ortalama kazanç) + 100.306 .. .. 1991 YIU İÇİN 5 YR. 0RTUAMA PRİME ESAS KAZAKA GÖffi ÜST GÖSTERGE TKBLOSU: 0RTAUMA ORTALAMA ORTAİAMA KAZANÇ GÖSTER6E KAZANÇ fiÖSTEKGE KAZANÇ tâSTBtGE 2 398643 2 699561 3000479 3301397 3602 315 3903 233 4 204 151 4505069 4805987 5106905 5407823 5708741 6009659 6310577 6611495 6912 413 7213331 7514 249 7815167 8116085 8417003 8 717921 9018839 1700 1350 2000 2150 2300 2 450 2600 2 750 2900 3050 3200 3350 3500 3650 3800 3950 4100 4 250 4400 4550 4700 4.850 5000 2 498949 2 799867 1100.785 3401703 3702 621 4 003539 4 304 457 4605375 4 906 293 5 207211 5508129 5809047 6109965 6410883 6711801 7012 719 7313637 7614555 7915473 8 216391 8.517309 8818227 9119145 1750 1900 2 050 2 200 2 350 2 500 2 650 2 800 2950 3100 3 250 3400 3.550 3700 3850 4000 4150 4.300 4 450 4600 4 750 4 900 5050 2 599255 2 900173 3 201.091 3502 009 3802 927 4103845 4 404 763 4 705.681 5.006599 5307517 5608435 5509353 6 210 271 6511189 6812 107 7113025 7411943 7714861 8015779 83ia697 8617615 8918533 9.219.451 1800 1950 2100 2 250 2400 2550 2700 2 850 3000 3150 1300 3.450 3.600 3750 3900 4 050 4200 4350 4500 4650 4800 4.950 5100 1991 yılı fıılı tavan ortalaması olan 9 mılyon 251 bin 742 TL. ıçın. 5.100 gösterge sayısı bovle hesaplanacaktır. ! i EĞİRDİR SULH CEZA MAHKEMESİ HÜKÜM ÖZETİ Esas No: 1989/141 Karar No: 1989/201 Sanık: tsmail öztekin, Mehmet ve Saide'den dogma, 1929 D.lu, Eğirdir Ağa Mah. nufusundan Demırkapı Mah. oturur, bakkal. Suç: Gıda Maddeleri Tüzuğü'ne aykırılık Suç tarıhı: 5.4.1989 Karar tanhr. 17.10.1989 Yukarıda açık kımliği yazılı bulunan sanık hakkında yapılan açık yargılama sonunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: HukUmlu Ismaıl Öztekin'in olay tari- hinde sahıbı bulunduğu bakkalında satışa sunduğu sucuklardan alı- nan numune sonucunda sağlığa az ya da çok zarar verecek derecede bozulmuş sucuk sattığı ve bu eyleminden TCY'nın 399. maddesi ge- reğince 2 ay hapis cezası ve 647 sy. 3506 sy ile degişık 4/2-1 md. gereğince sonuç olarak 320.000 TL ağır para cezasıyla cezalandınl- dığı, hakkındakı hapıs suresıne koşuı olarak sanıgın suç ışleme\e araç kıld.gı meslek ve sanaıın \e tıcaretın tatılıne ve 7 gün sure ile ışyeri- ıiın kapatılmasına karar verıldığı ve 647 s>. ile cezasının ertelendiğı, a>nca TCY'nın 402/2 maddesi gereğince karar ozetı Ankara, tstan- bul ve Izmır'de >avımlanan ve tırajı yuz binın uzerinde bulunan bır »c\a ikı ga/cıede \e ayrıca hğırdır'de yayımlanan yerel gazetelerden bırındc dcrhal ilan edümesine karar verilmesı ılan olunur. 3.5.1990 Basın. 32350
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear