23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
l -14 AĞUSTOS 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 Okay Temiz ve Metropolis • KültUr Servisi — Ulusajans'ın Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda düzenlediği "Yaz Etkinlikleri" başlıklı program kapsamında bugün 20.30'da önce Okay Temiz'in konseri, ardından Fritz Lang'in "Metropolis" fılminin gösterimi gerçekleşecek. Müzik kariyerini 22 yıldır yurtdışında sürdüren, bu süre içerisinde 143 festivalde yer alan, 1800 konser veren, kendi adına 10 uzunçalar, 4 kompaktdisk ve 4 kaset, diğer gruplarla 10 uzunçalar çalışması yapan Okay Temiz, son üç yıldır Türkiye'de çalışmalannı sürdürüyor. Bu arada Ingiltere ve Fransa'da da plak çalışmalan yapıyor. Okay Temiz ve grubunun ardından gösterilecek olan "Metropolis" ise sinema tarihinde "ilk bilimkurgu" olarak yer alan bir yapım. 1926 yapımı fılm fantastik özellikleri, özenli görüntüleriyle ilgi çekiyor. Filmin öyküsü 21. yüzyılda modern bir kentte geçiyor. "Metropolis" yıllar sonra yeniden ele alındı, seslendirıldi, renklendirildi, kurgusu yeniden düzenlenerek daha akıcı bir tempoya kavuşturuldu. Çanakkale Troya Festivali • Kültür Servisi — Çanakkale Belediyesi tarafından düzenlenen 27. Çanakkale Troya Festivali pazar günü başladı ve 18 ağustosa dek surecek. Festival kapsamında bugün bir panel, bir film gosterisi ve bir konser gerçekleşecek. "İnsan Haklan ve Demokrasi" konulu panel Belediye Sosyal Tesisleri'nde saat 18.00'de başlayacak. Panele İnsan Haklan Derneği Başkanı Nevzat Helvacı, gazetemiz yazarlarından Mustafa Ekmekçi, İHD'nin Ankara Şube Başkanı Muzaffer llhan Erdost ve İHD Balıkesir Şube Başkanı Cahit Yanş katılıyorlar. Oğuz Yalcın'ın yönettiği, Arzu Aydın'ın rol aldığı "Bir Irmağa Yolculuk" adlı film 21.00'de Moorabbin Parkı'nda izlenebilir. Yine saat 21.00'de Festival Halk Bahçesi'nde Ayla Algan, Alpay, Saniye Can, Ahmet Ertürk, Serpil Deryalar, Meral ve Orkestrası ile Nuri Dan'nın yer alacakları konser gerçekleşecek. Bilbao Filnı Şenligi • Kültür Servisi — 32. Uluslararası Bilbao Belgesel ve Kısa Film Festivali 26 kasım-1 aralık tarihleri arasında yapılacak. tspanya'nın Bilbao kentindeki şenliğin bu yılki ana teması "halklar arasında anlayış" Bilbao Belediyesi ile Özerk Bask Yönetimi Kültur Daıresi ve Kültur Bakanhğı'mn ortaklaşa düzenlediği festivale 1 Aralık 1988 tarihinden sonra gerçekleştirilmiş filmler katılabilecek. Şenliğin buyuk odülleri arasında Bilbao Festivali Büyük ödülü, îspanyol Sineması Büyük ödülü ve Bask Sineması Büyük Ödulu yer ahyor. Ayrıca cnalandırma sineması, belgesel sinema ve konulu film dallarında da birincilik ve ikincilik ödulleri verilecek. "Camdan Kalp" tamamlandı • Kiiltiir Servisi — Yönetmenliğini ve senaryosunu Fehmi Yaşar'm üstlendiği "Camdan Kalp" adlı filmin çekimleri tamamlandı. Kültur Bakanlığı'ndan kredi talebi reddedilen ve yaklaşık 300 milvona mal olan filmin çekimleri 6 hafta sürdü. Laboratuvar işlemleri Sinefekt stüdyolarında yapılan fılm için 93 kutu negatif kullanıldı. Başlıca rolleri Genco Erkal, Deniz Gökcer, Şerif Sezer, Füsun Demirel, Macit Sonkan, Cemal Şan, Aytekin Özen, Erşen Ersoy ve Nurettin Şen'in paylaştığı filmin konuk oyuncuları ise Jülide Kural, Nuran Oktar ve Tuncer Sevi. Teknik yapımcılığını Cemal Şan'ın yaptığı filmin yapımalan ise Fehmi Yaşar, Yücel Özgür ve Mustafa Karaman. Filmde 40 yaşını aşmış yarı aydın bir adamın, hizmetçisinin özel bir isteğine 'evet' demesiyle tstanbul'da ücra mahallelerde başlayan ve Kars'ın bir köyüne kadar uzanan sürprizlerle yüklü serüveni anlatılıyor. 'Yunus Emre OperetT • ANKARA (AA) — Türk Sanat Müziği bestecisi Ruştü Şardağ, hafif müzik sanatcısı Cem Karaca ve tiyatro sanatcısı Rutkay Aziz'le birlikte "Yunus Emre Opereti"ni hazırlıyor. Kültür Bakanhğı tarafından sipariş eser olarak hazırlatılan Yunus Emre Opereti'nin librettosunu Rüştü Şardağ hazırlıyor. Onümüzdeki ay tamamlanacak olan eser, Yunus Emre'nin yaşamı ve felsefesini yansıtan seçme şiirlerden müzikal hale getirilerek hazırlanıyor. Eserin hedef kitlesini, "tslami fanatikler, sırtmı Yunus Emre sevgisine dönmüş olanlar ve Yunus Emre'yi tanımak isteyenler" olarak tanımlayan Rüştü Şardağ, eserde Yunus'un tarihi geTçeklerle çelişmeden, sevgî dolu kimliğinin öne çıkarılarak işlendiğini söyledi. Şardağ, yaptığı açıkiamada, Karaca ve Aziz ile 4-5 aydan bu yana birlikte üzerinde çalıştıkları eseri, Ahmet Adnan Saygun'un eserinden farklı olarak şiirlere ağırlıklı biçimde yer veren bir özyaşam öyküsü biçiminde hazırlandığını söyledi. Şardağ, müzik ' düzenlemesini Cem Karaca'nın hazırladığı eseri sahneye Rutkay Aziz'in koyacağını belirtti. MALtYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI'NDAN MALİYE MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI GİRİŞ SINAVI Maliye ve Gumruk Bakanhğı Teftış Kurulu Başkanüğı'nca 16.10.1990 Salı günü başlamak uzere Ankara ve lstanbul'da Maliye Mufettiş Yaı- dımcüığı Giriş Smavı yapüacaktır. I- SINAVA KAT1LABİLME ŞARTLARI: 1. Devlet Memurlan Kanunu'nun 48. maddesinde yazılı nitelikleri taşımak, 2. 01.01.1990 tarihinde 30 yaşını doldurmamış olmak, 3. Siyasal Bilgüer, Hukuk, Iktisat, Işletme ve İktisadi ve Idari Bi- limler Fakülteleri ile a>Tiı konularda ögretım yapıp bu fakukelere denk- liğı Yuksek Öğrenım Kururau'nca kabul edilmiş yerli ve yabancı yukseköğrenim kurumlarından birinden mezun olmak, 4. Sağlık durumu Türkiye'nin her yerinde görev yapmaya, her tür- lu iklira \e yolculuk koşullarma ve her turlü taşıt araçlarıyla yolcu- luk yapmaya elverişli olmak; 5. Erkeklerde askerliğini yapmış veya erteletmiş olmak (halen as- kerlik görevini yapmakta bulunanlar, terhislerınden sonra atamalan yapılmak üzere smava kabul edilebilirler); 6. Maliye müfettişliği niteliklerıni taşımak, 7. Daha önce bir defadan fazla maliye mufettiş yardımcılığı giriş sınavına katılmamış olmak; II- SINAV KONULARI: Yazılı sınavlar, Maliye, Iktısat, Hukuk, Muhasebe, Matematik ve •Yabancı Dil (lngilizce, Fransızca, Almanca ve halyanca dıllennden biri) olmak üzere 6 grupta yapılacaktır. Yazılı sınavı kazananlar ayrıca Ankara'da sözlu sınava tabi tutula- caklardır. lstekliler sınavlarla ilgili aynntılı bilgı içeren broşür ve müracaat formlarını Maliye ve Gümrük Bakanhğı Teftiş Kurulu Başkanlığı'n- dan ve Ankara, Istanbul ve Izmir'deki Maliye Mufettişliklerinden te- min edebilirler. III- SON BAŞVURU TARİHİ: Sınavlara katılabümek için isteklilerin gerekli belgelerle birlikte en geç 28.09.1990 günü mesai saati bitimine kadar Maliye ve Gumruk Bakanhğı Teftiş Kurulu Başkanlığı'na bizzat veya bu tarihte Teftiş Ku- rulu Başkanlığı'na ulaşacak şekılde posta ile başvurmalan gerekmek- tedir. Postada vakı gecikmeler nedeniyle bu tarihten sonra Teftiş Kurulu Başkanlığı'na ulaşan müracaatlar dikkate alınmayacaktır. tlan olunur. Basm: 30392 Melih CevdetAnday'ın "Raziye" adlı romanı YusufKurçenli tarafından sinemaya aktarılıyor Doğa'nm düşü Raziye'Raziye" fılminin çekimleri yarın Babakale'de başhyor. Üç özgün insan arasındaki ilişkilerin, alabildiğine coşkulu bir sevdarun öyküsünü anlatan "Raziye"de başrolleri Engin Çezzar, Yasemin Öymen ve Oğuz Tunç üstleniyorlar. FATMA ORAN ~ Şiirleri, oyunlan, denemeleri ve romanlanyla edebiyatımızın söz, imge ve duşünce ustası Meüh Cev- det Anday'ın ilk basımı 1975'te, ikinci basımı ise geçen aylarda ya- pılan Raziye adlı romanının be- yazperdeye aktanlmasına 15 ağus- tosta, Çanakkale'nin Babakale kö- yünde başlanıyor. Yönetmenliği- ni Yusuf Kurçenli'nin yapacağı fil- min senaryosu da kendisine ait. Raziye'nin önemli rollerinde Sha- kespeare trajedilerinden muzikal- lere kadar çeşitli oyunlarda sahne- ye çıkan, tiyatro yönetmenliğiyle oyunculuğu ustaca birleştıren En- gin Cezzar ve Yasemin Öymen'in yanı sıra televizyon dızısi Doku- zuncu Hariciye Koguşu ile Atıf Yılmaz'm Hayallerim, Aşkım ve Sen adlı fılminin iyi bir oyuncu malzemesine sahip yeteneklerin- den Ofıız lunç'tan başka Fuat Onan, Burak Davutoğlu ve Gür- sel Ateş de var... 'Ükierin buluştuğu bir fılm Ra- ziye, Melih Cevdet Anday'ın sine- maya uyarlanan ilk eseri. Engin Cezzar'ın rol aldığı ilk sinema fıl- mi ve seçimi sinema olmadığı hal- de Raziye rolünü üstlenen Yase- min Oymen'in ilk sinema deneyi- mi. 1987 yılında yitirdiğimiz ga- zeteci Örsan Oymen'in kızı olan Yasemin Öymen yirmi yaşında. Bu yıl lstanbul Üniversitesi'nin Almanca öğretmenliği bölümünü kazanan Yasemin öymen, ayrıca Mimar Sinan Üniversitesi'nin re- sim, grafik, sahne ve görüntu sa- natları bölümlerinin sınavlarına da girmeyi düşünüyor... Raziye'nin gonintu yönetmen- liğini Erdal Kahraman üstlendi. Kültür BakanlıgYnın 200 milyon BtR İLK FİLM — Raziye rolünü canlandıracak olan Yasemin Öymen böylelikle ilk sinema deneyimini gerçekleştirecek. gazeteci Orsan Oymen'in kızı Yasemin Öymen 20 yaşında. (Fotograf: Ömer Orhun) liralık devlet yardımı verdiği Ra- ziye'nin yapımcısı Kadri Yurdatap, sanat yönetmeni Deniz Akşeker- ci. Yardımcı yönetmenliğini Fuat Onan'ın yapacağı filmin yönet- men yardımcısı Türkân Derya. Raziye'nin makyozü ise London Institute Of Beauty çıkışh Perizat Dumrul... Altmış kutu negatifle dört haf- tada tamamlanması düşunülen film hakkında göruşmeden önce Yusuf Kurçenli'ye, de\let parasıy- la sanat yapılmasının "yaratıcı- 'nm özgürlüğüne bir "halel" ge- tirip getiremeyeceğıni sordum. Sinema sanatının birçok ülke- de devlet ya da başka kuruluşla- nn yardımıyla ayakta durabildiği- ni söyleyen Yusuf Kurçenli, sözle- rine şöyle devam etti: "Mesele bu yardımın hangi ko- şullarla verildiği, hangi projelerin yardım alacağım, kimin belirledi- ğidir. Bu iki unsur sanata muda- hale edilmeyecek şekilde sağlama alınırsa hiçbir sakınca yoktur, ak- sine böyle bir zorunluluk da var- dır:' "Yaşlı, ama dinc, dürüst, kor- kusuz, aydın, çevresindeki Ukellik- lerte saTOşmayı, kişileri gerilikten, yozluktan kurtarmayı amaçlayan idealist bir 'dayı.' Doğadaki saf- lığjn, "dişi'liğin uzantısı olan ola- ğanustu güzellikte bir 'evlathk.' Politik nedenlerle tstanbul'dan uzaklaşmak zorunda kalıp Ege- yle Akdeniz arasında bir yerde ev- lathğıyla yaşayan dayısının yanı- na gelen bir genç. Işte bu uç özgün insanın arasın- daki ilişkilerin, devinimlerin ro- manıdır Raziye; bitaz platonik, bi- raz romantik, hani oldukça da erotiktir. Alabildiğine coşkulu bir sevdanın romanıdır" "Peki ya Yusuf Kureenli'nin roma- na yaklaşımı nasıldır, nasıl gerçek- leşmiştir bu proje? "Romanın kendinden gelen ba- zı ayrıcalıklar var. Daha çok bir adamın duygu ve duşuncelerin- den, çevreyi algılama çabasından, algılamasından, algılayamamasın- dan oluşan bir roman bu. Aslın- da Raziye'ye bu kadar yakından bakınca, romanı okuduğumda al- dığım lezzeti sinemada yaratma- nın çok kolay olmayacağını gör- dum ve bu zorluklan henüz aşmış değilim doğrusu. Ancak şöyle bir yol izledim ki bu da kaçıVulmazdı samyorum; romanda 'genc adam' anlatır olaylan. Ben de sevirciyı genç adamın paraleline koydum. Filmin gözü, genç adam oldu. Se- yirciyle genç adamı aynı noktaya yerleştirerek fılmi oluşturmayı dü- şundum ve ona göre bir senaryo oluşturdum" "Neji anlabyor Raziye?" "Raziye'nin aslında çok 'sahici' bir şey anlattığı kamsında değilim, ama benım ilgimi çeken noktalar- dan biri Raziye'nin kendi güdüle- ri, kendi doğası doğrultusunda davranmasıyla fîlmin diğer kahra- manlarının alışkın olduğu ilişki- lerin bir hayli zorlandığı, 'dogal- lıgın insanlann kabullendikleri kuralları, davranışları nasıl 'sarstığı' noktası. Beni bu fılmi yapmaya iten öğe de bu diyebili- rim." Melih Cevdet Anday'ın roma- mnda sizi bir yonetmen olarak çe- ken başka neler oldu? "Demin so> lediklerimin dışın- da, sağlam nedenselliklere baglan- mamış, uçuşan ve o yuzden çağ- nşımlara açık bir dünya var ro- manda. Dayı nı>e öyle bir adam- dır, Raziye niye oyledir, köy niye oyle, köylü niye oyledir? Bütün bunların gerçekten cevapları yok ve bu cevapları aramamak gereki- yor. Aslında seyircinin alışkanlık- larma uygun bir şey değil bunlar. Yapacağımız Tdmin boyle bir zor- luğu var. Bu, daha önceki çalış- malaruna göre beni biraz tedirgin eden bir nokta. Üsluplaştırmak ve seyirciye benimsetmek zorlukları- m göz önune alıyorum." "Oyuncu seciminizden söz ede- lim biraz da..." "Raziye'yi canlandıracak kişiyi bulmak için uzun boylu bir araş- tırma yaptık. Aradığım fıziksel özellikler bakımından bu role en yatkın kişi Yasemin Öymen'di. Deneyimi olmayan bir arkadaş. Yasemin'le fıziksel özelliklerini öne çıkarıcı, deneyimsizliğini ör- tücü bir çekim çalışması yapmayı düşunuyorum ve boylece dene- yimsizliğini buyuk olçüde gidere- bileceğimi samyorum. Engin Cez- zar ise zaten bu projeyi yapmak ıs- teyen biriydi, bunu ben çalışma- ya girdikten sonra öğrendim, hoş bir rastlantı oldu. Engin Cezzar filmin yapımcılığını ua diışünü- yormuş bir tarihte. Oynamak is- tediği rolu de şimdi bizım proje- de gerçekleştirecek. Oguz Tunç- un da rolünün hakkını vereceğine inanıyorum:' Evet, romanın adı Raziye, ama kızın adı Vedia. Vedıa sonradan Raziye oluyor. Nasıl mı0 Onu öğ- renmek de sizlere kalıyor... *Bağla Beni' adlı filmiyle sert tepkiler alan Pedro Almodovar: Mutsuzluk, insanı saldırgan kılar"Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar" filmiyle ünlenen 38 yaşındaki İspanyol yonetmen, Amerikan sinemasında tutuculuğun ağır bastığı kamsında. Kültür Servisi — 38 yaşındaki ispanyol yonetmen Pedro Almo- dovar, son zamanlarda hakkında en çok konuşulan sinema adam- lanndan biri. Almodovar'ın "Si- nir Kriziııin Eşiğindeki Kadınlar" adlı yapıtı, geçen yü En İyi Ya- bancı Film Oscar'ının eşiğinden dönmüştü. Ama son fılmi "Bağ- faı Beni" büyük bir gürültu kopar- dı."Bağla Beni", eski bir pornc yüdızıyla eski bir akıl hastası ara- sındaki "aşk" ilişkisini anlatıyor. Marina, kendisini kaçınp dayak atan ve bir yatağa bağlayan Ricky'ye âşık oluyor. Birçok fe- minist tarafından ağır bir biçim- de eleştirilen "Bagla Beni", ABD'de de X sınıflamasına alın- dı. Yani yalnızca yetişkinlere gös- terilebilecek filmler arasına sokul- du. Almodovar ve filmin dağıtım- cüan ise "BağJa Beni"yi yeniden kurgulamayı reddettiler. Newsweek'ten Christopher Dkkey, geçenlerde Madrid'de Al- modovar'la konuştu. AŞK MI ŞİDD1 I Mt YOKSA FİLM Ml? — Pedro Almodovar, "Bağla Beni'de. eski bir porno yıldızıyla onu tutsak alan eski bir akıl hastası arasındaki aşk oykusunu anlatıyor. — "Bagla Beni" filmine kadın- lar nasıl bir tepki gösterdiler? — Genellikle iyi tepkiler geldi. Ama bazı yaygaracı saldırüar da olmadı değil. Biliyorsunuz, son zamanlarda nerdeyse "ekolojik" denilebilecek bir tür feminizm çok moda. Kadınlar, sanki kafasız hayvanlarmış gibi savunuluyor- lar. Almanya'da, özellikle de ABD'de Marina'nın kendisini tut- sak alan adama vurulmasına kat- lanamayan genç kızlar var. Oysa bütünüyle bağımsız ve özgür bir kadın, canının istediği adama âşık olabilir. Ve bu da özgürlüğün kendisidir. Marina'nın Ricky'yi hadım etmesini isteyen genç kız- lar var. Ama ben bir aşk öyküsü anlatıyorum. Hadım etmenin bir aşk öyküsunde pek yeri olmasa gerek. — Kadınlara karşı şiddet uygu- lanması ciddi bir sonın. Birçok kadının, Marina'yla Rick> arasın- daki iüşkinin altında \atan şiddete olumsuz tepki göstermesi olagan degümi? — Bir fihııin, seyircinin ruh ha- liyle bütünlesebileceğini ve tepki uyandırabileceğini anlıyorum. Ama bir film bire bir seyredilme- meli. "Bagla Beni", birlikte ya- şamanın, evlüiğin güçlüklerinden söz eden bir aşk öyküsü. Duygu- lar dUnyası çok yoğundur, bun- dan korkmamalı, dahası bu dün- yadan açık seçik söz etmekten korkmamalı. Daha önce birisi ta- rafından kaçınlmış olan bir genç kız "Bagla BenT'yi seyredemeye- bilir. Bunu anlıyorum ve o genç kızdan böyle bir fılm yaptığım için özür diliyorum. Ama yalmz- ca o genç kızdan özür diliyorum. Kaldı ki filmin X sınıflamasına sokulmasının nedeni şiddet değil, sevişme sahnesiydi. — Evet, o sahne çok gercekci. Bir bölümünu kesemez miydiniz? • — Sahne elbette çok gerçekçi görünüyor. Bir kere, oyuncular çok iyi oynadıiar. Ama duygular, coşkular makaslanamaz ki! Ba- kın, bugünlerde Amerikan fikn- lerinde duygu dünyasının, haz dünyasının zerresine rastlanmı- yor. Aslında, kadın rolleri gittik- çe azalıyor. Birkaç istisna bir ya- na, bugün Amerikan fılmlerinde olmayan şey, eksiksiz ve açık se- çik bir kadın-erkek ilişkisi. — Sizce neden peki? — Herkes gittıkçe artan bu so- fuluğu konuşuyor. Bunun, AIDS'in bir sonucu olduğu söy- leniyor. Ama asünda bu, Ameri- kan kültümnün özünde var olan tutucu nitehğin bir sonucu. Bu tu- tuculuğu körüklemek için AIDS'- den yararlanmıyorlar. Aynca, ekolojik feminizm de tutuculuğun sis perdesi olarak kullanılıyor. Çünkü bugün femınist olabilirsi- niz, bu kabul edilebilır bir şey, ama faşist olamazsınız, bu kabul edilebilir bir şey değil. — Feministleri nasıl ayırt edi- yorsunuz? — Teori, bepsı için bir: Kadı- nın eşitliğinı bütün yönlerden sa- vunmak. Yanılgıya duşen femi- nistlerin tehlikesi ise erkeği tek duşmanlan ve bütun sorunlannın tek nedeni olarak görmeleri. Bir de kendini merkez alan bir öfke var: Birisi bir fılmi beğenmedi mi o fılm hiç olmasın istiyor. Her gün, bana ve fılme çok cirkin bir biçimde saldıran yazılar çıkıyor. Bunlar aslında sınemayı gebert- meye çabalıyor. Bir fılmi beğen- miyorsamz gıdip seyretmeyin, ama sansur de etmeyin. Bence, bütün bunların altında, insanı çevresindeki t^erkese karşı saldır- gan kılan bı; nuiiuzluğun izdü- şumu yatıyor Troya kazısı 50 yıllık bir aradan sonra yeniden sürdürülüyor Yeni bulgular ışığında Troya kazısıKültür Servisi — 50 yıllık bir aradan sonra 1988 yılında yeniden başlatılan Troya kazıları Uçunctt yılında. Federal Almanya'daki Tü- bingen Üniversitesı'nden Prof. Dr. Manfred Korfmann tarafından iki yıl once başlatılan kazılann yak- laşık 15 yıl surmesi tasarlanıyor. Aralarında Turk arkeologların da yer aldığı uluslararası bir ekip ta- rafından surdürulen Troya kazıla- rında, 1800'lerin sonlarındaki ve 1932-1938 yılları arasındaki geç- miş kazılann yeniden değerlendi- rilmesi ve yeni bulguların elde edilmesi amaçlanıyor. Eski kazı sonuçlannın gunümü- zün modern yöntemleriyle yeniden değerlendırıleceği yeni çalışmalar, Daimler Benz-Otomarsan tarafın- dan destekleniyor. 19. yüzyıl sonlarında Heinrich Schliemann, Kral Priamos'un me- zarını bulmak amacıyla Troya'da çalışmalan başlatmış, daha son- raları W. Dorpfeld'in ve Cincınna- ti Onıversitesi'nden C Blegen'in ustlendikleri kazılar bilimsel bir nıtelik kazanmıştı. 1938'de nokta- lanan kazılan 50 yıl sonra yeniden başlatan Prof. Korfmann, 10-12 ağustos gunlerinde uluslararası basına bir gezi duzenledi. Türk ve yabancı gazetecilerin katıldıöı Troya basm gezisınin reh- berliğini de üstlenen Prof. Korf- mann, beş yıllık bir proje kapsa- mında ele alınan Troya kazı büt- çesinin yarısının Daimler Benz ta- rafından karşılandığını, bu mik- tarın yılda 200 bin Alman Markı- nı bulduğunu belirtti. Bergama, Troya, Aşil Tepe, lntepe ve Troya Limaru'ru kapsayan geziden once, Göttingen Bilimsel Filmcilik Ens- titusu ve Tubingen Üniversitesi ta- rafından hazırlanan Troya'yı taru- tıcı bir fılm de gösterildi. Prof. Dr. Manfred Korfmann, son iki yıldır yeniden başlatılan Troya kazı çalışmalan sonucunda Troya'nın bugüne kadarki tabaka- lanma ve tarihlendırilmesinin de- ğışebileceğini vurguladı. Korf- mann, yaklaşık olarak tÖ 3000- 2500 arasına tarihlenen Troya I başlangıç tarihınin de yeniden du- zenleneceğıni söyledi. Bunun, Av - rupa erken tarihi açısından da onem taşıdığı vurgulandı. Çalışmalar kapsamında açıkha- va muzesi niteliğinde düzenlenen Troya'da, Yunan tapınaklarının prototıpı olarak tanımlanan "me- garon"lann da asıllanna uygun bir biçimde restorasyonu yapıla- cak. Gezi sonrasında bir de basın toplantısı duzenleyen Prof. Korf- Galleria'da tiçlti sergi • Kültür Servisi — Jali Iri, Kevork Saatçıyan, Nimet Babayiğit'in çalışmalanndan oluşan üçlü karma sergi Ataköy Galeri Galleria'da açıldı. Sergide 4O'ı Jali Iri'ye, 40"ı Nimet Babayiğit'e ve yedisi Kevork Sanatçıyan'a ait olmak üzere toplam 87 yapıt yer alıyor. Iri ve Saatçıyan bu sergide yağlıboya tablolanm, Babayiğit ise tezhip, minyatür ürûnlerini sergiliyor. Sergi 17 ağustos tarihine dek her gün 11.00-20.00 arası gezilebilecek. Çocıık kütüphaneleri • ANKARA (UBA) — Türkiye'de çocuk kütüphaneleri sayısı ile buraya giden çocuk okuyucu sayısının yarı yarıya azaldığı belirlendi. Devlet İstatistik Enstitüsü'nün verilerine göre 1981 yılmda ülke genelinde 242 olan çocuk kütüphanesı sayısı 1988 yılında 102'ye düştü. Aynı dönemde bu kütüphanelere başvuran çocuk okuyucu sayısı da 4 milyon 304 bin 640*dan 2 milyon 152 bin 482'ye geriledi. Söz konusu dönemde çocuk kütüphanelerinde bulunan kitap sayısı da 708 bin 739'dan 457 bin 341'e indi. Atıf Yılmaz'ın 'Anılar'ı • Kültür Servisi — Film yönetmeni Atıf Yılmaz anılannı yazmaya başladi. Yılmaz, kitabımn adını şimdilik "Bölük Pörçük Anılar" olarak düşündüğünü, ancak bu adın ileride değişebileceğini belirtti. Kitap, Atıf Yılmaz'ın çocukluk ve gençlik yıllanndan başlıycrr ve sinema uğraşına atıldığı döneme uzanıyor. Atıf Yılmaz'm sinema çalışmalan sırasındaki gözlemlerini, deneyimlerini, yaşadıklarını da içeren "Bölük Pörçük Anılar", Yeşilçam'ın başlangıcını, geh'şme yıllarını ve bugünkü yerini de kapsıyor. "Bölük Pörçük Anılar"da ayrıca Türk sinemasınm birçok ünlü kişisiyle ilgili anılara da yer veriliyor. Aspendos'ta Mozart • ANTALYA (AA) — Ünlü besteci Mozart'ın, ölümünün 200. yıldönümünde Türkiye'de de çeşitli etkinliklerle anılması istendi. AKSAD Genel Sekreteri Abdullah Tekin, Mozart'ı anma etkinlikleri için en uygun mekânın Antal>"a'daki tarihi Aspendos tiyatrosu olduğunu söyledi. Tekin, Antalya'daki etkinliklerin, turizm sezonunun en yoğun olduğu yaz aylarına rastlaması halinde, anma töreninin, 15 bin kişi tarafından izlenebileceğini belirtti. Biterkerf SLNAK, KLYL VE KURBAN ÇUKURLAR1 — Alman Profesor Manfred Korfmann >onetiminde bir Troya gezisi düzenlendi. Gezi sırasında ve daha sonra yapılan basın toplanlısında, Troya'daki yeni çalışmalar hakkında bilgi verildi. mann, "Tro>a kazısı çeşitli ulus- larının katkısı olmasaydı, kazı li- rıjla kazıya devam edecegiz. An- lardan yaklaşık 35 bilim adamının sansını almaya cesaret edemezdik. cak hafri>al. restorasyon, çeşitli katıldıgı uluslararası bir kazı ni- Her gun yeni bulgular elde edho- teknik malzeme için daha çok pa- tdiginde. Bu değerli bilim adam- ruz. Mevcut finansman ka>nakla- raya ihtiyacımız olacak" dedi. • ANKARA (AA) — Teku Sanat Galerisi yeni sezona, 35 sanatçının eserlerinden oluşan "Yaz Biterken" adlı karma resim sergisiyle giriyor. Türk resminin değişik donemlerinden ünlü isimleri bir araya getiren sergide, Sabri Akça, Nadide Akdeniz, Ismail Altınok, Avni Arbaş, Mustafa Ayaz, Vecihi Bereketoğlu, Cemil Eren, Yalçın Gökçebağ, Nüzhet İslimyeli, Zeki Faik İzer, Kayıhan Keskinok, Fikret Mualla, İbrahim Safi, Adnan Turani, Hüseyin Yuce gibi tanınrbış sanatçıların 76 eseri yer alacak. BUGÜN • Ortaköy'de dia Ortaköy Değirmen Sokak'ta düzenlenen kültür ve sanat etkinlikleri kapsamında saat 21.00'de Hakan Kızılcıkoğlu ile İFSAK'lı kadın fotoğrafçılann dia gösterileri izlenebilir. • Üç Oyun Bulunmaz Tiyatro-Istanbul 16.00'da "Güvercinin Türküsü Beyoğlu'nda Söylenmez"i, 18.00'de "Bir Evlenme Teklifi"ni, 20.00"de "Öyle Bir öykü"yü sergiliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear