14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 15 TEMMUZ 1990 ABD Hangi Hesaplarda, Bizlor Ilaııgi Alemde? HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU BatıJıiar poiıukalannı en az yüz yıl sonrasına göre ayarlarlar örneğın Ingüızler yeryüzünün turlü nok- tâlarında, özellıkle Hmdıstan, Sıngapur ve Avust- ralya'da oluşturduklan tıcaret merkezlenyle uç yüz yıl sonrakı dunya ımparatorluklarının tohumlarını attılar ABD 182O'de Anadolu'ya ılk mısyonerlen gön- denrken Osmanlı Imparatorlufu'nun 192O"lerde ço- keceğının hesabını yapıyor ve Anadolu'nun turlu yörelerınde kılıselerıyle, kolej ve hastanelenyle ge- nış bır mısyoner şebekesının kuruluşunu hazırlıyor- du Atatürk Ulusa] Kurtuluş Savaşı ıle onJann bu hesabını bozdu, ama tkıncı Dünya Savaşı'ndan son- ra başka yöntemler buldular Türkıye'nın karşı kar- şıya kaldığı Stalın tehlıkesınden yararlanarak 1947'de ülkemızle ıkılı arüaşma yaptılar, ardından, gerek ekonomık, gerek sıyasaJ yönde yava$ yavaş ıçımıze ışlemeye başladılar ve —daha önce bırkaç kez yazdığım gıbı— Anadolu'nun her köşesıne yol- ladıklan barış gönüllülen şebekesı ıle Türkıye'nın demokratık, sosyal, ekonomık, etnolojık, kultürel harıtasını çıkardılar, böylece ıçyapımızı bızden ıyı öğrendıler Daha sonra da genç yaşta ABD'de eğı- tım görmuj ve oraya hayranlıkla bağlanmış bazı Türk subaylannın, özellıkle 12 Mart 1971'den ve hele 12 Eylül 1980 darbesınden sonra poktıkadakı etkın- hklennden, deneyımsızJıklennden ve kafalanna ış- lenmış olan komUnızm fobısınden ve düşmanlığın- dan yararlanarak Türkıye'yı tam bır uydu de\let du- rumuna getırdıler Şımdı de yenı bır oyun başladı Içınde bulundu- ğumuz temmuz ayının ılk günlerınde gazetelerde, özellıkle Cumhurıyet'te çıkan habere göre Istanbul Rum Ortodoks Kılısesı Patnğı ABD'de bır "Bızans Imparatoru" gıbı ağırlanmış ABD Kongresı'nde kubbealtında yapılan törende Istanbul Patnğı "Bu- tün dunya Ortodokslarının evrensel ruhanı reısı olarak" takdım edılmış Oysa kubbealtı töreru ge- nellıkle devkt başkanlarına özgu bır törenmış. Boyle olduğu halde ABD'yı zıyaret eden Türk cumhur- başkanlarından Kenan Evren ve Turgut Özal ıçın bdvle bır tören yapıimamış Dahası var, patrığın ABD gezısınde bındığı uçak Bızans ımparatorları- run sımgesmı taşıvormuş. Bütün bunlar ne anlama gelıvor, düşunelım 1820lerde Anadolu'ya ılk mısyonerlen göndenrken 1920'lerın hesabını yapan ABD, 1990'da Turk uy- ruklu ve Türk yasalanna bağlı Istanbul Rum Or- todoks Patnğı'ne butun dunya karşısında bu ker- tede aşırı sıyasal sayRi Rösterırken, acaba 2090'lar ıçın hangı hesabı vapıyordur0 Bızans'ı dırıltmek, elbette o eskı dönemın ırnpa ratorluğunun tıpkısını gerı getırmek anlamına gel- mez, çünkü tanh gerı dönmez Bunun anlamı, Yu- nan Panhelenızm ve "Megalo ıdea"sını gerçekleş- tırmek demektır, yanı 15 Mayıs 1919'da Yunanlılar İzmır'e çıkarken ve 1921'ın yaz a>larında Anado- lu'nun ortalarına doğru ılerlerken hangı amacı gu- düyor ıdıyseler, şımdıden başlayan sıyasal hazırlıklar o amaca ılende ulaşmak ıçındır * * * ABD'de bu hesaplar yapıbrken bız Türkler, men- kul kıymetler gelırlenvle, Spor-Toto, Spor-Loto, Mıl- lı Pıyango, Kazı-Kazan gıbı pıyango ve ovunlarla zengın olma hesaplarıvla uğraşı>oruz Ya polıtıkacılarımız ne ıle uğraşıyorlar7 12 Eylul generallerı sayesınde ıktıdarı ele geçır mış olan ANAP, köylen ılçe, ıJçelen ıl yaparak halkı kandınp onumuzdekı seçımlerde vıne ıktıdarda kal- manın hesaplarmı yapıyor, yanı gunluk ve çırkın polıtıka hesapları Başka hesaplar da var Devletın temel ekonomık kuruluslannı bırer bırer yıkıp yabancılara devrede- rek Turkıye'yı busbutün dışa bağımlı duruma ge- tırmek Cumhurbaşkanı özal hazıran ayının son haftalarında gerek basın toplantısında, gerek Hodn Me>dan programında bırtakım duşunceler ılerı sur- du Bu duşüncelerden bın, karayollannın hberal eko- nomıve, demıryollannın ıse komünızme uygun ol- duğu yolundakı sözlerınden yansıdı Gerek Cum- hurı>et'te, gerek ötekı bırkaç gazetede Batı Avru- pa'nın demıryolu ışletmesıne onem verdığı belırtı- lerek özal'ın duşuncesı çurutuldu Ben şunu ekle- raek ıstıyorum Acaba Özal kapıtaiızmın sağlam ka- lelerınden bın olan Isvıçre"ye hıç gıtmedı mı7 Sa- ruyorum gıttı ve oradan "Davos surecı" adıyla bır polıtıka slogaru getırdı Anlaşılan şu kı, tsvıçre'ye uçakla gıttığı ıçın bu ulkedekı demıryolu şebekesı- nı görmedı Orada ana demıryollannın devletçe ış- letıldığını de bılmı>or Bu demıryolu ışletmelen "Fe- deral Demıryolları" adını ta$ır ve Isvıçre toprakla- rında ula$ımın çok buyuk bır bölumu bu ışletme ıle sağlanır Savın özal, herhalde bır akşam uzen Istanbul- da Ha>darpaşa banlıyo trenıne bınıp Pendık veya Gebze've kadar gıtmış olsaydı, halk kıtlelennın, bu- tun ışletme aksaklıklarına rağmen, bu trenden na- sıl yararlandığını görürdu Burada trenler halkın ulaşım gereksınmesını büyuk ölçude karşılamakta- dır, ama özal'a göre halk kıtlelennın yaranna olan her ışletme "Komünızme yatkın!" nıtelıktedır Şım- dıye kadarkı bütün davranış, önerı ve çözumlen de bunu göstermektedır Bır cumhurbaşkanı ıçın çok acı bır gözlem Sayın özal bır de aşağı >ukarı şöyle buyurmuş Bu ülkenın 'uç partılere" henüz tahammulu yoktur Yaklaşık 110 yıl önce Kızıl Sultan Abdulhamıt de "Mıllet henuz yetışmemıştır, olgunlaşmamıştır, de- mokrası bu memlekette uygulanamaz" dıyerek av- nı görüşu ılen surüp 1876 Anayasası'm "Kanunı Esasısı'nı" rafa kaldırmamış mıydı'" Eğer gunumuzde Turk halkının dunya olayları- nı ve ulkemızın çıkarlannı tam anlamıyla ızleyıp de- ğerlendırebılecek bılınç duzeyıne erışmesı, hıç de- ğılse son yuzyıl boyunca engellenmemış olsaydı halk kıtlelerı vazının başında anlattığım ABD'run uzun vadelı polıtık hesaplarına karşı hemen tepkı göste- rırdı Kımılerırun küçumsedığı Yunan halkının tu munün yureğınde "Megalo İdea" bılıncı yaşamak- ta, yaşatümaktadır Bızde ıse anayurdumuzu ve hal- kımızı yüceltmek, çağdaş uygarlık ve demokrası dü- zeyıne ulaştırmak ıdealı kenara ıtılıyor Buna kar- şılık bır yandan dın bağnazlığı pompaJanı>or, öte yandan Turk-lslam sentezı aldatmacasıyla ve dıiz- mece Ataturkçüluk söylevlenyle gençler oyalaruyor, dahası, Turancılık düşlenne doğru yönlendırılmek ıstenıyor Bürun bunlar Türkıye Cumhunyetı'mn yıkımmı hazırlamaktır Bu göruşum "evham" değıldır Kısa görüşlü po- lıtık tutumumuz karşısında ABD, Rum Patnğını alet ederek, çok uzun vadelı hesaplara gırışıyor Bır tanh öğretmem olan babam, en çok sevıp takdır et- tığı Osmanlı padışahı Fatıh Sultan Mehmet'ı, ts- tanbul'u aldığında patnkhaneyı bu kentten kaldı- rıp "Aynaroz"a yerleştırmedığı ıçın eleştınr, "Bu muessese Turk mılletı ıçın bır çıban başıdır" derdı ve Mora ısyanında Istanbul Rum Patrığı'mn Os- manlı devleune ıhanet ettığını, bu yuzden patnk- hanenın kapısında asıldığını örnek olarak göstenrdı Rum patnklerı, Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında da Türkıye'ye ıhanet etmışlerdır Şımdı de gelecektekı Bızans "ldea"sının tohumlarını ABD'de atmakla meşguldürler Bızler ıse yukarıda belırttığım küçuk hesaplarla uğraşıyoruz!. Acıklı bır durum değıl mı bu? EVET/HAYIR OKTAYAKBAL i Daktilolar Üzerine Bıldım bılelı yazılarımı daktı/oda yazarım Oyku, roman türun- dekı çalışmaları ıse el yazısı ıle Beyaz kâğıdın ustüne eğılmış- sın, kurşun ya da dolma kalemle boyuna bır şeyler çızıktırıyor- sun Içındekı yaşamı kâğıda dokuyorsun Daktılo makınesıyle öykü, roman yazılmaz sanırdım Oysa ne kadar yanlış' Her tuşa vuruşta bır şeyler kopar ıçınızden Gerçekten duyarlı ısenız, yaz- mak, kâğıtlara bırakmak ıstedıklerınız bır anlam taşıyorsa, ha elle yazmışsmız bunlan ha yazı makınesıyle Hermes Baby'mı her gıttığım yere taşıdım Tam kırk beş ya- şında 1 1945'te büyukbabamın verdığı ellı lırayla aJmışüm 1900'de Remıngton labrıkasından getırttığı makıne tarıhsel bır değer ta- şıyordu, ama kullanılmaz hale gelmıştı Masanın yarısını kaplı- yordu Tuşlara basıyordunuz, ama kâğıttakı ızlennı göremıyor- dunuz Ruloyu kaldıracaktınız, öyle görecektınız yazıları' Harf- lerı tutan tuşlar yukarıdan aşağı değıl de aşağıdan yukarıya vu- ruyordu kâğıtlara Çoğu da sılınmıştı, okumak olanaksızdı 'Ye- nı bır makıne alalım' dedığımde büyük babam "Ben onu Bağ- dat'tayken getırttım, Londra'dakı Remıngton fabrıkasından, çok ıyı makınedır" dıyordu Unuttuğu şey, aradan yarım yüzyılın geç- tığıydı Hermes Baby ıle onun yazılannı, anılarını yazdık Daha doğ- rusu o söyledı ben yazdım Unlü Kuçük Paşa' romanını bugünkü dıle çevırıp bu yenı daktıloda yazdık Bırkaç yıl sonra da Her- mes Baby benım oldu Gerçı başka bır makınem daha vardı Or- taokul sıralannda annemın bana armağan ettığı Olympıa Kâh bırıyle kâh otekıyle yazıyordum artık Bırının harflerı kocaman, ötekının küçücüktu Fahır Onger bır gûn, "lkı makıneyı ne ya- pacaksın 1 '" dedı, Olympıa'yı ona devrettım Derken, başka bır rastlantıyla ıkıncı bır Hermes Baby ye kavuşmaz mıyım' Küçûk makınelerı severım Masada dururlar kucağınıza alır- sıntz, kolaylıkla ıstedığınız yere göturürsunüz Sızın en yakın ar- kadaşınızdır Trende gıderken vapurda, kahvede, gazetede, her yerde yanımdaydı Kaç bın sayfa doldurdum onunla, kımbılır O küçük makıneler zaman zaman bana ne oyunlar oynadı 1 Bursa'da otel odasında gazeteye yazı yetıştırırken bırden E harfı yerınden çıkmaz mı 7 Fırlayıp gıttı odanın bır köşesıne Arayıp bulup yerıne yerleştırdım Derken bır daha fırladı Sankı 'E', yaz- dtğım konuya karşı çıkıyordu Bu kez lyıce aramam gerektı Yı- ne yerıne yerleştırdım bıraz da yapışkan surdum bır daha uç- masın dıye' Bırkaç satır daha, derken bır de baktım 'E'nın yerı boş kalmış harf ortada yok Yakalayıp ınce ıplık sardım dört yan- dan 'Emek emekçı' falan demeye kalmadı "E ıplerı kopardı Hıç unutmuyorum 'E' harfıyle gırıştığım savaşımı 1 Sonunda ustunluk onda kaldı Çaresız E lerı boş bırakarak sürdürdûm ya- zıyı Kalemle ekledım 'E'lerı Bırden aklıma geldı E'sız bır yazı yazamaz mıydım' Ne olur sankı abc'nın bır harfını kullanmaz- sam 9 Başladım yazmaya, özen gosterıyorum 'E'yı kullanmamaya Oyle zor bır ıştı kı bu 1 Yazdım yazmasma, üstehk 'E'sız Bır Yazı" başlığıyla Vatan gazetesınde de çıktı Yıl 1963 Gazetede yayım- lanınca okudum, tatsız tuzsuz bır şey olmuş Zorlama, kendımı cendereye sokma O zaman anladım kı her harfın bır değerı var En az kullanılanların bıle E de gerek A da, I de, V de Ben eskı klavyeye alışmışım Şu anda dordu de eskı yazı ma- kınem var Hepsını de A ıle başlayan klavyeye çevırttım Insan alışkanlıklarından vazgeçemıvor Elle yazmak belkı en lyısı en doğalı, en ıçtenlıksı ama çağımıza ters duşuyor Hızlı yasıyoruz hızlı çalışıyoruz, hızlı yazıyoruz Ne doğanın, ne yaşamın ger- çek tadını alıyoruz bu hız ıçınde' Daktilolar neredeyse moda dışı kullanım dışı kaldı kalacak Bılgısayar çağındayız Ne var kı bızler her tuşuna bastıkça gurultu çıkaran eskı zaman dakti- lolarından vazgecemeyız Kımı zaman bu bınlerce yazı yazmış eskı makıneler kendılığınden yazıyor sanırım bu yazıları Sankı bızler bır aracıyız Oyleyse yasasın eskı daktilolar' Butun harf- lerı eksıksız olmak koşuluyla UMRAN BARAN'ı Kaybetmenin uzuntusu içindeyiz. Baran ailesine, Yorum dergisi okuyucularına, Sidney Turk Halkevleri mensuplarına başsağlığı dileriz. SIDIKA SU - ILGIN SU RUHt SU DOSTLAR KOROSU BÖBREK TAŞ KIRMA VE ÜROLOJİK HASTALIKLAR MERKEZİ ŞİMDİ... BİZLERDE UYGULUYORUZ Avrupa ve Amenka'nın İC yıldan ben kullandığı bobrek taslarından ağrısız ve amdıyatsız kurtuJma yontemını SAPEK SAGLIK HIZMETLERI OZEL YAŞAR HASTANESI'nın bunyesınde bızler de gerı,ek]eşurrmş bulunuvoruz Ayrıca Urolojık HastaJıklar Merkezımızde en gelışmış modern teknolojık cıhazlarla teşhıs ve tedavı yapmaktayız 24 saat hızmetınızde olup avrıntılı bılgı ıçın bızı arayabılırsınız SAPEK SAĞLIK HİZMETLERİ Incırlı Cad No 24 Bakırkoy / îstanbul Tel 543 26 41 47 570 35 96 Kadınlanmız Ne Zaman Bilinçleneeek? Çağımızda kadın sömürusu alabildiğıne surmektedir, kadmın ikincil konumunu sağlamlaştırmak amacıyla çeşitli tuzaklar kurulmaktadır. Olayları artık akademik tartışma ve fikir cimnastiği düzeyinden indirip gerçek bir insanlık sorunu olarak değerlendirmek ve hem kadınlarımızın hem de erkeklerimizin olup bitenlere kendi çocuklarının geleceği açısından bakmalarını sağlamak gerekmektedir. Prof. Dr. TÜRKÂN SAYLAN Zencı beyaz eşıtsızlığı ne kadar gerçekse, kadın erkek eşıtsızlığı de o denlı somut bır ger çektır çağımızda Dılesek de ne ükını ne de ıkıncısını yok sayabılırız, ancak olaylara sır tımızı çevırır, olup bıtenın bızı hıç ılgılendır- medığını varsayar ve tuzu kuru ınsanların o sorumsuzluğu, aldırmazlığıyla "Ne demek canım kadın hakları, femınızm , bızı ınsan haklan ılgılendırır, sız yıne ayırımcılık vapı- yorsunuz " deyıp ışm ıçınden sıyrılırız Ne yazık kı bu vargılar yalruzca egemenlıklerının sarsılacagıaı sanan erkeklerden değıl, ama hıç- bır acı deneyırn geçırmeden bellı yerlere gele bılmış ya da ıçınde yaşadığı konumun kendı sıne sağladığı kolayl^klardan ödun vermeye hıç myetı olmayan kadınlarımızdan da gelı- yor Bütün toplumlarda kadın sömurusü Kuşkusuz kadın sorunları bır insanlık so- runudur, ancak çoğu kesımlerde msanlığını bı- le kanıtlayamamış, ıkıncıllığı doğal bir yazgı olarak benımsemış kadmın önce ve de çok bu- yuk çabalar, acılar, katlanmalar sonucu top- lum ıçınde erkekle eşıt konuma gelmesı, on- dan sonra da her ıkı cınsın el ele ortak insan- lık sorunları ıçın çaba göstermesı gerekmek- tedir Çağımızda tum toplumlar gırtlaklanna ka- dar 'kadın sömürusu' ıçıne batmışlardır Bu- nun çok çeşıtlı sosyo-psıkolojık açıklamaları olacağj kuşkusuzdur (1) Ancak bu açıklama- lar kadının ıçıne duşürüldüğu bataktan kur- tulmasını sağlayacak nıtelıkte değıldır Yüz- lerce yan kolun bırleştığı bu>uk bır endüstn dalına dönuşmuş olan kadın sömürüsune 'dur' deme olasılığı vok mudur acaba 1 Yakın bır zamanda ya>ımlanan günluk bır gazetede yan çıplak fotoğraflarla bırlıkte ve nlen haberler şunlar "30 bın Alman kadına kocalanndan ayrı tatıle çıktı ", "Alman ka- dmları tatıl boyunca her türlu çılgınlığı yapar- ken çoğu ulkelenne harrule olarak dönuyor ", "Çekmmeyın, arkadaşlık teklıf edın, eğer bır plajda güneşlenen valnız bır ^lman kadın rastlarsamz, çekınmeyın, arkadaşlık teklıf edın, çunku o zaten bunun ıçın kocasını ekıp geldı Böylece Turk tunzmıne de bu>ılk kat- kıda bulunacağınızı unutma>ın", "Deneyın başarılı olduğunu göreceksınız, ışte her kadı- nı bastan çıkaran ıksırın formülü, yenı tanış- tığınız bır kadını kendınıze bağlamak ve bır an önce sonuca gıtmek ıstıyorsanız asağıda formülünu vereceğımız ıksın ona içırın Ke- sın sonuç alacaksınız " (2) Evet, aklı başında hıçbır ınsanın onaylaya- mayacağı bu tur haberlerın, kadın erkek ılış- kılennın son derece kısır olduğu ülkemızde bu tür beyın yıkayıcı mesajların nerelere varaca- ğıru duşünmemız gerekmez mı' Anadolu'nun bağrından kopmuş, yıllar yılı cınselhğıru bas- tırraak zorunda kalmış delıkanlılarımıza yur- dumuza gelmış turıstlerı hedef göstermerun sorumsuzluğunu bu sansasyonları yapanlar ustlenebıhrler mı 9 Her gün okuduğumuz ve bızı ınsanlığımızdan utandıran kıskançhk ve seks cınayetlerı, turıstlere tecavüz olayları ış- te hep böyle tahrıkler sonucu olmuyor mu' Bu gudulerle beslenmış erkeklenn kendı çev- relerındekı tum kadınları bırer 'cınsel obje' ve potansiyel fahıse olarak görmelerı önlene- bıür mıî "Kadın erkek eşıttır", "femmızmden de- ğıl hümanızmden söz edelım" dıyen ınsanlar neredesınız 7 Hanı Basın-Ahlâk Yasası, hanı bıreysel ve örgütsel tepküer 9 Neredesınız tüm kadmlar, ılla sıze tecavuz edıldığmde mı fer- yat edeceksınız'' Neden susuyorsunuz 9 Son gunlerde her turlu kadın hareketının denetım altına alınması yolunda çeşıtlı >önet- sel gelışmeler var, Hukukçu Kadınlar Derne- ğı bu konuda çok çarpıcı açıklamalarda bu- lundu (3), ancak kımsenın olayın boyutları- nın avırdına vardığı yok, herkes sakın uyku- sunda uyuvor Hanı ne derler 'ört kı ölem ' Butün bu çarpıklıklara tuz bıber eken son ola> da bır savın mılletvekılımızın kadınlann 2 saat daha az çalışmasını önermesı ve buna göstenlen tepkıler oldu (4) Ne yazık kı kadınlanmız kendı katkılany- la duştüklen, duşurulduklen tuzaklann bılın- cıne bır turlu varamı>or, kendı kurtuluşları- nı başkalanrun ödunlerınde bulacaklannı sa- nıyorlar Oysa bu konumlannı yalnız ve yal- nız kendılerının değıştırebıleceklennı, pek çok acılara, sıkıntılara, umarsızlıklara karşın an- cak kendı dışlen ve tırnaklanyla savaşırcası- na düşuncelerını kabul ettınp bır yerlere va- racaklannı bır turlu kavravamıyorlar Kendı savaşımlarının belkı kendılenne hıç >arama- yacağını, hatta kısacık ömurlerını cehenneme çevırebıleceğını, ama kendı doğuracakları ve yetışureceklen kız ve erkek çocuklann çok da- ha eşıtlıkçı, uygar ve ınsan haklannın hava gıbı solunduğu bır dunyada yasama olanağı bulacaklannı bır turlu anlamak ıstemıyorlar îki saat az çalışma tuzagı! Kadının erkekten 2 saat az çalısması öne rısını pek çok kışı "oh ne ıyı 2 saat önce eve gıdıp ışlen yaparız, kocamız gelınce her şeyı hazır bulur" dıye yorumladı Oysa olayı bır- kaç kez yeruden ve yenıden düşunursek yak- laşımımız farklı olacaktır Işten 2 saat erken çıkmak bır an ıçın tüm sıkınuların çözumü gı- bı görunse de ardından nelen getıreceğını bul- mak zor değıldır 2 saat eksık ça>'şana kuş- kusuz aynı ucret verılemez Verılecek olursa açıktır kı kadınJann canlannı dışlenne takıp çalışkanlıklannı kanıtlavarak erkeklere kar- şın edındıklerı ışler, ellerınden gıdecek, tüm ışler 8 saat çalışan erkeklere venlecektır Ka- dın 2 saat az çalışıp bunu evde ış yaparak (ve yıne çalışarak) geçırse ve eksık ücret teklıfını kabul etse, bu kez kadınların erkekle eşıt üc- ret alma hakkı kendılığınden yok olacak ve eskı eşıtsızlıkler daha sağlam şekılde yerleşe- cektır ve en açığı da kadın yıne evının dört duvarı arasına tıkılmak ıstenen, kolay ış bu lamayan ya da ancak az bır ücretle çalışabı- len ıkıncıl konumuna dönecek ve belkı de bu karanlıkta hiç mı hıç kurtulamayacaktır (Doc Dr Meryem Koray, 11 7 1990 günlü Cumhunyet'm bu sütunlannda çıkan yaasın- da bu konuyu enıne boyuna ustunde durarak ne güzel belırttı ) Sonuç Çağımızda kadın sömürusu alabildiğıne sürmektedır, kadının ıkıncıl konumunu sağ- lamlaştırmak amacıyla çeşıtlı tuzaklar kurul- maktadır Olayları artık akademik tartışma ve fikır cimnastiği düzeyinden ındırıp gerçek bır insanlık sorunu olarak değerlendirmek ve hem kadınlarımızın hem de erkeklenmızın olup bitenlere kendı çocuklannın geleceği açı- sından bakmalarını sağlamak gerekmektedir Kadın ve erkek bu dunyanın ıkı olağanus- tü yaratığıdır Bır cınsı aşağılayarak ve eze- rek ötekının yücelmesmı sağlayamayız Gele- cek gunlerın aydınlığı uğruna kadın erkek el ele vererek korkunç boyutlara varmıs olan ka- dın sömurusunu engellemelıyız 1) 2 Hazıran 1990 Cumhjrıyet Dergı 2) 29 May s 1990 Bugun gazetesı 3) 1 Haz 'an 1990 ounaydın gazetesı 4) 26 Mayıs 1990 Mıllıyet gazetesı MODERN REVİZYONİZMJN ÇÖKÜŞÜ KimnnıtıUtlaHMıı»ıwM«BiHi Yakın Geçmişe Genel Bir Bakış \e Platform Taslağı H Fırat Devrimci Demokrası ve Sosyalizm TDKP ELEŞTİRISI İLAN GAZİOSMANPAŞA 1. SULH CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN ESAS NO 90/182 KARAR NO 90/299 SANIK IrfanOzay FaıkOğ 1953 Doğ G O Pasa Çukurçeşrae Cad No 74'te Koşem Gıda Pazarı sahıbı ve ışletıcısı SUÇ Gıda Maddelerı Tuzüğu'ne muhalefel SUÇ TAR1HI 24 1 1990 KARAR TARIHI 16 S 1990 Sanığın o!a> tarıhınde çalıştırdığı supermarkette kullanma tarıhı geçmış ve bu nedenle sağlığa zararlı olan gıda maddelennı satmava devam ettı|ı ve bu nedenle fııl ve eylemıne uyan TCK'nın 398, 402, 402 2 647 S K 4, TCK'nın 72 maddelerı gereğınce netiı.eten 470 000 lıra ağır para, 3 a> meslek, sanat ve tıcaretmın tatılıne, ışyerının 7 gun muddetle tatılıne ve ışbu kararın ılanına karar verıldı Basın 28808 EKSEN YAYINCILIK Babıalı Cad. Sıhhıye Apt. 19/11 Cagaloğlu - İST. TeJ:5125146 J A Z Z C L U I I C A F E 8-29 TEMMUZ SÖREN ERİKSEN CAN AYER Dörtiüsü Açdış 11 -01 M Pazar Brunch 11-16°° Canlı Muztk22 3O -12 jC \ LİSKÜR f 4 Sürücü Kursu \ 9 Kadıköy 3360206 f * 3360279 5336 LİSKÜR i BÜTÜNLEME i KÜRSLflRI ~ Kadıköy 3491824 j 3491825 + ıdat Cd 3K>3068 5 5 LİSKUR ^ BfTâDflTcj KSürücü Kursui 8 GÜZERGAH SERVİSİYLE d ı ûsîcaR ^ BÜTÛNLEME ^Ana Llselerlne S 4 inglltzce Matemcrrik i R hgizce Fen jjj SATILIK OTO 1984 model Renault 12 GTS Orıjınal boya, orıjınal 69 000 kılometre, camlar renklı ve otomotık Garaj otomobılı ılk sahıbınden satılık 512 05 05'ten 486 Bora (Mesaı saatlerı ıçınde) KİTABEVİ YÖNETİCİSİ ve Temızlıkçı erkek elemanlar aranıyor Başvuru Beyoğlu Sineması KONGRE İLANI Çocuk Akıl Sağlığı ve Rehberlığı Derneğı Olağanûstu Genel Kurul Toplantısı 01 8 1990 gurtu saat 14'te Çapa Çocuk Psıkıyalrıa Klınığınde, coğunluk olmazsa 09 8 1990 günu aynı yer ve saatte yapılacaktır GUNDEM. 1- Açılış, Dıvan seçımı 2- Tadıl edılen tüzuğün okunarak karara bağlanması 3- Üye aıdatlannın tespıtı 4- Dılekler kapanıs PENCERE Yaşın Dışında, Zamanın Içinde...Kumkapı değışmış Nerede o eskı Kumkapı'' Masalar meyda- na yayılmış, yan sokaklara taşmış, ığne atsan yere düşmeyecek Kumkapı turıstık olmuş Meydana bakan uç katlı meyhanenın terasındayız U bıçımın- de bır masa Melıh Cevdet tam ortada oturuyor Bızım çocuklar, düşünmüşler, taşınmışlar, Anday'a bır armağan hazırlamışlar, "Sevışmenın Yucelığı ve Gudüklüğü" admdakı yazısmın plaketı- nı yaptırmışlar Bana dedıler kı — Bunu sen ver> Masada herkes konuşuyor, sdyleşıyor ıçryor, eğlenıyor, ama şaırın 75'ıncı yaşına basması nedenıyle duzenlenen bu toplan- tıda bır soru göz kırpmıyor mu? Melıh Cevdet'ın "yaş" ıle ılışkısı herkes gıbı değıl Anday bu konuda da sıradanlaşmak ıstemı- yor Gecenın bır saatınde ayağa kalktım, "gûnün anlam ve önemi" uzerıne konuştuktan sonra armağanı verdım Melıh Cevdet ya- nıtında dedı kı — Sevgılı dostlanm, bana yaşımı anımsattığınız ıçın hepmıze teessuf ederım (Alkışlar ve yaşa seslerı ) Gerçekte bu yazıyı yazmayacaktım, ama "Mılllyet Sanat Dergısı" de bızımkıne benzer bır munasebetsızlık yapmış, son sayısının kapağını Anday'a ayırmış "Melıh Cevdet 75 yaşında! " Ansıklopedı sayfalarına sığınmış gerçek böylece güncel ya- yına yansıdı Ancak ben bu yazıyı Anday'ın yaşı ıçın yazmıyorum Çünkü "yaş" Melıh Cevdet'e yabancıdır, bır mezar taşındakı taıihler ölü- ye ne kadar uzaksa o kadar uzaktır 'Sılenos, Tann Dıonysos'un alayında yaşlı, sarhoş bır satyfdır, bır gün Kral Mıdas, onu ormanda uyuyakalmış olarak yakalar, so- rar, 'Uzun yaşamak mı lyıdır kısa yaşamak mı7 ' dıye Sılenos, 'En lyısı dunyaya gelmemektır' dıye yanıtlamış KraJı Bız de ken- dımızı dunyaya hıç gelmemış varsayarsak, yaş sorunundan ya- kamızı kurtatmış oluruz Insan her zaman gençtır" Melıh Cevdet, "Mıllıyet SanatDergısj'nde yayımlanan "Yaş" başlıklı yazısında Sılenos'un düşüncesını benımsemış görünü- yor ama kendımızı dunyaya hıç gelmemış varsayabılır mıyız? Heie yaş sorunundan yakamızı sıyırabılır mıyız'7 Bız unutsak bı- le yaşımızı çevreden anımsatmazlar mı9 Hem öylesıne anımsa- tırlar kı yaşgünu kutlamalarına gerek yoktur, sokakta, kahvede, lokantada. taşıtta, parkta, ışyerınde, herkes bırbırını olur olmaz uyarır Insanın tutum ve davranışlarını değerlendirmek ıçın akla ılk gelen ölçüt nedır' — Yaşına başına yakışıyor mu? Oysa aylarla yıllarla değıl, çok uzun zaman bırımlerıyle. son- suzluk kavramıyla bütunleşecek bır kulturun mantığını özüm» yebıldıkçe ınsan mutlu olur, evrenıkavrayıştayetkınleşır, yaşı- nı umursamaz Melıh Cevdet dunyaya hıç gelmemış varsayıtacak bir ınsan oia- maz, onca unutulamayacak şıır ve yazı üretıp yarattıktan sonra yaşamamış sayılmak olanaksız Kımı dostla ılk nerede karşılaştığını anımsayamazsın, kımıyle nerede, ne zaman tanıştığını hıç unutmazsın Melıh Cevdet'le 1952 yılında bır gece Muştak Erenus'un Suadıye'dekı evınde ta- nışiık Daha ılk anda bır yakınlığın ortak sıcaklığı havayı ısıtmış olmalı kı bırden — Bakın dedı, sıze yenı yazdığım bır şıın okuyayım, daha ya- yımlanmadı Ve okudu Bır çıft güvercın havalansa Yantk yanık koksa karanfıl O gun bugundu. Mslıh Cevdet'ın yaşını hıç düşünmedım, dü- şündurecek bır halı yoktur, yaşın dışında zamanın ıçınde yaşar, nüfus kütuğünden bağımsız , Bız de kendısını sevdığımızı kanıtlamak ıçın Anday'a yaşını anımsatıyoruz Ne ıkılem' Yazımı bıtırırken baktım, ' Bu yazıyı Anday'ın 75'ınci yaşı IçUı yazmıyorum" dedıkten sonra kervana ben de katılmışım, ama benım suçum mu bu? ARACINIZIN MOTORUNA DOĞRU KATKIYI SEÇİNİZ! DÛNYADA 1 NUMARA EN ÇOK «e EN FAZU ÜUEDE SATİÜIN «jonlariıı ^ M0T0R KORUMA ve GÖÇLENOİRME MÜSTAHZAR YAĞ ve YAKIT KATKILARI • Ulkemızde 20 yıldanberı mılyonlarca ı _ urunlerını kullanan tuketıcılerın deneyımTerı • Dunyada yılda 100 mılyonla ıfade edılen ^ ^ urunlerme göstenlen tercıh p'nın ustunluğunu kanıtlayan test sonuçları Sh de aractmzın mttmoa öoğnı katkıyı seçinu. Sâhcmoıtan ısrarfa -Sjp r n ralmz 'ğjîğ, yi kabul edMı. AS-PAR ENTERNASYONAL DlSTRlBOSrON VE MUMESSİUIK A % İNONU CAD N O 5 » ! TAKSİM İSTANBUL 80090 TEL 1*5*4 1 6 - 1*i 168i - 1*48617 | fAKS 131 66 9i TtUKİ li&i « y H BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULÜ İNGİLİZCE YAZ KURSU 6 Ağustos 1990 ve 1 Eylül 1990 tarıhlen arasında 60 saatlik yoğun bir yaz kursu açılacaktır Kurslar haftada beş gün, sabahları 9 30-12 30 saatlerı arasında verılecektir Kayıtlar 23 Temmuz 1990 tanhine kadar devam edecektır Adaylara muracaat ettıklerı gün • sevıye sınavı verilecektir Adres: Boğaziçi Üniversitesi, Güney Kampüs Yabana Diller Yüksekokulu Binası SATILIK TRİPLEX VİLLA Kusadası Otuzevler de denız kenarında yarım dönum bahçe ıçınde Tel (Izmır) 36 05 11 Akşam 20 00-22 00 arası
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear