14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sah.bı Cumhunyet Matbaacıhk ve Gazeteohk Türk. \nomm Şırkeu adına Nldir ISıdı 0 Genel Ya>m Muduru Hasan Cemal, Muessese Muduru Eraiae Uşaklıgü, \azı Işlerı Muduru Okay Gonensia. £ Haber Merkezı Muduru ^alçın Bâytr. Sajfa Duzenı ^ r e t n e n ı Alı ^ r 0 Tems'lcıler AhmrlTan, IZVIİR Hikmet Ç»Onkayıı, <VDAN<\ Çrtın V lg«ro£lu I, Pci ı:ü Celal Ba»lu(iç. Dıs Hab^rkr Eıjn Dalct, tkonomı Caglı Dıriıu lş Sendıka Şukraıı blcncı, kuhur Ccbl l « ı , Isıanbu! Haberlerı konal KJKak. Eğıl m Gcacv Şariu. Haber Am^tırma IsnM Bertıa Yurl Haberler Necdef DotM. Spor Danısrrar \bd»IL»<lır \ucHm««. D121 Wılar K ı m Çaiışkla, Arislır-na Şaftta Alpn. Duztllme AbaMlat Yınn 0 Koordmatdr U M konıbaıı 0 M.- Uler Erol Erkul 0 Muhasct* Bnleııt Yoer 0 Bulçe Plantama S*vji OunaııtKşcotta 0 Reklam Ayş» Tonın 0 Ek ^avmla Hul>» \k.ol 0 Idare Hasoln t u m 0 Ijlcırr.f Önder Çdik 0 Bılgı Işlem Naıl tnal 0 Persond Scvfl Boaıaao&m Basan ve Yavan Cumhurı>w Malbaacılık vc Gazeto. ' k T.A.Ş Tûrk OdftTCad 39'41 Cagalofhı '4334 IM PK 246-lsıanbu] Tcl 512 05 05 (20 halı Teie* 22246, Fu (1) 526 60 12 # flurotor A«k»ı» Zı>* Gökalp Bl> Inkılap S. No I9/4 T«l U3 II 41-47 Tdd. 42344. FK. (4) 133 0« 6< 0 tnnir H Zıya Blv 1352 S 2-3 Td 13 12 30 Tekx 52359 Fıx (51) 19 53 60 % Adsnı. Inonu Cad 119 S No I Kaı 1 Tefc 19 37 52 (4 hal), Trf« 62155 Fax (71) 19 37 52 TAKVİM: 15 TEMMUZ 1990 İmsak: 3.43 Güneş: 5.37 öğle: 13.15 lkindi: 17.13 Akşam- 20.42 Yatsr 22.27 Italyan asıllı Fransız modacı Pierre Cardin, modada 40. yılını kutluyor Ek kez 'sokağa inen' modacıKesmek, biçmek çocuk oyuncağıdır Cardin için. Kimsenin üstesinden gelemeyeceği kesimleri ile ünlüdür. Bu ustalığa bir de tükenmek bilmez çahşma gücü, bir de azmi bir de şansı girince... NECLA SEYHUN **»••>, . ... Modada 40'ıncı yılını kutluyor Cardin. 40 yıl'. Dünyada onun adını bılmeyen mi var?.. Olacakları ona bir falcı soylemıştı bir zamanJar: "Ünun tıim dunyaya vayılacak. 5 kıtada tanınacaksın!.." Bu ttalyan asıllı Fransız modacı, 1921 yılında Venedik'te doğdu. Hıçbir zaman bir başka mesleğe gonul koymadı. Baştan beri modacı olmayı duşledı hep. Bisikletle Paris'in yolunu tuttuğu zaman cebınde beş kuruşu yoktu. Unlu modacı Paquin'ın yanında başladı işe. Sonra Schiaparelli ve Dior'a geçtı. Işinin gerçek ustasıdır. Modayı domuzuna bilir A'dan Z'ye. Kesmek, biçmek çocuk oyuncağıdır onun için. Kımsemn üstesinden gelemeyeceği kesimleri ile unlüdür. Bu ustahğa bir de tükenmek bilmez çahşma gücü, bir de azmi, bir de şansı gınnce... Üç kez modacılann en buyük duşü olan "Altın Yüksuk" ödulunu kazanmış olmasına hıç de şaşmamak gerek. Gene de kazanır bu ödülu Cardin. Moda graflğinde hıç düşme yok ki... tbre hep başarıyı gösteriyor. tlk gunden bu yana. Bugün Çin'den Rusya'ya 94 Ulkede butiklen var Cardin'ın. 840 lisans!.. Ama Cardin'in yeteneği modayla sınırh değil. Neler yapmıyor ki neler... Uçaklar, arabalar, tekneler çızıyor. Evler, eşyalar yapıyor, lambalaı, hahlar, kalemler, çikolatalar... Dur durak yok. Dunyanm dört bir köşesinde otellen, restoranlan, tıyatroları, galerilerı var Fransa'nın en buyük zenginlerinden biri. "Aslında para hiç de onemli değil benim için" der. "Az bir para >eter bana." Ama dunyanın çeşitlı köşelerinde 180.000 kişiye ış sataası açtığı ıçın mutlu. Hesabını kıtabını çok ıyi bilir. Hiç musrif değıldir. "Parayı başkalan için korumam gerek" der. "Benim meslegimde birkaç saat içinde milyarlar kaybetmek işien değildir." Un ve paranın yaşantısında ve duşüncelerinde hiçbir şey değıştirmedığini söyleyen modacı, bugune değın yaptığı en ıyı ışin, modayı "sokağa indirmek" olduğunu söylüyor. Yanı konfeksiyona geçmek. Şımdi sokağa inmeyen modacı yok Ama Cardm'ın başladığı zamanda bu iş biraz yürek isterdi. Ünlü modacırun en buyük gurur kaynağı dillere destan Maxim's. 1981 yılında bu dünyaca ünlu efsanevi restoranı satın aldı. Bugün Karaşi'de de Maxım's'ın bir eşım açmak emelinde. Maxim's onun gururu. "Maxim's olümsuz" dıyor Cardin. "Herkes Cardin adını unuttugu zaman bile o var olacak!.." Ama herkes Cardin adını unutabılecek mi bakalım?.. Modada onun adı olümsuzlerın listesinde artık. Modanın tarihinde yer alacak Cardm. Onu bu çılgın çahşma temposu, bu çılgın yeteneklerı, bu çılgın hayaJ gucü ve şansı ile kım çıkarabılır kı oradan?.. Asımetrik kupları, orıjmal pliselerı, pagot modelleri, uzay furoları, Jean-Paul Gaultıer'den Yohjı Yamamato'ya kadar bırçok öncü modacıya -hâlâ- esin ka>nağı oluyor İçinde bitmez tukenmez bir enerjı, bıtmez tükenmez bir esın kaynağı var. Uçaklar, arabalar, tekneler, evler, eşyalar, lambalaı, balılar, kalemler, çikolatalar... Ve tıyatrolar ve sanat galenleri ve otelleı ve restoranlar... Kendıni bıraz "dagıttıgı" söylenebilir belkı, ama bu arada modayı arka plana ittiğı, asla!.. Kırk yıl sonra bıle gene yaratıcı, gene oncu, kırk yıl sonra da... Sezar'ın hakkı Sezar'a şimdı, Cardin'in hakkı da Cardin'e!. Pierre Cardin 1986.. Kazı çalışması hızlandı Haber Merkezi — Kultür Bakanlığı'nca kazılara verılen ödeneklerın arttırılması, Kül- tür Bakanı Nanuk Kemal Zey- bek'in ilgisı ve yaz mevsiminın gelmesi, arkeolojık kazılara hız kazandırdı. Hilvan'ın Katara köyü yerle- şim alamnda bulunan ve geç- mişi t.ö. 7 bin yıllanna daya- nan "Nevalacoİi" bölgesinde kazı çalışmalarına ağustos ayında başlanacak. Çalışma- larda Kultur Bakanlığı'run göndereceği 50 mılyon lira ödeneğın yanı sıra Almanya- da bulunan bir vakıftan da yardım gelecegiııi belırten Şan- lıurfa Müze Muduru Adnan Mısır, "Vakıf demanlan kazı çabşmalanna da kanlacak. Ça- lışmalann ortaklaşa jurulul- mesi bizim için avantajdır" de- di. Dunyanın ılk yerleşim mer- kezlerınden olcuğu bildirilen Ergîini ilçesi .akınlanndaki Çayönü Höyupı'nde bu yıl sürdürulecek kazılarla, geçen yıllarda ortaya cıkanlan toplu mezarların sırrmn çözüleceği bildinldi. Ağusıos ayında baş- layacak kazı, tsanbul Univer- sitesi öğretim uyelennden Prof. Mehmet Özdoğan baş- kanlığında surcürülecek. He- yet aynca Diyarbakır merkez, Çünguş, Çermi<, Erganı, Ha- ni ve Lıce ılçeleınde de yüzey araştırmaları >ipacak. Diyarbakır'u Bismıl ilçesi yakınlarında yaoılacak kazıla- ra da yine ağusos ayında baş- lanacak Kazıyj. Istanbul Üni- versitesi öğretm üyelerinden Prof Veti Sevinbaşkarüık ede- cek. "Antik Stntonikeia ken- Ü**nde kazı çalımalarına baş- layan Ankara Iniversitesı öğ- retim uyelerınan Prof. Yusuf Bagrsal başkanlğmdakı heyet, * çalışmalannı ">gora" ve "Knl- saJ Mabet" böl mlennde ekım ayına kadar sunurecek. Muğla ICiiltür Müdurhğu yetkıhlerin- d e n ahnan bilgye göre Strato- nike.a kentınd kazı çalışma- l a n 1976 yılınan berı surdu- rOJüyor. Kaysen'de bıiunan Kultepe- FCanış Höyüğu'-un Karum böl- g«esınde d^ kaz çalışmalarına başlındı. Uç a sürecek kazı- laura Prof. Tahın özguç baş- fcjanhkedr H GüLhanede bir hayvan hapishanesiNECATİ GÜNGÖR "tslanbul'la Üskudar'ın arası / Yaktı beni kaşlannın karası." Zengın nağrneh, tok sesli cüm- büşun mızrabı tellere değıl, göğ- sünuzün tam üstune vuruyor san- ki! Darbukacının parmaklan dem tutuyor. O derme çatma sahnede ak saçlı, sadenın sadesi giysiler içinde bir kadıncağız! Elınde, ağ- zının yakınında tuttuğu mikrofon- la kınp geçiriyor ortahğı! Eski ls- tanbul turkülerini soluk almadan, peş peşe sıralıyor. Taş plaklar dö- neminden kalrna bir Hamiyet Yiı- ceses sanırsımz; gırtlak nağmele- ri, meyan çıkışları tıpkı o. Solu- ğu, daha ku-k turku okuyacak ka- daı geniş ve rahat. Üzerinde hiçbir "sanatçı havası" olmayan, ama sesi inadı- na guzel, sıradan bir mahaüe ha- nımı görüntusu ıçindeki kadının adıru soruyoruz garsona. Masalar arasmda keyifli bir telaşla koşuş- turup duran garson, elindekı tep- siyle diküıp anımsamaya çalışıyor kadının adını. Öylesine bilinme- yen bir ad! Gulhane Parkı'ndayu. Bir bay- ram içinde. Mahşerı bir kalaba- lık... Kocamış çınarlann gölgele- ri altına kurulmuş masalarda şıs- kin kannlı, gumüş pınltılı sema- verler kaynıyor. Ateşler yanıyor, sular fokurduyor, beyaz porselen demlıklerde çaylar koyulaşıyor... Aralarda, annelerinın dalgınlığın- dan yararlanan çocuklar koşuşu- yor. Mubalağa bir ınsan seli ki iğ- ne atsanız yere düşmez! Bütün ge- cekondular boşahp Gülhane Par- kı'na doluşmuşlar bugün. Saçla- n bin özenle taranmış delikanhlar, babalannın yanında gözlennin kuyruğundan bakan genç kızlar, başları eşarplı sırtları mantolu *«v banımı' unvanını gururla taşıvan kadınlar, bayram giderlerinin kay- gısını içinden söküp atamamış aile reisleri... Ve adım başına sizi ça- ğıran satıcılar Pamuk şekerci, patlamış mısıra, keten helvaa, su- cu, kokoreççi, Urfalı çiğköfteci, sandövıççi, karpuzcu, limonatacı, midyeci... Arada bir, baygın seslı bir dıl- ber -saçlarını atkuynığu bıçımin- de bağlamış olabilir- ana babası- nın elınden kurtulup da kaybolan çocukJan anons ediyor. Parkın he- men girişındekı havuz başında, uçuncu sınıf taverna "sanatçı"la- rından biri, en Ferdi Özbegen ha- lıyle hem org çalıyor hem şarkısı- nı terennum ediyor. Çalgıh ıki çay bahçesinin ara- sında da hayvanat bahçesi! Sıkı- şıp kalmış öyle Tepesındekı kıllar ıyiden iyıye ağarmış olan deve, HAKAN — Adı Hakan... Doğma bu> ume tstanbullu. Özel bir terbivecisi yok. Çevresinde bakımını yapan herkese yakınlık duyuyor. (Fotoğraf: Kayıhan Gnven) ameliyatlı bir hasla gıbi kâh o ya- nımn üstüne yatıyor, kâh bu ya- nının... Hangi yana dönse yine de rahaısız. Tel örgunun çevresinde meraklı, alaycı, acımasız gözlerle kendisini izleyen insanlara surmeli gözlerini aralayıp bir nazar fırla- tıyor bazen, sonra yine çağını yi- tırmış bir Arap bılgesi gibı duşle- re dalıp ağır ağır oynatıyor çene- sıni. Köpekler, can havliyle havlıyor- lar kafeslerinde. Onların öfkeli havlamalarından, kafeslerinin içinde bırer sinir kupu halinde ku- durmalanndan ganp bir mutluluk çıkaran ınsanlarsa habire değnek uzatıp, seslemp kızdınyorlar hay- vanları. Hayvanat bahçesindekı insan- ların hangılerinin çocuk, hangile- rınin büyümuş de adam sımfına geçmiş olduklarını çıkarmak ola- naksız! Çunku herkes tuhaf bir çocukluk duygusu içinde burada... Kafeslere kapatılmış aciz hayvan- lar karşısında çoğu kişı yaşanma- mış çocukluklarıru anımsıyor ne- dense! Aslında, dunyanın en fukara, en kırtipıl hay'vanat bahçesi bura- sı! Hayvan çeşıdı, ikı elin parmak- larından azıcık fazladır belki, hep- sı o kadar... Köylulukten hiçbir za- man yakasım kurtaramamış olan Türkiyelı ınsanın çok iyi tanıdığı inek, İceçı, guvercin, tavuk, tavşan, Kangal iti, deve, ayı, kartal, puhu, kurt, kedi... Değişik coğrafyalann hayvanlan olarak da maymun, as- lan, pars, geyik sergileniyor! Bu kadarcik! Erkek arkadaştan yoksun par- sın yalnızlık melankolisi, arsız ve şakîaban maymunların şamatası, tutsak kurdun kırümış cesareti bu bahçenin en büyuk zenginliği... Beton zemınlerde, tel örgülerin cenderesinde, kısaca doğal yaşam- lannın çok ötesindeki bir ortam- da vahşi benliklenni yıtirmiş bi- rer yaratık göruntüsu veriyor. Ya, bakışlarına tutsaklığın ölumcül kompleksi sinmiş koca aslana ne demeli? O aslan ki in- sanlık tarihı boyunca hep gücün, cesaretin, atılganlığın simgesi ola- rak bilınmiştir! Türk mitolojisi Hannflnte'de Yasefin çocukları aslan ya da kurt olarak dünyaya gelirler, bu çocuklardan aslan su- retınde doğanlar büyüdüklerinde kağan olurlardı. Dedem Korkut- Çalgılı iki çay bahçesinin arasında hayvanat bahçesi. Sıkışıp kalmış öyle. Deve, ameliyatlı bir hasta gibi kâh o yanının üstüne yatıyor, kâh bu yanının. Hangi yana dönse yine de rahatsız. Köpekler can havliyle havlıyorlar kafeslerinde. Aslanlar uysal bir kedi gibi yatıp kalkıyorlar öyle. Gülhane'deki hayvan çeşidi, iki elin parmaklarından azıcık fazladır belki, hepsi o kadar... İnek, keçi, guvercin, tavuk, tavşan, Kangal iti, deve, ayı, kartal, puhu, kurt, kedi. Değişik coğrafyaların hayvanları olarak da maymun, aslan, pars, geyik sergileniyor. Bu kadarcık. Hayvanat bahçesi görevlilerinin en çok yakındıkları nokta, onları görmeye gelen insanların sataşmaları. Öteberi atmaları, sopa ile dürtmeleri. un anlattığıdır kı Tepegoz'u tepe- leyen Basal dahi dişi bir aslan ta- rafından emzirilip buyütülmuş idi! Alevi-Bektaşi edebiyatmda Ali'nin "Allah'ın Aslanı" diye ni- telenmesi boşuna mıdır? Bu bitmez tükenmez soylence- lerin aslanı, Gülhane Parkı'nda avuç içi kadar betondan bir kafes içinde, kadir kıymet bilmez ınsan- lığın maskarası durumunda! Hayvanat bahçesi gorevlılerirun deyimiyle, burası hayvanat-ı vah- şiyenin özgurce gezıp tozacağı, benliğinı koruyarak yaşayacağı gcçek bir bahçe değil, olsa olsa bir hayvan hapishanesi! Bugün beledıyenın tek ılgısı, hayvanlara yiyecek sağlamaktan ibaret. Ot yıyen hayvanlar içiB haftada bir gün sebze geliyor, top- tan. Et yiyen hayvanlara da EBK- dan et getıriliyor. Söz gelımi Ha- kan ile Leyla (erkek ve dişi aslan- lar) gunaşın altı yedişer kilo çiğ et yiyorlar. Özel bir terbiyecileri yok. Çevrelerinde bakımlannı ya- pan herkese yakınlık duyuyorlar. Hakan ile Leyla, doğma büyü- me tstanbullu. Ana-babalan Ada- na'dan gelmişler vaktiyle, ama şimdi yaşamıyorlar. Bakıcılann el- lerinde buyürnuşler. Çiftleşme dö- nemlerindeki huysuzluklan dışın- da bir sorun çıkarmıyorlar. Çok aç kalmadıkça ve kan kokusu bu- runlanna vunnadıkça, vahşıleşmi- yorlar. Uysal birer kedi gibı yatıp kalkıyorlar öyle. Bir huyları da yavrularıyla Ugilenmemeleri, as- İanlann. Bakıcüaım yorumuna gore, mutsuzluklanndan yapıyor- lar bunu. Yavmlannın da ayru ya- pay ortamda yaşamasını istemi- yorlar. Bir anlamda, bu muebbet hapis cezasına katlanmaktansa, ölurne terk etmeyi yeğliyorlar. "Bir defasında bakıeı arkadaş kapılanm kapatmayı unutmusru" diyor gorevlı. "Bunu fırsat bikn aslanlar kendilerini bahçeye dar atmışlar, bo>dan boya turlamış- lardı! Sababn daha, kimseler yok- tu ortalıkta. Bulun bakıcılar, el- lerinde süpurgelerijle kalakaldı- lar! Yukandan bagırdıın, girin içe- ri! diyerekten... Bir boy dolandı babçede, sonra kuzu kuzu girdi kafese... Birinde yine kafesin ka- pısında burun bunına gelen bir arkadaş donakaldı korkudan; ama ona da dokunmadı aslan... Kedi gibi sürunup geçti yanından. Diyeceğim, bakımını yapan insan- lara karşı yabanilik etmiyor bo hayvanlar." Hayvanat bahçesi görevUlerinin en çok yakındıklan nokta, onlan görmeye gelen insanların sataşma- ları. Öte beri atmalan, sopa dürt- meleri. Pasa söylevlerindekı nitelemeyle "nedp" ulusumuzun bir kesimi de böyle eğleniyordu işte Gülhane 1 de: Yaşlı çmarlann dallarında sa- hncaklar kurulu; kalabalık aile gruplan halkalar oluşturmuş, ten- cere yemekleriyle piknik yapıyor; elınde altmış altılık tespihle bağ- nnın kıllannı sergileyen kulhani- ler volta atıyor; çalgıh kahvedeki altın sesli âmâ kadın, eski Istan- bul turküleriyle ihvanların gönül tellerini titretiyor... Krallığını kim- bilır kaç göbek öncesmden yitir- miş olan aslanlarsa bunca "şenli- gin" ortasında, surgundekı gerçek bir kral gibı, aslanlık gururunu as- la ayağa düşurmeksizın, insanhğın halini ızliyorlar sankı; öyle soğuk, öyle donuk ve katı bakışlarla... Ah, za\allı aslan, bızım aslan! Kimsesizlere yaz tatili • BURSA (AA) — Bursa Valisi Erdoğan Şahinoğlu, yuva ve yurtlarda kalan kimsesiz çocukların 15 gün süreyle Kızılay ve izci , kamplarında tatil yapacağını bildirdi. Vali Şahinoğlu yaptığj açıklamada, yuva ve yurtlarda kalan kimsesiz çocuklara ilk kez tatil imkânı sağlandığını, tatilden sadece sınıflannı doğnıdan geçenkrin yararlanacağırıı behnerek şunlan soyledi: "Sınıflannı doğnıdan geçen kimsesiz çocuklanmız, Mudanya Kızılay Kampı ile Karacabey'dekı ızci kampında 15 gün sureyle tatil yapacaklardır." Bursa'da 3 günde 3depreır • BURSA (Cumhuriyet) — Bursa'da son 3 günde 3 ayn deprem oldu. Kandilli Rasathanesi yetkililerinden alınan bilgiye göre, önceki gece, 00.5 l'de merkez üssü Bursa ve Gemlik körfezi olan, Richter ölçeğine göre 3.5 şiddetinde bir sarsıntı oldu. Bursa'da 12 temmuz perşembe gecesi de 02.06 ve 02.5 l'de iki deprem oldu. Richter ölçeğine göre 3.7 şiddetinde olan ilk depremin merkez üssünün Kandilh'ye 110 kilometre uzakiıkta, 3.0 şiddetindeki ikinci depremin merkez üssünün ise Bursa'nın güneydoğusu olduğu açıklandı. Her 3 deprenn. de can ve mal kaybı olmadığı belirlendi. Çeşme'de btrinci Polonya • ÇEŞME (Cumhuriyet) — 5. Çeşme Muzik Yanşması'nda birinciliği, "Towards The End" adh şarkısıyla Polonyalı Mieczyalaw Szczesniak kazandı. 20 ülkeden şarkıalann katıldığı ve OrneUa Mutti ile Korhan Abay'ın birlikte sunduklan yanşmada, "Willy ne pense qua ca" adlı şarkıyla Belçika'dan Gangster D'Amuour topluluğu ikinciliği aldı. Yugoslav Tacji, "Star of mine" şarkısıyla üçuncu oldu. Hollanda'dan Justian- Mandy ve Isveç'ten Mee Blomovist mansiyon alırken, jün özel ödülüne de Şili'den "Camaval" adlı şarkıyla yanşmaya katılan Carlos Field layık görüldü. Tbrist Omer selamı • tSTANBUL (AA) — Sanatçı Sadri Alışık'ın sağlık durumunun hızla iyiye gittiği ve dun yakınlanyla konuştuğu bildirildi. Alışık'ın doktorlan Prof. Dr. Oktay Yeğinsu ve Prof. Dr. Aydoğan Obek, International Hospital Hastanesi'nde düzenledikleri basın toplantısında durumun umut verici olduğunu belirttiler. Alışık da gazeteciler fotoğrafını çekerken "Turist ömer" selamı vererek eliyle çok iyi olduğunu ifade etti. Zehirlemeye tepki • ANTALYA (Cumhuriyet) — Antalya'nın Çağlayan mahallesinde belediye tarafından 26 sahipli köpeğin zehırlenerek öldünilmesi tepkiyle karşılandı. Beledıyenin tutumunu protesto eden köpek sahiplerı ve mahalle sakinleri konuyu yargıya götüreceklerini ve belediye hakkında tazminat davası açacaklarını söylediler. Yeşüler Partisi eski MYK üyesi Feridun Çalışır, olayın peşini bırakmayacaklannı belirtti. Perşembe gecesi meydana gelen olayda Antalya Belediyesi Veteriner Müdurlüğu'ne bağlı bir ekip, çevreyi rahatsız ettiği gerekçesiyle Çağlayan mahallesinde 26 köpeğı "Striktin" adlı ilaçla zehirlediklen etlerle öldürdüler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear