Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
umhuriyet
Sahıbı CumhurıyM Maıbaacılık ve Gazeıecılık Turl Anonım Şırkctı adına
Ntdir \ıdi • Gaıcl Yayın Muduru H*saa Cemal. Muessese Müduru
EIBİM l jıklıgil. Yazı Işlerı Muduru Okıy Gonrasın, # Haber Merkezı
Müdüru Yalfıa Btyer, Sa>fa Duzenı Yanetmenı All Aar. # Temsılaler
ANKARA MuDrt û a , IZMİR HikraH ÇrtMİun». ADANA Çeon
İV Polılıia CeM Dnfa^lC D15 HabCTİcr Elgm BUa. Ekonomı Ccnpz Tartun. lş Scndıka ^utnui Krund. Mıltur Cetal Lskr.
Eğıum Gaıaj Şartan Haber Ara$!ı-ma bnM Boiuuı, >ur Haberlen N«dn Dogn, Spor Danijnıajıj Abddtatir ^uotaaa,
Dıa to:lar kcran Çt^ktn. Araşannı Şdua AJpl>. Duzeltme «bdatall Y«zxj # Koordnator AkııM Koruiaıı. • Vtail Ister
Erol EıfcaL 9 Muhasebe BufcM Ytatr # Butçe-Planlama. Snp OsmiJibışeogıı 0 RtkUır A»şe Tonın. # Ek >avınHr Holyı
\kyol • Idare: Heenn Gurer. # Işlnmt O>4tr Çdik, # Bılgı-lslem SaJ lnıi. 0 Personel *»gj BosUmoglıı
&Bnn w KÇKM Cumhurrct Maıbaaolık v* r...m«iMr T-A-S. TBrk Oc^ı Cad 39/41
H334 !9 PK. 24«-!aanbu] Td 512 05 0! (20 han. Tdou 22246 Fu. (1) 526 60 72 #
Surobr A A n Zjya Gükalp Bh Inkjlıp S. No: 19/4, TÜ. 133 11 4U7, Tdat 42344 Ftoc (4) 1)3
(H 65 # l n » H. Zı« Bv 1352 S2/3. 1Ü 13 12 30ı TÖOL 52359 Fta. (31) 19 53 «0
• InOnu Cid 119 S No 1 Ku I, Tel 19 J7 52 (4 htt). TÖOL 6II55, te. (71) 19 37 52
TAKVİM: 29 HAZİRAN 1990 Irasak: 3.27 Güneş: 5.27 öğle: 13.12 tkindi: 17.12 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.38
ttalyan yazar Umberto Eco ile Stern dergisi futbol üzerine birsöyleşi yaptı:
FutbolseyircisiröntgenciEhş Haberler Servisi — Roma'- ilgUenmekten alıyor. Bu da poli- lan aynı göderle gördu. Soğuk Al- kanı fıkırdayan Aziz Gennaro'nun
da Dünya Futbol Kupası'nın oy-
nandığ] şu gunlerde Almanya'da
yayımlanan haftalık "Stern" der-
gisi, Unlü ttalyan yazar Umberto
Eco ile bir söyleşi yaptı. Aşağıda
Umberto Eco'nun futbol ile olan
özel ilişkisini anlattığı sOyleşiyi su-
nuyoruz.
— Sayın Eco, siz bir keresinde
spornn, özellikle de futbolnn kö-
leler için bir efleoce oldn|nnn
sdykdiniz. Futbolun buyuk bir ej-
lence olduğu ülkenizde tek özgtir
insan siz misiniz?
— Aman Tannm, aklından o
an öyle geçtigi için bir sey söyler-
sin, sonra da seni futboldan nef-
ret eden biri olarak damgaJarlar.
Oysa bu spordan hoşlanınm, hat-
ta arada bir tdevızyonda maç bi-
le izlerim.
— Eo son ne zaman?
— Üç yıl önce sanınm ya da
dört
— Biyök bir sevgiden söz edi-
lemez.
— Bir ttalyan olarak her pazar
gflnü stadyuma koşmam gerekir-
di değil mi? lşte futbolda beni ra-
hatsız eden bu, futbol, insanlan
röntgencilere dönüştürdü. Kendi-
leri bir şeyler yapmak yerine eğ-
lence olsun diye degil de yaşam-
lannı sürdürebilmek için top oy-
nayan yüksek ücretli uzmanlan
seyrediyorlar. Bu, aşk yapmak ye-
rine porno sinemasına ya da strip-
tize gitmekle aynı şey.
— Ama arada bir siz de seyrc-
diyorsanuz?
— Ben arada bir striptiz ya da
porno seyrediyorum. Ama bu be-
nim rönlgenci oldugumu göster-
mez, röntgencilik için sürekli tek-
rar gerek.
— Niye röntgencileri bırakmı-
yorsanaz röntgend kalsınlar?
— Belki de futbola yaklaşımım
çocukluğumdan kaynaklaruyor.
Ben hep kendi kalesine gol atan
ve bu nedenden ötürü takıma her
sefennde en son seçilen çocuktum.
Belkı de futbol, insanın hayranlık
duyduğu, ama yüz bulamadığı ka-
dın gibi. Kadın sırt çevirince aş-
kma değer venneyen bir fahişe
oluyor. Tekrar konuya dönersek
futbolla surekli ilgilenilmesi, in-
sanlan kendileri için önerali olan
ve pekâlâ değiştirilebilen seylerle
tika ve toplumsal yaşam. Futbol
fanatizmi sonuç olarak pek fazla
varyanü olmayan zavallı gerçek üe
bir ortaklık meydana getiriyor.
Çunkü son tahlilde bir karşılaş-
marun ötekinden pek farkı vok.
— tngiltere'de nasıl brvadan
konuşuluyorsa, ttalya'da da aynı
şekilde aralıksız bir şekilde futbol
konnşulnyor.
—Ve herkes senden futbol hak-
kında konuşabileceğini sanmakla
kalmıyor, futbol hakkında konuş-
mak istediğuıi düsunuyor. Berber,
taksi soförü, trendeki yolcu, kısa-
ca herkes. Tam bir saçmalık. Ba-
kın, örneğin taksi soförü size şöyle
raanya'da yaşayan sizlerin yalnız-
ca meteorolojik olarak baküdığın-
da böylesine bir tutku geliştirme-
nize olanak yok.
— İspanyollar da güneyli, ama
onlar ttalyaniar kadar futbol tut-
kunu değil.
— Çünkü onlann aynca boğa
güreşleri var. Bu da röntgenci
enerjisi gerektıriyor.
— Bu nedenden ölürii mü ttal-
ya'da gunluk yayımianan üç bü-
yiık gazetenin uçu de spor gaze-
teleri?
— Belki, en azından belli bir
kesim var, herhangi bir normaJ
gazete okumayıp, yalmzca spor
Futbol, insanlan röntgencilere dönüştürdü.
Kendileri bir şeyler yapmak yerine, eğlence
olsun diye değil de yaşamlarını
sürdürebilmek için top oynayan yüksek
ücretli uzmanlan seyrediyorlar. Bu aşk
yapmak yerine porno sinemasına ya da
striptize gitmekle aynı şey.
Futbol, insanın hayranlık duyduğu, ama
yüz bulamadığı kadın gibi. Kadın sırt
çevirince aşkına değer vermeyen bir fahişe
oluyor.
Futbol müthiş bir şey. Dalgıçlığın da
olağanüstü bir şey olduğu söyleniyor, ama
ben hiç denemedim. Bazıları yelkenle
gitmeyi heyecan verici buluyor. Ben kişisel
olarak bir kez denedikten sonra bu işi son
derece cansıkıcı buldum.
soruyor: "P«l topluyor musn-
nnz?" Ve siz "Hayır" diye ccvap
verdiğinizde mantıken sohbet su-
na eriyor. Ama size "Kim Dünya
Kopası'nı alacak" diye sorup, siz
de ona "Beni hiç ilgilendirmiyor"
diye cevap verirsenız, ısrarh bir şe-
kilde konujmayı sürdürüyor:
"Ne? Ama siz tûlya'dan yanası-
nız degil mi? Sizin lullugunuz bir
takım var degil mi?" Futbolu bir
kenara bırakmak bir itaJyan için
olanaksiz...
— Bonn nasıl açıklıyorsonnz?
— Biz yumuşak iklime sahip
bir Akdenız ülkesiyiz. Bizde in-
sanlar hep sokaklarda yaşadı,
komşuyla sohbetler yaptı ve olay-
gazetelen okuyan küçük memur-
lar, işçiler örneg^in. önemli olay-
lardan saptırmak dediğimde bun-
dan söz ediyordum.
— Ama entdektfleller de en çok
"Gazetta" ya da "Corriere dello
Sport"u okumaktan hoşlamyor-
lar.
— Bunlar çoğunlukla halka ne
denli yakın olduklanru göstermek
isteyen poliıikaalar ya da entelek-
tüeiler.
— Maradona hakkında ne dü-
şiınüyorsuonz?
— Bu bey hakkında pek kafa
yormadım. Arna sanınm Marado-
na fenomeni yalmzca Napoli'de
mümkün. Napoli'de yılda iki kez
kutsal kemiklerinden de söz edi-
liyor. En azından bu, Napoli'de
yaşayanların iddiası. Napoli'de
her şey mümkün.
— Diinys Knpası'nı kim ala-
cak?
— Aziz Gennaro.
— İtalya'da kendinizi dışlanmış
hissediyor musunuz?
— Futbol konusundaki tavnm
yıllardan bu yana biliniyor. Teh-
dit mektupları hiç aimadım ve fut-
bolsever dostlarım bu gözle göru-
nür kusuruma rağmen bana değer
veriyor.
— Yas«?
— Ben de onlara değer veriyo-
rum. Belki de futbol müthiş bir
şey. Dalgıçlığın da olağanüstü bir
şey olduğu söyleniyor, ama ben
bunu hiç denemedim. Bazıları da
ydkenle gitmeyi heyecan verici bu-
luyor. Ben kişisel olarak ilk dene-
yimimden sonra bu işi son derece
can akja buldum. Şunu söylemek
istiyorum: Benim futbola bir egi-
limim yok, benim baska şeyler il-
gimi çekiyor. Bir keresinde bana
bir homo dergisi, neden yalmzca
bu konuda konuşmak için bile ol-
sa eşcinsel aşkı denemediğimi sor-
du. Ben de onlara, yaşamın çok
kısa olduğunu göz önttnde bulun-
durarak eğilimlerime denk düşen
konularda tecrube edinmeyi tercih
ettiğimi söyledim. Futbol ile de
durum buna benziyor.
— Dünya Kapası'nı seyrediyor
musunuz?
— Bunun için stadyuma gitme-
yeceğim kesin. tzleyici sıraJannda
olup bitenler beni iğrendiriyor.
— Çekinmeden itiraf edebilir-
siniz, finaJ gıinü Umberto Eco
evindeki telerizyonun başına ge-
çecek ve eiinde bir Italyan bayra-
ğı sallayacak.
— Evet evet, dışanda entelek-
tüel futbol muhalifi, içeride kım-
senin görmediği sessiz odada fut-
bol taraftarı. Bu "Stern"in hoşu-
na giderdi değil mi? Ama ben as-
la kategorik olarak hayır demeye-
ceğim. Bilindiği gibi hayat sürp-
rizlerle dolu. Kim bilir, belki de
seksenime geldiğimde, televizyon
karşısında futbol seyrederken ha-
kem ofsayt vermediği için enfark-
tus geçırip bu dünvadan göçüp gi-
deceğim. UMBERTO ECO — 'En son üç ya da dort yıl önce fntbol seyrettim.'
Nostaljik
erotizm
sergisi
Dt» Haberler Seryisi —
Viyana'nın dışında Imparator
Franz Josef in İmparatoriçe
SissTye armağan ettiği Wiener
VVald'daki ünlu Hermes
Sarayı'nda, 19. yüzyıldan
günümüze erotizmi aniatan bir
sergi açıldı. 1991 yılının şubat
ayına kadar gezilebilecek bu
sergi, tarihçi Bernbard
Denscher iie müzisyen Otto
Bntsattf nin yülar süren
araştırmalan sonucunda
oluşturuldu. Sergide,
dedelerimizin çıplak göğüslü
kadın kartpostallanndan,
danteUi gecelik ve seksi iç
çamaşırlara, gebeligi önleyici
haplardan üginç sevişme
pozjsyonlannı betimleyen
şemalara kadar farklı turde
malzemeler bulunuyor.
Erotizmin etnolojisini yapmaya
calıştıklanru beiirten sergi
organizatörleri, Viyana'nın 19.
yüzyıun başında "gizli, ama
önemli bir erotik başkent"
olduğunu belirtıyorlar.
Serginin önemlı yanlanndan
biri de kronolojik bir süreci
izlemesi. 19. yüzyıldan başlayıp
günümüzdeki erotik
malzemelerle sonuçlanan
sergide, izleyiciler, bu alandaki
gelişmeleri kolaylıkia
izleyebiliyorlar. Sergiyi
gezenlerin izlenimlerine aynlan
defterde çeşitli tepkiler göze
çarpıvor. Gazeteciler, sergideki
malzemelerin "eski ve degersiz"
olduklarını ileri sürerken
Viyanalı yaşlı kadınların
geneUikle "bu utanmazlık
karşısıada şaskınuk ve tiksinti"
duydukları belirtfliyor.
Azerbaycan KadınlarBirliği Başkanı Zemfira Verdiyova:
Feminizme karşıyım
19. yözyılda yaşayan bu Fransız bayanın fotoğrafı da Viyana'dald ero-
tizm sergisinde yer aldı.
FARUK BtLDtRİCİ
BAKÜ — Cumhurbaskanı Tbr-
gut Özal'ın eşi Semra özal'ı Azer-
baycan'a davet eden Azerbaycan
Kadınlar Birliği Başkanı Zemfira
Verdiyova, bu ziyaret ve femi-
ruzm konusundaki değerlendir-
melerini Cumhuriyet'e açıkladı.
Verdiyova, feminizme karşı oldu-
ğunu, toplumsal sonınlan kadınla
erkeğin birlikte halletmelerini sa-
vunduğunu belirtti. Verdiyova,
Semra özal'dan etkilendiğini de
sözlerine ekledi.
Verdiyova, Bayan özal'ın gezi-
si, Azerbaycan kadınları ve femi-
nizm konulanndaki sorularımızı
şöyle yanıtladı:
"— Semra Özal'ı Azerbaycan'a
siz davet etmiştiniz. Bu geziden is-
tediğiniz sonucu aldınız mı?
VERDİYOVA — Semra Harum
cumhuriyetimize birinci defa ga-
dem koyuyor. Ancak biz Semra
Hanım'ın faaJiyeti hakkında,
Semra Hanım'ın Turkiye'de gör-
duğu heyirhat işler hakkında ka-
dınlarla, faaliyetleriyle biz taruşık.
Ona göre biz Semra Hanım'ı gi-
yabı, çok yahşi tanıyırdık. Sonra
bizim imkâmmız oldu ki, cumhu-
riyetimizin Türkiye ile alakâları
güçlenmeye basladı ve bu kadın-
lan cesaretlendirdi. Biz ondan yu-
rekJendik. Semra Hanım çok sa-
ğolsun, bizim davetimizi kabul ey-
ledi ve teşrif buyurdu bizim cum-
huriyetimize.
— Bu geziden beklediginizi bu-
labiMiniz mi?
VTRDIYOVA — tstediğimiz
den artık (fazla) da oldu. Çünkü
Semra Hanım'ın danıştığı çıkışlar
(konuşmalar) bizim için çok bü-
Azerbaycan Kadınlar
Birliği Başkanı
Verdiyova: "Kadın ne
kadar faal olursa
olsun onun kişisi
(kocası) evinde aile
başı olmalıdır.
Feminist düşünceli
kadınlar var. Men
onu inkâr
eyleyebilmerem.
Ancak men kadınların
şurasımn sedri olarak
onun aleyhineyem.
yük kıymetli ders oldu. Semra Ha-
nım'ın Turkiye'de işlediğı mesele-
ler, halieylediği problemler ile biz
başlamamışık meşgul olmaya.
— Siz yanlış bilmiyorsam tngil-
tere'de ögrenim gördunuz. Diinya-
daki feminist bareketler hakkın-
da ne düşiınüyorsunuz? Azerbay-
can'da feminist hareketler var mı?
VERDİYOVA — Bılırsiniz. Biz
cenupta yaşınk, kadın ne kadar
faal olursa olsun, onun kişisi (ko-
cası) evinde aile başısı olmalıdır.
Biz kadınJar eğer istiyirik ki faal
iştirak eylemek ictimai işte, eyle
eyliyer ki bizim evimizın butun ka-
nunları yenne yetsin. Yani biz ai-
lemizi razısalak, kalan artık vak-
ti içtirnai işe sarfeyleyek.
— Azerbaycan'da da feminizmi
savnnanlar var mı?
VERDİYOVA - Feminist dü-
şunceli kadınlar var. Men onu in-
kâr eyleyebilmerem. Ancak men
kadınların şurasının sedri olarak
onun aleyhineyem. Men isteyer-
dim ki kadın nemi evinde, hemı
işinde, hemi ictimai işte kadın ol-
sun. Kadın evinin hanımıdır. De-
meli kadın, nazır da olsa, profe-
sör de olsa evdar kadındır. Evde
ona duşen, boynuna düşen işleri
bir görmelidir.
— O zaman siz feminizmden ne
anlıyorsunuz? Sizce feminizm ne
demektir?
VERDİYOVA — Feminizm
beyledir ki bizim kişilerimize (er-
keklerimize) diyir ki 'Siz durun
kenarda, biz özumuz idare eyliyi-
ciğik. Ulkeyi de butun işleri de evi
de hamsini (lıepsini) biz özumüz
yapacağık'. Bu dıiz değil. Bu ada-
letli olmuyor. Çunkü cemiyetin
problemlerini erkeklerlen kadın-
lar birlikte halleylemelidir. öyle
olsa, o ulke inkişaf e>1eyebilir.
— O halde siz Kadınlar Birliği
Başkanı olarak ülkenizde kadın-
lar için ne gibi faaliyetler gösteri-
yorsunnz.'
VERDİYOVA — Bizim kadın-
lann elinden herşey gelir. Kadın-
lar şurasında böyük bir grup he-
kim kadınlar var, hastalara bakir-
ler, gönüllü kulluk eyliyirler. Bö-
yük bir grup muallim kadınlar
var, mekteplere gidirler. Böyük bir
grup incesanat hanımları (sanat-
çılar) var, heyriye konsertleri ve-
rirler, bunlarm paralan kadınlar
şurasına gelir, biz de onu muhtaç
olanlara venrik.
— Azerbaycan kadınlannın en
önemli problemi nedir?
VERDİYOVA ~ En önemli
problemi budur ki kadının yükü
çoktur. Çok ağırdır ve probiem
ondan ibaret kı bütûn işleri kadın
öz elinnen görür. Bizim cumhuri-
yetimiz sanayileşse kadın çok bah-
tı kanaat eyleyebikr.
— Azerbaycan'ın bağımsızlık
miicadelesi var. Kadınlar bu mıi-
cadelede yer alıyor mu?
VERDİYOVA — Beli. Beli.
(Evet)
— Siz birlik olarak mücadeleyi
destekliyor masanoz?
VERDİYOVA - Hayır. Biz
Cumhuriyet Kadınlar Şurası ola-
rak yoku. Ama Kadınlar Şurası-
nda bir grup kadınlar var ki on-
lar bunun arzusundadırlar. Bun-
lar 'Sovyetler Birligfnden aynlak,
müstakil bir Azerbaycan devleti
olsun' istirlerf'
22 haziran günü Azerbaycan'a
giden Semra özal yarunda bir
grup sanatçı da götürmüş, ancak
gezinin sanat ağırhklı bölümu
Iran depremi için Azerbaycan'da
yas ilan edilmesi nedeniyle gerçek-
leştirilememişti.
Basma ödiil
• tstanbul Haber Servisi
— TMMOB Mimarlar
Odası tstanbul Şubesi'nce
"Basında Mimarük-
Şehircilik ve Kent Sorunlan
Uzmanlaşma Teşvik
ödülü"nü kazananlara
plaketleri verüdi. tTÜ
Mimarhk Fakültesi'nde
düzenlenen törende
gazetemiz yazarı Burhan
Arpad "jüri özel ödülü"
alırken Berat Günçıkan,
"Ankara, Istanbul'u
Satıyor", Ulya Uçer ve
Semra Somersan da
"Istanbul trafığine Alman
planı" haberleriyle ödül
aJdılar. Milliyet Gazetesi
Genel Yayın Koordinatörû
AJtan öymen "Köse yazısı",
Güneş Gazetesi'nden Hande
öngören de "Araştırma"
dalında ödüle layık
görülmüştu.
SSCB'de kültür
protestosu
• MOSKOVA (AA) —
Yalmzca SSCB'de değil,
belki de dünyada ilk defa,
hükümette görevli bir
bakamn koordinasyonuyla
yapılan geniş çaplı bir
eylemde, Sovyetler
Birliği'ndeki tüm kültür
işçilen bu akşam
sahnelerini beşer dakika
süreyle 'dondurdular'.
Kendisi de eski ve sevilen
bir sinema oyuncusu olan
Kültür Bakanı Nikolai
Gubenko'nun girişimiyie
başlatüan eylemde, üJkenin
tüm tiyatro sahnelerinde
oyunlar beş dakika sureyle
durduruldu, sinemalarda
filmlerin gösterimine ara
verildi, konserler de
kesildi. Eylem, Sovyet
hUkumetinin sanata olan
ilgisizliğini ve sanat için
ayırdığı foniann
yetersizliğini protesto
etmeyi amaçlıyordu.
Hbbi ilaç
kongreşi
• ANKARA (AA) —
Sağlık Bakanı Halil Şıvgın,
sağlık personelinin ve
tuketicinin rasyonel ilaç
kullanımı konusunda
bilinçlendirilmesi gerektiğini
bildirdi. Bilkent
Üniversitesi'nce düzenlenen
"Ulusal Metabolizma ve
Tıbbi tlaç Kongresi" dün
basladı. Kongrenin
açıhşında konuşan Şıvgın,
sağlığın toplumların ortak
sorunu olma özeUiğini hilâ
sUrdürduğünü kaydetti.
Şıvgın, tedavinin gün
geçtikçe artan mali
yükunün toplumian
sağlığın korunması yolunda
önlemler almaya
yönelttiğini belirtti.
Izmit'te vapur
seferleri
• KOCAELİ (AA) —
tzmit Körfezi'nde vapur
seferleri 1 temmuz pazar
günü yeniden başlıyor.
Yetkililerden alınan bilgiye
göre cumartesi ve pazar
günleri Izmit-Degirmendere
ve Izmit-Karamürsel
arasında karşıhklı birer
vapur seferi yapılacak.
Yolculardan 1.500 lira ücret
alınacak.
Batman Tiipraş
zehirliyor
• BATMAN (Cumhariyet)
— Türkiye'nin en eski
petrol raflnerisi Batman
Tüpras'tan sızan zehirli
gazlann, insan sağlığını
ciddi boyutlarda tehdit
ettiği bildirildi. Rafineriye
yakın yerleşim birimlerinde
son bir ayda 40 düşük
vakasına rastlandığı
açıklandı. Bu çercevede yer
alan Şirinevler, Akyürek ve
Petrolkent mahallelennde
oturanlarda düşüğün yanı
sıra akciğer hastalıkian da
görüldü. Batman Tüpraş
Rafînerisi yetkilüeri, konu
hakkında açıkJama
yapmaktan kacınıvorlar.
Petrol araıııada kirlilikTurkiye'de 1954 yılından bu yana yapılan
arama ve üretim çalışmalanm düzenleyen
yasalarda, çevreyi korumaya yönelik maddeler
bulunmuyor.
TAYFUN GÖNÜLLÜ
ANKARA — Petrol arama ve
üretim faaliyetlerinde kuilamlan
kimyasal maddelerin gelişigüzel
atılması çevre kiriiliğine yol açı-
yor. Bu maddelerin içme suyuna,
ekiü alanlara, havaya ve doğal ya-
şama zarar verdiği belirtildi.
Türkiye'de 1954 yılından bu ya-
na yapılan arama ve üretim çalış-
malarım düzenleyen yasalarda
çevreyi korumaya yönelik madde-
ler bulunmuyor.
Petrol aramalan sırasında son-
dajı kolaylaştırmak için kullanı-
lan "sondaj sıvıa" ve petrolle bir-
lıkte uretılen "formasyon suyn"
önlem alınmaksızın çevredeki
akarsulara veriliyor ya da yeterli
derinliğe pompalanmıyor. For-
masyon suyu ve sondaj sıvısı; bar-
yum oksit, krom, tuz, petrol tü-
revleri gibi çeşitli zararlı madde-
ler içeriyor.
Uluslararası standartlara göre
bu smlarm yeterli derinu'kteki ku-
yulara pompalanması ya da çev-
rece kabul edilebilir ölçülerde an-
tılması gerekiyor. Türkiye'de ise
mevduat yokluğundan kaynakla-
nan denetimsizük bu sıvılann gös-
termelik bir derinliğe pompalan-
masına ya da dogrudan akarsula-
ra boşaltılmasına neden oluyor.
20 ila 40 metre derinliğe pompa-
lanan sıvılar, bir süre sonra yüze-
ye çıkarak içme sulanna, ekili
alanlara ve doğal yaşama olum-
suz etkide bulunduğu belirtildi.
Bu atıklar, özellikle Batman ça-
yı, Garzan nehri ile Adıyaman yö-
resindeki ekili alanlan ve hayvan-
cılıgı tehdit ediyor. Ancak yetkı-
liler, şimdıye kadar bu bölgeler-
de herhangi bir çalışma yapma-
dıkları için zararın ve etkilenme-
nin hangi boyutlarda olduğu da
bilinemiyor.
1954 yılından bu yana birkaç
kez değışiküğe uğrayan petrol ya-
sasında çevrenin korunmasına
ilişkin maddeler hiç yer almıyor.
Petrol Mühendisleri Odası'nca
oluşturulan Çevre Komısyonu,
yasadaki boşluğu gidermek ama-
cıyla çevre yönetmeligı taslağı ha-
zırlıyor. Komisyon, bu konudaki
çözüm önerilerini, TBMM Çe\re
Komisyonu Başkanlığı'na suna-
cak. Çevre komisyonunun öneri-'
leri arasında, artık maddelerin
azaltılması, bunlarm yeniden kul-
lamlabilir hale getirilmesi veya
çevrece kabul ediJebilir ölçülerde
arıtılması bulunuyor.
Turkiye'de petrol arama ve üre-
tim faaliyetlerinin yol açtığı çev-
re kirlıliği dikkate alınmazken,
dunyamn en önemli petrol ureten
şirketlerinden Chevron Yönetim
Kurulu Başkan Yardımcısı Jamos
Sıülivan konuya şöyle yaklaşıyor:
"Çevre konusu, eyiemcilerin ve
politikacıların ellerine bırakılma-
yacak kadar önemlidir."
Chevron şırketi, 1992 yüına ka-
dar arama ve üretim sürecınde or-
taya çıkan zararlı atıkların yüzde
65 oranında azaltılmasmı hedef-
lemiş bulunuyor. Turkiye'de pet-
rol arama ve uretım faaliyetleri-
nin açtığı kirlilik önemsenmez-
ken, ABD ve Avnıpa'da 1970 yı-
lından bu yana her bolgenın çev-
re ve yaşam koşullarına göre alı-
nan önlemler ve etkin denetim
mekanizmalarıyla sorunun büyuk
ölçüde çözülduğu belirtiliyor.
Tatile
çıkarken
Halk Sigoıta'ya
Uğradllll. Tatile çıkarken
tüm hazıriıklanmı tamamladım. Arabamın
bakımını yapürdım. Bakbm ki,
Traflk Sigortamın* süresi dolmuş.
Hemen Halk Sigorta'ya uğradım, poliçemi
cebime koydum. Yol hali...
«pHalk
11) Sisorta Traflk
StgorUsı
"YoT huzuru"1
1 Temmuzdan ıtıbaren Trafik Sıgortası pnm ve tazmınat lımıtlen
yasal olarak değışmıştır