Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
29 HAZÎRAN 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/.
100 binlik
banknot
• ANKARA (UBA) —
Madeni bin liralann
piyasaya sürülmesinin
ardmdan, Merkez Bankası
100 bin lirabk banknotlar
için çabşmalannı
hızlandırdı. 100 bin lirabk
banknotlann bu yıl sonuna
doğru tedavüle çıkması
bekleniyor.
Karakaya B ve
C tertibi
• ANKARA (ANKA) —
Karakaya Barajı B ve C
tertibi gelir ortaklığı
senetlerinin anapara ile son
döneme ilişkin gelir paylan
bugünden itibaren
ödenmeye başlanacak.
Senet sahipleri, son altı
aylık dönem için yüzde
53.32 oranında gelir payı
alacaklar. ödemeler Ziraat
Bankası şubelerinde
yapılacak. Keban Barajı
gelirinin yüzde 7.1'ine
endeksli olarak çıkarüan
Karakaya Barajı B ve C
tertibi senetlerine, cuma
günü ödenecek yüzde
53.32'lik gelir payı da dahil
toplam yüzde 209.79
oranında gelir payı verümiş
olacak.
Vergi daireleri
arife günüaçık
• ANKARA (ANKA) —
Kurban Bayramı arifesme
gelen ve gelir vergisi ikinci
taksidinin ödenmesi için
son gün olan 2 temmuz
pazartesi günü vergi
dairelerinin akşama kadar
açık olacagı bildirildi.
Işadamları ve bilim adamları ücret artışı, bütçe açığı ve dış ticaretteki olumsuzluktan endişeli
Ddnci yarıyıl ^embe? değîlEkoDomi Servisi — Ozel sektör
temsilcileri ve bilim adamlan yı-
bn ikinci yansı için endişe duyu-
yor. Ekonomide yılın ilk yansı için
olumlu bir tablo çizen özel sektör
temsilcileri ile bilim adamları,
ikinci yanyıl için kara bir tablo or-
taya koydulaı. Pembe tablodan
kara tabloya geçişe neden olarak
işci ücretlerindeki artış ve bütçe
açıklannın büyümesi ile dış tica-
rette süregelen olumsuz gelişme-
ler gösterildi.
Istanbul Sanayi Odası (İSO)
Meclis Başkanı Ibrahinı Bodar,
Yönetim Kurulu Başkanı Mem-
dnfa Hacıoglu, Türkiye Odalar
Birliği Başkanı Yahm Erez, Prof.
Dr. Tansu Çiller ve Prof. Dr. Erol
Manisalı, Istanbul Sanayi Odası
Dergisi'ne "ekonomide ilk 6 ay"ı
değerlendirdiler ve ikinci altı ay
hakkındaki beklentilerini açıkla-
dılar.
tSO Meclis Başkanı tbrahim
Bodnr, yılın ilk yarısında ekono-
mide olumlu bir gelişme gösteri-
lemediğini, yeni yatınmlann hem
özel sektörde hem de kamu sek-
töründe gerçekleşmediğini belirt-
ti. Bodur şöyle devam etti:
"Hepsinden onemlisi, sanayi
sektörinnüzuıı ulke ekonomisin-
deki ve sosyal yasamdaki hayati
öoceliği, daha geniş bir kesim ta-
rafından kavranaınadı. Esas teh-
likenin, imalat sanayii alanında
yapUması gereken yatınmlann bir
türlü realize edilememesinden
kaynaklandıgııun bilintine vanla-
madı. Bu ilk altı aylık dönemde
1980'li yıllann sonunda ekonomi-
mizin gündemine giren olumsuz
dnnımlann tekran yaşandı."
tmalat sanayiinde büyüme ora-
nının yeniden yüzde 10*un üstüne
çıktıgım hatırlatan İSO Yönetim
İbrahim Bodur:
Sanayinin
önceliği geniş
bir kesim
tarafından hâlâ
kavranamadı.
Memduh Hacıoğlu:
Ekonomik istikrar
ve sağlıklı
büyümenin
sürdürülmesinden
endişeliyiz.
Yalım Erez: Bütçe
finansmanı, borç
idaresi ve Hazine
açıkları gittikçe
ağırlaşan sorunlar
olacak.
Tansu Çiller: 1990
yılı sonunda
ekonomik olarak
sıcak bir kışa
girilmesi
muhtemel.
Kurulu Başkanı Memduh Haaoğ-
In da, yılın ilk yarısında yaşanan
olumlu gelişmelere karşın ileriye
dönük iyimserb'k taşıyamadıklan-
m vurguladı. Üretim artışının ih-
racat artışı ile desteklenmediği sü-
rece dış ödemeler dengesinde ya-
pacağı tahribatın geçmiş dönem-
lerde ortaya çıktığına dikkati çe-
ken Memduh Hacıoğlu şunlan
söyledi: •
"thracatta görülen olumsuz ge-
lismeler, enflasyonun halen yuk-
sek seyretmesi, toplu is sozleşme-
si gönişmelerinde tiüep edilen çok
yüksek işçilik maliyetleri ve fi-
nansman maliyetlerinde göriilme-
ye başlanan yükselmeler ana so-
nınlar olarak ortaya çüunaktadır-
lar. Bu olumsuz gelişmeler, bizle-
ri, ekonomik istikrann saglanması
ve ekonomik büyümenin sağlıklı
bir yapı ile dışa dönük olarak de-
vun ettirüebilmesi konusunda en-
dişeye sevk etraektedir. Bu endi-
şemizi giderecek kararlann alıu-
ması konusunda gerekli uyanlan
yapmaya devam etmeye kararh-
yız."
TOBB Başkanı Yalım Erez ise
1990 yılının ilk yansında yaşanan
en olumsuz gelişmenin, bütçe
açıklannda öngörülenden daha
hızlı bir artış görülmesi olduğunu
söyledi. Bütçe açıklarını kapat-
raak için üzerinde en çok durulan
önlemin özellestirme olduğunu
bdirten Yalım Erez, yılın ikinci ya-
rısında yapılacak toplusözieşme
görüşmelerinin sonunda ortaya çı-
kacak ucret yapısının da yavaş ya-
vaş belirmeye başladığını kaydet-
ti. Erez şöyle dedi:
'Bu dnrum bütçeyi de etkileye-
cek, faiz odemelerindeki arüş ya-
nında maaş ve iicretierdeki büyii-
me sonucu kamu sektöriinün fi-
nansman sorunu da agırlaşacak-
tır. Bütçe ve Hazine'nin nakit ih-
tiyaanı devlet işledneJerini satmak
suretiyte karşıbunak, kesin bir çö-
züm olmadığı gibi, gelecek yılla-
nn bütçelerini de olumsuz etkile-
yecek yeni sorunlar yaratacaktır.
Bütçe fınansmanı, Hazine açıklan
ve borç idarea, önümüzdeki dö-
nemin gittikçe ağırlaşan sorunla-
nnı oluşturacakür."
Prof. Dr. Tansu Çiller de görüş-
lerini açıklarken, 1990 yılının ilk
yansındaki gelişmelerin, büyüme-
nin kaynağının yalırıradan tüke-
time, üretimi de dış pazarlardan
iç pazaılara kaydııdığını beh'rtti.
lç tüketimin arttığı bir ortam-
da döviz bolluğunun uzun öraür-
lü olmasının mümkün görülmedi-
ğini savunan Prof. Tansu Çiller
şöyle devam etti:
"Bu gelişmeler ısıgı altında
1990'ın ilk yansında gozlemlenea
olumlu gelişmelerin devam ede-
meyecegi kuşkusu belirginleşmiş-
tir. 1990'ın ilk yansında, 1989'nn
aynı dönemine göre biraz arkadan
gelen toptan eş>-a fiyaüannın 1990
sonbahannda onemli artışlar gös-
tennesi beklenmekledir. İlk 4,5
ayda emisyon yüzde 38 artmış,
bütçe açıklan planlananın çok iis-
tüne ulaşmıştır. Sonbaharda bir
yandan fi>nt artışlan, bir yandan
büyüyen cari işlemler açığı ile ge-
leneksd ihracat mevsimi sonunda,
yani kasun-andık aylannda döviz
fiyatlannın sıçraması mümkün-
dflr. Böyle bir durumda, bir yan-
dan faizler yükselir, bir yandan
borsaya ragbet aksar, öbür yandan
da Merkez Bankası'nın kur fark-
iannı iceren aktifleştirilen borçian
şişer ve enflasyonist baskıyı kıstr
döngü haline sokar. Böyle bir or-
tamda gelmiş olan 'sıcak para'mn
iceride tutulması çok güçleşir.
Ozetie 1990 yılı sonunda, ekono-
nik olarak sıcak bir kışa girilme-
si ihtimali kiiçumsenmeyecek dü-
zeydedir."
Prof. Dr. Erol Manisalı ise dış
ekonomik ilişkilerde ve ödemeler
dengesinde kritikleşen durumun
göz ardı edildiği takdirde sonba-
harda önemli bir döviz darboğa-
zı ile karşılaşılabUeceğini söyledi.
Manisalı şöyle devam etti: "Fazla
kötümser olmak istemiyoruz, ama
cari işlemler dengesinde ve dış ti-
carette son aylarda süregelen
olumsuz gelişmelere gözümozü
kapayamayız."
Cumhuriyet Ege Bürosu'nun
haberine göre de bu yılın ilk üç
ayına ait ödemeler dengesi rakam-
lan iş dün>-asında kaygı yaratn. tz-
mir Ticaret Odası Yönetira Kuru-
lu Başkanı Halit Şarlak, geçen yı-
lın aynı dönemindeki failabğa
dikkat çekerken "Bu, ekonominin
sıtahatidir ifadesi kullanıldı. O za-
man bu vılki açık da ekonomik
göstergeler bakunından onemli bir
tehüke işaretidV dedi. TOBB Yö-
netim Kurulu üyesi Hasan Deniz-
kurdu, ekonomide olağanüstü bir
belirsizlik döneminin yaşandığını
savundu.
Denizkurdu, ithalat yoluyla
ucuzluk yaratümaya çalışıldığını
ve enflasyonun enelendiğini ileri
sürdü.
"YÜNSA HALILARP'NIN
SİMGESİDlR.
Artık Halı Sorun Değil!
Şimdi Türkiye'de
kullamlacağı yerin gerekliliklerine
göre üretilmiş farklı halılar van
ÜLTRA
o
VLİı ı(_/o yıpratıcı koşullara hazır bir halı.
Üzerindeh hergün geçecek yoğun insan trafiği,
tekerlekli büro iskemleleri, tozlar, kirler, çamurlar
hesaplanarak üretildi.
Güzel görünümünü onlara karşı yıllarboyu
koruyabileceğini sayısız laboratuvar testinde
kanıtladı. Üstelik daha kolay temizleniyor. Şimdi,
özellikle oteller, .işmerkezleri, bürolar, mağazalar
için...hazır.
ÜLTRA
COMFORT adı üstünde, daha konforlu,
daha yumuşak...
Bu duygunun ve prestijin öncelikli olduğu yerler...
ve eviniz için.
Şimdi Yiinsa'da daha çok seçme olanağınız var.
Ultra, yumuşak ve güıel...
Ama kalıa! Güzel
görünümünü yıllarboyu
koruyabilecek kadar
aşınmaya dayanıklı!
Kirlenmeye karşı cael olarak
dırençli. Başka halılara
oranla çok daha a: kir
tunjyor, :or kirleniyor,
kolay temizleniyor. Temhlik
harcamaları çok daha a:.
Ömür boyu statik korumalı!
Çünkû Antron elyahnın
merkeıinde ösel "karbon
flamanı" var. Bunun için
Ultra, sağlıklı, huıurlu ortamlar
yararjyor. Bilgisayarlı işyerleri için
ıdeal!
İleri teknoloji sayesinde,
dayanıklılık ve güzelliği
birleştiren, Du Pont'un
Antron Halı Elyafları üe
üretiliyor.
Du Pont ve Yünsa
işbirliginin ûstün sonucuna
sahip: Evrensel kaliteye.
ÇAĞDAŞ YER...
YÜN
GENEL SATIŞ VE PAZARLAMA HİZMETLERİ:
KISIKU CAD. NO: 90 AITUNİZADE-İSTANBUL
TEL: 325 57 50 FAKS: 325 57 55
VI PLJVOOO H.6.
Antron elyafıyla
üretıten halılar çok dayanıklı oluşlan,
kırtertmeye dırençlen,statik elektrik tutmamalan,
tüylerin tekrar dik duruma gelebilme gücu yanı sıra
ile de.başka elyaflardan uretilen halılardan çok üstun.
Antron, Du Pont'un tescilli markasıdır.
EKONOMİ NOTLARI
OSMAN ULAGAy
Saracoğlu'nun Mesajı
Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu geçen gün TÜSİ-
AD tarafından düzenlenen toplantıda Türkiye ekonomisindeki son
gelişmeleri anlattı ve sanıyorum bazı önemli mesajlar verdi.
Her şeyden önce Sayın Saracoğlu'nun konuşmasının zaman-
laması ve ortamı ilginçti. Sayın Saracoğlu, devalüasyon söylen-
tilerinin yoğunlaştığı bir ortamda TÜSIAD üyelerine hitap edi-
yordu ve öncelikle şu mesajı veriyordu: "Ekonomide paniğe ka-
pılmayı gerektiren bir durum yoktur, devalüasyondan söz etmek
abesle iştigaldir."
Pekiyi, ama bu devalüasyon lafları nereden çıkıyordu? Sayın
Saracoğlu neden "panik" sözcüğünü ağzına alıyor ve paniğe
gerek olmadığını belirtiyordu?
Türk sanayicisı, Türk işadamı geçmişin acı anılannı henüz unu-
tamadığı için kaygı duyuyor, bazı beklentilerin içine giriyordu her
halde. Türkiye'de ne zaman bir ithalat patlaması olmuşsa, itha-
latla beslenen bir bolluk dönemi yaşanmışsa ardından ciddi döviz
darboğazları, büyük devalüasyonlar gelmemış miydi? 1980'li yıl-
lar boyunca doğru ekonomik politikanın, paranın değerinin enf-
lasyona paralel olarak düşürülmesi olduğu ısrarla kafalara yer-
leştirilmemiş miydi?
Şimdi görünen tablo neydi? ithalat hızla artıyor, dış ticaret açığı
hızla büyûyor ve TLnin devalüasyon oranı (Sayın Saracoğlu'nun
izniyle, Batı basınındaki uygulamaya uygun olarak bu deyimi kul-
lanıyorum) enflasyon oranının çok gerısınde kalıyor. TL başlıca
sert paralar karşısında reel olarak değer kazanmaya devam edi-
yordu. Bu durumda geçmişin acı anılannın yinelenmeyeceğini
kim garanti edebilırdi?
Sayın Saracoğlu'nun konuşması sanki bu soruya cevap nite-
liğindeydi. Merkez Bankası Başkanı yaptığı analızle ve verdiği
rakamlarla şimdıki durumun geçmisten farklı olduğunu, paniğe
kapılmak ve devalüasyon beklentisine gırmek için bir neden bu-
lunmadığını anlatıyor, ancak bazı tedbirler almak gerektiğini de
belirtiyordu.
Sayın Saracoğlu'nun ortaya koyduğu yoğun ekonomik anali-
zin önemli noktaları sanırım şunlardı:
• Türkiye ekonomisi 1989 yılının nisan ayından sonrayeni bir
canlanma dönemine girmış, giderek hız kazanan bu canlanma
sonucunda sınai ûretimdeki reel artış bu yılın ilk çeyreğinde yüz-
de 11-12'lere yükselmişti.
• Memur maaşlarındaki yüksek oranlı zamların yanı sıra 32
sayılı kararla sermaye hareketlerinin liberalleştirilmesinin ve it-
halatın ucuzlatılmasının da katkıda bulunduğu bu canlanma sü-
reci büyük ölçüde iç talepteki artışa dayalı olarak gelişmisti.
• Ekonomideki büyümenin kompozisyonuna bakıldığında hem
özel sektör talebinin hem de kamu sektörü talebinin arttığı go-
rülüyor, ancak geçmiş dönemlerden farklı olarak bu kez özel ke-
simin tüketim ve yatırım talebinin ağırlık taşıdığı dikkati çekiyor-
du ve bu, olumlu bir gelışmeydi.
• Ekonomideki canlanma ithalata yansıyor ve dış ticaret açığı
büyüyordu. Buna paralel olarak cari işlemler fazlası da açığa
dönüşüyor, bu yılın ilk üç ayındakı açık 1 milyar dolara yaklaşı-
yordu. Bu açık kısa vadeli borçlanmayla finanse ediliyor, kısa
vadeli sermaye girışleri, büyüyen dış açığın kurlara yansıması-
nı da önlüyordu. Bu süreç içinde Türkiye'nin kısa vadeli borçla-
n bu yılın ocak - mayıs döneminde 15 milyar dolar artmıştı. Türki
ye'nin bugün erişmiş olduğu döviz büyüklükleri hesaba katıldı-
ğında bu henüz kaygı verici bir artış sayılamazdı, ama tedbir al-
mayı düşünmek de gerekirdi.
• Alınacak tedbirlerın pıyasa mantığına uygun olması ve eko-
nominin 'tundamental', yani temel öğelerini eikileyerek sonuç
almayı amaçlaması gerekirdi. Olaya böyle yaklaşıldığında alın-
ması gereken başlıca tedbir, iç talepteki genişlemenin sınırtan-
dırılmasıydı. Ancak bunun öncelikle kamu talebini kısarak ya-
pılması tercih edilmeli, özel kesimdeki sağlıklı büyüme mümkün
mertebe caydırılmamalıydı. Doiayısıyla yapılması gereken şey
kamu talebinin ve kamu açıklannın düşürülmesiydi.
• Kamu açıklan kapatılamadığı takdirde iç faiz oranlarının ka-
«çınılmaz olarak yükselmesi gündeme gelecek, bu da sonucta
özel kesimdeki büyümeyi de yavaşlatacak bir etki yapacaktı. BÖy-
lelikle belki ıç talepte arzulanan yavaşlama sağlanacak, ama bu,
özel kesimdeki yavaşlama sayesinde olacaktı.
• Kamu açıklarını kapatmadan enflasyon beklentilerini ve enf-
lasyonu istenen noktalara getirmek de kolay olmayacaktı. Ayrı-
ca kamu açıkları nedeniyle faizlerin yükselmesi, dıştan içe kısa
vadeli sermaye hareketinı daha da hızlandıracak ve TL'nin de-
ğerlenmesine katkıda bulunacaktı.
Parasal göstergelerdeki gelişmelerin hedeflere uygun gittiği-
ni, Merkez Bankası'nın döviz birikıminin herhangi bir döviz spe-
külasyonunu önleyecek boyutta olduğunu anlatan ve TL'nin hızlı
değer kaybının gündemde olmadığını vurgulayan Sayın Sara-
coğlu'nun TÜSİAD üyelerine ve iş âlemine vermek istediği asıl
mesaj yukarıda özetlemeye çalıştığım analizden çıkıyordu. Sa-
racoğlu, işadamlarına kısaca, "Ağırlığınızı kamu açıkiarının ka-
patılmasını sağlayacak önlemlerden yana koymazsanız sonuç-
ta kabak gene sizin başınıza patlar, bugün size işinizi genişlet-
me olanağını veren şartlar ortadan kalkar, yeniden bir daralma
dönemi gündeme gelebilir" diyordu bence.
Bundan ötesi işadamlarının sorunuydu herhalde.
Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu:
Hükümetler para
basıııaya eğifimlidir
KIZ1LCAHAMAM (AA) —
Merkez Bankası Başkanı Rüşdü
Saracoğlu, öteden beri Merkez
Bankası'nın mutlak bağımsız bir
kuruluş olması gerekliliğini sa-
vunduğunu belirterek Merkez
Bankası'nın bagımsızlığı enflas-
yona karşı bir sigortadır. Merkez
Bankası mutlaka bağımsız bir ku-
rnİDş olmalıdır. Bunu da kannn-
1* yapmak yelerli degildir. Temel
guvencesi kamuoynna dayanma-
sıdır" dedi.
Saracoğlu, BİAR ve Kondrad
Adenauer Vakfı'nın ortaklaşa dü-
zenJediği, "Tiirk ve Alman eko-
•onüsinde Merkez Bankası'nın
rolü" konulu sempozyumda yap-
tığı konuşmada, Türkiye'de mer-
kez bankacıhğının gelişini ve
fonksiyonu konusunda bilgi ver-
di.
Hükümetlerin ekonomik büyü-
me, ödemeler dengesini sağlama
ve hızlı kalkınma çabası içinde ol-
duklannı vurgulayan Saracoğlu,
"Bu görevlerin bepsinin para ba-
süarak yapılması biikiimetler için
daha kolay çözümlerdir. Hiikii-
metierin temayülii parayı arttın-
cı yöndedir. yani enflasyonisttir.
Enflasyona karşı olan hükümet-
lerin bile temayülii bu yöndedir"
şeklinde konuştu.
Saracoğlu, bundan dolayı, mer-
kez bankalannın, hükümetlerin
bu tür eğilimlerini önlemek için
tek görevlerinin, "Pıranın iç ve
dış istikrannı sağlamak" olduğu-
nu belirtti ve şunlan kaydetti:
"Gerisi, hükümetlerin bu çok
ulvi konulara getirecekleri çözöm-
lemeleri gerçekçi kaynaklara da-
yandırmalanna kalmaktadır. Ba-
gnnsutagın faydası da budnr. Eger
çok önemli bir kararsa, baknmet,
Merkez Bankası kanununu degiş-
tirerek bu işi Merkez Bankası'na
yaphnr. O zaman da hükiimet bu
işin siyasi sorumlulugunu almış
olur. Zaten demokrasilerde de is-
tenen odur, başka bir şey olmaz.
Bütiin mesele yapılan işin siyasi
sorumlulugunu almaktır. Sonuç
olarak bağımsız bir Merkez Ban-
Rüşdü Saracoğlu
kası paraya gnvendir, mnüaka
kuramsaUaştınlması lazımdır."
Saracoğlu, ancak bağımsız bir
kurumdan sorumluluk beklenebi-
leceğini de vurgulayarak "BizJm
anladıgımız, bir görev verilir, bu
görevi yapması için gerekli enstrii-
manlar ve araçlar verilir. O göre-
vin başansından da o kurum so-
rumlu olor. Aksi takdirde soıum-
lu tutamazsınız" dedi.
Saracoğlu, bir soru flzerine de
hükümetlerin siyasi tercihlerine
uygun harcama yapmalanna bir
engel olmadığını, ancak bu har-
camalan yaparken öncelikle ger-
çek kaynaklara dayanarak yapa-
bileceklerini vurguladı.
Saracoğlu, hükümetlerin Mer-
kez Bankası kaynaklanna yönel-
dikleri takdirde, bunun siyasi so-
rumlulugunu üstlenmeleri gerek-
tiğini kaydetti.
Saracoğlu, bir soru üzerine,
Türkiye'de planlama ağırhklı eko-
nomiye dönüleceğini sanmadığı-
nı, buna örnek olarak da tûm
dünyanın piyasa ekonomisine
geçmesini gösterdi.
Saracoğlu, konuşmasında, bu
yılbaşında uygulamaya konulan
parasal progTam uygulamalanna
da değindi ve gelişmelerin yılm ilk
yansında ümit vencl~til4ujunu
anlattı.