Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
29 HAZİRAN 1990 CUMHURÎYET/15 '
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÛN
Meteoroloji Genel Müdürlû-
ğü'nden alınan bilgiye göre yur-
dun kıızeydoğu kesımteri parça-
lı, Doğu Karadenız ile Doğu
Anadolu'nun kuzey doğu kesim-
leri saganak, diğer yerter az bu-
lutlu ve açık geçecek. HAVA Sl-
CAKLIĞI: Artmaya devam ede-
cek. RÜZGÂR: Kuzey ve doğu
yönlerden hafrf, ara sıra orta , _.,., . .
kuvvette esecek Denizlerimiz- n i z
muiBClil dalgalı olacak. Van Golu nde hava: Parça-
de rûzgâr: Yıldız ve poyrazdan '" ve az bulutiu geçecek. Rüzgâr kuzey ve doğu yön-
3 ila 5 kuvvetinde saatte 10 ila ^^n
taffi • a r a s ı r a o r t a
kuvvette esecek.
21 deniz mili hızia esecek. De-
Adana A 35° 20° OıyaDalur A
p
Mıyaman
Afyon
Afin
Ankara
Antakya
Antalya
Artvm
A^dtn
BaJıkesr
Bılecık
Bıngft
Bıttas
Bolu
Bursa
y
A 31° 16° Edme
A 31° 16° Erancan B
A 27° 1P Eramjm Y
Y 21» «°Eskı$etw A
A 28° 12° Gaaantep A
A 33° 22° Gıresun v
A 36° 19° Gûmfelune Y
Y 22° 14° HaBıirı
A 36° 22° Isparîa
A 33° 13° Istanbul
A 29° 14° bmr
B 25° 10° Kare
B 24° 12° KasBfnonu A
Ç
Çonım
DennS
A 24° 8°Kaysen
A 31° 14° Kırttarelı
A 30° 16° Konya
8 26° 11° Kûtatiya
A 33°W°Malttya
32° 17° Manısa
32° 16° K Maraş
24° 12° Meran
22° 4°Muğla
27° 11C
Muş
32°16°Nığ<)e
24° 12° Ortu
19° 10°fte
28° 15° Samsun
3T° 13° Smt
29° 18° Sınop
34°22°Snas
19° 3°fekırda4
23°10°Trateon
26° 11° Incelı
29°15°Uşak
26° 12° «an
28°12°YazBat
30° V ZonguM*
A 34° 21°
A 33° 16°
A 30° 21°
A 35° 20°
B 28° 14°
A 25° 10°
B 25° 17°
V 23° 17°
B 24° 16°
A 30° 16°
A 25° 18°
A 24° 10°
A 30° 17°
Y 24° 16°
B 29° 13°
A 28° 13°
B 22° 10°
A 25* 9°
A 24» 16°
: « * ^ y a 0 n u k ı m s s l A-aç*B-buMlufrçûnes»K-kart S-sst Y-yaOmuriu
'Oslo f[
, ı Kopenhag,'1
Helsmki J
ı ^ 9 « Lenıngrad /tg^
h . J
Moskova
^ Madrıd r-^-" ->H'A •B e l
8r a d
T" " ^ Ö ' O -f^V-
Tunus
Ankara
• Tebrız
»Sam
DÜNYAOA BUGÜN
Amsterdam
Amman
Atına
Bajdat
Barcelona
Basel
Belgrad
Bertn
Bonn
Brüksel
Budapeş»
Cenevre
Cezaytr
Cdde
Dybaı
FrarJcfurt
Gme
Hefeınlu
Kahre
Kopenhag
K6tn
Leltaça
Y 26°
A 36°
A 34°
A 38°
A 31°
A 30°
A 29°
Y 25°
Y 23°
Y 24°
8 27°
B 30°
A 31°
A 41°
A 44°
Y 25°
A 33°
Y 23°
A 38°
Y 20°
Y 24°
A 35°
Lenıngrad
Londra
Madnd
Mteno
Montrtal
Mosfcova
MMı
NevYork
0 *
Paris
Prag
Rryad
Roma
Sotya
Şam
TelAvtv
HJOUS
Varşora
Venedik
Viyana
Zünh
A 23°
Y 22°
A 36°
A 32°
B 26°
A 27°
Y 24°
B 29°
Y 20°
Y 27°
B 27°
A 43°
A 31°
A 27°
A 37°
A 28°
A 34°
Y 28°
A 29°
A 28°
A 32°
B 28
BULMACA
SOLDAN SAĞA: 1 2 3
1/ Kadınların, cildi
pürüzsüz göstermesi
ve renk vermesi için
yüzlerine sürdükleri
krem. 2/ Uluslarara-
sı Tiyatro EnstitiisU-
nün simgesi... Aruz
ölçüsünde uzun
okunması gereken bir
heceyi, kalıba uydur-
mak için kısaltma. 3/
Yel, şimşek ve gök gü-
rültüsü ile ortaya çı-
kan sağanak yağışlı
hava olayı... Deniz ta-
rafından örtülen, de
rin ve parçalanmış koylar meydana ge-
tiren gömülmüş vadi. 4/ Nine... Kimi
dillerde erkek cinsten sayılan sözcük.
5/ Eski Mısır'da güneş tannsı... Pamuk
ipliğini sarmaya yarayan el çıkrığı. 6/
Dogma... Tavlada bir sayı. 7/ Levreğe
benzer bir balık. 8/ Halk dilinde ba-
deme verilen ad... Baryum elementinin
simgesi. 9/ Pamuktan dokunmuş bas-
ma... Çorak toprak.
YUKARIDAN AŞAĞIVA:
1/ Kan ve lenf senımunda bulunan albüminli bir madde 2/ Çift
yönlü geniş yol... Matematikte kullanılan bir sayı. 3/ Gücii de de-
nilen ve bez tezgâhında ipliği ayarlayan tarak... Aşık ve bilye oyun-
larında kullanılan, içi oyulup kurşun akıtılarak ağırlaştırılmış bo-
yalı kemik. 4/ Eskiden îstanbul'da Köprü ile Adalar arasında de-
niz taşımacıhğını üstlenen işletme. 5/ Subjektif... Uzakdoğu'da ye-
tişen bazı ağaçlardan elde edilen ve eşyaları suslemekte kullanılan
zarnk. 6/ Boru sesi... Töre, gelenek. 7/ Zerdüşl dininde kötulük tan-
nsı. 8/ Divan şiirinde sebk-i hindi akımının öncusu olan XVII. yuz-
yıl şairi... Asya'da bir ırmak. 9/ Bir nota... Plan.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Asrî kaplıcalar
29 HAZİRAN 1930
Asrî Kaplıcalar şirketinin otelini yapacak olan (Foks broder)
Amerikan şirketinin mümessilleri buraya geldiler. Yeni plânlara
nazaran; otel binası, yolun tam kenannda yapılacaktır. Halbuki
Asrî Kaplıcalar şirketinin ilk projesinde otel binası için Gazi
Hazretlerine ait köşkün garbindeki düz ve yüksek saha tespit
ve intihap edilmiştir. Burası hem çok münasip bir mevki idi,
hem de yol üzerinde inşaat yapabilmek için imlâ ve hafriyat
masrafı olan (38.000) lira tasarruf edilecekti. Evvelâ otelin yol
üzerinde inşaası çok mahzurludur. Çunkü: tedavi veya istirahat
için buraya gelecek züvvar, vesaiti nakliye gûrültüsünden
rahatsız olacaktır. Yolun toz
topragı oteli berbat edecektir.
Gazino, kumar salonu, bahçe ve
stnre gibi ıtıüşternilâtın otelin
arka cihetine atılması çok
münasebetsLz olacaktır. Evvelce
tespit edilen mevki çok iyidir.
Hava ve manzara itibarile de her
tarafa faiktir. Bu mevkiin nasıl
bir düşünce ile tebdil edildiğine
hayret ediyoruz.. Eğer, Asrî
Kaplıcalar şirketi, Foks broder
inşaat şirketine, toprak kazma
parası olarak açıktan 38.000 lira
vermek istiyorsa o başka.. Henüz inşaat başlamadan bu mevki
tashih edilse fena olmayacak...
* • •
Halen Çekirge'deki bazı otellerin, banyo ve yemeklerden pek
fahiş ücretler aldıklarını işitiyoruz. Yabancilar ve misafirler
bundan müştekidir. Hatta bazı yerlerde tstanbul'un en lüks
lokantalarından daha yüksek fiyat karşısında kaiıyorlarmış ki:
Hangi konfora güvenerek bunu istiyorlar anlıyamadık.. Hem
Bursa'ya çok ziyaretci celbetmek isteriz, hem de her şeyden ateş
pahası dendiği kadar yakıcı ücretler alırız... Bursa belediyesinin
ehemmi>ctle nazari dikkatine celbederim.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
John F. Kennedy
29 HAZİRAN 1960
Demokrat Parti tarafından
Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmeyi
uman Senatör John F.Kennedy, eski bir
Amerikan Devlet Reisinin "yumuşak
konuş, fakat elinden iri bir sopayı eksik
etme" yolundaki nasihatinin bugün de
BAmerika tarafından tutulması
gerektiği inancını belirtmiştir.
Bu söz müteveffa Cumhurbaşkanı
Theodore Roosevelt'e atfedilmektedir.
i o h B
*•
Senatör Kennedy burada yaptığı basın toplantısında
Roosevelt'in bu nasihatine uyulmaması yüzünden B.Amerikanın
hariçte prestijini kaybettiğini ileri sürmüştür.
Kennedy, Başkan Eisenhovver'in yabana memleketlere yaptığı
ziyaretlerin zaman bakımından yanlış hesaplandığını ve faydalı
olmadığını söylemiştir.
Dil kurultayı
9. Türk Dil Kurultayı 11 temmuz pazartesi günü saat 10 da
törenle açılacaktır.. Açılıştan evvel saat 9 da Anıt Kabir ziyaret
olunacak, çelenk konacaktır.
Saat 10 da Istiklâl Marşı ile Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi
konferans salonunda başlayacak olan toplantıyı Kurum Başkanı
bir konuşma ile açtıktan sonra Kurultay Başkanlık Kurulu
seçilecektir. Mütaakıben, Genel Yazman, Yönetim Kurulu
raporunu okuyacak ve denetleme raporunun da okunmasından
sonra komisyonlann seçimleri yapılacaktır. Saat 15 te
komisyonlar çalışmalanna başlayacaklardır.
13 temmuz çarşamba gününe kadar komisyonların ve tüzük
komisyonunun çalışması devam edecek ve o gün saat 15 te
Genel Kurul ikinci toplantısını yaparak komisyon raporlarını
görüsecektir.
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
Yunus Nadi Armağanı
29 HAZtRAN 1989
Bu yıl beş dalda düzenlenen, 27 ödüllü 43. Yunus Nadi
Armağanı Yanşması'nda dereceye girenler ve mansıyon
kazananlar belli oldu. Ödüle değer görülenlerin arraağanları
önceki akşam Ibrahim Paşa Sarayı'ndaki törenle dağıtıldı.
Törene ödüllerin verildiği dallarla ilgili yazar, çizer ve
sanatçılarla çeşitli sanat-kültur örgütlerinin temsilcileri katıldı.
Yanşmada birinciye 1.5 milyon, ikinciye 1 milyon, uçüncüye ise
500 bin lira, mansiyon kazananlara ise 250'şer bin lira verildi.
Törende bir konuşma yapan yazarımız llhan Selçuk, bugün
Türkiye"de pek çok ödulün olduğunu belirterek Yunus Nadi
Armağam'nın 1946 yılında verilmeye başlandığını ve o
tarihlerde bugün olduğu gibi Turk küiturune hizmet etmek için
birbirleriyle yarışan kurumlar olmadığını söyledi.
1ARTISMA
Zor Profcsörliik (?)
Gerek yurtiçi gerekse yurtdışı bilimsel toplantılarda bildiri
sunmak ise son derece kolay bir iş. Eğer yol parasını
üniversitenizden alabilmişseniz. Çünkü kabul için aranan tek
şart sadece bir özet ve eğer son derece saçma bir özet
yollamadığımz takdirde reddedilmeniz mümkün değil.
19 Haziran 1990 tarihli Tarbşma köşesinde
Sn. Doç. Dr. Banş Akreboğlu'nun yazısı uzun
suredir kamuoyunda çeşitli şekillerde değer-
lendirilen bir konuya değiniyor. Senelerdir ge-
rek kadro kısıtlamaları gerekse devamlı deği-
şen yönetmelikler sonucu doçenüiğe veya pro-
fesörlüğe atanması gerçekleşemeyen öğretim
üyelerinin büyük bir çoğunluğu, 1988 yüından
sonra birdenbire bu unvanlara kavuştular.
YÖK'ün uygulamaya çalıştıgı piramit sistemi
şimdi tam tersine dönmüş durumda. Her ne
kadar askeri bir piramit sisteminin üniversi-
telerde yeri olmadığına inansak da şu günler-
de uygulanmakta olan sistemi de kabul etmek
mümkün değil. Bununla beraber bu sisteme
de olan itirazlar oldukça farklı açılardan ola-
biliyor.
Üniversiteleri diğer eğitim kurumlarından
ayıran en büyük fark bilimsel araştırmalardır.
Bir ileri unvana atanmalann bu alandaki kat-
kılann değerlendirilmesi ile yapılması gerekir.
Ne yazık ki öğretim üyelerini sadece ders ve-
ren kişiler olarak gören yetkililer, ek-ders gi-
bi çağdışı birtakım kavramlarla zaten bozuk
olan bir sistemi daha da calışraaz hale getir-
mişlerdir. Bu arada olan da bilimsel araştır-
rnalara olmuştur.
Bilimsel araştırmalann adil kıstası ise ya-
yındır. Tabii bu konuda çeşitli görüşler bulun-
maktadır. Ama en geçerli ölçek, konunun uz-
manı bilim adamlarının vereceği raporlardır.
Yapılan bilimsel araştırmanın yeniliği ve bili-
me olan katkısı tarafsızca incelendikten son-
ra yayımlanma konusunda karar verilir. Ma-
alesef ülkemizde yayımlanan bilimsel dergi-
lerde bu mekanizma çalışmamaktadır. Çoğu
zaman hakemlerin kimlikleri bilüımekte, bu
insanlara baskılar yapılmakta veya tamamıy-
la kişisel ilişkiler kullarularak arastırma sonuç-
lannın basılması sağlanmaktadır. Bu neden-
lerledir ki yurtdışmda yapılan yayımların bir
süre daha geçerli kıstas olarak kalması şart-
tır. Ne zaman ki ulusal dergilerimiz de yurt-
dışı dergilerin bilimsel saygmlığına ulaşu-, o za-
man bu kıstasların arasında olabilirler.
Sn. Akreboğhı'na katılmadıgım epeyce nok-
ta var. Science Citation Index'de lngilizce dı-
şı yayımlann ve yurtdışında basılmış kitapla-
nn bulunmadığı doğru değil. Ancak belirli bi-
limsel saygınlığa ulaşmamış yayımlar dışvı-
da bırakılmıştır. Almanca ve Fransızca maka-
leler içeren pek çok dergiyi orada bulmak
mümkün, ayrıca Source indes kısmına bak-
tığınız zaman kitapları da bulabilirsiniz. Bu
nedenle Science Citation Index'in geçerli bir
ölçek olarak kullanılması son derece yerinde.
Ama bir iki yayınla profesör olmaya da hayır.
Bir diğer nokta da Sayın Akreboğlu'nun
üzerinde durduğu ders verme, ders notlan yaz-
ma, seminer ve tebliğlerle bilimsel toplantıla-
ra katılma olarak belirtilen çalışmalar. Bütün
bunlar öğretim üyelerinin görevleri arasında
olmakla beraber, görüşüm odur ki bilimsd ye-
terliliğin bir ölçüsü olamazlar. Nedenleri de
biraz önce belirtilen tarafsız hakemlerce de-
ğerlendirrae olanaklarıru bulunmamasıdır.
Ders verme zaten hepimizin iyi veya kötü yap-
tığınuz ve yapmak zorunda olduğumuz bir gö-
rev. Bugün senelerce verilen derslerde on sene
önce haarlanmış notlann veya hatta ögren-
cilerin tuttuğu notlann bir araya getirilmesiyle
ortaya çıkan bir ders notunun yeterliüğine kim
karar verecek? Başka seçeneği olmayan öğren-
ciler mi yoksa arkadaşlan olan bölümün di-
ğer öğretim üyeleri mi? Gerek yurtiçi geTekse
yurtdışı bilimsel toplantılarda bildiri sunmak
ise son derece kolay bir iş. Eğer yol parasını
üm'versitenizden alabilmişseniz. Çünkü kabul
için aranan tek şart sadece bir özet ve eğer son
derece saçma bir özet yollamadığınız takdir-
de reddedilmeniz mümkün değil. Hiç olmaz-
sa ben kabul edilmeyen bir bildiri duymadım.
Tabii gidip orada rezil olmak katılan kişinin
bileceği bir şey.
Sonuç olarak, ben gene de Science Citati-
on Index taraması gibi ölçeklerin henüz Tlirid-
ye*de tek geçerli ölçek olduğuna inanıyorum.
Tabii bütün bu tartışma tıp, mühendislik ve
temel bilimler için geçerli. Sosyal bilimlerde
başka kıstaslara ihtiyaç olabilir. Zaten YÖK'ün
en büyük hatası tıp, hukuk, temf-' bilimler, zi-
raat veya sanat gibi birbirinden çok farklı ni-
teliklerdeki öğretim kurumlannı tek tip bir
plan altında toparlamaya çalışması olmuştur.
PROF. DR. ERSİN YURTSEVER
ODTÜ, Kimya Bölumü
Sayın Aydın Aybay ve Bilkent
Bir devlet, bir hükümet mevcut iken üniversite kurmak üzere
eğer bir vakıf oluşturulabiliyor ve vatandaşlar (yurttaşlar)
yasasına (Medeni Kanun) göre de bu vakıf bir üniversite
kurabiliyorsa kusuru kimde veya kimlerde aramak
gerekecektir?
"Cumhuriyet Gazetesf'nin 11 Haziran
1990 günlü sayısının "Tartışma" sütununda
Sayın Aydın Aybay "Öfke" başhklı yazısın-
da, oyle anlaşılıyor ki YÖK Başkanı Sayın
Dograraacı'yı eleştirmek isterken aslında ve
her nedense BUkent Üniversitesi'ni hedef
almıştır.
Sayın Doğramacı'nın YÖK Başkanı olarak
yaptığı tasarruflar elbette eleştirilebilir, YÖK'-
ün varlığı da eleştirilere hedef kıhnabilir. An-
cak Bilkent Üniversitesi söz konusu olunca,
kanımca çok ölçülü davranmak gerekmekte-
dir.
Sayın Aydın Aybay söz konusu yazısına,
Sayın Doç. Nurkut İnan'ın rnektubundan söz
ederek başlamış ve fakat sürekli olarak Bil-
kent'in üniversite niteliği ile uğraşmıştır. Hal-
buki Sayın Doç. Nurkut İnan, 12 Haziran
1990 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nin aynı su-
tunundaki "Doğramacı Sonınu" başhklı ya-
zısında, Bilkent'ten soz ederken Sayın Ay-
bay'ın iddialarının aksine ve aynen. "... Bil-
kenl'e kesinlikle karşı değilim. Dogramacı'-
yı Bilkent'i kurdugu için eleştirmek aklımdan
bile geçmedi... Bilkent'in şimdilik son dere-
ce başanlı bir yükseköğrenim kurumu oldn-
ğu kanısında>ım. Bilkent'i jeğleyen binlerce
lise mezununun da yerinde davrandıklannı sa-
nıyorum..." sozcuklerini kullanmıştır.
Kişıyi değil de kuruluşu ele alınca doğruyu
Sayın Nurkut İnan'ın belirttigiri kabul etmek
gerekecektir.
Pozitif hukuk açısından ve anayasa bakı-
mından böyle bir vakıf üniversitesinin kurul-
muş olması hiç kuşkusuz tartışılabilir. Vak-
tiyle de üniversite kurmak devlete tanınmı; bir
hak ve görev iken ticari amaçlarla özel kişi ve
kuruluşlar tarafından benzer tasarruflarda bu-
lunulmuş ve kurulan bu yükseköğrenim mü-
esseselerinde bir kısım sayın doçentler ve pro-
fesörler dersler de vermişlerdi.
Bir devlet,.bir hükümet mevcut iken üni-
versite kurmak üzere eğer bir vakıf oluşturu-
labiliyor ve vatandaşlar (yurttaşlar) yasasına
(Medeni Kanun) göre de bu vakıf bir üniver-
site kurabiliyorsa kusuru kimde veya kimler-
de aramak gerekecektir? Bir kusur var ise aca-
ba bunu sadece Sayın Doğramacf da mı ara-
mak gerekecektir?
Sayın Doç. Nurkut İnan'ın deyişi ile bin-
lerce lise mezunu (hem de yapılan seçme ve
yerleştirme sınavında en ust düzeyde notlan
alanların birçoğu) paralı veya karşılıksız ve-
rilen burs ile bu üniversiteyi seçerken bir devlet
güvencesinin varlığına inanıp onu kabullene-
rek kayıtlannı yaptırmışlardır.
Ben bir vesile ile bu değerli kuruluşu gezip
gorebildim. Derslikleri, laboratuvarlan, yurt-
lan, spor salonunu, kantinleri, hele o çok gör-
kemli ve zengin kitaplıkları ile Bilkent Üni-
versitesi'ni takdir etmemek olası değildir. Bir
uluslararası eğitim kuruluşunun tarumı ile Bil-
kent; Britanya Adaları dışında, Kıta Avrupa-
sı'nın en ileri duzeydeki universitelerinden bi-
risidir.
Aslında her üniversite ilk kuruluş yıllann-
da bir emekleme dönemi geçirir. Bu bakım-
dan Sayın Aybay'ın yazısının 2, 3 ve 5 numa-
ralı paragraflannı doğrusu çok yadırgadım.
Sayın Aybay'ın anlayışı ile hareket edilirse
acaba hangi üniversitemizin hele birçok ders-
leri boş geçen yahut profesör kadrolannın ço-
ğunun doldurulamadığı, yeterli derslik, labo-
ratuvar, kitaplık vb gibi önemli ihtiyaçlarının
sağlanamadıgı çöğu Anadolu öniversitelerini
gerçek anlamda üniversite olarak tanımlaya-
bilir miyiz?
Sayın Doğramacı'nın Bilkent Üniversitesi
için 1989 yılı eylül ayına kadar doksan mil-
yar Tfyi aşkın harcama yaptığını kesin kay-
dı ile öğrenmiş idirn. Bu denli büyük bir pa-
rayı Bilkent gibi bir öğrenim kuruluşu için sırf
aile gelirlerinden karşılayanlara en azından bir
teşekkür edilmez ise ne yapılır?
Sayın Aybay'ın, çok değerli ve yetenekli,
orta halli veya ortanın altındaki ailelerden
burslu olarak bu değerli kuruluşu seçmiş ve
seçecek olan gençlerimizi de göz önünde tu-
tarak aslında parlak bir yükseköğrenim ku-
ruluşu olan Bilkent Üniversitesi'ni, hiç de hak
etmediği şekilde küçümsemesini kabul edebil-
mek olası değildir.
Bilindiği uzere Oxford ve Cambridge üni-
versiteleri dahi ortaçağlarda once kilise, da-
ha sonraları ise tüccarların yardımları ile
okul (college) olarak kurulmuşlardır. Bu üni-
versiteleri oluşturanların bir kısmı bugün hâ-
lâ örneğin Kings College, Magdelena Colle-
ge vb diye anılırlar.
Halbuki buntarın yanında Bilkent Üniver-
sitesi yaşça henüz çok körpe bir genç sayıla-
cak durumdadır. Sayın Aybay, izin verin de
belirli dönemlerden geçerek büyüyüp gürbuz-
leşebilsin.
O takdirde sadece ve sadece bu yurt ve ulus
kazanacaktır. Saygılanmla.
NECDET KUBANÇ
Kadıköy-İstanbul
GALERİ •ATÖLYE PERA 146 97 38-132 64 26
TC KULTLR BAJCANLIĞI TURK VE ISLAM ESERLERİ MÜZESİ
B A L K A N
NACİ İSLİMYELİ
18 HAZİRAN - 30 THMMLZ 1990 ' ıS
5. KURULUŞ YILINDA V E S T E L l N DEĞERLİ KATKILARIYLA
GÜNÜMÜZ SANATÇILARI
1 1 . I s t a n b u l S e r g i s i
22 Haziran - 31 Aguetos
Oolmabahçe Sarayi I Harekât Köşkü 159 47 39
SergiP tesı-Perş gunlerıdışındasaat 10 00-17 OOarası gezıleOılır
GMİ£RY
BOOKSTCRE
TARİH • ANI
FELSEFE
SEYAHAT • MÜZİK
SAHAF
Her ditde Wtap-
Kırmınlı Kn IsHkM dü.
390/4|l«vtç Ba^kmMlnluğıı kartııı)
Bcyağlu 151 44 69
VEFAT VE TEŞEKKÜR
18 Haziran 1990 tarihinde Emet'te Hakkın rahmetine kavuşan,
ailemizin çok değerli varhğı
A.MUHÎTnN ÖĞÜTÇİPnün
beklenmedik bir anda ani vefatı dolayısıyla evimize gelerek buyük
acımızı paylaşan, cenaze torenine katılan, telefon ve telgrafla baş-
sağlığı dileğinde bulunan tüm dost ve yakınlanmıza, vefakâr ve
kadırşinas komşu hemşerilerimize sonsuz teşekkürlerimizi sunanz.
ÖĞÜTÇÜ VE DAYIOĞLU AİLELERİ
HASAN TÜRKMEJI
Nerede güneş
gülümseyiş ve türküler varsa
ve uç veren fîliz
orada sen canlısın
NLRAN-KEMAL KORKMAZ
MLHARREM KAVAAĞIL
KENAN AKÇAM
NUSRET DURGUT
Değerli Hocamız, Ağabeyimiz ve Kardeşimiz
ORHANTÜRKMEN
O, yaşamı boyunca Hacı Bektaş felsefesine gönülden
inanmış ve O'nun sevgisiyle yoğrulmuştu...
Çalışmalarıyla Hacı Bektaş semahını yaşatmış ve
canlandırmıştı. Bu gönül yolunda semah ekibi ve
dostlarıyla görevden dönerken kanlı Kızıhrmağın
sularına gömüldü gitti...
Onu her zaman sevgimizle saygımızla anıp yaşatmaya
and içtik.
HACI BEKTAŞ SEMAH EKİBİ
HALİD ZfYA UŞAKLIGİL
NESL-İ AHÎR
Bu^uk rnmancımız Halid Ziya UyakJtgil'ın bugune tudar gazrtc sahıfelerınd* kilrr
ilk kez kıtaptajank gün ifiğına çıktı Bu biıyuk ronunı ılgıyle okuy
romanı gunumuz dıhyEc basıma hazırlayan Şcauetün Kuttu'nun
tanıtma ve ı^ıklamalarını dj buUcaksınız.
tNKlLAP KTTABEVİ
Sahibinden 1972 Ford minibüs
Tel: 511 46 18
ANKARA...ANKA
MUŞERREF HEKİMOGLU
Çankaya'da Bir Arsa
Başkentin gündeminde önemli bir sorun var uzun süredir. Bir
arsa sorunu. Otuz yıldır Ankara'da yaşayan bir kişi olarak ben
de bu soruna ilgi duyuyorum. İlginin ötesinde tepkimi belirtmek
istiyorum. Vatandaşlık görevini yerine getirmek gerekiyor. Sevin-
dirici birolay, başkentliler de tepkilerini demokratik biçimde be-
lirtiyorlar.
Çankaya'da bir arsanın hayü uzun bir öyküsü var. Başkent Ar>-
kara'nın ilk planını yapan Jansen'e kadar uzanıyor. Jansen pla-
nında Ankara'da iki ana arter var. Birbiriyle dik olarak kesişiyor.
Bu arterlerde trafik çok yoğun. Biri Dikimevt-Bahçelievler yönün-
de uzanır, öteki Ulus'tan Çankaya'ya. Bu arter Yıldız-Oran yo-
lundan Konya yoluna bağlanıyor şimdi. Protokol yolu denilen bir
yolun uzantısı olarak. Sözü geçen arsa da bu yol üzerinde, Ana-
yasa Mahkemesi'nin karşısında bir köşe, Jansen planında çarşı
ve pazar yeri diye düşünülüyor. Sahibi de Ankara Beledıyesi.
Ancak 1980'li yıllara gelince durum değişiyor. 1985 yılmda arsa,
Toplu rfenut ve Kamu Ortaklığı'na başkanlık binası yeri olarak
verlliyor İki ytl sonra Çankaya Belediye Meclisi ve Encümeni-
nin kararıyla arsanın amacı değişiyor, yüzölçümü de genişliyor.
Bir otopark cebi de öngörülüyor bu arsada. Derken bir serüven
başlıyor. Mılli Emlak Müdürlüğü'nün bir yazısıyla arsa Diyanet
İşleri Başkanlığı'na geçıvor. Büyükşehir beledıyesi de bir karar
alıyor, arsayı cami yeri olarak öngörüyor. 1989 yılının ocak ayı.
Mart ayında yerel yönetim seçımlerini SHP kazanınca durum ye-
niden değişiyor Çankayalıların da isteği doğrultusunda arsanın
yeşil alana dönüşmesini öngörüyor Çankaya Beledıyesi. Hazır-
lıklar yapılıyor. Çankaya'nın kararını anakent beledıyesi de onay-
lıyor, ama Maliye ve Gümrük Bakanlığı, Milli Emlak Mûdürlüğü,
Çankaya-Yıldız Mahallesi muhtariığı, Diyanet Vakfı ve Diyanet Iş-
lerı Başkanlığı karara karşı çıkıyortar.
ANAP iktidarına yaraşır doğal bir olay. Maliye ve Gümrük Ba-
kanı kim o zaman; Ekrem Pakdemirli, başka yorum gerekmez
değil mi? Dinsel politikaya öncelik verenler, kamu görevinde de
bu politikayı araç olarak kullanıyor çoğu zaman. Oysa bu arsa-
da cami yapılması zorunlu mu acaba? Bu arsa çevresinde dört
cami var, namaz kılmak isteyenler o camilere gidebilirler, hatta
Kbcatepe Camisi'ne kadar uzanabilirler. Çankaya'da bir arsada
yapılacak bir cami, belli bir politikada direnmenin simgesi olur
ancak. Ama bir de çocuklanmız var. Başkent çocukları, belki de
dinsel politikayı uygulayanlann çocukları, Çankaya'nın seçkin so-
kaklannda değil, çevredeki gecekondularda da oturan çocuk-
lar, onlar sokaklarda1
Bir parktan yoksun büyüyorlar Başkentin
soluk havasını kokluyorlar. Bilim adamları, uzmanlar durmadan
vurguluyor, başkentin soluğu kesiliyor artık, yeşili soluyor, bilimsel
bir arastırma yapılsa kirli havadan kaç kişi yaşamını yitiriyor, so-
lunum yolları hastalıkları, akcığer kanseri hangi oranda artıyor
ortaya çıkar. Bir arsa bunları önleyecek değil elbet, ama o arsa-
yı yeşertmek, çocuklanmıza taze soluk vermek yerine, bir cami
kondurmak biraz günah değil mi? Ayrıca Batı toplumlanyla ca-
mi yaparak mı bütünleşeceğiz?
Kentçilik açısından da bir suç işlenır bence. Çankaya, başken-
tin doruk tepesi, o tepede çağdaş bir kule yükseliyor, o kulenin
çevresine yeşil alanlar, parklar daha çok yakışmaz mı? Bir ikti-
dar döneminde belli eğilimler ağııiık kazanınca, rastgele karar-
lar almakta sakınca görünmüyor, ama hiçbir iktidar kalıcı değil.
Ayrıca seçimle göreve gelenlenn, toplumun beklentilerine doğ-
ru yanıtlar vermesi gerekir. ANAP Ankara'da yerel seçimleri ni-
çin yitirdi, politikası onaylanmadığı için değil mi? İnişe geçen
bir iktidarın onaylanmayan bir politikada direnmesi ters bir olay.
Nitekim yerel seçimlerde SHP'yi destekleyenler Çankaya Bele-
diyesi'nin kararını da destekliyorlar. Bir imza kampanyası baş-
ladı, herkes imzayı basıyor, çocuk bahçesini ve yeşil parkı ön-
görüyor.
Bence SHP yö.ieticilerinin de bu konudaki görüşlerini açıkla-
maları gerekiyor. Bu tür konularda yan çizenler için altını çize-
rek belirtiyorum bu zorunluluğu. SHP bu tür konuları sessiz ge-
çiştirerek hayli çelişik duruma düşüyor. Bu partiye umut bağla-
yanlar düş kırıklığına uğruyor, partinin belli konulara bakışını açık
seçik bilmek istiyorlar. Çağdaş bir parti, çağdışı bir ortamla uyum
sağlamaz değil mi? O ortamı değiştirmek ister. Unutmamalı. ge-
nel seçim şansını yerel yönetimler güçlendirir. Bu nedenle par-
tinin biraz toparlanması, yerel yöneticilere sahip çıkması gere-
kir. Onlan eleştirerek, sorguya çekerek kamuoyunu dalgalandır-
mak, ödünler vermek, hatta kurban vermek tutartı bir politika de-
ğil. Yerel yönetimlerin sorunlarına eğılmek, yanlışların nasıl dü-
zeleceğini araştırmak, kamuoyunu da aydınlatmak gerekir. is-
tanbul'a taa Fahrettin Kerim Gökay'ın başkanlığı döneminde Sa-
panca gölünden su getirmeyi düşündüler Aradan kaç yıl geçti.
Istanbul'un nüfusu milyonlara ulaştı, çarpık kentleşme dallandı
budaklandı. Susuzluktan kaynaklanan tepkiler Nurettin Sözen'e
yöneliyor bugün! Ondan önce kimler geldi, kimler geçti! Kimi
ANAP'lıları dinlerken şaşırryorum. Ne rahat konuşuyorlar, çok
yakın olayları bile yaşanmamış sanryorlar, oysa belleklerimiz kül-
lenmedi!
Dönelim yine Çankaya'daki arsaya. SHP yöneticilerinin bu ko-
nuya eğilmesi gerekir bence. İki bin yılına doğru Çankaya'da bir
arsada cami mi yaptırmak gerekir, yeşil park ve çocuk bahçesi
mi? Görüşlerini belirtsinler. Yerel yöneticileri yalnız bırakrnasın-
lar, en azından halkın eğilimlerine, imza kampanyasına her yaş-
tan, herçevreden katılanlara kulak versinler. vatandaş ucuz po-
litikayı affetmiyor.
Bir başkentli olarak, başkentte üretilen güzellikleri bu köşede
yansrtan, çirkinlikleri de üzüntüyle belirten bir yazar olarak o ar-
sanın yerinde yeşil bir park özlüyorum ben. O parkta çocukları-
mızın neşeyle oynamasını diliyorum. Başkenti yeşertmek çaba-
larını da içten destekliyorum.
Yakında o yeşil parkta buluşmak umuduyla hepinize güzel bay-
ramlar. '
I
Biz îstanbul'da çalışan dershane
öğretmenleri olarak Eğitim-İş (Eğitim
İşkolu Kamu Görevlileri Sendikası'nın)
kuruluşunu kutluyor ve coşkuyla
selamlıyoruz.
Nihat ÖZER, ZaU ÜLOEN, H«hııwt TÜRKKAN, Ay**l TÜRKKAN,
Neyzat AKSOY, Hineyln ALTUNYA, Ramuan &*HİN, H.Basri
BİŞKİN, MehnMt KABALCI, Erol TEM1Z, ZrnfntH GÜL, AII CEYLAN,
Süleyman TOKLU, Bahar TOKLU, Fikrat SONER, Ha«an
BUYUKYAVUZ, Ayhan KALEBEK, IhMuMt KANAR, Hıdır
ŞENGEZEfl, AII ALTUNKAŞ, BaM ÖZTÜRK, MOaebUye ÖZTÜflK,
Rurıi OZDEMİR, Hldayet ÖZTEKİN, hhan KURT, ZeM AYABAKAN,
Şavkl HESAPC1, Edlp SALTAĞLU, Abdurrahman VERİM, Zatar
ALTUNKAYA, H M m SAĞLAM, Nejat YILGÖR, Fttma ÖZMEN,
Mustafa BAYRAKTAR, R«fnzi KAZAN, özgen BİLGİSEL, IbtaMm
ÖZTOPRAK, Faruk ÇAĞLAR, S^tm ENOİN, Endar ZEYREK,
Stllevman HECEBİL, Gûter OURMUŞ, GönOI DÖRTLEMEZ, Nazmi
ARIKAN, Canlp MENGUL, Turtıan ÖZtHLEK, Vahap AKPINAR, AII
AYGÜN, Mellha SAĞLAM, N«cla KAYA, bnwt ÇATIKU, MuMwwn
ÇANUOĞLU, KemaMUn GÖNGÖR, Kaan NADİR, Ftac«p ÇAP,
Abdullah SERÇE, Tamor TEZİN, Maral AYDIN, GüH«n ERGÖR,
Ayten ÇELİK, Necdet ERGÛN, Setahattin ÇETİNKOL, Tevflk ASLAN,
Muzaffer OEMİR. Lütfl MERİÇ, ibrahlm TURAN, Hayri KAYA, C«ta»
KÖMEÇ, Cemal ÇAĞU, Basrt ÖZDEMİR, Falk GÛKALTAY, Artf
ÖZTÜRK. Semlh ZULFİKAR, M.Murat YILOIRIM, Yaşar RAMOGLU,
Altan ECİR, AII KIOMAN, Haştm COŞKUN, AII EKİZ, Ilyas YALÇIN,
Erkan ŞAHPAZ, Saüh CİVELEK, Emkı N. İYİM, MctntMt ÇEÜK,
Meral KARAKOÇ, Sebahattin KURT, Jülide GENÇAY, Ahmat
KARABAY, Mürvei YILMAZ, K.Şen GÖKNİL, SOIeytnan ŞAHİN, Uğur
ÇINAROĞLU, Söleyman AYDOĞAN, Muret İNAN, F«rtha
KURTARICI, Namık ERDOĞAN, Fatma ERDOĞAN, tbrahtm KJPIK,
Halas ONBULAK, Cemil TOPAL, Ellf TEKEL, Ötner ÖZTEL, YaMmln
Gülsen TURAN, Sefa TARHAN, BeMr ÖNCEL, Şanfettin ŞİRİN,
Şaklr İNCE, Bayram AN ÜNER, Şükran BİLGİN, Nurgül AKBULUT
Özgürlük yürüyüşlerinin hep sürmesini istiyoruz
ve destekliyoruz.
YAZARLAR EVİ
TOPRAKOĞLU Size "özgür yaşam" ve
"ucuz tatil" olanağı sunuyoruz.
Deniz otobüsûyle
Istanbul'a 2 saat mesafede
Bayramda; 8 gece-9 gün
(30 haziran-8 temmuz)
2 kişi tam pansiyon 1.200.000 TL
3 kişi tam pansiyon 1.500.000 TL
4 kişi tam pansiyon 1.800.000 TL
o ü n V a MARMARA ADASI ÇINARLI KÖYÜ
Rezervasyon- 5223419-5226371-5720209
Marmara Çınariı: (9) 1984 1425'ten 110
ocmpsTURİSTİK TESİSLERİ