13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahtbı Cumhunyet Matbaa^ lık ve Cıazeıecıhk Turk Anonım Şırken adına Nadır \adı 0 Genel >awn Muddru Hısan Cemıl. \1uesse« Muduru Emine Lşaklıgıl. Ya7i Işlen Mtıduru Oka> Gonensin. Q Haser Merke/ı Muduru >»lçm Ba>rr. Sa\ta Duzen. Ironeımenı Alı V v . • Temsılcıler \NKARA Ahmel T»n. İZMIR Hiknıel Cıonlura. AD-^A <,«in >ıjj«ıogiu I. Pohlıka Ittol Ba$bn«K. [>> Haberler krRltn Bakı. Ekono<nı t«gİ2 Tuıiun. Is Scndıka Şokran Kflrorı. Kui'ur CeUI l Jer. Eğrım (*ncat Şo)lan. Haber Ara^tırma Ismd Brrttm. >un Naberlerr Nenlrf Dn£an. Spor Da'iı>mam Abdtılkadır \uccknjin. Dızı Ya/ laı Kefem (.afcşfcan. -Vra^cıma Şalun Alpav. Du/chmc \bduilali \«m- 0 koordınj'nr \lunef konıisan. 0 Maiı l>k" trol hriıııc. # Ms!ıi<-v Buhnl Vner # BUM PUnüma V^g Osmınbe)<o«lu 9 K?k*a.Tt V>c Tonın. 0 Fk taymla- Hulv» \k>ol • Idj/e HUVMJ (.urrr 0 Isfetme Onder (,dik. • Bılp-Isky Sail lıml. • Pervond s^E , Bosunoofclu. Btntın •.- )j.ur_ (. umhunm Maıhaaulık « (Anmiık T VS Turk Orajı Cad 3V 4] Cıfrinflıı MJM İJ Pk »*l-«anbııl Td MI 0« 05 (20 hau "fck» 2ZH6 Fax. II) 526 60 T2 Q «<;-^.- Ankan: /rra Cıkalp Bh Inkıup s So 19 4. Td 133 II 4M~. Tele» 42344 ft». (4| 113 M M • Izmr H /»a BK U53 S_2, J Td U i: 30. fcta 52359 Faı. (51) 19 53 60 ™ ( jd I»1 . V. i kjı I W h ' " ! (4 !m). Tda 62155, Fax (II) 19 31 52 TAKVlM: 8 NİSAN 1990 lmsak: 5.00 Guneş: 6.29 Öğle: 13.11 Ikindi: 16.49 Akşam: 19.42 Yatsı: 21.05 Podyumlar soluk kesiSoluk kesecek kadar güzel. Ama soluklan güzelliği ile değil, davranışları ile kesecek gibi görünüyor aslında. NECLÂ SEYHLN Pantolpn üzerine giyilen yalancı kürkten bir kürk-trençkot. Model: hreaerıı Ca-»ıet. PARİS — Atladı atlayacak, parçaladı parçalayacak!.. Fonda aslan, kaplan kukremelerinin karıştığı vahşi bir müzik. Podyumda yerlere kadar uzun kurk manto giymiş bir manken... Soluk kesecek kadar güzel. Ama soluklan güzelliği ile değil, davranışları ile kesecek gibi gorunuyor aslında. Avının üstüne atlayacakmış gıbi bir ha\ası var. Sinsi sinsi yüruyuşu, başını şoyle hafıften yana eğerek dikleştirmesi. meydan okuyuşu... Defile değil, Afrika'dan bir belgesel sanki. Bir manken değil, bir aslan, kaplan podyumdaki. Mankenın soyunda sopunda bir karışıklık olduğu kesin. Yoksa nereden bilecek bu kadar aslan, kaplan olmayı?.. Unlü kurkçü Frederic Castet ıyi seçmiş mankenini. Bu mankenlik sahiden zor iş. Şu an podyumda aslan olacaksın, bir başka modacıda bir leydi, az sonra bir uzaylı, onun ardından mağara insanı... Bir kıyafetten otekıne tümüyle değişecek, elbiselerde kişilikleri yaşayacaksın. Eğer modacı isterse. Kimi modacılar defilelerinde yalın bir anlatım stilini seçiyorlar. Bir muzik eşliğinde, kıvrak adımlarla, zarafetle yurumek, kıyafetleri sergilemek için yeterli. Ama bazıları modellerinin "o>nanmasını" istiyorlar. Bir seferinde Scherrer kara Afrika'nın gizemli dansları ile çıkarmıştı mankenlerini podyuma. O dans için Afrika'nın göbeğinden gelen gerçek zenci manken - dansçılar bulmuştu modacı. Kendilerini yerden yere atıyorlar, salonu ayağa kaldırıyorlardı mankenler. Sırtlannda \ualden panter emprimeli yırtmaçlı, parça parça kesilmiş elbiseler, boyunlannda kabuktardan yapılmış gerçek Afrıka kolyelerı... Ayakları çıplak. Tam tam sesleri arasında ne coşkulu bir gosteriydi ama... Bu elbette her mankenin harcı değil. Bu sahne için gerçek Afrikalı olmak gerek. Ama bunun dışında da mankenlere çok iş duşüyor günümüzde. 60'lı >ıllann başındakı nazdan niyazdan eser yok artık. tşe başlamak için sabahın 9'unda şampanyayı şart koşmak, onların harcıydı. O günkü mankenlerin "Acıktım. joruldum..." diye nazlanmaları da onlarda. Kim dinler gunumuzde yorgunluğu, açlığı?.. Bitmez tükenmez bir koşuşturma, zamana karşı bir yanş mankenlik. Hele yılda dört kez, tempo olağanüstü. Milano'da başlıyor mevsimin ilk defileleri. Defilelerin birinden ötekine bir hafta boyu soluk almaksızın. Sonra ıki uç gun arayla aynı öyku, çok daha yoğun, çok daha hızlı, Paris'te. Bir gunde 7-8-10 defile olduğu oluyor. Tutulan, sevilen bir manken, bunların çoğunda yer alır. Her biri sunulacak 200-250'şer model demek. Bir defile soluk soluğa bittiğinde, Louvre'un avlusundaki bir dev çadırda; öteki defileye yetişmek için arada birkaç dakika ya var, ya yok. Çünkü bir sonraki defilenin konuklan çoktan oteki çadır - salonda yerlerini almış. sabırsız alkışlarla defilenin başlaması için tezahurat yapıyorlar. Bir defileden otekıne koşuşan mankenler yuzunden, defilelerin yarım ya da bir saat geç başlaması handıyse değışmez bir kural zaten. İşin çetin yanı çoğu kez bir defileden otekine geçerken, makyajı ve saçı da tümuyle değiştirmek gerek. Birinin istedıği dağınık, yele gibi saçlan oteki modacı istemiyor orneğin. O saçların sımsıkı çekilip toplanması, topuz yapılmasını istiyor. Gözler daha golgeli, makyaj daha pastel olacak. Bu her şeyin değişmesi demek. Kuliste bir cehennem koşuşudur başlıyor. Kuaförler mankenin birinden otekine saçlan değiştirıyorlar, makyajcılar eskisıni silip yenisini yapıyorlar. O arada giydiricıler çılgın gibi çorapları, pabuçları, elbiseleri giydiriyorlar. Dışarda sabırsızlıktan salon kırılıyor. Ve sonra ışıklar sönüyor ve sonra... Niha>et defile başlıyor. Içerıdekı cehennem koşuşundan hiç renk vermeksizin, yurekte bir sonraki defileye yetişmenin heyecanı podyumda salıruyor mankenler. Defile sonunda aynı koşu... Şam panya ne kelıme, çoğu kez bir sandviç yenecek vakit bile yok. Paris sona erince, Londra, New York, sonra bağlı olunan ajanstaki işler. Her an dunyanın bir ucunda olmaya hazır olmak gerek. Bir sabah Hong Kong'da, ertesi gün Moskova'da, Lizbon'da, Meksika'da... Bir ulkeden otekine, bir kıtadan, bir başkasına... Modayı uçuruyorlar!. Eskiden 25-26 yaşlar bir manken için idealdi. Bugun genellikle çok daha genç 15-16 yaşında başlanıyor bu meleğe, 23-24 yaşında da noktalıyorlar meslek yaşammı. Onlar noktalamak istemese de zaman, şartlar noktalatıyor zaten. Her gun manken piyasasına daha genci, daha güzeli, daha değişıği geliyor. Manken akıyor dunyanındört bir yanından. Mankenler çok kazanıp, çok harcıyorlar. Kimi sinemaya geçiyor, kimi bir butik açıyor; kimi iyi bir izdivaçla hayatım garantiliyor (!) mankenlik sonunda. Akıllı davrananlar yağmur yağarken dolduruyor küpunu. Çekilıyorlar moda sahnesinden. Moda duny'asına yenı astromatlar geliyor, yenı mağara adamları, yeni gangs terler. Ve yeni aslanlar, yeni kaplanlar'... Kanser tedavisi için yeni arayışlar Sagbk Senisi — Gunumuz- de insan yaşamını tehdit eden hastalıklann başında gelen kanser her sene bin kişiden 4'unün ölumüne yol açıyor. Bilim adamlan kanser teda- visi için yeni yöntemler bul- maya çalışırlarken, günümuz- de kanser tedavisinde cerrahi tedavi (ameliyat), ışın tedavi- si (radyoterapi), radyo- izotoplarla tedavi, ilaç tedavisi (kemoterapi) ve imnünotera- pi (bağışıklık sağlamak) gibi yöntemler kullanılıyor. Orrahi tedavi: Kanserde cerrahi tedavi en geçerli teda- vi tarzı olarak yerini konıma- ya devam ediyor. Modern cer- rahinın başlaması ile birlikte kanser cerrahisinde teknikle- rin gelişmesine ve daha başa- rılı olunmasına yol açmıştır. Işın tedavisi: Bu metot çok eskiden beri kanser tedavisin- de uygulanmaktadır. Bu teda- vi ile bir taraftan kanser hüc- releri yok edilirken, bir taraf- tan da kanser hücrelerinin ya- yılması ve çoğalması önlen- mektedir. Radyo izotoplaria tedavi: Bugün radyoızotoplar tıpta tanı ve tedavi metodu olarak başan ile uygulanıyor. Kanser tedavisinde radyoizotopların kullanılması gittikçe gelışen ve her geçen gun önemi artan bir modern tedavi aracı haJinde- dir. Bazı cins organ kanserle- rinde, orneğin tiroid kanser- lerinde radyoaktif izotoplann kuLlanılması çok başanh so- nuçlar vermiştir. Bugün tıp alanında kanser tedavisi yö- nünden radyoaktif kobalt, radyoaktif iyot, fosfor ve al- tın başan ile uygulanıyor. İlaç tedavisi: Son zamanlar- da kanser tedavisinde revaçta olan bu metot, yardımcı bir tedavi metodu olarak uygu- lanmaktadır. İlaç tedavisi ile kanser hücrelerinin çoğalma- sı, yayılması ve yok edilmesi sağlanmaktadır. tmmünoterapi: Kanser te- davisinde immunoterapi çok yeni olmakla birlikte büyük umutlar veren bu konu bugün dünya sağlık merkezlerini, araştıncılarını yoğun bir sekil- de ilgilendirmektedir. tmmü- noterapi halen organizmanın bağışıklığından yararlanılarak yapılan bir tedavi metodudur. SCHERRER'den haki rengi bir jarse gece elbisesi. Drapeli. Yakaya payyetlerlc panter deseni işlenmiş. Sincaırda çanak anteni zabıta koruyor Sincan Belediyesi ile Telsiz Genel Müdürlüğü arasında "soğuk savaş" çıktı. Genel müdürlüğün söktürdüğü yansıtıcımn yerine yenisini taktıran belediye, başına iki zabıta koydu. İzmir Büyükşehir ve ilçe belediyeleri SETA şirketi ile ortak anlaşma yaparak bayramda uydu yayınına başlıyor. TRT, PTT, Telsiz Genel Müdürlüğü ve ilgili bakanlar uydu yayınları konusunda önümüzdeki günlerde toplanacak. Tepelî pelikanlara kııluçkada rahat yok ANKARA (Cumhuriyet Biiro- su) — Belediyeler, PTT, Radyo Televizyon Yüksek Kurulu ve Tel- siz Işleri Genel Müdürlüğü arasın- da başlayan "çanak anten" anlaş- mazlığı "soguk savaş"a dönustü. Son olarak Telsiz Genel Müdür- luğü Sincan Belediyesi'nin kurdu- ğu çanak antendeki yansıtıcıyı sökmesi uzerine, belediye başka- nı Aziz Giirsoy antene yeni bir yanatıa taktırarak başına "zabıta dikti". Telsiz Genel Müdürlüğü ile An- kara Sincan Belediyesi arasında- ki "soğuk savaş" söyle gelişti: Genel Müdürlük, Izmit Belediye- si'nden sonra çanak antenle uy- du yayıru yapan Sincan Belediye- si'ne de bir "uyan" yazısı gonder- di. Önceki gün Sincan Belediye Başkanlığı'na gelerek uyan yazı- sını getiren görevlileri belediye başkanı Aziz Gursoy kabul etme- yince, görevliler EGO çalışanlan- na ait 13 katlı binarun çatısına çı- karak çanak antenin yansıtıcısmı söktüler. Belediye bunun uzerine çanak antene yeni bir yansıtıcı ta- karak uydu yaymlannın devam etmesini sağladı. Sincan Belediye Başkanı Aziz Gürsoy, olayın tek- rarlanmaması için çanak antenin bulunduğu binanın çatıya açılan kapısına demir kapak yaptırarak kiüt vurdurdu. "Önlemlerini" an- latan Gürsoy, demir kapının kı- rılma olasılığına karşılık iki bele- diye zatıbatısını da 24 saat "ka- pı>ı koruma ile görevlendirdikle- rini" açıkladı. Konuyla ilgili göruşlerini aldı- ğımız Sincan Belediye Başkanı Aziz Giirsoy, "Dünyaya açılan bu evrensel pencereyi kapamak iste- HAKAN KARA İZMİR — Tepeli pelikana rahat yok. Dünyada nesli tukenen kuş türleri arasında olan tepeli peli- kanlann Türkiye'de kuluçkaya yattıklan tüm kuş cenneüerinde sorunlar yaşanıyor. Dünyada Yunanistan, Türkiye, Bulgaristan, Romanya ve Aral Gölü çevresinde bulunan tepeli pe- L'kanlann sayısı hızla azahyor. Uz- pamuk ekim alanlarının genişle- tilmesi, tarımsal ilaçlamanın ya- rattığı kirlilik, avcılık, pelikanlar açısından önemli bir sorun. Kon- ya'da Ereğli sazlığında NATO Al- çak Uçuş ve Atış Eğitimi Projesi gerçekleştirilraesi planlanıyor. Manyas Gölü'nde kirlilik, Kızılır- mak Deltası'nda ise yoğun bir bi- çimde sürdürülen avcıhk tepeli pe- likanlan tehdit ediyor. İzmir'de bulunan Tüzla Kuş Cenneti'nde 10 yıl önce Türkiye'de yaşayan tepeli pelikan sayısının 1500 olduğu, bu saymın günümüzde 400'e dek gerilediği belirtiliyor. Kirlilik ve avcılık tepeli pelikanları tehdit ediyor. Menderes Deltası'nda gerçekleştirilen drenaj çalışmaları bölgedekiyaklaşıkBO tepeli pelikanı olumsuz etkiliyor. manlar dünyadaki toplam sayıla- nnın 2 bine kadar gerilediğine dikkat çekiyorlar. Türkiye'de bu- lunan tepeli pelikan sayısının ise 400 dolayında olduğu belirtiliyor. Ancak pelikanlar, özellikle kuluç- kaya yattıkları bölgelerde yaşanan kirlilik, avalık, bölgenin kurutul- ması ve tanma açılması gibi so- runlar tarafından tehdit ediliyor. Yaklaşık 130 tepeli pelikarun ya- şadığı Menderes Deltası'nda ger- çekleştirilen drenaj çalışmaları ve her yıl çıkan yangınlar, kaçak av- cılığa karşı cıddi koruma onlem- lerinin alınmayışı sorun oluş- turuyor. On yıl öncesine kadar Türkiye 1 de yaşayan tepeli pelikan sayısının 1500'e ulaşırken, yıllardan beri sürdürülen katliamla bu sayının 400'e kadar gerilediğini belirten Uluslararası Kuşlan Koruma Kon- seyi Türkiye Temsilcisi ve E.Ü. Fen Fakültesi Araştırma Görevlisi Dr. Mehmet Sıkı, pelikanların balık yedikleri gerekçesiyle balıkçılar ta- raından öldüruldüğunü söyledi. Dr. Sıkı, "Bu kuş tünınün yok ol- masım ancak balıkcılann yardım- lan ile önleyebüiriz. Bunun için de bilgilendirrne ve koruma calışma- lan >wgınlaştmlmalıdır" dedi. Kuş uzmanı Asaf Ertan ise çev- re kirliliği ve sulak alanların ku- rutulması gibi sorurüann yam sı- ra pelikanlan Türkiye'de en çok tehdit eden olayın avcılık olduğu- nu vurguladı. Eti yenmemesine karşın pelikanların zevk için ya da içı doldurulmak amacıyla vurul- duğunu belirten Ertan, bu soru- nun mutlaka çözumlenmesi ve ciddi denetimlerin uygulanması gerektiğini söyledi. Devekuşlarından sonra dünya- daki en uzun kuş türü olan tepeli pelikanların boyları 180 cm'ye ula- şıyor. Uzmanlar dünyada sayıları hızla azalan tepeli pelikanlar hak- kında şu bilgileri veriyorlar: "Tepeli pelikanlann en önemli özelügi ortak vaşamalan. Çoğalır- ken, yiyecek peşindeyken hep bir- likte hareket edi>orlar. En önem- li besin kaynağı balık. Avlanırken önce balık sunisüniin etrafında bir yay oluşturuyoriar. Sonra yay giderek daralarak bir daireye dö- nüşiiyor. Daire hareketini tamam- ladıktan sonra pelikanlar hızla ayaklannı çırpıyoriar. Dairede ka- lan ve sağa-sola kaçan balıklan keseli gagalanyla avtıyorlar. Dün- yada en çok Yunanistan ve Tür- kiye'de bulunuyorlar. Uluslarara- sı Kuşlan Koruma Konseyi (ICBP) ile Uluslararası Kuşlan Araştırma Burosu (IWRB) tepeli pelikanlann sayılannda son yıllar- da oluşan hızlı duşuşlerin neden- leri konusunda araştırma yapıyor- lar." ? HeminS- > L n | U ^ z a r E r n e s I Hemingvvay'in lorunu. Lipstick (Ruj) tilminin hâlâ anılarda ka- lan bu guzel yuzlu yıldızı, Playboy'un ma>ıs kapağına yerleşli. Uzun süreli alkol tedavisinden sonra Playboj için poz \eren Mar- gaux, dergide 10 sayfa fotoğraf ve kendini anlatan bir >azı>la, hayranlannın karşısında olacak. (Fotoğraf: AP). yenlerin varlığından büyük üzün- tü duyuyorum" dedi. Gürsoy, ça- nak antenler aracıbğıyla uydu ya- yını dağıtımı konusunda hiçbir yasal düzenleme olmadığı göriişü- nü savunarak "Biz bu >ayınlann karmaşaya yol açacağını kabul ediyoruz. Ancak şu an için belli bir yasal düzenleme yok. Bu ko- nuda yasal bir düzenleme yapıla- rak sonına çözüm getirilmesi için öncülük yapıyonız" dedi. Aziz Gursoy Telsiz Genel Müdürlüğü ekiplerinin çanak anten yansıtıcı- sıru sökmelerini ise şöyle değerlen- dirdi: "Bu, tekelci zihniyettir. Ev- lerin üzerine kurulan çanak an- tenle bizim kurdugumuz çanak anten arasında bir fark yok. Yet- kilikr bizimle ugraşıyoriar. Oysa biz halka hizmet \eriyoruz. Ma- gic Bov'a da karşı çıkıyortar. O zaman o yayınlan da engellesin- ler. Ne pahasına olursa olsun hal- kımıza bu yajmlan izleteceğiz." Telsiz Işleri Genel Müdurü tb- rahim Göksel ise belediyelerin ça- nak anten ve yansıtıcı takarak üç yasayı birden ihlal ettiklerini sa- vundu. Amaçlarının belediyeleri cezalandırmak olmadığıru belirten Göksel, "Daha önce de Nevşehir Belediyesi'nde olduğu gibi bu an- tenlerin 3517 sayılı yasaya göre PTT'ye devredebileceklerini bildirdik" dedi. Göksel, uyarıla- nna uymayan İzmit ve Sincan be- lediyeleri hakkında suç duyuru- sunda bulunacaklarını da sözleri- ne ekledi. Öte yandan belediyelerin uydu anten girişimlerini görüşmek üze- re önümüzdeki günlerde Devlet Bakanı Mehmet Yazar, Ulaştırma Bakanı Cengiz Tuncer, TRT Ge- nel Müdürü Kerim Aydm Erdem, PTT Genel Müdünj Emin Başer, Telsiz Işleri Genel Müdürü Ibra- him Göksel ile Radyo Televizyon Yüksek Kurulu Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in bir toplantı yapa- caklan öğrenildi. Bu arada, lzmir il ve ilçe bele- diyelerinin ortak karar alarak tz- mir ve çevresine uydu yayınlan dağıtmak üzere SETA ile anlaş- tıkları bildirildi. Edinilen bilgiye göre önce Buca, Konak, Borno- va ve Karşıyaka Uçe belediyeleri- ni kapsayan anlaşmaya daha son- da lzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı da katıldı. Buna gö- re salı günü belediye encümenin- den geçecek karar sonrasında çanak anten ve yansıtıcıların montaj çalışmalanna başlanacak. SETA, anlaşmaya göre bayram- da bir kanal ve bayramı izleyen bir buçuk ay içinde de iki kanal olmak üzere toplam 3 kanalın Iz- mir'den izlenebilmesini sağ- layacak. Hayvan barmağı • Haber Merkezi — Kadıköy Belediyesi önderliğinde Küçükbakkalköy'de 40 dönümlük bir arazi üzerinde hayvan barınağı inşa ediliyor. Dün çeşitli kuruluşlann katıldığı topiantıda haziran ayında açılması kararlaştınlan hayvan barınağının gerçekleştirilmesi için bir vakıf kurulması planlandı. Dünyada sanatçı kişiliğinin yanı sıra hayvanseverliğiyle de tanınan Brigitte Bardot'un açılışa davet edileceği hayvan bannağında barınak tesisleri, hayvan hastanesi, hayvan pansiyonlan, çocuk parkları, kafeterya ve mağazalardan oluşan bir kompleks yer alacak. Köprüçay'da l turizmi • ANTALYA (AA) — Turizm Bakanlığı, Antalya'nın Manavgat ilçesindeki Köprüçay'ın doğusunda golf turizmi yapılması için bir şirketler topluluğuna ön izin verdi. Turizm Bakanlığı Planlama ve Yatınmlar Dairesi Başkanhgı'ndan aldığı bilgiye göre Köprüçay'ın doğusunda kalan alanda 600 dekar genişliğinde ve 18 delikli bir golf merkezi kurulacak. ^Ultramark 9^ • İSTANBUL(AA) — Kalp hareketlerini ve kalbin damar yapısını inceleyen "Ultramark 9" adlı cihaz, Marmara Üniversitesi Hastanesi'nde hastalann hizmetine sunuldu. 2 ekranlı olan Ultramark 9'un, bir ekranında kalbin çalışması izlenirken, öteki ekranda da kılcal damarların ve kalpten çıkan ana damarların yapısı incelenebiliyor. Hollanda'dan ithal edilen cihazın 400 milyon liraya mal olduğu kaydedildi. Bir 'ayıplı' ceza daha • ANKARA (ANKA) — SHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Türk Ceza Yasası'ndaki "ayıplı" maddeleri temizlemek için bir çalışma başlattı. Ersin, TCK'de incelemeleri sırasında fahişeye tecavüzde ceza indirimini ongören 438. maddeden sonra "gayri meşru çocuğunu öldürene de ceza indirimi" uygulandığını belirledi. Kanunda bir anne veya babanın çocuğunu öldürmesinin cezası "idam" olarak öngörulürken, evlilik dışı çocuğunu öldürenlere "namusunu kurtardığı için" 5 ile 10 yıl hapis cezası verilmesini hükme bağlıyor. SHP'de organ bağışı • İSTANBUL (AA) — SHP Beşiktaş tlçesi Kadm Komisyonu tarafından "organ bağışı kampanyasf'na şu ana kadar 200 başvuru olduğu bildirildi. ŞHP tstanbl Milletvekili Mustafa Sangül organ bağışında bulundu. SHP Beşiktaş tlçesi Kadın Komisyonu'nun öncülüğünde, 1 martta başladığı bildirilen organ bağışı kampanyası dün, Dünya Sağhk Günü nedeniyle ilçede düzenlenen bir toplantı ile başına tanıtıldı. SHP Beşiktaş tlçesi Kadın Komisyonu'nun öncülüğünde gerçekleştirilen kampanya mayıs ayı sonuna kadar devam edecek. Aphrodisias için defile • Haber Merkezi — Geyre Vakfı Aphrodisias kazılan yaranna îngiltere Başkonsolosluğu'nda 1990 İlkbahar Yaz Defilesi düzenledi. Ingiliz Büyükelçi Sir Timothy ve Lady Daunt, Atilla Uras ve eşinin katkılarıyla düzenlenen gecede bir davetiye 175 bin liraya satıldı. Dansla protesto • İZMİB (AA) — Yeşiller Partisi lzmir İl Örgutü, lzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Kültürpark fuar alanı için yeni yapılaşmayı ongören proje yarışmasını dans ederek protesto etti. Yeşiller partisi üyeleri dün fuann Lozan kapısı önünde dans ederek fuardaki yeşil alanlann yok edilmesini kınadılar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear