25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 NÎSAN 1990 CUMHURÎYET/7 EVSANLAR FÜSUN ÖZBİLGEN o CÖBÜŞ Para Para ûzum suyuna benzer, çoğaldıkça insanın başını dondürvr. HVIIu ROCK KRALIELVIS İLK YASAMINDA MISIR FİRAVUNUYMUŞ Esaslı bir asparagasAMERtKA'da hazırlanıp, Kanada'da basılan haftalık bir dergi, birinci sayfadan verdiği sansasyonel haberindc, bdki de dunya asparagas haberciliğinin en güzel örneğinı verdi. "National Euminer" adlı haftalık dergi sürmansetten verdiği haberde "Elvis Presleyi in eskiden bir kez daha yaşanuş olduğunu bildirdi" ve iki fotoğ- raf yayınladı. Elvis birinci fotoğrafta ilk vaşamında, ikincisiodc ise rock kralı olduğu günlerde görulü- yordu. "Rrincarnation" eski deyimiyle "Basobadetoevt" ya- ni "yeniden doguş sansasyonu" başlıkiı haberde, Elvıs'in daha önce dünyaya Mısır Firavunu Dördüncu Amenbotep olarak geldiği bildıriliyordu. Dergi Amerikalı arkeolog Dr. Harold Tucker'ın şu açık- lamasını okurlarına ıletiyordu: "Kahire Muzesi'nin unlu bi- lim adamlanndan Dr. Antat Semnak, firavunun mezannda bir duvar resmi bulmuştur. Bu resün uzerinde yapüğı çahşma- larda Uginç bir benzertige tanık THE KING HAS LIVED IYIANY TIMES BEFORE rrhcrs arc ntm con * «nrf Dr AntM Srm oMu. Mısır Kralı Amenhotep ilc rock kralı EJvis birbirine çok bcndyoriar." Her iki kral da genç yaşta tahtlanna oturmuşlardı ve her ikisi de 42 yaşında ölmüştü. Her ikisi de kurulu düzene kar- şı çıkmışlardı. Her ikisinin de düşmanı çoktu. Amenhotep'in he>'kelleri, Elvis'ın plaklan düş- manlarmca kırıimıştı. Her iki- si güneşin etkisindeydiler. Mı- sırlı tek tanrı olarak güneşe ta- pardı, rockçı ise Güneş Plak Şirketi'ne çalışırdı. Amenhotep'in ölümünden sonra cesedi kaybolmuştu ve bundan dolayı halkmca yaşadı- ğına inanılırdı. 1977'de ölü- münden sonra Elvis'i, pek çok kişinin gördüğü söylenirdi. Amenhotep'in sarayı Amtrna- daydı. Amarna zarif demekti. Elvis'in Memphis kentindeki sarayı da Gracdand yani Zarif Clke'deydı. Gerçekten Elvis, Firavun Amenhotep'in duvar resmine çok benziyordu. Ancak dikkatli bakıldığında EYUPSULTAN'DA RAMAZAN /»AAI ılr fntonrafl yUUUIV lUlUljlClll E l ' d A i l i b k k ö l u m e e n n M k *** da b u l u n a n v e y j olümü en az düşhnmesi gereken 5-6 yaşlannda bir çocuk E>upsultan'da. Ailesi bu köçücuk çocuğun başına bir beyaz namaz takkesi gecirmiş. Mezarlıktaki mezartaşlarının oniinde ellerini dua edermiş gibi actırmış folof- rafını çekiyor. Çiçeğe, dogava, sevince,rcıutluluğayoneltmemiz gereken çocuklanmızı mezar- lık, ölum, yakanş, kasvet içinde jaşama başlatınca sonunda mutsuz, sevgisiz ve asık suratlı bir insan daha yetişiyor topluma. (Fotofraf: Maharrenı Aydın) birinci resimdeki firavun Amenhotep'in gerçekte Adıya- man'da, Nemrut. DağYndaki Komagenos kraJlarına ait dev heykellerden birinin başı oldu- ğu ve fotoğraf Uzerinde hafif rötuş yapıldığı görülüyordu. Arnerikan dergisi bu heykel basının fotoğrafını Mısır Müze- si'ndeki bır duvar resmi yap- mıştı. Bu "asparagas" olayı Ûe ilgili haber daha ayrıntılı araş- tınldığında ne Dr. Harold Tuc ker ve ne de Dr. Antal Semaak vardı. Ne de Amenhotep ile El- vis arasında bu benzerlikler... Habenn yazan John Prather ile telefonla konuşmak da im- kansızdı. Gazetenin santralı böyle bir kişiyi tanımıyordu. Yazı ışlerinden biri ise "gazete- mizi isterseniz okursunuz, ister- seniz okamazsıaız" diyerek ka- patıyordu. Gerçekte olmayan haberi "imal etmek" anlamına gelen asparagas haberciliği görüldü- ğıi gıbi her ülkede var. Ancak bu örnekleri sergileyerek ABD başkanlan "Gazeteler yalan ha- ber yanyor** diye ortalıkta do- lanmıyor. Çünkü gerektiğinde ABD baskanlarını koltuğun- dan eden gerçek skandal haber- lerini yazan basın organlanmn gücü de biliniyor. Her kuru- mun eğrisi de doğrusu da olur elbette. ŞENSOY'A YANIT ERZURUM'DAN GELEN SES Müslüman / kadın bu mu? MÜSLÜMAN Türk Kadın- lan Bırliğı'nin Erzurum'dan gönderdiğı bır broşürde, kadın- lan Muslumanlık adına cina- yetlere ve savaşa alet etmek is- teyenlere akıla bir biçimde kar- şı çıkılıyor. Hz. Fatıma'nın do- ğum yıldönümü nedeniyle ba- sılan bir davetiyedeki elinde ye- şil bayrak, sırtında Kalasnikof silah, bası örtülü kadın resmi- ne dikkat çekilerek şöyle deni- liyor: "Dinhnizi çiridn iktidar bn- tarma alet edenlerin, tsiamı kan dökttctihik, yıkıolık ve bolort- liik aracı yapanlann, din adı- na devlet, millet, insanlık, ilim ve medenivet duşmanlıgını kış- kırtanlaruı ne derece yanlıs yol- da olduklan ve bunlann once- likle tslama zarar venHkleri or- tadadır. tslamda terör, insanın insa- nı öldürmesi yasak iken, Hz. Muhammed (S.A.V.)'in can düşmanı Ebu Cehil'e bile oliim cezası vermediği büinirken, ls- lamı ve Müslomanlan kan dö- kiicii, öldörucu yola sevketme- nin fajdaa kime oiacaktır? Bu- enne degin şu veya bu sebeple ıslam dünyasındaki kavgalar kimin işine yaramış, Muslu- manlan nereye götnrmuştur? Yeni kavga senaryolan; Tiirfc- iye'de, içinde yetişmiş, ekmefi- ni >emiş, nimetlennden fayda- fauunış insanlara oynadlmak is- tenmekte, tiirban otayında ol- dofıı gibi başrol "Müslüman Kadınlara" verilmektedir. fran'da ve bazı Arap ülkelerin- dc Mrtakım örgütler aracıhğı ile Islam adına işlenen cinayetlere kadınlar da ortak edilmek is- tenmektedir. Bnnon sebebi ls- lami inanç degildir. Sosyo- knltürel şartlarda (utuculugun aşınlaşanık, tıpkı knmünist ya- hut faşist militanlardaki gibi "ölüm severUk" hastaltgına dönaşmesidir. Gerçek Möstüman kadınlan- mızı şMdet ve terör araa ohnak yerine inanç sahibi, saygın ve Hz.Fâtıma'nın özdliklerine sa- hip kişiler olmaya çagınyor, kaduüanmızı sapık fikh-teri doğrnltnsunda bir araç gibi lcallanmak isteyenlerin oyunla- nna diişmeyip, Musluman öl- kesinde Miıshımanhk mucade- lesl gösterisi yapacaklanna. Hı- ristiyan zulmune maruz kalan milyonlarca Muslumanın hak- kını, hoknkunu bir Müslüman kadın edası ile ifade etmeye ve hayırtı evlatlar yetiştirmeye ça- ğınyonız." Feministlen kızdırdı GEÇEN hafta Ferhan Şen- soy'un Bilsak'ta yaptığı söyle- şide sinema günleri üzerine esprilerini yanıtlarken bir ba- yan dinleyicinin feminizm ko- nusundaki somsuna verdiği yanıtları da aktarmıştık. Şen- soy'un esprili yanıtı "Bir grup feminist adına" Saynur, Sel- ma, Hürriyet, Emel, Nimet, Gül, Şükran, Nermin tarafın- dan sert bir biçimde yanıtlan- dı. Feminist hanımların köşe- mize geçtiği faks şöyle: "Feminizmin katı bir pence- re ya da hastalıklı kadınların hareketi olup olmadığını söy- leme hakkım kendinde görme- den önce, Ferhan Şensoy'un biraz okuyup öğrenmesi ve çevresinde neler olduğuna bakması gerekirdi. Ama yine de biz, bedensel ve ruhsal sağ- lıklan gayet yerinde ve bir ezil- me biçimine bilinçli olarak karşı cıkan feministler, bu top- lumda "adam yerine konmuş bir adamın" katı erkek pence- resinden ettiği yüzeysel ve ile- ri geri laflara şaşırmadık. 7a- bii ki bir erkeğin feminizme sı- cak bakması çok kolay değil. Çünkü onun kendi ıktidanna, başka birilerinin sırtından sor- gusuz sualsiz sahip olduğu ni- metlere aykın bir hareket femi- nizm. Ferhan Şensoy, feminiz- me karşı olabilir, ama hakaret ve karalama hakkının gerekçe- si olamaz bu. Yine de biliyo- ruz ki böyle kaba ve cahilce •goriişleri', ancak (kendi deyi- miyle) delikanlı bir erkek ileri surebılirdi. Bu tür düşünce ve davranışlar bile varhğımızın hrkhlığını ve gerekliliğıni ka- nıtlıyorf INONU KONSERDE Macar orkestrası ve Kan BEYOGLU'NDA BİR SOKAK Yıkıntılardan Cep Bar BEYOCLU ÜÇ beş yıl önce- sinin çirkin ve pis görunümü- nü hızla atarak güzelleşıyor. Bu değişim, bilinçli insanlann bir- lik içinde sahip çıkması ile ger- çekleşiyor. Sadece Istiklal Cad- desı değil, ara sokaklar bile ba- kım görup beyaz badanalarla ve renkli boyalarla suslenmeye başladı. Isveç Konsolosluğu'nun kar- şısındakı Müeyyet Sokak'ta böyle temizlenıp güzelleşen so- kaklardan birisi. Daha öncele- ri Bodrum'da Gölköy Antik'i, Beyoğlu'nda tktisatçılar Birli- ği'ni duzenleyen Necip Bozan- kaya, bu kez de bu sokağa el at- mış. lkinci katta oluşturduğu minik bir bar var. Cep Bar'ın merdivenlerinde mermer kur- nalar, bakır kaplar, küçücük salonlarında eski Singer dikiş makinelerinin demir döküm ayaklan uzerinde kurulu masa- lar, demir pancurlara yaslanmış heykel başları, renkli camlar, porselenkr, kilimler yer alıyor. Sokak ise mermer kurnalann içinde yetiştirilen çicekierle be- zeh. Necip Bozankaya, Cep Bar- ın dekore edildiği eşyanın nere- lerden toplandığı sorumuza uzun sakalını sıvazlayarak ve neşeli neşeli gülerek yanıt veri- yor: "Nereden olacak, Tariabaşı'n daki binalan yıktılar ya, işte o yıkıntılardan topladıgımız eşya ile donattık burmyı..." S İ N E M A , tiyatro, konser gibi kultürel et- kinlikleri izle- yen tek lider Erdal tnönii, pazar günu de Suna Kan'ın solist olarak katıldığı kon- serdeydi. Ma- caristan'dan konuk gelen Ferenc Liszt Oda Orkestrası pazar ve pazar- tesi günleri Ce- mal Reşit Rey Konser Salo- nu'nda üç kon- ser verdi. Pazar akşamı yapılan galaya solist olarak katılan kemancımız Suna Kan, Haydn'ın keman konçertosu- nun bazı pasajlannı seslendirir- ken, dunyanın en unlü sanatçı- ları ile konserler veren orkest- ranın üyeleri dahi hayranlıkla Kan'ın kemarunı dinliyorlardı. Konserden sonra konuklara Macar yemeklerinden oluşan bir bıife sunuldu. Eşi Sevinç tnönii ile birlikte galaya katılan Erdal İnönü de bufenin onün- de kuyruk oluşturan dınleyici- lere katılarak sırasını bekledi ve yemeğıni aldı. Inönu'nun bu sade davranışları ve zarifliği, re- sepsiyona katılan hanımların çok hoşuna gitmişti. Bir ara Er- dal tnönu'ye şöyle dediler: "Şu sıralarda bir seçim olur- sa sizin hemen başbakan olma- nızı dogrusu hiç istemiyoruz. Yıldınm Akbulut'tan sonra basbakanlığa sizi yakıştıranıı- yoruz. Akbulut ile bakf selef olmak size uygnn düşmez." lnönu de bu espriye guldu ve "Goriildüğü kadanyla Akbulut uzun sıire başbakan olarak ka- lamayacak. Kendi partflileri bile başbakanın durumundan ra- hatsız goninüyoriar" diye yanıt verdi. KİM KİME DUM DUMA BEHlç AK \\ ' - ' / ı ı t t l ı ' • 1 rfftyF] PİKNİK PİYALE MADRA HIZLI GAZETECİ V£CD£T $£A 51 50RUH NE &UYOR MUSUNCZ ?.. GÖl KAMA$TtRıCı S/(? MiZ- peâı'şırop.. TüçKiye PE ToPUJM CNIL CIVIL. OSVtHM UABtRE r&S KUSAKLAR y Ş PlRiL, ğENÇ KAFALA2- orsAda c rsı cy(?û«r... . .... ... ryE- <5//?P//M Ğ/€£i/ 72MK OLPLIŞMVI T e < Ş£Y OtPtŞME ve SOffTyVHE TopLUMUN DiklAMaM \KTiPAR UESAPLORI.'RKT ı • A . n, | — • - — - ' — AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA1S GÜRSES heje boyte bre ?«y daha da hc$ GARFIELD JM DAVIS TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN 11 Nisan KIUÇ DIŞLIKAPIAN YAŞIYORMU?! I3Z4-'TE BUGUM, SOYU 2OSIN YıL ONCE TUKEHOLĞL "KILIÇ PIÇLI KAPLAN'IN SIBIRYA'DA GÖ&ULDUSU "/A* BASıNıNPA YE& ALMıŞN'' UABEKıN KAYNA6ı, Kı2.ıL OKDU 'DA GOZEVLı F£0OG 8UTTNSKı 4PLı VETE&ı- BlGYA 'PA S/se OKAİAMA OAlAH BOLŞEvrKLEg, SÖZ KONUSU KAPLANIN SALD/&S/MA U&IBAM/ŞTt. ERL£&- 7~£Ş EC>ER£K ONUM UZUN DIŞl-ERIfiJOEN KtfZM/Ş VE HAYVANtN KAÇMASIMA NEPEN OtMUÇ TU DAHA SOM/eAj I6OK, SAID/8AH HAYVANI GÖS?-EIZMlŞri. BlNLERCE Y/L ONCE SOYUNUN Û/ĞI 8ILINEH K/UÇ DtŞU KAPlAM (SMtLODON} 8£y4 O&MAUA&HM mŞ/YO£ Ol^BlUÜ MıY BELKI DE Sont TuKENMEMıÇTÎ.'. ANKARA 24. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİNDEN Dosya No: 1989/816 Davacı Turkiye Gubre Sanayi A.Ş. Genel Mudürluğü veki- h tarafından davalı Nuh Selçuk aleyhine mahkememize açı- lan alacak davasında; Davalı Nuh Selçuk'un adına çıkartılan davetiyenin tebliğ edi- lememiş olması ve yapılan zabıta tahkikatında da adresinin tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar ve- rilmiş olmakla; Davalı Nuh Selçuk'un aleyhine açılan alacak davasının 30.5.1990 gunu saat 9.45'te mahkememızde hazır bulunması veya kendisini bir vekılle temsil ettirmesı aksi takdirde yoklu- ğunda duruşmalara devam edileceği dava dilekçesı yerine ka- im olmak uzere ilanen tebliğ olunur. (HUMK 213. 337 Mad.) Basın: 21832 BİSMİL SULH CEZA MAHKEMESİNDEN Dosya No: 1984/72 Karar No: 1989/11 Hırsızlık ve hırsızlık malını bilerek satın almak suçundan sanıklar lsmet Kaya, Sinemı Taşkın ve Abdulmenaf Taşkın haklannda yapılan açık yargılama sonunda, sanıklardan Nu- saybin ılçesi Kuyular köyü nüfusuna kayıtlı Ahmet kızı 1937 D.lu SİNEMİ TAŞKIN ile aynı yerden Huseyin oğlu, 1964 D.lu ABDULMENAF TAŞKIN hakkında mahkememızce verilen 28.2.1989 tarih ve 1984/72 esas, 1989/11 sayılı gıyabi kararı tüm aramalara rağmen sanıklara tebliğ edilemediğinden 7201 sayılı Tebligat Kanununun 29, 30 ve 31. maddelen gereğince işbu hükum özetinin ilanen tebliğine, ılan tarıhınden itibaren 15 gun içinde tebliğ edılmiş sayılacağı, ilan ucretinin sanıkla- ra yükletileceği ve kararın kesinleşmış sayılacağı ılan olunur. Basın: 21829
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear