Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 MART 1990 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN DUNYA'DA BUGUN
Meteoroloji Genei MödûıiOğO'nde-
alınan bılgıye göre, Batı Karadentz'm
iç kesmlen, Iç Anadolu'nun «luzeyba-
ttsı, İç Ege ıle göller bölgesı yer yer
sadomk yagıslı. öteta yerler parcalı ve
az buluflu geçecek, hara sıcaklığj oe-
ğısmeyecek. Rüzgâı yurduntaceyke-
sımlennde kuzey ve dogu, gûney ke-
simlennde güney ve bâtı yönlerde"
haftfarastraortatajvvetteesecek Oe-
nıztenmızde rûzgâr Marrnara öenıarı-
de yıkte ve poyrazdan ötekı denızten-
nsrie gûnbateı ve lodostan 3-5 Ka-
radenirte 6-7 kuvveSnde saatle 10-21
Karadenız'de 27-33 denız mılı hızta
eseceK Denız mutedıl dalgalı oiacak
Dalga yûksetdıği 0.5-1.5 metre Kara-
denız'de 2-3 metre, görûş uzaklı-
ğı 10 km. dolaymca bulunacak. Van Gölû'nde hava Parçalı bu-
luttu geçecek Rümâr, taızsy ve batı yönlerden hafif ara sıra orta
kuvvette esecek. Got kûçûk dalgalı oocak. Görûş uzaklıjı 10 km
dolayında bulunacak.
Adana
Adapa2an
Adtyanun
Atyon
A$n
Ankara
Amakya
Anüıya
Arîvtn
/yi:n
BalıKesır
Bılecık
Buigöl
Bıtts
Bohı
Bursa
Canakkale
Çofum
Derazlı
B 23° 10° Dıvartafcr
8 25° 11° Edıme
B 25° 10° Erancan
Y 20° 4°£rcurum
B 12° -2° Fstaşehr
Y 22° 5°GazıanlEP
B 22° 3°ûresun
B 23°
B 17° 4°Hakkin
B 26° 10° Isparta
B 26° 5° İstanbul
B 24° 5°lzrrw
8 19° 3°Kars
8 18° 4°KasQmonu
Y 21° 4°Kaysen
B 25° 8°KnWarel
B 22° 7°Konya
B 22° 5°KüBfıya
B 24°1O°Mala1ya
B 22° 4° Manısa
B 24° 6°KMara$
B 18° 3°Mersn
B 11° -3° Mutfı
Y 22° 3°Muş
B 23° 7°NıO«
B 18° 9°CMu
18° 2°ftıa
B 13° 0°Samsun
Y 2T° 4°S»r!
B 2T° 11° Smop
8 25° 12° Sıvas
B 12° -3° •fekaöağ
Y 20° PYatajn
B 21° 3°lmceli
B 24° 10° Usak
B 21° 4° Van
Y 20° 4°Vtagat
B 21° 4° ZonguHalı
) : açık »aOmurtu ^ sısh A-açık 8 bulutlu G-gûtıes* K-karı S-ss* V-yaönnırlu
Barceıona
Basei
Belgrad
Berin
Bonn
Brüksel
Budapeşie
Cenevre
Cezayır
Cıdde
Dutuı
Frankfurt
ftrne
Helsınta
Katme
kcpenhag
Kök)
BULMACA
SOLDAıN SAĞA:
1/ Bir kimsenin ya da
grubun duygularını
kamçılayarak ve ger-
çek dışı sözler söyle-
rek onlan kazanmaya
çalışma. 2/ Elrna, ar-
mut, ayva gibi meyve-
lerin yenmeyen iç bö-
lttmü... Antimon ele-
mentinin simgesi. 3/
Bir şeyi anımsamak
için yazılan kısa ya-
a... Koz. 4/ Motorlu
taşıtlarda direksiyon
ile tekerlek arasında-
ki bağlantıyı saglayan
mil... Gezgin samuray. 5/ Tarih öncesi
çağlarda tannlara adak olarak sunu-
lan küçük heykelcik... Sergen. 6/
Çam ağacının çiğnenip emilen iç kabu-
ğu. 7/ Yabancı... Palamut balığının iri
bir türü. 8/ Uzak... Yapmacık davra-
mş. 9/ Kurnaz, açıkgöz... tstenç yiti-
mi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Evrenin ve insanın Tann'dan çıkıp
yine Tann'ya dönmesinin evrelerini
anlatan tasavvuf şüri. II Hayat arkadaşı... Bir erkeğin nikâhsız ola-
rak aldığı cariye. 3/Nane kokusu... Bir nota. 4/ Telefon sözü... Ni-
şastalı tanelerin su ile kaynatılarak bulamaç kıvamına getirilmiş du-
rumu. 5/ Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının Ustünü örten bir
tür tozluk... Yapraklar durumunda ayrılabilen parlak bir mineral.
6/ tlkel bir silah... Müslümanlığın beş temel şartından biri. 7/ To-
kat yöresine özgü bir halk ovunu. 8/ Üst üste eşya konularak yapı-
lan düzgün yığın... Küçük köy. 9/ Sıkıntı... Alçak ve altı düz gemi.
6 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Yeni bir kanun
30 MART 1930
Adliye Vekâleti memleketin bazı havalisinde asayişi ve
adalette sür'atı temin için gayet mühim bir kanun
hazırlamıştır. Bu kanun mucibince muayyen yerlerde
muhakemat usulüne dair olan kanunun bazı noktaları, tadil
edilmektedir.
Şekavet, fesatçıhk, devlet otoritesine karşı koymak gibi bir
takım suçlara verilecek cezalan hususi usullere tabi tutacak
olan bu kanunun belli başh fıkrası, mahkeme kararlannın
kat'i olması ve kabili temyiz olmamasıdır. Mahkemelerin
bu gibi cürümler hakkında verecekleri cezalar temyiz
edilmeden infaz edilecek, hatta idam cezasının dahi terayizi
kabil olmıyacaktır.
Suçlar, cürüm ise beş kişiden,
kabahat ise üç kişiden
mürekkep mahkemeler
huzurunda ruyet edilecektir.
Bu kanunun birinci
müfettişlik mıntakasında
tatbiki düşünUlmekte, başka
yerlerde tatbık derpiş edilmemektedir.
Bu kanun müstesna bir ehemmiyeti haizdir. Devletin
ötedenberi emniyetini ve vatandaşların asayiş ve istirahatını
ihlâl eden kimseler hakkında adaletın teminini tehir eden
uzun usuller, bu gibilere daha fazla cesaret vermektedir.
Yeni kanun sayesinde aşiretlerin sakin bulunduğu ve iptidaî
zihniyetin hüküm sürdüğü yerlerde asayişi ihlâl eden
kimseler sür'atle adalet pençesine tevdi edilmiş olacaklardır.
Üsküdar tramvayı
Üsküdar - Kadıköy tramvaylan şirketi hey'eti umumiye
içtimaı bugün öğleden evvel aktedilecektir. Bu içtimada
şirketin faaliyet sahası mevzuu bahsolacak ve hesapları
tetkik edilecektir.
Kadıköy hattı projesinin tetkikine devam olunmaktadır.
Projenin tetkikinde en mühim nokta Haydarpaşa köprüsü
mes'elesidir. Köprünün bu
sene inşası için Şehremaneti
930 bütçesine 60 bin liralık
tahsisat koymuştur. Nafıa
Vekâleti de bu kadar tahsisat
vereceğini vadetmiştir. Fakat
köprünün inşasına bu
tahsisat kifayet etmemektedir. Maamafîh bu para ile hemen
köprünün inşaatına başlanması münasip görülmektedir.
Diğer taraftan şirket tramvayın güzergâhım tespit ile raeşgul
olmaktadır. Tramvayın her halde Kadıköy Altıyol ağzı
civarından gecerek Moda'ya gitmesi mukarrerdir.
Bugünkü içtimada bu hususat hakkında da müzakerat
cereyan etmesi muhtemeldir.
Halı Resmi
Bugün Mecliste halı resminin tenziline dair lâyiha müzakere
edildi. Kütahya meb'usu Ragıp, Eskişehir meb'usu Emin B.
ler bir kaç tacir yüzünden 150 bin halıcıyı düşünmemenin
doğru olmadığını, lâyiharun reddini istediler.
Yusuf Akçura B., tarife kanunu kabul edileli bir şeyler
olmadığını, hükûmetin halı mes'elesi etrafında tetkikat
yapmadığını söyledi. Iktisat Vekili Şakir B. kürsiye gelerek:
"— Mes'ele mühimdir. Senevî 1-4 milyon halı ithalâtımız
ve bir buçuk milyon halı ihracatımız vardır. Nitekim tarife
çıktığından beri 140 bin balya Iran, Şark halılan gelmiştir.
Bu gidişle transit
merkezi başka yere nakledilecektir. tran'dan Trabzon'a
kadar karada, îstanbul'a kadar denizde ve İstanbul'da
antrepo, hamaliye yıkama ve saire bedeli olarak memlekete
senede 3.5 milyon İira para kalıyor.
30 YIL ÖNCE CumhuriY
et
30 MART 1960
Gazetemiz Şeker Bayramı nedeniyle bueün yayımlanmamıştır.
GEÇEN YEL BUGÜN Cumhuriyet
Meclis'te kan
30 MART 1989
Atatürk dönemi hariç 64 yıllık Meclis çatısı altında bir
milletvekili tabanca ile vurularak öldüruldü. Sirit
milletvekilleri ANAP'lı Idris Arıkan ile DYP'den seçilip
şimdi bağımsız olan Zeki Çeliker arasında çıkan yerel seçim
tartışmasma müdahale eden DYP'li Abdürrezzak Ceylan
(38) tek tabanca kurşunu ile can verdi. Olaydan sonra
elinde tabancasıyla görülen Arıkan, "Ceylan'ı kendisinin
değil, Çeliker'in vurduğu" yolundaki iddiasina rağmen
"katil zanlısı" olarak Ankara Emniyet Mudurlüğu'nde
gözetim altına alındı. Çeliker ise "Arıkan aslında beni
öldürmek istedi, ama Ceylan vuruldu" dedi.
TBMM'de TRT ile ilgili bir yasa teklifı görüşülürken
meydana gelen olaydan sonra olay yerine gelen DYP Genel
Başkanı Süleyman Demirel, "Yarım asırdır bu çatı altında
tabanca patlamadı" diye konuştu.
TARTBMA
Yıırt V urt Di> e Diye
Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz. Ancak burada söz
konusu olan yönetmeliktir ve içeriğini göstermeden bazı
kuralları baştan kabul ettirmek hiçbir hukuk mantığına
sığmaz.
Yurtları anlatmak, hele bir yazıda, o ka-
dar zor ki. Ancak biz gençlerin kendilerini ıfa-
de edebilecekleri araçlardan bunca yoksun ol-
maları karşısında, pek çok şeyi bir arada ama
daraltarak aktarmaya çalışacağım.
Üzerinde durulması gereken ilk nokta, yay-
gın anlayışm aksine, devletin bize sunduğu
eğitim ve bannma olanaklannı bir nimet gi-
bi değil, devletin bir görevi olarak görebilmek-
tir. Böyle bakıldığında bu hizmetlerdeki ak-
saklık ve eksiklikler daha kolay farkedilip dile
gelebilecektir.
tlginçtir, özellikle tstanbul'daki yurtlarda
kantin ve yemekhane ihaleleri (bu ihaleler yıl-
lık yapılmaktadır ve çok yüksek paralarla alı-
nabilmektedir) herhalde müdurlerın hemşe-
rileri olduklanndan, hep Erznnımlulara ve-
rilmektedir. Ve yine ne ilginçtir ki günün 24
saati milli ve dini gerekleriyle uğraşan idare-
cilerin bulunduğu kız yurtlannda (Venzeciler
ve Çemberlitaş örnektir.) kantinler gece ku-
lubü, vs. sahibi kimselerce işletilmektedir.
Çemberiitaş Kız Yurdu'nda yaşananlar anım-
sanacaktır. Düşünmek gerekiyor, bunca tu-
tucu idarecinin bulunduğu Yurtkur yurtlann-
da nasıl oluyor da bu tip kimseler ihale kaza-
nabilıyor.
Artık tüm devlet kurumlarının ayrılmaz
parçalan haline gelmiş olan mescitler, Yurt-
kur yurtlannın da en önemli köşeleridir. Mes-
citlerin belki de en büyük özelliği, toplu hal-
de hiçbir şeyin yapüamadığı yurtlarda, ban-
yo yapmaktan sonra öğrencilerin toplu hal-
de hareket edebildiği tek yer olmasıdır. Bir-
likte başka şeyler de yapmak isterseniz ken-
dinizi kısa sürede yurt kapısının önünde bul-
manız olasıdır. Ben soruyorum, inanç
hürriyeti belgesiyle dini gereklerini yerine ge-
tirmek isteyen öğrencilere mescit açılırken,
yurtlardaki etüt ve kütüphane gereksinmesi
için Yurtkur ne düşünmektedir?
Üniversiteye yeni girecek ve yurtta kalmak
zorunda olan öğrencilere küçük bir açıklama
yapmak istiyorum: Yurda kaydınızı yaptırır-
ken doldurduğunuz belgelerden birinde, "yurt
disiplin ve isletme yönetmeliğinde yazılı olan
tüm korallanı uymayı baştan kabul ve beyan
ederim" yazılı bir bolümün altına imza atmak
zorunda kalabilirsiniz. Uymayı baştan kabul
ettiğiniz bu yönetmelikleri okumaruz ise müm-
kün değildir. Hukukta bir kural vardır: Ka-
nunu bilmemek mazeret sayılmaz. Ancak bu-
rada söz konusu olan yönetmeliktir ve içeri-
ğini göstermeden bazı kuralları baştan kabul
ettirmek hiçbir hukuk mantığına sığmaz.
Bu yazının yazarı, sırf bunları yazdığı için
yurttan atılma tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Çünkü yukanda anlattığım yönetmelik, "ba-
sına yurtlar hakkında açıklamalarda bulunan
öğrencinin yurttan çıkanlabileceğini" ongo-
ruyor.
Yurt yurt diye diye bir hal olduk.
AHMET ÇOBAN
l.Ü. Hukuk Fakültesi
OKURLARDAN
Nurettin Sözeıve açık nıektup
Size gönülden oy vermış bir
vatandaş olarak, umuüarımızın
tamamen yok olmaya yuz
tuttuğu şu günlerde, 2872 sayılı
Çevre Kanunu ve diğer ilgili
kanunlara dayanarak aşağıda
sıralayacağım konularda
görevinizi yapmaya
çağırıyorum. Sizi göreve
çağınrken ilgili konulardaki
kanunlan bir bir
sıralayabüirim. Ancak bunları
siz benden daha iyi bilirsiniz.
Aşağıda sıraladığım bu konular
para pul istemedikleri için
hiçbir mazeretinizin
olamayacağı düşûncesi ile
gucünüzün yetip yetmeyeceğini
merak ediyorum. Hodri
meydan!..
1) Havalı kornaların
susturulması. 2) Seyyar
satıcılarn hoparlör
uygulamalarının engellenmesi.
3) Esnafların mallarını yayarak
kaldmmları işgalden kurtanp,
kaldırımların yayalara
açılmasının sağlanması. 4)
özellikle fınn, pastane, yiyecek
maddesi satan dükkân ve
lokantalarda çalışan personelin
tırnaklarının kesilmesinin ve
sakallarının her gün tıraş
edilmesinin sağlanması. S)
Motorlu taşıtların egzoz
borularını üç-beş santim havaya
doğru eğerek yerden toz
kaldırmalarının engellenmesi.
6) Zabıta teşkilatının verimlı
bir şekilde çalışmalarının
sağlanması.
Sayın Başkan, bu yukanda
belirtilen konularda başarı
sağladığınız takdirde. diğer
büyük konularda da başarıh
olacağınıza inanabilirim. Böyle
büyük bir şehrin uygar bir
görünüm kazanması için önce
bu sıraladığım konularda
başarılı olmanız gerekir
karusındayım. Bir bilim adamı
olarak siz bunları
sağlayamazsanız, bu işe niye
talip olduğunuzu anlamak çok
güç oluyor sanırım.
Saygvlanmla...
ASIM CAN
Eüler isUnbul
PERA 146 T 38 132 6* 26
Arnavutköy
BAR
Müzikte değişmeyen
kalite ve kişilik
KOCATEPE
OZKANTURGAY
SERMEfve~ERTAN
ULVİ KIRIMUve HRANT
Arnavutköy Vapur İskelesi Karşısı
163 23 05-163 55 14
BULENT
ORTAÇGİL
GUNDOCARKEN
SU CIBI
Hergün
Ambiance
rez.: 358 49 30-358 18 70
UsSbaasm= = = CAFE-BAR
Freedom
Rock & Cazz
Solı-Çars.-Cuma-C te»
G«nçKk Koraarimi
C.tesi-Pazor 14.00-18.00
Freedom
Nocı Cod No
160 51 99
rtakoy
dın.
Woaa S'ANBUL Te 3^9 1 6 O9
paptllon<£>bar
Salı-Çarş.-Perş.
Cuma-C.tesi
Pozar-P.tesi
F/amenco İkilisi
Etiler Nıspetiye Cod.
Akatlor Girisi
Tel 157 37 68
&
SERDAR
S E V İ N G ^
MEHM
T U N
b o ğ a z ' a
t u t k u I u
b i r b a r
Yeşilpınar Sok. No: 2
Arnavutköy Tel: 157 74 38
(Servis 16.00-01.30)
— •
Ud ile esk
Müda
Tel
Her gün
İstanbul
Cad No
345 84
L\
Sarkılan
: 239
"4
ANKARA...ANKA
MUŞERREF HEKİMOĞLU
Son Bakış
Önce denizlerin esintisi, mavi kızlar ve delikanlılar, mavi şar-
kılar söyler gibi... Seyrederken denizlere açılıyorum. Kapalı de-
nizleri aşıp açık denizlere ulaşmak özlemini duyuyorum o genç
kızlar ve delikanlılaria. Aşağıda başka bir mavi portre... Güzel
bir kız uzaklara.bakıyor, gözbebeklerinde sitem mi var, diken mi
karar veremedım. Açık denizlere ulaşamamanın hüznü belki de.
Dinmeyen bir özlemin son parıltısı donmuş gibi...
Tablonun adı "Son Bakış!" Deniz Başaran'ın portresi bu. Ser-
giye bakışım değişıyor birden, ölümün soluğuyla ürperiyor.
— Öyle istedi, diyor Filiz Başaran.
Yaşamı bırakıp ölümü seçenler beni çok düşündürür. Neden
savaşmıyorlar, yaşama sevincıni tümüyle yitirmek için nasıl bir
bunalıma girıyorlar kimbilir! İpi kopmuş bir uçurtma
gibi boşluklardayım- diye bir dizesi var Oeniz Başaran'ın. Ama
bir de şu dizeler var:
"Uykun kaçarsa
Bir şiir kopar
Uçurum kıyısından
Avunursun."
Son Bakış tablosu avunamadığını kanıtlıyor değil mi? Hepi-
mizin yaşamaktan utanç duyduğu bir dönem yok mu? Dünyayı
durdurup da ınmek ister insan, ölümü bir çiçek gibi uzatır yaşa-
yanlara! Kırık düşlerden, solan umutlardan bir demet gibi. O
umudu solduranlara bir selam, bir uyarı, bir direniş gibi.
Son Bakış. yıldırım gibi çarpıyor dogrusu. Filiz Başaran'a sa-
rıldım birden. Bir sanatçının kardeşine sevgiyle. acıyla uzanışı-
na tepeden tırnağa katıldım o sergide. O kardeş yalnız Oeniz
Başaran değil bence, yaşama sevtncini yitirenler gıderek çoğa-
lıyor. Ama değerli sanatçımız bir direnişi de sergiliyor Urart Ga-
lerisi'nde. Öteki tablolarında ölüm, yaşama dönüşüyor. Toprak
yeniden yeşenyor, kırmızı narlar. elmalar, sarı ayvalar, turuncu
hurmalarla dünya yeniden renkleniyor. "Son Bakış "la solan göz-
lerinizde umutla parlıyor yeniden.
Urart Galerısi'nde bir de yontu sergisı var. Meriç Hızal'ın yon-
tuları. Bu güzel sanatçıyla ilk kez karşılaşıyorum. Güzel elleri
var. O güzel elleri yönlendıren bir kafası ve yüreği. Taşı, merme-
ri, tahtayı, bronzu güzel yontmuşlar; denizi, dalgaları, dağları,
sevgıyi, özgürlüğü uretmişler. Soylu bir çalışma. İnsan elinin bi-
linçli, yürekli bir katkısı doğaya. Kocaman beyaz bir dalgada mer-
merin şarkısını da dinliyor insan. Beydağları'nı Toroslar'ı, Hasan
Oağı'nı seyrederken, dağların gizıni de hissedıyor ve de bir di-
renişi. Bir de İstanbul var, bir kentin yitikgüzelliklerini sergiliyor.
Bir yontu tahtadan, taştan, mermerden yapılır, istanbul'un bir kö-
şesine nasıl yakışır kimbilir! Bu yıl birbirinden güzel yontu ser-
gileri gördük başkent galerilerinde. Bu sergileri yerel yöneticile-
rin de görmesinı isterdim ben. Görmekle yetinmeyip parkları,
alanları da o yontularla donatmasını diliyorum. Güzel bir yontu,
bir kentin güzelliklerine yeni bir boyut katar değil mi? Helsinki
1
yi anımsıyorum birden; kocaman bir parkta seyrertığim Sibelius
anıtını. Finlandia Senfonisı'ni dinler gibi. Bir söylentiye göre Si-
belius'un müziğini de duyuruyor o anıt. Ben, bir baharda, bir
de karlar altında gördüm. Bir müzik ustasıyla bir yontu ustası-
nın bütünleşmesini Finlandiya'nın gerçek simgesi diye düşün-
düm.
Başkent Ankara, İstanbul, izmir de yontularla güzelleşmeli ben-
ce. Somut çirkınliklerden yorulan gözlere bir dinlence olur. So-
mut bir güzelliğı kucaklayarak çırkinlikleri aşabilir kentliler, özel-
likle yetişen kuşaklaragüzel şeyler gostermek zorunluluğu var...
Geçende Mehmet Aksoy ıle bir söyleşıde başkent Ankara'nın yü-
zü değişiverdi hayalımde. Bellı alanlarda onun yapıtlarını düş-
ledim ve Murat Karayalçın'ı kutladım. Bu düş gerçekleşir, baş-
kent öteki kentlere de örnek olur belki. Cumhuriyetin ilk yılların-
dan bu yana yontuya çok az yer veriliyor kentlerimizde. Oysa
mimartığın da vazgeçılmez bir parçası değil mi? Çarpık kentleş-
me, gökleri delen beton yığınları, mimarlara da özgürce çalış-
mak olanağını vermiyor galiba. Bu açıdan bakınca yontu sanat-
çılarımıza ayrı bir saygı duyuyorum doğrusu. Yapıtlarıyla umut-
suzluğa da meydan okuyorlar. Hayal kentler, hayal alanlar do-
natır gibi!.. Bir gün tüm çirkinliklerin sona ereceğini umut edi-
yorlar belki de. Meriç Hızal'ın sergisinde de bu umudu ve dire-
nişi hissettim. Umudunu yitirenlere somut bir çağrı o güzel yon-
tular. Sevgisizhğe, umursamazlığa bir tepki gibi yükseliyorlar;
ellerinın, yüreklerinın gücünü sergiliyorlar.
Her zaman yazarım, bir sanat olayı birden diriltir beni. Dün-
yaya yeniden gülümserim. Acı, ama gerçek; kimi kişiler kan ve
gözyaşından başka bir şey üretemiyor; bir umut, bir barış ürü-
nüne katkıda bulunamıyorlar. Umutsuzluğumuzu gaterilerde aşı-
yoruz ancak!
Meriç Hızal'ın sergisinde "Zaman" adlı yontular da var Par-
lak bir zamanı simgeler gibi. Yıldızların parladığı anları anımsa-
tıyor. O parlak yontuyu okşarken sordum:
— Zamanı nasıl üretıyorsun?
— Güzelliklerin ürediği bir süreç, dedi gülerek.
Ben de hiçbir şey üretmeden geçen zamanı düşündüm. O kı-
sıriığı aşmak için direnen tüm sanatçıları saygıyla selamlıyorum.
• * *
Bir de "Hoşçakal Dünya" kıtabı var. Babası Mehmet Başaran
kızından kalanları yayımlıyor. Kapağında Bedros Reis'ın mavi bir
resmı, mavi harflerle bir "deniz" şarkısı söyler gibi. Mektuplar,
seslenişler, şiirlerle kanayan sözcüklerden oluşan bir kitap. Ba-
şucumda duruyor üç gecedir. Mehmet Başaran'a uzanıyor dü-
şüncelerim. Ne güzel kızları var? Biri ressam, biri şair. Biri artık
dünyamızda değil, ama öldü mû acaba? Kanlı sözcükler bir so-
luk değil mi Deniz Başaran'dan? Onun ölümünde insanca ya-
şamanın özlemini daha çok duymuyor mu geride kalanlar?
Kimi zaman ölümün de mesajı var, elbet alabilenlere.
TEŞEKKÜR
Aile büyüğumüz
MACİDE OGAN'ın
vefatı dolayısıyla cenazesine bizzat katılmak suretiyle
acımızı paylaşan Eminönü Belediye Başkanı Sn.
AHMET NACÎ AKGÜN'e,
Eminönu SHP ilçe örgütüne, Eminönü SHP Beiediye
Meclisi'nin Sayın uyelerine, başkan yardımcılarına,
Eminonu ve Beşiktaş Belediyesi çalışanlan ile
akraba ve dostlarımıza ayrıca taziyetlerini bildiren
yakınlanmıza sonsuz teşekkürlerimizi
arzederiz.
OGAN AİLESİ
Yeniköy sırtlarında
700 m
2
bahçe
içinde, yüzrhe
havüzlu, tenis kortlu
3 adet lüks villa
Tel: 556 04 20-556 02 95
RESTORANT - BAR
Oğle veAkşam Yemeklenntzt
Seçkın Fransız Mutfağımız ve
Cauntıy Muzık eşltğmde
Sıcaak bir ortam ıçınde
biZimlepaylaşmakistermtsmız9
Lale Sok. No:1/LEVENT169 23 23