25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 MART 1990 EKONOMt CUMHURİYET/13 Polly Peck'in kân arttı • Ekoaomi Servisi — Asil Nadir'in sahibi bulunduğu Polly Peck International'ın 1989 satışlan yüzde 53 artarak 1 milyar 162 milyon sterline (yaklaşık 4 trilyon 750 milyar lira) ulaştı. Kuruluşun vergi öncesi kân yüzde 44 artarak 161 milyon sterlin (yaklaşık 655 milyar lira), her bir hisse geliri 0.43 sterlin, temettüleri 0.13 sterline, net . varlığı da 827 milyon sterlin (3.3 trilyon lira) olarak -gerçekleşti. Asil Nadir yaptığı açıklamada, "Son 10 yıl içinde kesintisiz bir sekilde devam eden büyüme en son Del Monte ve Sansui firmalarmın satın alınmasıyla zirveye ulaştı" dedi. Nadir, bu büyümenin stratejik hedeflerini, kaynaklan çeşitli alanlara bölmek olarak özetledi. Petrol yasası • ANKARA (ANKA) — özel sermaye şirketlerine de petrol arama ve işletme ruhsatnamesi verilmesini öngören tasarı TBMM Sanayi, Teknoloji ve Ticaret JComisyonu'nda kabul edildi. Sanayi Teknoloji ve .Ticaret Komisyonu'nun başına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantısında kabul edilen .ve Petrol Yasası'nda değişiklik yapan tasarıya göre, sermaye şirketlerine ya da yabana devletler -mevzuatına göre, sermaye •şirketi niteliğinde bulunan özel hukuk tüzel kişilerine Bakanlar Kurulu kararıyla izin, arama ve işletme ruhsatnamesi verilebilecek. Tasanyla ayrıca, sermaye transferi dışında kalan transferler de yabancı petrol şirketlerinin liramn değer kaybından dolayı uğrayacaklan zararın telafi edilmesi amaçlanıyor. Bu şirketler kârlannı döviz tevdiat hesabı ve dövize dönüşturebilecekler. Halk Bankası raporu • ANKARA (AA) — Halk Bankası'nın üst yönetimine, Yüksek Planlama Kurulu kararlanna uygun olmayan biçimde prim ödendiği belirtildi. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun Halk Bankası'nın "1988 yılı hesap ve çalışmalarf'na ilişkin raporuna göre, bankanın yönetim kurulu başkanı ve üyeleri ile genel müdür yardımcılarından oluşan üst yönetime, YPK kararlanna uygun olmayan biçimde prim ödemelerin geri ahnması ve halen yapılan ödemelerin durdurulması istendi. Öte yandan raporda, banka genel müdürünün banka misafirhanesi olarak kiralanan binayı, sürekli ikametgâh olarak kullandığj belirtildi. Aksigorta'nın kân • Ekonomi Servisi — Aksigorta, 1989 yıhnı 23 milyar 195 milyar lira kârla kapadı. Önceki yıla göre kânnı yüzde 49 arttıran şirketin, genel kurulu nedeniyle bir açıklama yapan Genel Müdür Ercan Mutlu, Aksigorta'nın 89 milyar liralık nominal, 750 milyar liralık borsa değerindeki hisse senedi ve tahvil yatınmları ile sigorta şirketleri arasında en büyük yatırıma sahip şirket olduğunu belirtti. Şirket geçen yıl özkaynaklanm 70 milyar lirava vükseltti. ABD'den hibe • ANKARA (AA) — ABD'nin 1990 yılı içinde OECD konsorsiyumu çerçevesinde Türkiye'ye vermeyi taahhüt ettiği toplam 14 milyon 264 bin dolarlık hibe yardımma ilişkin anlaşma, bugün Ankara'da imzalandı. Hibe yardımı, ödemeler dengesinin desteklenmesinde kullanılacak. Öte yandan ABD, 1990 mali yılı içinde Türkiye'ye 497 milyon 850 bin dolarlık askeri yardım yapacak. Kordsa genel kurulu • İSTANBUL (AA) — Kordsa'nın mayıs ayı içinde sermayesinin yüzde elli arttırılması kararlaştırıldı. Şirketin 1989 yılı net kân da 34 milyar 822 milyon lira olarak açıklandı. Kordsa'nın genel kurulunda konuşan Sakıp Sabancı, yaşanan yüksek enflasyondan devletin özel sektöru sorumlu tuttuğunu belirterek, "KİT'lerin yarattığı fıyat artışı yüzde 70'e ulaştı" dedi. Sonunda İSO Başkanı Hacıoğlu dapatladv Bu hükümetingeleceği yok 4• hü Mesut Yılmaz ve Ekrem Pakdemirli son 10 yılın iktidarlannın yetiştirdiği en iyi bakanlardır. Bu istifalar hükümetin zayıf olduğunu gösteriyor. Biz bu hükümete uzun vadeli bakmıyoruz. Tdij Hacıoğlu ekonomiyi uyumlu ve kaliteli müzik yapan bir filarmoni orkestrasına benzeterek ekonomiden sorumlu bakanlar için"Biri Türk musikisi icra ederken iğeritürkü,öbürü de hafif batı müziği söylüyor"dedi. Ekonomi Servisi — Istanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Memduh Haaoğlu, "Bu hüküme- tin geleceği yok" dedi. Mesut Yıl- maz ve Ekrem Pakdemirli'nin son 10 yılın iktidarlaıının yetiştirdiği en iyi bakanlardan olduğunu be- lirten Hacıoğlu, "Bu istifalar hü- kümctin zayıfladığını gösteriyor. Biz hükümete uzun vadeli baka- mıyoruz. Pakdemirii'nin de istifası hükümetin geleceğinin olmndıgı- nı gösteriyor" şeklinde konuştu. Memduh Hacıoğlu ANKA'ya yaptığı açıkiamada "Bu hüküme- tin geleceğini goremiyorum. Eko- nomiyle ilgiii bakanlar birbirinden alakasız demeçler verip, birbirh- le alakasu şeyler yapıyoriar. Eko- nominin yönetimi koordine olma- yan bir yonetimle yunıtulüyor. Bu sıhhatli bir olay değildir" Ekrem Pakdemirli'nin kefidi göruşleri doğrultusunda bir karar aldığını vurgulayan Hacıoğlu, er- ken seçim konusunda da "Erken secim yapdacak demek için zaman henüz erken ama hukumelin gidi- şi, kabineden ikinci bakanın isti- fası, aklı başında insanlann iste- diği gibi bir erken sectme doğnı busu gösterir" diye konuştu. İSO Başkanı Memduh Hacıoğ- lu, Cumhurbaşkanı Türgut özal'ın SHP ve DYP genel başkanlarını Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne ça- ğırmasının, Özal'ın da belirttiği gibi "siyasi bir karar" olduğunu söyleyerek bu konuda yorum yap- mayacağını bildirdi. Hacıoğlu, Cumhuriyet'in sonı- lannı yanıtlarken de en iyi bakan- lardan birinin daha istifasının hü- kümetin geleceğinin olmadığını gösterdiğini söyledi. Bu istifanın hükumeti zayıflattığını ve iş dün- yasının hükümete uzun vadeli bakmasını engellediğini belirten Memduh Hacıoğlu, "Önce Mesut Yılmaz, ardından Ekrem Pakda- mirii'nin istifası bize bu hüküme- tin geleceğinin olmadığını göste- riyor. Bunlar son 10 yıllık ikıida- nn yetiştirdiği en iyi bakanlardı" dedi. İSO Başkanı Hacıoğlu, meclis toplantısında yaptığı konuşmada da, ekonomiden sorumlu bakan- lann gerçekleri görmezlikten ge- lip tavırlarına devam etmeleri ha- linde "ekonomik krizin kapı eşi- ğinde yakın bir zamanda göröleceğini" söyledi. Memduh Hacıoğlu, 199O'lı yıllarda dünya- daki değişen siyasi ve ekonomik koşullara ayak uydurulması gere- ken bir dönemde Türkiye'nin ye- ni bir ekonomik darboğaza gide- İSO Yönetim Kurulu Başkaııı Memduh Hacıoğlu, ekonomi yo- netimine ağır eleştiriler yönelttiği konuşmasında 1990'ın ilk çeyre- ğinde hâlâ hükümetin ekonomi- den sorumlu bakanlıkları arasın- da fikir birliği bulunmadığım, bir bakanın yüzde 30 olacağını söy- ledıği enflasyonu, öteki bakanın dirier. Oysa ki ekonomi, tecrubeli ve ehil bir şefin yonetimindeki çok- sesli ve fakat harmonisi olan, an- laşıbr, kaliteli bir müzik yapan bir filarmoni orkestrasdır. Şefi olma- yan orkestranın iyi bir müzik yap- raası imkânsızdır. Mutlak surette ekonomiyi yönetecek ehil bir şe- ISO'DA 'YAYGINGREV ENDİŞESÎ HACIOĞLU NARİN BAYDUR ÇAVUŞOĞLU tşçi ücretinde Bu ortamda artışlardan işverenlere aslan payını mutlaka kamu kesimi fedakârhk Devletin ücretli ile sanayiciden başka askeri alıyor. düşecektir. yok mu? Ülkekritikbir dönemden geçiyor. Hükümete yardımedelim. cek uygulamalardan ve belirsiz or- tamdan kurtanlnıasının yeni bir şevkle ve inanışla bu dönemi ya- kalamasının zorunlu olduğunu vurguladı. Hacıoğlu, "Mutlak su- rette ekonomiyi yönetecek ehil bir şefin bir an evvel göreve getirilme- si şarttır" dedi. Istanbul Sanayi Odası'nın (İSO) olağan aylık meclis toplantısında ekonomi yonetimi, işci-işveren iliş- kileri, yaygmlaşma eğilimine giren grevler ve vergi politikası tartışıl- dı. Toplantıya katılan TtSK Baş- kanı Refik Baydur, önumıizdeki dönemde toplu iş sözleşmelerinde izlenecek temel ilkeleri açıkladı. yüzde 42, bir başkasının da yüz- de 54 olarak açıkladığını hatırlat- tı. Hacıoğlu şoyle devam etti: "Bu dunımda işletmelerimizde üretim, ihracat, yatınm ve ücret hesaplanmızı hangi kritere göre yapmalıyız? Bakanlann enflasyo- nu değişik rakamlarla ifade etme- lerinin ekonomik marifeti nedir, anlamakta guçluk çekiyoruz... Ekonomiden sorumlu bakan- lar, aynı zamanda aynı konser sa- lonunda biri Turk musikisi icra ederken diğeri turkü yakmakta ve bir diğeri hafif Batı müziği söyle- mekte. Neticede çoksesli, fakat diizensiz ve anlaşılmaz bir halde- fin bir an evvel göreve getirilmesi şartur." 1990 yılının buyuk çapta toplu- sözleşme müzakereleriyle geçece- ğine işaret eden Memduh Hacıoğ- lu, calışanların son yıllarda milli gelirden aldıklan payın düştüğü- nü, her kesimin kabul ettiğini ve bu durumun telafi edilmesinin ekonomik büyümenin sağlanma- sı için "elzem" olduğunu anlattı. Atılacak ilk adımın konut fonu ve zorunlu tasarruf kesintilerinin kaldınlması olduğunu belirten Hacıoğlu, bugün işverenin verdi- ği 100 liradan sadece 43.6 lirası- nın net gelir olarak işçinin cebi- ne, 56.4 lirasırun ise kesintiler top- lamı olarak kamuya gittiğine dik- kat çekti. Hacıoğlu, "Yapılan ke- sintiler işçinin net ücrttinin yüz- de 75'leri seviyesinde olmaktadır. Neticede işçi iicretlerindeki artış- tan aslan payını yine kamu almaktadır" dedi. Turkiye Işveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Refik Baydur da konuşmasında ücreüılerin üzerindeki vergi yükünün ağırlığına işaret etti ve "Ücrelierde bu kadar ağır bir ver- gi dünyada çok az görülmüştür. Senin devlet olarak ücretliyle sa- nayiden başka askerin yok mu- dur?" diye sordu. TİSK eski Başkanı Halit Narin ise bazı bankalann odedikleri ver- ginin yüzde 10 gibi çok düşük dü- zeylerde kaldığına, banlannın ise milyarlar kazanmal'anna karşılık hiç vergi ödemeyeceklerine işaret ederek "Kazanmışsak vergimizi vereceğiz. Adam para kazanmış, bunu deklare de ediyor, fakat dev- let yok senden vergi almıyonım di- yerek arkasını dönüyor. Bu büyük yanlışı düzeltmemiz gerekiyor" dedi. Halit Narin, işçi-işveren ilişki- leri konusundaki göröşlerini de "Türkiye'nin bu ortamında siyasi kavganın ekonomik ve sosyal kav- gaya dönuşmemesi için işverenle- re muüaka fedakâriık düşeceği açıktır" diye özetledi. İSO meclis uyelerinden Şaban Çavuşoğlu ise Memduh Hacıoğ- lu'nun ekonomideki çok başhlığa ilişkin değerlendirmesini "çok sert" ve hatta "haşin" buldu. Hü- kümetin çok zor durumda oldu- ğunu, "Zaten basının her gün manşetlerde hükümete veryansın ettiğini" öne suren Çavuşoğlu, ul- kenin çok kritik bir dönem geçir- diğini, bunun için hükumet.' yar- dımcı olunması gertktiğini savun- du.Öte yandanTürk Sanayicileri ve tşadamları Derneği ekonomide meydana gelen olumsuz gelişme- ler doğrultusunda bozulmaya yüz tutmuş sosyal banşın toplumun tüm kesimlerini ciddi olarak tedir- gin ettiğine dikkat çekerek "top- lumsal uzlaşma" çağrısım tek- rarladı. EKONOMİ NOTLARI OSMAN ULAGAy ANAP'taki Çalkantı ve 'Arabeskonomistler 9 .. Tüm kamuoyu yoklamalarına göre seçmen desteği yüzde 10'lara düşen ANAP'ın içindeki çalkantı her geçen gün yeni bo- yutlarıyla ortaya çıkıyor. Ekrem Pakdemirli'nin çıkışı ve istifası bu çalkantının yeni bir göstergesi. Hasan Celal Güzel ve Mesut Yılmaz'dan sonra, partinin liderliği için sözü edilen adaylardan Pakdemirli'nin de ANAP'ın gidişatı karşısında isyan bayrağını aç- tığı anlaşılıyor. Pekiyi, neden oluyor bütün bunlar? ANAP içindeki bu büyük çalkantı ve huzursuzluğun ardında hangi nedenler yatıvor? ANAP neden bu durumlara düştü? Sayın Pakdemirli neden, "Partiye yeni bir güç ve yeni bir ruh vermeliyiz. Ahlım yapmalıyız. Bunun için çalışmalıyız, halkın bekientilerine cevap vermeliyiz" diye ko- nuşuyor? Neden ekonominin yönetiminden şikâyetçi Sayın Pak- demirli? Bence bütün bunların temelinde, içlerinde Sayın Pakdemir- li'nin de yer aldığı ANAP'ın 'arabeskonomistleri'nin geçmiş yıl- lardaki "parlak" politikaları yatıyor. Hiçbıri meslekten ekonomist olmayan bu zevatın "Türkiye'yi nurlu ufuklara götürüyoruz" dt- ye uyguladıkları politikaların kaçınılmaz bedetim ödüyoruz şım- di. Bu bedelı Türkiye ekonomisi ve Türk ınsanı öderken ANAP da ödüyor tabii.. Geçen gûn ANAP grubunda yaptığı eleştirel konuşmada ne demiş Sayın Pakdemirli? "Koylere kadar elektrık, buzdolabı, te- lefon verdik Vatandaş bundan sonrasım merak ediyor. Bundan sonra ne vereceksimz? Bundan sonraki beklentileri karşılamak zorundasınız" demış. Bunu sağlamak için Meclis'in çalışması- nı, kanunlar çıkartarak icraata yön vermesini istemiş. Sayın Pakdemirli'ye sormak lazım: Siz önceki yıllarda halka hizmet gotürürken nasıl yaptınız bunu? Hangi kaynaklarla finanse ettinız? Şimdiki ANAP hükumeti neden halka hizmet götürme- ye devam edemiyor? Meclis neden çalışıp yeni kanunlar çıkart- mıyor, dinamik icraat yapamıyor? Acaba başımızda 'fıkraiar şampiyonu' bir başbakan olduğu için mi? Ekonomiyi Sayın Pak- demirli ya da Sayın Yusuf Bozkurt Özal 'tek elden' yönlendir- mediği için mi? Yoksa çok başka ve temel bir nedenı mı var acaba ANAP'ın çöküşünün? Halka hizmet götürülemezken halkın yüksek enf- lasyon altında ezilmeye devam etmesınin çok başka bir nedeni mi var? Taşıma suyla döndürülen değirmenin suyu bittiği için mi bu noktalara gelindi, ANAP bu durumlara düştü? Çoğu mü- hendis kökenli olan "arabeskonomistler'in yön verdiği politika- ların bedelıni mi ödüyor şımdı ANAP ve Türkiye? Şöyle bir belleğinizi yoklayın. "kalkınmayı hızlandırmak, va- tandaşa hizmet götürmek" için neler yaptı ANAP? Hangi kay- nakları kullanarak yaptı? Bir taraftan sayısız vergi muafiyetleriyle sermaye kesimi için adeta bir vergi cennetı yaratan ANAP, buna karşın özel kesim yatırımlarında beklenen atılımm gerçekieşmediğını görünce kal- kınmayı hızlandırmak için kamu kesiminı devreye soktu Fonlarla denetımsiz ve çabuk para harcama olanağını da sağlayarak ka- mu harcamalarını ve kamu yatırımlarını pompaladı. Hesapsız ki- tapsız büyük altyapı yatınmlanna girişıldı. Halka hizmet işte böyie götürüldü Ekonomi böyle canlandırıldı, büyüme hızı boyle yük- seltildi Pekiyi, ama bu değirmenin suyu nereden geldi? Devlet bu bü- yük altyapı yatırımlarını finanse etmek için gelirlerini arttıracak bir vergi reformu mu yaptı? Yoksa devletin gelırleriyle giderleri arasındaki uçurumun büyümesi pahasına mı yapıldı bütün bunlar? ANAP'ın 'arabeskonomistleri'nin parlak buluşu yüksek faizle iç borçlanmaydı. Sermaye kesiminden vergi almaktan vazgeçen (Arkaa 17. Sayfada) Amerikan iş çevreleri tartışıyor Özal kontrolde mi?Hırgut Özal'a yakınlığıyla bilinen Amerikan iş çevreleri, Türkiye ekonomisini değerlendirirken Özal kıstasını kullamyorlar. Genel kanıya göre "Saracoğlu da Taner de bağımsızlık iddialarına rağmen Özal'a karşı çıkamayacak kadar çekingen!' ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Türkiye'deki gelişmeleri yakından izleyen ve Turgut Özal'ı iyi tanıyan Ameri- kalı işadamlan, olayları, özal'ın denetimi ne ölçüde elinde tuttu- ğu kıstasından değerlendiriyorlar. Uzunca bir suredir "İyi tezgâhur, yabancı iş çevreleri için en gu\e- oilir lider" nitelikleriyle tamdık- ları Turgut özal'ın iç siyasi geliş- meler karşısında denetimi elinde tutup tutamayacağım tahmin et- meye çalışıyorlar. Amerikan iş çevrelerinin Özal ile ilgiii değerlenlendirmeleri sıra- sıyla şoyle: "Halen iş çevrelerinin yakından tanıdığı tek lider duru- munda. Cumhurbaşkanı olsa da lideriiği de\-am ettikçe hiçbir ko- nuda kontrolü elinden bırakmaya- cak bir kişiliğe sahip. Özetlikle ekonomide her hıriü karara Özal- ın müdahale etmesi bekleniyor. Bu nedenle Amerikalı ş çevreleri- nin gerek Merkez Bankası Başka- nı Rüşdü Saracoğlu gerekse eko- nomiden sorumlu bakan Güneş Taner konusundaki kanısı, "Ba- ğımsız gönınmeye calışmalanna rağmen Ozai'a ters düşecek bir davramşta kesinlikle bulunamaya- cak derecede çekingen" oldukla- n şeklinde. Bir işadamı "Ekonominin Özal'ın kontrohinde olduğu bilin- dikçe yabancı iş çevrelerinin içi ra- hat eder. Enflasyonla mücadele açısından Merkez Bankası'nın ba- ğımsızlaşma çabalannı destekliyo- nız, ancak Saracoğlu'nun Özal' ın yakın dostu olduğunu da bili- yonız. Zaten başka türlü olması- nı beklemiyorduk" diyor. lsimlerinin kullamlmasını iste- meyen Amerikalı işadamlanndan birinin göruşleri de şöyle: "Özal başından beriiek başına davran- dı. Önemli karariarda inisiyatif kullandığını biliyoruz. İktidarda olduğu sürece yanında kimseyi ye- tiştinnedi. Bu, sonradan bir sorun olarak ortaya çıktı, ama başlan- gıçta ilişkiler öyle gerektirdi. Bu konuda Özal'ın değiseceği kanı- sında da değilim. Bazı insanlar böyledir, yapacakları şeylerle öy- le doludurlar ki başka bir şeye va- kitleri kalmaz. Özal da böyle biri." Türk basınını izlemedikleri hal- de Turgut özal'ın kişisel dostu ol- duklannı söyleyen ABD'li işadam- lan, basının Özal'a karşı "haksız bir eleştiri kampanyası içinde olduğundan" şikâyet ettiler. Bazı- ları "Özal'ın basınla ilişkilerinin niçin bir türlü duzelmediğini" hayretle sorarak "Halbuki çok sempatik olabüecek bir adam, ra- bat, konuşmaya açık, protokole pek aldınş etmeyen bir izlenim yaratıyor" dediler. İş çevrelerine "sempatik" gelen Özal'ın bilinmeyen yönü ise "ai- lesinin aşın dindar üyeleri." Bir işadamı bu konudaki kuşkusunu, "Başından beri bu din konusu önemli bir sorun oldu. Partj için- deki dindar grup ve dindar kar- deşlerinin sorun olacağı belliydi" şeklinde dile getirdi. Swissair SABA^CI-TOYOTA ORTAKL1Ğ1 Ifeni şirketîn adı 'Toyotasa' Toyota ile ortak otomobil yatırımı konusunda Sabancı da açıklama yaptı. Kurulacak şirkete "Toyotasa" adı verilecek. İlk otomobüin 1993'te üretilmesi amaçlanıyor. Ekonomi Servisi — Sabancı - Toyota otomobil ortakhğı konu- sunda Japon tarafmdan sonra Türk tarafı da bir açıklama yapa- rak, yatınma sonbaharda başlana- cağını bildirdi. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı, kurulacak olan şirketin adının "Toyotasa - Toyota - Sa- bancı Motor Corporation" olaca- ğını söyleyerek, bu konudaki ça- lışmalann 1990 mayısında sonuç- landınlacağını söyledi. Japonya'nın en büyük otomo- bil ureticisi olan Toyota, salı gü- nü bu konuda "erken" bir açık- lama yaparak, ortaklık hakkında bilgi vermiş, Sabana yetkilileri ise konuşmak istememişlerdi. Dün Sakıp ve Özdemir Sabancı'nın açıklamalanyla Türk tarafı da or- tak yatırımı teyit etmiş oldu. Sakıp Sabancı'nın açıklaması- na göre, "Toyotasa" admdaki ye- ni şirketin sermayesi 150 milyon dolar karşüığı Tüık Lirası olacak. Sabana'nın yüzde 50 oranında or- tak olacağı şirkete, Toyota yüzde 40, Mitsui ise >uzde 10 payla ka- tılacaklar. Sabancı Holding Oto- motiv Grubu Başkanı Özdemir Sabancı, 1 milyon metrekarelık bir arazi üzerinde kurulacak fabrika- nın yıllık üretim kapasitesinin 100 bin taşıt olduğunu söyledi. Üreti- lecek otomobil modeli, Japonya- da üretilen aynı modelle eşit tek- nolojiye sahip olacak. Agence France Press'in haberi- ne göre, uç ortak DPT'ye sunduk- ları projede şu görüşlere yer verdiler: "Bu karara, iki yıl süren yoğun fizibilite çalışmalanndan sonra vardık. Proje nem istihdam açısın- dan, hem de yedek parca üretimi açısından yerel ekonomi üzerinde olumlu etki yapacaktır." Toyota'nın ABD ve Ingiltere'de büyük yatırımı olduğunu hatırla- tan AFP, Sabancı ile ortaklığın da Toyota'nın Japonya dışındaki ure- timini arttırmaya yöneiik uzun va- deli stratejisinin bir parçası oldu- ğunu ileri sürdu. Toyotasa'nın 1993 başında uretime geçmesi Dİanlanıvor. Erdenıir'deıı yüzde 50 temettü ANKAR,^ (ANKA) - Er denıir 1989 yılı kârı üzerinden >1izde 50 oranmda temettü dağıtacak. Erdemir'in dün yapılan genel kurul toplantı- sında, eski sermaye olan 38.4 milyar lira üzerindefTyüzde 300 oranmda temettü dağıtıl- ması kararlaşUrtldı. Eski ser- mayeye göre yüzde 300 olan temettü oranı, yeni sermaye yapısında temettü alabilecek hisseler dikkate aluıdığmda yilzde 50'ye iniyor. EîdemİT'in geçen yıl 38.4 milyar lira düzeyinde bulunan sermayesi; 4 bedelli, 5 bedel- siz hisse senedi verilerek 384 milyar liraya çıkanlmışö. Alı- nan karar uyannca, bedelli artışla verilen yeni hisse senet- lerine temettü ödenmemiş, bedelsiz artışla veriîen senet- lerin ise temettüden yararlan- ması öngörülmüştü. Buna gö- re yüzde 300' iük temetıüden mevcut hisse senetlerinin yüz- de 6O'ı yararlanacak. Bir baş- ka ifadeyle 384 milyar liralık sermayeyi temsil eden hisseie- rin 230.4 milyar liralık kısmı temettü alacak. 33.4 milyar li- ralık eski sermaye üzerinde yüzde 300 oranmda toplam 115.2 milyar lira temettü da- ğıtılacak. Temettü alabilecek 230.4 milyar liralık hisseye göre de temettü oranı yüzde S0 oiacak. Istanbul. Ankara ve İzmirclen Batı'va uçabilmeniz için Svvissair size haftada 12 uçuş sağhyor... Zürih üzerinden kolay bir bağlantı ile Atlanta, Boston, Nevv York, Montreal. Toronto veya Chicago"ya uçabilirsiniz. Daha Batı'va gitmek istiyorsanız, artık, onun da kolayı var: Haftanın 5 günü özgün Svvissair servisinden yararlanarak Los Ançeles'e uçabilirsiniz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear