Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 24 MART1990
l
Yerel Yöııetîıııler
YdlanırkeiK.» _ _
Oncelikle eski yönetimlerle ilgili ileri sürülen rüşvet, talan, kayırmalar
sürüncemede bırakılmadan ortaya çıkanlmalıdır. Sosyal demokrat
kamuoyu, eski yerel yönetimlerce sözü edilen usulsüzlüklerin yapıldığı
kanısını taşımaktadır. Birkaç dosya ile bu konunun geçiştirilmesine,
sosyal demokrat taban razı değildir.
ŞERAFETTİN UZUNER"Yük. Mühendis
öyle bir zaman aralığında yaşıyoruz ki sosyal,
siyasaJ, ekonomik, teknik gelişmeJer birbirleriyle
amansızca yanşıyor. Öyle ki yeni bir buloş, kulla-
nıimadan eskiyor, siyasai bir olay haber aşamasın-
da değerini yitiriyor, sosyal oluşumlar yeni boyut-
lar kazanıyor, ekonomi, giderek çözümsüzleşiyor.
Daha dun denecek yakm bir zamanda, bütünlük
görüntiisündeki sosyalist ülkeler paramparça oldu,
dünya coğrafyası değişmeye başladı, ideolojik sap-
lantılar yumuşadı, tersine ulusçuluk akunlan can-
landı, soğuk ilişkiİer yerini hemencecik sıcak ve iç-
ten ilişkilere bırakıverdi. Ardından yetişemediğimiz
bu baş döndurucu degişmelerin daha bir uzun sü-
re durulraayacağı ve yeni anlamlar kazancagı sanı-
lıyor. Tüm bu gelişmelerden şimdilik ortaya çıkan
somut, nesnel oluşum, sosyal demokrat düşünce-
nin güçlenmesidir. Sosyal demokrat düşüncenin, ko-
münizmin sulandınlrruşıdır savı, artık bir anlam ta-
şımıyor. Yeni bir içerik kazanan sosyal demokrat
düşüncenin ulkemizi de etkilemesi kaçınılmazdır.
"Açıkhk ve yeniden yapılanma" ülkemizin de yad-
sınmaz gereksinmesidir. On yıldır emir-kumanda
zincirine bağlı olarak oluşturulan otoriter, örtulü
yönetim, hala sürdürulmek istenmektedir. Bu ba-
kımdan denebilir ki 26 Mart 1989 yerel seçimleri-
nin sonuçlan, bu keyfi yönetime halkımızın demok-
ratik başkaldınsıdır. 26 Mart 1989 seçimlerinin so-
nuçlan bugünkü iktidara ve uyguladığı yönetime
çok boyutlu bir tepkidir. Bu seçimlerde halkımızın
<?o 80'i, ANAP iktidanna arkasını donmüştür. Ay-
ru zamanda 26 Mart 1989 yerel secimleri, sosyal de-
mokrat bir yönetimın oziemini de açıkça ortaya koy-
muştur.
Tepeden tırnağa eğreti olan ANAP iktidanrun
halkın sosyal demokrat oziemini hazmedemediğin-
den, sosyal demokrat yerel yörıetimlere soluk aldır-
mayacağı kuşkuları da giderek yoğunlaşmaktadır.
Iktidann sosyal demokrat yerel yönetimlere bakış
açısının hem daralacağı hem de keyfileşeceği son
uygulamalardan anlaşılmaktadır. örneğin, iki ay-
dır bazı yerel yönetimlere verilmesi zorunlu hazine
paylannın verilmemesi, hazine paylanrun düşürül-
mek istenmesi, eski borçlan karsılamak için kesin-
ti oranının »o 10/dan % 50*ye çıkârüması ve son ola-
rak Çanakkale olayı, eğreti iktidann gerçek yüzü-
nü gösteren saklanamaz kanıtlandır. Görünen odur
ki eğreti iktidar sadece parasal olanakları kısıtla-
makla yetinmeyecek, kısıtladığı kentlerin imar ve
çevre ile ilgili fiziksel düzenleme yetkisini de kuşa
çevirecektir. Kuşkusuz bu tutuma karşı yerel yöne-
timlerin hakh tepkisi, iktidar-yerel yönetim çatış-
masma neden olacaktır. Bu çatışmarun önümüzdeki
günlerde boyutlanması kaçınılmazdır. Daha bir yıl
önce hazinenin kapılarını iktidara bağlı yerel yö-
netimlere ardına kadar açan eğreti iktidann, şımdi
hazinenin kapılarını sımsıkı kapatması hükümet et-
me anlayışıyla bağdastınlmaz.
İktidara karşı kamuoyu destegi
Eğreti iktidann etkili ve yetkıliJerı yerel seçim-
lerden bu yana özellikle SHP'li belediyeleri başarı-
sız göstennek için, her çareye başvurmaktadır. Ge-
çen yıl aralık ayında, başkentte atmosferdeki me-
teorolojik durgunluğun yarattığı aşın sisin neden
olduğu birkaç günlük hava kirliliğini bile bahane
ederek her kademedeki hükümet ve parti yetkilisi,
büyük şehir belediye başkanlarına, devlet yayın or-
ganlarından acıraasızca veryansın etmişlerdir. TKT,
yetkilileri açıklamaların haber değeri olmamasına
karşın, günlerce haber bültenlerinde vermekte bir
sakınca görmemiştir. TRT, karşı yanıtlan vermemek-
te direnmiş ya da kuşa çevirerek kamuoyuna sun-
muştur. Burada bir hususu vurgularnakta yarar var-
dır. Yerel yönetim yetkilileri, kendilerine tanınan ek-
randaki az da olsa süreleri yeterince kullanamamak-
ta, hazırlıksız, ivecen ve acemice karşı yanıtlarla do-
yurucu, ses verici olamamaktadırlar. Görünen odur
ki SHP'li belediyeler bir yıl geçmesine karşın he-
nüz kadrolaşmamış, oturmamış, güçlü bir içerik ka-
zanamamışlardır.
Her dönemde olduğu gibi, içinde bulunduğumuz
dönemde de büyükşehir belediye başkanları kalıcı
ve kapsamlı yatınm yapma amacındadırlar. Bele-
diye başkanlannın bu heveste olmalan kuşkusuz do-
Jaldır. Ancak büyük kapsamlı ve kalıcı yaunmla-
rın yapılabilmesi için, teknik bilgi birikimi, para-
sal olanak, hükümet desteği gibi koşulların en az
düzeyde olması zorunluluktur. Metro, sualtı geçi-
şi, kent içi otoyol, buyuk kanaüzasyon projeleri gibi
büyük ve kapsamlı yatınmların belediye olanakla-
nyla üstlenilmesi, çok cesur bir atılımdır. Yap-işlet
modeliyle bi)e olsa devletin desteği olmadan butun
projelerin üstesinden gelmek olanaksızdır.
Hazine payını bile yerel yönetimlerden esirgeyen
bugunku iktidarın böyle bir desteği vereceği umul-
maz. Hatta denebilir ki iki bin yılından sonra Is-
tanbul'da yapılacak olimpiyat oyunlannın, şimdi-
den başlaması gerekli altyapı yatırımlarını iktidar
geciktirecek, savsatacak ve sonunda da suçu bele-
diyeye yıkacaktır.
Butün bunlann şimdiki yerel yönetimlerce göz
önünde bulundurulmaması, onanmaz bir yanılgı-
dır. Istanbul için duyurusu yapılan metro ve sualtı
geçişinin ilan aşamasından öteye geçememe başa-
nsızlığı, belediyeyi aşar, partiyi de kapsayabilir. Boy-
le bir oluşum SHP'nin >-apabilirlik inancına zarar
verebilir. Aslında dün olduğu gibi bugun de ilgili
kamu kuruluşlan bü>tik ve kapsamlı kent içi alt-
yapılaruıı vapmakla yükümlüdür. Belediyelerin, ka-
mu kuruluşlannın görevini üstlenmesi gereksiz bir
yonelmedir. Yerel yönetimlerin, kapsamlı büyük ya-
tarımların yaptırımı için oncelikle elindeki kamu-
oyu silahını kullanması daha doğrudur. Tum dün-
yadaki büyük kentlerde olduğu gibi, kamuoyunun
baskısı ile ister iktidarda olsun, ister muhaiefette
olsun kent içi altyapı yatınmlan için hükurnetin kat-
kısı sağlanabilmektedir. Bizde de bu yöntemin kul-
lanılması başlatılmalıdır.
Bu şikâyetler giderilmeli
Uzun zaman Ankara'da oturdum. istanbul'a yer-
leşeli birkaç ay oldu. Gözlemlerime göre, her iki
kentte de halkın yerel yönetimlerinden benzer is-
»ekJeri buiunmaktadır. Oncelikle esk.' yönetimlerle
ilgili ileri surülen rüşvet, talan, kayırma sürünce-
mede bırakılmadan ortaya çıkanlmahdır. Sosyal de-
mokrat kamuoyu, eski yerel yönetimlerce sözü edi-
len usulsüzlüklerin yapıldığı kanısını taşımaktadır.
Birkaç dosya ile bu konunun geçiştirilmesine, sos-
yal demokrat taban razı değildir. Aynca toplum, ye-
rel yönetimlerden şimdilik büyük ve kapsamlı pro-
jeler yerine, daha çok temizlik, az da olsa düzenli
aralıklarla akan su, toz ve çamurdan arındırümış
asfalt yol, büyük, küçük her kesimin yararlanaca-
ğı park ve bahçeler, hava kirliliğini azaltacak do-
ğal gaz, aksamadarı işleyen otobüs seferleri, doğru
yön gösteren trafik işaretleri, genişletilmiş, kavşak-
lar, çukurlardan arındırılmış gidiş geliş yolları, su
sıçratmayan kaldınm taşlan, hemen kapatılan PTT
ve doğalgaz hendekleri, çöp toplarken çevreyi kir-
letmeyen çöpçuler, hilesiz ve katıksız besin madde-
leri, çıkar ilişkisi kokmayan inşaat ihaleleri, çürük
çarık mal satmayan pazar yerleri, gramajı eksik ol-
mayan pişmiş ekmek gibi yaşamını olumlu etkili-
yen hizmetlerin yapılmasını yeğlemektedir.
Sonuç
Bugünkü kısıtlanmış olanakların daha azıyla
CHP döneminde başarılı hizmetler verilmiştir. Dö-
nemin deneyim birikiminden yararianılmasının ge-
rektiği kamsmdayız. Eski deneyim birikiminden ya-
rarlanmak, parti-yerel yönetim işbirliği ile olanak-
lıdır. Yerel yönetim-parti ilişkilerinin düzenli yünı-
tulmesi, parti içi özgürlüğu de geliştirir. Bağımsız
davranışlar partiye samldığından çok zarar verir.
Unutulmamalıdır ki hiçbir parça biitunÜDden bü-
yük olamaz.
EVET/HAYIR
OKTAYAKBAL
Evrerfle Özal'ın
C Başkanlıkları...
İkide bir söylenir, "81 Anayasası halkımızın yüzde 92 oranda
oyuyia benimsendi. Sayın Kenan Evren bugüne dek hiç bir Cum-
hurbaşkanının efde etmediği bir oranda, yani yüzde 92 oyla se-
çildi."
Bilmeyen gerçek sanır bu sâzleri! Yüzde 92 oy doğrudur! Ama
nasıl doğru? Halkın eli kolu bağlanmış, ağzı kapatılmış, ortada
yalnızca Evren var, ülkeyi baştan başa dolaşıyor, meydanlarda
sıkı korunma altında veryansın ediyor, Ecevit'e, Demirel'e, bası-
na, partile
r
e! Diyor ki "Yeni politikacılar çıksın. Eskiler unutulup
gitsin. Anayasa'ya oy verin, ülke anarşiden kurtulsun."
Evren'in soylevleri, demeçleri Cumhurbaşkanlığı'nca yayımla-
nan kitaplarda yer almıştır Kimse aksini söyleyemez. Belgeler
ortadadır. 80 darbesi uzun hazırlıklar sonucu gerçekleştirilmiş-
tir. Hazııianan bir plan, olduğu gibi uygulanmıştır Beş kişi Türki-
ye'nin yazgısına egemen dmuştur. 61 Anayasası kaldınlmış, uzun
süre beş kişinın kararları Anayasa yerine geçmiştir.
DYP Genef Başkanı Süleyman Demırel "1990 Türkiye'sınden
siz sorumkısunuz" dıyor Evren ve arkadaşlarına.. Tarih böyle
yazılacaktır, '80'den '83 e kadar Ulusu hükümetı, '83'teki genel
seçımle iktidara getirilen Özal hükümetı... İki hükümet de beş
kişinin varlığından güç alıyordu. Beş kişi Özal a Türk halkının
yazgısına egemen olmak fırsatını vermiştir. Küçücük bir yanıl-
mayla. Sunalp'ın partisinin kazanacağını umdular, ama Ozal'ı
karşılarında bulunca ister istemez kabul ettiler, '83'ten '88'e ka-
dar Özal'la işbirliği yapmaktan da kaçınmadılar Sayın Evren
ANAP yönetiminın bütün kararlarını destekledi. Demirel'in de-
diği gibi '90 Türkiyesi'nden sorumlu olanlann başında Sayın Ev-
ren vardır.
"Milleti, bu ikrarlarında olduğu gibi devre dışı bırakıp ısmar-
lama bir rejim projesi yapan ve bunu uygulayanlar, kurdukları
bu ısmarlama rejimin sonuçlannı reddedemezler. Bu reddi mi-
ras olur. İcraatın bir kısrmna sahip çıkıp bir kısmını reddetmek
mümkün değildir."
Süleyman Demirel, böyle konuşuyor.
Yüzde 92 oyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı, ardından Meclis-
teki yüzde 36'lık oyla Çankaya'ya çıkmış bir başka cumhurbaş-
kanı!.. Herkesbiliyoryüzde92nınnasıleldeedildiğınî! Enbaş-
ta ben biliyorum. Anayasa taslağmın ulusça kabul edilmemesi
gerektiğini yazdığım için iki kez sıkıyönetim mahkemelerinde he-
sap vermeye çağrıldıgımı unutmak olası mı? Hele üç ay hapse
mahkûm edıldığimi de düşünürsek...
Neymiş, işçi haklarını ortadan kaldıran, grevleri yozlastıran,
sermayecilere lokavt hakkını tanıyan, özgürlükleri kısıtlayan bir
anayasaya evet' denilmez diye yazmak nasıl suç olabilirdi? Ama
oldu! Sayın Evren'in 'mavi' renkteki oy pusulalarını bile kötüle-
diğini unuttuk mu? "Atatürk'un gözferi maviymiş! Atatürk onla-
ra mavi mavı bakıyormuş! Atatürk onlara haın hain bakıyor" tü-
ründen sözleri soyleyen de Sayın Evren'den başkası mı? Daha
sonra 'niye iki aday olsun, gereksiz kâğıt masrafı' diyen de yine
Evren değıl mı?
Yüzde 92 oyla anayasanın benimsenmesi, Sayın Evren'in cum-
hurbaşkanlığına tek aday olarak seçilmesi herkesin belleğinde-
dır: Ne zaman bıri çıksa da hele Sayın Evren'in kendisi de orta-
ya çıkıp "Ben yüzde 92 halk oyuyia seçildim" dese içimden gül-
mek geliyor. Dünyanın hiçbir demokrat ülkesinde bir cumhur-
başkanı yüzde 92 oyla seçilmez, seçi/emez? Ancak diktatörler-
dir, işbaşında silah gücüyie oturanlardır yüzde yüze varan oyla
işbaşına gelenled..
Sayın Evren de Bay Özal da Türkiye cumhurbaşkanlığına ger-
çek anlamda demokratik bir seçimle gelmemişlerdir Bay Özal'ı
cumhurbaşkanı olarak içine sindiremeyenlenn zoraki saygı ve
sevgi gösterilerine kalkışmamalarını doğal saymak gerek-
mektedir.
Demirel'in sözleriyle yazımı bitirmek isterim:
"Bir ülkenin başında, arkasında halk desteği yüzde 20'yi bul-
mayan insanlar oturuyorsa başkaca bunalım aramaya acaba ge-
rek var mı? Devletin ve hükümetin, hakkı olmayan insanlar ta-
rafından işgali bunalım değilse nedir?"
SHP İSTANBUL İL ÖRGÜTÜ
''ÇANAKKALE'YE GİDİYORUZ '
Halkın desteğını kaybetmiş olan ANAP ıktıdarı panık ıçındedır Ulkemizın
sorunlanna çozum bulmakta acz ıçıne duşmuştur Öfkesinı demokratik yol-
lardan, halk desteği ile yönetime gelmış belediyelere ve başkanlarına yö-
neltmıştır. Amacı kendisının halka veremez olduğu bızmetın SHP'li
beledıyelerce verılmesıni önlemoktir
Çanakkale Beledıye Başkanımızın gorevden ahnması ANAP'ın, engelle-
melefinı baskıya dönüştürdûğünu gösterıyof Bu demokrası dı$ı uygulama-
yı şıddetle protesto edıyoruz
Befedıye Başkanı Sayın ismail ÖZAY ve Çanakkale halkıyla dayanışma-
mızı somutlaştırmak için Çanakkale'ye gidıyoruz.
Tarih: 25 Mart 1990, Pazar
Saat: 07.30
Hareket yerı: Havaalanı Kavşağı
SHP II Başkanı Ercan KARAKAŞ
l(çe Başkanları Baki AKPOLAT AdaJar. ibrahim YENER Bakırköy.
Hüseyln ÜNAL Beyko;. Mustafa TOSUN Beşıktaş Ertuğrul
GULSEVER Beyoğlu. Benoz ÖZKAN 8 Çekmece Kasım
KOLCUOĞLU Çatalca, Sabri KILIÇ Çmnonu, Fikrel ŞIMŞEK Eyüp
Abidin TEKCAN Fatıh Halll TELEK Gazıosmanpasa. Ümit SILAN
Kadıkoy, Zeynel ÖZTUnK Kâğıthane, Yılmaz BAKITKAL Karial Celal
GUL K Çekmece, Abbas GUZELPINAR PendıK, Hüseyin ERKAN
Sarıyer. Erdoğan ATAÇ Sılıvrı Savaş SARI Şıle Flkrl YILMAZ Şışlı,
Fikrel ÇABUK Uskûdar Fikret ŞAHİN Ûmranıye Alitaş ALBAYRAK
Yalova ibrahim Yİ6İT Zeyiınburnu
KADIKOY BELEDİYESİ
PANEL ETKİNLİKLERİ
24.03.1990 CUMARTESİ
SÖYLEŞİ:
İSTANBULUN SU SORUNU
Ergun Göknel
YER; Caddebostan Kültür ve SanatMerkezi
Saat: 20.00. '\ei',~j\r,'\\ .r.i
SÎLA
SNACK BAR
Tfıriindc yeni bir
soluk*
FATIHKISAPARMAK^ Cuma-C tesı
RE2.343 67 83-310 14 09
Harem-Uskudar yeni sahıl yolu
Hava Us Lokalı yanı.
Semsıpaşa-Uskudar
\J ALÎAĞA
^ EMEK ŞENLİKLERİ
KARİKATÜR YARIŞMASI
I. AMAÇ
Şenlık çerçevesı ıçınde. görse< sanatlar a.-asınca önemiı yer: olao kankatür ile eme« arasınflakı *şkıyı peKışiırnek ve çızgı sa
natçılanmn dıkkatını emefc ü^ennde yo^üniaştıfmaK amacıyla Izmir Allağa Beledlyesl tarafından bir Kankatür yarışması
öüzenlermıştır
II KONU
Yanşmanın konusu - E M E K - tır
III. KATILMA KOŞULLARI
a) Yarışna, arraîör ya 0a prc'esyorıe
1
tûm kankatürcuıere açıKtır
b) Karıkatûrcûler her fijrlü teknıKle çızılmış en çok ûç kankatürte Katıla&lırler
c) Yarışmaya katuacaK kankatjrler da^a önce yayınlanmamış oirraiıdır
rj) Kankatuner 40x40 cm'den bcyûk oimamalı ve sergıleneceğ' ıçtn, Dostaca kmlmayacak tyçımde yMlanmalıdır
e) Yarışmacı ar kısa öügeçm şter rtı bir fotoğraflannı karıkaturterı ıie b*rlıkte gönoermelıöır
f) KankatLrler. er geç 19 Nlsan 1990 Perşemb* günû saat 17.00'ye kadftr BİLAR A.Ş. llk Belediye Cad. Kuçuk
Tûnel Han No: 5,5 Şişhane - İSTANBUL adresme ulaştırılmaldır
g) Ya.'ışma sonuçlan 30 Nısan 1990 tarın<nde açıkJanacaktır
IV. ÖOÛL
a) B;y^k OOdl 1 000 000 (Bir mılyon) iıraûır
b) Aynca dörf yanşmac ya 250 000 [llnyCzellıbmyet lıra başarı ööûlü verılecektır
V. SEÇIOLEB KUHULU
Yarış-na Seçıcıler Kurjlu Senıh Balcoğlu. Ismaıl Gûlgeç AJı Ulvı Ersoy. Nez^ Danya! Ferruh Dojan. Kamıi Masaracı ve Tan
Oal'dan oluşur
LISKUR
SÜRÜCÜ KURSU
EHLIYETINIZI
BİZDEN ALIN
:4. TAKSITLt ÖOEYİN
Kadıkoy 336 02 79
Ecenkoy 359 30 68
Maltope 352 24 21
PATARADA 1 DÖNÜM
TAPULU ARAZİ, KAŞ
UZUNÇARŞEDA
DEVREN DÜKKÂN
160 06 66
Ehliyetimi, sigorta kartımı
kaybettim, hükümsüzdür.
MÜMTAZ TÜRKMEN
I.T.Ü Makine Mühendisligi
Fakültesi okul kimliğimi
kaybettim. Hükürasüzdür.
ELİF ÖZER
Kimliğimi kaybettim.
Hükümsüzdür.
HÜLYA YILDIRM
TÜRKİYE
YÖNETİMİIVDE
KARMA^A
Prof. Dr. Lütfii Doran
5000 Ura (KDV içinde)
Çağdaş Yayinlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemdi göBderilmeı.
PENCERE
İnsanlığın Denektaşı
İnsan benfiğinin kuytusu karanlıktır.
Mağara yaşamından arta kalan canavarlık, en dipte tortulaş-
mış, duruyor.
Bir çalkantıda yüze vurabilir.
Yoksa kolay mı Elazığ'da dokuz sucsuz insanı yoldan çevirip
yan yana dizerek kurşunlamak?
Canavarlaşma; her soyda, ülkede, toplumda, sınıfia, katman-
da görülebılir. Hiçbir toplumun alnı ötekinden daha ak ve elleri
daha temiz değildir. 20'nci yüzyılın en uygar haJklarından biri
Almanlar değil miydi? Goethe'nin çocukları nasıl da yırtıcılaştı-
lar? Nazilerin yaptıklarını neyle açıkiayacağız? Bir kez gözü dön-
meyegörsün, insanoğlu, gezegenimizde yaşayan yaratıkların en
canavanna rahmet okutuyor.
Hele kardeşin kardeşe düşmanlaşması yok mu? En kötüsü-
dür ve ne yazık ki bu en kötüsü kapımızı çalmaktadır; Anadolu
halkını birbirine düşürmek isteyenler epey yol aldılar; Güneydo-
ğu da yaşanan her kanlı olaydan sonra yüreklerdekı hınç biriki-
mi ürkütücüdür Eğer bu iş boyle giderse, sağduyu buharlaşıp
yok olacak, insafa çağrı çıkaranların sesleri kısılacak, insanlık-
tan söz edenler suçlanacak:
— Hain!..
Peki, emperyalizmin istediği de Anadolu'nun Lübnanlaşması
değil midir?
•
İş işten geçmeden külahımızı önümüze koyarak düşünemez
miyiz? Beylik lafları, kalıplaşmış sözleri, betonlaşmış yargılan bir
yana bırakırsak, bir tarihsel yanılgının bataklığında kulaç atma-
ya çalıştığımızı görmek kolaylaşabılir. Her şeyden önce "resmi
görüş"ün çerçevesini kırmakta yarar var.
Ne demek resmi görüş?
Anadolu türkülerini sesiyle sazıyla dile getiren Rahmi Saltuk
bir kaset çıkarıyor...
Ernirie toplanıyor kaset...
Niçin?
Değerli sanatçımız Saltuk bir günah işlemiş, kasette Kürtçe
türküler de varmış...
İngilizce, Fransızca, Rumca, Arapça, Italyanca şarkı söyleyen-
ler yadırganmıyor. Son günlerde bir gece kulübünde yıldızı par-
layan Leman Sam, dokuz dilde şarkı soylüyor diye bütün Istan-
bul gazetelerinde övülüyor; İbranice de soylüyor, ama Kürtçe ya-
sak değıl mi? Rahmi Saltuk Kürtçe bir Anadolu türküsû söy-
leyince:
— Yasakl..
Saltuk:
— Neden?
Resmi görüş:
— Kûrt dili diye bir şey yok. Kürtçe denen ağız, Anadolu'nun
bir yöresinde Türkçenin bozulmuş biçimi olarak kullanılıyor..
Rahmi Saltuk sevgi ve dostluk türküleri yakan bir sanatçı iken
"resmi görüş"ün duvanna tosluyor. Haydi uğraş bakalım!.. Bit-
mez tükenmez dava dosyalarında ayıkla pırincin taşını...
*
Güneydoğu sorununun çözümüne Önce Anadolu'nun betısın-
dan başlamak farz oldu.
"Kürtçe varmı, yok mu?" diye tartışmak, Anadolu'da "Erciyas
dağı ya da Van gölü var mı, yok mu?" diye tartışmaya benziyor.
Anadolu'da Kürtler yaşıyor; yalnız Siirt'te, Mardin'de, Cizre'de (kı-
sa deyışle Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nde) değil; İzmir'de, is-
tanbul'da, Edirne'de, her ilde yaşayan Kürtlerin resmi dilleri Türk-
çe, anadilleri Kürtçedir.
Güneydoğu sorununun çözümünde ilk adım bu gerçeğe da-
yanarak atılmalıdır.
Gün geçirmeden..
ivedilikle.
21"ınci yûzyıla 10 kala Türkiye'de yaşayan herkes insanlığını
denektaşına vurmak zorundadır.
İnsanlığımız terörü, cinayeti, katliamı, canavarlığı Anadolu'dan
tasfiye edebilecek kadar güçlü olmalıdır. Yoksa düşmanlık bir
kez toplumda karşılıklı kızıştırılan çevrelerin gozeneklerine sızıp
damarlarına işledi mi, iş kan davasına dönüşür veo zaman aer-
oek düşmanJarm ekmeğir* yağ sürülür. , '•' .y~''^\^~
TEŞEKKUR
Aziz varhğımız, değerli eşim, sevgili annemız
AYFER KAUR'a
Hastalığı süresince olağanüstü bir gayretle ilgi gösteren
Sayın Prof. Dr. Muzaffer Gürakar'a, ölümünden sonra
büyük acımızı paylaşmak için birbirleriyle yanşan sayın
akraba, komşu ve dostlanmıza, cenaze törenine katılmak
lütfunda bulunan seçkin zevata, çiçek gönderen, vakıflara
bağışta bulunmak suretiyle sevgilerini belirleyen yakmlara,
telefon, telgraf ve mektupla taziyette bulunanlara,
Gazeteciler Cemiyeti'ne ve değerli başkanına, Türkiye
Spor Yazarlan Derneği'ne ve Mısırçarşısı Esnaf ve
Derneği'ne özden duygularla binlerce kez teşekkür ederiz.
EŞİ: SAtM KAUR
ÇOCUKLARI: MAHMUT KAUR,
MURAT KAUR
115 HP Johnson Motor
5.5 metre Tacar sürat teknesi ile
25.000.000.-
Tel: 556 70 10
Yeni YfiZ BOZ
kalemniz...Çabuk kuruyan, kolayca silinebilen,
iz bırakmayan, tekrar doldurulabilen
ve kokusuz
Boardfftarken
BEYAZ TAHTA KALEMİ
Dünya standartlarındaki kalitesi,
4 ayrı rengi, modern kullanımı ile
okullann, dershanelerin, bankaların
ve bütün şirketlerin hizmetine sunulmuştur,
Kırtasiyeciierde ar&yın.
PENSAN Kalem ve Kağıt Sanayi Tıcaret A.Ş.
Tevfik Bey Mahallesi. Papatya Sokak Sefaköy/İstanbul Tel- (1) 598 04 72-73 Fax:(1) 580
O3