Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhunyet Matbaacılık ve Cazetecılık Turk Anonım Şirkeıı adına
Nadir Nadi 0 Genel Yayın MudUru: Hısaa Cemıl, Muessese Muduru
Emınt Lşakhgil, Vaz, ljlcrı Muduru' Ok«y CoKaan. • Haber Merke/i
Mudurır Yılçın Bayer, Savfa Duzenı Yönetmenı Ali Acar. 0 Temsıkıier
ANKARA Atımrf T«n, IZMİR Hiknet Ç>tillkM, ADANA ÇrtBl Ngttloglıı
Iç Polılıka C(U Beşhapç. Dış Haberfcr Eıjan M a Ekonomı Cmgiı Turtan, I; Scndıka Şufcnıı Krtcoa. Kulmr Cttal Uıttr.
Eğttun Gcnci} Şe}lan. Habcr Araşurma Isınei Berfcan, >un Haberlen Nectfc! Degan. Spor Danışmanj \bdulkadJr Yncdman.
Dızı Yaalar kfrem Çahskan. Vastırma. ŞalMn Alpav D\i2ekme \bdollah \*zxx % Koordınaldr \hım< Konıtssn, 0 MaİJ tşier
Ero) Ert.111. # Muhascbc BufcM YtKT # BuKC-Planlama Strp Oanube^ogiu • Rrklam V v Toran, • Ek YSnnlar Huhî
Vkvoi 9 Idare Hmoın Gmr. • Isfctmc O»*r ÇeBk. # Bıfp-lstem \«tf IMJ. # ftoonei Scvgi BosUnooiiu.
üiim «• Krra/ı Cumhunyn Maıbaaohk w Gazoeaiık T.A.Ş. TUrk Oa*ı Cad 39/41 Cagaioghı
HJJ4 lst PK 246-lstanbul Td 512 M 0! (20 haj, TÜOL 22246 Fax (I) 526 60 ">2 #
fiuroJor- Aakan: Zı« Gokalp BK Inkılap S So 19 4 "fti 133 II 4M7, Töoı 42344 Fta. (4) 133
0< 6< # bmır H Zı>a Blı I3<2 Si'3. Td. 13 12 30 Tcfcx- 52359 Fıt (51) 19 53 60
• lnotıu Cad 119 S Nc 1 Kat 1 Td 19 37 52 (4 haı) TefciL 62155. Fax (71) 19 37 52
TAKVIM: 24 MART 1990 İmsak: 4.29 Guneş: 5.54 öğle: 12.15 Ikindi: 15.42 Akşam: 18.26 Yatsı: 19.47
6 mayıs
Termik
tehdide
karşı
elele
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) — Aliağa Gencelli'de ku-
rulmas: planlanan termik sant-
rala karşı belediyderin guçbirliği
gelişiyor. Termik santrala karşı
6 mayısta yapılacak eyleme Ege
Belediyeler Birlifi tam destek ve-
riyor. Ege Belediyeler Birlifi ve
Anakent Belediye Başkanı Yük-
8Cİ Çakmur, "Biriigimiz, termik
santnüın ne oldugunu çok iyi
defterlendirdi. Turk halkına bu-
nn yutturamazsınız" dedi.
Aliağa'nın Gencelli yöresinde
yapılması planlanan termik
santrala karşı geliştirilecek "in-
san zİDCiri" eylemi, Ege Beledi-
yeler Birliği Yönetim Kurulu'nda
görüşüldü. Ege Belediyeler Bir-
liği'nce 6 mayıs pazar günü ter-
mik santrala karşı geiiştirilecek
eyleme destek verilmesi kararı
alındı. Eylem sırasında her 500
metrede bir ağaç dikilecek. Ege
Belediyeler Birliği ve Anakent
Belediye Başkanı Yüksel Çak-
mur konuyla ilgili olarak şunlan
söyledi:
"Ege Belediyeler Birliği, ter-
mik santralın ne oldugunu çok
iyi degerlendirdi. Turk halkına
bunu yufturamazsınız. Biz,
Muğla dolayında kurulan sant-
raiın canlılan ne hale getirdiği-
ni biliyoruz. Veşili ne haie sok-
tugunu biliyoruz. 6 mayısta hep
berabcr olscağız. Burada parti
yok, insan sevgisi var. Düşüncesi
ne olursa olsun herkesi davet
edecegiz. Çocuk, genç, yaşh el
eie verecegiz, dostluk zinciri
oluşturacagız."
Eylem öncesi 29 nisanda bir-
lik üyesi belediye başkanları ve
oda temsilcileriyle tzmir'de bir
toplantı yapılacağını anlatan
Ege Belediyeler Birliği ve Ana-
kent Belediye Başkanı Yuksel
Çakmur, bu toplantıda eylem
koşuilannın görüşülüp karara
bağlanacağını söyledi.
Londra
Kirli
deniz
hasta
ediyor
EDİP EMİL ÖYMEN ~
LONDRA — Birleşmiş Mil-
letler Çevre Programı tarafından
yayımlanan bir raporda, deniz-
lerdeki aşırı kirlenmenin deri
hastalıklarına, mide-bağırsak
enfeksiyonlarına, solunum güç-
lüklerine ve sarıhğa doğrudan
neden olduğu açıklandı. BM ta-
rafından görevlendirilen 20 de-
nizbilim adamırun hazırladığı
raporla ilk kez deniz kirlenmesi
ile hastalıklar arasında doğru-
dan bir ilişki gösterilmiş oluyor.
Beş yaşından küçuk çcx:uklar ile
"yerel bastalıklara" alışkın ol-
mayan turistlerin, en hassas gru-
bu oluşturdukları kaydedildi.
"Deniz Kirliliğinin Bilimsel
Boyutlannı Araşürma Gnıbu"
tarafından hazırlanan "Denizfe-
rin Durumu" başlıkb 104 sayfa-
lık raporda, "Insanlarda görulen
hastalıklar ile kirlenmiş denize
ginne arasında bilimsel biçimde
doğrudan bir ilişki olduğu orta-
ya konamamıstı. Denizlere ka-
•alizasyon kanşması büyük öl-
çüde mide-bağırsak hastalıklan-
nıo kaynagı olduğu gibi kirli ve
kalababk plajlann da solunum,
knlak-bunın-boğaz ütihaplan ve
deri hastalıklarına doğrudan ne-
den olduğu gosterildi" dendi.
Edirne
Rumen
tıırîst
akını
MURAT SAVAŞ ~
EDİRNE — Türkiye ve Bul-
garistan sınır görevlilerinin, son
haftalarda ortaya çıkan "Ro-
manyah turist akını"na çare ara-
yışları surüyor. Beraberlerinde
getirdikleri otomobüler dolusu
malı satmak amacıyla Bulgaris-
tan üzerinden Turkiye'ye akan
binlerce Rumen turistin Bulga-
ristan sınırında 700 araçlık,
Türkiye'nin Kapıkule sınır kapı-
sında ise 4 kilometrelik bir kuy-
nık oluşturması üzerine yetkili-
ler olağanüstu önlemler alıyor-
lar.
Edirne Valisi Ünal Erkan'ın
verdiği bilgiye göre son 2 hafta
içinde 250-300 civannda Rumen
turistin giriş yaptığı saptanırken
bu kişilerin, Edime'den baslaya-
rak tüm Trakya illerinde ve Is-
tanbul'da mal satışları da sorun
olmaya basladı. Sınırdan yurda
sokulabüecek "nediye" nitelikli
mal limitini "railyonlarca lira"
değerınde aşan bu "ticari turist-
ler"e karşı yeni önlemler almma
yoluna gidildi.
Amerika'da 6 bin sanatçı ve öğretim üyesi 4 gün boyunca 75 konferans dinledi, 25 açıkoturuma katıldı
Newİfork saııat pazarıABD'de Kolej Sanat
Birliği'nin geleneksel
toplantısı bu yıl New
York'tayapıldı. Bu
toplantıların ilginç
yönü, hem sanatçılarla
akademisyen ve
öğretim üyelerini
buluşturması hem de
sanat ürünleri ve sanat
elemanları için serbest
bir mesleki pazar
oluşturması.
Toplantılar çağdaş
sanatın yakından
izlenmesine de
yardımcı oluyor.
ÖZGEN ACAR
NEW YORK — 10 gün sürey-
le, sanat soludu, tartıştı, sanat al-
dı ve satü New York. Art arda ge-
len iki ayn dev olay ile New York-
lular sanatı alabildiğine yasadı.
Birinci olayda, Amerika'da
görsel sanat yapanlar, sanat tari-
hi okutanlar, elestirenler, raüze
yetkilileri "College Art Associa-
tion"ın (Kolej Sanat Birliği) bu
yıiki geleneksel toplantısında New
York'un dev Hilton Oteli'nin üç
katında bir araya geldi.
ABD'nin dört bir köşesinden
gelen ve çoğunluğu üniversiteler-
de sanat ya da tarihini okutan bu
6 bin kişilik aydın topluluk, dört
gün boyunca binlerce dia ve yüz-
lerce video kaseti seyretti, 75 kon-
ferans dinledi ve 25 açıkoturuma
katıldı.
Bu olayı daha iyi anlamak için
bir benzetmeden yola çıkabiliriz.
Bugün Türkiye'deki bütün lise ve
universitelerde resim dersi veren
öğretmenleri, sanat tarihi profe-
sörleri, doçent ve asistanlanru,
müzelerin müdür ve yöneticileri-
ni, arkeologlannj "Türldye Sanat
Biriiği" adı ile ve toplantı sonun-
da yöneticileri (ister erkek-ister
kadın, ister escinsel-ister şu, ister
sağcı ya da solcu olsun) kendile-
rinin özgürce seçtikJeri, bir dernek
çatısj altında birleştirin.
Bütün üyelerini Istanbul'da
Hilton Oteli'nin üç katında sanat
eleştirmenleri, ressamlar, heykel-
tıraşlar, seramikçiler, fotoğrafçı-
lar ve mimarlar ile dört günlüğü-
ne bir araya getirin, kendilerine
dünyada ve Türkiye'deki son sa-
nat gelişmelerini en yetkin yerli ve
yabancı ağızlardan konferanslarla
anlatın, bu arada konuyla ilgili dia
ve video kasetleri de ekrana yan-
sıtın. Ertesi yıl bu olayı bir başka
kentte, örneğin Antalya'da dü-
zenleyin.
tşte New York'taki ilk dev olay
buydu. Toplantıya, Amerika Ka-
dınlar Birliği'nin katkısından do-
layı olsa gerek bu yılki konferans
ve açıkotunımlarda "kadının sa-
natsal göruşleri" daha çok ağır-
lıktaydı.
ttalyan Rönesans ustalarının
bilinmeyen ve yeni bultmmus re-
simlerinden Walt Disney'in dün-
VENÜS'ÜN TUVALETİ — New York sanat pazannda saüsa pkanlan bir tablo: Venüs'ün Tuvaleti. Tabloyu 14 yasında resme başlayan
Jean Baptiste Regnault yapmış. Ressam vaptıgı tablodaki Veniis'e âşık olduğu için tabloyu satmamaya karar vermiş. Ancak şimdi galeri-
nin sahibi tabloyu satışa çıkarmış. Fiyatı mı? Yalnızca alıcı olanlara söyleniyor...
ya kültürüne etkilerine; sanatta
mustehcenlikten antik Yunan ve
Roma sanatının günümüze kadar
gelen uzantılarına ve sanatçıların
özgürlüfünden, sansürden, devle-
tin müdahalesinden, sanatçılarda-
ki AIDS hastalığına kadar bir di-
zi konu enine boyuna tartışıldı.
"Esir Pazan"
Bu geleneksel toplantımn bir
başka özelliği daha vardı. Takma
adı "Esir Pazan" olan büyük bir
toplantı salonunda ilginç iş görüs-
meleri dikkati çekiyordu. Üniver-
sitesinde bir asistanlık ya da do-
çentlik kadrosu açtk olan bir bö-
lüm başkanı bir masa başında iş
isteyen gençlerle mülakat yapar-
ken, en yeteneldisini anyor ve ve-
recegi yılhk ücreti de tartışıyordu.
Ya da bir başka masada, Ame-
rika'mn bir orta eyaletinin küçük
bir kentinde işinden rnemnun ol-
mayan bir sanat tarihi profesörü
"Ben buyura, geçmisim şu... Ka-
liforniy» yöresindeki bir üniver-
sitede (gelecek) yani iş anyorum"
ilanı ile bu yöredeki üniversite yet-
kililerinin dikkatini çekmeye ça-
lışıyordu.
Koskoca otelin iki katında ay-
nca, yüzlerce yayınevi piyasaya
çıkardıklan sanat kitaplarını, fo-
toğrafhaneler müzelerdeki eserle-
rin dia kopyalanru, belgesel video
kasetlerini, boya fırmaları res-
samlara boya ve fırçalannı bir sa-
nat fuarında sergiliyordu. Böyle-
ce, bu arada sanat öğretenlere sa-
nat da pazarlanıyordu.
Sanat okuunanları bu arada
hangi ressamın tablosunun kaça
gittiğini, hangi heykeltıraşın ese-
rinin şu anda gözde oldugunu öğ-
renerek eyaletindeki koleksiyon-
culara, meraklılara danışmanlık
yapabilecek taze bilgilerle donan-
mış olarak kürsülerine dö-
nüyordu.
Bir başka deyimle Turkiye'ye
paralel düşsel senaryomuzu sür-
dürtlrsek lstanbul'daki toplantı-
dan Samsun'a dönen Karadeniz
Üniversitesi'ndeki öğretim görev-
lisi, yöredeki enflasyon ya da ha-
yali ihraç zenginıni, futbol saha-
lan ve gece klüpleri dışında, sa-
nata ve koleksiyoncuiuğa itmek-
le kalmıyor, sanat birikimini bu
yerel zengine danışmanlık çevre-
sinde aktanrken hem kendisine
bir ek kazanç hem de bir Turk res-
sammın fıyatına bir sıfır daha ek-
lemiş oluyordu.
Ikinci dev sanat olayı ise bun-
dan hemen sonra yine New
York'taydı, kentin göbeğinde, üs-
telik bir askeri kışlanın dev egitün
salonunda, Amerika'nın en ünlü
64 resim ve heykel galerisince dü-
zenlenen "sanat gösterisi"nde altı
yüzyıla yayılan eserier pazariandı.
Geçici "mini müze" ya da "en
zengin gaJeri" de denilen bu ser-
giyi gezen lstanbulhı bir resim ga-
lerisi sahibinin "Keşke biz de böy-
le yapabilsek" diye haklı olarak
gıpta ettiğini, yakını olan ve New
York'ta yaşayan bir Türk ressa-
mından duydum.
tkinci kez düzenlenen bu "sa-
nat gösterisi"ni basına açıldığı ilk
gün gezdim. Benden sonra o ge-
ce, 500 dolar (1.2 milyon lira) ve-
ren New York sosyetesinin
"bayırseverieri" sergiyi ellerinde
şampanya kadehleri olduğu hal-
de gezebilecek ve böylece herkes-
ten önce beğendikleri resimleri
"kapatma" hakkına sahip ola-
caklardı.
Ertesi gece ise öncelik 250 do-
lar ödeyen "sanatseverler"indi.
Bundan bir saat sonra da 125 do-
lar veren "hamiler" gezip göre-
ceklerdi. Sergi sonunda halka "10
dolar giriş, 10 dolar da katalog
bedeii" Ue açılacaktı. New York'-
ta bir sinema bileti 7 dolardı.
Pazarlama pazarlama
Nasıi Amerika'da bir dev ma-
ğazada bir erkek gömleği 80 do-
larlık etiketle satışa çıkıyor, üç
hafta sonra 70 ve asamalı olarak
çeşitli "sale", ucuzluk ilenlan ile
40 dolara iniyorsa, bu "sanat
gösterisi" için de aynı pazarlama
yöntemi uygulanıyor ve "marji-
nal sanat merakusı" bile ihmal
edilmiyordu. Çunkıi, geleceğin
koleksiyoncu adayları olabilirler-
di. Değil kaçırmak, teşvık etmek,
kapıyı açık tutmak gerekirdi.
Sergide dikkati çeken bir baş-
ka nokta ise bir galeride 3-5 mil-
yon dolarlık bir tabionun hemen
yanında 10-15 bin dolarlık bir re-
sime de yer verilmesiydi. Amaç
aynıydı. Her keseyegöre, her me-
raklının cebindeki paraya göre sa-
nat satmaktı.
Amerika'da ressamların sana-
tı, "Wall Street" niteliğindeki
müzayede salonlannda sıfırlarla
ölçülüyordu. VV'an Gogb son mü-
zayedelerinden dolayı, dolarla 7
sıfırlı, bir ressamdı. Central
Park'ın girişindeki kaldınm res-
samlarının değeri ise 2 sıfırhydı.
Her ikisinin de alıcısı vardı.
Önemli olan alıcının ayagına sa-
natı götürecek düzenleme, halk-
la ilişkiler ağırlıklı pazarlamayı
yapmaktı. Bu sergi de bu amaçİa
hazırlanmıştı.
Dört gün boyunca ünlü sanat
uzmanlannca şu konularda açıko-
turumlar düzenlenmişti ve bunlan
ödemek için aynca bir 25 dolar
(60 bin lira) giriş ucreti ödemek
gerekliydi: "Eski ustalann kolek-
siyonuna nasıl başlanır?", "Çağ-
daş sanat eserierinin koleksiyonu
için ne yapmak gerekir?" ve
"Amerikan sanat eserierinin ko-
leksiyonunda nelere dikkat edi-
ür?"
Sergiyi koleksiyoncular kadar
Amerika'nın dört bir köşesinden
gelen ntüze yöneticileri de alıcı
gözlerle izlediler.
Amerikalı koleksiyoncular sa-
hip oldukları bu sanat eserlerini
daha sonra bulunduklan kentte
kendi adlarını taşıyan müzelere
bağışhyorlardı. Samsun örneğini
ele alacak olursak, yerel zengin
koleksiyonunu daha sonra bir
müzede kamuya açarak adını son-
suza değin yaşatabilirdi.
Ancak burada dikkati çeken bir
başka şey daha vardı. Galeri sa-
hiplerinin, unlü zengin koleksi-
yoncuların ya da dev şirketlerin
gerçekten yüksek ücretli "saaat
danışraanlarT'ru iknaya yönelik
"halkla ilişkiler" çabalan da dik-
katli gözden kaçmıyordu.
Amerika'da sanat, bol sıfırlı
çekkrin konuştuğu ve bol komis-
yonlann ödendiği pazar içindi...
Turistikyörelerin betonlaşmasındayeni adım mı?
Kemerîe ek kat izniAntalya Kemer'de bir otele Turizm
Bakanhğı'nca ek kat izni verilmesi tartışmalara
yol açtı. Kemer Belediyesi karara karşı çıktı ve
inşaata izin verilmeyeceğini söyledi.
BÜLENT ECEVİT
KEMER/ANTALYA — An-
talya 'nin turistik yörelerinden
Kemer bucagında bir otele Tu-
rizm Bakanlığı'nca bir kat daha
yapabilme izni verildi. ANAP'lı
Belediye Meclısi aldığı kararla
"hiçbir tesisin ek kat yaprnasına
izin verilmeyecek" dedi.
Turizm Bakanlığı denetimin-
deki Kemer'de "ek kat" izni ve-
rilmesine Mimarlar Odası karşı
çıkarak "Diğer tesisler de bunu
emsal gostererek ek kat izni is-
teyeceklerdir. Buoun gerçekieş-
memesi gerekir" açıklamasında
bulundu.
Turizm Bakaru bhan Aküzfim
imzalı 18 Ocak 1990 tarihli Ke-
mer Belediye Başkanlığı'na gön-
derilen yazıda, "Güneybatı An-
talya turizm alanı kapsamında
kalan Kemer yöresinde Pegasos
Otel'in kat artünmı Ue ilgili plan
değişiküği 6.10.1989 gün ve 32
nolu Belediye Meclis karan Ue
birlikte 2634 sayılı yasanın 7.
maddesi uyannca onandı" denil-
di.
ANAP'b Belediye Meclisi Tu-
rizm Bakanlığı'nin kendilerine
gönderdiği 25.9.1989 tarih ve
2119-3090-18785 sayüı yazılan ve
Atila Konnk ile lrfan Zıim'ün
7.6.1989 tarihli dilekçelerini go-
rüştiiğü toplantıda ise şu karara
vanlmıştı:
"Bu yörede verilmesi diişünü-
len bir kat Uavesinin, bitmiş olan
mevcut altyapıyı zoriayacağı, ye-
ni talepler gelerek meclisimizin
zor durumda kalacagı düşünui-
mektedir. Teklifin butun adayı
kapsadıgı halde tek bir şahsa ve-
rilmesi idari açıdan zorluklar çı-
karmıştır. Bunun için bu yerlere
birer kal daha Uave verUdigi tak-
tirde, zaten yetersiz bulunan plaj
ve deniz sorunuyla, başka talep-
lerin gelmesine neden olacaktır.
Diger inşaatlara da birer kat ve-
rilmesi nalinde betonlaşma görii-
nümünde bulunan Kemerimiz'i
tamamen beton yıgını yapacagın-
dan istekierin reddine karar ve-
rilmiştir."
Yeşil alan ve dinlenmeyerlerini çoğaltalım derken yeni bir sorun kapıyı çalıyor
Kent parkları gürültü yuvası mı?
tDİL GÜRSEL
Kent insanınm sığındığı doğal karakterli,
gürültüsüz yerler olması gereken parklar,
Türkiye'de düğün salonları, lunaparklar, video
salonlarımn yer aldığı alanlar oluyor.
Semt parklarmda büyükçe bir göl, futbol
sahaları, bisiklet yolu, aileler için piknik yerleri ile
açıkhava tiyatrosu bulunabilmeli.
negi Başkanı, Ankara Üniversitesi
Ziraal Fakültesi öğretim üyesi
Prof. Yüksel Öztan, park yapmayı
bilmediğimizi vurgulayarak, mev-
cut yeşil aJanların yeniden ela alı-
nıp tasarlanmasını öneriyor.
Öztan, Türkiye'de parkların
doğru alanlarda kullamlmayışı ne-
deniyle kentlerin nefes alamadığı-
nı, yerleşım birimlerinin sınırları-
nın belirsiz oldugunu söylüyor.
Bir şehirde, mahalle, semt ve
ANKARA — Geçen yüz-
yılda gelişen kentleşme, sanayıleş-
me nedeniyle insan-çevre ilişkile-
rinde sorunlar başlayınca "kenl
insanının sığınacağı doğal
aianlann" varlığına gereksirüın
duyulmuş. Bu amaçla kentlerde
gündeme gelen parklar, Turkiye
1
de düğün salonları, lunaparklar,
video salonlarımn yer aldığı alan-
lar oluyor. Peyzaj Mimarlan Der-
kent parkına gereksinim oldugu-
nu açıklayan Öztan, bunlarda bu-
lunması gereken özellikleri şöyle
sıralıyor:
Maballe Parkı: Kent içinde bü-
yük önemieri olan mahalle park-
larında öncelikle çocuklar için
oyun alanları olmalı, bu alanlar
bölgedeki ilkokul, okui öncesi ço-
cuklar için ayn ayn düzenlenme-
li. Gençler için kultür-fizik hare-
ketleri olanaklanrun bulunduğu,
ergin insanlarm oturmalanna yö-
nelik kullanım alanları yer almalı.
Türkiye*d? çoğu çıplak alan
okulbahçelerinindüzenlenip ma-
halle parkı amacıyla da kullarul-
ması, Avrupa uJkelerinde uygula-
nan pratik bir çözüm.
Semt Parkı: Asgari olarak
70-80 dekar alana yapılması gere-
ken semt parklarında büyükçe bir
göl, futbol sahaları, aileler için
piknik yerleri, açık hava tiyatro-
su, yayalar için gezi ve bisiklet yol-
ları, yazlık ve kışlık paten alanla-
n bulunmalı.
Kent Parkı: Kent parklan akti-
vite ihtiyaçlarını mahalle ve semt
parklarında gerçekleştiren insan-
İar için sessiz bir ortam sağlama-
ya yönelik olmalı. Doğaya dönük
park biçiminin yaşatılması gere-
ken bu tür parklar başka amaç-
larla kullanılmamalı.
Türkiye'de bulunan kent park-
larının yanlış amaçlarla kullanıl-
dığını vurgulayan öztan, bu park-
ların gürultü ve eğlence yeri ola-
rak algılandığıru anlatıyor. Genç-
lik Parkı'ru Türkiye'deki yanlış
kent parklanna örnek olarak
veren öztan, "Jansen planında
300 bin kişi için plaolanmış olan
gençlik parkı, nüfusun hızla art-
masıyla da park özetligini yiür-
miştir. Lunapark, teknolojiye da-
yalı oyuncaklann bulunduğu bir
alandır. Kent parkından ayn yer-
de bulunmalıdır" diyor.
Açık ve yeşil aianlann kentler-
de bir lüks olmadığınj belirten öz-
tan, Türkiye'de yıllar boyu açık-
hkların tuketildiğini kaydederek,
"Kentlerimizde konut, ticaret ve
endüstriye dayalı olan kullanıma
öncelik vermekle bu dururna gel-
dik. Öncelikle bu zihniyetlen kur-
tulmak gerekh" diye konuşuyor.
Yeşil alan tasarılarına da önem
verilmesi gerektiğine değinen Öz-
tan, "Öncelikle yeşil alanlarla il-
gili bir envanter çalışması yapıl-
malı ve hizraet amacı belirlenme-
li, sonra buraları yeniden
düzenlenmeli" görüşünü savunu-
yor. Öztan, bu projelerin "açık ve
yeşil alan vergisi alınraasıyla
sağlanabileceğini" söylüyor.
Kemer Belediye Başkanı Meta-
mel Emin Minta, aldıkları kara-
rı bakanlığa gönderdiklerini, bu-
na rağmen kat ilavesinin verildi-
ğini hatırlatarak "Bakan betonu
teşvik ediyor. Ancak ben bura-
ya bir çivi bile caktırtmam. Biz
makyajı dttzeltmeye çaiışıyoruz,
bakanbk bozmak istiyor" dedi.
"Aynı partiden olmanıza kar-
şın karşı çıkıyorsunuz" dediği-
mizde Minta, "Kemer'i parti ug-
runa beton yığını yaptırmam.
Parti diye burada oturuyorsak,
benim de var arkadaşlanm, on-
lara da yaptıraiım o zaman. Ol-
maz öyle şey" karşılığım verdi.
Belediye Meclisi olarak aldık-
ları kararın bakanlıkça hiç dik-
kate alınmamış olmasıru eleştiren
Minta, "Burada biz yaşıyoruz.
Belediye niye var? Bizim de söz
hakkımız olsun isteriz. Hatta şu-
bat ayında bakan bey geldiğinde
'Ne olur izin vermeyin ek kata'
dedim. Ama yine de izin geldi"
diye konuştu.
Mimarlar Odası Antalya Şu-
besi Başkanı Osman Aydın da
Kemer'e "ek kat" izni verilme-
sine karşı çıkarak "Zaten beton-
laşmış Kemer'e bu iznin verilmesi
tam beton haline getirilmesini
saglayacaknr. Bu karar tarih* ge-
cecek bir karar. Bakanlık bu so-
nımlulugun altından nasU kalka-
cak? Gelecek kuşakiara nasıl ya-
nıt verecek?" dedi.
Dünya Bankası destekli olarak
yapılan ve tüm projeleri 3 kat
olarak izin verilen Kemer'de bel-
geli olarak 60 tesiste 14 bin 257
yatak bulunuyor. Belgesiz pan-
siyonlarla birlikte bu rakam 20
bini aşıyor.
Turizm Bakanlığı 'ndan ek kat
izni alan Pegasos Otel'in işletme-
cisi Erdal Danyan, otelin asıl sa-
hiplerinin ek kat izni aldığını an-
cak kendilerinin buna karşı çık-
tıklarını belirtti.
Tesisin sahibi İrfan Züm de bir
kat çıkmakla betonlaşmanın ol-
mayacağını savundu.
APden aük
ihracı yasak
• BRÜKSEL (AA) —
Avrupa Topluluğu (AT),
tehlikeli atıkların Üçüncü
Dünya ülkelerine ihraanı
yasakladı. Diplomatik
kaynaklar, AT çevre
bakanlarının dün tehlikeli
atıklann Afrika, Karayip ve
Pasifik ülkelerine ihraeının
yasaklanması konusunda
aniaşmaya vardı klarıru
bildirdiler.
'Irisler' Getty
Müzesi'nde
• NEW YORK
(Cumhuriyet) — Beş yıl
gibi kısa ve çıigın bir
artistik olgunluk sürecinden
sonra ancak bir tek
Lablosunu satabilen Van
Gogh'un "Irisler" adlı
tablosunun yeni sahibi
California'da bulunan Paul
Getty Müzesi. Malibu'daki
müzenin tabloyu satın
aldığı, New York
Sotheby'nin yaptığı
açıklama ile kesinleşti.
Tablo 1987'de Sotheby'de
yapılan bir açık artırmada
Avusturalyalı işadarru Alan
Bond tarafından 53.9
milyon dolara satın
alınarak dünyanın en pahalı
tablosu durumuna gelmişti.
'Irisler'e Paul Getty
müzesinin ne ödediği gizli
tutuluyor.
20Ö bin çırak
eğitiliyor
• Eğitim Servisi — Milli
Eğitim Bakanı Avni Akyol,
eğitim sistemini eleştirerek,
"Bu sistemin değıştirilmesi
gerektiğine yurekten
inanıyorum" dedi.
Mühendisler ve Sanayiciler
Derneği, Ticaret ve Sanayi
Odaları ile Esnaf ve
Sanatkârlar Derneği'nin
yoneticileriyle dün
İstanbul'da Maçka
Oteli'nde bir araya gelen
Bakan Akyol, "Çağı
yakalamak istiyorsak,
üretici, katıhmcı, hiçbir
çocuğu dışarı atmayacak
bir sistem gerekli. Bu
sistemin değiştirilmesi
yolunda destek istiyorum"
şeklinde konuştu. Başkan
"çıraklık eğitimi"
konusunun ele alındığı
toplantıda ise halen 200
bin çırağın eğitildiğini 1992
yılı hedefinin 500 bin çırak
eğitimi oldugunu kaydetti.
Printemps
kampanyası
• lstanbul Haber Servisi
— Ataköy Galleria'daki
Printernps mağazası dün
Fransa'da uygulanan
"Promotion du Prix" adlı
fiyat promosyonunu
başlattı. 1 nisan tarihine
kadar sürecek kampanyada
mağazalar yeni sezon
ürunlerine yüzde 20 indirim
uygulayacak. Aynca
alışverişe gelen müşterüer
için mini müzik gösterileri
yapılacak.
'Birleşme
Türkleri etkiler'
• Haber Merkezi —
Karaköy Rotary
Kulübü'nün haftalık
toplantısında konuşan
Federal Alman Sosyal
Demokrat Parti (SDP)
Milletvekili Peter
Reuschenbach, iki
Almanya'nın birleşmesi
durumunda F.Almanya'da
çalışan Türk işçilerin güç
durumda kalacaklanıu
söyledi.
Yılın
denizcileri
• İstanbul Haber Servisi
—Türkiye Yacht dergisinin
düzenlediği yarışmada
"yılın denizcileri"
seçilenler, eski
Cumhurbaşkanı Kenan
Evren, TBMM Başkanı
Kaya Erdem, İstanbul
Valisi Cahit Bayar ve
işadamı Vehbi Koç'un da
katıldığı bir törenle
kupalannı aldılar. Evren,
Admirals Clup'te aldığı
dördüncülük, Sardinia
Cup'taki sekizincilik ve Le
Trinite France'ta gösterdiği
başarılar nedeniyle özel
ödüle değer görülen
işadamı Halil Bezmen ile
ilk sıraları paylaşan yılın
denizcilerine kupalannı
verdi. Öteki kupalar da
TBMM Başkanı Erdem,
Vali Bayar ve işadamı
Vehbi Koç tarafından
sahiplenne dağıtıldı.