25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/14 DIŞHABERLER 22 MART 1990 ROMANYA TransilvanyayarasıkanıyorRomanya'run Tirgu Mureş kasabasında Rumenlerle Macar azınlık arasında çıkan çatışmalarda ölü sayısırun 6'ya çıktığı bildirildi. 300 kişi de yaralandı. Olaylardan faşişt "Demir Muhafızlar" örgütünün sorumlu olduğu belirtildi. Macaristan BM'ye başvurdu. SSCB BÜKREŞ (Ajanslar) — Romanya'nın Transilvanya bölgesindeki Tirgu Mureş ka- sabastnda Rumenler ve Macar azınlık dün yine gösteri yaptılar. Romanya Radyosu, önceki günkü gösteride Rumenlerle Macar azınlık arasında çıkan çatışmalarda ölen- lerin sayısımn 6'ya çıktığıru, olaylarda 300 kişinin de yaralandığını bildirdi. Rumenle- rin Macar azınlığa karşı düzenlediği saldı- nlar Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de büyük bir gösteri ile kınanırken Macar hü- kümeti BM ve Romanya'ya başvurarak Transilvanya bölgesinde Macar azınlığa yö- nelik saldınlara son verilmesini istedi. Demir Muhafızlar AA'nın haberine göre dün 2000 Macar kasaba meydanında, Rumenler ise kasaba- tıın lcenar mahallelerinde gösteri yaptılar. Ulusal Birlik Konseyi Başkan Yardımcısı Cazimir looesco, dün yaptığı açıklamada, Rumen-Macar gerginligindcn faşist "Demir Muhafızlar" örgütünün sorumlu olduğu- nu ve Tirgu Mureş'ıe bu örgütün imzasını (aşıyan bildirilerin dağıtıldığını kaydetti. Demir Muhafızlar, 1930'lar ve 1940'larda Romanya'da çok etkin olan bir faşist örgüttü. örgüt, "Saf Rumea ırla" yaratılması için, Yahudiler başta olmak üzere bütün etnik gruplann sınırdışı edil- mesini savunuyordu. Bildirilerde "vakit gddi" yazılı olduğu- nu kaydeden Ionescu, AP'ye verdiği demec- te, "Bunlar. panik >aratmak istiyor. Ru- menleri, Macarlann TransUvanya'yı Ute- dikleri şeklinddd fikirlerlc korkuttuiar" de- di. Görgü tanıklan, kasabada bulunan asker ve polisin önceki gün yaklaşık 4000 kişi ara- sında çıkan çatışmayı engelleyemedigini söy- lediler. Tanıklar, Macarlann yangın bom- bası attığını da kaydettiler. Rumen milliyet- çiler ile Macar azınlık arasında Tirgu Mu- reş kasabasmdaki çatışmalar cumartesi gü- nü başlamıştı. Macar haber ajansı, çatışma- ların kasabada Macarca yazılı tabela asan bir eczaneye saldın düzenlenmesinden sonra çıktığını bildirmişti. Rumen Köylu Partisi, Transilvanya'ya ge- lerek olaylara kanşan bütün Macaristan KİMLİK KARTI ROMANYA Nöfns: 23.250.000 (1989) Yöıoiçınno: 237.500 kilometrekare. Dil: Rutnence (resmi), Macarca, Almansa. DÎB: Orîodoki yuzde 80, Katolik yüzde 6. Başkfnt: Bukreş. Başlıca Kcntler: Brasov, Temeşvar, Kdsıence. Hiikumet Şekli: Cumhuriyet. Devlet Baskam: İon lliescu. Ekonomi: Çelık, metal, makiae aksamı, petrol üretimi, turizm, teksül. Etnik BileşJm: Rumen yüzde 88, Macar yuzde 8, öbürleri yüzde 4. yurttaşlannm sınır dışı edilmesini istedi. Parti adına yapılan açıklamada, Rumen ve Macarlardan sağduyulu hareket etmele- ri ve olaylara karışmamaları istendi ve Ru- men hükümetinin "aşın unsurlann kışkırt- malan sonucu, ciddi bir durumla karşı kar- şıya oldugu" ifade edildi. Romanya Savunma Bakanlığı ise ordu- nun ulke bütünlüğünü korumakta kararlı olduğunu bildirdi. Romanya Savunma Bakanı General Vk- tor Stanculescu dun yaptığı açıklamada, "Devrime ve duşüncelerimize ters ve düs- man ban unsuriar, Macar azınlık ile Rumen halkı arasına uyuşmazlık tohumlan ekme- ye çalışıyor. Ancak ordu daha guçludıir ve birleşmiştir" diye konuştu. Halka, karışıklık çağrılanna uymama ve kişisel iruıkam hareketlerinden vazgeçme- leri yolunda çagnda bulunan Savunma Ba- kanı, ordunun demokratikleştirilmesi süre- cinin birliklerin mücadele kapasitesini güç- lendirdiğini belirtti. Budapeşte'de gösteri Tirgu Mureş, olayları Macaristan'ın baş- kenti Budapeşte'de dün düzenlenen ve bin- lerce kişinin katıldığı büyük bir gösteri ile kınandı. Iktidardaki Sosyalist Parti ve mu- halefet partilerinin çağrılan üzerine baş- kentteki Kahramanlar meydanında topla- nan binlerce kişi gösteri düzenledi. Göste- riciler yaklaşık 2 milyon Macar ile yedi mil- yon Rumenin yaşadığı Transilvanya bölge- sindeki kasabada, Macar azınlığın evlerine ve binalarına karşı girişilen saldırıları kına- dılar. Yabancı hukümetlerden ve BM'den Ro- manya'da yaşayan Macar azınlığın hakla- rına saygı duyulmasını isteyen göstericiler, Rumen halkına da bir çağrıda bulunarak ulusal ve faşist güçlere karşı demokrasinin zafer kazanması konusunda güvence iste- diler. Macaristan hükümeti ise BM'ye, Roman- ya'daki Macar azınlığın haklarının çiğnen- diğini ve Macarlara karşı "ciddi kıyımlar" yapılmakta olduğunu bildirdi. Macaristan Dışişleri Bakanı Gyula Horn, BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'a gön- derdiği mektupta, "Macar azınlığın insan haklannın açıkça çiğnenmesinden kaygı duydugunu" belirtti. Horn, Genel Sekreter'den "Avrupa'daki en büyük azınlık olan Macar azınlığın btt- riin haklannın korunması için etkili onlem- ler almasını" istedi ve Tirgu Mureş kasaba- sında son gunlerde Macar azınlığa karşı "zulüm" yapıldığım belirtti. Bakan Horn, mektubunda Romanya'nın iç işlerine karışmak istemediklerini belirte- rek "Ancak Rumen hükumetinden Macar azınlığa kacşı girişilen saldınlan açıkça kı- namasını istiyoruz" dedi. DIŞBASIN Kohl'e düşen görev THE INDEPENDENT Demokratik Almanya'daki seçimler, hal- kın çabuk birleşme özlemini iyi değerlen- diren Başbakan Helmut KohJ için tartısma- sız bir başandır. Sonuçlar, demokrasi için de bir zaferdir. Seçmenlerin 1» 93'unün ka- tıldığı seçimlerde oy verme işlemi banşçı bir şekilde gerçekleşti. Seçimleri muhafazakâr- ların kazanmış olması NATO'nun çıkarı- nadır. Eğer sosyal demokratlar kazanmış olsaydı, Helmut Kohl, bazı güçlüklerle kar- şüaşabilirdi. Bu da NATO için bazı sorun- lar yaratabilirdi. Seçimlerden tek zararlı çı- kanlar, Batı ve Doğu sosyal demokratları oldu. Bir ölçüde de Sovyetler Birliği, sos- yal demokratlann daha uzun sürede birleş- me tezi, Moskova'nın görüşüne uygundu. Helmut Kohl Polonya sınınru uzun süre ta- nımaktan kaçınarak, Batılı ülkelerin sert tepkilerine yol açtı... Ama birleşik Alman- ya'nın NATO içinde kalmasını savunarak Batı ittifakında olumlu etki yarattı. Birleş- me görüşmelerinde, bu sorun ise Demok- ratik Almanya'daki 360 bin Sovyet askeri- nin geleceği, herhalde en ateşli tarüşma ko- nulannı oluşturacaktı. Şimdi Bonn hükü- metine duşen, birleşme işlemini son derece dikkatli ve diplomatik biçimde yürütmek- tir. Ancak Helmut Kohl'un bu özelliklere sahip olduğu da söylenemez. Kohl, gayet kurnaz biçimde, Demokratik Alman halkı- nın birleşme özlemini sezmiştir. Şimdi bu işlemi ustalıkla ve F. Almanya'nın komşu- larını kuşkulandırmadan gerçekleştirmek zorundadır. Demokratik Almanya'daki se- çim sonuçları Kohl'e geniş bir manevra ye- tenegi sağlamıştır. Bu avantajı, kendi ken- disi ve komşuları ile barış içinde olan bir ülke yaratmak için kullanmalıdır. (20 Man) LİTVANYA Gorbaçov'dan yeni ültimatomSSCB Başkanı Gorbaçov, yeni görevi çerçevesinde elde ettiği kanun gücünde kararname yayımlaması yetkisini ilk kez kullandı. Gorbaçov, Litvanya halkının elindeki silahlarını bir hafta içinde İçişleri Bakanhğı'na teslim etmelerini istedi. HALKI SELAMLIYOR — Sovyetler in Baltık cumhariyetlerinden Lelonya'da Halk Cephesi geçen haftaki seçimlerde pariak başan kazandı. Cephenin lideri Dainas Ivens, bu zaferi kutlamak için başkent Riga'da düzenlenen törende halkı çiçekle selamladı. Dış Haberler Servisi — Sovyetler Birli- ği'nin Baltık eumhuriyetlerinden Litvanya'- nın 13 martta bağımsızlıgını ilan etmesinin ardından başlayan gerginlik sürerken, Gor- baçov, bütün Litvanyalılann ellerindeki si- lahlan bir hafta içinde teslim etmelerini ön- gören bir kararname yayınladı. Litvanya Devlet Başkanı Landsbergis, kararnameyi "içişlerine müdanale" olarak nitelendirdi. TASS tarafından duyurulan kararname- de, Litvanyahlara tüm silahlarını Içişleri Bakanlığı tarafından gecici olarak depolan- mak üzere 7 günlük bir süre içinde teslim etmeleri öngörüluyor. Av silahlannın satı- şını da yasaklayan kararnameye göre, lçiş- leri Bakanlığının teslim edilmeyen silahla- ra el koymaya yetkili olduğu kaydediliyor. Kararnameye göre, Litvanya'nın sırurlan SSCB yasalan uyannca KGB'ye bağlı kuv- vetlerce denetlenmeye ve korunmaya devam edilecek. Aynca, Litvanya topraklanna gi- riş ve çıkışlar ancak SSCB Içleri ve Dışiş- leri Bakanİıklan tarafından verilen vızelerle yapılabilecek. Litvanya topraklanna bu makamlardan gerekli izni almadan girdik- leri saptanan kişıler sınırdışı edilecek. Ajanslar, SSCB Devlet Başkanı Gorba- çov'un Halk Temsilciler Kongresi tarafın- dan kendisine geçen hafta tanınan geniş yet- kiyi ilk kez kullanarak, bağımsızlık kara- rında ısrar eden Litvanya'ya "gözdaği vcrmeyi" amaçladığını kaydediyorlar. ABD'nin, Gorbaçov'un, Litvanya'daki Sovyet vatandaşlarının hak ve çıkarlarımn DEMOKRATİK ALMANYADA SKANDAL Halk Meclisi'ne ^köstebekler' seçildiHalk Meclisi'ne seçilen 400 milletvekilinden en az 40'ının eskiden gizli polis STASİ için çalıştığı belirlendi. Bunların büyük bir bölümünün şimdi Federal Alman Haberalma Örgütü BND'ye çalıştığı saptandı. DİLEK ZAPTÇIOĞLU D. BERLİN — Demokratik Almanya'nm başkenti D. Berlin, boyutları kestirilemeyen bir skandala sahne oluyor. "Halk Meclisi'- ne seçilen 400 milletvekilinden en az 40'ının eskiden gızli polis "STASI" için çahştığı be- lirlendi. Bu ajanlardan büyuk bir bölümO- nun şimdi F. Alman Haber Alma Örgütü BND'ye çalıştığı saptanmış bulunuyor. Yeni seçilen parlamentoda, eski rejime ya da Batı'nın haber alma örgütlerine çalışan ajanların bulunması D. Berlin'de büyük skandal yarattı. Şimdi herkes milletvekilli- ğine seçilen ajanların kimliklerini ve sayı- sını oğrenmeye çalışıyor. Eski hukümet iş- başına geldikten sonra Devlet Güvenlik Ba- kanlığı, kısa adı ile STASİ adlı örgütü da- ğıtmak için özel bir görevli ataraıştı. Fisc- her adındaki bu hukumet gorevlisi dün ba- sına yaptığı açıklamada, "yeni seçilen par- lamentoda eski gizli polis ajanlarının bu- lunduğunu ve bunları belirlemek için dos- yalara bakılması gerektiğini" söyledi. Mil- letvekillerinin dosyalanna bakmak için ba- kanlar kurulu karan gerekiyor. Bunun için de önce bir hukümet kurulması lazım. D. Berlinîdeki asıl skandal, ajan millet- vekillerinden bir kısmının hâlâ F. Alman Haber Alma Örgütü BND'nin emrinde ça- lışmaya devam ettiği, "Demokratik Atıüm" Partisi Başkanı Michael Schnur, ayru neden- le geçen hafta görevinden ayrılmak zorun- da kalmıştı. Schnur'un STASÎ üyesi oldu- ğu, daha sonra ise BND'ye çalıştığı ortaya çıkmıştı. D. Alman Protestan Kilisesi'nden üst duzey bir yetkili, önümuzdeki gunlerde Bonn'a giderek F. Alman Cumhurbaşkanı Weizsaecker ile casusluk sonınunu görüşe- cek. D. Almanya'da seçimleri kazanan muha- fazakârlar, devlet aygıtından eski sosyalist- leri de temizlemek istiyorlar. Bu arada sağ partilerın liberallerle koa- lisyon oluşturma ıhtimali güçlendi. D. Ber- lin'de bir hafta içinde toplanması beklenen ABD4.864S 6SMH SSCB 1 9 M 2.535$ JAPONYA 1758$ AUMMYA I.077S Batı 870$ Do|a207$ FRANSA 752$ INGILTERE 755$ ITALYA 754$ Ordu F. ALMANYA D. ALMANYA 494.300 Asfceri Mrtifc 173.100* 507 Savaş uçaklan 335 5.005 Tank 3.140 14 Savaş gemisi 19 24 Denjzaltı KaynaK IISS. Asken Belgeler ' D Almar kaynakları. bu saymm son aylania aza)diğını e' sürûyonar Yukandaki (ablo, Time dergisinden alıaınıştır. parlamento, eyalet sistemine donüş karan alacak. Demokratik Almanya'da eyaletler kurulduktan sonra bunların Batı'ya ilhak olma karan alması beklerüyor. İlhak kara- rı çıktıktan sonra iki Almanya, sosyal, hu- kuksal ve ekonomik açılardan bütünleşmeye başlayacak. 1950lerde Fransız işgalinden arınan Saarland eyaleti de F. Almanya'ya aynı şekilde ilhak karan almıştı. Referan- dum sonucu ahnan karardan sonra eyale- tin F. Almanya'ya resmen katdması iki yıl sürmüştü. Uzmanlar Demokratik Alman- ya'daki eyaletlerin de ancak bir yıl sonra Ba- tı ile bütünleşebileceğini tahmin ediyor. Demokratik Almanya'da yapılan seçim- leri sağın kazanmasından sonra giderek hız kazanan "tek Almanya" tartışmalanna işa- damları da yoğun biçimde katılıyorlar. Fe- deral Alman işadamları. Demokratik Al- manya'nın haberleşme sistemini Batı stan- dartlarına çıkarmak için yaklaşık 300 mıl- yar dolara ihtiyaç olduğunu belirtiyorlar. Batı'daki iş çevreleri, iki Almanya'nın ye- niden bir araya gelmesinin "uzun vadede" astronomik bir maliyet gerektireceğine dik- kat çekiyorlar. Birleşme ile birlikte Demok- ratik Almanya'daki haberleşme sisteminin olduğu gibi yeniden kurulması gerektiğine işaret eden işadamlan, telefon santrallan- nın Federal Almanya seviyesine çıkanlma- sı için 500 milyar marka ihtiyaç olduğunu vurguluyorlar. öte yandan, Federal Almanya Başbakanı Helmol Kohl, dün ülkenin güneyindeki Constance kentinde gazetecilere yaptığı açıklamada, "31 Aralık 1992'de bü>ük Av- rupa Pazar Biriiği'nin başlaraası>la birlik- te Almanya'nın birleştiğini de görecegiz" dedi. Kohl, birleşme goruşmelerinin bir an önce yeniden başlamasını umduğu- nu da belirtti. korunması amacıyla kanun hükmünde ka- rarname yayınlanmasını endişe ile karşıla- dığı belirtildi. Beyaz Saray sözcüsü Marlin Fitr»ater, Gorbaçov'un Litvanyalılardan silahlarını bırakmasını istediği şeklindeki haberlerin endişe yarattığmı kaydetti. Sözcü Fitzwater, SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze'nin, Nabibya'mn bağımsızlık törenleri nedeniyle bulunduğu Windhoek'- de, Baltık cumhuriyetlerindeki bağımsızhk hareketini bastırmak için kaba kuvvet kul- lanılmayacağmı bildirdiğini hatırlattı. Bu arada, Litvanya sınırlanndaki Sov- yet askeri tatbikatı endişe uyandırdı. ABD yönetimi, "gerginliğin azaltılması" çağrı- sında bulundu. AP'nin haberine göre Beyaz Saray söz- cüsü Marlin Fitzwater tarafından önceki ge- ce yapılan açıklamada son iki gündür Lit- vanya içinde ve sınır bölgelerindeki askeri manevralara dikkat çekildi. Çok sayıda Kı- zıi Ordu birlığinin bölgede tatbikat yaptığı ve stratejik önemdeki tesisler çevresinde mevzilendiklen de belirtilirken, "Litvanya'- nın bağımsızlık kararına karşı askeri bir ta- vır"dan endişe duyulduğu kaydedildi. Bu arada, Litvanya'nın yeni yönetimi de son gürüerdeki askeri faaliyetlerden duydu- ğu endişeyi Moskova'ya bir mesajla iletti. Litvanya hukümet başkanı Kazimiera Prunskiene. Devlet Başkanı Mihail Gorba- çov'a gönderdiği bir telgrafta, "Litvanya halkı, Sovyet silahlı kuvvetlerinin hareke- tinden rahatsızlık duyuyor. FRANSA Sosyalist Parti'de 'geçici' anlaşma SABETAY VAROL PARİS — tktidardaki Fransız Sosyalist Partisi'nde büyük kongre öncesi ortaya çı- kan şiddetli aynhklar, "şimdilik" önlendi. Dun sabahın erken saatlerine kadar yeni pani yönetimi konusunu müzakere eden de- ğişik eğilimler, nihayet bir anlaşmaya var- dı. Birinci Sekreter Pierre Mouray'ın göre- vini sürdurmesine karar verildi. 16-19 mart tarihlerinde Rennes kentinde toplanan parti büyük kongresinde yeni yönetimin seçilme- sine yetecek bir çoğunluğun oluşması müm- kün olmamıştı. Dün sabaha karşı vanlan uzlaşmanın sağlanmasında Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın birinci derecede rol oynaması ve tarafları karşıüklı taviz vermeye zorlaması dikkat cekti. Dışişleri Bakanı Ro- land Dıımas, Mitterrand adına, parti içi ka- nat liderleri arasında bir tür arabuluculuk yaptı. Gözlemciler, .vanlan anlaşmanın "kısa süreli" olduğunu, ilk fırsatta özellikle Mec- lis Başkanı Laurent Fabius ile Milli Eğitim Bakanı Lionel Jospin arasında iki yıl önce başlayan "kardes kavgası"run yeniden su- yüzune çıkabileceğini iddia edivor. HABERLERİN DEVAMI Memura soluk Genelkurmay'ın PKK raporu ANKARA (Cumhnriyet Büro- su) — Devlet memurlan ile diğer kamu görevlilerine 100-500 bin li- ra arasında "kira yardınu" öden- mesine ilişkin kanun hükmünde kararname, Bakanlar Kurulu'na verildi. Yetkililer, kira yardımının 15 nisandan itibaren başlamasına çalışıldığını bildirdiler. Bakanlar Kurulu'nda hemen görüşülmesi beklenen tasanya göre ilk, orta ve lise mezunlan 15 yühk hizmet so- nunda, dört yülık yuksekokul me- zunu olanlar ise 3 ile 9 yıl arasın- da değişen hizmet süreleri sonun- da kira yardımından yararlanabi- lecekler. Kalkınmada 1. derecede öncelikli yörelerde görev yapanla- ra kira yardımı yüzde 25 zamlı ödenecek. Kim ne alacak? Hizmet süreleri 15 yıldan fazla olan personelden aylıklanrun he- saplanmasında esas alman ek gös- tergeleri itıbarıyla ödenecek aylık lojman tazminatı şöyle: a- 3500 ve daha fazla olanlara 500.000 lira. b- 2400-3500 arasında olanlara 400.000 lira. c* 1500-2400 arasında olanlara 300.000 lira. d- 200-1500 arasında olanlara 200.000 lira. e- Diğerleri (ek göstergesi bu- lunmayanlar dahil) 100.000 lira. Kalkınmada 1. derecede önce- likli yörelerde lojman tazminatı kurumlann personel ve atama planlanrun gereği olarak yer de- ğiştirme suretiyle sürekli görevle atanmış tazminat almaya hak ka- zanmış personeli ile tazminata hak kazanan üniversite öğretim ele- manlanna bu yörelerde görev yap- tıkları sürece yüzde 25 zamlı ödenecek. (Baftara/ı 1. Sayfada) distan toplumanun alasal bagım- sız ve demokratik bir toplnm ha- line getiriimesi içm" güttüğü siyasi ilke ve hedefleri ise şöyle: "a- Halkın siyasal birligini ger- çekleştirme araçlan olarak köylü, gençlik, kadın, isçi, esnaf vb. ulu- sal kurtuluş birliklerinin oluştu- rulması ve bunlann merkezi ve bölgesel düzeydeki ulusal kurtu- luş komitelerinde birleştirilmesi, halkın topyekıin orgütlenmesinin sağlanması için bu orgutlerin her alaoda yaygınlaştınlması, b- Halkın kendini konıma ve milis teşkilatının oluşrunılması, gerilla orgütlenmesinin geliştiril- mesi ve balk ordusunun yara- blması. c- Eylem alanında, halkın temel gereksinimlerinden yola çıkarak ve kendiliğinden gelişme duru- ntundaki kin, oflce vc protesto ha- reketlerİBden miting, yöniyaş gi- bi daha ileri siyasal cylemleriB ge- Uşiirttnıcsi, sflahh propafamte, ge- nel ve kısmi ayaklamnalar halk sa- vaşımn, basit gerilla biçimlerinden ea gelişmiş biçimleriBe kadar uy- golaaması gerekmektedir." Genelkurmay'ın belirlemelerine göre PKK'nın yürüttüğü "halk savaşı" üç aşamadan geçiyor. Bunlar, stratejik savunma, strate- jik denge ve stratejik saldın. Stra- tejik savunma aşamasında PKK'mn hedefi ise Genelkur- may'ın raponında şöyle yer ahyor: "Siyasi güçleria gelismesine ağırhk verilen, aym zamanda as- keri güçleri oluşturup güvenlik kuvvetlerini yıpratmava yönelik eylemler de geliştirilecekür. Aynı zamanda siyasal temelin güçlülü- ğü askeri güçlülüğe de dönüştüriı- lerek, devlet güçleri ile denge ko- numnna ulaşılacaktır." Stratejik savunma aşamasında, stratejik denge aşaması ile iç içe geçtiği bu dönemde, PKK'nın, as- keri eylemlerin yanı sıra siyasi zo- ra, yani kitle eylemlerine başvura- cağı belirtilen raporda, PKK'nın bu dönemdeki hedefi şöyle özetlendi: "Açık ki bu darumda devlet güçleri, tüm mücadeleci güçlere değişik biçimlerde saldıracaktır. Bu saldınlara karşılık kitle gücüy- le cevap vermek gerekir. Silahlı guçler, kitlelerin siyasal gücu ta- rafından desteklenmezse gelişip güçlenemez ve kendisini imha ol- maktan kurtaramaz. O yüzden ge- rek sij'asal zora da>alı kitle eytem- leri gerekse askeri eylemler döne- me uygun, altından kalkılabilecek tarzda gerçekleştirilmelidir." Raporda, stratejik denge aşa- masında, "stratejik savunma aşa- masındaki yaygın gerilla f aaliyet- leri ile kitlelerin siyasal mücade- leye çekildiği' belirtilerek bu dö- nemde örgütun "askeri mücadeie- nin yanı sıra genel grev. boykot, iş- gal ve çeşitü düzeylerdeki ayakbua- ma gibi" mücadele biçimlerini gündeme getireceği kaydedildi. Genelkurmay'ın raporunun son bölümünde ise PKK'mn "knyveüi ve zayıf* tarafları irdelendi. Bu- na göre PKK'mn bazı kuvvetli yönleri şöyle: "— Bölgekrini ve araziyi çok iyi tanımaktadırlar. — Bölge halkı ile dil ve kultü- rel açıdan rahathkla diyalog ku- rabümektedirler. — Bolgenin sosyal hizmetlerin- deki bazı eksiklikleri istismar et- me imkânına sahiptirler. — Az da olsa bölgedeki bazı vatandaşlardan çeşilli nedenlerle yardtm ve destek görmcktediıier." Cumhurbaşkanı Özal 6 Geriye dönülürse kurtuluş yoktur' ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Cumhurbaşkanı lurgut Özal, Türkiye'nin 150 yıldır Batı ülkelerine yetişme özlemi içinde kaldığını belirterek, "Nereden ne- reye geldiğimizi çok iyi hesap ede- lim, kimse yanlışlık yapmasın. Çünkü bir daha geriye döndüğü- müz zaman kurtulnş yoktur" dedi. Cumhurbaşkanı Özal, Türkiye ll Genel Meclisi Üyeleri Birliği Genel Merkez yöneticilerini dün Çankaya Köşku'nde kabul etti. Özal, milli eğitim ve sağlık hız- metlerinin artık mahalli idarelere devredilmesi gerektiğini kaydede- rek. "Demokrasi daha çok kaühm demektir, merkeziyetçilik değil. Türkiye 60 milyona yaklaşan bir ülke olarak bir noktadan idarc edilemez" diye konuştu. Özal, "Biz demokrasiye çok altşnk. San- dıga gitme>i de çok seviyoruz. Ba bizim için artık vazgeçilmez bir şeydir. Ileride eğitim boardını da. seçelim. Birçok ülkderde yapdıyor bu. Yanlış iş yapıyorsak, beğen- mezseniz bir daha seçmezsiniz" dedi. Cumhurbaşkanı Özal, muhale- fetin iktidar olmak istiyorsa "göl- ge kabine" kurması gerektiğini dei kaydetti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear