25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 MART 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Aracı kurum sermayesi • ANKARA (ANKA) — Borsada birinci ve ikinci pazarlarda çalışan aracı kurumlann sahip olmalan gereken sermaye miktan antınldı. A grubu aracı kurumlann sermaye tutarı 1 milyar liradan 5 milyara, b grubu aracı kurumlarınki ise 250 milyon liradan 1 milyara yukseltildi. Sermaye Piyasası Kurulu'nun Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "borsa bankerliği belgesi verilmesine ilişkin yönetmelik" değişikliğine göre sermayeye ilişkin bu sınır yukseltilirken, aracı kurumlann Merkez Bankası'na bloke etmeleri gereken aracılık teminat oranı ise duşürüldü. Daha önce ödenmi$ sermayenin yüzde SO'si olan bu oran, yüzde 10'a indirildi. Antalya'da AT görüşmeleri • ANKARA (AA) — Türkiye-Avrupa Topluluğu Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Toplantısı, bugün Antalya'da başiıyor. tki gün sürecek toplantı, AT Komisyonu'nun Türkiye'nin Topluluğa tam üyelik başvurusuna ilişkin raporunun yayımlanmasının ardından taraflar arasındaki ilk geniş kapsamk görüşmeleri oluşturması bakımından önem taşıyor. Buğday ithalatı • ANKARA (ANKA) — Türkiye'nin buğday ithalatı büyuk bir hızla artarken buğday ihracatı geriledi. Kuraklık yuzünden üretimin gerüemesi nedeniyle buğday ithalatı geçen yıl bir önceki yıla göre 128 kat arttı ve 373.9 milyon dolara ulaştı. Toros'a son haciz • İSTANBUL (AA) — tflas ederek bir süre önce havacılık faaliyetine son verilen Toros Havayollan'na son haciz de DHMt'den geldi. Toros Havayollan'ndan 30 milyon lira kira alacağı bulunan DHMİ, bu alacagını tahsil edemeyince icra yoluna başvurdu. Bakırköy 2. İcra Tetkik Mercii Hâkimliği'nce verilen karara göre, dfln şirketin Atatürk Havalimanfndaki bilro eşyalanna el konuldu. Edinilen bilgiye göre, daha önce uçak ve öteki mallanna el konulan Toros Havayolları'nın mal varlığı kalmadı. Yasaş'ın sermayesi • tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Yaşar Holding iştiraklerinden Yasaş, sermayesini 10 milyar 800 milyon liradan 27 milyar liraya yükseltti. Holding Başkan Yardımcısı Selim Yaşar, rüçhan haklannın 2 bin liradan emisyon primli olarak kullandınlmasının Genel Kurul'da oybirliği ile kabul edildiğini bildirdi. Kuruluşun, 1989'da 6 milyar 16 milyon lira kâr eıtiği bildirildi. TYT'ye genel mtidtir • Ekonomi Servisi — TYT Bank Genel Müdürlüğü'ne, bankamn fon yönetiminden sorumlu Genel Müdür Yardıması Nebil Erulaş atandı. Bankamn operasyondan sorumlu genel müdür yarduncıhğına da Tuncer AIp getirildi. Şeker Sigorta 35 yaşında • Ekonomi Servisi — Şeker Sigorta, 35. kuruluş yıldönümünü dün bir kokteyl ile kutladı. Yıldönümü nedeniyle Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi öğrencileri arasında bir yarışma da düzenleyen şirketin Genel Müdürü Reha Bavbek, yanşmada derece alan öğrencilere ödüllerirû verdi. GENEL KURULLAK • Brisa' mn bugün 10.00'da Sheraton Oteli'nde. • Bagfaş'ın bugün 13.30'da Bandırma'daki fabrika binasında. • Deva Holding7n yarm saat 13.00'te Sheraton Oteli'nde • Akçimento'nun ise yarın saat I5.00'de Akbank Genel Müdurlüğü 'nde yapılacak. Yeni başkan Yaman Törüner tasarılarını anlattv Borsaya 4 yeni maP gereklî#Şu ana kadar borsada yatırım /imkânlan belli ölçüde çeşitlenmiş. 4 / A m a belirli zaman aralıklarıyla yf borsada altın ve gümüş başta olmak üzere çeşitli mallann alım satımı da yapılabilir. Yani "futures market" dediğimiz bir vadeli alım - satım piyasası oluşturulabilir. #Para piyasası, altın piyasası,hatta /döviz piyasasının aracılık görevi, ^ y aslında Merkez Bankası'nın görevi Tdeğildir. Ancak biz borsa olarak Merkez Bankası'ndaki bu sistemlerle rekabetetmeyeceğiz. Merkez Bankasf nın da yardımıyla zaman içinde bu sistemler borsada kurulabilir. V # Biz borsada olan biteni anında ^haber verecek bir sistemi eklediğimizde.bunailavetensürekli almaya ve satmaya hazır olan "market - maker" denilen piyasa yapıcılarını borsaya soktuğumuzda ve bazı detaylar da yerine getirildiğinde sistem daha sağhklı işleyecek. BtLAL ÇETtN ANKARA — Geçen cumartesi günü Istanbul Menkul Kıymetler Borsası (tMKB) BaşkanlığTna atanan Yaman Töruner, borsayı "bir daha bozulmamak üzere müesseseleştirmek" için aynntüı bir program hazırlanacağını be- lirtti. Törüner, zaman içinde bor- sada altın ve gümuş başta olmak üzere çeşitli mallann alım- satımının da yapılması ve bir "commodities market"in (mal pi- yasası) oluşturulması gerektiğini söyledi. Önümüzdeki pazartesi günü göreve başlaması beklenen Törüner, yapısal defişikliklere he- men girişilmeyeceğini de ekledi. — Siz Merkez Bankası'nda ça- kşıyordunuz. Şimdi ise borsa baş- kanhgına getirildiniz. Bu konuda bir bilgi birikiminiz var mıydı? Ya da merkez bankacılığı ile borsa arasında ne gibi bir yakınlık var sizce? TÖRÜNER — Ben 17 yıl Mer- kez Bankası'nda çalıştım. Bu sü- re içinde de görev için bulundu- ğum ABD ve tngiltere'de aynca Almanya ve tsviçre'de borsalan tek tek inceleme fırsatı buldunı. Merkez Bankası'ndaki genel mü- dür yardımcılığun sırasında da ln- gütere"deyken teorik bazını hazır- ladığım, "Bankalararası Para Pi- yasasf'nı (INTERBANK) arka- daşlanmızla birlikte kurduk. Ban- kalararası Para Piyasası dediğimiz şey Türkiye'de ilk defa uluslararası standartta kurulmuş bir piyasadır. Merkez Bankası'nda önce en likit değer olan paranın alınıp sattldı- ğı bir piyasa ardından dövizin ve altımn alınıp satıldığı bir piyasa oluşturduk. Bunlar da bir anlam- da borsadır. Bu nedenle menkul kıymetler borsası denilen tahvil ve hisse senedinın alınıp satıldığı borsaya ben hiç yabancı değilim. — Ynrtdışında yabancı borsa- lan gördiim, ioceiedim dediniz, bu borsaiarla bizün bugunku İstan- bul Menkul Kıymetler Borsası arasında bir karsılaştınna yapabi- lir mUiniz? TÖRÜNER — Borsalar dünya- da çok değişık biçimlerde sekillen- dinlmiştir ve ille de kopya edilmesi gerekmez. Mesela biz bankalara- rası para piyasası sistemini kurar- ken dünyada ilk defa suni olarak bir para piyasası kurduk ve bunu çalıştırdık. Borsalar esas itibarıy- la suni olarak kurulmazlar, ken- diliğinden gelişirler, yaygınlaşır, kokleşir ve müesseseleşirler. Şim- di bu noktadan hareketle, tabii biz gelişen bir ülke olduğumuz için kendimize has, ozel, fakat dünya sistemlerinden bağımsız olmayan bir borsa mekanizması geliştirmek durumundayız. Şu andaki borsa, çalışan bir borsadır. Şimdiye ka- dar orada çalışmış olan arkadaş- larım ellerinden geleni yapmışlar- dır ve Türkiye'ye bir borsa kazan- ce herkes tarafından da genel ola- rak teslim edilmektedir. Ancak be- nim burada belirtmek istediğim enteresan bir hadise vardır. Biz Merkez Bankası'nda bankalarara- sı para piyasasım, açık piyasa iş- lemleri, döviz ve altın piyasaları- nı kurarken, bunları Türkiye'nin şartlanna uygun olarak kurduk. Ancak dünyadaki bütün sistemleri de inceledik. Butun sistemlerin 10-15 sene sonra nereye gidebile- ceğini düşündük ve ondan sonra da geri geldik ve ülkemize, Mer- dan yola çıkılmalı. Dünyadaki sis- temler incelenip, 10 yıl sonra 15 yıl sonra bu sistemlerin nereye gıde- ceği tahmin edilip, ülkemizin şart- lanna uygun bir sistem geliştiril- melidir. — Yani borsada ilk iş olarak bazı yapısal degjşiklikleri gıinde- me getirmeyi mi düşünuyorsunuz? TÖRÜNER — Hayır, bunları inceleyeceğiz. Tekliflerimizi hazır- layacağız ve sayuı bakana s'unaca- ğız. Kabul edildiği takdirde de bunları uygulayacağız. Bildiğiniz PORTRE YAMAN TÖRÜNER Piyasa kurmak Ocak 1949'da Ankara'da doğan Yaman Törüner Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni 1971'de bitirdi. Mufettiş yardımcısı olarak 1972 yılında Merkez Bankası'nda cahşmaya başladı. 1976-79 yılları arasında mufettiş, 1979-81'de Kambiyo Genel Müdürluğü Uluslararası Kuruluşlar Müdürü, 1981-83'te Banker tşlemleri Müdürü, 1983-85'te Londra Temsilci Yardımcısı, 1985-87'de de Emisyon Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. Törüner ekim 1987 ile borsa başkanlığına atandığı 18 Mart 1990'a kadar da Merkez Bankası'nda yeni kurulan para piyasalan ve fon yönetimi biriminde genel müdür olarak görev yaptı. Törüner, Merkez Bankası'nda görev yaptığı sure içinde ABD ve Avrupa'da bankacıİık, para ve döviz piyasalan, sermaye piyasası ve portföy yönetimi ve altın konusunda çeşitli uluslararası seminer ve eğitim programlarına katıldı. Törüner, Merkez Bankası bünyesinde oluşturulan Bankalararası Para Piyasası, açık piyasa işlemleri, döviz ve altın piyasalannın kurulması ve yuriitülmesinde de aktif rolaldı. dırmışlardır. Ancak Türkiye'nin gerek konumu ve gerekse de surat- li gelişimi göz önüne alınırsa, bu- nun arkasından da bilhassa Türki ye'nin rınansal sisteminin çok sü- ratli geliştiği ve bir yerde bütün Ortadoğu'nun merkezi haline gel- meye başladığı düşünülürse, Tur- kiye'deki borsanın da uluslararası borsa sistemlerine benzer biçim- de, hatta belki de onların nereye gidebilecegi duşunulerek daha ye- ni ve eskisinden daha ileri bir sıs- teme kavuşturulması gerektiği dü- şüncesindeyim. Zaten bu düşün- kez Bankamıza uygun sistemi seç- tik. Dolayısıyla bu sistemler çalış- maya başladığında, bu sistemlerin çalışmasından bir kişi bile şikâyet etmemiştir. Bırakınız onu, şu an- da Merkez Bankası'ndaki piyasa- larda, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın bir >ıllık işlem hacmi- nin toplamı bir-iki gıinde vapıl- maktadır. Ve şimdiye kadar hiç- bir aksama, hiçbir yanlış ödeme, hiçbir yanlış anlama olmarruştır. Bunu şunun için söyluyorum; iş- te geliştirilecek olan borsa sistemi için de aynı bu düşünce yapısın- gibi Merkez Bankası'ndaki borsa (ya da piyasalar diyelim buna) "over the counter" dediğimiz ta- mamen telefonla neticelendirilen ve herkesin telefonla birbirine bağlı olduğu bir piyasa sistemidir. Biz bu telefonla bağlı olan siste- me haberleşme faktörünü, yani bilgisayarı eklediğimiz takdirde, borsada olan biteni anında birbi- rine haber verecek bir sistemi ek- lediğimizde ve bunlara ilaveten de sürekli almaya ve satmaya hazır olan "market maker" denilen pi- yasa yapıcılarını borsaya soktuğu- muzda ve dığer bazı detaylar da yerine getirildiğinde sistemin da- ha sağhklı işleyeceğini zannediyo- nım. — Bagün borsada gördügümüz en önemii eksiklik ya da ilk aşa- mada şunun yapılması, degiştiril- mesi ya da duzeltilmesi gerekir de- diginiz bir şey var nu? TÖRÜNER — Ben böyle bir şeyi bu aşamada söylemek istemi- yorum. Çünkü ben bir bütün ola- rak hadiseyi görüyorum. Önemii olan yatırım imkânlan nın çeşit- lendirilmesi hadısesidir. Şu ana kadar borsada yatırım imkânlan belli ölçüde çeşitlenmiş, ama be- lirli zaman aralıklarıyla borsada gerçek anlamda altın ve gümüş başta olmak üzere çeşitli mallann alım satımı da yapılabilir. Yani, "fornres market" dediğimiz bir vadeli alım satım piyasası oluştu- rulabilir. Vadeli alım satım piya- sası da bizi mal piyasasına "com- modities market"e doğru götürür. Bunların her biri birer aşamadır. Güncel sorunlardan çok yapısal olarak hadiseyi bir daha bozulma- mak üzere düzeltmek ve hadiseyi müesseseleştirmekten yanayım. — İstanbul Borsası'nda aldn ve döviz piyasalannın da oluştnrul- masını hedeflediginizi so>lediniz. Bu piyasalar Merkez Bankası'nda da var. Şimdi siz borsaya başkan olnnca bir anlamda da eski kunı- munuzla rekabete mi girmis ola- caksımz? TÖRÜNER — Şöyle arz ede- yim. Merkez Bankası'nda haliha- zırda mevcut olan düzenleme, al- tın borsası değildir. Altın ithal et- me hakkıdır. Tekel olarak bi1 hak Merkez Bankası'ndadır. Bu işler bir altın piyasası değildir. Sadece altırun ithal edilip satılmasıdır. Al- tın işi bir mal piyasası niteliğinde olduğundan zaten merkez banka- lanrun görevi değildir. Ya da şöy- le anlatayım: Gerek para piyasa- sı gerekse tahvil piyasası, altın pi- yasası, hatta döviz piyasasının aracılık görevi Merkez Bankası'- nın görevi değildir. Ancak Mer- kez Bankası'nda gayet iyi çalışan bu sistemlerle rekabet etmeyece- ğiz. Merkez Bankası'nın da yar- dımı ve onayı ile bu sistemler da- ha gelişmiş olarak ve zaman için- de borsada kurulabilir. StRECEK Borç 41 milyar dolam buldu Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı Mahfi Eğilmez 'in verdiği bilgiye göre, Türkiye'nin dış borç topîamı 1989 sonu itibarıyla41 milyar 21 milyon dolara ulaştı. Bu borçların 5 milyar 745 milyon doları kısa vadeli. Dış borç rakamlarına yansımayan askeri borç tutarı 900 milyon dolar. ANKARA (Cumhuriyet Büro- sn) — Hazine ve Dış Ticaret Müs- teşar Yardımcısı Mahfi Eğilmez, 1989 yılı sonu itibanyla Türkiye'- nin dış borçlar toplamının 41 mil- yar 21 milyon dolara ulaştığını açıkladı. Eğilmez, borçların 35 milyar 276 milyon dolarının orta ve uzun vadeli, 5 milyar 745 mil- yon dolannın da kısa vadeli oldu- ğunu bildirdi. Eğilmez, borç tablosunu uluslararası standartla- ra uygun hale getirebilmek için bazı düzeltmeler yapıldığını ve bunun da toplam rakamı bir mik- tar şişirdığıni söyledi. Eğilmez, dış borçların milli gelire oram yönün- den sağhklı bir yapıya girdiğinı de belirterek, son zamanlarda dış pi- yasalardan daha uygun koşullar- la borçlanma oianaklarının doğduğunu kaydetti. Mahfi Eğilmez'in verdiği bilgi- ye göre, 1984 yılında eski seriye göre 21 milyar 258 milyon dolar olan Türkiye'nin dış borçlan top- lamı, yeni seride 20 milyar 659 milyon dolara indi. Yeni seriye göre son beş yıllık dönemde dış borçlar bir kat artarak 41 milyar 21 milyon dolara çıktı. Dış borç- lar toplamının bu yıl sonunda da 41.6 milyon dolara ulaşması bek- leniyor. Eski seriye göre 1988'de 37 mil- yar 694 milyon dolar olan dış borç toplamı 1989'da 1 milyar 66 mil- yon dolar kur farkları nedeniyle, 403 milyon dolar da FMS tahvil- leri nedeniyle artış gösterdi ve yeni hesap yöntemiyle 41 milyar 21 milyon dolara çıktı. Ancak borç- lardaki gerçek artış ise 1 milyar 858 milyon dolar düzeyinde ger- çekleşti. Borç serilerinde herhan- gi bir duzeltme yapılmamış olsaydı, 1989 sonundaki stok borç ra'.'amı 39 milyar 552 milyon do- larda kalacaktı. Yapılan düzeltmelerle boıç tab- lolannın uluslararası standartla- ra getirildiğini belirten Eğilmez, "Kur farklan yansıtıldı. Aynca FMS'lerin tahvil ihracı yoluyla ABD piyasalannda ticarileşen 1 milyar 906 milyon dolariık bölu- miı de borca yansıtıldı. Dış borç rakamlanna yansıma>an askeri borç rutan sadece 900 mihon do- lar civannda bir rakam kaldı" dedi. 1987 yılında milli gelirin yüzde 59.3'üne ulaşan Türkiye'nin dış borçlannın son dönemde daha sağlıkb bir yapıya sokulduğunu da belirten Eğilmez, şunları söyledi: "Bunda hem ödemeler denge- sindeki olumlu gelişmenin etkisi var hem de özellikle kısa vadeli borclanmalardaki dikkatli gidisin. Eskiden Tnrkiye dış borçlanma- Sigarada ikinci tekel1984 yılından bu yana ithal sigara pazarındaki hâkimiyetini genişleten Philipp Morris firması, 1989'da bu piyasadaki payını yüzde 90'ın üzerineçıkardı. ANKARA (ANKA) — Türki- ye ithal sigara pazarırun yüzde 90'ından fazlasını, Marlboro ve Parliament sigaralannı üreten Amerikan Philipp Morris firma- sı ele geçirdi. ANKA'mn Tekel Genel Mü- dürlüğü'nden edindiği bilgiye gö- re Türkiye'ye sigara ithali izni ve- rilen 1984 yılından bu yana Phi- lipp Monis firmasının Türkiye pazarındaki hâkimiyeti sürüyor. İlk kez sigara ithal edilen 1984 yı- lında bir anda pazarın yüzde 40'uıdan fazlasını sadece Marlbo- ro sigarası ile ele geçirmeyi başa- ran ABD'li firma süreç içerisin- de Parliament ve Marlboro Light sigaralannı da devreye sokarak payını 1989 yılında yüzde 90'lann Uzerine çıkardı. Tekel Genel Müdürlüğü verile- rine göre geçen yıl toplam 1 mil- yon 117 bin 408 baks (bir baksta 500 paket sigara bulunuyor) ya- bancı sigara ithal edildi. Bunun yüzde 90.8'ini Marlboro ve Par- liament sigaraları oluşturdu. Ge- çen yıl Turkiye'ye Tekel tarafın- dan 776 bin 461 baks Marlboro, 27 bin 135 baks Marlboro Light ve 210 bin 607 baks Parliament si- garası ithal edildi. Geri kalan 20 değişik marka sigaranın ithalatı ise 103 bin 205 baks olarak ger- çekleşti. Philipp Morns'ten son- ra ithal sigara piyasasının ikinci önemii hâkimi ise yine ABD'li J. Reynolds Tohacco adlı şirket ol- du. Bu şirket özellikle uzun ve kı- sa Camel ve Camel Light sigara- ları ile geçen yıl piyasanın yüzde 6.2'sini kontrol etti. Diğer sigara- lann ithalattaki payı ise yüzde 3'te kaldı. Philipp Morris Türkiye hâkimi- yetini ithalatın başladığı yıldan beri ithalata paralel arttırarak sür- dürdu. İthalatın ilk başladığı 1984 yılında piyasanın yüzde 41'ini alan ABD'li firma, 1985 yılında sigara çeşidini üçe, pazar payını ise yüzde 75.2'ye çıkardı. Philipp Morris, 1986 yılında Marlboro ve Parliament sigarala- rıyla piyasanın yüzde 89.6'sım, 1987 yılında 90.6'sını, 1988 yılın- da ise yüzde 83.6'smı elinde tut- tu. Bu arada Türkiye'nin ithal si- garaya odediği döviz de her geçen yıl katlanarak arttı. 1984 yılında ithal sigara için 28.1 milyon do- lar ödeyen Türkiye, 1985 yılında 59.3 milyon dolar, 1986 yıhnda 118.2 milyon dolar, 1987 yıhnda ise 171.4 milyon dolar ödemek zo- runda kaldı. ithal sigaranın 1988 yılında 172.6 milyon dolar olan maliyeti daha fazla ithalat yapıl- masına karşın geçen yıl 168.2 mil- yon dolara geriledi. Tekel'in da- ha az ithalat yapmasına rağmen 1987 ve 1988 yılında ithalat için daha fazla döviz ödemesi, Philipp Morris firmasına olan borcunu zamanında ödeyememesi nedeniy- le vermek zorunda kaldığı gecik- me faizlerinden kaynaklandı. Bu arada özellikle ithal sigara- ya olan talebi azaltmak amacıyla tütünunün bir kısmı Amerika Bir- leşik Devletleri'nden ithal edilerek Türkiye'de Tokat Sigara Fabrika- sı'nda üretilen "Tekel 2000" si- garasuun da ithalatın hızla artma- sının önüne geçemediği belirlen- di. sını ikili anlaşmalaıia devlet ve kurumlar arasında yapıyordu. Şimdi ise artık Türkiye piyasala- ra çıkma>a, daha uygun koşullar- la borçlanmaya başladı. Artık bem biz pi>asalan tamyonız hem de piyasalar Türkiye'yi kabul et- meye başladı. Bu, Türkiye'nin borçlannı geri ödeme perf onnaa- sı ve ödemeler dengesinin olum- lu durumu ile ilgili bir olay." Dünya Bankası ile ilişkilere de değinen Eğilmez, mali sektör kre- disi konusundaki sorunun henüz çözümlenemediğini bildirdi. Eğil- mez, Dünya Bankası'mn başta krediler uzerindeki banka ve si- gorta muamele vergisinin kaldınl- masını istediğini de belirterek bütçeye yılhk 1 trilyon lirahk kat- kısı nedeniyle bu verginin şimdi- lik kaldırılmasının güç olduğunu söyledi. Eğilmez, iç borçlarla ilgili bil- gi verirken de bu yıl Hazine'nin her ay yaklaşık 1.5 trilyon lira iç borç geri ödemesi yapmak duru- munda olduğunu, bütçe açığımn finansmanı için de ortalama 500 milyar lira aylık yeni borçlanma- ya gidilmesi halinde yıl içinde Ha- zine'nin piyasadan 24 trilyon lira civannda yeni iç borç bulması ge- reğinin ortada olduğunu sözleri- ne ekledi. IŞÇENIN EVREMNDEN ^UKRAN KETENCİ Mersin-Tersin(2) Geçen hafta içindeki gelişmeler Mersin'e ve tersine giden sen- dikacılar arasındaki ayrışımı hızlandırdı. Siyasal gelişmeler ağır bastığı için gazetelerde fazla ön haberler arasında yer almadı. Ancak işçi kesiminde ivme, grevlerden, eylemlerden yana kay- dı. Pazartesi günü 10 bin 600 tarım işçisinin 39 tarım işletme- sindeki grevleri başladı. 7800 lira günlük yevmiye ile işte ay- rımcılık ilkesi de çiğnenerek haftada 48-72 saat çalıştırılan ta- rım işçileri, en ağır koşullarda, asgari ücret düzeyindeki ortala- ma ücretle çalıştırılmayı kader olmaktan çıkarmak istiyorlar. Ya- şamlarında ilk kez, "uysal işçi" kimliğinden sıyrılıp grevle hak arayabilmeyi deniyorlar. Tarım-İş Başkanı Sabri Özdeş, bir yıl- da 1 trilyon lira üzerinde değer yaratan 10 bin 600 tarım işçisi- nin, sosyal yardımlar dahil 396 bin lira net ücrete çıkabilmesi için greve çıktıklannı, 5 ay süren sözleşme görüşmeleri sonun- da işvereni ILO ılkelerıne aykırı olarak işte aynm yapmaktan vaz- geçiremediklerini açıklıyor. 18 bin çımento işçisi önümüzdeki pazartesi günü greve çık- maya hazırlanıyor. Çimento işyerlerınde greve çıkmadan önce, işvereni anlaşmaya zorlamak üzere çeşitli pasif direniş eylem- leri sürüyor. Lastik iş kolunda Good-Year'da 1780 işçi 12 gün önce greve çıkmıştı. Grev kararı bulunan Pirelli ve Brisa işçileri ise daha önce anlaşmaya varılmış avanslar da ödenmeyince, iki gündûr üretımi durdurmuş bulunuyorlar. Geçen hafta boyunca da uyuşmazlıklar, işçi çıkarmaları ve diğer iş sorunlan ile bağlantılı birçok işyerınde pasif direniş ey- lemleri yaşandı. Toplusözleşme uyuşmazlığı ile bağlantılı yasal grev kararları alındı. Sadece toplusözleşme uyuşmazlıklarında değil, hak edilmiş ücret alacaklarının ödenememesi nedeni ile en sorunlu iş kol- larının başını çeken belediye işçileri, ülke çapında onbinlercesi bırden patladı patlayacak. Belediye-iş Sendikası, sorunlarını paylaşmak üzere Türk-İş yönetimi ve bütün sendika başkanlarının çağrılı olduğu bir top- lantı düzenledi. Geçen cumartesi günü istanbul'da yapılan top- lantıya yine ağırlıklı sadece sol kanat sendika başkanları katıl- dılar ve destek vermeye, dayamşmaya hazır olduklarını açıkla- dılar. Gerçı toplantıda Turk-lş Başkanı Şevket Yılmaz da vardı. Ancak çok kısa genel bir konuşmadan sonra bir gazetenin, iş- çilerle ilişkisi anlaşılmaz bir toplantısını bahane ederek sendi- ka başkanlarını, önerileri dinlemeden çekip gitti. Türk-İş'ten bek- lentıler, eleştiriler yine havada kaldı. Maden işçisinin "insana saygı" mitınginde, Kristal-İş'in işçi çıkarmalarına karşı istanbul'da yaptığı mitingde yer almayan Türk-İş ve yönetimi, galiba belediye işçilerinin 25 martta Gazi- antep'te yapacakları mitingde de yerini almayacak Türk-İş yönetimi Azarbeycan mitinglerinden sonra işçi mıting- lerinde yeri olmadığı kararını mı verdi ne? Baksanıza işveren örgütlen ve sendıkalarının dahi artık duyarlı oldukları, Türkiye için tehlike gördükleri, laikliğe karşı gelişmeleri Türk-İş yöneti- mi tehlıkeli görmüyormuş. işverenlerle, TİSK'le toplumsal uz- laşma niteliğindeki her çağrı ve toplantıda varlar. Ancak TİSK'- ten gelen laikliğe karşı güçbirliği, etkilı tavır koyma çağrısına yanıt vermede yoklar. izmir'de hükümet-TİSK ve Türk-İş'i bir araya getiren seminer- de yeni uzlaşmaların ilk köprüleri atıldı. Taraflar, hükümet adı- na Çalışma Bakanlığı'nın çağrısı ile 27 martta bir araya gelme kararı almışlar. Bu arada çok ilginç, Türk-İş, işçi sınıfı adına bü- tün sendikalan bağlayacak nitelikteki bir toplantı öncesi, baş- kanlar kurulunu toplamıyor. Önce hükümet ve işverenlerle gö- rüşecek, ne kotarabilirse kotaracak. sonra 6 nisanda Türk-İş Bas- kanlar Kurulu toplantıya çağrılacak. Biliyorsunuz bugün de Türk-İş yönetimi, Başbakan ile bir araya geliyor. Hükümete Türk-İş'in yasalara ilişkin hazırladığı değişiklik istemleri sunulacakmış. Amerika'nın kaç yüzüncü keşfi bu der- sinizj 1 Bizim bildiğimiz Türk-İş, 1984 yılından bu yana anayasa ve yasalara ilişkin değişiklik istemlerıni hazırlayıp hazırlayıp hü- kümete sunuyor. Elbette gerçek sendikal hakları yasaklayan hu- kuk düzenine karşı mücadele vermek gibı bir görevi var. Ancak yıllar önce en geniş bıçimde görüşlerini dosyalar halinde hükü- met ve parlamentoya ayrıntıları ile vermışken, yenıden bu ne çalışması dersiniz? Dün bir iş hukukçusu profesörden telefonla uyarı aldık. Türk- iş'ın gazetelerde çıkan yasa değişiklıği önerisinde, yanlışlıkla arada değişmiş bir maddenin de değişiklıği ıstenıyormuş. Kim- bilir belki de daha önce yeni çalışma diye, daha önce hazıriık yaptıkları metinlerden kopya çekerlerken, arada yapılmış deği- şiklikler gözden kaçmış olabilir. Tabii günahı gazeteye haberi yazan gazeteci arkadaşa da kalabilır. Neyse küçük teknik yan- lış bir yana, ancak biz bir iş yapma. hükümetle işbirliği adına yeni hazırlanan yasa tasarısı önerilerinde bazı ILO ilkeleri ve orada Türk-İş'in, savundukları ile çelişkiye düştüklerini de göz- lemledik. Neyse ki çok önemii değil. Nasılsa gûndemde işçile- rin sendikal haklarını gasp eden anayasa ve yasa hükümleri- nin değiştirilmesi yok. Her şey "dostlar alışverişte görsün" ka- bilinden yapılıyor. Evet, işçi dünyasında yaşam gerçeği giderek ağır basıyor. İş- çiler çalışma ve yaşam koşullarını ağırlaştıran, kendilerini da- ha fazla yoksullaştıracak gelişmelere, toplusözleşmelere "dur" denilmesıni istiyorlar. Kendileri ile ilgili gelişmeler ve kararlar- da artık seyirci olmadıklarını her olayda kanıtlıyorlar. Bu gerçe- ği TİSK başkanı görüp söytüyor da Türk-İş yönetimi ve yandaşı sendikacılar nasıl göremiyor? Mersin'e ve tersine gıden sendi- kacılar hızla ayrışıyor. Bir de arada hem o yanda hem bu yan- da oynamaya kalkan, kendilerini çok usta görenler var. işçi ha- reketini tersine çekmeye çalışanlar. dünyada her şey boylesi- ne hızla değışirken. hâlâ başarılı olabılirler mi? Eşyanın tabiatı- na aykırı bir gelişme olabilir mi dersiniz? KISA KISA • PİMAŞ, Pimapen Pencere Sistemi'nin son yenilikleri hakkında bayilerine bilgi verdi. • TAKÎMSAN, Ürün ve Tanıtım ve Bayiler Toplantısı'nda geçen yılın ürünü değerlendirmesi yapılarak 1990 yılında piyasaya sunulacak yeni ürünler hakkında bayiler bilgilendirildi. • TAM BİLGtSAYAR demirbaş takibi ve amortisman hesaplama ile ilgili bir paket program geliştirdi. • İSTANBUL HALI İHRACATÇILAR1 BİRLİGt Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda başkanhğa yeniden Erdera Kocapınar seçildi. • tMTAŞ SİGORTA 1989 yılında prim istihsalini bir önceki yıla göre yüzde 89 oramnda arttırarak 30.6 milyar liraya çıkardı ve sigorta şirketleri prim istihsal sıralamasında 10. sıraya yükseldi. TJC İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ İSKİ İSTANBUL SU VE KANALİZAŞYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İHALE DUYURUSU Aşagıda ozellıklerı belirıılen kapalı zarf ile leklıf alma yonıemındeki ıhale ile ılgilenenler, ihale dosyasım İSKİ Genel Mudurluğu Ticareı Işlen Daıre Başkanhğrnda gorebıhr ve dos>a bedehnı İSKİ Genet Mudürluğu merkez vez- nesıne yaıırarak alabilırler. Istekiılerin jarınameye uygun hazırlayacakları kapalı leklıf mektuplarını ıhale larıhınde saal 11.00'e kadar a^ağı- da belımlen adreste Genel Evrak MudürluğU'ne gırış. larıh ve numarasını ıçeren alındı makbuzu karşıhğında ıcslim etroelerı gerekmekıedır. Teklıf zarfları saaı 14.00'te İhale Komisyon BaşkanlığYnca açılacakur. İSKİ «o: T.7459 V.7289 T.7379 T.7250 Işinadı Pık plaka ve manşon V ıdanjor hortumu ve parçaları 4000 mı. 0 1200 mm boru 100.000 Ad. 3/4 Ana yedek .İlk çelık musluk Krşif bfdrii 137.500.000 — 60.000.000 2.000.000.000 3.500.000.0O0 Ihak larihi 2"1 03 990 28.3.990 29.3 990 30.3.990 Gecld lenıiııaü 4.125 000 1.800.000 60.000.000 105.000.000 Dosya b*dt« 40 000. 20 000 600.000 1.000.000 Noı: 1- Postadakı gecikmeler dıkkaıe almmaz. 2- İSKİ 2886 sa>ilı Devleı thale Kanunu'na labı olmayıp ıhalcyı yapıp yapmamakıa. diledigitıc kısmen \eya tamamen yapmakıa. uygun bcdelin tespıt ve takdınnde serbesıur. ADRESI' İSKİ Genel Mudurlugü Aksaray Meydanı 34410 Aksaray-tSTANBUL ' TEL: 588 38 00 (35 hal) TELEX: 23 923 ISU TR FAX: 588 38 83
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear